morbirtilki-blog

[morbirtilki-blog]

[morbirtilki-blog]

Kendimi aradım. Bunun dışında bir şey aramaz insan.

[morbirtilki-blog]

Şeytan uçurtmalarım

Kalbimin çiçekleri kalıntılardır senin ruhundan

Şeytan uçurtmalarım süzülür senin bulutlarından

Çocuk olalım seninle oynayalım küçük oyunlar

Olmadı öperim seni çocukluğunun yaralarından

İsterim ellerin ellerimde şeytan uçurtması uçuralım

Cocukluklarımızla el ele saklanmaç oynayalım

Sonra sen ellerimden tutup öğret bana hayatı

Bu hayatta birbirimize aşık iki yoldaş olalım

[morbirtilki-blog]

Anlamıyorum neden bu kalbimdeki ritimsiz, hızlı atışlar

Neden çocuksu mutluluğum, neden tüm bu çırpınışlar

Belki de sende anlamlı tüm herşey tüm bu dokunuşlar

Anladım seviyorum seni kimseyi sevemediğim kadar

-morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Minik Ecrinime...

Miniğim merhaba. Bugün 10 Aralık 2018'de sen dünyaya geldin ve ben ilk defa abla oldum. Bu nasıl bir his bilemezsin. Sen doğduğunda ben uzaklardaydım, üniversitedeydim. Doğumunda yanında olamadım ama sen de beni suçlayamazsın çünkü 6 aylıkken doğdun. Yaşamaya bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum küçük hanım. Sen doğmak için çırpınırken ben hiçbir şeyden habersiz annemi para istemek için aramıştım. Sonra bir mesaj geldi annemizden. Sıla ben çok kötüyüm dedi hastanedeyiz, senin düşme tehliken varmış erken doğmak zorundaymışsın. Beni ne kadar çok korkuttun biliyor musun? Defalarca kez annemi aradım ulaşamadım, ulaştığımda ise sen çoktan doğmuştun güzelim. Ancak resmini görebildim. İlk defa abla olmanın ve senin resmini görmenin heyecanıyla ağlamaya başladım. Çok küçüktün, miniciktin. Hemen en yakınlarıma haber verdim. Onlar da daha seni tanımadan o kadar çok sevindiler ki. Abla olmanın heyecanını bugün bana yaşattığın için teşekkür ederim. Hayata gelmek için çok acele ettin, umarım hayat da sana mutluluğu getirmek konusunda bu kadar ısrarcı ve aceleci olur. Her zaman seni koruyacağıma söz veriyorum. Seni seviyorum meleğim ve her zamanda seveceğim.

Ablan Sıla...

10.12.2018

[morbirtilki-blog]

İpek bir kumaş gibi sarıyor sevgi bedenimi

Ölümün kenarında yürümek kadar çılgınca

Bu aşırı doz ilaç, biraz delilik gibi

Sesin bir ninni gibi kulaklarımda

-morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Beni neden seviyorsun diye sorduğunu hatırlıyorum. Bir an şaşırıp cevap verememiştim. Ama bu bir cevabım olmadığımdan değildi, bunlar açıklanamacak kadar fazla ve dile dökülemeyecek kadar özel olduğu içindi. Şimdi ise sana cevap vereceğim ama bu cevap hiçbir zaman tam olarak hislerimin cevabı olamayacak. Mesela bir şeyle meşgulken kaşlarını çatıyorsun. Ben o kaşlarının arasındaki kırışıklıkları seviyorum. Mesela canın sıkıldığında herkesle uğraşıyorsun. Ben işte içindeki o küçük çocuğu seviyorum. Uyurken çok masum oluyorsun mesela ben o masumluğunu seviyorum. Bazen beni çok kırıyorsun, ama beni kırdığını anladığın zaman beni güldürmek için şekilden şekile giriyorsun. İşte ben senin anlayışını seviyorum.Bir gün bana çok sinirlenip bağırmıştın ben de üzülüp uyumaya gitmiştim. Sonra bir ara uyanır gibi oldum, sen yanımdaydın, üstümü örtüp başımı okşadın beni uyuyor sanıp. İşte ben o gösterişsiz şefkati seviyorum. Bazense bana doğru yolu gösteriyorsun, bazen okula gitmediğim için kızıyorsun bana, işte ben senin beni düşünmeni seviyorum. Bazen benim en sevdiğim yiyeceklerden de alıyorsun. Ben mutlu olduğumda sen de mutlu oluyorsun biliyorum. İşte ben senin benimle mutlu oluşunu seviyorum. Bazen seni sadece sen olduğun için değil bana kattıkların için seviyorum. Mesela bana gözlerin güzel dediğinde bana kendimi güzel hissettirdiğin için seviyorum seni. Mesela senin yanında kendim olabildiğim için, yapmacıklıktan uzakta, kalkanlarımı indirmişken kendim olmanın çok güzel bir şey olduğunu öğrettiğin için seni seviyorum. Bazen de sadece seninle güzel olan şeyler için seni seviyorum. Mesela beraber uyuduğumuzda hiç kabus görmediğimden uykularımı seviyorum. Ya da sırf sen kokuyor diye tişörtlerini. Seninle kedileri sevmeye bayılıyorum mesela. Seninleyken masa oyunları bir başka zevkli. Seninleyken yürüyüş yapmayı da, yürürken sohbet etmeyi de seninleyken yemek yemeyi de seviyorum. Ha unutmadan senin yemek yiyişini izlemeye bayılıyorum mesela. O kadar iştahlı yiyorsun ki. Sadece bu da değil senin bana hissettirdiğin şeyleri de seviyorum. Bana bazen kardeş, bazen abi, bazen arkadaş olduğun için seviyorum. Bana aile olduğun için, hüzün yağmurlarında başımı sokabilecek bir ev olduğun için seviyorum seni. Ben seni her şeyinle seviyorum. Ben seni yalnızca sen olduğun için seviyorum.

-morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Hüzün katma geceme bırak ay ışığıyla doldursun

Öldürme içimdeki çocuğu bırak kahkahalara boğulsun

Sen sadece öp dudaklarımı, ellerimi tut

Sımsıkı sarıl bedenime bırak ruhumdaki acılar solsun

Gözlerinde ışıklarla bak bana ben yarana merhem olurum

Sen bırak ruhunu bana ben sana demirden kalkan olurum

Sen sadece öp dudaklarımı, ellerimi tut

Ben gecene ay karanlığına ateş olurum

Geceleri sarılarak uyuyalım, ben hep üstünü örterim

Yık duvarlarını bırak, ben seni kusurlarınla severim

Sen sadece öp dudaklarımı, ellerimi tut

Korkma düşersen yüksekten ben seni dizlerinden öperim

-Morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Gözyaşlarımı yanaklarıma sattığım bir günden merhaba. Zihinim ve ruhumun en çok yorulduğu dönemlerden biriyim yine. Galiba yine her şeyi kaybetmek üzereyim. Çok daha büyük dertlerim varken sanırım yine de küçük ayrıntılarda boğulmak üzereyim. Aldatıldım çok ama en çok aldanmayı ben istedim sanırım. Bilmiyorum emin değilim. Artık hiçbir şeyde kesin değil düşüncelerim. Kaçarken kovalıyorum, güldüğüm gibi ağlıyorum bu aralar. Silmeye çalışıyorum anılarımı teker teker ama atamıyorum duygularımı bedenimden. Abartıyorum bu aralar sebepsizce. Belki bir yardım çağrısı belki de pes edeceğimden. Her şey doğru da sanki tek yanlış benmişim gibi. Ama bunun tek sorumlusu ben değilim. Tek benim yüzümden değil dengesizliklerim. Öyle bir gülüyor ki unutuyorum kırgınlıklarımı. Sonra öyle bir an geliyor ki yine paramparçayım. Affediyorum her seferinde. Sinsiyim belki ona göre dengesizim, aptalım, güvenilmezim. Ama ben onun yanında masumum sadece. Bu bir bağımlılık, bu bir intihar biliyorum. Sanırım şu sıralar sadece bunu biliyorum.

-Morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Sonbaharda yağan yağmurun toprağı ıslatması gibiydi yüzümüz

Yağmur gözyaşlarımızı gizleyebilirmiş gibiydi hep

Bilirdik güneşin arkasına saklanırdı, korkardı da söyleyemezdi güzümüz

Karanlık korkularımızı gizleyebilirmiş gibiydi hep

-Morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Beyaz bir martı gibiydi ölüm siyah denizlere uçan

Kanatları kırılmış bir kuş gibiyim sinsi kediye kanan

Çocukluğumun mezarına bir buket çiçek götürdüm

Mor menekşeli salkımlar hani şu hüzün kokan

-Morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Gözlerim,ellerim,ruhum kirlidir benim

Korkarım ben ama ölmeyi çok isterim

Hep yarım sevgilere aittir bedenim

Bilirim bitmeyecektir düşüşlerim

Zihnimin ortası tarla tütün ekerim

Bilirim kimse sarmaz ben kendim içerim

Kusura bakmayın gözlerim kirlidir benim

Çok kirli sayfalarda dolaştı ellerim

Hayatımı yazdım ölüm kitabına

Kandan yazdım her cümlesini sayfalarına

Acısı çok olan kadını yazdım satırlarca

Okudum kadeh kaldırdım acısına

Buğulu camlarına hep hayallerini yazmış

Kalbine hep acısını saklamış

Ağlamış çok ama kimse anlamamış

Zaten mutlu sonlarda hep yalanmış

-Morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Yıllardır var olan kalbimin sürgülü kapıları, duygularımın prangaları var

Giyinin ceketleri benim ruhumun her mevsiminde kar yağar

Gelme gelirsen eğer çözülür ruhumun derinlikleri benliğimden

Gelme dayanamazsın, benim gül bahçelerim hep ölüm kokar

Ölmek için erken, yaşamak için çok geç kalmışız

Gelme biz hep farklı şehirlerde farklı yataklarda uyanmışız

Kâh inanmış, kâh ağlamışız ama bir türlü yapamamışız

Çok gülmüşüz ama canımız yanmış çok yaralanmışız.

-Morbuluttakitilki

[morbirtilki-blog]

Titrerdi bedenim rüzgarda yanan mumdaki zayıf ateş gibi

Konuşsam batardı kelimeler boğazıma hep düğümlenirdi

Ölsem dönmezdim inadımdan direnirdim sana inat

Hep güçlüydüm ama gelsen sığınırdım sana ölüme koşar gibi

Üşürdüm yazın ortasında dokunurdu bedenime kelimelerin

Sessizdi gidişlerim, görünmezdi tükenişlerim, sana inattı bekleyişlerim

Gururumdandır kendime verdiğim sözlerim hep sanadır direnişlerim

Yaslayıp başımı güçlü göğsüne saatlerce uyumak isterim

Ben isterim sen de sev beni, Küçük İskender'in de dediği gibi

Öyle seviyorum ki seni bir tavşanın ürkek başını kaldırıp dağda yağan yağmuru seyretmesi gibi...

-Morbuluttakitilki