Tumgik
Text
Bakan Albayrak’tan bor müjdesi
Bakan Albayrak, bakanlığının Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
BU AY İÇERİSİNDE DEVREYE ALACAĞIZ
Depolama ve LNG alanında son 2 yılda gerçekleştirdiğimiz altyapı yatırımları ile inşallah, bu yıl kesintisiz bir kış geçireceğiz.İzmir’de devreye aldığımız ilk sıvılaştırılmış doğalgaz gazlaştırma terminalinin (FSRU) ardından, Hatay/Dörtyol’da ikinci FSRU terminalini de bu ay içerisinde devreye alacağız.
DENİZLERDE TÜRK BAYRAĞI DALGALANACAK
Doğalgaz ve petrol arama çalışmalarımız kapsamında Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis Gemileri ile Akdeniz ve Karadeniz’de detaylı sismik aramalar yürütüyoruz. Ayrıca, temin ettiğimiz bu yılsonu itibariyle Türkiye’ye ulaşacak olan yeni sondaj gemimiz ile birlikte her iki denizde kendi gemimizle kuyularımızı kazmaya başlayacağız. Bundan sonra Akdeniz’de bütün dünyaya sesleniyorum, Türkiye olarak sondaj faaliyetleri, petrol ve gaz arama faaliyetleri noktasında, Türkiye’nin sahip olduğu, Türk bayrağının dalgalandığı gemilerimizle yelken açıp dolaşacağız. Kimse kusura bakmasın.
DÜNYA İLE YARIŞIYORUZ
2017 yenilenebilir enerji kapasite artışları dikkate alındığında Türkiye, Avrupa’da; jeotermalde birinci, biyokütlede ikinci, güneşte üçüncü, rüzgârda dördüncü ve hidrolikte ise beşinci sırada bulunmaktadır. Önümüzdeki on yıl içinde rüzgâr ve güneşin her biri için 10’ar bin mw ilave kurulu gücü devreye alacağız. Güneş ve rüzgar kaynaklı santraller için yerli katkı aksamlar ülkemizde üretilecek. Fotovoltoik güneş modülü üretecek bu kapsamdaki ilk fabrikanın AR-GE merkezinin açılışını önümüzdeki yıl sonu, temelini 21 Aralık’ta Ankara’da açıyor olacağız. 2018 bitmeden Türk malı ilk güneş panelleri Türkiye’de üretilmeye başlanacak.
8 MİLYAR DOLAR TASARRUF SAĞLANACAK
Verimlilikte 2023 hedeflerine erişilmesi amacıyla 2017- 2023 dönemini kapsayan ulusal enerji verimliliği eylem planı hazırlanmıştır. 8 milyar dolar mali tasarruf öngörülen eylem planımızı 2018 ilk çeyreğinde açıklayacak ve 2018 yılını enerji verimliliği yılı ilan edeceğiz.
BOR MÜJDESİ
2002 yılında yüzde 65 rafine bor ürünü yüzde 35 konsantre bor ürünü şeklinde olan satış kompozisyonu, 2017 yılı ekim ayı sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 97 rafine bor ürünü, yüzde 3 konsantre bor ürünü şeklinde gerçekleştirilmiştir. Daha katma değerli bir ürüne dönüşme noktasında Türkiye rekoru toplam satışta yılsonu geliyor. Yaklaşık 2.2 milyon ton ihracatla Eti Maden tüm zamanların en büyük satış rakamına ulaştı. Bormatik deterjan, borgübre, ocak ayında bunların lansmanını yapacağız. Ama büyük sürpriz 2018 ilk çeyreğinde Türkiye’nin borda nasıl katma değerli bir stratejiyi yeni çeyrekte lansmanını yapacağız.
YERLİ VE MİLLİLİK VURGUSU
Niye yerli ve milli diyoruz, çünkü yerli ve milli olmak ne demek. Her alanda yerli ve milli olmak, çok çalışmak ülkemizi namerde muhtaç etmemek zorundayız. Ülkemizin, milletimizin acısı ile dertlenmek sevinci ile sevinmek zorundayız. Türkiye inancına, değerlerine tüm bu altyapıya karşı çıkan bir manada yerli ve milli olamaz. Yerli ve milli olacaksak dış mihrakların maşası olamayız. Biz yerli ve milli isek Türkiye’nin sınırları dışından bu ülkeye operasyon çekmeye çalışanların kuklası olamayız. Milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyemeyiz, iftira atamayız. Milletin gözünün içine baka baka bu aşk ve sevdan uzak duramayız. 15 Temmuz bize şunu gösterdi ki bu millet büyük bir kıyamet senaryosuyla 100 sene sonra büyük bir kurtuluş savaşı ile bir kez daha karşı karşıyadır. Milletin başında yerli ve milli sapına kadar sapasağlam bir iktidar vardır. Allah bu milleti tüm bu alanlarda aziz kılacaktır. haber7
Bakan Albayrak’tan bor müjdesi
0 notes
Text
Dengeleri değiştirecek hamle… Ordu kuruluyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin’in 11 Aralık Pazartesi günü Ankara’daki zirvesinde Suriye’de YPG’nin varlığı meselesi de masaya kondu. Erdoğan konuğuna PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin Kürtler’i temsil etmediği, aksine kendisine muhalif olanları baskı ve tehditle göçe zorladığını belgeleri ile anlattı.
Putin’e PYD/YPG’nin sürgüne zorladığı Kürt aşiretler ve kapattığı siyasi partilerle ilgili bilgiler verildi. Soçi’de yapılacak kongrede Kürtleri temsil edebilecek, 15 partiden oluşan Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin (ENKS) de içinde yer aldığı bir liste de sunuldu. Erdoğan ile Putin arasındaki bu görüşmeden bir gün sonra İstanbul’da sürpriz bir toplantı yapıldı.
İLİŞKİLERİ DEŞİFRE EDİLECEK
Aralarında 50’si Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi ve Ermeni aşiretleriyle kabile liderlerinin katıldığı toplantıda YPG’ye karşı eylem kararı alındı. Buna göre bölge aşiretleri; Türkiye’nin desteği ve diplomatik olarak açtığı alan üzerinden Suriye’nin kuzeyinde YPG ve ilişkili yapılara karşı halk hareketini terör örgütüne karşı savunma bağlamında ele aldı. YPG’nin ABD destekli gücüne karşılık, Arap ve YPG’ye muhalif Kürt aşiretlerinden oluşan birlikler kurulacak. Aynı anda Arap ve Kürt nüfus içinde PKK ve ABD’nin konumu ilişkisi ve Esad ile olan bağı deşifre edilecek.
GÖÇE ZORLUYORLAR
Bölgede PYD/YPG’nin baskısı uzun süredir hissediliyordu. Uluslararası Af Örgütü, PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde sivilleri zorla göç ettirdiğini ve bazı köyleri tamamen yıktığını rapor etti. Af Örgütü PYD’nin ihlâllerinin savaş suçu sayılabilecek derecede olduğunu belirtti: “PYD Arap halkın ve kendisiyle ortak hareket etmeyen Kürt aşiretlere karşı haksız gözaltılar yaptı, partileri kapattı.” İstanbul’daki toplantıda, PYD’nin zorbalığına karşı safların birleştirilmesi vurgusu yapıldı. Suriye dokusunun birliğini, istikrarın destekçisi ve evlerinden edilenlerin yeniden dönmesi için mücadele edileceği bildirildi. Aşiret ve kabile liderleri safların birleştirilmesi, PYD/PKK ile mücadele, Beşşar Esad rejimi ve destekçilerinin yıkılması” başlıklarını konuştular.
KARAR ALINDI
İlk kez bir araya gelen aşiret liderleri “Ulusal Ordu” kurulması kararı da aldı. Suriye’deki gelişmeler karşısında birlikte hareket edilmesinin önemi vurgulandı. Toplantıda genel sekreterlik de oluşturuldu. Alınan kararların hayata geçirilmesi için 25 Aralık’ta Samandağ’da ikinci toplantı yapılacağı, hukuki, siyasi ve askeri heyetlerin faaliyet göstereceği bir yürütme ofisi oluşturacağı öğrenildi.
Dengeleri değiştirecek hamle… Ordu kuruluyor!
0 notes
Text
Türkiye öncülüğünde bu adım atılırsa… İsrail bundan çok korkuyor!
İstanbul’da Çarşamba günü olağanüstü toplanacak İslam İşbirliği Teşkilatı’nda askeri ve ekonomik kararların alınması bekleniyor. Bu kapsamda teşkilata üye ülkelerin askeri gücünün, İsrail’in katbekat üstünde olduğu ve olası bir harekatta da bu üstünlüğünü ortak kara, deniz ve hava üsleri üzerinden net bir şekilde uygulayabileceği görülüyor.
İşte harita ve rakamlarla ‘İslam Ordusu’-İsrail karşılaştırması…
İsrail’in Mescid-i Aksa saldırıları sonrası kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Kudüs’teki işgale karşı Müslümanlar için umut ışığı taşıyor. Bu kapsamda ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını açıklamasının ardından gözler yeniden bölgeye çevrildi.
Müslümanları sokaklara döken karar sonrası İİT, Türkiye’nin çağrısıyla İstanbul’da Çarşamba günü olağanüstü toplanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İİT Dönem Başkanı sıfatıyla net mesajlar vereceği zirvede İsrail’e karşı önemli adımların atılması bekleniyor.
BM’DEN SONRA DÜNYADA İKİNCİ
Birleşmiş Milletler’den sonra en çok üyeye sahip ve uluslararası arenada temsil gücü yüksek olan örgüt, askeri ve ekonomik yaptırımlara imza atabilir.
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) olarak bilinen oluşumun kuruluş tarihi 1969. Bu tarihten 42 yıl sonra grubun adı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak değiştirilmişti.
İSRAİL’E KARŞI İSLAM ORDUSU KURULURSA
İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin askeri olarak bir araya gelmesi durumunda, dünyanın en büyük ve geniş ordusunun da oluşacağı biliniyor. 1 milyar 674 milyon 526 bin 931 nüfuslu ülkelerdeki aktif asker sayısı en az 5 milyon 206 bin 100.
Öte yandan savunmaya ayrılan 174 milyar 728 milyon 420 bin dolar bütçe de dikkatleri çekecek ölçüde.
İSTANBUL’UN YARISI
İsrail’in durumu ise oldukça geride. İslam ülkelerinin ortasında Kudüs’ü işgale girişen ülkenin nüfusu 8 milyon 49 bin 314. Sadece İstanbul’un nüfusu 14 milyonu aşıyor.
İsrail’in işgal güçlerinde ise 160 bin aktif asker bulunuyor. Savunma bütçesine ise 15 milyar 600 milyon dolar ayrılıyor.
İSLAM ÜLKELERİ İSRAİL’İ KUŞATIR
İİT’den çıkabilecek kararlardan biri de birkaç ülkenin görevlendirildiği bir ‘Kudüs görev grubu’ oluşturulması. Bu kapsamda askeri adımların da atılması bekleniyor.
Afrika’dan Asya’ya geniş coğrafyadaki teşkilat üyesi ülkelerin orduları, İsrail’i geride bırakıyor. Bu kapsamda olası bir İslam ordusu kurulması, İsrail’in askeri olarak kuşatılması anlamını taşıyor.
İLK ETAPTA 250 BİN ASKER
Olası bir harekat durumunda 250 bin askerin ilk etapta katılım sağlaması bekleniyor. Bu kapsamda Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri’nin çalışmaları doğrultusunda en kritik bölgelerde var olan üsler kullanılacak ve ortak yeni üsler kısa sürede inşa edilebilecek.
SICAK TEMAS ROTASI
İsrail’e yakın noktalardaki kara üsleriyle sıcak temas rotası oluşturulabilecek. Bölgeye uzak bölgelerden gelen uçakların ilk etapta toplanabileceği hava üsleri de bulunuyor. Akdeniz ve Kızıldeniz üzerinden ise İsrail’in kısa sürede çok sayıda gemiyle karşılaşması söz konusu.
Karada 500 tank ve zırhlı araç, havada 100 uçak ve 500 taarruz helikopteri, denizdeyse 50 gemi ve denizaltının kısa sürede harekete geçmesi mümkün. GEREKLİ TEÇHİZAT VAR
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin askeri düzeydeki seviyesi de dikkati çekiyor. Kara, Deniz ve Hava’da uluslararası harekata imza atabilecek teçhizatlar mevcut durumda.
SADECE TÜRKİYE BİLE ÜSTÜN
Türkiye de kara, hava ve deniz üzerinden önemli bir harekat merkezi rolü üstlenebilecek. Fırat Kalkanı Harekatı gibi başarılı bir sınır ötesi operasyona yakın dönemde imza atan Türkiye, dünyanın 7’nci gücü durumunda. NATO ülkeleri arasında da en kalabalık orduya sahip ikinci ülke. Türkiye yaklaşık 4 bin tanka, bin uçak ve havacılık aracına sahip. Donanmada son yıllarda atılan adımlar kapsamında da 194 araç bulunuyor.
Pakistan da tek nükleer silaha sahip Müslüman ülkesi olarak 57 ülke arasında önemli bir konuma sahip.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 57 üyesi var: Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Brunei, Burkina-Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas, Fildişi Sahili, Filistin, Gabon, Gambiya, Gine, Gine Bissau, Guyana, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Komorlar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Mali, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Surinam, Suudi Arabistan, Tacikistan, Togo, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Uganda, Umman, Ürdün, Yemen.
ERDOĞAN NET MESAJ VERDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması kararına ilişkin olarak zirveye saatler kala önemli mesajlar verdi.
Bugün Kudüs’ün sahibi olduklarını sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç bile bulamayacak
Asya’dan askeri rest
Malezya Savunma Bakanı Hüseyin de Trump’ın ‘Kudüs’ kararının Müslümanlara yapılmış bir darbe olduğunu vurgulayarak, “Malezya Silahlı Kuvvetleri, Kudüs konusunda görev almaya her zaman hazır” dedi.
TÜRKİYE İTTİFAKLAR KURUYOR
Türkiye, teşkilatın üye ülkeleriyle son yıllarda birçok işbirliğine imza atmış durumda.
Komşu Irak’taki ortak tatbikatlarla bölgedeki terör unsurlarına net mesajlar verilirken Katar, Somali gibi Körfez ve Afrika ülkeleriyle de işbirliklerine imza atılıyor. Bu noktada Türkiye’nin İslam ordusu modeline yakın tatbikatlara imza attığı görülüyor. Çok sayıda İslam ülkesiyle harekat kabiliyetini geliştirici askeri işbirlikleri kuruluyor
KAYNAKYENİ ŞAFAK
Türkiye öncülüğünde bu adım atılırsa… İsrail bundan çok korkuyor!
0 notes
Text
Türkiye dünyada 4 ülkeden biri olacak!
Çift motorlu olacak MMU’da her motorun itiş gücü 20 bin libreye ulaşacak. Uçak 55 bin feet irtifaya (yaklaşım 18 bin 600 metre) irtifaya çıkabilecek. Menzili ise 600 deniz mili yani 1,110 kilometre.
Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarını karşılamak üzere başlatılan Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi ile Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan ve 2030’lu yıllardan itibaren kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek yurt içi imkân ve kabiliyetler ile tasarlanan modern uçakların üretilmesi amaçlanıyor.
TÜRKİYE 5. NESİL UÇAK ÜRETEBİLEN 4. ÜLKE OLACAK Proje’de yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu vb. teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda Türkiye, dünyada ABD, Rusya ve Çin’den sonra 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek alt yapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yer alacak.
MMU’nun, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterine girmesi planlanan F-35A uçakları ile birlikte görev yapması ve üretilecek uçakların 2070’lere kadar Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde yer alması öngörülmekte.
MMU’da kullanılacak motor için hazır motorların performans isterlerine etkisi ile aday firmaların özgün veya geliştirme motorlar için çözümleri incelenmektedir. Aday motor firmalarından alınan bilgiler ve yapılan performans analizleriyle Hv.K.K.lığı harekât isterlerini karşılayabilmek amacıyla çift motorlu bir MMU konfigürasyonu belirlenmiştir.
JET MOTORLU HÜRJET EĞİTİM UÇAĞI
HÜRJET’in, Türk Hava Kuvvetleri’nin Tekamül Jet Eğitim Uçağı olarak T-38 uçaklarının yerine hizmete girmesi, geleceğin savaş pilotlarının HÜRJET’te yetiştirilmesi hedefleniyor. HÜRJET’in 3000 kg faydalı yük kapasitesine sahip Hafif Taarruz Uçağı modeli, ülkemizle birlikte dost ve müttefik ülkelerin Silahlı Kuvvetlerinde, Hafif Taarruz, Yakın Hava Destek, Sınır Güvenliği, Terörle Mücadele gibi görevlerde kullanılmak üzere silahlandırılacak.
HÜRJET, 1.2 Mach maksimum hıza ve 45,000 feet (yaklaşık 15 bin metre) maksimum irtifada görev yapacak şekilde tasarlanacak. haber7
Türkiye dünyada 4 ülkeden biri olacak!
0 notes
Text
K.Kore öyle bir şey çaldı ki servet kazanıyor
Bitcoin fiyatlarındaki uçuşta bayram edenler sadece spekülatör ve yatırımcılarla sınırlı değil. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un da Bitcoin talih kuşunu kutluyor olabilir.
Geçtiğimiz aylarda kimi uzmanlar ve yetkililer Kuzey Kore’nin Bitcoin kazıdığını, kefaret olarak Bitcoin talep ettiğini ve dijital para birimini çaldığını belirtmişti. Bitcıoin fiyatları 2017 yılına yaklaşık 1000 dolar civarında girdikten sonra şu sıradalar 17 kat artarak 17 bin dolara yakın seyrediyor.
Güney Kore’nin devlet kontrolündeki Internet ve Güvenlik Taşkilatı yöneticisi Lee Dong-geun, yaptığı açıklamada Kuzey Kore’nin sanal para borsalarına saldırdığını iddia ederek, “Kuzey Kore şu ana dek ne kadar çaldı bilmiyoruz ama polis Kuzey Kore rejiminin hack girişimlerini doğruladı.” ifadelerini kullanmıştı.
Polisin açıklamasına göre, temmuz ve ağustos aylarındaki polis raporlarına göre Kuzey Kore menşeli bilgisayar korsanları bitcoin ve diğer kripto paraların ticaretinin yapıldığı dört ayrı Güney Kore borsasına, çalışanlara zararlı içeriğe sahip elektronik postalar göndererek saldırdı düzenlemişti. haber7
K.Kore öyle bir şey çaldı ki servet kazanıyor
0 notes
Text
3. Havalimanı’na çok özel koruma
Açılışına bir yıldan az bir süre kalan 3’üncü Havalimanı’nın inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ederken bir taraftan da güvenlik sistemleri için düğmeye basıldı. Geçen yıl 28 Haziran’da Atatürk Havalimanı’na yönelik gerçekleşen terör saldırısının ardından havalimanı güvenlik teknolojilerini artıran Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ), 3’üncü Havalimanı’nın çevre güvenliğini radar tabanlı yapacak. Gece görüşü olan sensörlü kameralar ve radarların yer alacağı yeni sistemde, yeraltına döşenen fiber optiklerle görüntüler kumanda merkezine anında aktarılacak. Tam teknolojiyle donatılan yeni sistem, terör ya da tehlikeli durumlara karşı güvenlik birimlerini uyaracak. PİLOT UYGULAMA ANTALYA’DA
Projenin pilot uygulaması, Türkiye’nin en çok yabancı ziyaretçi girişi olan Antalya Havalimanı’nda yapılacak. DHMİ, Antalya Havalimanı’na döşeyeceği radar tabanlı güvenlik sistemi için 16 milyon TL harcayacak. DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak, Antalya Havalimanı’na yapılacak radar tabanlı güvenlik sisteminin yatırımı için önümüzdeki günlerde sözleşme imzalayacaklarını söyledi.
Ocak, “Antalya Havalimanı’nın tüm çevre güvenliğini artık radarla yapacağız. Havalimanı çevresine 4 tane radar ve gece görüşü de olan sensörlü kameralar yerleştireceğiz. Yeraltından fiber optiklerle kumanda merkezine bu görüntüler anında eş zamanlı aktarılacak. Çok komplike ve iyi bir sistem. Kuş uçsa haberimiz olacak” dedi.
BÜYÜKLERDE DE OLACAK
Radar tabanlı çevre güvenlik sistemlerinin pilot bölge olarak başta Ankara Esenboğa Havalimanı’na yapılacağını anlatan Funda Ocak, kamulaştırma sınırlarının netleşmemesi nedeniyle sistemin Antalya’ya kaydırıldığını söyledi. “Esenboğa Havalimanı’nda üçüncü pist bittikten sonra oraya da aynı sistemi kurmayı planlıyoruz” diyen Ocak, büyük havalimanlarında çevre güvenliğininin radarlar ve sensörlü kameralarla yapılacağının bilgisini verdi.
3 YILDA YAKLAŞIK 100 MİLYON TL HARCANDI
Türkiye’nin 2017’de havalimanlarına yaptığı güvenlik yatırımlarına ilişkin de bilgileri paylaşan Funda Ocak, “Bu yıl 35 milyon liralık X-Ray cihazını havalimanlarımıza yerleştirdik. Ayrıca tanesi 500 bin dolar olan body scanner (vücut tarayıcı) cihazlarından da 24 adet aldık. ABD ve İngiltere’nin uyguladığı kabin yasağı sonrasında da 4 adet tomografi cihazı satın aldık” dedi. Ocak, 2014-2017 yılları arasında havalimanları güvenlik teknolojilerine yaklaşık 100 milyon TL’lik harcama yapıldığı bilgisini verdi.
Sabah
3. Havalimanı’na çok özel koruma
0 notes
Text
Erdoğan “İsrail bir terör devletidir. Kudüs’ü çocuk katili İsrail’e teslim etmeyeceğiz” dedi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Sivas İl Kongresinde konuştu. İsrail’e ve ABD’ye Kudüs konusunda çok sert mesajlar veren Erdoğan; “İsrail bir terör devletidir. Kudüs’ü çocuk katili İsrail’e teslim etmeyeceğiz” dedi..
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Sivas 6. Olağan Kongresi’nde konuştu. ABD’nin almış olduğu Kudüs kararı hakkında ve İsrail’in Kudüs’te göstericilere yaptığı alçak müdahalelere ilişkin sert açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan; “İsrail bir terör devletidir” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Sevgili Sivaslılar, değerli dava arkadaşlarım, sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerle bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Tüm yiğidoları gönülden selamlıyorum. Her bir vatandaşıma selam ve muhabbetlerimi iletiyorum.
16 Nisan halk oylamasında yüzde 71.3 ile ‘Evet’ diyen tüm Sivaslı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Sizler 16 Nisan günü bir kez daha tarih yazdınız. Sizler yzüde 71.3 oy oranı ile güçlü Türkiye’nin yolunu açtınız. Sivaslı kardeşlerim aynı başarıyı 2019 yılındaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili seçimde de tekrarlayacaktır, hiç şüphem yok.
Sivas İl Kongremizi çok önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum. Kongremizin şehrimiz için, ülkemiz, milletimiz, bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Toplam bedeli 800 trilyon lira olan 53 eser ve hizmetin Sivaslı kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserleri kazandıran tüm kurumlarımızı gönülden tebrik ediyorum. Gecemizi gündüzümüze katarak Türkiye’yi 2023 hedeflerine adım adım taşıyacağız.
Son yıllarda bölgemizde meydana gelen hadiseler, millet ve ümmet olarak ne kadar ağır bir imtihandan geçtiğimizi ortaya koyuyor. Ülkemizin merkezinde yer aldığı coğrafya kasvetli günler yaşıyor. Irak meselesinde mesafe aldığımıza sevinirken ertesi gün Körfez’den sıkıntılı haberler geliyor, bir anda bu sefer Pakistan’da sıkıntılar yükseliyor. Somali’de açlığa çözüm bulduk derken bu kez Yemen, Arakan’daki mazlumların feryatları ile yüreğimiz dağlanıyor. Suriye krizini hal yoluna koymak için adım attığımız günlerde Kudüs’te yeni bir provokasyon önümüze çıkıyor.
Türkiye barış, istikrar ve güvenlik için çalıştıkça birileri de çatışma ve savaş için gayret gösteriyor. Birileri İslam dünyasını gözyaşına boğmak için çalışıyor. Bu amaçla etnik ve mezhebi farklılıkları kışkırtıyorlar. Terör örgütlerini en modern silahlarla donatıyorlar. Kirli planlarını gerçekleştirmek için asırlardır altında kendi imzaları olan BM kararlarını dahi ayaklar altına almaktan çekinmiyorlar. Paçavraya çevrilmeyen prensip kaldı mı? Yapılmadık provokasyon kaldı mı?
İnsanlık son birkaç yılda gördüğü çifte standarda, tarihinin pek az döneminde şahit olmuştur. Sözde ileri demokrasi beşiği ülkeler, en temek hal ve özgürlükler katlediliyor. Bizden sessiz kalmamızı, köşemize çekilmemizi istiyorlar. Bizden değerlerimizi ayaklar altına alarak teslimiyet yolunu seçmemizi istiyorlar. Müslüman, hele de Türk ise cesur insandır. Bu böyle biline. Biz kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan ben varım diye haykırmayı hayatının merkezine yerleştirmiş insanlarız.
İSRAİL’E MESAJ Tavrımızı muhataplarımızın kimliğine göre değil, haklı mı haksız mı olduğuna bakarak belirleriz. Zalim öz kardeşimiz de olsa karşısına çekilmekten çekinmeyiz. 1492 yılında, ey İsrail, Yahudiler İspanya’dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk. 19. yüzyılda Yahudiler Rusya’da yaşadıkları baskılar karşısında yine kurtuluşu Osmanlı’ya sığınmakta buldular. Bu konuda bir Alman seyyah şöyle tespitte bulunuyor: “Yeryüzünde Yahudiler herhangi bir memlekette kovuldular mı, doğru Türkiye’ye sığınırlar.”
Bu milletin geçmişinde asla holokost yoktur, soykırım yoktur, bunu böyle biliniz. Bu milletin tarihinde etnik temizlik yoktur. Katliam, zulüm, işkence yoktur. Sömürgecilik yoktur, çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın. Alnımız ak, başımız dik. Böyle yürüdük, böyle yürüyoruz. Bu millet tavrını birilerinin cüssesine göre belirlemeyecek kadar cesur bir millettir. Biz birilerinin tehditlerinden, şantajlarından yılacak bir millet değiliz.
TRUMP’IN KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR! Biz mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu anlayış ile ilk kıblemiz gözbebeğimiz Kudüs konusunda tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanacağız. Amerika’nın kararını ilan edeceğini açıkladığı salı gününden bu yana yoğun bir telefon diplomasisi yürüttük. Amerika’nın bu adımının tamamiyle evangelist bir yaklaşım olduğunu da ortaya koymak durumundayım. Ne uluslararsı hukukla, ne diplomasi ile ne de insanlıkla bağdaşmadığını dile getirdik. Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanı olarak, İstanbulumuzda İslam ülkelerinin liderlerini, hükümet başkanlarını olağanüstü bir zirvede bir araya geyiriyoruz. Burada belirleyeceğimiz yol haritası ile kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmayacağını göstereceğiz. Trump’ın açıklaması bizim için yok hükmündedir. Orayı başkent olarak ilan etmeniz, binanızı oraya taşımanımız yok hükmündedir.
Yarın akşam sayın Putin ile de hem bu meseleyi hem de Suriye meselesini etraflıca değerlendireceğiz.
İSRAİL TERÖR DEVLETİDİR, TERÖR 1947-67 arasında Filistin küçülmeye başladı. 1967’de İsrail iyice büyüdü. Geliyoruz bugüne. Mevcut durum. Şu anda İsrail ne oldu, bugün ve Filistin ne oldu? Filistin mazlum, mağdur. İsrail tam bir işgal devleti. Dünyanın almış olduğu hiçbir kararı bugüne kadar bu İsrail tanımamıştır. Şimdi de Amerika ve İsrail 1980 BM kararı, Amerika ve İsrail’in dışında buna uyan yok. İsrail terör devletidir, terör. 14 yaşındaki çocuğu, gözleri bağlı olarak bu teröristler bakın ne halde sürüklüyorlar.
Kudüs, İstanbul’un kardeşi, Konya’nın, Sivas’ın, Diyarbakır’ın dostudur. Kudüs, bizim gözümüzün nurudur. Çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. İşgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin insafına da bırakmayacağız. Mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.
Erdoğan “İsrail bir terör devletidir. Kudüs’ü çocuk katili İsrail’e teslim etmeyeceğiz” dedi
0 notes
Text
‘Çok az kaldı, satış bitmek üzere…’
Anlaşma kapsamında iki gemi Türkiye’de üretilecekken diğer iki gemi Karaçi Tersanesi ve Mühendislik İşleri (KSEW)’de yapılacak. Kaynaklar, teknik ve finansal müzakerelerin şimdiden başladığını belirtiyor.
Tekliflerin Savunma Üretim Bakanı Rana Tanveer Hussain’in Türkiye ziyaretinde Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile olan temaslarında görüşüldüğü de gelen haberler arasında.
Pakistan, geçtiğimiz mayıs ayında gemilerin tedariği için niyet mektubunu da imzalamıştı. Gemilerin tasarım ve konfigürasyon planları henüz nihayete erdirilmiş değil.
2 bin 300 ton ağırlığında MİLGEM üretimi Ada denizaltılara karşı silahlı bir savaş gemisi olarak biliniyor. Gemide üçlü ASW torpido yuvası, zemin ve zemin altı farkındalık sensörleri, gemisavar füzeler için iki dört çekirdekli fırlatıcı, bir adet 76mm ana savunma silahı ve iki stabilize silah kulesinin yanı sıra Rolling Airframe füze sistemi de bulunuyor. PAKİSTAN TÜRK SAVUNMA SANAYİİ İÇİN KİLİT PAZAR
Savunma Teknolojileri Mühendislik (STM) de halihazırda Pakistan ile iki proje kapsamında çalışıyor. Bunlar arasında Pakistan’da inşa edilmiş en büyük gemi olan 17 bin tonluk PNFT gemisi ve Agosta 90B’nin geliştirilmesi de var.
Pakistan’ın TAI tarafından üretilen T129 ATAK saldırı helikopteri alımıyla ilgili de Türkiye ile görüşmeleri var. Ülke yetkililerine göre şu an sipariş durumunda olan 12 adet Bell AH-1Z Viper helikopter filosunu tamamlamak için T129 ATAK düşünülüyor.
Pakistan Havacılık Birliği (PAC) daha önce de Çin ile birlikte üretilen tek motorlu, çok yönlü ve hafif JF-17 Thunder saldırı uçaklarının hedef saptama sistemleri ve konfigürasyonu için Türkiye için çalışmıştı. Pakistan ve Türkiye arasında savunma sistemleri arasında yıllardır süren stratejik iş birliği geliştirilmiş durumda.
KAYNAK: HABERTÜRK
‘Çok az kaldı, satış bitmek üzere…’
0 notes
Text
‘Bizi işgalden ancak Türkiye kurtarır!’
Savaşların hiç durmadığı Kudüs’te şimdi İsrail’in işgali altında bulunan Filistinliler, o gün İngilizleri Kudüs Fatihi olarak gören liderlerini suçluyor.
Mustafa Çavuş, besmeleyle başladığı konuşmasında Müslümanların İsrail işgalinden kurtulacağı günü beklediğini belirterek, ”Ben, Türk asıllıyım. Babam Mustafa Muhammed Zeybek, Filistin’deki İngiliz işgaline direnen Osmanlı askerinden biridir. Dedem Mustafa, İzmir’e bağlı Manisa sancağında ikamet ediyordu. Daha sonra Filistin’e geldi. Son Osmanlı askeri Filistin’den çıktıktan yüz sene sonra Osmanlı hilafetinin ihtişamının geri döneceği günü ve Müslümanların İsrail işgalinden kurtarmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. BM’den ve uluslararası kuruluşlardan İsrail’in Filistin üstüne uyguladığı zulmü kaldırması için görevini yapmasını bekliyoruz” dedi.
”HALA ECNEBİLERİN VAATLERİNE İNANIYORLAR”
O günkü Filistinlilerin torunlarından olan Tahir ve Belgeler Merkezi Başkanı Dr. Halit Yunus el-Halid o günleri şöyle anlatıyor:
”Son Osmanlı askerinin Filistin’i terk etmesinden 100 yıl sonra, onun hatırası için şüphesiz Filistinlilerin bir şey söylemesi lazım. Benim bir Filistinli olarak söyleyeceğim sözleri Filistinlilerin de söyleyeceğini düşünüyorum. Filistinliler, halk ve liderler olarak İngilizlere inanarak çok vahim bir hata yaptı. Osmanlıyla ittifak yaparak işgalci İngilizlere karşı direnme yerine, maalesef Osmanlıya karşı İngilizlerle iş birliği yapıp bu mukaddes topraklardan Osmanlı’yı çıkartmaya katkıda bulundular. Liderlerine inanarak, işgalcilere karşı direnmek yerine İngilizleri Kudüs’ün fatihi olarak görüp, onları güllerle karşıladı. Aynı İngilizler Balfour vaadiyle İsrail’e devlet sözü verdi ve bu mukaddes topraklara Yahudileri yerleştirdi, onlara devlet kurdu. Filistinliler ve Araplar hala ağır bedel ödemeye devam ediyor. Meseleleri hala çözülemedi. Hala ecnebilerin vaatlerine kanıyor ve hala meselelerini onların çözeceğini inanıyorlar. Bu ümmet, Filistinliler ve Araplar dinlerine dönmedikçe bu mesele hallolmaz. Bu toprakların kurtarılması, hürriyetine kavuşması için bütün İslam ülkelerinin İslam üzerinde birleşmesiz lazımdır” ifadelerini kullandı.
”TÜRKLERİ BEKLİYORUZ”
Filistin’in işgalden kurtulup bağımsızlığını kazanmada Türklerin büyük rolü olduğunu söyleyen Yunus el-Halit, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
”Bizim kanaatimize göre Osmanlı milletinin, bu ülkenin işgalden kurtulup hürriyetine kavuşmasında çok büyük bir rolü oldu. Nurettin Mahmut İbni Zengi Türk’tür. Mescidi Aksa’nın işgalden kurtulmasında büyük rol oldu. Milletin dinini öğrenmesine büyük katkı sağladı. Onlar bu halkı Şam şehirlerinde her bakımdan kalkındırıp bir millet olmasını sağladı. Onlar Haçlılara karşı savaşarak zafer kazandı. Selahaddin Eyyubi de Nurettin Mahmut Zengi komutanlardı. Onların asılları Türk’tür. Onlar Haçlılara karşı savaştılar ve kazandılar. Mescid-i Aksa’yı hürriyetine kavuşturdular. Türklerin bizim tarihimizde büyük yeri vardır. Ümmet üzerinde büyük etkisi oldu. Filistin’in ve ümmetin kurtuluşunu Türklerin kurtarmasını umuyorum ve bekliyoruz.”
“OSMANLI’NIN GEMİLERİ OKYANUSLARDA DOLAŞIRKEN SÜKUNET VE BARIŞ HAKİMDİ”
Filistin İslam Üniversitesi Tarih ve Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Ghassan Mahmut Saşa ise ”Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistin’den ayrılmasının yüzüncü yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihte bilinen en büyük ve en güçlü imparatorluk olduğunu söylememiz gerekir. Tarihi kaynaklar Osmanlı İmparatorluğu’nun 20 milyon metrekareye hükmeden en büyük imparatorluk olduğunu söyler. Osmanlı imparatorluğunun gemileri denizler ve okyanuslarda dolaşırken sükunet ve barış hakimdi. İtalya ve Doğu Avrupa Osmanlıyı öfkelendirmekten korkardı. ABD, George Washington döneminde Osmanlıya vergi öderdi. Viyana ve Avusturya’da Osmanlıya vergi öderdi. Tarihi kaynaklar, Osmanlı yönetiminin sürdüğü 4 yüzyıl içinde Filistin’e Yahudi ayağı değmediğini yazar. Yine tarihi kaynaklar şehrin girişindeki büyük kapının üzerinde Yahudilerin şehre girişinin yasak olduğu bir Osmanlı fermanının asılı olduğunu yazıyor. Tonlarca altın verseler de bu toprakların Yahudilere satılmayacağı kaydediliyor. Kudüs’ün Filistin toprağı olduğu kaydediliyor. Osmanlı fermanında Kudüs’e Yahudilerin girişinin yasak olduğu şehre girmek isteyen Yahudilerin en fazla dört aylık ikamet izni veren kırmızı bir kart alması gerektiği yazılı olduğu belirtiliyor. İkamet süresi 4 ayı geçmesi durumunda kutsal Kudüs şehrinin korunması için bu kişiler şehirden dışarı çıkartılıyordu. Osmanlı tarihini okuduğumuzda, Osman bin Ertuğrul, Sultan I. ve II. Beyazıt ve Fatih Sultan Mehmet’in hayatını okuduğumuzda ihtişam, şeref ve haysiyet görüyoruz. Osmanlı sultanlarının hayatlarını çocuklarımıza öğretiyoruz. Osmanlı’nın Avrupa’yı nasıl titrettiğini ve 50 ülkeyi yönettiğini çocuklarımıza öğretiyoruz. Osmanlı hilafetinin ihtişamının geri döneceği günü ve Müslümanların İsrail işgalinden kurtarmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Osmanlı, 28 Aralık 1516’da Sinan Paşa önderliğinde Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferinde Kudüs’e girişinin ardından 400 yıl hükmetti. İngilizlerin 24 Ekim 1917’de Kudüs’e saldırmalarının ardından şehir 9 Kasım 1917’de düştü.
KAYNAK:  İHA
‘Bizi işgalden ancak Türkiye kurtarır!’
0 notes
Text
Savunma sanayisinde ‘güdüm’ başarısı
Mevcut genel maksat bombalarına hassas vuruş ve uzun menzil yeteneği kazandıran Kanatlı Güdüm Kiti’nin seri üretimi başladı – KGK, savunma sanayisindeki dışa bağımlılığın azaltılmasındaki önemli adımlardan birini oluşturuyor.
Güdümsüz genel maksat bombalarına güdüm ve uzun menzil yeteneği kazandırmak üzere geliştirilen Kanatlı Güdüm Kiti’nin (KGK) seri üretimine başlandı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumundan (TÜBİTAK) yapılan yazılı açıklamaya göre, Savunma Sanayii Araştırma Geliştirme Enstitüsü (TÜBİTAK SAGE), savunma sanayisinde geliştirdiği önemli projelerle Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet etmeye devam ediyor.
TÜBİTAK SAGE tarafından tasarımı ve F-4/F-16 platformlarına sertifikasyonu tamamlanan, uçaktan bırakılan güdümsüz genel maksat bombalarına güdüm ve uzun menzil yeteneği kazandırmak üzere geliştirilen KGK’nin seri üretimine başlandı.
Mevcut genel maksat bombalarına hassas vuruş ve uzun menzil yeteneği kazandıran KGK, her türlü hava koşulunda kullanılabiliyor. Milli imkanlarla geliştirilen ve üretilen KGK silah sistemi, sahip olduğu özelliklerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türk savunma sanayisinin dışa bağımlılığını azaltma, savunma sanayisinin millileşme çalışmaların önemli bir örneğini oluşturuyor.
Mevcut güdümsüz 1000 lb’lik MK-83 ve 500 lb’lik MK-82 genel maksat bombalarını havadan karaya atılan uzun menzilli akıllı mühimmata çeviren KGK’nın üretim faaliyetleri başta Kale Grubu olmak üzere birçok savunma sanayisi kuruluşu ile birlikte yürütüldü. TÜBİTAK SAGE, bu üretimlerde rol alan alt yükleniciler ile savunma sanayisinin gelişmesine katkıda bulundu.
KGK silah sistemi tasarımı, entegrasyonu ve üretimlerini başarıyla tamamlayan TÜBİTAK SAGE, ayrıca KGK’da kullanılan ısıl pil ve bazı piroteknik bileşenler gibi kritik alt sistemlerin tasarım ve üretimlerini de milli imkanlar ile kendi altyapılarında gerçekleştirdi.
Savunma sanayisinde ‘güdüm’ başarısı
0 notes
Text
Savaş kapıda! İsrail, İran’ın üssünü vurdu!
Haaretz gazetesi, İsrail’in Suriye’deki İran askeri üssünü vurduğunu son dakika koduyla dünyaya duyurdu.
Habere göre, Lübnan hava sahasını kullanan savaş uçakları başkent Şam yakınlarındaki İran askeri üssünü hedef aldı. Saldırının gerçekleştiği yer, Şam’a 13 kilometre mesafedeki El Kisva. Uçakların bombardımının hemen ardından şiddetli patlama sesleri duyuldu.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, patlamalardan sonra Şam ve çevresinde büyük oranda elektriklerin kesildiğini aktarıyor.
Saldırıya karşılık ise, Suriye’deki hava savunma sistemleri İsrail jetlerine füze fırlattı.
Bombardımana karşı Suriye veya İran’dan henüz bir açıklama yok. İsrailli yetkililer de yorum yapmayı reddediyor.
BBC, yakın zamanda Kisva’da İran’a ait bir üssün inşa edildiğini duyurmuştu. haber7
Savaş kapıda! İsrail, İran’ın üssünü vurdu!
0 notes
Text
Asgari ücrete, işsizlik maaşına, BES’e… Milyonları sevindirecek “katkı” müjdesi!
sgari ücret maratonu başladı. Çalışma hayatında pek çok konu için asgari ücretten hesaplama yapılıyor. Örneğin 1 Ocak’ta asgari ücret artınca işsizlik maaşı da yükselecek. BES’teki devlet katkısı da artacak.
2018 yılının asgari ücretinin belirlenmesi için çalışmalar cuma günü başladı. Peki, asgari ücret nasıl, neye göre ve kim tarafından belirleniyor? Asgari ücret, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Komisyonda işçi, işveren ve devlet temsilcileri yer alıyor. Komisyonda asgari ücrete ilişkin görüşmeler ve hesaplamalar yapılıyor ve neticede bir karara varılıyor. Bu kararın alınması için oyçokluğu gerekiyor. Dolayısıyla işçi veya işveren tarafının devletin önerdiği asgari ücret rakamını kabul etmesi şart. Oyların eşit olması halinde ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tespit ettiği başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış oluyor. Akşam Gazetesi’nden Okan Güray Bülbül yazdı…
NEYE GÖRE BELİRLENİYOR?
Asgari ücret, normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi temel ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir. Dolayısıyla asgari ücretin işçinin yalnızca kendisinin ihtiyaçları düşünülerek ele alınması gerekir. Ancak ülkemizde kadınların işgücü piyasasına katılım oranı düşük olduğu için çoğu asgari ücretli kazandığı parayla ailesini geçindirmek durumunda. Bu nedenle de asgari ücret üzerinden ortalama dört kişilik bir ailenin giderlerinin karşılanması zorunluluğu ortaya çıkıyor.
HASSAS BİR KARAR
Komisyonun vereceği karar çok kritik. Yalnızca asgari ücretliler için değil, asgari ücrete yakın düzeylerde çalışan kişiler için alınacak karar büyük önem taşıyor. 2016 yılında asgari ücrette yüzde 30’a yakın artış olunca, asgari ücretin biraz üzerinde maaş alan kişilerin de ücretlerinde önemli bir artış yapılması gereği doğdu. Bu bir çığ etkisiyle ücretlerde artış getirdi. Bu konuda işverenlere ek destek uygulanarak sorun çözülmeye çalışıldı. Bu ay içerisinde verilecek karar hem işçi kesimini, hem işveren kesimini memnun edecek nitelikte olmalı.
Borçlanma miktarı değişecek
Asgari ücret yalnızca asgari ücretle çalışanları ilgilendirmiyor. Çalışma hayatında pek çok konu için asgari ücret üzerinden hesaplama yapılıyor. İlk olarak asgari ücret artınca 1 Ocak 2018 itibarıyla SGK’ya yapılan borçlanmalarda bir günlük borçlanma miktarı değişecek. Böyle olunca doğum, yurtdışı, askerlik borçlanması yapacak kişilerin cebinden daha yüksek miktarda para çıkacak. Ancak asgari ücrete bağlı tek değişken borçlanma değil.
Bağ-Kur’lunun primi etkilenecek
Asgari ücret artınca yeni adıyla 4/b’lilerin eski adıyla Bağ-Kur’lunun ödeyeceği prim de artacak. Bağımsız çalışanlar, esnaflar ve şirket ortaklarının her ay SGK’ya ödediği primlerde asgari ücrete endeksli olduğu için 1 Ocak 2018’ten itibaren asgari ücretteki artış bu kişilerin ödediği prime de yansıyacak.
1 Ocak itibarıyla işsizlere de müjde: Üst sınır yükselecek
Asgari ücrete endeksli bir diğer ödeme de işsizlik maaşı. Bir kişinin prime esas kazancı yani brüt ücreti ne kadar olursa olsun işsiz kaldığında İŞKUR’dan alabileceği işsizlik maaşında üst sınır söz konusudur. Bu üst sınır asgari ücretin brütünün yüzde 80’idir. Dolayısıyla bir kişinin çalışırken maaşı 7500 TL’de olsa bu kişi işsiz kaldığında asgari ücretin brütünün yüzde 80’inden fazla işsizlik maaşı alamaz. 1 Ocak 2018’de asgari ücret artınca bu sınır da artacak ve maaşı yüksek olan kişilerin alabileceği işsizlik maaşı da artacak.
5332 TL’lik limit yukarı çıkacak
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) ödenen katkı paylarına yüzde 25 oranında devlet katkısı söz konusu. Ancak devlet katkısında bir üst limit var. Bu da asgari ücretin brüt tutarının yıllık miktarının yüzde 25’i. 2017 yılı itibarıyla devlet katkısındaki üst limit 5.332,5 TL. Asgari ücretin artmasıyla üst sınırda da artış olacak ve devlet katkısı miktarı yükselecek.
Asgari ücrete, işsizlik maaşına, BES’e… Milyonları sevindirecek “katkı” müjdesi!
0 notes
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bazı sinyaller alıyorum!
Tweet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Muş 6.Olağan İl Kongresi’nde bir konuşma gerçekleştirdi. Yaptığı konuşmasında bazı sinyaller aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bazı haberler alıyorum bazı sinyaller alıyorum bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretleri olduğunu duyuyorum. Ve burada sesleniyorum. Önce kabinemize sesleniyorum. Bunların hiçbirine çıkış için izin vermemelisiniz.’ ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Muş 6.Olağan İl Kongresi’nde bir konuşma gerçekleştiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı haberler alıyorum bazı sinyaller alıyorum bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretleri olduğunu duyuyorum. Ve burada sesleniyorum. Önce kabinemize sesleniyorum. Bunların hiçbirine çıkış için izin vermemelisiniz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları:
Ne zaman Muş’a gelsem, sizi her zaman iri gördüm, diri gördüm, kardeş gördüm, hep Türkiye gördüm. Bu terörün de belini kırdık mı, kırıyor muyuz? Son bir hafta içinde bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. Mehmetimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız şehadete yürüdüler ama binlerce teröristi de etkisiz hale getirdiler. Milletimin huzurunu kaçıran kim olursa olsun bedelini ödeyecek. Onlar çukur açtılar, şimdi o çukurlara gömüldüler.
Türkiye’nin son 15 yılı demokrasinin şaha kalktığı bir süreç oldu. Bugün ekonomisi 3 kat büyümüş, milli geliri 11 bin dolara çıkmış bir Türkiye var. 15 yıl önce paralarımızda bol sıfırlar var mıydı? Biz bu 6 sıfırı attık mı? Tuvalete 1 milyona gidilen günler vardı. Sıfırları attık 1 liraya gider hale getirdik.
BAZI İŞADAMLARI KAÇMAYA ÇALIŞIYOR, İZİN VERMEYİN!
Buradan sesleniyorum, bazı sinyaller alıyoruz, bazı işadamları mal varlıklarını satıp başka ülkelere kaçırmaya çalışıyorlar. Kabinemize sesleniyorum bunlara çıkış izni vermeyin. Çünkü bu adımlar hıyaneti vataniyedir. Bu ülkede kazanıp bu kazançları yurt dışına kaçırmak isteyenlere biz iyi gözle bakamayız.
BAĞIMSIZ TÜRKİYE’Yİ HAZMEDEMİYORLAR
Sizler son günlerde sergilenen çifte standartları takip ediyorsunuz değil mi? Hans’a, Corc’a, Mayk’a göre değil Hasan’a Ali’ye Ahmet’e göre hareket etmemiz birilerini rahatsız ediyor.
Alışmışlar emir kipiyle hareket eden Türkiye’ye. Bağımsız Türkiye’yi hazmedemiyorlar.
BİZİ DE BM’NİN KARARLARI BAĞLAR
Mesela ne yapmışız. Sözleşmemiz olan bir ülkeden vatandaşımız kışın üşümesin diye doğalgaz satın almışız. Diğer ülkeler gibi bizi de sadece BM’nin kararları bağlar. Türkiye bu kararları harfiyen uygulamıştır. Üstelik bizim yaptığımız işin müttefiklik ruhuna aykırı bir durumu da yok.
GİDİCİDİR BAY KEMAL
Kahveyi yudumlarken bir yandan da darbeyi izliyordu. Şahsım, enerji bakanımız, biz havalimanına indiğimizde bu gelmiş ve oradan kaçmış. Sende yürek yok be. Sen dürüst değilsin ya. 7 Ağustos’ta Yenikapı’da yaptığımız muhteşem buluşmaya bu beyefendiyi de davet ettim. Sayın Bahçeli anında olumlu dönüş yaptı, bu ise önce gelemeyeceğini söyledi. Bu bay Kemal önce gelemeyeceğini söyledi, sonradan ikna ettiler cumartesi günü muhteşem buluşmamız vardı, cuma akşama doğru katılacağının haberini verdi. Her zaman yalan söyledin. Yine bir yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yine FETÖ’nün sosyal medya tetikçilerinin servis ettiği bilgilerle günlerce MİT’i hedef aldı.
KASETLE GELEN, DEKONTLA GİDER
Son olay 2019 seçimlerine farklı bir isimle gitmek istediklerine işaret ediyor. Gidicidir bay Kemal. Ali okulunu bitiren herkes önündeki kağıtları okuyunca meselenin başka türlü bir şey olduğunu anlar. Bu zat okuduğun da anlamıyor. Ne diyelim, kasetle gelen giden, dekontla gider.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bazı sinyaller alıyorum!
0 notes
Text
Hızır, TSK envanterine girecek
Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı pazarındaki yeni oyuncularından Katmerciler’in taktik tekerlekli zırhlı araçları ilk kez envantere girecek.
TESLİMAT 2018’DE
ASELSAN, Katmerciler ile 4×4 mobil gözetleme araçları için yaklaşık 10,5 milyon avroluk 2 sözleşme imzaladı. Sözleşmelere konu teslimatlar gelecek yıl gerçekleştirilecek.
Mobil gözetleme araçları tedariki konusunda kurulan iş ilişkileri hem ASELSAN hem de Katmerciler açısından ilkleri barındırıyor. ASELSAN, bu kapsamda ilk defa taktik tekerlekli zırhlı araç odaklı bir işte ana yüklenicilik görevini üstlendi.
Sınırları TSK’nın yeni zırhlı aracı Hızır bekleyecek VİDEO
Yukarıdaki video için ilk yorumu sen ekle
İLK KEZ DAHADA OLACAK
Katmerciler ise Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile girdiği savunma sanayisinde daha sonra geliştirdiği taktik tekerlekli zırhlı araçları ilk kez sahada kullanıma sunacak.
Böylece şirketin taktik tekerlekli zırhlı araç ailesinin bir ürünü envantere girmiş olacak. NATO standartlarında, yüksek balistik ve mayın koruma seviyesine sahip, 4×4 taktik tekerlekli zırhlı muharebe aracı Hızır, Türkiye ve AB sınırlarının gözetleme kapasitesinin artırılmasında görev alacak.
YÜKSEK KORUMA VE PERFORMANSA SAHİP
Hızır’ın lansmanı geçen yılın kasım ayında “3’üncü High-Tech Port by MÜSİAD” da yapıldı. Katmerciler’in tasarlayıp geliştirdiği araç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle sektöre tanıtıldı. Hızır, manevra g��cü yüksek, güvenlik güçlerinin operasyonel ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirildi.
BOMBALARA KARŞI DAYANIKLI
Toplam 9 personel kapasiteli, balistik açıdan güçlendirilmiş, mayın ve el yapımı patlayıcılara karşı yüksek koruma seviyesine sahip araç, kırsal ve kentsel alanlardaki yoğun çatışma koşulları altında yüksek performans gösterecek şekilde tasarlandı.
ÇOK YÖNLÜ VE DÜŞÜK MALİYETLİ
Bu özellikleriyle silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri için güven artıran bir araç olarak donatılan Hızır, komuta kontrol aracı, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) aracı, silah taşıyıcı araç (çeşitli silah sistemlerinin kolay entegrasyonu), ambulans, sınır güvenliği aracı, keşif aracı gibi çeşitli konfigürasyonlarda görev yapabiliyor.
Hızır, çok yönlü, düşük maliyetli ve kolay bakım sağlayan bir platform aracı özellikleriyle dikkati çekiyor.
Hızır, TSK envanterine girecek
0 notes
Text
Son dakika… Bingöl Valiliği: 4’ü ölü 5 terörist etkisiz hale getirildi
Bingöl Valiliği bölücü terör örgütü PKK’ya yönelik sürdürülen operasyonlar neticesinde 1’i sağ olmak üzere 5 teröristin etkisiz hale getirildiğini, çok sayıda mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirildiğini açıkladı. Bingöl Valiliği’nin açıklamasında, “ Bingöl ili Karlıova ilçesi çatakta köyünde başlatılan operasyon kapsamında 1’i sağ 4’ü ölü toplam 5 erkek terörist ele geçirilmiştir. Ayrıca 2 adet m 16, 3 adet kalaşnikof, 5 adet uzun namlulu silah, 1 adet laptop ve bol miktarda yaşam malzemesi ele geçirilmiştir” denildi.
Operasyonda etkisiz hale getirilen teröristler arasında sözde üst düzey sorumlularının da olduğunun değerlendirildiği öğrenildi.
GRİ LİSTEDEKİ TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Çatakta köyü yakınlarında 4’ü ölü, 1’i sağ olmak üzere PKK’lı 5 erkek teröristin ele geçirildiği operasyana ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, “Bingöl Karlıova’da, güvenlik güçleri ile bölücü terör örgütü mensubu teröristler arasında çıkan çatışmada biri arananlar gri listede (Soreş’ (K) Şahabettin Naşa -sözde Erzurum eyaleti doğu gücü tim komutanı) olan 4 terörist etkisiz hale getirilmiş, bir terörist sağ olarak, bir adet M-16 piyade tüfeği, 150 adet M-16 piyade tüfeği fişeği ve iki adet el bombası ile birlikte ele geçirilmiştir.” denildi.
Son dakika… Bingöl Valiliği: 4’ü ölü 5 terörist etkisiz hale getirildi
0 notes
Text
Türkiye’den ABD’ye sert çıkış: Hadlerini aşıyorlar
Kanal 7’de Mehmet Acet’in sunduğu ”Başkent Kulusi” programına konuk olan Turan, Rıza Sarraf konusunda da ABD’nin Türkiye’ye yönelik haddini aşan bir tavır sergilediğini söyledi.
Artık el pençe önde selam veren liderlerin geride kaldığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her masaya eşit oturduğunu söyleyen Bülent Turan bundan rahatsı olanlarında buna alışacağını ifade etti.
İşte Bülent Turan’ın Kanal 7 ekranlarından yaptığı kritik açıklamalardan satır başları;
”DEAŞ BİR GECEDE BİTTİ”
Bir gecede DEAŞ bitti biliyor musunuz? Bir gecede. Şimdi ne DEAŞ’ı konuşan var ne ne ‘Türkiye ile ilişkisi var’ diyen var. Bunu CHP’de konuşmuyor uluslararası güçler de konuşmuyor. Bu oyundu demem de kastım bu.
”YENİ BİR SÜREÇ OLUŞTURDULAR”
Şimdi Uluslararası alanda bir imaj oldu bunu üzülerek söylüyorum. Türkiye bu işe hizmet ediyormuş gibi algılandı söyletildi. Ve bununla ilgili Cumhurbaşkanımızla uluslararası alanlarda ithamlarda bulunuldu mahkeme iddiaları oldu. Şimdi bu yeni süreçte de aynen sanki yolsuzlukla ilgili benzer konularla ilgili ABD’nin ambargo konusuyla ilgili hükümetinde bu işte dahili varmış gibi bir süreç başlatılmaya çalışılıyor.
”İMAJI BOZDURULMAYA ÇALIŞILAN BİR TÜRKİYE VAR”
Uluslararası alanda daraltılmaya imajı bozdurulmaya çalışılan bir Türkiye’den bahsediyorum. Buna izin vermemek durumundayız bu yeni bir dalga bu dalgayı beraber kırmak durumundayız.
”ABD HADDİNİ AŞIYOR”
Biz kimsenin yaptığı yanlışı savunmak zorunda değiliz. Rıza Sarraf’tan bahsediyorum. Ama ABD’nin direk taraf olma yargılama hakkı doğurmasını bir haddi aşan tavır olarak görüyorum.
”HERKES NASIL BİR DAVA OLDUĞUNU GÖRDÜ”
Hani ABD ile bazı ithamlar olur ya ”tüm dünyaya şunu yapıyor bunu yapıyorlar” diye. Bu bunun göstergesi. Şunu düşünebiliyor musunuz bir Yunanistan ile Bulgaristan kavgası var bir ticareti var ben yargılıyorum olur mu bu? Bu yargılama hakkına, egemenlik hakkına aykırı. Bu baştan aşağı problem. O yüzden bu Sarraf davasını klasik anlayışla ticaretiydi rüşvetiydi falan davasıydı bir başka dava olduğunu herkes gördü zaten.
”BÖYLE HAREKET EDERSEN…”
Türkiye’nin jeopolitik konumuna baktığımızda aslında ne tam Avrupa ne tam Asya ne tam Ortadoğu ne tam Amerika bunda oturan bir yapısı yok. Türkiye başka bir ülke. Biz ilginç kıymetli bir yerdeyiz. Biz kendimizi sadece bir ülkeye paydaş yaparak diğer ülkelere sırtımızı dönerek ne ticaretimizde ne ekonomimizde ne de demokrasimizde yürüyemeyiz. Biz tüm ülkelerle komşuluk haklarımızın gereği olarak ticaret yapmayı ilişki kurmayı isteriz. ABD dahil buna. Deriz ki; makul zeminlerde beraber yol yürüyelim. Ama siz sadece kendiniz varmış gibi davranırsanız. Bizim yokluğumuz üzerine hareket etmeye başlarsanız bende ister istemez başka yollar bulmaya çalışırım.
”BİR DAKİKA NE OLUYOR DERİM’ BEN”
ABD bizim 90 yıldan 100 yıldan beri müttefikimiz olan bir ülke. Bu hukuku kollama görevi sadece benim değil bizim olması lazım. Bu müttefiklik hukukuna aykırı olarak Suriye’de terör örgütlerine ki Türkiye’ye tehdit olan terör örgütlerine silah verirseniz ‘bir dakika’ derim ben size. Benim yargıladığım bir insanı senin konun olmadığı halde yargılamaya başlarsan ‘bir dakika ne oluyor’ derim ben.
Bazı iddialara göre Türkiye-Rus ilişkilerinin yakınlaşmasından sonra ABD bize ayar vermek için tabiri caiz ise uzak durmaya başladı. Veya Türkiye Suriye’de ABD’nin her dediğini yapmadığından dolayı bir mesafe koymaya başladı bu bir iddia doğru yanlış geçiyorum.
”EL PENÇE SELAM VEREN LİDERLER GERİDE KALDI”
Söylemek istediğim şu prensip olarak biz her ülke ile eşit ilişkiler içerisinde hareket etmek isteriz ama kendi egemenliğimizin, bayrağımızın, devletimizin, milli egemenliğimizin hakkını kullanmak da bizim görevimiz.
El pençe önde selam veren liderler geride kaldı. Tayyip Erdoğan masaya oturduğu zaman eşit oturuyor. Ben geçen haftalarda Cumhurbaşkanımızla Katar, Kuveyt ve Rusya’yı 3 günde gezebildim. Orada gördüğüm tablodan gurur duyuyorum. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak. Bırakın partiyi parti bugün var yarın yok. Cumhurbaşkanı’nın tavrıyla, tarzıyla, konuşmalarıyla ve oradaki duruşuyla bir gurur vesilesi.
”BÖYLE BİR ERDOĞAN VE TÜRKİYE YOK”
Eğer şunu istiyorlarsa Tayyip Erdoğan hiçbir şey demeyecek, her önüne konanı imzalayacak, ‘yes sir’ diyecek böyle bir Tayyip Erdoğan yok. Böyle bir Türkiye yok artık. O yüzden bundan rahatsızlarsa buna alışacaklar bunu öğrenecekler.
KAYNAKHABER 7
Türkiye’den ABD’ye sert çıkış: Hadlerini aşıyorlar
0 notes
Text
Dışa bağımlılık sona eriyor. ‘BURAK’ için düğmeye basıldı!
Hükümet “BURAK” için düğmeye bastı. Uydu fırlatmada dışa bağımlılığa son verecek Uzay Sonda Roketi projesi 2018’de başlayacak. Projenin fizibilite çalışmaları tamamlandı.
Yerli ve milli uydu üreterek Türkiye’ye uzayda kulvar atlatan hükümet, şimdi de uydu fırlatılmasında dışa bağımlılığa son vermek için önemli bir çalışma başlattı.
Türkiye’nin kendi uydularını fırlatması için harekete geçen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Uzay Sonda Roketi ve Fırlatma Sistemi Projesi’nin (BURAK) startını verdi. Projeyle uydu fırlatma sistem ve teknolojilerinin yerli olarak geliştirilmesi sağlanacak.
UZAYA BAĞIMSIZ ERİŞİM
Türkiye’nin 2023 hedeflerine uygun olarak gerçekleştirilmesi öngörülen projeyle uzay projeleri için ihtiyaç duyulan teknolojilerin geliştirilmesi ve uzay tarihçesi kazandırılması amaçlanıyor.
Ayrıca, Türkiye’nin uzaya bağımsız olarak erişim yapabilen ülkeler arasında yer alması öncelikli hedef olarak belirtiliyor.
Bunun yanı sıra projenin fırlatma teknolojilerine sahip olmanın stratejik önemi ve Türkiye’nin kalkınmasına da sağlayacağı katkıların göz önünde bulundurulmasıyla 2018 yılında başlatılması planlanıyor. [Kaynak: Sabah]
Dışa bağımlılık sona eriyor. ‘BURAK’ için düğmeye basıldı!
0 notes