metamazon-blog - Tumblr blog

[metamazon-blog]

Zeynep Fulya Azat... 27 yaşındayken ve üstelik 25 haftalık hamileyken IV. evre meme kanseri tanısı alan ve hamileliği süresince kemoterapi gören bir MetAmazon, O... Onu sizinle tanıştırmak, güçlü ve umut dolu hikayesini onun kaleminden/blogunda sizlerle paylaşmak istiyoruz. Yollarımız hep aydınlık olsun...

[metamazon-blog]

MELATONİN İLE İLGİLİ MERAK ETTİKLERİNİZ Melatonin nedir? Melatonin hormonu uyku hormonudur. Beyindeki epifiz bezinde bulunan ışığa duyarlı özel hücrelerde üretilir. Melatonin hormonu aslında biyoritmi ya da daha bilinen adıyla biyolojik saatimizi düzenler. Hormonlar ne işe yarar? Melatonin hormonu gece saatlerinde salgılanır. Hava kararınca kortizol hormonu seviyesi düşer. Kortizol hormonu azaldıkça daha çok melatonin salgılanır. Melatonin uykuya dalma ve derin uykunun sürdürülmesini sağlar. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre melatonin hormonu en çok 23.00-05.00 saatleri arasında, yani genellikle uykuda olduğumuzda salgılanır. Melatonin vücutta kansere neden olduğu sayılan serbest radikalleri etkisiz hale getiren bir tür antioksidandır. Kanser üzerinde önleyici ve yaşlanmayı geciktirici etkisi olduğuna inanılır. Hatta uyku düzeni ve kalitesi yetersiz olanlarda melatoninin eksikliğine bağlı olarak kanser riskinin arttığı tahmin edilmektedir. Melatonin dengesizliği Melatonin yetersizliği ya da dengesizliği en çok uyku düzenini etkiler. Melatonin eksikliği yaşayan kişilerde uykuya dalmakta zorlanma ya da derin uykuya dalamama sorunları görülebilir. Buna yol açan etkenler biri yeterince uyumamaktır. Herhangi bir rahatsızlık nedeniyle vücuttaki kortizol hormonu oranının yüksek olması da melatonin yetersizliğine neden olabilir. Melatoninin antidepresif ve stres ile başa çıkabilmeyi kolaylaştırıcı etkisi de vardır. Ancak fazla olması anlama ve öğrenmeyi olumsuz etkiler. Melatoninin salgılanması uyku ortamından etkilenebilir. Uyuduğunuz odanın aydınlık olması beyninizin salgıladığı melatonin miktarını azaltır. Uyku saatleriniz de melatonin salgılanmasında önemli bir etkendir. Melatonin en çok gece ve sabaha karşı uykuda salgılanır. Mümkün olduğunca bu saatlerde uyunursa melatonin dengesizliği oluşmaz. Gece uykusundan uzun süre uzak kalmanın melatonin salgılanmasını kalıcı olarak azalttığı bilinmektedir. Uzun süreli uykuya dalamama ve derin uykuya geçememe gibi sorunlar yaşayanlara tedavi için melatonin tabletleri verilir. Bu tabletlerde sentetik melatonin bulunur. Kaynak: Uzmantv

[metamazon-blog]

Novartis Onkoloji tarafından hazırlanan bu video için MetAmazon olarak teşekkür ederiz.

[metamazon-blog]

BREZİLYA FÖNÜ VE KANSER İLİŞKİSİ Sağlık Bakanlığı, halk arasında Brezilya fönü diye bilinen saç düzleştirme işleminin kanser riski taşıdığını açıkladı. Ancak birçok işletme ucuz olduğu için içeriğinde zehirli "formaldehit" kimyasalının bulunduğu ürünleri tezgâh altı kullanıyor. İstanbul'da ise 5 kuaförden 2'si bu işi ucuza mal edip halk sağlığını tehlikeye atıyor. Dünyada yaygın olan Türkiye'de ise son 7 yıldır yaptırılan Brezilya fönü diye tabir edilen saç düzleştirme işlemi, Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasıyla tekrar gündemde. Bakanlığın yaptığı açıklamada, "Düzleştirme işleminde kullanılan keratin içeren solüsyonlarında yer alan "formaldehit" kimyasalının belirli oranların üzerinde olması sağlık açısından risk taşıyabilir. Piyasalarda son dönemlerde tanıtılan Brezilya Fönü solüsyonları formaldehit içermediği iddia edilse de yurtdışında yapılan araştırmalarda bunun tam tersi olduğu söyleniyor. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu düzenli aralıklarla piyasa da yer alan kozmetik ürünleri denetlemeye başladı" denildi. ISIYLA ETKİLEŞİME GİRİYOR Açıklamada "formaldehit" kozmetik ürünlerinde yüzde 2 miktarında bulunabileceği de yazıyor ancak Brezilya fönünde ısıyla etkileşime giren madde normalde verdiği zararın daha fazlasını veriyor. İçeriğinde "formaldehitin" oranı çok düşük olan ürünlerin ise fiyatı yükseliyor. İçeriğinde "formaldehitin" oranı düşük olan ürünler kullanılarak yapılan düzleştirme işleminin maliyeti 350-800 lira arasında değişiyor. Ancak "formaldehitin" oranı yüksek olan işlemlerde ise halk sağlığı hiçe sayılarak işlem ücreti 70 liraya kadar düşüyor. Bazı kuaförler internet üzerinden fırsat kuponuyla Brezilya fönünü uyguladıklarını söyleyerek kanserojen riski taşıyan işlemi satışa çıkarıyor. Kaynak: Kanser Daire Başkanlığı

[metamazon-blog]

NÖTROPENİ NEDİR? Vücudumuzda kemik iliği adını verdiğimiz, bazı kemiklerin içerisinde bulunan bölümler de beyaz kan hücreleri (lökosit), kırmızı kan hücreleri (eritrosit) ve kan pulcukları (trombosit) üretilir. Bazı kemoterapi ilaçları kemik iliğine etki ederek bu hücrelerin yapımını engeller ve sayılarının azalmasına neden olabilir. Bu duruma kemik iliği baskılanması adı verilir. Bu durumun tesbiti için tam kan sayımı (TKS, CBC (complete blood count), hemogram) yapılması gerekir. Kemik iliği baskılanmasının en önemli sonucları anemi, trombositopeni ve lökopenidir. TKS da, eritrositte düşme varsa anemi, trombosit sayısındaki azalmaya trombositopeni, lökosit olması gerekenden az ise lökopeni denir. Normalde beyaz kan hücreleri vücudumuzu infeksiyonlardan korur ve beyaz kan hücrelerinin sayısı azaldığı zaman enfeksiyona daha yatkın hale geliriz. Beyaz kan hücrelerinin birkaç tipi vardır, bunlardan biri nötrofildir. Nötrofil sayısının düşmesine nötropeni denir. Nötropeni, kemoterapinin hemotolojik yan etkilerinden en sık görülenidir. Tam kan sayımında beyaz kan hücrelerinin (BKH) adı lökosit, BKH, white blood cell ( WBC), Akyuvar olarak da geçebilir ve sayıları mm³ de 5000 ila 10000 arasındadır. Nötrofiller, beyaz kan hücrelerinin alt grubudur ve TKS da değeri 3.000–7.000/mm³’dur. Nötropeni, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre mutlak nötrofil sayısının 2.000/mm³ ‘un altında olmasıdır. Başka bir tanıma göre nötropeni; mutlak nötrofil sayısının 500/mm³’un altında olması veya mutlak notrofil sayısının 500–1000/mm³’un arasında olup takip eden 24–48 saat icinde 500/mm³’un altına düşmesi ihtimali olmasıdır. Nötropeni genel olarak periferik kanda mutlak nötrofil sayısının azalması olarak tanımlanmaktadır. Febril nötropeni ise nötropeniye ateşin eşlik etmesi durumudur. 2010 Amerika Enfeksiyon Hastalıkları Derneği kılavuzuna göre; Nötropenik hastada ateş tanımı; ağızdan tek bir ölçümde vücut sıcaklığının >38.3°C veya 1 saatten uzun süre ≥38°C olarak saptanmasıdır. Ulusal Febril Nötropeni Derneği Çalışma Gurubu’nun hazırladığı kılavuzda ise ateş oral veya aksiler olarak bir kez 38.3 C°’den yüksek veya 1 saat süre ile 38-38.2 C°’olması tanımlanır. Nötropeni ile nötrofil sayısı 500/mm³’den az olması veya veya nötrofil düzeyi 500-1000/mm³ arasında olup 48 saat içinde 500/mm³’ün altına düşmesi beklenilen şartlar olarak ifade edilmiştir. Nötrofil sayısındaki azalma miktarına bağlı olarak nötropeni derecelendirilir. Tablo 1. ABD. Ulusal Kanser Enstitüsünün Ortak Toksisite Kriterlerine Göre Nötropeni Derecesi Derece Mutlak Nötrofil Sayısı (MNS) 0 Normal sınırlar içerisinde 1 1500 ≤MNS < 2000 2 1000 ≤MNS < 1500 3 500 ≤MNS < 1000 4 MNS < 500 NÖTROPENİNİN BULGULARI NELERDİR? Nötropeninin kendisi hiçbir bulgu vermeyebilir. Kan testi yapıldığında veya enfeksiyon oluşup bulgu verdiği zaman ortaya çıkar. Nötropenisi olan hastalar için hafif bir infeksiyon bile hızla ilerleyebilir. Bu nedenle aşağıdaki belirtiler olursa doktorunuza başvurun: * 38°C ve ya daha fazla ateşiniz varsa * Soğuk algınlığı belirtileriniz bulunuyorsa * Boğaz ağrısı, diş ağrısı varsa *Ağız, dil ve boğazda yaralar varsa ya da dil ve boğaz üzerinde beyaz kaplama varsa * Öksürük veya nefes darlığı olması * Kulak ağrısı varlığı * Karın ağrısı varsa * Cilt döküntüsü, kızarıklık ya da şişlikler olması * İshal, makat bölgesinde yara veya ağrı olması * Sık idrara çıkma, idrar yaparken ağrı ya da yanma olması * Özellikle kesi yeri, yara, intravenöz katater giriş yerlerinde kızarıklık, şişme, ağrı olması * Olağan dışı rahimden akıntı veya kaşıntı olması NÖTROPENİNİN NEDENLERİ NELERDİR? Nötropeninin pek çok nedeni vardır. Nötropeni, kemoterapi ilaçlarının yan etkisi olabileceği gibi, lösemi, lenfoma yada kanserin kemik iliğine yayılması nedeniyle hastalığın kendisi kemik iliğini etkileyebilir, yada kemik iliğini etkileyen rayoterapi alması nedeniyle nötropeni oluşabilir. Bu yazı kemoterapiye bağlı nötropeniye özel olarak hazırlanmıştır. 70 yaş üzeri kişilerde, AIDS, Böbrek nakli gibi bağışıklık sistemi baskılayan hastalıklarda nötropeni için risk daha fazladır. Şiddetli ve uzun süreli nötropenisi olan kişilerin enfeksiyon riski daha fazladır. NÖTROPENİ TANISI NASIL KONULUR? Nötropeni tanısı yapılan kan testi ile konur. Nötropeni, kemoterapi ilaçlarının yaygın görülen yan etkisi olduğu için doktorunuz ne zaman kan testi yaptıracağınız konusunda size bilgi verecektir. Bazen nötropeni nedenini tespit etmek için başka testlerinde yapılması gerekebilir. NÖTROPENİMİZ VARSA NELER YAPMALIYIZ; Beyaz küreler, kemoterapi uygulamasından 5-7 gün sonra düşmeye başlar, en düşük düzeye 2. haftada ulaşır ve 3. haftada normale dönerler. Bir sonraki kemoterapimiz nötrofil hücrelerimiz normale döndüğünde başlar, eğer hala düşük seviyede ise doz azaltılabilir ya da o kür geciktirilebilir. Doktorumuz nötropeninin ağırlığına, süresine ve enfeksiyon varlığına göre antibiyotik önerebilir. Kemoterapiye bağlı nötropeniye ateş eşlik ediyorsa, doktorunuz Koloni Uyarıcı Faktör (Colony-Stimulating Factors (CSFs, beyaz kan hücresi büyüme faktörü) adını verdiğimiz ilacı önerebilir. Bu ilaç vücudumuzun beyaz kan hücresi ve diğer lökosit tiplerine yapmasına yardımcı olur. Tüm kemoterapi alan hastalar CSF kullanmak zorunda değildir. Doktorunuza ya da hemşirenize danışmadan; * Herhangi bir medikal tedavi almayınız. * İğne veya aşı yaptırmayınız. Buradaki metin genel bir bilgilendirme olup, hastalıklar değişkenlik gösterebileceğinden kişisel değerlendirme için uzmanınızla görüşününüz. www.kanser.gov.tr adresinden alınmıştır.

[metamazon-blog]

TEMİN ETMEKTE GÜÇLÜK ÇEKİLEN İLAÇLAR İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Türkiye’de temin etmekte güçlük çektiğiniz ilaçlarınız için Eczacılar Birliği’ne başvuru yapabilirsiniz. Hasta adı- soyadı- adresi ve telefon numarası ile birlikte reçetenizi 0312 409 81 13 numaraya fax çekmeniz yeterlidir. Sipariş ettiğiniz ilacınız Eczacılar Birliği'ne geldikten sonra size telefonla bilgi verilecektir. İthal edilen ilaç bedelini de Eczacılar Birliği’nin banka hesap numaralarına ödeme yaptıktan sonra ilaçlarınız adresinize postalanacaktır. Daha detaylı bilgi için: http://www.teb.org.tr/ithal_ilac_.php

[metamazon-blog]

Funda Coşkuner- Metastatik Meme Kanseri Tecrübesi yaşamış bir dostumuz. Onun kaleminden yaşadıklarını aktarıyoruz. -------- Yeni yaş, yeni hayat hepsi beraber geldiler bana. Bir gün kansersin dediler ertesi gün hastanede raporlarım için koştururken buldum kendimi. Biri dün,biri "an"dı değişen sadece yaş ve yeni hayattı.Evraklardaki yaş artık 33'tü.Artık bir dizi tetkik içerisine girmiştim.Sonuç belliydi ama başka yerde birşey varmı ona bakılması gerekiyordu. Elimdeki raporlarda metastatik tutulumlar mevcuttu.Korkmadım dersem yalan olur bu da beni buldu demiştim.Her iki akciğerde tutulumlar mevcuttu.Yani benim hücrecikler biraz gezmek istemişler dedim.Bulundugum hastaneme,hocama ve ekibine güvendim. Doktorum "Funda gör bak bunların hepsi yok olacak." dedi. İnandım,güvendim.... Tedavim neyi gerektiriyorsa kabullendim. Metastatik meme kanseri konusunda net ve çok bilgiye sahip değildim.Tek bildiğim bir meme kanseriyle ikisinin aynı olmamasıydı.Üzülmüştüm.Hastalandığımda "niye ben?" demedim ama keşke evli olsaydım yanımda bir eşim ve çocuğum olsaydı diye çok içimden geçirdim.Kendimce tedavi sonra oluşacak riskleri düşünerek böyle düşünmüştüm.Sonra ileri baktım... "Herşey biz insanlar için memen olup emziremeye de bilirsin, normal şartlarda belki çocuğun olmayabilir, belki kocam dediğin kişi güçlü değildir ve böyle bir durumda seni yarı yolda da bırakabilirdi" dedim içimden. İçsel konuşmalarımla kendime yol ve yön buldum. Çok fazla da, karşımdaki kişilerin motive amaçlı söylemlerindeki duymak istemedim.Benim yolumdu, ben yaşıyordum.Bu yol farklı bir yol,empatinin kurulamadığı,herkesin kendi yürüdüğü yoldu. Onkoloji ile ilk annemle tanışmıştım."farklı farklı hayatlar,aynı koridorlar" demiştim. Hastalığın farkında ama kendimin çok da farkında değilmişim. Onkoloji servisi ile tanışmam beni bu yolda yürütürken emin adım atmamızda sağlamıştı. Yani annemle emekleme dönemimde kendim için koşma zamanıydı. Çevrem, yakınlarım çok üzülüyorlardı.Elden keşke birşey gelebilse ama maalesef.Davranışlar eskisinden bambaşkaydı kendimi öleceğim gibi hissettiğim anlar oldu.Yani böyle bir hastalıkta aşırı ilgiyi mantığındaki pek almadı.İnsana yaşarken eşit değer verilmeli.Ben anneminde kemoterapi görüyor olmasından dolayı çevremi bu konudan uzak tutmak istedim.Bi koruma korunma diyelim buna.Kimseden hastalığımı saklamadım ama çevremden metastatik meme kanseri olduğumu sakladım.Üzüldükleri zaman ki tepkileri görünce bence daha da detaya gerek yoktu.Bu hastalıkta yaşarken anladım ki kişi zaten kabule,kabullenişe geçiyor.Yakınların üzüntüsünden uzak farklı bir yaşam oluyor.İş ki kabullenesiniz... Bu dönem yapılan kıyas içeren konuşmalar beyni sıkıyordu.Çevremde örnekleme tarzı konuşmalar bana yardımcı olma amacı taşıyordu ama o öyle olmuyordu. Bu dönemimde benim istemim dışımda herşey yolunu alıyor ve gelişiyordu.Benim yapmam gereken bu yolda devam etmekti.Tedavi olacağım hastane vs. herşey çok muntazam ve hızlı şekilde şekillendi. Tabii bu dönemde yaşarken bir çok şey gözlemleyip,öğreniyorsunuz. Hastanede yaşanılanlar,şehir dışından gelenler ,işleyiş vb...Böyle olunca ne yapabilirim? derken araştırdıkça !yasal haklarım konusunda bilgi sahibi oldum. Net ve ulaşılabilir bilgiler olmadığından bir arkadaşım ve Europa Donna Türkiye'den Canan hanımdan da eksik bilgilerim konusunda yardım aldım. Bu sayede daha detaylı bilgi sahibi oldum. Tedavimde önce Allah'a sonra doktorum ve ekibine sonrada kendime inandım.Normalde de dengeli ve güzel beslenen biri olarak çok bir değişim yapmadım. Yaşanılanlar zor ve zorlu gibi görülüyor ama sonra o yollar katedildikçe kolay bir hal alıyor.Başlamak bitirmenin yarısıdır sözündeki yaşayarak öğreniyoruz... Şimdi tüm tedavilerim bitti, yaşam yolumda umutlu bir şekilde yol alıyorum. Bundan sonra bu yolda yürüyen kişilere yardımcı olmak adına çalışmalarda bulunacağım.

[metamazon-blog]

HASTA HAKLARI YÖNETMELİĞİ 
1 Ağustos 1998 tarihinde Sağlık Bakanlığı'nca yayınlanan “Hasta Hakları Yönetmeliği”nde ifade edilen hasta hakları yine aynı bakanlığın sağlık kurumlarına gönderdiği ve birçok kurumda duvarlarda çerçevelenmiş bir şekilde asılı bulunmaktadır. Bir tür yazılı emir niteliğinde olduğu için bu metni aynen aktarıyoruz: “Bu sağlık kuruluşuna, sağlık hizmeti almak için başvuran herkesin; 1-Hizmetten genel olarak faydalanma: Adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanmaya, 2-Eşitlik içinde hizmete ulaşma: Irk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet almaya, 3-Bilgilendirme: Her türlü hizmet ve imkanın neler olduğunu öğrenmeye, 4-Kuruluşu seçme ve değiştirme: Sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirmeye ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetlerinden faydalanmaya, 5-Personeli tanıma, seçme ve değiştirme: Sağlık hizmeti verecek ve vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimliklerini, görev ve unvanlarını öğrenmeye, seçme ve değiştirmeye, 6-Bilgi isteme: Sağlık durumu ile ilgili her türlü bilgiyi sözlü ve yazılı olarak istemeye,
7-Mahremiyet: Gizliliğe uygun bir ortamda her türlü sağlık hizmetini almaya, 8-Rıza ve izin: Tıbbi müdahalelerde rızanın alınmasına ve rıza çerçevesinde hizmetten faydalanmaya, 9-Reddetme ve durdurma: Tedaviyi reddetmeye veya durdurulmasını istemeye, 10-Güvenlik: Sağlık hizmetini güvenli bir ortamda almaya, 11-Dini vecibelerini yerine getirebilme: Kuruluşun imkanları ölçüsünde ve idarece alınan tedbirler çerçevesinde, dini vecibelerini yerine getirmeye, 12-Saygınlık görme: Saygı, itina ve ihtimam gösterilerek, güler yüzlü, nazik, şefkatli bir yaklaşımla sağlık hizmeti almaya, 13-Rahatlık: Her türlü hijyenik şartlar sağlanmış, gürültü ve rahatsız edici bütün etkenler bertaraf edilmiş bir ortamda sağlık hizmeti almaya, 14-Ziyaret: Kurum ve kuruluşlarca belirlenen usül ve esaslara uygun olarak ziyaretçi kabul etmeye, 15-Refakatçi bulundurma: Mevzuatın, sağlık kurum ve kuruluşlarının imkanları ölçüsünde ve tabibin uygun görmesi durumunda refakatçi bulundurmayı istemeye, 16-Müracaat, şikayet ve dava hakkı: Haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türlü müracaat, şikayet ve dava hakkını kullanmaya, 17-Sürekli hizmet: Gerektiği sürece, sağlık hizmetlerinden yararlanmaya, 18-Düşünce belirtme: Verilen hizmetler konusunda düşüncelerini ifade etmeye, hakkı vardır.”

[metamazon-blog]

KRONİK HASTALIK NEDİR? Kronik terimi, uzun süreli , müzmin anlamına gelir. Kronik hastalık denildiğinde sürekli ilaç kullanımı veya ömür boyu periyodik takip gerektiren hastalıklar kastedilir. Normal beden fonksiyonlatına sahip bir kişide vücut hayati faaliyetlerini kararlı bir dengede sürdürür. Kronik hastalık bu dengenin kalıcı bir şekilde bozulmasıdır. Kronik hastalığın yönetilmesinde püf noktası, normalde sağlığı korumak için dikkat edilmesi gereken hususlara daha fazla dikkat göstermektedir.

Kronik Hastalık Yönetiminde önemli olan, - Yaşam tarzındaki değişikliğe adapte olmak için hastalıkla barışık olmak, -Hastalığın seyrini takip edebilmek için düzenli tıbbi kontrol altında olmak, -Hastalığın kontrol altında tutulması için ilaç kullanım düzenine uyulmasıdır.

Kronik hastalığı olan kişiler hastalıklarının gerektirdiği gibi yaşarlarsa kaliteli bir hayat yaşayabilirler. Bu sebeple, kronik hastalığı olanlar ve onların yakınları hastalığın bilincinde olmalı, hastalığı nasıl yönetmeleri gerektiğini öğrenmelidirler.

[metamazon-blog]

MEME KANSERİ VE GENETİK TESTLER Prof. Dr. Ercüment Hayri Tekin Artık günümüzde meme kanseri ve genler arasında bir ilişki olabileceği kanıtlanmıştır. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kişilerin genetik yatkınlığının araştırılması mümkündür. Şunu belirtmemiz gerekir ki, meme kanserinin erken tanısı için yapılan taramalarda genetik testler kullanılmamaktadır. Kalıtsal meme kanseri gelişme riskini belirlemede kullanılan genetik testler belirli risk faktörleri varlığında, test sonucuna göre doktor tarafından önerilecek koruyucu girişimleri kabul eden kişilerde uygulanması önerilir. Genetik testler; • 40 yaş altında / menopoz öncesi başlayan meme kanseri öyküsü olan • 2 veya daha fazla akrabasında meme kanseri saptanmış • Meme kanseri saptanmış erkek akrabası bulunan • Aynı memede 2 kez kanser gelişimi öyküsü • Her iki memede kanser saptanması • Herhangi bir yaşta saptanan over kanseri öyküsü olan kişilerde belirli kriterler gözetilerek hekim tarafından genetik test önerilebilir. Bu durumlarda hekimin önerisi doğrultusunda değişik genler için genetik analiz yapılması gerekiyor. BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonların meme ve yumurtalık kanseri gelişimi ile ilintili olduğu bilinmektedir. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki, genetik testler yaşamın her hangi bir döneminde kanser gelişme olasılığının tahminine yöneliktir. Yani kişide %100 kanser gelişeceğini belirtmedikleri gibi kaç yaşında kanser çıkacağı da öngörülemez. Konuyla ilgili olarak, Genetik Tanı Merkezleri’ne başvurarak genetik danışmanlardan detaylı bilgi alabilirsiniz. Genetik danışmanlar, bu konuda özel eğitim almış; genetik testlerin risk ve yararları konusunda sizleri bilgilendirebilecek , test süreci boyunca ve test sonuçlarını yorumlamada size yardımcı olacak sağlık profesyonelleridir. Genetik teste başlamadan önce; hastalık öykünüz alınıp, ameliyat sonrası patoloji raporunuzun da incelenmesi ve ardından aile ağacınız çizildikten sonra hekiminizin uygun görmesi halinde sadece kan örneğiniz alınarak başlanacak olan analizin süresi de yapılacak testlere göre sizlere hekiminiz tarafından bildirilecektir. Tıbbi açıdan şartlarınızın uygunluğu halinde bünyesinde Genetik Tanı Merkezleri olan bazı Eğitim Araştırma Hastanelerinde sağlık güvenceniz dahilinde genetik test uygulanmaktadır.

[metamazon-blog]

NEDEN METAMAZON?

Yıllardır dünyada ve Türkiye’de kanser yolculuğunda, meme kanseri olmanın yükünün farkında olup, bu yükle mücadele etmekteyiz. Ancak bu yolculukta metastaz olmanın ayrı ve ağır bir anlamı vardır. Meme kanserinde Metastatik Meme Kanseri (EVRE-IV) tanısı almış ve ya sonradan metastaz olmuş kişiler bu mücadelede farklı/özel tıbbi hizmete, psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyaçları vardır.

Yapılan istatistikler neticesinde, Türkiye’de Metastatik Meme Kanseri tanısı alan hastaların 40 yaş altı bir grup olduğu ne yazık ki bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Önce kişisel yaşamı, ardından aile düzenini ve dolayısıyla toplumsal düzeni etkileyen böyle bir kronik hastalığın ihtiyaçlarının da meme kanseri tecrübesi yaşayan hastalardan çok daha farklı ihtiyaçları olduğunun bilincindeyiz.

Bu ihtiyaçlardan yola çıkarak, ulusal ve uluslararası platformlardaki eğitim ve deneyimlerle son 1 yıldır ön çalışmasını yaptığımız METAMAZON-Metastatik Meme Kanseri Araştırma ve Destek Platformu’nun oluşumunu sonlandırdık. Platformumuz artık “hastadan hekime”, “gönüllüden kurumsal”a herkesin katkılarına açıktır.

Metastatik Meme Kanseri, metastatik meme kanseri farkındalığı, araştırmaları ile hastalara ve yakınlarına yönelik destek vermek üzere kurulmuş bir platformdur. Europa Donna Türkiye ile işbirliği içindedir.

Platformumuzun yönetim ve danışma kurulu 14 Aralık 2015 tarihinde açıklanacaktır. Saygılarımla Canan Perdahlı

[metamazon-blog]

[metamazon-blog]

MEME KANSERİNDE NÜKS NE ANLAMA GELİR? Meme kanseri, esas tanı ve tedavisinden sonra yeniden tekrarlarsa, tekrarlayan (nüks eden) meme kanseri olarak adlandırılır. Nükseden meme kanseri 2 şekilde meydana gelir. 1-Lokal tekrar; kanserin memede başladığı yerde veya ilkinden başka bir noktada oluşumu var demektir. 2- Uzak tekrar veya diğer adıyla metastatik meme kanseridir. Metastatik meme kanseri ise, kanserin vücudun uzak organlarını içeren örneğin; karaciğer, akciğerler, kemikler, koltukaltı dışındaki lenf nodlarında veya beyinde oluşması demektir.

[metamazon-blog]

Dünya çapında kullanılan onkoloji ilaçlarının neredeyse tamamı, ülkemizde mevcuttur. Fakat yurt dışında yeni kullanım onayı olan bazı ilaçların temini, bazı sebeplerden dolayı gerçekleşememektedir. İlacın satışını sağlayan firmanın Türkiye’de satış temsilciliğinin olmaması ve satış temsilciliği olan firmaların da yasal başvuru süreci içerisinde olmaları sebebiyle bu ilaçların Türkiye’de dünya piyasası ile aynı satışı mümkün olmamaktadır. İlaç temini için: Bahsi geçen ilaçların temini için ilaçların tedavi aşamasında o ilaca sıranın gelmiş olması gerekmektedir. Buna hastanın takibini yapan onkolog karar verecektir. PROSEDÜR: 1. Onkolog, ilacı tedavi şemasına eklemeye karar verir. 2. Onkoloji uzmanı, “endikasyon dışı onay formu” ve hastanın imzalamış olduğu “bilgilendirilmiş olur formu” ile Sağlık Bakanlığı’na başvurur. 3. Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan kurul, hastanın önceki tedavi şemasını gözden geçirerek ilacı kullanıp kullanamayacağına karar verir. Kuruldan çıkan onay veya ret yazısı, onkoloji uzmanına gönderir. a. ONAY YAZISI GELİRSE: - Onkoloji uzmanı, ilgili reçeteyi düzenler ve Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) sizin adınıza başvuruda bulunur. - Türk Eczacıları Birliği’ne yapılan başvuru için hastanın: *Reçete aslı *Nüfus kimliği fotokopisi *Adres bilgileri gerekmektedir. - Belgeler eksiksiz şekilde düzenlendikten sonra Türk eczacıları Birliği, en fazla 3 aylık kullanımı olacak şekilde ilacı hastanın adresine teslim eder. b. İLAÇ BİTİMİNDE: - İlacın hastadaki etkisi/yan etkisi onkolog tarafından değerlendirildikten sonra ilacın yeniden talebi istenirse etkinlik formu doldurularak hastanın tedaviye devamı için talepte bulunulur. Kurul bunu değerlendirir ve genellikle tedavi eden hekimin değerlendirmesi göz önünde bulundurularak 3 ay bazen 6 ay onay verilir. Bazı ilaçlar, Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kurumu tarafından değerlendirilmiş olup işlemlerin hızlanması açısından endikasyon dışı başvuru yapmaksızın bazı kanser türlerinde doğrudan kullanım onayı verilmiştir. Dolayısıyla uygun rapor düzenlendikten sonra Türk Eczacıları Birliği’nden doğrudan reçete karşılığında ilaç temini sağlanabilmektedir. Yurt dışı ilaçların dağıtımı konusundaki bir başka durum da şudur: Yurt dışında üretilen ilacın satışı için ilgili firma, Sağlık Bakanlığı’ndan onay almıştır. Bu onay, ilacın eczanelerde olanak sağlamıştır fakat Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), ilacı geri ödeme kapsamına almamıştır. Burada ilaç temini için iki aşamalı bir süreçle SGK geri ödemesi gelene kadar eczaneler ile finansal bir anlaşma yapılması gerekmektedir. Bunun için: - Onkoloji uzmanı ilacın temini için Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunduktan sonra ilaç, düzenlenen reçete ile serbest eczaneden alınır. - Eczacı, ilacın faturasını hazırlar ve hastaya verir. - Eczacı, geri ödemenin garantisini sağlamak için hastadan senet alır. - Hasta; eczaneden aldığı faturayı, reçetesini, nüfus kimliği fotokopisini ve matbuu olan dilekçeyi doldurarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Bahçelievler/ANKARA şubesine iletir. - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), belgeleri inceledikten sonra fatura bedelini bankaya yatırır. - Hasta, bankadan ödemeyi alarak eczaneye olan borcunu kapatır. Yukarıda da görüldüğü üzere, onkoloji ilaçlarının temini için birden fazla yol ve prosedür vardır. Hastalar, bu işlemlerin takibini dikkatlice yapmalıdırlar. Burada en önemli noktalardan biri de teslim adresinin doğru ve eksiksiz bir şekilde verilmesidir. Hayati önem taşıyan onkoloji ilaçlarının hastalarca teminini kolaylaştıran düzenlemeler yapılmasını umut ediyoruz.

[metamazon-blog]

Metastatik Ne Demektir?

Meme kanseri hücreleri, lenf sistemine girdiğinde memeden kan yoluyla lenf bezlerine veya vücudun diğer organlarına doğru yayılabilirler. Kanser yayıldığında (metastaz) bu tümör, memedeki ilk tümör gibi aynı anormal hücrelerle aynı niteliğe sahip olur. Şöyle örneklendirelim ki, eğer meme kanseri, kemiğe sıçrarsa kemikteki kanser hücreleri meme kanserinin hücrelerinden gelmiştir. Dolayısıyla, bu aşamada bu hastalık kemik kanseri değil, metastatik meme kanseridir. Tedavi aşamasında ise meme kanserinin gerektirdiği tedavi olanı uygulanır.

[metamazon-blog]

Metastatik Meme Kanseri

Meme kanseri memedeki hücrelerin sonsuz ve hızlı çoğalmasıyla başlar. Metastatik meme kanseri ise, genel anlamda, kanserin memeden vücudun bir başka organına yayılması anlamını taşır.