levla

[levla]

Ne çok " -mış" gibiler var etrafımızda

[levla]

Rayından çıkmış bu yaşam,

bir duvara çarpmadan nasıl durur bilmiyorum.

[levla]

..."hiç göremeyeceğim bir fotoğraf karesine poz vermekti hayatım; somut yokluğum, soyut varlığımla tam neredeyim bilmiyorum." diye geçirdi aklından, kapının önündeki duraksamasına kaskatı duvarların eşliği devam ederken.

Pencerenin önünde haftalardır sulanmayan çiçeklerin hâlâ canlı oluşlarını hayretle gördü, anladı ki konuşursa dinleyecekler eğilerek sokuldu ve "şapkamı almayasım tuttu, yağmurlu bir günde." dedi.

Islaklığının onlara iyi geleceğini düşündü.

Nazım'ın Prag'ta Üç Leylek Lokantası şiiri aklına geldi, Nurseli İdiz'in sesiyle dinlemişti bu şiiri ilk kez.

İşte şimdi ilk kez yol kıyısında buluşuyordu uzaklıklarla.Gidilmeyen yolların biriktiğini biliyordu...

Mutfağa yöneldi bir sürahinin içinde su biriktirmek için...

Sana merhabalar biriktirdim ve çiçekler ve sevgiler.

[levla]

Zaman zaman melankoli de yaşanılası bir duygu durumu olduğunu düşünüyorum.

Böyle, dibe vuruyorsun. Sonrasında güçlenerek "ayağa kalkma" evresi müthiş....

[levla]

Başkasının ayakkabılarıyla yol yürümek zordur derler. Siz bir de 6 numara büyük çizmeleriyle çamurlu tarlada yürümeyi deneyin :))))

[levla]

İnsan anladığı ve anlaşıldığı insanla çiçek açar ,Her insan biraz istisna dır ama bazı insanlar daha değerli olur .

İnsanlar, onlara yüklediğimiz anlamlardan ibaret.

[levla]

Kendinize nefes alma payı bırakın olur mu...

Empati kuruyorum derken Benliğinize ihanet etmeyin.

Kısık ateşte pişmek en tehlikelisi. Kim kendini bilerek kaynar suya atar?

Araya bir adım da olsa mesafe koyun.

O, bir adım kurtarıcınız olacak, haberiniz olsun.

[levla]

SEBEPLERİMİ SORGULAYAN KİMSE YOK ETRAFIMDA..

HER ŞEY YÜZEYSEL..

HER ŞEY YAPMACIK..

HER ŞEY SIRADAN...

[levla]

"Anlamanın bir aydınlanma süreci olduğu umudum,

Onun aslında gitgide bir derinliğe çekilmek ve orada gömülüp kalmak olduğunu hissettiğimde tükendi.

Sonra dedim..

Canı cehenneme içerisinde iki "insan" bulunan tüm ortaklıkların.." demiş.

[levla]

HER ŞEY ,

NE KADAR ORTALAMA...

[levla]

[levla]

Mars'taki çimleri kısa kesilmiş evimin bahçesinde elma dilim patatesleri kemirirken aklıma geliverdin, senin ülkende de güneş doğmuş görüyorum, bazen senin ışığınla da karıştırdığım oluyor bu aydınlığı.. demiş

[levla]

"Yaşamın içinden geçip giderken, dokunduğu herşeyin bir anlamı bir amacı olması gerektiğini düşünenlerin dünyası olmalıydı burası. Yol geçen hanı değil.! " demiş..

[levla]

"DİLİMİN DÖNDÜĞÜ KADAR

SUSMAYA ÇALIŞIYORUM"

[levla]

"Hiç fena insanlar değillerdi yalnız boş, bomboş mahkumlardı.." demiş

[levla]

"RUHU OLMAYAN ŞEYLER İÇİN ZAMANIM YOK"

[levla]

"Saçmalama Haldun Abi, benim ne işim olur, Erkin Koray röportajında. Ya Hu biliyorsun Mihail Yuryeviç 27 yıl yaşamış ya…Yuryeviç üç beş kıçı kırık şiir bıraktığından beri uzanmadım şezlonga ve sarılmadım hayata Charlize çıplak çıkmışken havuzdan demedin mi sen.

Yapma Haldun Abi, bir kapı eşiğinde öpüşürken kırıldı çoğu kişinin dudağı ve dedim sana ölüme yeltenen organlarına hiç iyi bakmadın. Çocuklar diyorum, kalbi kuştan çocuklar, greyfurt yaprağındaki kendilik gibi, ana hatlarını taşıyan kemik gibi yeni tanışıyorsun incir gibi çatlayan mutlulukla.

Hatırlıyor musun bir paşaya saati sormuşsun da hani ‘’ saat üç ‘’ dediğinde amanrath gelmiş ya aklına, çölyak hastaları gibi glütensiz ekmekler tüketmeye başlamıştın sonra. İyi bak kas ağrılarına.

Bak Haldun abi, Bir kalp atımı uzağındayız mutluluğun, tatil sonrası mesailer kırk sekiz saat, gündüzler sepya olsa n’olur! Ki mürekkep balığı o koyu rengin kendisinden elde edildiğini öğrendiğinde başlar resim yapmaya ve anlar mesele yüzmek değil ve anlar deniz suyu erik gibi ekşi değil, buruşturmaz yüzünü, görür ki zeytin boyu kadar derinlikler.

Derin, derin, derinlerde ellerin, bir balıkçı gibi çek çıkar şu…

İyot kokulu günaydını." demiş....