O gün, seninle buluştuğum ilk gün, tir tir titrememin sebi soğuk değildi be sevgilim. Sendin. Gelmeden önce binlerce senaryo yazdım, binlerce kare, konuşma ama karşına geldiğimde hiç bir şey yapamadım. Yapabildiğim tek şeydi sana dalarak seni dinlemek. O gülümsemen de kaybolmak. Ne kadar istesem de durmasını istediğim zamanı durduramamak. Gitmeyi hiç istemediğim o durakta seninle vedalaşmak. Her şiir okuyuşunda kaybolduğum adamın dudaklarından "dikkat et" kelimesini duymak. Şubat ayı hiç benim için bu kadar önemli olmamıştı be sevgilim. Hiç bu kadar anlamlı. O soğuğun içinde hiç bu kadar sıcak. Teşekkürler sevgilim... 12:59 a.m. February
Yazıyorum gene. İçimde bir şeyler birikmiş olmalı. Beraberse sarırlarımda var mısın? Özlediğim gamzelerde, gülüşlerini gömüyorsun. Benden kaçtığın her cümlede, başladığın ilk cümle olmak varken, geldiğimde virgül koyuyorsun. Sayende soğudum artık beni yazmaktan. Ve yoruldum senin yüzünden uyuyamamaktan. Adın çarptığım en büyük taş kayası.