misminikkus

[misminikkus]

"Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum ki: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zamab bereketli ürün doğurur."(incil, yuhanna'dan)

#karamazov kardeşler

#Братья Карамазовы

[misminikkus]

Türkçemiz sexus - genus bağıntısı bulunmayan, cinsiyetsiz bir dil ya. Fransızca ya da Almancada olduğu gibi nesneleri veya meslek bireylerini dişi / erkek diye ayırmıyorsun. Masa masadır, mutlu mutludur, avukat da avukat.

Dünya Göz Hastanesi’ni aradığımdan ve bana “sizi operatrise yönlendiriyorum” dediklerinden beri “olm siz napıyosunuz” diye düşünüyorum. Fransızcanın “operatör”ünü dilimize ihraç ettiğimiz yetmemiş, bir de “dişi operatör” ifadesini kullanmaya başlamışız.

Hayır hayır, öyle Öztürkçe gibi histerik takıntılara meylim hiç yok ki yaşayan dillerde etkileşim kaçınılmazdan öte bir boyutta ama dilbilgisel cinsiyet barındırmayan bir dile dilbilgisel cinsiyet getirmek nasıl aymaz bir ihtiyaçtan temelleniyor olabilir, aklım bunun peşinde.

Yalnızca Hint - Avrupa dillerinden gelen dalgadan söz etmiyorum, Hami - Samilerin Arapçası yüzünden “müdire, hamile, hakime” gibi sözcüklerin dilimizde edindiği yeri biliyorsunuz malum. Cinsiyetçilik üzerine duyar da kasmıyorum, derdim sadece canım dilimizi yozlaştıracak kadar neyin eksikliğini duyuyor olabilirizi sorgulamak.

Türkçe dilbilgisel cinsiyetin eksikliğini duyamayacak kadar zengin bir dil, İngilizce de öyle. Dili şekillendiren, diskuru oluşturan tarihinde maskülen / feminen ayrımları gerektirecek çalkantıları yok; pür bir dil. “Operatris” dediğinde o dile ne kazandırdığını sanıyor, o kelime aracılığıyla neyin eksikliğini doldurmuş oluyorsun?

“Neyin eksikliği” anahtar kelimelerim. “Müdire” hayati bir sözcük değil, Türkçe de “operatris” demediğinde derdini anlatamayacağın kadar dar bir dil değil. Bir dilin yapısını, kökünü, ait olduğu dil ailesinden koparasıya değiştirmek de ne bileyim; insanın gerçekten sinirden burnu kaşınıyor.

[misminikkus]

LIFE 16 aug 1954

[misminikkus]

When your friends walk into your room and it smells like weed

[misminikkus]

life is bigger than you and you are not me

[misminikkus]

Bu asla kaybolmasını istemeyeceğim çok değerli bir kayıt. Kimin söylediğini, tam sözlerini de bilmek isterim. Seçebildiğim sözleri arattım ama bir sonuca ulaşamadım.Bi'el atsanız ne güzel olur

[misminikkus]

“Seeing the moon in the sky, her own heart surcharged, she went and wrote: “if I were the moon, I know where I would fall down”. It meant so much to her, that sentence –”

— D.H. Lawrence, from The Rainbow.

[misminikkus]

Bağlılık ,düşünmemek demektir,düşünmeye gerek duymamak demektir.Bağlılık bilinçsizliktir.

1984

[misminikkus]

Çok basitti.Tek gereken ,kendi belleğinize karşı sonu gelmeyen zaferler kazanmanızdı .

George Orwell#1984/#Celal Üster

[misminikkus]

[misminikkus]

Yüzünü görmek bir kez daha ...

[misminikkus]

Belki de yorgun kanat sesleriyle uçup duran bir kuşum artık ben , miniminnacık bir bulutum.

Hasan Ali Toptaş/kayıp hayaller kitabı

[misminikkus]

Bayram çocuklarının koşarak neşelerini dağıttığı köy avlusundan yazıyorum . Aycicekleri, güneşin sarısını aralarında paylaşmış;annemin özenle taradığı saçlarımın örgüsü rüzgardan aşınmış.Bir çırpıda kesiyor , umursamıyor, gülümsüyoruz.

[misminikkus]

Canım Jeremy...

[misminikkus]

What do u want from him? -I do not know what I want from him !In fact he want something from me but I will not see anytime #soul #olddays #irreversible#decision