Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Siyah Zeytin Nasıl Yapılır
Siyah Zeytin Nasıl Yapılır
Doğanın mucizesi zeytin kahvaltı başta olmak üzere, tüm öğünlerde vazgeçilmez bir lezzettir. Dalından bir meyve olarak hasadı yapıldıktan sonra uzun bir yolculuk sonunda sofralarımızda yer bulan siyah zeytinin çeşitli yapılış türleri bulunur. Olgunlaştırma sürecinde zeytin tanelerinin sahip olduğu acılığın doğal ve katkısız yöntemler kullanarak giderilmesi hedeflenir. Bu aşamadan sonra tuzunun azaltılması, yıkanması ve yağlanması gibi süreçlerden geçer. Bu süreçlerin tamamı farklı şekillerde uygulanabilir ve bu uygulamaya göre siyah zeytin, sele zeytini, salamura zeytin, kalamata zeytin ve benzeri isimlerle adlandırılarak tüketiciye sunulur. Siyah zeytinin muhteşem lezzeti ve vazgeçilmezliği, siyah zeytin nasıl yapılır Sorusunun da sıklıkla sorulmasına neden olur. Sofralık zeytin olarak en çok tüketilen siyah zeytin salamura zeytindir.
Salamura zeytin nasıl yapılır
Siyah zeytin nasıl yapılır soruna daha detaylı bir yanıt vermek için, salamura tekniğiyle zeytinin nasıl yapıldığını ayrıntılı olarak inceleyelim; Her sene bir defa olmak üzere hasadı yapılan zeytinin, bölge ve türüne göre olgunlaşma zamanları değişiklikler gösterir. Eylül ile Aralık ayları arasında hasadı yapılan zeytin, ağaçtan toplanan bir meyvedir. Toplandıktan sonra yıkanma ve ayrıştırma işlemlerine tabii tutularak, tüm dal, toz gibi yabancı maddelerden ayrılır. Ardından renklerine, yani olgunluk seviyeleri ve iriliklerine göre ayrılırlar. Bu ayrım işleminden geçirildikten sonra, salamura olarak ayrılmış olan zeytinler, fiber olması standart kabul edilmiş özel tanklara aktarılır. Tankların büyüklüğüne göre belirlenmiş miktarda salamura eklenir. Geleneksel ve yüzlerce yıldır uygulanan doğal tekniklere göre üzerlerine, ketenden yapılmış çuvallar, tahta ve tankın üzerlerini kapatacak ölçülerde paneller ve son olarak granit taşlar konulur.
Bu işlem sonrasında aylar sürecek bekleme süreci başlar. Fiberden yapılmış tankların orta bölümünde bırakılmış ve hava sirkülasyonu sağlayan borular aracılığıyla, zeytinler ve salamura sürekli olarak havalandırılır. Bu salamura işlemi 9 aya varan bir süre boyunca devam edebilir. Bu süre içerisinde sürekli olarak yapılan ölçümler ve analizlerle, zeytinin acılığının giderilip giderilmediği anlaşılır. Bu uzun fermentasyon süreci sonucunda zeytinler, el değmeden olacak şekilde su havuzlarına alınırlar. Bu uzun bekleme sürecinde aşırı tuzlanmış olan zeytinler, su havuzundaki suyun değiştirilmesi ve bekletilme yoluyla fazla tuzdan arındırılır. Renk, yapı ve lezzeti gibi faktörlerin tamamı sofralık salamura zeytinin olduğunu gösterdiğinde, zeytinler su havuzundan alınarak yağlanır ve ambalajlanarak tüketiciye sunulur. Siyah zeytin nasıl yapılır sorusunun çeşitli cevapları olsa da, salamura türünde zeytin yapımı uzun bir sürece yayılır.
Diğer türlerde zeytin nasıl yapılıyor
Siyah zeytin nasıl yapılır sorusu sıklıkla soruluyor. Hemen tüm zeytin yapılışı türlerinde, zeytinin doğal acılığının ve asit oranının düşürülmesini hedefleyen geleneksel yöntemlere başvurulur. Bazı yapım süreçlerinim lezzet ve yapısal olarak farklılıklara sebep olması, tercih edilen yöntemler arasında olmalarını sağlamıştır. Ancak aynı zamanda yapılış süresinin almasına yönelik yöntemler bulunur.
kaynakça: https://zeytinana.com/siyah-zeytin-nasil-yapilir
0 notes
Text
Zeytinyağı
Zeytinyağı
Zeytin, dünyada %98’i Akdeniz ülkelerinde olmak üzere yaklaşık 900 milyon ağaç varlığı ile 37 ülkede, 10 milyon hektar alanda üretilmektedir. Yaklaşık 13 milyon ton olan dünya dane zeytin üretiminin %86’sı, altı tipik Akdeniz ülkesinde yoğunlaşmıştır. Sırasıyla, üretiminin %26’sı İspanya, %23’ü İtalya, %15’i Yunanistan, %9���u Türkiye, %8’i Tunus ve %5’i Fas tarafından sağlanmaktadır. Görüldüğü gibi Türkiye, ortalama 1 milyon tonu aşan dane zeytin üretimi ile dünyada üretici ülkeler arasında 4.sırada yer almaktadır. I.Ulusal Zeytin Öğrenci Kongresi 17-18 Mayıs 2008 / Edremit-Balıkesir 93 Toplam 81 ilimizin %45’inde (36 il) zeytin üretimine rastlanmaktadır. 595.000 ha olan Türkiye zeytin alanlarında, 2000 yılı itibariyle 1.800.000 ton dane zeytin üretimi gerçekleşmektedir. Zeytin üretimi daha çok Ege ve Marmara bölgesinde yapılmaktadır. Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Manisa ve Çanakkale üretimin gerçekleştiği başlıca illerimizdir. Yaklaşık 100 milyon olan ağaç sayısı giderek artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 400 bin çiftçi ailesi geçimini tümüyle zeytincilikten sağlamakta ve 1,2 milyon tarım işçisi zeytincilik dolayısıyla iş olanağı bulmaktadır. Zeytin ve zeytinyağı piyasası bütün olarak düşünüldüğünde, ortalama olarak 6–7 milyon kişi geçimini buradan sağlamaktadır. Zeytin ağacında gelişiminden dolayı zeytin üretimi yıllara göre inişli çıkışlı bir grafik izlemekte ve üretime bağlı olarak bir yıl düşük bir yıl yüksek ürün alınmaktadır. Ancak son yıllarda iklim koşullarının düzelmesi, yeni zeytin fidanlarının dikimi ve zeytin üretiminin özendirilmesi konusundaki çalışmaların da etkisiyle zeytin üretimi artış göstermiştir. Türkiye’de üretiminin %70,6’sı yağlık , %29,4’ü sofralık olarak değerlendirilmektedir.
Zeytinyağı, zeytin ağacının meyvesinden doğal niteliklerinde değişikliğe neden olmayacak bir ısıl ortamda sadece yıkama, presleme, santrifüjleme ve filtrasyon işlemleri gibi mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilen, berrak yeşilden sarıya değişebilen renkte, kendine özgü tat ve kokuda olan yağdır. Fiziksel metodlarla üretilebilen tek yağ olması zeytinyağının sahip olduğu bir ayrıcalıktır.
Zeytinyağı sektörü; zeytinin hasat edilip sıkılmasından elde edilen zeytinyağının sınıflandırması, temizlenmesi, gerektiğinde rafinasyonu, ambalajlanması, depolanması ve yurt içinde ve yurt dışında dökme ya da ambalajlı şekilde pazarlanması işlemlerini kapsamaktadır. Tarımsal bir ürün olan zeytin tanesinin ilk hammadde olarak üretilip işlenmesinden başladığı için zeytinyağı sektörü, tarıma dayalı bir sektördür. Sektörün zeytin yetiştiriciliğinden başlayan üretim zincirinde yağ verimi ve kalitesi; zeytin ağacının cinsi, yetiştiği coğrafya ve iklim şartları ile birlikte bakım ve hasat uygulamalarına bağlıdır.
Zeytinyağı üretimi için zeytinlerin sıkılması işlemi geleneksel ya da klasik sistem olarak adlandırılan Hidrolik presler ve süper presler ile modern sistem olarak adlandırılan kontinü sistem yapılmaktadır. Üretimde kullanılan zeytinin cinsine bağlı olarak değişmekle birlikte modern kontinü sistemlerle üretim yapan yağhaneler diğer sistemlerle üretim yapan yağhanelerden daha fazla verim ve daha kaliteli yağ elde etmektedir. Zeytinin sıkılması sonucunda elde edilen yağ haricinde geriye pirina ve karasu kalmaktadır. Pirinada yağın sıkılması esnasında kullanılan sisteme göre değişen oranda yağ kalmakta olup pirinanın işlenmesinden elde edilen yağ da prina yağı ismiyle, rafine edildikten sonra kalitesine göre tüketime sunulabilmekte ya da düşük kaliteli ise sanayi amaçlı olarak sabun, kozmetik, vs. yapımında kullanılmaktadır.
Dünya Zeytinyağı
Zeytin üretiminin Akdeniz ve benzeri iklime sahip olan ülkelerde gerçekleşmesi, zeytinyağı ihracatında sınırlı sayıda ülkenin söz sahibi olmasına neden olmuştur. Zeytinyağı dış ticaret değerleri incelendiğinde, dünya zeytin piyasasındaki en önemli piyasa yapıcının AB olduğu görülmektedir. Nitekim AB; 2004/2005 üretim sezonunda, Dünya zeytinyağı ihracatının %56,3 üne, ithalatın ise %33,8 ine sahip olmuştur. Bu oranlar ile AB, dünya zeytinyağı ihracatının yaklaşık %90’ı toplam yedi ülke tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünyada zeytinyağı talebinin yıldan yıla yükselmesi bu ülkelerin zeytinyağı ticaretindeki önemini daha da artırmaktadır. Avrupa Birliği zeytinyağı üretiminde kendi kendine yeter durumda olduğu kadar zeytinyağı ticaretinde de söz sahibidir. Etkili promosyon kampanyaları ile birlikte, AB’nin Ortak Tarım Politikası çerçevesinde sağladığı destekler üretici ülkelerin bu konuma gelmelerinde önemli katkıda bulunmuştur. AB ülkeleri, topluluk içi ticaret hariç olmak üzere, dünya zeytinyağı ihracatının yarısından fazlasını gerçekleştirmektedir. Zeytinyağı üreticisi AB ülkeleri dünya zeytinyağı üretim ve ihracatından aldığı pay kadar zeytinyağı ithalatından da önemli oranda pay almaktadır. Bu durum işleyip paketleyerek ihraç etmek üzere dökme zeytinyağı ithal etmelerinden kaynaklanmaktadır.
Son yıllarda zeytinyağı tüketiminin artmasıyla birlikte başta ABD, Brezilya ve Japonya olmak üzere birçok ülkenin ithalatının da yükseldiği görülmektedir. Özellikle ABD son yıllarda gerçekleştirdiği 240 bin ton’a yaklaşan ithalatı ile dünyada önemli bir yere sahip olmuştur. Tüketiciler arasında giderek artan sağlık bilinci ve doğal yollarla üretilmiş olan fonksiyonel gıdalara talep nedeniyle, dünya ticaretinde zeytinyağının öneminin daha da artması beklenmektedir. Artan talep nedeniyle, dünya ticaretinde zeytinyağının öneminin daha da artması beklenmektedir. Artan gelir düzeyi ve yükselen hayat standartları zeytinyağı için yeni pazarların oluşmasına yol açacaktır. Özellikle UZK’ın da önümüzdeki dönemde tanıtım kampanyaları ve promosyon faaliyetleri için hedef pazarlar olarak belirlediği Çin, Hindistan ve Rusya Federasyonu gibi ülkeler potansiyel olarak önem kazanmaktadır.
Türkiye’de Zeytinyağı
Türkiye’de var - yok yılı ortalamasına göre 130 bin ton zeytinyağı üretilmektedir. Bu miktar ile Türkiye, zeytinyağı üretiminde İspanya, İtalya, Yunanistan ve Tunus’tan sonra beşinci sırada yer almakta ve dünya üretiminin %5’ini, ihracatının ise %9,5’ini sağlamaktadır. Türkiye’de zeytinyağı tüketimi Türk halkının gerek fiyat, gerekse alışkanlıkları nedeniyle istenilen düzeyde olamamaktadır. Tüketim adeta üretim bölgeleriyle sınırlı kalmaktadır. Zeytinyağında kişi başına tüketim diğer önemli üretici ülkelerde 10 kg ile 20 kg arasında değişirken, Türkiye’de yıllaragöre 800 gr ile 1 kg arasında değişmektedir. (3) Türkiye’de zeytinyağının pazarlama kanalı incelendiğinde, zeytinyağının ana hammaddesi olan zeytin üreticisinin elindeki yağlık zeytini çeşitli şekillerde değerlendirdiği görülmektedir. Bunlardan birisi, üreticinin zeytinini küçük toplayıcılar aracılığıyla değerlendirmesidir. Üreticiden yağlık zeytini alan küçük toplayıcı, bunu ya zeytin sıkma tesislerine, ya da büyük toplayıcılara veya bakkal gibi küçük satış birimlerine satmaktadır. Üretici tarafından yağlık zeytinin büyük bir kısmı ise büyük toplayıcılar tarafından değerlendirilmektedir. Burada da yine büyük toplayıcılar üreticiden veya küçük toplayıcıdan aldıkları zeytini, zeytinyağı fabrikalarına veya borsaya satmaktadırlar. Bu aracı grubun başlıca özelliği de ürünü depolayıp yüksek fiyat buldukları zaman ürünü ellerinden çıkartarak, fiyat hareketlerinden kazanç sağlamalarıdır. Büyük toplayıcıların ardından zeytin üreticisinin en büyük alıcısı Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri (T.S.K.B)’dir. Tariş, Marmara Birlik, Güneydoğu Birlik zeytin üreticilerinin başlıca kooperatif örgütlenmeleridir. Bunların içerisinde Tariş özellikle zeytinyağı konusunda Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren en önemli üretici örgütü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak buna karşın, zeytinyağı üreticilerinin Türkiye’de etkin bir şekilde örgütlendiklerini söylemek mümkün değildir. Üreticiler zeytinlerini Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifine vermekte, burada sıkılan zeytinler ambalajlanmak üzere Zeytinyağı Birliği’ne gönderilmekte ve buradan da ya perakendeciler yoluyla ya da doğrudan tüketiciye ulaştırılmaktadır. Ayrıca, zeytinyağı birliğinin uygun fiyat oluşması durumunda ürünü borsalarda da pazarladığı görülmektedir. Üreticiler az da olsa ürünlerini doğrudan sıkma tesislerine götürerek de değerlendirebilmektedirler. Üreticiler burada elde edilen zeytinyağının bir kısmını alarak öz tüketime ayırmaktadırlar. Sıkma tesislerince zeytinyağı rafineri tesislerine, borsaya veya perakendeciler aracılığıyla tüketicilere ulaştırılmaktadır. Aynı şekilde, borsadan veya sıkma tesislerinden zeytinyağını alan rafineri tesisleri de perakendeciler vasıtasıyla tüketiciye ulaşmaktadır. Zeytinyağının ihracata yönlendirilmesinin ise, zeytinyağı birlikleri, büyük toplayıcılar veya rafineri tesisleri aracılığıyla olduğu görülmektedir. I.Ulusal Zeytin Öğrenci Kongresi 17-18 Mayıs 2008 / Edremit-Balıkesir 95 Zeytinyağının pazarlamasındaki sorun kanaldaki aracıların sayısının fazlalığının yanında, zeytin ve zeytinyağı maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı perakende fiyatların da yüksek oluşmasından kaynaklanmaktadır. Oluşan yüksek fiyatlar ve diğer bitkisel sıvı yağların fiyatının daha düşük olması,özellikle yurt içi zeytinyağı tüketimini olumsuz etkilemektedir. (5) Zeytinyağı kullanan ve kullanmayan tüketicilerin zeytinyağına yönelik tutumlarını irdeyen bir araştırmanın sonuçları göstermiştir ki zeytinyağı tüketim miktarıyla hane geliri arasında bir ilişki vardır. Gelir düzeyi artıkça zeytinyağı kullanım oranı artmaktadır. Zeytinyağı kullanan tüketicilerin büyük bölümü aylık bir litre veya daha az zeytinyağı tüketmektedir. Komili %37 ile en çok tercih edilen zeytinyağı markasıdır. Komili’yi %20 ile yerel markalar , %12 ile Tariş ve Kırlangıç takip etmektedir. Zeytinyağı kullanan bireylerin %35’i bir litrelik, %26’sı iki litrelik ve % 22’si de beş litrelik zeytinyağı almayı tercih etmektedir. Küçük ebatların tercih edilmesinde taşıma ve saklama kolaylığının etkisi, büyük ebatların tercih edilmesinde ise küçük ebatlara göre daha ekonomik olmasının etkisi görülmektedir. Aynı araştırmaya katılan bireylerden zeytinyağı kullanmayan bireylerin zeytinyağı kullanmamalarının başlıca nedenleri, zeytinyağını ağır bir sıvı yağ olarak görmeleri ve pahalı bulmalarıdır. Zeytinyağının kokusunun ağır olduğu düşüncesi, zeytinyağı kullanan bireyler arasında da kullanmayan bireyler arasında da farklı oranlarda da olsa kabul gören bir görüştür. Hem zeytinyağı kullanan bireyler hem de zeytinyağı kullanmayan bireylerin zeytinyağı hakkında edindikleri bilgilerin en önemli kaynağı kitle iletişim araçları olarak görülmektedir. Kitle iletişim araçlarının tutumları satın alma kararını etkileyen önemli kaynaklardan birisidir. Bu sonuçlardan yola çıkarak zeytinyağı üreten ve pazarlayan işletmelerin, kitle iletişim araçlarını kullanarak öncelikle tüketicilerin zeytinyağının farkına varması, zeytinyağını tanımaları ve zeytinyağı hakkında bilgilenmeleri sağlanmalıdır. Zeytinyağının üretici karlarından değil üretim maliyetlerinden dolayı pahalı olduğunun da anlatılması tüketicilerin zeytinyağının fiyatına yönelik olumsuz tutumlarının yoğunluğunun azalmasında etkili olabilir. (6) İhracat Türkiye 35’ten fazla ülkeye zeytinyağı ihracatı yapmaktadır. Türkiye’nin zeytinyağı ihracatından en fazla payı alan ilk beş ülkenin sırasıyla İtalya, ABD, İspanya, Kanada ve S. Arabistan olduğu görülmektedir. Türkiye’nin son üç sezondaki zeytinyağı ihracatının miktar olarak ortalama % 84.5’i, değer olarak ise % 82.8’i bu beş ülkeye yapılmıştır. İtalya’nın, Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı içinde çok önemli bir yerinin olduğu, ihracatın neredeyse yarısının bu ülkeye gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu durum aynı zamanda Türkiye için belli riskleri de beraberinde getirmektedir. İtalya’nın ihtiyaç duyduğu zeytinyağını farklı ülkelerden temin etmeye yönelmesi, Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı açısından önemli bir risk unsuru taşımaktadır. Arjantin, Avustralya ve Japonya gibi ülkelerin son yıllarda Türkiye için önemli birer pazar haline geldikleri görülmektedir. Türkiye’nin, başta potansiyeli bulunan bu pazarlarda olmak üzere ilk beş ülke dışındaki diğer ülkelerde de pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermesi gerekmektedir. ABD son yıllarda Türkiye için istikrarlı bir ithalatçı ülke konumundadır. Ancak ABD’nde halen kişi başına zeytinyağı tüketim düzeyi 0.72 kg/yıl gibi düşük seviyededir. Bu bakımdan ABD pazarı ihracatın arttırılması için önemli bir potansiyel taşımaktadır. Zeytinyağı ihracatında önemli konulardan birisi de yapılan ihracatın şeklidir. Genelde zeytinyağı ihracatı dökme, varilli ve kutulu olmak üzere üç şekilde yapılmaktadır. Dökme ihracat genelde tankerlerle yapılırken, varilli ihracatta 50-100 kg’lık variller kullanılmaktadır. İhracatın yapıldığı şekil, özellikle elde edilecek döviz miktarı, yani katma değer bakımından büyük önem taşımaktadır. Zira en yüksek gelir markalı ve kutulu ihracattan elde edilirken, varilli ve dökme ihracatta elde edilen değer düşük kalmaktadır. Türkiye’nin yapmış olduğu zeytinyağı ihracatının çok büyük bir bölümünün dökme olarak gerçekleştirildiği görülmektedir. Dört sezonun ortalamaları alındığında zeytinyağı ihracatının miktar olarak % 63’ü dökme, % 15’i varilli ve % 22’si ise kutulu olarak yapılmıştır. Ambalajlı yapılan ihracatta ise tescilli Türk markası oranı %10-25 arasındadır. Geri kalan kısım ‘private label’ yani alıcı markası ile yapılan işlerdir. Özellikle İtalya, Türkiye’den ithal ettiği dökme zeytinyağını paketlemekte ve markalayarak pazara sunmaktadır. İtalya’nın zeytinyağını sunduğu pazarlar aynı zamanda Türkiye için de pazar konumundadır. Bu durum Türkiye’nin kendi zeytinyağına rakip olması sonucunu doğurmaktadır. I.Ulusal Zeytin Öğrenci Kongresi 17-18 Mayıs 2008 / Edremit-Balıkesir 96 Bu yapının devamı, olası AB üyeliği durumunda Türkiye için çeşitli olumsuzlukları da beraberinde getirebilecektir. Zira AB üyeliği ile birlikte gümrük vergisi ödenmeyeceği için AB ülkelerine dökme ihracatın daha da artması ve katma değeri yüksek ambalajlı ihracatın azalması ihtimali bulunmaktadır. Bu durumda Türkiye, AB’deki İtalya ve İspanya gibi ülkelerin tedarikçisi konumuna gelebilir. Oysa alınacak yerinde tedbirlerle bu süreci tersine çevirmek de mümkün olabilir. Türkiye, zeytinyağı sektörünü rekabet edebilir bir yapıya kavuşturabilmesi halinde, AB’ye üye olduğunda, AB üyesi olan, ancak zeytinyağı üretimleri bulunmayan ülkelerde gümrüksüz zeytinyağı ihraç edebilecektir. Türkiye’de zeytin üretiminin, iklime ve özellikle alternansa bağlı olarak dalgalanmalar göstermesi ihracatta da dalgalanmayı beraberinde getirmektedir. Dış pazarlarda kalıcı olabilmenin en önemli yollarından birisi bu pazarlara düzenli ve istikrarlı mal akışının sağlanmasından geçmektedir. Zeytinyağı ihracatına yönelik sorunların sadece ürünün ihracatçılara ulaşarak dış pazarlara sevk edildiği zaman diliminde karşılaşılan olumsuzluklara indirgenmesi ise konuya dar bir bakış açısıyla bakılmasına neden olmaktadır. Oysa dış satımda karşılaşılan sorunlar, zeytinyağının hammaddesi olan zeytinin yetiştiriciliğinden itibaren başlamaktadır. İlk olarak zeytin yetiştiricilerinin ürettikleri ürünün ne kadar değerli bir ürün olduğunu, bilgiye dayalı bakım işlemleri sayesinde bu değere değer katabileceklerini bilmeleri gerekmektedir. Sonraki aşamada ise klasik sistemle çalışan zeytin sıkma tesislerinin zeytinyağı kalitesini olumsuz etkilemesi sorunu çözümlenmelidir. Bu bakımdan özellikle modern sistem sıkma tesislerinin yetersiz olduğu bölgelere veya illere, kontinü sistem fabrikalar, zeytinyağı üreten fabrika yatırımları yapılmalıdır. Özetle, firmaların kaliteye daha fazla önem vermeleri ve markalı ve ambalajlı ihracata yönelmeleri gerekmektedir. Devletin ise özellikle dış piyasalarda rakip ülkelerle rekabetin sağlanabilmesi için, ihracat iadesi desteğini arttırması, yatırımları teşvik etmesi gerekmektedir. (5) Zeytinyağı sanayinde ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Sistemleri ve HACCP uygulaması zeytinyağı kalitesini ve zeytinyağı güvenilirliğini artıracaktır. Sistemlerin uygulanması ile üretimin bilimsel bir temele dayanarak gerçekleştirildiği kanıtlanmış olacaktır.
Kontinü Sistem
Büyük zeytinyağı işletmeleri tarafından kullanılan yöntemdir. Kontinü sistemde zeytin taneleri yıkanarak makineye girdikten sonra, sistem içinde tane hamur ve daha sonra ayrıştırılarak zeytinyağı elde edilir. Bu yöntemde misellanın meyveden ekstraksiyonundan sonra zeytinyağı ve suya ayrılması işlemi endüstriyel dekantörlerde santrifüj işlemi ile gerçekleştirilir.
Zeytinler zeytini makinaya taşıyan banda dökülür ve yıkama makinesine taşınır. Önce yapraklarından ayrılan zeytin sonrasında yıkama makinesinde yıkanır. Yıkama işleminden malaksöre gelen zeytinler kırıcı helezyon ile hamur haline getirilir. Akabinde dekantöre geçen hamur döner mekanik miller kullanılarak oldukça küçük parçalara kırılan zeytinden ezme elde edilmektedir. Bu esnada meyve enzimleri çalışarak istenen zeytinyağı lezzet ve aromasının oluşması sağlanmaktadır. Zeytin ezmesi endüstriyel dekantörlere pompalandıktan sonra karasuyu oluşturan modern yöntemle yani santriifüjleme yapılır.
Modern yöntemle yani santrifüjleme tekniği ile zeytinyağı eldesinde 2 farklı sistem santrifüj sistemi göze çarpmaktadır. Bunlar ‘’2 fazla’’ ve ‘’ 3 fazlı’’ santrifüj sistemleri olarak adlandırılır. Malaksasyon sonrası misella 2 fazlı santrifüj sistemine verildiğinde yağa ve vejetasyon suyu olarak da bilinen karasuya ayrılırken, 3 fazlı santrifüj sisteminde ise yağa, karasuya ve prinaya ayrılmaktadır.
Prina Yağı Zeytinyağı
Fabrikalarında zeytinlerin sıkılmasından sonra arta kalan zeytin küspesine Pirina (Yağlı Pirina); pirinadan organik çözücülerle ekstraksiyon sonucu elde edilen yağa Pirina Yağı, bu yağın elde edilmesiyle ilgili fabrikaların çalışma şekilleri, kapasiteleri ve faaliyet sonuçlarının tümüne ise Pirina Sanayi denilmektedir. Pirina yağının üretim tekniği dünyada ülkelere farklılık göstermemekle birlikte, Türkiye’de üretilen pirina yağı; hammadde ve teknolojiden kaynaklanan nedenlerle yemeklik kalitede olamamaktadır.Bu nedenle de üretilen endüstriyel pirina yağı daha çok sabun bir miktarda diğer sanayi dallarında kullanılmaktadır. Dünya’nın ve AB’nin büyük zeytin üreticisi ülkeleri İspanya, İtalya ve Yunanistan’da üretilen pirina yağının sadece yemeklik kalitede olması ve bu ülkelerde endüstriyel pirina yağının üretilmemesi dikkat çekmektedir. Bunun nedeni, söz konusu bu ülkelerde zeytinyağı teknolojisi yanında, pirina yağı teknolojisinin de oldukça iyi olmasından kaynaklanmaktadır. Önemli zeytinyağı üreticisi AB ülkeleri, ABD gibi bazı dış pazarlara zeytinyağından önce yemeklik pirina yağı ile girmektedirler. Çünkü yemeklik pirina yağının tadı hafif, fiyatı ucuz ve dahası zeytinyağı tüketim alışkanlığı açısından zeytinyağı türevi olan bir yağdır. Türkiye artan nüfusu ile bitkisel yağ açığının karşılamak üzere her yıl yaklaşık 700 bin ton bitkisel yağ ithal etmektedir. Pirina yağı da bitkisel kökenli bir yağdır ve ithal edilen diğer bitkisel yağlardan teknolojik açıdan farkı yoktur. Türkiye pirina yağını üretebilecek potansiyele ve dahası bilgi düzeyine sahiptir. Sorun sadece bu konuda gerekli yatırımların yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Üstelik son yıllarda Türkiye’de pirina yağı sektörüne hammadde sağlayan zeytinyağı sektörü de oldukça gelişmiştir ve pirina sanayine bu yönlü fazla bir sorun taşınmamaktadır. Türkiye’nin şimdiki hali ile pirina yağını yemeklik vasıfta üretimi hiçbir zaman zeytinyağı tüketimini olumsuz etkileyemeyecektir. Nitekim Türkiye’de yemeklik pirina ya��ının yüksek oranlarda üretiminde rakibi zeytinyağı (naturel olarak üretilebilen tek bitkisel yağ) değil diğer bitkisel yağlar olacaktır. Oysa günümüz Türkiye’sinde ancak I.Ulusal Zeytin Öğrenci Kongresi 17-18 Mayıs 2008 / Edremit-Balıkesir 98 endüstriyel vasıfta üretilebilen pirina yağı, en çok kullanıldığı sabun sanayinde oldukça ciddi rekabet yaşamaktadır (9) Sonuç Türkiye mevcut ve potansiyel zeytin ağacı kaynakları ile gelecek yıllarda sofralık zeytin ve zeytinyağı sektörlerinde ilk sırada yer almayı hedeflemektedir. Buna yönelik olarak son yıllarda zeytin yetiştirme teknikleri, zeytin işleme teknikleri, zeytinyağı üretim teknolojileri, zeytinyağı depolama ve ambalajlama teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin tüm sektöre yayılması hedeflenmelidir. İkinci büyük hedef de mevcut pazarlara hakim olduktan sonra yeni pazarlar bulmak ve bu pazarlarda etkin ve sürekli bir şekilde yer almaktır. Global olarak bir öz değerlendirme yapılacak olursa, bir meyve yağı olan zeytinyağı tüketiminin genellikle üretim bölgelerinde,ağırlık kazanması, dünya pazarlarındaki yerinin sınırlı olması, genellikle iki-yıllık bir ürün olmasının getirdiği arz-talep dengesizliği, diğer bitkisel yağlar karşısında hem üretim maliyeti hem de sektörel güç bakımından rekabet şansının düşük olması tüm zeytinyağı üretici olan ülkelerin ortak sorunudur ancak bu temel sorunlar ülkemizde daha fazla etkili olmaktadır. Ülkemizde zeytinyağı sektörümüz de yaşanmakta olan bu sorunların aşılması açısından, iç pazarlama ve dış pazarlama sorunlarının iyileştirilmesine ve ihracatın ve özellikle iç tüketimin arttırılmasına gereksinim duymaktadır. Zeytinyağındaki pazarlama sorunu, çoğunlukla yağ açığı olduğu halde, zeytinyağının iç tüketiminin yetersiz olmasıdır. İç pazarlama sorunlarımıza neden olan yegane etken, zeytinyağı rakibi olan bitkisel yağlar (özellikle mısırözü, ayçiçek yağları) arasındaki fiyat farklılığıdır. Çok değerli bir meyvenin yağı olan zeytinyağı, üretim ve verim düşüklüğüne bağlı olarak daha pahalı elde edilen bir yağdır ve zeytinyağı üretim maliyetinde görülen farklanmalar (artışlar vb), var-yok yılları arasında görülen dalgalanmaların getirdiği arz-talep dengesizliği söz konusu olabilmektedir. Zeytin ağacının doğasından kaynaklanan var ve yok yılları arasındaki farkın özellikle ülkemizde çok fazla olması, var yıllarında yapılan birçok anlaşma ve yatırımın yok yılında tehlikeye girmesine neden olmaktadır. Sektörde yeterli sermaye birikiminin olmaması sorunundan dolayı tanıtım eksikliği vardır ve zeytinyağının üstün nitelikleri ve kimyası, halk sağlığı açısından olumlu özellikleri, kamooyuna yeterince aksettirilememektedir. Zaten özellikle bu nedenden dolayı ülkemizde zeytinyağı tüketimi, yalnızca üretim bölgeleri ile sınırlı kalmaktadır. Zeytinyağının sağlık yönünden değerinin kamuoyuna anlatılması ve tüketimin teşvik edilmesi gerekmektedir. İşletmelere değil sektöre yönelik tanıtım ve bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Üretimdeki düzensizlik, zeytinin kalitesi ve ağaç başına verimin düşük olması gibi sorunlar devletin düzenli bir prim politikası benimseyerek çiftçilere destek olmasıyla çözülebilir. Zeytinyağı sektöründeki büyük ölçekli işletmeler farklılaşma stratejisini benimseyerek pazar paylarını arttırabilir. Küçük işletmelerin ise artan ve yoğunlaşan rekabet karşısında varlıklarını sürdürebilmeleri ve daha üstün başarı noktalarına gelebilmeleri için odaklanma stratejisi uygulamaları onlara avantaj sağlayacaktır. (10) Gerek zeytin ve gerekse zeytinyağı işletmelerine sektörle ilgili eğitimler verilmeli, üniversiteler ile ortak fikir alışverişinde bulunulmalı, işletmelerin uluslararası seminer ve fuarlara katılımı teşvik edilmeli, sürekli değişen teknoloji ve bilgi çağına ayak uydurmaları sağlanmalıdır.
Kaynak: https://zeytinana.com/zeytinyagi-nedir
0 notes
Text
Taş Baskı Soğuk Sıkım Zeytinyağı
Yaklaşık 5000 yıl önce ilk olarak antik yunan medeniyetinde Yunanlar tarafından geleneksel yöntem kullanılarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Zeytin büyük taş presler altında ezilerek yağın ve vejetasyon suyunun zeytin meyvesinden sızması sağlanarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen yağ ve vejetasyon suyu karışımı ise beklemek suretiyle yoğunluk farkı ile birbirinden ayrılmıştır. Bu yöntem günümüzde de kullanılmaktadır. Elde edilen zeytinyağı, hiçbir kimyasal uygulamaya maruz kalmaksızın üretildiğinden kalitesi oldukça yüksek olmaktadır.
Taş baskı zeytinyağları, eski üretim teknikleri kullanılarak, uzun ve zahmetli bir süreç sonrasında üretilir. Kendi ekseni etrafında dönen taşlar haznedeki zeytinleri ezerek hamurlaştırır. Hamur haline gelen zeytin daha sonra özel torbaların içerisine doldurulduktan sonra bu torbalar baskı ustası tarafından elle düzeltilip hidrolik preslere düzgünce yerleştirilir. Presler yavaş, yavaş kapanarak torbalardaki hamurları sıkar. Bu sıkıştırma esnasında torbaların kenarından sızarak akan yağ alttaki haznede biriktirildikten sonra buradan alınarak başka bir kaba aktarılır. Böylelikle hamurun içerisindeki yağın çok büyük bir bölümü alınmış olur.Zeytin özsuyu ve posası ile elde edilen bu yağ daha sonra damıtılarak, posasından ve öz suyundan ayrılır ve tüm bu işlemler sonucu oluşan bu yağa da Taş Baskı Zeytinyağı adı verilir. Taş baskı ürününü diğer zeytinyağları ile karşılaştırdığımızda, kullanılan üretim yöntemi sebebiyle, içerisindeki değerler bakımından daha zengin ve tadının daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz.
Taş baskı zeytinyağı üretimi yapan imalathaneler günümüzde çok azalmıştır.
Emek ve çok fazla insan gücü gerektirdiğinden, düşük kapasitelidir ve Taş Baskı zeytinyağı üretimi oldukça maliyetlidir.
Taş Baskı zeytinyağının, asidi düşüktür, güzel bir rengi ve harika bir aroması vardır.
Taş Baskı zeytinyağını, özellikle yemeklerinizde kullanabilirsiniz. ( Kokusuz ve oldukça lezzetli bir üründür )
6 - 8 °C 'nin altında donması ve çözüldüğünde kalitesinin bozulmaması zeytinyağının herhangi bir kimyasal, katkı maddesi içermediğinin ispatıdır. İnsan sağlığına faydalı bileşenler içerdiği ve sindirim sistemini rahatlattığı için için sabahları ve akşamları ilaç niyetine birer yemek kaşığı içebilirsiniz.
Yaklaşık 5000 yıl önce ilk olarak antik yunan medeniyetinde Yunanlar tarafından geleneksel yöntem kullanılarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Zeytin büyük taş presler altında ezilerek yağın ve vejetasyon suyunun zeytin meyvesinden sızması sağlanarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen yağ ve vejetasyon suyu karışımı ise beklemek suretiyle yoğunluk farkı ile birbirinden ayrılmıştır. Bu yöntem günümüzde de kullanılmaktadır. Elde edilen zeytinyağı, hiçbir kimyasal uygulamaya maruz kalmaksızın üretildiğinden kalitesi oldukça yüksek olmaktadır.
Yöntem kapsamında, önceden de belirtildiği gibi oldukça geniş değirmen taşları kullanılmaktadır. Zeytin hamuru bu taşlar arasında yaklaşık 30-40 dakika boyunca kalmaktadır. Bu işlem esnasında 3 noktaya azami özen gösterilmelidir.
Zeytin meyveleri yeterince iyi ezilmelidir.
Meyveden ayrılan küçük yağ partiküllerinin daha büyük yağ kütlelerini oluşturabilmesi için yeterli sürede işlemin uygulanması,
Zeytinyağına has aroma ve lezzetin oluşabilmesi için gerekli olan süre boyunca işlemin devam ettirilmesi önem arz etmektedir.
Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalar sonucunda geleneksel baskı yöntemiyle elde edilen yağ ve vejetasyon suyu karışımından zeytinyağının santifrüjleme tekniği ile ayrılabileceğine kanaat getirilerek bu işleme uygun santifrüjler geliştirilmiştir. Yağ ve karasu karışımına santifrüj uygulandığında yoğunluk farkı sebebiyle, zeytinyağı kolayca karasudan ayrılabilmektedir.
Kaynak: https://zeytinana.com/tas-baski-soguk-sikim-zeytinyagi
0 notes
Text
Siyah Sele Zeytini
Siyah Sele Zeytini
Sele zeytini olarak adlandırılan siyah sele zeytini, zeytinin yetiştiği bölgeye farklı bölge isimlerini de ek olarak alabilir. Örneğin Gemlik siyah sele zeytini ya da Edremit siyah sele zeytini gibi farklı zeytin türlerini görmüşsünüzüdür. Bunun sebebi bölgeye göre sele zeytini olarak yapılmış zeytinlerin, iri çekirdekli az etli ya da bol etli küçük çekirdekli olmalarından kaynaklıdır. Bu durum aynı zamanda lezzet açısından farklılıkların ortaya çıkmasına neden olur. Bölgelere göre zeytin rekoltesi, farklı lezzet ve yapısal özelliklere sahiptir. Bununla birlikte yapılış türü itibariyle hepsi sele zeytinidir. Siyah zeytinin farklı yöntemlerle acısının alınması ve fazla tuzundan arındırılması sonrasında sofralarımıza geldiğini daha önce de belirtmiştik. Sele zeytini, yapılış yöntemi itibariyle bu adı alır. Tüm yöntemler geleneksel olarak adlandırılır ve yüzlerce yıldır uygulanan teknikler, ilerleyen teknik olanaklar nedeniyle çok az değişikliğe uğraması söz konusudur.
Sele zeytini nasıl yapılır
Yapılışı oldukça kolay yöntemlerden biri olan sele zeytini, evlerde de uygulanan yöntemler arasında ilk sıralarda gelir. Zeytinin acı suyunun çıkarılması ve yenebilecek lezzete erişmesini sağlamak için, kaya tuzu kullanılır. Siyah sele zeytini elde edilebilmesi için, hasat sırasında en fazla olgunlaşmış ve siyahlaşmış zeytinler seçilir. Bu seçim sonrasında büyük tanklar içerisine özel torbalar yerleştirilir. Bir kat kaya tuzu bir kat zeytin olmak üzere yerleşim yapılır. En üste kaya tuzunun gelmesi sağlanır. Bu işlem sonrasında üzerlerine belirli oranlarla standardize edilmiş ağırlıklar konulur. Bu ağırlıklar zeytinin türü ve ihtiyacına göre, zeytinin ağırlığının %30’ u ile %50’ si arasında değişebilir. Günlük olarak zeytinin üzerindeki ağırlık kaldırılarak, sağa sola ve aşağı yukarı olmak üzere tanklar çevrilir. Bu yöntemle tuzun zeytinlerin her bölgesine sürekli olarak teması sağlanır. Bu işlem sırasında zeytin sürekli olara acı suyunu dışarıya bırakır. Tuz zeytinin her bölgesine sürekli olarak temas ederek, bir anlamda pişmesini sağlar. Kullanılan tuz oranı ve mahsule göre zeytinlerin olgunlaşma süresi 15 gün ile 2 ay gibi bir süreye uzayabilir.
Evde Sele zeytini yapılır mı?
Evlerde sele zeytini yapılması, kolaylığı nedeniyle en çok tercih elden yöntemler arasındadır. Siyah sele zeytini, uygulanış kolaylığı nedeniyle evlerde de yapılabilir. Ancak sele zeytini yapmak için, olgun ve siyah zeytin bulmak önemlidir. En son hasadı yapılan koyu siyah renkli zeytinler sele zeytini yapmak için en ideal olanlardır. Siyah sele zeytini yapılış kolaylığının yanı sıra, organik yapılış yöntemiyle ve eşsiz lezzetiyle yüzlerce yıldır vazgeçilmezler arasında yer alır.
Siyah sele zeytini yapmak doğru zeytin seçiminin yanı sıra, bölgelere göre farklı olan yapıları nedeniyle de, her bölgeden toplanan zeytinler farklı bir lezzete sahip olacaktır. Siyah sele zeytini, her öğünde tüketilebilen ve garnitür olarak yemeklerin yanına da olağanüstü lezzet veren bir üründür.
kaynak: https://zeytinana.com/siyah-sele-zeytini
0 notes
Text
Tahin
Tahin
Hacim: 630 GRAM
Ambalaj Yapısı: Cam Kavanoz
Yüksek yağ içeriğine sahip olan susamın klasik teknikler ile ezilmesinden ve tamamen doğal formül ve işlemleri kapsayan bir süreçten geçirilmesinden sonra elde edilen tahin ürünü, çok eski zamanlardan bu yana Anadolu toplumunun mutfağında kendisine yer buluyor. Kaliteli ve iyi bir tahin için mutlaka kaliteli ve doğal bir susam tohumunun kullanılması gerekiyor. İşlem sürecinde söz konusu tohumlar öncelikle soyulup, ardından ayrılma işlemini alınır. Bu işlemlerin ardından da yıkamaya alınan ürünler, 150 derece ile 200 derece aralığına yaklaşık olarak 2 veya 3 saat kadar kavrulmaktadır. Bu kavurma işleminin dengesinin doğru tutturulması hem kıvam hem de lezzet yoğunluğu açısından çok büyük bir önem taşır. Böyle bir dengenin tutulabilmesi teknik bilginin dışında uzun yıllara dayanan pratik deneyime de bağlıdır.
Pek çok sağlık sorunu açısından son derece faydalı olan tahin ürünü tek başına farklı yemek ve tatlılar için kullanılabildiği gibi aynı zamanda da tahin-pekmez şeklinde bir ikili olarak da kullanımı gerçekleştirilebilmektedir. İçeriğinde herhangi bir katkı maddesi bulunmaya tahinin çok uzun raf ömrü bulunmaktadır.
Tahinin Faydaları Nelerdir?
İçeriğinde yüksek miktarda susam yağı mevcut olan tahin ürününün bu içerik yapısı vücudun ısı ve enerji ihtiyacını önemli oranda karşılar.
Hem soğuk havalarda ısınmaya yardımcı olur ve vücut enerjisinin çok daha hızlı şekilde geri kazanılmasına yardımcı olur.
Bunun yanı sıra kalp hastalıklarına karşı korur ve bağışıklığı güçlendirir.
Pekmezin kardeşi diyebileceğimiz tahin,mucizevi bir şekilde karbonhidrat ve protein kaynağıdır.Susam bitkisinden elde edilerek hazırlıyor lezzetini mutfağınıza taşıyoruz.Sabah kahvaltılarınızda ya da aralarda kaçamak yaptığınızda pekmezle birlikte yerdiğinizde enfes lezzetine doyamayacaksınız.
Tahinin içinde bol miktarda bulunan yağ,böbreklerin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Sindirim sistemine katkıda bulunur.
Müthiş bir şekilde kalsiyum kaynağıdır.Tahin kemik ve diş sağlığı için faydalıdır.
İçinde B1, B2, B3, B6, B15 ve E vitamini bol miktarda vardır.
Potasyum, bakır, magnezyum ve fosfor gibi değerli mineraller içerir.
Kaynak: https://zeytinana.com/ozel-urunler/tahin-cam-kavanoz-630gr
0 notes
Text
Fasulye Turşusu
Besin değerleri açısından haftada en az bir defa tüketilmesi önerilen fasulye, tüm değerlerini uzun süre korumasını sağlayan turşu yöntemiyle birleştirilerek, her mevsim tüketilebilir hale getiriliyor. Fasulye turşusu ülkemizde çok sevilen, sofraların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olarak, çok eski tarihlerden beri tüketilen bir gıdadır. Klasik bir lezzet olmasının yanında, her yemeğin yanında kolaylıkla tüketilebilen bir lezzete sahiptir. Benzersiz lezzeti nedeniyle de en çok sevilen turşular arasında yer alır.
Turşuların mutfağımızda ki rolü binlerce yıl öncesine dayanır. Benzer şekilde fasulye de binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Fasulye turşusu doğal bir şekilde, binlerce yıl öncesine uzanan bir kullanım ömrüyle, nesillerdir bir sağlık kaynağı olarak üretilir. Sebze ve meyvelerin bozulmadan uzun süre besin değerlerini muhafaza edebildiği bir saklama yöntemi olarak turşulama, binlerce yıldır dünya genelinde kullanılan bir yöntemdir. Uzun bir dönem boyunca, dünyanın her bölgesinin birbiriyle iletişiminin tek aracı olan gemiler ve denizcilik açısından turşular çok önemli bir gıda kaynağıdır. Aylar boyunca denizlerde kalmak zorunda olmak, taze besinleri de alamamak anlamına geliyordu. Turşular bu nedenle gemicilerin ana besin kaynağı olarak yüzlerce yıl boyunca kullanılmıştır. Günümüzde ise yardımcı yemek veya garnitür rolünü üstlenen turşular, sofralarımızda büyük bir itibar görürler. Fasulye turşusu bu itibardan nasibini alıyor, en çok sevilen ve en çok tüketilen turşu türlerinden biri olmaya devam ediyor.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/fasulye-tursusu/
0 notes
Text
Dilimli Yeşil Zeytin
Dilimli Yeşil Zeytin
Bol etli zeytinler arasından seçilerek yeşil zeytin fermentasyon sürecinden geçirilen zeytinler, özel olarak imal edilmiş kesim makinelerinden geçirilerek dilimlenir ve ambalajlanarak tüketicilerin hizmetine sunulur. Dilimli yeşil zeytin, doğrudan servis edilecek şekilde ambalajlanır. Kahvaltı dışında diğer öğünlerde garnitür olarak kullanılabilecek lezzette ve kullanım da hazırlanır. Çekirdeğinden arındırılmış zeytin, salata, pilav ve makarna gibi yemeklerde garnitür olarak da kullanılabilir. Çeşitli baharatlarla tatlandırılarak farklı lezzetler elde edebilirsiniz. Bir şifa kaynağı olan zeytinin tüketilmesini kolaylaştıran benzersiz bir lezzet olarak hazırlanmıştır.
Sağlıklı bir yaşam için zeytin tüketilmesi uzmanlar tarafından önerilir. Ancak çoğu durumda zeytinin çekirdekleri, tüketimiyle ilgili sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Çekirdeklerinden arındırıp, salatalar ve benzeri yardımcı yemeklerde garnitür olarak kullanmak oldukça zor olur. Dilimli yeşil zeytin, pratik bir şekilde garnitürler hazırlamanıza yardımcı olacak bir ürün olarak özellikle geliştirilmiştir. Dilimlenmiş ve çekirdeğinden arındırılmış yeşil zeytin lezzetini, istediğiniz her yemeğin içerisinde kullanabilir, doğrudan tüketebilirsiniz. Zeytinin doğal lezzeti, yaşam kalitenizi arttıracak bir sağlık dopingine neden olur. Çocukların tüketmesini özellikle kolaylaştıran dilimlenmiş yeşil zeytin, mutfakta işinizi kolaylaştıracak pratik kullanım özelliğine sahip. Akdeniz mutfağının en önemli lezzetlerinden biri olan zeytin, birçok farklı yemeğin çok daha lezzetli olmasını sağlıyor. Yanı sıra sağlığımıza yaptığı katkılarla vazgeçilmezliğini koruyor. Farklı baharat ve yağlarla tatlandırılıp, sofraların en lezzetli yardımcı yemeklerinden biri haline pratik bir şekilde gelebiliyor.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/dilimli-yesil-zeytin/
0 notes
Text
Lahana Turşusu
Lahana Turşusu
Sebzelerin besin değerlerini uzun süre koruyabilmesini sağlaması ve bozulmalarının önüne geçmesi nedeniyle, binlerce yıl öncesinden beri yapılan ve tüketilen bir gıdadır turşu. Lahana turşusu, özellikle ülkemizde en yaygın olarak tüketilen ve en çok sevilen turşu türlerinden biridir. Her mevsim farklı sebze ve meyvelerden yapılan turşular, günümüzde yoğun olarak yardımcı yemek ve garnitür olarak kullanılırlar. Uzun süre bozulmadan sebze ve meyvelerin kullanılabilmesi sağlaması nedeniyle, tarihte ana yemek olarak kullanılan turşular, özellikle emicilikte aylar boyunca karadan uzak yapılan seyahatler sırasında ana yemek olarak kullanılırdı. Türk mutfağında birçok yemekle birlikte ayrılmaz lezzet olarak kullanılan turşular, yine Anadolu’ nun bereketli topraklarında çok çeşitli sebze ve meyve yetiştirilmesine paralel olarak, sayısız çeşide sahiptir.
Lahana turşusu ise, bu turşular içerisinde Türk mutfağında en çok sevilen ve tüketilen turşu olarak bilinir. Lahananın besin değerleriyle birlikte, turşu yapımı sürecinde kazandığı yeni ve özel lezzetinin yanında, sağlığımız açısından faydası bulunan pek çok bileşeni de bünyesinde barındıran bir gıda türüdür turşu. Sık aralıklarla olmak üzere, turşu tüketimi uzmanlar tarafından da önemle belirtilen bir durumdur. Ülkemizde yetişen en güzel lahanaların özenle toplanılarak, fermentasyon sürecine tabii tutulur. Belirli bir süre içerisinde sürecin tamamlanmasıyla birlikte el değmeden ambalajlanarak kullanıcıların hizmetine sunulur. Sofralarımızın en özel, geleneksel ve aynı zamanda en lezzetli vazgeçilmezlerinden biri lahana turşusudur.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/lahana-tursusu/
0 notes
Text
Grill Zeytin
Izgara Zeytin
Çok özel bir lezzet olarak, tüketimi giderek daha fazla yaygınlaşmaya başlayan Izgara Zeytin, eşsiz lezzeti nedeniyle, bir defa denendiğinde sürekli aranan bir tat haline dönüşüyor. Özel boyutlarda ve türde ki zeytinlerin toplandıktan sonra, yeşil zeytin olarak fermentasyon sürecinden geçirilmesinin ardından, çekirdeklerinin çıkarılarak, amacına uygun olarak üretilmiş, steril ızgaralarda kavurulur. Ardından özel bir aroma yöntemiyle tatlandırılarak sofralarımız için tüketicilere sunulacak şekilde ambalajlanır. Özel ambalajında kullanıcıya sunulan ürün, sofralık kullanıma uygun olduğu gibi, garnitür olarak kullanıma da uygundur. Diğer hiçbir zeytin türünün lezzetine benzemeyen eşsiz lezzeti nedeniyle, dünya genelinden yoğun ilgi gören bir yöntemle üretilir.
Izgara zeytin ülkemizde üretilen özel bir üretim mekanizmasına sahiptir. Zeytin yetiştiriciliği konusunda dünyanın en verimli topraklarından biri olan ülkemiz, bu alanda sürekli olarak yeni geliştirmeler ve üretim teknikleri oluşturmaya devam ediyor. Benzersiz lezzetlerin soframıza taşınmasında, kuşkusuz en büyük katkıyı, farklı türlerde yetiştirilen zeytinler yapıyor. Zeytin tüketimi en faydalı gıda türlerinden biridir. Küçük, büyük herkes için tüketilmesi özellikle tavsiye edilen bir gıda türü olan zeytin, sağlığımıza yaptığı eşsiz katkılarıyla, yaşam kalitemizi de arttıran bir şifa kaynağıdır. Doğada hiç ölmeyen ve sürekli kendisini yenileyen, ölümsüz ağaç olarak bilinen zeytin ağacının meyvesi olan zeytin, sofralarımızın en özel lezzeti olarak kalmaya devam edecek. Izgara zeytin, üretim tekniği, sağlığımıza katkısı ve benzersiz lezzetiyle, tüketicilerin hizmetine sunuluyor.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/grill-zeytin-nedir-nasil-yapilir/
0 notes
Text
Salatalık Turşusu
Salatalık Turşusu Nedir?
Salatalık Turşusu
Turşu bilinen en eski gıda türlerinden biridir. Dört bin yıldan daha uzun bir süredir yapıldığı ve tüketildiği bilinmekle beraber, tam tarihinin hangi yıla kadar uzandığı tespit edilememiştir. Kanıtlanmış en eski turşu, Hindistan’ da yapılan salatalık turşusudur. Besinlerin uzun süre boyunca değerlerini korumasını ve bozulmamasını sağlayan turşulama yöntemi, eski tarihlerde gıdaların özellikle gemilerde ana besin kaynağı olarak kullanılmasına da neden olmuştur. Salatalık turşusu, günümüzde de dünyanın hemen her bölgesinde en çok sevilen ve en çok tüketilen turşu türüdür. Ancak eski zamanlara göre, artık kullanımı ana yemek olarak değil, garnitür veya yardımcı yemek olaraktır. Türk mutfağının da vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan salatalık turşusu, birçok klasik yemeğin yanında vazgeçilmez bir yardımcı lezzet kaynağıdır.
Ülkemizde de en çok sevilen ve en çok tüketilen turşu türü salatalık turşusu veya kornişon turşusu da denmektedir. Turşu yapımı için en ideal boylarda salatalıkların özenle toplanması ve fermantasyon sürecinden geçirilerek turşu haline getirilmesi, ardından özel ambalajlarında tüketiciye sunulması sürecinin her aşaması titizlikle yürütülür. Sağlığımıza faydaları binlerce yıllık geçmişi sırasında kanıtlanmış olan gıdalardan biri olan salatalık turşusu aynı zamanda salatalığın tüm besin değerlerini koruyacak yöntemlerle yapılmaktadır. Sık aralıklarla tüketilmesinin uzmanlar tarafından da önerildiği turşular arasında, lezzeti en çok beğenilenlerden biri salatalık turşusudur. Salataların ve birçok yemeğin yanında garnitür olarak kolaylıkla kullanabileceğiniz şekilde ambalajlanmıştır.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/salatalik-tursusu-nedir/
0 notes
Text
Zeytin Ana Şişli-Kurtuluş Şubesi | BAKLİYAT Çeşitleri, Nohut, Fasulye, Bulgur, Pirinç, Mısır
Zeytin Ana Şişli Kurtuluş Şubesi
Adres: Feriköy Mah. Kurtuluş Cad. No:144/A Şişli/İstanbul Telefon: 0 212 551 1600
Online Sipariş: https://zeytinana.com/
Zeytin ana Şişli Kurtuluş şubesinde: şişli bakliyat, şişli bakliyat, bahçelievler nohut, şişli fasulye, şişli bulgur, şişlir pilavlık bulgur, şişli barbunya, şişli dermason fasulye, şişli organik bakliyat, şişli ucuz bakliyat, şişli mısır ürünleri bulunmaktadır.
0 notes
Text
Gemlik Zeytini
Gemlik Zeytini Nedir Anadolu coğrafyasında sofra ve salataların vazgeçilmezleri arasında bulunan ve sıkça tüketilen zeytin türlerinden birisi konumunda bulunan Gemlik zeytini ile son derece eşsiz bir lezzet deneyimi yakalanabiliyor. Ayrıca Gemlik zeytini besin değerleri açısından da son derece yüksek kapasiteye sahip olması sayesinde pek çok açıdan insan sağlığına faydalıdır. Bu çerçevede de Gemlik zeytini nedir şeklinde bir soru gündeme gelebiliyor. Gemlik zeytini Türkiye’ de Marmara bölgesinde yetişen zeytin ağaçlarından oluşmaktadır. Zeytin familyasında özel bir grubu teşkil etmekte olan Gemlik zeytinlerinin üretimi her yol gerçekleştirilebilir.
Günümüzde toplum genelinde Gemlik zeytini sorusuyla birlikte Kara, Kıvırcık ve Kaplık şeklinde farklı isimler ile de adlandırılmaktadır. Tamamen doğal teknikler ile zeytin işleme süreci olan salamura zeytin tekniği açısından en ideal zeytin olması nedeni ile sofralarda doğal zeytin lezzeti arayanlar için en ideal tercih konumunda bulunuyor.
Gemlik Zeytini Özellikleri Günümüzde çok yoğun tüketim oranlarına sahip olan Gemlik zeytini,özelikleri en fazla merak edilen zeytin konularından birisi konumunda bulunuyor. Çok sık şekilde tüketilen Gemlik zeytini açısından en önemli belirleyici niteliklerden birisi de renginin diğer zeytinlere göre çok daha yoğun siyah tonlar olmasıdır. Aynı zamanda da Gemlik zeytininin içerdiği eti çok daha yoğundur ve etinin çekirdeğinden ayrılması diğer zeytinlere göre çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Meyve ve çekirdek kısımları standart seviyelerde olurken yağ oranı 29.9% değerlerindedir.
Marmara bölgesinde yetişmesiyle birlikte dünya genelinde tat dokusu ve nitelikleri dolayısı ile salamura zeytin üretimi açısından en iyi zeytin türü olarak gösterilmesi de Gemlik zeytini için etkin bir yanıt sağlar. Türkiye genelinde hem kurum hem de özel sektör alanındaki zeytin yetiştiriciliğinin 80% gibi önemli bir kısmının Gemlik zeytininden olması nedeni ile zeytin yetiştiriciliği yapılan Türkiye genelindeki her noktada türlerinin görülebilmesi mümkündür.
Siyah Gemlik Zeytini Yüksek üretim ve tüketim oranlarına sahip olan Gemlik zeytini, diğer zeytin türlerine oranla bu denli yüksek seviyelerde tercih edilmesinin çok önemli nedenleri bulunur. Sofralarda daha yüksek oranla neden Gemlik zeytinine yer verilmesi gerekliliği ön plana çıkartıldığında ise öncelikli olarak Marmara bölgesine has ve dünyada eşi benzeri bulunmayan nitelik ve tat lezzetine sahip olması gösterilmektedir. Bunun dışında Marmara bölgesinin mevcut coğrafi yapısı, iklim koşulları açısından diğer zeytin türlerine göre kendisine özgü çok daha farklı niteliklere sahip olmasını sağlamaktadır.
Siyah gemlik zeytini: https://medium.com/@t4rkd3vilz/siyah-gemlik-zeytini-7c443ae764ad
Dünya genelinde popüler kültürünün etkisi ile de öne çıkartılan İspanya’ nın dünyaca ünlü salamura zeytini olan ‘Manzanilla’ isimli zeytin türü ile dünya genelinde her açıdan mücadele edebilecek tek zeytin konumunda da Gemlik Zeytini yer almaktadır. Bu şekilde son derece önemli bir rolü bulunması nedeni ile günümüz Türkiye’ sinde siyah gemlik zeytini, zeytin sektörünün en önemli türü konumunda bulunuyor. Bu neden ile de hem Türkiye’ de hem de dünyada yüksek tüketim oranlarına sahiptir.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/gemlik-zeytini/
0 notes
Text
Taş baskı soğuk sıkım zeytinyağı
Yaklaşık 5000 yıl önce ilk olarak antik yunan medeniyetinde Yunanlar tarafından geleneksel yöntem kullanılarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Zeytin büyük taş presler altında ezilerek yağın ve vejetasyon suyunun zeytin meyvesinden sızması sağlanarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen yağ ve vejetasyon suyu karışımı ise beklemek suretiyle yoğunluk farkı ile birbirinden ayrılmıştır. Bu yöntem günümüzde de kullanılmaktadır. Elde edilen zeytinyağı, hiçbir kimyasal uygulamaya maruz kalmaksızın üretildiğinden kalitesi oldukça yüksek olmaktadır.
Taş baskı zeytinyağları, eski üretim teknikleri kullanılarak, uzun ve zahmetli bir süreç sonrasında üretilir. Kendi ekseni etrafında dönen taşlar haznedeki zeytinleri ezerek hamurlaştırır. Hamur haline gelen zeytin daha sonra özel torbaların içerisine doldurulduktan sonra bu torbalar baskı ustası tarafından elle düzeltilip hidrolik preslere düzgünce yerleştirilir. Presler yavaş, yavaş kapanarak torbalardaki hamurları sıkar. Bu sıkıştırma esnasında torbaların kenarından sızarak akan yağ alttaki haznede biriktirildikten sonra buradan alınarak başka bir kaba aktarılır. Böylelikle hamurun içerisindeki yağın çok büyük bir bölümü alınmış olur.Zeytin özsuyu ve posası ile elde edilen bu yağ daha sonra damıtılarak, posasından ve öz suyundan ayrılır ve tüm bu işlemler sonucu oluşan bu yağa da Taş Baskı Zeytinyağı adı verilir. Taş baskı ürününü diğer zeytinyağları ile karşılaştırdığımızda, kullanılan üretim yöntemi sebebiyle, içerisindeki değerler bakımından daha zengin ve tadının daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz.
Taş baskı zeytinyağı üretimi yapan imalathaneler günümüzde çok azalmıştır.
Emek ve çok fazla insan gücü gerektirdiğinden, düşük kapasitelidir ve Taş Baskı zeytinyağı üretimi oldukça maliyetlidir.
Taş Baskı zeytinyağının, asidi düşüktür, güzel bir rengi ve harika bir aroması vardır.
Taş Baskı zeytinyağını, özellikle yemeklerinizde kullanabilirsiniz. ( Kokusuz ve oldukça lezzetli bir üründür )
6 - 8 °C 'nin altında donması ve çözüldüğünde kalitesinin bozulmaması zeytinyağının herhangi bir kimyasal, katkı maddesi içermediğinin ispatıdır. İnsan sağlığına faydalı bileşenler içerdiği ve sindirim sistemini rahatlattığı için için sabahları ve akşamları ilaç niyetine birer yemek kaşığı içebilirsiniz.
Yaklaşık 5000 yıl önce ilk olarak antik yunan medeniyetinde Yunanlar tarafından geleneksel yöntem kullanılarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Zeytin büyük taş presler altında ezilerek yağın ve vejetasyon suyunun zeytin meyvesinden sızması sağlanarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen yağ ve vejetasyon suyu karışımı ise beklemek suretiyle yoğunluk farkı ile birbirinden ayrılmıştır. Bu yöntem günümüzde de kullanılmaktadır. Elde edilen zeytinyağı, hiçbir kimyasal uygulamaya maruz kalmaksızın üretildiğinden kalitesi oldukça yüksek olmaktadır.
Yöntem kapsamında, önceden de belirtildiği gibi oldukça geniş değirmen taşları kullanılmaktadır. Zeytin hamuru bu taşlar arasında yaklaşık 30-40 dakika boyunca kalmaktadır. Bu işlem esnasında 3 noktaya azami özen gösterilmelidir.
Zeytin meyveleri yeterince iyi ezilmelidir.
Meyveden ayrılan küçük yağ partiküllerinin daha büyük yağ kütlelerini oluşturabilmesi için yeterli sürede işlemin uygulanması,
Zeytinyağına has aroma ve lezzetin oluşabilmesi için gerekli olan süre boyunca işlemin devam ettirilmesi önem arz etmektedir.
Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalar sonucunda geleneksel baskı yöntemiyle elde edilen yağ ve vejetasyon suyu karışımından zeytinyağının santifrüjleme tekniği ile ayrılabileceğine kanaat getirilerek bu işleme uygun santifrüjler geliştirilmiştir. Yağ ve karasu karışımına santifrüj uygulandığında yoğunluk farkı sebebiyle, zeytinyağı kolayca karasudan ayrılabilmektedir.
Video izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=BDeRfRZVoTM
kaynak: https://zeytinana.com/tas-baski-soguk-sikim-zeytinyagi
0 notes
Text
Sofralık Zeytin
Sofralık Zeytin Üretimi
Sofralarımızın vazgeçilmezi olan sofralık zeytin, içeriğinde bulunan yüksek yağ seviyesi dolayısı ile önemli bir kalori değerine sahip olduğu gibi besin değerleri açısından da son derece zengin bir gıda olarak öne çıkmaktadır. Sofralık zeytin üretimi ise tamamen doğal teknikler ile gerçekleştirildiği takdirde son derece zengin olan besin değerlerini etkin bir şekilde koruyabilmesi sağlanabilmektedir ki bu şekilde insan vücudu için mevcut olan tüm faydalarından yararlanılabilir.
Sofralık Siyah Zeytin Üretimi
Günümüzde her ne kadar gelişmiş teknoloji ve tarımsal tıbbi gelişim söz konusu olsa da mutlaka doğal yöntemlerin sofralık zeytin üretimi için tercih edilmesi gerekir. Özellikle de salamura tekniğinde etkin ve sağlıklı bir zeytinfermantasyonu oluşturabilmek için doğal ve katkısız bir şekilde işlemlerin gerçekleştirilmesine dikkat edilmesi gerekir. Standart doğal tekniklerde 1 haftalık periyotta fermente süreci başladığından daha kısa üretim süreci için kesinlikle uygun olmayan, zeytinin besin değerlerini yok edecek ve insan sağlığını riske edebilecek kimyasal katkı maddelerin kullanımından kaçınılması gerekir.
Sofralık zeytin üretimi hakkında diğer bir yazı: https://www.nefisyemektarifleri.com/evde-zeytin-yapimi/
Kaliteli Sofralık Zeytin
Günümüzde sofralarda sıklıkla tercih edilen zeytinler ile hem lezzetli hem de sağlıklı bir beslenme gerçekleştirilebilmesi mümkün oluyor. Son derece zengin besin değerlerine sahip olan sofralık zeytin üretimi için en uygun olan zeytinlerin kullanılması ayrı bir önem taşımaktadır. Bu çerçevede de kaliteli ve iyi bir sofralık zeytin için zeytin özellikleri;
İri meyveli,
Et ve çekirdek değeri yüksek,
20% ile 25% aralığında yağ değeri,
İdeal oranda şeker,
Şeklinde besin değerlerinin mevcut olması gerekir. Bununla birlikte kaliteli sofralık zeytin üretimi için zeytinin meyveleri sert yapılı, çekirdeğinin etinden çok kolay bir şekilde ayrılabiliyor olması ve aynı zamanda da ince ve esnek bir kabuk yapısına sahip olmasına dikkat edilmelidir. Tüm bu zeytinözelliklerinin haricinde iyi bir sofralık zeytini belirleyen en önemli faktörlerden birisi de bu özellikleri taşıyan zeytinin iyi ve doğal şekilde işlenmesidir.
Türkiye genelinde sofralık zeytin üretimi ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde olmak üzere sırasıyla Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi şeklindedir.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/sofralik-zeytin/
0 notes
Text
Üzüm Pekmezi
Üzüm Pekmezi
Bu yazımızda Anadolu'nun en güzel ritüellerinden biri olan üzüm pekmezi hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Üzümler daldan koparılır ve toplanır. Bundan sonra tek tek büyük bir özenle toplanarak pekmez için hazır hale getirilir. Anadolu'nun değerlerinden biridir. Harika tadı, aynı zamanda birçok faydası ile ön plana çıkmaktadır. Bu yazımızda biz de sizlere nedir, faydaları nelerdir, nasıl yapılır gibi konularda bilgiler vermeye gayret göstereceğiz. Siz de bu güzel tadı evinizde yapabileceksiniz. Elbette ki faydalarını göz önünde bulundurarak yaptığınızda kolay bir yapım karşımızda çıkmamaktadır. Çok dikkatli şekilde hareket etmemiz ve bütün adımları özenli bir şekilde yerine getirmeniz gerekmektedir. Böylece sizler de pekmezinizi evinizde üretebilirsiniz.
Üzüm Pekmezi Faydaları Nelerdir?
Üzüm pekmezi birçok rahatsızlığa fayda sağlamaktadır. Sizlere öncelikli olarak söyleyeceğimiz kemiklere karşı faydalarıdır. İyi bir kalsiyum kaynağı olarak bilinmektedir. Bu sebeple de kemik yapısını güçlendirmektedir. Sağlıklı dişlere sahip olmanız için çok büyük bir fayda sağlamaktadır. Kasların kasılma yeteneğini artırarak daha güçlü kaslara sahip olmanızı sağlar. Ayrıca menopoz dönemlerinde hanımların en büyük sıkıntılarından biri olan kemik erimesi hastalığına karşılık koruma sağlamaktadır. Cinsel sağlık için de faydalı olur. Cinsel isteği arttırır ve cinsel sağlığı korur. Sindirim sisteminin rahatlatılması açısından kabızlığa iyi gelir. Bu da pekmezin faydaları arasında sayılabilir. Mide ve bağırsakları rahatlamasını sağlayacaktır. Bir çok faydaları bulunmaktadır. Mineral içeren aynı zaman kansızlığa iyi gelirken enerji vermektedir.
Üzüm Pekmezi Ne Zaman Tüketilir?
Üzüm pekmezi her zaman tüketilebilir. Özellikle doktorlar tarafından hamilelik döneminde tüketilebildiği de söylenmektedir. Mineral madde içerdiği için gebelik, emzirme ve lohusalık dönemlerinde de çok büyük faydaları olduğu bilinmektedir. Özellikle hanımların demir eksikliğine bağlı olarak zaman zaman adet ağrıları çok yükselebilmektedir. Bu adet ağrılarının önüne geçilmesi açısından da büyük bir fayda sağlamaktadır. Ayrıca içinde bulunan magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller kanın pıhtılaşmasını da engelleyecektir. Adet sancılarının hafiflemesi sağlanmış olacaktır. Hücrelerin sağlıklı büyümesini teşvik ederken aynı zamanda da kırmızı kan hücresi oluşumu arttırmaktadır. Sistemi teşvik eden ve sinir sistemini koruyan bir yapısı bulunmaktadır. Baş ağrısı ve yorgunluğa da iyi geldiği bilinmektedir.
Kaynak: https://zeytinana.com/ev-yapimi/uzum-pekmezi-630gr
0 notes
Text
Siyah Zeytin Nedir? Faydaları Nelerdir?
Akdeniz ikliminde yetişen ve her mevsim yeşil yapraklı kalabilen zeytin ağacının boyu 15 metreye kadar uzayabilmektedir. Zeytin ağaçları 2000 yaşına kadar gelebilmektedirler. Türkiye’de anayurdu Akdeniz Bölgesi olmak üzere, Marmara Bölgesi ve Ege Bölgesinde de yetişmektedir. Zeytin ağacı, bakımı iyi yapıldığı süre boyunca 5 ya da 6 yıl içerisinde meyvelerini vermektedir. Bu ağacın meyvesinden faydalanıldığı gibi yapraklarından da fayda sağlanabilmektedir.
Bir zeytin ağacının en verimli olduğu dönemleri çoğunlukla, 35 ile 150 yaşları arasında olduğu dönemleridir. Zeytin ağacı meyvesi olan zeytinden elde edilen zeytinyağının da, meyvesi kadar faydası bulunmaktadır. Bu ağaçlar genellikle bir yıl iyi hasat verdiği dönemde sonraki senesinde daha az meyve vererek kendini dinlenmeye alır. Ağacın meyveleri önce yeşil renkte oluşmakta ve olgunlaştıkça kararmaktadır.
Siyah Zeytinin Faydaları
A, D, E ve K vitaminleri açısından oldukça zengin olan siyah zeytinin vücuttaki kalsiyum kaybını önleyerek, kemik gelişimini güçlendirmek açısından oldukça faydalıdır. Kalın bağırsak, mide, prostatve pankreas kanserine yakalanma risklerini azaltırken kalp damar hastalıklarından da koruyucu etkisi bulunmaktadır. Bol miktarda protein, yağ, kalsiyum, fosfor, kükürt, klor, magnezyum minerallerini barındıran siyah zeytin, karaciğerin korunmasında yardımcı olmaktadır. Sarılık hastalığının iyileşmesinde faydalı bir meyvedir. İçerdiği ‘Oleuropein’ maddesi ile hücre yenileyici özelliği sayesinde kırışıklıkları azaltmakta ve yaşlanmayı geciktirmektedir. Kimyasal makyaj ürünlerinin cilde verdiği zararların minimuma inmesini sağlamaktadır. Mide asidini azaltarak gastrit ve ülser gibi hastalıklara karşı mideyi korucu özelliği bulunmaktadır. Vücuttaki vitamin eksikliğine bağlı olarak gelişen saç dökülmesi ve kepek gibi problemleri engellemektedir. İçerdiği zengin vitamin ve mineraller sayesinde vücutta oluşan virüs, bakteri ve mantarlara karşı vücudu koruyabilmektedir. Sindirim sisteminin çalışmasında yardımcı olmaktadır. Zeytinin ve zeytin yaprağının daha pek çok faydası bulunmakta olup, yetişkin bir insanın günde yedi adet zeytin tüketmesinde büyük fayda vardır.
Kaynak: https://zeytinana.com/blog/siyah-zeytinin-faydalari-nelerdir/
0 notes
Text
Kırma Yeşil Zeytin
Kırma Yeşil Zeytin
Yeşil zeytin çeşitleri arasında en fazla tercih edilen zeytin türlerinden birisi de kırma yeşil zeytin türüdür. Kırma tekniğiyle işlemden geçirilmesi nedeni ile bu adı alan yeşil zeytin tipi özellikle Anadolu coğrafyasında son derece yüksek tüketim oranlarına sahiptir. Genel olarak Gemlik ve Edremit bölgelerinde yetiştirilen yeşil zeytin ile yapılan kırma yeşil zeytinin kendisine has yağlı ve etkin lezzeti, günümüzde bu denli yoğun olarak tercih edilmesine neden oluyor.
Edremit ve Gemlik bölgelerinde çok yoğun miktarda üretimi gerçekleştirilen kırma yeşil zeytin türü, kırma tekniği kullanılarak yapılmaktadır. Temel olarak kırma işlemleri zeytin içeriğinde yer alan ve ‘acı’ olarak tabir edilebilecek tada neden olan ‘oleuropein’ isimli bir madde dolayısı ile yapılır. Kırma tekniği sayesinde zeytinin lezzetini pekiştirmesi sağlanır. Ancak burada doğru ve uygun düzeyde uygulamanın gerçekleştirilmesi çok yüksek miktarda acılığın ortaya çıkışına neden olunmaması açısından çok önemlidir. Bu neden ile kırma yeşil zeytinin yapımında hem kırma işlemi hem de bekletme işlemi mutlaka doğru şekilde yapılmalıdır.
Uygun şiddette gerçekleştirilen vurma işlemi ile yeşil zeytinler kırılır. Bu aşamada kullanılan zeytinler tam olgunlaşmamış ve yeşil ile sarı tonlarındaki renklere sahip olan zeytinlerden oluşmaktadır. Özellikle de yüksek yağ miktarı, limon ilavesi ve kırma tekniğinin getirmiş olduğu acımsı tadı ile son derece eşsiz bir lezzeti başta kahvaltı sofraları olmak üzere tüm sofralara getiriyor.
Kaynak: https://zeytinana.com/yesil-zeytin/kirma-yesil-zeytin-400gr-cam
0 notes