mrymkbr

[mrymkbr]

Hep gitmeye meyilli, uzaklara hevesliyim..

[mrymkbr]

Beni sorarsan işte; aklım hala siyah beyaz fotoğraflarda, tozlu el yazmalarında, r tuşu basmayan bozuk daktiloda, Müzeyyen Senar çalan plakta..

[mrymkbr]

Geçmiyor be şu canına yandığımın yarası hala kanayıp duruyor..

[mrymkbr]

İnsan kendisine hasret kalmamalı..

[mrymkbr]

Neyin mücadelesi bu, bi karış Toprakken insanın sonu..

[mrymkbr]

Hayatın bundan ibaret olduğunu zannettiren bilgisizliğimin yerini dünyada başka türlü de yaşanabileceğini öğrenmiş olmanın azabı tutuyordu..

[mrymkbr]

Kadında sigara içer azizim. Bir kadını sigara içerken; ses etmeden , soru sormadan izle bir defa. Usulca çakmağına uzanır , sigarasını ağzına koyar. İlk nefesi çektikten sonra bir kolunu göğsünün altına , sigarasını tuttuğu kolunuda diğer kolunun üstüne koyar. İşaret ve orta parmaklarının arasında öylece durur sigarası. Sen bunları elbet farkedersin. Bunları boşver azizim! Gözlerine bak kadının. Aranızdaki sessizlik ne kadar uzarsa o kadar uzaklara, o kadar derinlere bakar kadın. Bir derdine paket paket sigara bitiren adamlar var. Derdine kapısının önündeki tekel bayiyi sömüren adamlar... Kadının da var derdi azizim! O da yakar derdine. Diyeceksin ki: "Kadınlar çicektir, çicek gibi kokmalı." Menekşe kokmaz azizim. Hele ki 'hercai menekşe' oldu mu karşında, onun ne kokusu vardır ne güneşi. Gölgede sever kendisini. Kendi karanlığı yeter ona. Ben, dertleri aşk acısını bile yerle bir eden kadınlar tanıdım. İzlediğim bakışları ,anca yakıpta unuttuğu sigarasının izmariti kucağına düşünce, uzaklardan ayrılan kadınlar..

[mrymkbr]

[mrymkbr]

Moralim Ağrıyor..

[mrymkbr]

Yalnızlığın doruğunu tadan bilir, mağarasından çıkmak istemez insan çıkmaya değer bir şey olmaz çünkü.. Mağaramdayım ne mutluyum burda ne de ağır tasalarım var. Mağaramdan çıkmaya değer bir şeyler ��olsun ister miydim? Bilmiyorum.. Ya da istemezdim mi demeliyim.. ya da bu doruk beni buraya bağladı artık tutunamam mı demeliyim.. Sahi tutunmuş muydum? Onu da bilmiyorum.. Öğrenmeye de çalışmıyorum hayata tutunmak gibi bi kaygım da yok, bir beklentim de yok. Çoğu şey yok.. Zaman kavramı dahi yok.. olsun ister miydim? Bilmiyorum istemezdim heralde.. İçimden gelmiyor ki.. Elimde değil yaşamak içimden gelmiyor.

[mrymkbr]

Sağanak sağanak bir yağmura ihtiyacım var bir de upuzun yola.. Uzun zaman oldu hayallerden vazgeçeli.. Diyorum ki belki yağmur iyi eder. bana dair her şeyin iyileşmeye ihtİyacı var.

Uykumun iyileşmeye ihtiyacı var, ruhumun, bedenimin, umutlarımın, kitaplarımın, gözlerimin, ellerimin, kalbimin, aklımın iyileşmeye ihtiyacı var. Hayallerimin iyileşmeye ihtiyacı var.. Diyorum ki benim iyileşmeye ihtiyacım var.. Çok ihtiyacım var..

Belki yağmur iyi eder.. Belki iyileşirim..

[mrymkbr]

İsteklerimi yok ettiğiniz, ideallerimi değiştirdiğiniz ve bana daha iyi hedefler gösterdiğiniz zaman peşinizden gelirim ancak. “Üzerinde durmaya değmez” dediğiniz an, ben de size aynı cevabı veririm. Ben sizinle önemli meseleler konuşurken, siz beni dikkate almıyorsanız, öyle olsun, yalvaracak değilim. Benim yeraltım bana yeter. Kendi isteklerimle yaşayabildiğim sürece, kurduğunuz yapıya tek bir tuğla koyarsam kahrolayım.

Yeraltından Notlar/Dostoyevski (via birkitapaski)

[mrymkbr]

Bir şey noksandı, fakat bu neydi? Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm..

[mrymkbr]

[mrymkbr]

Tütünü bilir misin? “Kız saçı” demiş zeybekler, Su içmez her damardan, Yerini kolay beğenmez, Üşür Naz eder, Darılır İki parmak arasında kıyılmış, Bir parçası var kalbimin İncecik, ak kağıtlara sarılır, Dar vakit yanar da verir kendini. Dostun susan dudağına…

[mrymkbr]

Kayan her bir yıldıza selam durup, taş atan avuçlarını okşamalısın çocukların. Sonra Mekke’den gelen rüzgara yüz sürmelisin. Eski zamanlardan kalma selamlar doluşmalı koynuna… Taşın altındaki siyah adamın iniltilerine kulak kesilmelisin ve hayat her sabah yeniden yaratıldığında ,SEN yeniden ayaklarının altında kanayan yaralarını sarmalayıp yürümelisin… Dikbaşlı yürüyüşlerin olmalı… Her aşkı feda edebilecekmiş gibi duran çelik bir kalp taşıyormuş gibi asi, umarsız ve ifadesiz bakışlarla yürümelisin… Fakat hiç kimse bir yaprağa gözyaşı dökebilecek olmanı anlamamalı!

[mrymkbr]

Yetmiyor bana sözler ülkesi, ben artık gidiyorum uzaklar beklemesin daha fazla.. Eyvallah!!...