maskeligece

[maskeligece]

Kırık melek kanatları

[maskeligece]

Olmak istediklerimiz uğruna çabalıyoruz ama aslında olamadıklarımızın yansımasını izliyoruz.

[maskeligece]

İnsan öyle kalbi dolu bir eve ait hisseder mi?

[maskeligece]

[maskeligece]

İnsan öyle boş bir eve ait hisseder mi?

[maskeligece]

İnsanlarla aramda bir uçurum var ve her geçen gün daha çok artıyor.

[maskeligece]

"İnsan kalbinde en çok kim varsa,onu kaybettiğinde gözlerini de kaybettiğini düşünür. Gözler ve kalp arasında tuhaf bir bağ vardır. Kalbim kırıldığı için bir daha göremeyeceğimi sandım. Görsem de eskisi gibi bakmayacağımı anladım."

[maskeligece]

[maskeligece]

[maskeligece]

[maskeligece]

[maskeligece]

Hiçbiri susmadı ama herkes sağırdı.

[maskeligece]

Dünyanın yarası.

[maskeligece]

Yaşanılanların hafızası

[maskeligece]

"Ruhunu bir kere satmaya görsün o kişi artık hayatı boyunca iblislerin boyundurluğu altında yaşayacaktı."

Boyalı kuş

[maskeligece]

Mezarlıklar sadece ölü insanları taşımazlar, yasarken ölen hisleri, anıları, hatta hiç yaşanmamış onca anı içlerinde taşırlar.

Hatta yas tutarlar; ölen çocuklukların, hayal kırıklıklarının, beklentilerin, yaşanamayacak onca anın yası. Yılların yasını. Kökleri ölümle beslenen onca yası.

[maskeligece]

"Belli ki yaranı evin zannettin."