Text
Anlamım ben...
Tanrı parçacığı yani!
Fenafillah'a, Nirvana'ya, En El Hak'a giden en uzun yolun ilk adımı, ilk kilometre taşı...
Canlı yaşamın ilk hücerisi
Öncesiz ve sonrasız olan değil
Bir zamanı ve mekanı olanım
Zaman ötesi bir anda ve la mekandayım
Sınırlarından çıkamadığın
Sınırlarına dokunamadığın
Sınırlarına giremediğin
Ve sınırlarını belirleyemediğin bir yerde
Anlamım yani...
Bilmeye çalıştığın tanrı parçacığı yani...!
0 notes
Text
DAİŞ kanlı dönüşün peşinde
DAİŞ, Kuzey ve Doğu Suriye’de hücrelerle örgütlenirken, Şam’daki HTŞ yönetimi DAİŞ’in terör saldırılarına alan açtı.
MANSUR ADALI HESEKÊ
Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri’nden alınan resmi verilere göre; DAİŞ’in gerçekleştirdiği 59 saldırıda toplam 33 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi yaralandı. DAİŞ’in uyuyan hücrelerine yönelik operasyonlarda 100 DAİŞ elemanı tutuklandı, 7 hücre tamamen çökertildi. DAİŞ’in gerçekleştirdiği 59 saldırıdan 32’si doğrudan İç Güvenlik Güçleri ve QSD noktalarına yönelik olurken, 14 güvenlik görevlisi şehit düştü, 5 güvenlik görevlisi de yaralandı.
QSD’nin 8 Aralık 2024 ile 4 Mayıs 2025 tarihleri arasında DAİŞ hücrelerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlar ile DAİŞ’in gerçekleştirdiği saldırıların bilançosu ise şöyle: Toplam 25 operasyonda 46 DAİŞ elemanı tutuklandı, 2 DAİŞ elemanı öldürüldü. Bu sürede DAİŞ tarafından toplam 13 saldırı gerçekleştirildi ve 12 QSD savaşçısı şehit düştü, 6 QSD savaşçısı ise yaralandı.
SOHR’un verilerine göre ise 5 aylık sürede toplam kayıp sayısı 100 ile 150 kişi arasında değişiyor. Bunların 20 ila 30’u siviller, gerisi ise savaşçılardı. Ayrıca 50 ila 70 arasında DAİŞ elemanı öldürüldü.
EN FAZLA SALDIRI DÊRAZOR’DAN
Dêrezor: El-Busayra, Diban, El-Tayana gibi kırsal bölgelerde DAİŞ’in yerel hücreleri silahlı pusular ve bombalı saldırılarla etkili oldu.
Cizîrê (Markada, Til Hemîs, Dêşîşe): Hücrelerin saklanma ve sızma noktası olarak kullandığı bölgeler.
Reqa: Özellikle pazarlarda gerçekleşen bombalı saldırılar ve pusu eylemleri dikkat çekici.
Hesekê: Yerel yöneticilere ve güvenlik güçlerine yönelik suikastlar, DAİŞ’in hedefli saldırılarının bir göstergesi.
Hol Kampı: Kamptan kaçma girişimleri ve içerideki DAİŞ’lilerin provokatif faaliyetleri, bölgenin halen kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.
DAİŞ’E YENİDEN ALAN KAZANDIRILDI
Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ), 2025’in ilk aylarında Şam çevresinde belirli bölgeleri kontrol altına alması, sadece El-Kaide bağlantılı grupların değil, DAİŞ gibi yapılanmaların da yeniden hareketlenmesine neden oldu. Çetenin özellikle başkent Şam’da bayrak ve amblem göstermesinin artması, kamu binalarına tehdit içerikli yazılamalar yapması, yalnızca doğu Suriye’de değil, ülkenin batısında da yeniden örgütlenmeye çalıştığını ortaya koyuyor. Suriye sahil şeridinde gerçekleşen katliamların faillerinin üzerinde DAİŞ amblemli kıyafetlerin bulunması, Dürzilere yönelik saldırılarda DAİŞ bağlantılı isimlerin öne çıkması ve Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı yapıların içerisindeki bazı gruplara çok sayıda eski DAİŞ üyesinin katılması, artık sadece kırsal saldırılarla sınırlı kalmadığını gösteriyor.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE DESTEK HATLARI
Birçok bölgesel analiz ve yerel kaynak, Türkiye’nin Suriye’de komuta ettiği çetelere (özellikle SMO) sağladığı destek üzerinden DAİŞ elemanlarını yeniden sahaya sürüldüğünü belirtiyor. SMO’nun yapısına dair sızan bilgiler, birçok DAİŞ’linin isim değiştirerek bu gruplarda faaliyet gösterdiğini gösteriyor. Bu durum, Türkiye'nin sınır ötesi saldırılarının DAİŞ’le mücadele değil, aksine dolaylı bir şekilde yeniden canlandıran dinamikler yarattığının kanıtı.
QSD KOMUTANLIĞI VE ULUSLARARASI KOALİSYON
QSD Genel Komutanlığı’nın yaptığı son açıklamalarda şu dikkat çekici ifadeler yer aldı: "DAİŞ’in saldırıları artık yalnızca doğrudan savaş değil, psikolojik ve yapısal tehditler de içeriyor. Hol Kampı’nda yaşanan her güvenlik açığı, gelecekte büyük çaplı sızmaların ve kitlesel eylemlerin önünü açabilir. Koalisyon güçleriyle işbirliğimiz hayati önem taşımaktadır."
Uluslararası Koalisyon, özellikle ABD ve Fransa, DAİŞ’in “taktiksel yeniden yapılanma” sürecine girdiğini ve bu sürecin hem Hol Kampı hem de Fırat’ın doğusundaki enerji altyapıları üzerinden yürütüldüğünü vurguluyor. ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) Ocak 2025’te yaptığı açıklamada şunlar kaydedildi: “DAİŞ’in kalıcı olarak bertaraf edilmesi için yalnızca askeri değil, sosyo-politik çözümler de şarttır. Kamplardaki radikal unsurlar temizlenmeden uzun vadeli istikrar mümkün değildir.”
DAİŞ’İN HÜCRE TAKTİKLERİ VE YENİ HEDEFLER
DAİŞ’in açık alanlarda büyük saldırılar yerine, gizli hücreler üzerinden; örneğin yol kenarına döşenen el yapımı patlayıcılar, suikast ve pusular, petrol tankerlerine yönelik sabotajlar, güvenlik noktalarına ani baskınlar gibi yöntemlerle hareket ettiği görülüyor. Ayrıca yerel yöneticiler, sosyal hizmet merkezleri ve enerji altyapıları da saldırıların hedefleri arasında.
UYARILAR VE GÜVENLİK AÇIKLARI
Özellikle Hol Kampı gibi alanlarda uluslararası ilgisizliğin sürmesi halinde, DAİŞ’in buraları lojistik ve insan kaynağı merkezi olarak değerlendirmesi kaçınılmaz. Ayrıca Türkiye'nin Suriye içindeki askeri mevcudiyetini arttırması ve HTŞ ile olan sıcak ilişkileri, DAİŞ için yeni geçiş hatları ve güvenli bölgeler yaratıyor. QSD kaynakları, kamplardan kaçış girişimlerinin son aylarda arttığını, güvenlik duvarlarının hem içeriden hem dışarıdan zorlandığını belirtiyor. Eğer bu duruma karşı Uluslararası Koalisyon ve BM düzeyinde daha ciddi adımlar atılmazsa 2025 sonlarına doğru DAİŞ’in organize saldırılarla yeniden gündeme gelmesi mümkün görünüyor.
DAİŞ BİTMEDİ, HÜCRELER AĞINA DÖNÜŞTÜ
DAİŞ, bugün coğrafi egemenlik hedefleyen bir yapı olmaktan uzak gibi görünse de coğrafyasız cihat anlayışıyla hareket eden bir hücreler ağına dönüştü. Bu durum, onu daha tehlikeli ve tahmin edilmesi güç hale getiriyor. Özellikle Türkiye’nin desteklediği grupların içerisinde saklanan DAİŞ’liler, yeniden yapılandığını gösteren önemli işaretlerdir. Uluslararası toplum, bu tehdidi yalnızca yerel bir mesele olarak görmeyi sürdürürse DAİŞ bir kez daha geniş çaplı bir felakete yol açabilir.
0 notes
Text
⏩️Güvenilir bir kaynaktan alınan bir bilgiye göre Türkiye'de Türk generallerden, HTŞ’den ve İslamî Cihad Hareketi’nden isimlerin yer aldığı yüksek güvenlikli ve çok gizli bir toplantı gerçekleştirildi.
⏯️Toplantıya katılan İslami Cihat Hareketi üyelerinin daha önce Ankara'da MİT gözetiminde oldukları ve Antep'te ikamet ettikleri, ayrıca bu kişilerin intihar dronları kullanma konusunda uzman oldukları belirtiliyor.
⏯️İsrail'in Kuneytra’nın güney kırsalı, Deraa ve Yermuk Vadisi’ndeki devriyelerinin hedef alınması bu toplantının temel gündemlerinden birini oluşturmaktadır.
⏯️MİT tarafından bu kişilere teslim edilen dronlar, Kuneytra kırsalından İsrail devriyelerini hedef almak amacıyla transfer edilecek.
⏯️Bu dronlar, eğitim almış bazı HTŞ gruplarına dağıtılacak ve Mariye, Ciata El Haşeb, Bet Ara, El Kayser köyleri ile El Şecra kasabasına nakledilecek.
⏯️Kaynaklar, toplantıda İngiliz kulelerini hedef alma biçiminde bir planlamanın da yapıldığını ve İslamî Cihad Hareketi üyelerinin bu gözetleme kulelerini hedef alacağını ifade etti. Bu saldırıların sorumluluğunun ise eski rejim kalıntıları ve İran hücrelerinin üzerine atılması planlandı.
⏯️Söz konusu kuleler, İngiliz istihbaratına aittir ve Colani güçlerinin bölgedeki hareketliliğinin izlenmesi konusunda İsrail güçlerine bilgi toplama desteği sağlamaktadır.
⏹️Toplantıda HTŞ komutanları ve MİT tarafından harita üzerinde işaretlenmiş olan bu kuleler, El Nehir El Kebir geçiş noktasının kuzeyinden denize, oradan da Rşiya bölgesi yakınlarındaki El Bekaa���ya kadar uzanmaktadır.

0 notes
Text
✅Kürt Halk Önderi Abdullah #Öcalan’dan Êzidî Halkına Destek: “Bu Süreç Êzidîlerin Rönesans’ı Olacaktır”
🖌️Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Êzidî halkının tarihsel mücadelesine ve özgürlük taleplerine yönelik güçlü bir destek mesajı yayımladı. Önder Öcalan, Êzidîlerin Mezopotamya’nın en kadim toplumlarından biri olduğunu vurgulayarak, tarih boyunca katliamlar, sürgünler ve zulümlerle sınandıklarını belirtti. Êzidî halkının, kültürüne ve kimliğine sahip çıkmak için büyük bedeller ödediğini ifade eden Önder Öcalan, bu trajedilerin yalnızca Êzidîlerin değil, insanlığın ortak vicdanına kazındığını dile getirdi.
🖌️Önder Abdullah Öcalan, Êzidîlerin tarih boyunca saldırılara maruz kaldığını, ancak direnerek varlığını sürdürmeyi başardığını kaydetti. Özellikle son yüzyılda ulus-devletçi zihniyetlerin yol açtığı soykırımlara dikkat çeken Önder Öcalan, 2014’te Şengal’de yaşanan katliamı bu zihniyetin bir devamı olarak nitelendirdi. Ancak bu kez Êzidî halkının özgürlük mücadelesiyle örgütlenip direnişe geçtiğini ve katliama karşı tarihsel bir karşı koyuş sergilediğini belirtti. Kadınların bu direnişteki rolüne özellikle vurgu yapan Önder Öcalan, Êzidîlerin geleceğini kendi elleriyle kurma sürecine girdiğini ifade etti.
➡️“Êzidîlerin Geleceği Demokratik Toplumla Şekillenecek”
🖌️Êzidî halkının geleceğinin, öz gücü ve demokratik iradesine dayalı bir sistemle şekilleneceğini savunan Önder Öcalan, inançlarını özgürce yaşatabilecekleri bir toplumsal örgütlenmenin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Demokratik bir sistemin, Êzidîlerin tarihsel varlığını koruma ve sürdürme açısından hayati önem taşıdığını belirtti. Önder Öcalan, “Demokratik toplum perspektifi temelinde, halkların eşit ve özgür yaşadığı bir gelecek inşa edilebilir. Êzidîler, bu demokratikleşme mücadelesinde aktif bir güç olmalıdır” dedi.
➡️ “Êzidîlerin Özgürlüğü Ortadoğu’nun Özgürlüğüyle İç İçe”
🖌️Önder Abdullah Öcalan, Êzidî halkının özgürlüğünü tanımayan yaklaşımların meşru olmadığını ifade ederek, Êzidîlerin her alanda örgütlenip geleceğini güvence altına alması gerektiğini söyledi. Demokratik, özgür ve eşit bir yaşam mücadelesinin tüm halkların ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayan Önder Öcalan, Êzidî halkının mücadelesini selamladı ve her koşulda özgürlük taleplerini desteklediğini belirtti. “Êzidîlerin özgürlüğü, Ortadoğu halklarının özgürlüğüyle iç içedir” diyen Önder Öcalan, bu bağlamda “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın, 73 Êzidî fermanına bir cevap niteliği taşıdığını ifade etti.
➡️ “Bu Çağrı Êzidîlerin Rönesans’ıdır”
🖌️Önder Öcalan, başlattıkları sürecin Êzidî halkının varlık ve özgürlüğünü sağlayacağını belirterek, bu çağrıyı bir “Rönesans” olarak tanımladı. “Bu süreç, en çok da Êzidî halkımızın Rönesans’ı olacaktır” diyen Önder Öcalan, ortak duygu ve mücadeleyle başarıya ulaşılacağını ifade etti. Mesajını, Êzidî halkına “sonsuz selamlar” göndererek tamamladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bu açıklamaları, Êzidî toplumunun tarihsel direnişine ve geleceğine dair güçlü bir destek olarak yankı bulurken, Ortadoğu’da barış ve demokratikleşme mücadelesine yönelik çağrılarıyla da dikkat çekti.

0 notes
Text
#SONDAKİKA
✅Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi adına QSD Genel Komutanı Sn. Mazlum Abdi arasında 10 Mart 2025 Pazartesi günü yapılan görüşme sonucunda aşağıdaki hususlarda mutabakata varılmıştır:
1- Dini ve etnik kökenlerine bakılmaksızın tüm Suriyelilerin siyasi sürece ve tüm devlet kurumlarına katılım ve temsil haklarının yetki ve sorumluluk temelinde garanti altına alınması.
2- Kürt toplumu Suriye devletinin yerli bir topluluğudur ve Suriye devleti onun vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını garanti altına almaktadır.
3- Suriye'nin tüm topraklarında ateşkes
4- Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimine entegre edilmesi.
5- Yerlerinden edilmiş tüm Suriyelilerin kendi kasaba ve köylerine geri dönmelerinin sağlanması ve Suriye devleti tarafından korunmalarının sağlanması.
6- Suriye Devleti'nin Esad kalıntılarına ve güvenliğine ve birliğine yönelik her türlü tehdide karşı mücadelesini desteklemek
7- Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında ayrışma yaratmaya yönelik çağrıları, nefret söylemlerini ve nifak yayma girişimlerini reddediyoruz.
8- Yürütme Komiteleri, anlaşmanın en geç yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.
Not: Translayt ile çevirildi
🖌️Daha önce tarafların kendi bünyelerinde komiteler oluşturması ve anlaşma sağlanan temel prensiplerin detaylarının netleştirilmesi kamuoyuna yansımıştı
🖌️ Son madde bu çalışmanın yıl sonuna kadar sonuçlanmasını ifade ediyor
🖌️ Bu komisyonların oluşturacağı taslakların yıl sonuna yetiştirilmesi ve tartışılarak nihai sonuca varılması beklenmektedir




0 notes
Text
#SONDAKİKA
📌 Türk ordusu, keşif uçaklarıyla Kobani’nin güneyine düşen Sirrin’e bağlı Gerraf köyünü bombaladı.
📌Saldırıda bir çocuk yaşamını yitirdi, 2 çocuk yaralandı
📌Aynı zamanda Bîr Hiso köyüne yönelik ağır silahlarla saldırı gerçekleştirildi






0 notes
Text
#SONDAKİKA
✅QSD: Türk Güçleri ve Çetelerinin Saldırıları Püskürtüldü, Çok Sayıda Çete Öldürüldü
🖌️Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Basın Merkezi, Türk güçleri ve çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’deki saldırılarının boşa çıkarıldığını ve birçok noktada ağır kayıplar verdirdiklerini duyurdu. Açıklamaya göre, işgalci güçlerin Tişrin Barajı, Qereqozaqxve Deyr Hafir cephelerinde gerçekleştirdiği saldırılar savaşçıları tarafından etkisiz hale getirildi.
🖌️Teşrin Barajı’nda Ağır Kayıplar
➡️İşgalci Türk ordusu, 9-10 Mart gecesi boyunca Tişrin Barajı çevresini ağır topçu atışları ve havanlarla bombaladı. Savaş uçakları ve insansız hava araçlarının da bölgede hareketlilik gösterdiği belirtilirken, çetelerin barajın kuzey kırsalındaki QSD noktalarına saldırmaya hazırlandığı tespit edildi. Ancak Şehîd Harun Birlikleri’nin düzenlediği ani saldırı sonucunda çetelerin toplandığı nokta hedef alındı. Bu operasyonda en az bir çete üyesinin öldüğü, birkaçının ise yaralandığı bildirildi.
🖌️Deyr Hafir Cephesinde Sızma Girişimi Engellendi
➡️Deyr Hafir cephesinde bulunan İmam köyünde iki çete mensubunun QSD noktalarına sızmaya çalıştığı aktarıldı. Ateş açan çetelere anında karşılık verilerek biri yaralı halde kaçmak zorunda bırakıldı.
🖌️Qereqozax’ta Üç Başarılı Operasyon
➡️Qereqozax cephesinde güçlerin Türk ordusu ve çetelerinin noktalarına yönelik üç ayrı operasyon gerçekleştirildiği bildirildi. Açıklamaya göre bu operasyonlarda işgalci güçler arasında çok sayıda kayıp yaşandı, ancak net rakamlar henüz kesinleşmedi.
🖌️İşgal Güçlerinden Yoğun Bombardıman ve Hava Saldırıları
➡️QSD açıklamasına göre, Türk savaş uçakları “Tîne, Melha, Ghesq” köyleri ile “Sırîn” kasabası kavşağını hedef alarak hava saldırıları düzenledi. Saldırılar, sivillere ait ev ve mülklerde maddi zarara yol açtı.
➡️Ayrıca “Tîne, Cede, Bir Heso, Ghesq, Dîkan, Melha ve San” köyleri ile “Sîfî ve Qereqozax” tepeleri ağır silahlarla rastgele bombalandı. İşgalciler tarafından 50’den fazla top ve havan mermisi atıldığı belirtilirken, yerleşim alanlarında büyük tahribat meydana geldi.
🖌️Türk savaş uçakları ve insansız hava araçlarının Kobanê ve Ain Isa bölgeleri üzerinde gün boyu uçuş yaparak keşif faaliyetlerini sürdürdüğü aktarıldı.
🖌️QSD Basın Merkezi, savaşçılarının işgal saldırılarına karşı direnişi sürdürdüğünü ve bölge halkını koruma konusundaki kararlılıklarını vurguladı.
0 notes
Text
#SONDAKİKA
✅QSD: Türk Güçleri ve Çetelerinin Saldırıları Püskürtüldü, Çok Sayıda Çete Öldürüldü
🖌️Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Basın Merkezi, Türk güçleri ve çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye’deki saldırılarının boşa çıkarıldığını ve birçok noktada ağır kayıplar verdirdiklerini duyurdu. Açıklamaya göre, işgalci güçlerin Tişrin Barajı, Qereqozaqxve Deyr Hafir cephelerinde gerçekleştirdiği saldırılar savaşçıları tarafından etkisiz hale getirildi.
🖌️Teşrin Barajı’nda Ağır Kayıplar
➡️İşgalci Türk ordusu, 9-10 Mart gecesi boyunca Tişrin Barajı çevresini ağır topçu atışları ve havanlarla bombaladı. Savaş uçakları ve insansız hava araçlarının da bölgede hareketlilik gösterdiği belirtilirken, çetelerin barajın kuzey kırsalındaki QSD noktalarına saldırmaya hazırlandığı tespit edildi. Ancak Şehîd Harun Birlikleri’nin düzenlediği ani saldırı sonucunda çetelerin toplandığı nokta hedef alındı. Bu operasyonda en az bir çete üyesinin öldüğü, birkaçının ise yaralandığı bildirildi.
🖌️Deyr Hafir Cephesinde Sızma Girişimi Engellendi
➡️Deyr Hafir cephesinde bulunan İmam köyünde iki çete mensubunun QSD noktalarına sızmaya çalıştığı aktarıldı. Ateş açan çetelere anında karşılık verilerek biri yaralı halde kaçmak zorunda bırakıldı.
🖌️Qereqozax’ta Üç Başarılı Operasyon
➡️Qereqozax cephesinde güçlerin Türk ordusu ve çetelerinin noktalarına yönelik üç ayrı operasyon gerçekleştirildiği bildirildi. Açıklamaya göre bu operasyonlarda işgalci güçler arasında çok sayıda kayıp yaşandı, ancak net rakamlar henüz kesinleşmedi.
🖌️İşgal Güçlerinden Yoğun Bombardıman ve Hava Saldırıları
➡️QSD açıklamasına göre, Türk savaş uçakları “Tîne, Melha, Ghesq” köyleri ile “Sırîn” kasabası kavşağını hedef alarak hava saldırıları düzenledi. Saldırılar, sivillere ait ev ve mülklerde maddi zarara yol açtı.
➡️Ayrıca “Tîne, Cede, Bir Heso, Ghesq, Dîkan, Melha ve San” köyleri ile “Sîfî ve Qereqozax” tepeleri ağır silahlarla rastgele bombalandı. İşgalciler tarafından 50’den fazla top ve havan mermisi atıldığı belirtilirken, yerleşim alanlarında büyük tahribat meydana geldi.
🖌️Türk savaş uçakları ve insansız hava araçlarının Kobanê ve Ain Isa bölgeleri üzerinde gün boyu uçuş yaparak keşif faaliyetlerini sürdürdüğü aktarıldı.
🖌️QSD Basın Merkezi, savaşçılarının işgal saldırılarına karşı direnişi sürdürdüğünü ve bölge halkını koruma konusundaki kararlılıklarını vurguladı.
0 notes
Text
📌 Colani çetesinin yabancı üyelerinden biri, Suriyelilere karşı savaştığı için hükümetten Suriye vatandaşlığı aldı; bir videoda Hristiyanları tehdit ederek, ya İslam'ı kabul edeceklerini, ya cizye ödeyeceklerini ya da öldürüleceklerini söylüyor.
0 notes
Text
📌Colani ve Türk devletnin, Suriye sahilinde katledilen ve "Rejim Artıkları" dedikleri Alevi çocukları...






0 notes
Text
✅Suriye’de Katliam: Binlerce Sivil Öldürüldü, Ölü Sayısı Artıyor
🖌️Suriye’de terör gruplarının gerçekleştirdiği saldırılar sonucu binlerce sivil hayatını kaybetti. Çoğunluğu yabancı savaşçılardan oluşan silahlı gruplar, evlerinde bulunan sivillere yönelik katliamlarını sürdürüyor. Ölü sayısının önümüzdeki günlerde daha da artmasından endişe ediliyor.
🖌️Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, Suriye’yi kontrol eden silahlı grupların büyük bir kısmı Suriyeli değil. Çeçen, Türkmen, Uygur ve Cezayir kökenli savaşçılardan oluşan terör grupları, bölgede büyük bir vahşet yaşatıyor. Bu grupların liderliğini Ebu Muhammed el-Colani yapıyor. Ayrıca Türk devleti tarafından destekleniyorlar.
🖌️Özellikle son 24 saatte yoğunlaşan saldırılarda 1.200 çocuk, 3.000 kadın ve 6.000 genç ile yaşlı katledildi. Toplam ölü sayısının 12 bine ulaştığı bildirilirken, bu rakamın her geçen gün daha da artacağından endişe ediliyor.
🖌️Bölgedeki siviller, uluslararası kamuoyuna acil müdahale çağrısında bulunarak, yaşanan katliamların durdurulmasını talep ediyor. Ancak, şu ana kadar herhangi bir somut adım atılmış değil.

2 notes
·
View notes
Text
Rêber Apo’nun 8 mart mesajı
“Kadın özgürlük meselesi bütün önemini koruyor. Demokratik komünalist süreç ana kadın toplumsallığının güncellenmiş halidir. Toplumsal gerçekliğe de ancak bu yöntemle varılır. Tecavüz kültürü aşılmadıkça felsefe, bilim, etik, estetik, din alanlarında toplumsal hakikat açığa çıkmaz.
Yeni dönem toplumun derinliğine gömülü erkek egemen kültürü yıkmadıkça Marksizm’in de kanıtladığı gibi sosyalizm başarısı da mümkün olmayacaktır.
Sosyalizme kadın özgürlüğünden gidilir. Kadın özgürlüğü olmadan sosyalist olunmaz. Sosyalizm olmaz. Benim sosyalizmle ilk sınavım bir kadınla nasıl konuşacağımı bilmektir. Bir kadınla nasıl konuşacağını bilmeyen sosyalist olamaz.
Yeniden doğuş önemlidir. Kadın biyolojik olarak değil, toplumsal, kültürel ve tarihsel olarak ele alınmalıdır. Simone de Beauvoir’un söylediği gibi ‘Kadın doğulmaz kadın olunur.’ Kutsallık kadına aittir. Kadın evrenin ta kendisidir erkek ondan sapmadır, sapmış bir gezegendir. İlk önce çocuğa seslenmek için dili üreten kadındır. Kültürü üreten de kadındır.
Toplumun doğuşunu sağlayan da kadındır. Kutsallık ve Tanrısallık ona aittir. Ben evliliğe ve aşka karşı değilim ama her gün aşk adına korkunç cinayetler işleniyor. İnsan âşık olduğu kişiyi öldürür mü? Aşk bu değil. Bir erkeğin sosyalistliği bir kadınla kurduğu ilişki biçimi ile ilgilidir. Birçok kadın bu ilişki biçimi nedeniyle intihar etti.
Kadınlar için dört katmanlı kadın ‘Kurtuluş İdeolojisi’ geliştirdim. Bir teoridir. Ana kadın kültürü, tanrıça çağı M.Ö 10.000 ile 4000 arasındadır. Tek tanrılı dinler Babil’le başlar. Babil Destanı, kadının köleleştirme destanıdır. Babil Yaratılış Destanı, Mezopotamya mitolojisinin temel taşlarından biridir.
M.Ö 4000- 2000 arası kadın kültürü, kadın kaybetmeye başlıyor. Ana kadının kültürü yıkıldıktan sonra Mitanilerle birlikte saray kadını doğdu. Nefertiti de bir saray kadınıdır. O süreçteki Saray kadını günümüzde doğru ev kadını haline getirildi. Sati kültürü ve geleneği var biliyorsunuz. Sati kültüründe kadınlar ateşe atılarak yakılır. En son uygulama 1832’de İngiltere’de yasaklanıyor. Ondan sonra son buluyor.
Bir de özgür kadın kültürü var. Sizler bu kültüre yakınsınız şimdi. Kadınlar anne olmayı, eş olmayı aşmaya çalışıyorlar ancak hala özgürlük kültürünün %10’u ile idare ediyorsunuz.
Esas olan zihniyetle savaşmaktır. Erkek egemen toplum yapısı kadınlar için birçok sorun yaratıyor. Şiddet var, sömürü var, ensest var, tecavüzü var, kızlar öldürmeye açık, yarın öbür gün çocuklar öldürüldüğünde ne yapacaksınız. Sati kültürü derken bunu kastediyorum. Bu kültürle, bu zihniyetle savaşacaksın. Böyle tortularınız var, bu tortulardan arınmanız lazım.
Eğer bunu yapamıyorsan senin toplumculuğun kaç para eder. Toplumsal sorunların çözümü devletten beklenmez. Ben sorun çözeceğim devletin iznini istiyorum olmaz.
Kadın sorunu Kürt sorunundan daha derin bir sorundur. Kürt meselesinden daha ağır bir kadın sorunu var ortada biz sadece bunun için küçük bir başlangıcını yaptık. Savaş ve çatışma kültürü en başta kadına yöneliktir. Bu kültürü bir nebze de olsa geriletmek mücadelenin dinamosudur.
‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı aynı zamanda kadınlar için de bir Rönesans’tır.
Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren kadınları; güncellenmiş ve başarmış Mem û Zîn ve Derwêş û Edûlê aşkıyla selamlıyor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
Sürekli selam ve sevgilerimle.”

0 notes
Text
✅SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Uluslararası Koalisyon Güçleri Komutanı ile Rakka ve Tabka’nın Aşiret Liderleriyle Toplantı Gerçekleştirdi
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Uluslararası Koalisyon Güçleri Komutanı ve bölgedeki aşiret liderleriyle Rakka’da geniş kapsamlı bir toplantı düzenledi. Cuma günü gerçekleşen toplantıya, SDG’nin bazı askeri komutanları, Kuzey ve Doğu Suriye İç Güvenlik Güçleri Genel Komutanlığı ve Rakka ile Tabka’daki aşiret liderleri ve kanaat önderlerinden oluşan geniş bir heyet katıldı.
Toplantıda, Suriye genelindeki ve özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’deki gelişmeler ele alındı.
Mazlum Abdi, toplantının başında katılımcıları Ramazan ayı dolayısıyla tebrik etti ve Suriye’deki mevcut duruma ilişkin kapsamlı bir siyasi değerlendirme sundu. Krizin çözüm yollarına dair görüşlerini paylaşan Abdi, Suriye’de kalıcı bir barışın ancak Suriyeliler arası diyalog ile sağlanabileceğini vurguladı.
SDG Genel Komutanı, Şam yönetimiyle yapılan görüşmelere değinerek, askeri çözümün dışlanması konusunda tarafların uzlaştığını belirtti. Ayrıca, bölgenin ve Suriye devletinin geleceğini görüşmek üzere, tüm bileşenleri temsil eden bir heyetin Şam ile diyalog başlatacağını açıkladı. Özerk yönetim kurumlarının Suriye devletinin yapısına entegre edilmesine hazır olduklarını ifade eden Abdi, bunun ancak karşılıklı uzlaşı temelinde gerçekleşebileceğini söyledi.
Kuzey ve Doğu Suriye’de hayata geçirilecek reformlara da değinen Abdi, halkın yararına olacak idari ve ekonomik reformları içeren bir paketin yakında uygulamaya konulacağını belirtti. Ayrıca, bölgede eski rejim unsurlarının bulunmadığını dile getirdi.
Konuşmasının sonunda, Ramazan ayı vesilesiyle adli suçlardan hüküm giymiş mahkûmlar için bir af çıkarmaya çalışacaklarını duyurdu.
Toplantıya katılan Uluslararası Koalisyon Güçleri Komutanı ise, barışçıl çözüm yollarına destek verdiklerini ve Suriye’de tüm tarafların sorunlarını diyalog yoluyla çözmesi gerektiğini belirtti. Bölgedeki güvenlik ve istikrara verdikleri desteğin süreceğini vurguladı.
Toplantıya katılan aşiret liderleri ve kanaat önderleri de söz alarak, tüm meselelerin diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini ifade ettiler. Ayrıca, terör örgütü DAIŞ’in kalıntılarının takip edilmesi ve bölgedeki güvenlik ile istikrarın korunmasına yönelik çabaların devam ettirilmesi gerektiğini vurguladılar.




0 notes
Text
📌Rojava'da çalışma yürüten Tev-Çand, YPJ ile ortaklaşa bir şekilde 7 Mart günü yayınlanmak üzere "Rêya Jînê" adlı yeni bir tiyatro çalışması hazırladı
1 note
·
View note
Text
✅HSM: Rêber Apo’nun yaptığı tarihi çağrı çerçevesinde Partimiz PKK’nin 1 Mart 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere almış olduğu ateşkes kararı, tüm güçlerimiz için geçerlidir.
➡️Halk Savunma Merkezi(HSM) Karargah Komutanlığı, “Tüm Halk Savunma Güçleri’ne başlıklı talimatta şunları belirtti:
“Rêber Apo’nun yaptığı tarihi çağrı çerçevesinde Partimiz PKK’nin 1 Mart 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere almış olduğu ateşkes kararı, tüm güçlerimiz için geçerlidir. Bütün komutanlıklar ve ilgili birimler Partimizin almış olduğu ateşkes kararına büyük bir titizlikle riayet etmeli ve bu karara tam uymalıdır.
Kuşkusuz, gelişebilecek saldırılar karşısında güçlerimizin kendini savunması ve meşru savunma hakkı çerçevesinde gereken cevabı vermesi temel bir haktır. Güçlerimiz süreklilik arz eden saldırılar karşısında misilleme hakkına da sahiptir.
Özellikle bu karar, Türkiye ve Bakurê Kurdistan’da bulunan ana güçlerimizin yanında, özel görevli fedai timler ve bütün otonom birimler, YPS, MAK vb. öz savunma birimleri gibi tüm yapılar için geçerlidir ve herkes buna uymalıdır. Otonom hareket kabiliyetine sahip olan ilgili tüm yapıların, bu karar çerçevesinde kendilerini savunma temelinde yeniden konuşlandırmaları gerekmektedir. Bu önemli süreçte hiçbir gücümüz herhangi bir biçimde tedbirlerde gevşemeyi asla yaşamamalı, her koşul altında savunma tedbirlerini güçlü kılmalıdır.
Bu tarihi yeni süreçte, Rêber Apo çizgisinde bir duruşu ve mücadeleyi yetkinleştirmek üzere, bütün HPG ve ona bağlı birimlerin duyarlı ve sorumlu davranmaları temel bir görevdir. Gelişebilecek olası provakatif durumlara karşı tedbirli davranılmalı ve bu tür durumlara son derece dikkat edilmelidir.
Bütün yoldaşların bu karara sorumlu yaklaşacaklarına inancımız tamdır.
Bu temelde bütün komuta ve savaşçı yoldaşları selamlıyor, üstün başarılar diliyoruz.”
0 notes