Last Seen Blogs
Text
İhaleyi duyan müteahhit kaçıyor. Ekonomik kriz nedeniyle hepsi iptal ediliyor
İhaleyi duyan müteahhit kaçıyor. Ekonomik kriz nedeniyle hepsi iptal ediliyor. Son dönemde ekonomik kriz nedeniyle yurttaşlarımız geçim sıkıntısı yaşarken, kamu kurumlarının düzenlediği ihaleler de birer birer iptal ediliyor. Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, özellikle son üç ayda birçok okul, hastane ve öğrenci yurdunun yapım ihaleleri ile tadilat ve onarım ihalelerinin iptal edildiği açıklandı.
Örneğin, Çankırı’daki Çerkeş Devlet Hastanesi’nin morg inşaatı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi olan Rize’nin Güneysu ilçesine yapılması planlanan 100 yataklı devlet hastanesi projesi dahi iptal edilen ihaleler arasında yer aldı.
Pek çok ihale, katılım olmadığı için iptal ediliyor ve ihalelere bir şirket veya müteahhit dahi girip teklif vermiyor. Bunun nedeni, döviz kurundaki dalgalanmayla birlikte inşaat maliyetlerinde büyük bir artış yaşanması. Müteahhitler, zaten kamudan ödemelerini geç aldıklarını belirterek, kamu ihalelerine girmekten kaçınıyorlar. Önlerini göremediklerini belirten müteahhitler özellikle son yıllarda birçok kamu ihalesinde zarar ettiklerini ifade ediyor.
Bazı ihaleler de şirketlerin ve müteahhitlerin, ihaleyi yapan kamu kuruluşunun inşaat projesi için ayırdığı bütçenin üzerinde teklif vermesi nedeniyle iptal ediliyor. Bu nedenle, çok sayıda okul, hastane ve yurt inşaatı bütçe yetersizliği nedeniyle hayata geçirilemiyor. Özellikle KYK yurtlarının, birçok okul ve hastane inşaatının acil olarak yapılması gerektiği biliniyor. Ancak ihalelerin ne zaman sonuçlandırılacağı ve projeler için kazmanın vurulacağı ise belirsizliğini koruyor.
Son üç ayda, yapımını valiliklerin üstlendiği 37 okul projesinin ihalesi iptal edildi. Milli Eğitim Bakanlığı ise birçok okulun onarım, tadilat ve güçlendirme ihalelerini iptal etti. Yapımını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın üstlendiği deprem bölgesi olan İzmir’deki çok sayıda okulun ihalesinin de iptal edildiği anlaşıldı. Bakanlık İzmir’de beş ayrı okul ihalesini ihalelere teklif veren olmadığı ve bütçe yetersizliği gerekçesiyle iptal etti.
Sağlık Bakanlığı birçok hastanenin onarım ve tadilat ihalesi ile 112 merkezi ve aile sağlığı merkezi inşaatı ihalesini iptal etti. Hatta 6 Şubat depremlerinin vurduğu kentler arasında yer alan Diyarbakır ve Elazığ’daki hastane projelerinin ihalelerinin dahi iptal edildiği görüldü.
TOKİ de son üç ayda farklı kentlerdeki yaklaşık 70 konut projesinin ihalesini iptal etti. Bu ihalelerin de büyük bir kısmı ihalelere tek bir şirketin dahi katılıp teklif vermemesi nedeniyle iptal edildi.
Sonuç olarak, ekonomik krizin etkileri kamu ihalelerine de yansıdı ve birçok önemli proje hayata geçirilemedi. Bu durum, özellikle okul ve hastane gibi kamu hizmetlerinin gereksinim duyduğu alanlarda büyük bir sıkıntı yarattı.
Read the full article
0 notes
Text
Mahfi Eğilmez acı reçeteyi açıkladı
Mahfi Eğilmez acı reçeteyi açıkladı. Türkiye, büyük bir ekonomik darboğazdan geçiyor ve iktidarın atacağı adımların istenilen olumlu sonuçları henüz verememiş durumda. Yükselen fiyatlar, vatandaşları zorluyor ve her geçen gün daha da artıyor.
Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, kendi sitesinde yayınladığı bir yazıda bu durumla ilgili görüşlerini paylaştı. Eğilmez, 'Acı Reçete' başlıklı yazısında, fiyatların niçin enflasyondan daha hızlı arttığı, fiyatların niçin gerçek enflasyona göre olması gereken düzeyden de öteye gittiği sorularına cevap ararken, iktidarın da yapması gerekenleri sıraladı.
Eğilmez'in yazısı şu şekilde;
Fiyatlar niçin enflasyondan daha hızlı artıyor? Yanıtlamamız gereken ilk soru budur. Çünkü tüketici fiyatları enflasyonu (TÜFE) dediğimiz şey, sonuçta en çok tüketilen mal ve hizmetlerin fiyatlarının, bu mal ve hizmetlerin aile bütçelerinde işgal ettiği ağırlığa göre hesaplanmış bir katsayıyla çarpılarak dâhil edildiği bir sepetin değerinin sürekli artması demektir. Türkiye'de hangi mal veya hizmetin fiyatına bakarsanız bakın, TÜFE'nin gösterdiği yüzde 38,21'lik yıllık artışı bulmak mümkün değil.
Geçtiğimiz yılın gıda fiyatlarına baktığımızda yüzde 100'ün üzerinde artışlarla karşılaşıyoruz. Konut fiyatları, kiralar, otomobil, benzin, ulaştırma, okul ücretleri, apartman veya site aidatları yüzde 38,21'in üç katına varan artışlar gösteriyor. Bu durumun araştırma yapılmasına bile gerek yok, hepimiz bunu yaşayarak görüyoruz.
ENAG grubu da yıllık enflasyonu yüzde 108,58 hesaplıyor. ENAG'ın tüketici enflasyonu hesabı TÜİK'in TÜFE hesabından 2 kat kadar daha yüksek. Yani ENAG'ın hesabı, bizim yaşayarak deneyimlediğimiz fiyat artışlarına çok daha yakın bir durumu gösteriyor. O zaman sorunun yanıtını şöyle verebiliriz: Fiyatlar, enflasyondan daha hızlı artmıyor, enflasyon hesabı doğru yapılmıyor. Gerçekte saçma bir durum yok, saçmalık, ölçüm ve hesaptan kaynaklanıyor.
Fiyatların gerçek enflasyona göre olması gereken düzeyden de öteye gitmesinin nedeni, aslında ilk sorunun yanıtında gizli. Eğer bir ülkede açıklanan enflasyon verisi gerçeği yansıtmıyorsa, yani enflasyon açıklanandan daha yüksekse veya en azından insanlar öyle olduğunu düşünüyorsa, o zaman fiyat artışları enflasyondan daha yüksek olur.
Satıcılar, gelecekte yaşanacak gerçek enflasyon artış payını bugünün fiyatına eklemeye başlıyor. Öyle olunca da ortaya fahiş fiyat denilen fiyatlar çıkıyor. Geleceğin enflasyonunu bugünün fiyatlarına geçirmeye neden olan şey, satıcının aç gözlülüğü değil, kendini koruma güdüsüdür. Bunu yapmadığı takdirde sattığı maldan elde edeceği parayla yeni mal alma imkânı olmayacağını düşünüyor.
Geleceğin enflasyonunun bugünün fiyatına yansıtılmasını önlemenin yolu, fiyatları denetlemek ya da satıcıya ceza vermek değil, ekonomi politikasında bir hata olup olmadığını, varsa hatanın nerede olduğunu araştırmak ve hatayı düzeltmeye çalışmaktan geçiyor. Hatanın nerede olduğunu bulmak o kadar zor değil, zaten yıllardır bunu göstermeye çalışıyoruz. Bütün mesele hatayı düzeltecek önlemleri alacak cesarete sahip olmak.
Geleceğin enflasyonunun bugünün fiyatlarına yüklenmesini önlemek için yapılması gereken şey, insanların beklentilerini düzeltmek. Bunun da yolu, doğru ekonomi politikasını uygulamaya koymaktan geçiyor. Doğru ekonomi politikası, sadece faizi azar azar artırmak ve vergileri yükseltmek değildir. Bunlar, geçmişte yapılan yanlışları, seçim nedeniyle bol keseden dağıtılan paraları toparlamaya yarar ama ne yazık ki beklentileri düzeltemez. Dışarıdan bir yerlerden para bulmakla da bu sorunlar düzeltilemez, bunlar geçici iyileşmeler sağlayabilir. Beklentileri düzeltmek için yapılması gereken şey, yapısal reformlardır. Beklentileri düzeltmenin başka yolu ne yazık ki yok.
Önce gerçek enflasyonu hesaplayıp kabul etmek gerekiyor. Ki alınacak önlemlerin ne olduğu ortaya çıksın. Hemen ardından hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının sağlanmasından başlayarak, güçler ayrımına, vergi dilimlerinin yeniden ayarlanmasına, eğitimin yalnızca bilime dayandırılmasına kadar bir dizi yapısal reformun yapılmasını öngören bir programın açıklanması gerekiyor. Eğitim reformuyla ekonominin ne ilgisi var diye sormayın, başımıza ne geldiyse bilim dışı eğitimden geldi. Yanlış ekonomi politikası uygulamamızın ve bu duruma düşmemizin de nedeni yanlış eğitim.
Yapısal reformlarla birlikte Merkez Bankası'nın faizi yavaş yavaş gerçek enflasyon düzeyine yükseltmeye başlaması gerekiyor. Bunun bir üst sınırı olmamalı. Merkez Bankası'nın faizi ne kadar yükselteceğini önceden yavaş yavaş topluma aktarması, beklentileri düzeltmek için uygun olur (eğer yapısal reformlar yapılmayacaksa faizi yükseltmenin fazlaca bir yararı olmaz.)
Bu dönem döviz açısından sıkıntılı olacağı için IMF'ye gidilmesi de bir seçenek olarak mutlaka düşünülmeli. Hiçbir yerden IMF'den alınacak destek kadar ucuza borç bulma imkânı yok. Buna ek olarak birçok yatırımcı ve borç veren, IMF'nin program uyguladığı ülkeye para yatırır. IMF bize acı reçete uygulatır diye düşünülüyorsa, acı reçete zaten vergi artırımları ve düşük ücret artışlarıyla uygulandı ve IMF gelsin gelmesin uygulanmaya devam edilecek. Çünkü bugüne kadarki yanlışları düzeltmenin yolu ne yazık ki başka yolu yok.
Read the full article
0 notes
Text
Bir bakanlık Mehmet Şimşek’in aldığı karara uymadı 256 gün için ihale açtı
Bir bakanlık Mehmet Şimşek’in aldığı karara uymadı 256 gün için ihale açtı. Aile ve Sosyal Hizmetleri Bakanlığı, 14 Mayıs seçimleri sürecinde bir kırmızı TOGG aldıktan sonra, 4 Temmuz'da bir sedan binek araç kiralamak için ihale açtı. İhale kapsamında, 8 ay 15 gün boyunca kullanılacak bir araç kiralanacağı belirtildi. İhale için yaklaşık maliyet hesabı 851 bin 860 TL olarak açıklanırken, ihaleye iki şirket teklif sundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından oluşturulan ihale komisyonu, teklifleri değerlendirdi ve son karar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzası ile kamu kurumlarına Tasarruf Genelgesi gönderildiği gün olan 17 Temmuz'da verildi.
Bakanlık ile PTT Anadolum Lojistik Anonim Şirketi arasında, ihale komisyonunun kararı doğrultusunda sözleşme imzalandı ve ihale ile kiralanan araç, 3 bin 124 TL'ye mal olan günlük ücreti ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na teslim edildi. Tasarruf Genelgesi'nin ilk gününden itibaren kâğıt üzerinde kalan ihale sözleşmesi, bakanlığın imzaladığı tutar 799 bin 850 TL oldu. Aracın geri alınacağı tarih ise 31 Mart 2024 olarak belirlendi.
Bakanlık, 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala yüzlerce araç kiralayarak gündeme geldi. Seçimin hemen öncesinde 13 Nisan'da imzaladığı sözleşme kapsamında toplam 531 araç kiralayan bakanlık, bu araçlar için 64 milyon 360 bin TL ödedi. Bu tutar, bakanlığın 2023 yılının ilk yarısında kiraladığı araçların toplam tutarının 500 milyon TL'yi aşmasına sebep oldu. İhale ile ilgili daha fazla bilgi verilmesi ve ihale sürecinin açıklığa kavuşması beklenmektedir.
Read the full article
0 notes
Text
Kamu parasıyla umre yapan Fulya Öztürk kendini savundu. Kabahati eleştirenlerde buldu
Kamu parasıyla umre yapan Fulya Öztürk kendini savundu. Kabahati eleştirenlerde buldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Körfez turunu izleyen gazeteci Fulya Öztürk, Mekke'ye giderek Umre ziyareti yaptığını sosyal medya hesabından başörtülü bir fotoğraf paylaşarak duyurdu. Öztürk, Erdoğan'ın uçağıyla gittiği Suudi Arabistan'da Kabe'yi ziyaret etmesi tepkilere neden oldu.
Bunun üzerine gazeteci Türker Akıncı, Twitter hesabından "Sabahtan beri @Fullyaozturk 'ü linçleyenlere; Görev gereği Kabe'nin yanına kadar gitmişsin. Müslümansın ve otelde uyumak yerine müsait olan birkaç saatinde aşağıya iniyorsun ve umre yapıyorsun. Hepsi bundan ibaret. Ne kadar çok düşmanlığınız ve kininiz varmış." sözleriyle Fulya Öztürk'ü savundu.
Fulya Öztürk ise bu eleştirilere yanıt vererek, "Gece 2.30'da kalkıp yüreğimden geldiği için gitmek istedim. Otelde uyumak istemedim. Kimseye zararım yok, kimsenin parasıyla gitmedim. Yazmazdım ama sen şimdi paylaşınca yazayım dedim. Yoksa üzerimden dikkat çekmeye çalışanlara prim vermem, onlar anca tweet atar." dedi.
Read the full article
0 notes
Text
Dünya devi bisiklet firması iflasını istedi. Binlerce kişi işsiz kalacak
Dünya devi bisiklet firması iflasını istedi. Binlerce kişi işsiz kalacak. TGRT Haber tarafından Endadget.com sitesinden derlenen bilgilere göre dünyaca ünlü bisiklet şirketi VanMoof'un iflas ettiği haberi yer aldı. Şirket daha önce 128 milyon dolarlık bir yatırım açıklaması yaparak dünyanın en büyük finanse edilen e-bisiklet şirketi olduğunu iddia etmişti. Ancak iki yıldan kısa bir süre sonra iflas davası açmak zorunda kaldı.
Haberde, VanMoof'un bisikletlerinin satış ve bakımının maliyetinin insanların ödediğinden daha fazla olduğu iddiasıyla bir süredir sorun yaşadığı belirtiliyor. Hollandalı finans kuruluşu FD, 2021 yılında VanMoof için 11,9 milyon Euro brüt marj kaybı bildirirken, onarımlar ve yenilemeler için 8 milyon Euro harcandığını açıkladı. Ancak şirketin Amerika Birleşik Devletleri ve Tayvan gibi yerlerdeki uluslararası kuruluşları iflas işlemlerinin bir parçası değil.
Şirketin maaşları ödeyecek fonunun kalmadığı açıklandı. Çalışanlara son ödemelerini alacakları altı haftalık bir ihbar süresi verildi. Bu sürenin bir kısmı, hizmette olan bisikletlerin müşterilere geri gönderilmesini gerektirecek. VanMoof, çalışanlarına güveniyor ve onlara "güçlü kalmaları ve işlerine devam etmeleri gerektiğini" söylüyor. Şirketin geleceği için herkesin elinden gelenin en iyisini yapmaya devam etmesi gerektiğini belirtiyor.
Read the full article
0 notes
Text
Selçuk Geçer "Dolar 38 lira olacak" dedi. Tarih verdi
Selçuk Geçer "Dolar 38 lira olacak" dedi. Tarih verdi. Döviz kuru son zamanlarda hızla artmaktadır ve bu durum Türk vatandaşları için endişe verici bir durum haline gelmiştir. Türk lirasının değer kaybını izlerken, birçok ekonomist, Cumhurbaşkanı seçimleri sonrasında dolar kurunun yıl sonunda 40 lira seviyelerine ulaşabileceğini tahmin etmiştir. Ancak bu tahmin, diğer ekonomistler tarafından abartılı bulunmuştur.
Özellikle Euro'nun 30 lirayı aşması, bu endişeleri artırmıştır. Ekonomist Selçuk Geçer, dolar kurunun artış hızına dair, "Artık dolar 38" başlıklı bir yazı kaleme almıştır. Geçer, yazısında doğru değerin enflasyon oranına göre 38 ila 40 lira aralığında olduğunu ifade etmiştir. Ancak bu seviyelere ne zaman geleceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazılarına göre en geç eylül-ekim, diğerleri ise bu tahminin abartılı ve gerçekçi olmadığını düşünmektedir.
Döviz kuru artışının nedenleri arasında Merkez Bankası'nın faiz kararı da yer almaktadır. Geçen ayki karar, doların baskılanması için faizlerin aşırı artırılmayacağını göstermiştir. Faiz oranları, yabancı ve yerli yatırımcıların ikna olacağı seviyeye kadar artırılacaktır. Bu artış muhtemelen maksimum 400 baz puan veya daha az olacaktır. Bu karar, piyasalar tarafından olumlu karşılanmış ve fiyatlandırılmıştır. Ancak, döviz kuru yine de artmaktadır.
Read the full article
0 notes
Text
Başvurmayanın banka hesabındaki tüm para silinecek! Son başvuru tarihi açıklandı
Başvurmayanın banka hesabındaki tüm para silinecek! Son başvuru tarihi açıklandı. Bankaların zaman aşımına uğrayan hesaplarda atıl durumda bekletilen bakiyeleri Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na (TMSF) devretmeleri uygulaması çeşitli tartışmalara yol açıyor. Bu uygulama kapsamında, hesaplarında herhangi bir hareketlilik bulunmayan hesap sahipleri, bankalara başvurmadıkları takdirde hak kayıplarına uğrayacaklar. Ziraat Bankası da bu uygulama kapsamında harekete geçerek, hesaplarında bakiyeleri atıl durumda bekleten müşterileri için bir liste yayımladı ve tarih verdi. Bu listede yer alan kişilerin 15 Eylül 2023'e kadar başvurularını yapmamaları halinde, hesaplarındaki bütün paralar sıfırlanacak.
Ancak, bu uygulamanın adil olup olmadığı tartışmalı bir konu. Bazıları, hesap sahiplerinin bilgi sahibi olmadıkları için hesaplarına erişemediklerini ve bu nedenle hak kayıplarına uğramalarının haksız olduğunu savunuyorlar. Bu durumda, bankaların hesap sahiplerine daha fazla bilgi vermesi gerektiği düşünülüyor.
Ziraat Bankası, zaman aşımı hakkında yaptığı açıklamada, bankalar nezdindeki mevduat, katılım fonu, emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanların zamanaşımına tabi olduğunu belirtti. Bu nedenle, bankaların, zamanaşımına uğrayan mevduat, emanet ve alacakların listesini şubat ayının başından itibaren kendi internet sitelerinde dört ay boyunca ilan etmesi gerekiyor.
15 Eylül 2023 tarihine kadar başvurulmaması halinde, zaman aşımına uğrayan hesapların bakiyeleri TMSF'ye devredilecek ve hak sahipleri bakiyelerini geri alamayacaklar. Ancak, bu uygulama için belirlenen tarih, BDDK tarafından yapılan bir duyuru ile 15 Haziran'dan 15 Eylül'e uzatıldı. BDDK, yayınladığı metinde, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 27.04.2023 tarihli kararı ile ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeniyle Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklar için başvuru süresi 15.09.2023 tarihine uzatılmıştır.” ifadelerine yer verdi.
Read the full article
0 notes
Text
Özgür Özel sızdırılan videonun ardından ilk kez konuştu
Özgür Özel sızdırılan videonun ardından ilk kez konuştu. Gazete Duvar’a açıklamada bulunan Özel, CHP’nin içinde bulunduğu süreçle ilgili her platformda konuştuğunu ve konuşmaya devam edeceğini söyledi. Özel, 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta yaşadığımız seçim mağlubiyetinin ardından, partisi adına bir çare ve bir çıkış arayışı içinde olduklarını belirtti. Bu çıkış yolu için, seçimin tabanlarındaki umutsuzluğa, küskünlüğe ve partisiyle tabanları arasında oluşan duygusal kopuşa bir çare arayışı içinde olduklarını söyledi.
Özel, geçirdiği seçim sürecinden sonra, partisi adına bir çare arayışı içinde olduğunu belirtti. 12 yıldır milletvekili olarak ve son 8 yıldır Grup Başkanvekili ve Grup Başkanı olarak görev yaptığını söyleyen Özel, içinde bulunduğu süreçle ilgili hemen herkesle her platformda oturduğunu, konuştuğunu ve konuşmaya da devam edeceğini belirtti.
Başta Genel Başkan ve yıllardır siyaset yaptığı yol arkadaşlarını kırmadan, ancak yurttaşların ve tabanların beklentilerini karşılayacak bir çare arayışı içinde olduklarını söyleyen Özel, partisindeki bazı görevden almalarla ilgili arkadaşlarıyla değerlendirme yaptıklarını ifade etti. Demokrasinin olmazsa olmazı fikir alışverişinde bulunmak, istişare etmek ve ortak aklı aramaktır. Bu nedenle bu sürece zarar vereceğini düşündükleri örgütlerinde yaşanan bazı görevden almalarla ilgili arkadaşlarıyla istişare yaptıklarını belirtti.
Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün yapılacak Merkez Yönetim Kurulu toplantımız dün akşam saatlerinde ilan edildiğinde seçim bölgem Manisa’daydım ve toplantının gündeminin yalnızca bazı örgütlere yapılacak görevlendirmeden ibaret olacağı bilgisini alınca Ankara’daki toplantıya katılmadım.”
Özel, açıklamasının sonunda şunları söyledi: “Türkiye’nin 81 ilinde yaşayan ve her gün bir umut arayan milyonlara karşı görevimiz var. Biz daha cesur olacağız, daha büyük adımlar atacağız ve hedefimize ulaşacağız. CHP yeniden herkesin umudu olacaktır, bunu sağlayacağız.”
Read the full article
0 notes
Text
Erdoğan’ın yeni evlenecek çiftlere verdiği vaat Meclis’e taşındı: Ne zaman uygulamaya geçirilecek
Erdoğan’ın yeni evlenecek çiftlere verdiği vaat Meclis’e taşındı: Ne zaman uygulamaya geçirilecek. İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 14 Mayıs seçimleri öncesinde yapılan açıklamaları eleştirdi ve bu vaatlerin gerçekleştirilmesi için atılacak adımlar hakkında daha fazla bilgi istedi. Türkkan, Meclis’e sunduğu soru önergesinde, evlilik kredisi ve vergisiz cep telefonu vaatlerinin birçok insan tarafından beklenildiğini ve bu nedenle detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Türkkan, önergesinde şu soruları sordu: 1) Faizsiz evlilik kredisi ne zaman uygulamaya geçirilecek ve kredi almak için başvuru yapanlar için detaylar nelerdir? 2) Şu ana kadar kaç kişi faizsiz evlilik kredisi için başvuruda bulundu? 3) Vergisiz cep telefonu uygulaması ne zaman hayata geçirilecek ve bu uygulama için detaylar nelerdir? 4) Şu ana kadar kaç kişi vergisiz cep telefonu uygulaması için başvuruda bulundu? 5) Eğer faizsiz evlilik kredisi ve vergisiz cep telefonu uygulamaları yakın zamanda hayata geçirilmez ise, yeni birtakım uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesi düşünülmekte midir ve bu uygulamalar nelerdir?
Türkkan, evlilik kredisi ve vergisiz cep telefonu vaatlerinin gerçekleşmesi için hükümetin daha fazla çaba göstermesi gerektiğini düşünüyor ve bu konudaki çalışmaları takip edeceklerini belirtiyor.
Read the full article
0 notes
Text
Putin’den Karadeniz’i karıştıracak hamle
Putin’den Karadeniz’i karıştıracak hamle. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna limanlarına gitmekte olan tüm gemilerin "potansiyel askeri yük taşıyıcısı" olarak değerlendirileceğini bu gece itibariyle açıkladı. Bu açıklama sonrasında tahıl anlaşması sona erdi ve Karadeniz'deki insani koridorlar azaltıldı. Bu adımların amacı, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri varlıklarını desteklemektir.
Rusya, Ukrayna limanlarına gitmekte olan gemilere yönelik aldığı kararı açıklarken, "20 Temmuz 2023 tarihinden itibaren Karadeniz'den Ukrayna limanlarına gitmekte olan tüm gemiler potansiyel askeri yük taşıyıcısı olarak değerlendirilecek" ifadesini kullandı. Buna ek olarak, bu tür gemilerin ülkeleri de Ukrayna ihtilafında Kiev rejimi tarafında yer almış kabul edilecek. Karadeniz'in kuzeybatısı ile güneydoğusunda uluslararası sularda bulunan bazı bölgeler de seyrüsefer için geçici olarak tehlikeli olarak ilan edilmiştir.
Bu yeni gelişmelere göre, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri varlıklarını desteklemek için daha sıkı bir politika izlediği görülmektedir. Ukrayna limanlarına giden gemilerin potansiyel askeri yük taşıyıcısı olarak değerlendirilecek olması, iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırabilir.
Read the full article
0 notes
Text
Amatör futbolcunun sahada yaptığı hareket hayatına mal oldu
Amatör futbolcunun sahada yaptığı hareket hayatına mal oldu. Olay, Tapón'un takımı olan La Cortada ve El Rejunte arasındaki maçta gerçekleşti. Maç esnasında 24 yaşındaki futbolcu Williams Alexander Tapon, hakeme yönelik şiddetli saldırıda bulundu. Bu saldırı, genç futbolcunun kasten adam öldürmeye teşebbüsle suçlanmasına sebep oldu. Olayın ardından kısa bir süre sonra, başından vurulmuş halde Tapón'un cesedi, Arjantin başkentinin güneyindeki bir banliyödeki evine birkaç blok mesafedeki bir tren istasyonunun yakınında bulundu.
Polis, Tapón'un ölümü hakkında soruşturma başlattı. Ancak olayın ayrıntıları henüz netleşmiş değil. Konu hakkında yapılan açıklamalara göre, Tapón'un saldırı sonrası başından vurulduğu ve cesedinin tren istasyonunda bulunduğu belirtiliyor. Bu olay futbol dünyasında büyük yankı uyandırdı ve spor camiası tarafından büyük bir üzüntüyle karşılandı.
Tapón'un ölümü, futbol sahalarında yaşanan şiddet olaylarına dikkat çekti. Futbolun, sadece bir oyundan ibaret olmadığını ve sporcuların hayatlarını riske atacak davranışlardan kaçınmaları gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Futbolun, barış ve dostluk mesajlarının verildiği bir alan olması gerektiği unutulmamalıdır.
Read the full article
0 notes
Text
Sedat Peker'in avukatı acil olarak açıklama yaptı. Sedat Peker bulunduğu BAE ile suçluların iade anlaşması yapıldı
Sedat Peker'in avukatı acil olarak açıklama yaptı. Sedat Peker bulunduğu BAE ile suçluların iade anlaşması yapıldı. İmzalanan anlaşma sonrasında Sedat Peker cephesinden ilk değerlendirme avukatından geldi. Avukat Ersan Barkın, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye arasında suçluların iadesi anlaşması olmadığını ancak BAE'nin Interpol'e üye devletlerden biri olduğunu belirtti. Dolayısıyla, bugüne kadar Sedat Peker'in hakkındaki kırmızı bültenin yerine getirilmemesinin nedeni iade anlaşmasının eksikliği değildi. Peker'in avukatı, BAE'nin ortaya koyduğu gerekliliklere uygun olarak davranması ve Arap geleneğinde kendine sığınan bir kişinin iadesinin örneğinin olmamasının bugüne gelen süreci yarattığını belirtti.
Ancak, Türkiye ile BAE arasında suçluların iadesi anlaşması imzalandıktan sonra, Sedat Peker'in iadesi için yeterli olmayacağına dikkat çekti. Zira, BAE zaten yıllardır Interpol üyesi olduğu için kırmızı bülten kararını infaz etmek durumunda kalacaktı. Bu nedenle, sadece taraflar arasında suçluların iadesi anlaşmasının imzalanması Sedat Peker'in iade edileceğinin garantisi değildi.
Barkın, ayrıca BAE'nin tutumunu belirleyen şeyin hukuk değil, irade olduğunu vurguladı. Bundan sonra BAE'nin iradesinin değişip değişmeyeceği konusunda bir şey söylemek mümkün olmadığını belirtti.
Read the full article
0 notes
Text
Seçim öncesi AKP'ye oy isteyen vatandaş Erdoğan'a seslendi. 'Bu millet beni gördüğü yerde çok kötü edecek'
Seçim öncesi AKP'ye oy isteyen vatandaş Erdoğan'a seslendi. 'Bu millet beni gördüğü yerde çok kötü edecek'. Paylaştığı videoda, AKP'li vatandaş son seçimlerde de oy istediğini belirtti. Ancak, şu anki akaryakıt fiyatlarından dolayı millet tarafından kötü muamele göreceğini düşündüğü için endişeli olduğunu ifade etti. Ayrıca, mazot fiyatlarının indirilmesi konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a talepte bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen AKP'li vatandaş, "Hep oy istedim herkesten. Şimdi bu millet beni gördüğü yerde çok kötü edecek. Şu mazotu indir" şeklinde konuştu.
Bu videoda dile getirilen tepki, ülkedeki akaryakıt zamlarının halk üzerindeki olumsuz etkilerini açık bir şekilde gösteriyor. Yükselen akaryakıt fiyatları, hayat pahalılığının artmasına, ulaşım ve temel ihtiyaçların zorlanmasına neden oluyor. Bu da halk arasında büyük bir rahatsızlık ve hoşnutsuzluk yaratıyor. Bu sorunların çözülmesi için hükümetin daha etkili çözümler üretmesi gerekiyor. Bununla birlikte, sadece akaryakıt fiyatlarının indirilmesi yeterli olmayabilir. Ekonomik problemler daha geniş kapsamlıdır ve çözüm için daha kapsamlı politikalara ihtiyaç duyulabilir.
Kaynak ve videoyu izlemek için tıklayın https://www.yenicaggazetesi.com.tr/secim-oncesi-akpye-oy-isteyen-vatandas-erdogana-seslendi-bu-millet-beni-gordugu-688347h.htm
Read the full article
0 notes
Text
Tüp gaz fiyatlarına görülmemiş zam geldi. Cemal Enginyurt seçim öncesi verilen 'doğal gaz müjdelerini' hatırlattı
Tüp gaz fiyatlarına görülmemiş zam geldi. Cemal Enginyurt seçim öncesi verilen 'doğal gaz müjdelerini' hatırlattı. Güncel tüp gaz fiyatlarındaki son zamlar, vatandaşlar için oldukça zorlayıcı hale geldi. Doğalgaz dolum gazları olarak kullanılan tüp gazların, mutfak tüpü ve sanayi tüpü gibi farklı tüp çeşitlerinde güncel fiyat listeleri de zamlara bağlı olarak güncellendi. Tüp gaz satışları güncel olarak zamlı fiyatlardan gerçekleştiriliyor.
Bu zamların nedeni ise tüp gaz fiyatlarında görülen artışlar. Türlerine göre zamlar alan tüp gaz çeşitlerinde zamların listelerin güncellenmesine yol açtı. Güncel tüp gaz fiyatları listelerinde yer alan tüp çeşitleri için belirlenen zamlar sonrasında Aygaz, İpragaz ve Bizim Gaz güncel tüp gaz fiyatları yayınladı.
Aygaz mini 2 kg ev tüpü, Aygaz 12 kg tombul ev tüpü, Aygaz maksi tombul 12 kg tüp ve Aygaz 12 kg valfli uzun ev tüpü gibi tüp çeşitlerinde güncel tüp gaz fiyatları şu şekildedir:
- Aygaz mini 2 kg ev tüpü: 101,00 Türk Lirası
- Aygaz 12 kg tombul ev tüpü: 440,00 Türk Lirası
- Aygaz maksi tombul 12 kg tüp: 451,00 Türk Lirası
- Aygaz 12 kg valfli uzun ev tüpü: 451,00 Türk Lirası
İpragaz, Bizim Gaz ve diğer gaz şirketleri de tüp gaz fiyatlarında bir artışa gitme kararı aldı. İpragaz 2 kg gri piknik tüpü, İpragaz 12 kg ev tüpü, İpragaz 24 kg ticari tüp, İpragaz 45 kg sanayi tüpü ve İpragaz 45 kg propan tüp gibi tüp çeşitlerinde güncel tüp gaz fiyatları şu şekildedir:
- İpragaz 2 kg gri piknik tüpü: 84,00 Türk Lirası
- İpragaz 12 kg ev tüpü: 425,00 Türk Lirası
- İpragaz 24 kg ticari tüp: 857,00 Türk Lirası
- İpragaz 45 kg sanayi tüpü: 1.594,00 Türk Lirası
- İpragaz 45 kg propan tüpü: 1.747,00 Türk Lirası
Bizim Gaz da tüp gaz fiyatlarına zam yaptı. Bizim Gaz 2 kg gri piknik tüpü, Bizim Gaz 12 kg ev tüpü, Bizim Gaz 24 kg ticari tüp, Bizim Gaz 45 kg sanayi tüpü ve Bizim Gaz 45 kg propan tüp gibi tüp çeşitlerinde güncel tüp gaz fiyatları şu şekildedir:
- Bizim Gaz 2 kg gri piknik tüpü: 84,00 Türk Lirası
- Bizim Gaz 12 kg ev tüpü: 425,00 Türk Lirası
- Bizim Gaz 24 kg ticari tüp: 857,00 Türk Lirası
- Bizim Gaz 45 kg sanayi tüpü: 1.594,00 Türk Lirası
- Bizim Gaz 45 kg propan tüpü: 1.747,00 Türk Lirası
Bu zamların ardından, bazı siyasi figürler de sosyal medya hesapları üzerinden tepkilerini dile getirdiler. Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, iktidarın seçim öncesi yaptığı 'doğal gaz müjdelerini' hatırlatarak, "DOĞALGAZ bedavaydı değil mi? Haydi hayırlısı olsun. Yeni zamları bekliyoruz. Yaparsa büyük Ekonomist yapar. Soğan ekmeğe devam. #DurmakYokZamlaraDevam" ifadelerini kullandı.
Read the full article
0 notes
Text
Meral Akşener, Erdoğan’ın ÖTV’yi artıran kararını Danıştay’a taşıdı
Meral Akşener, Erdoğan’ın ÖTV’yi artıran kararını Danıştay’a taşıdı. Dava dilekçesi, Cumhurbaşkanı kararının anayasaya açık bir şekilde aykırı olduğunu belirtmektedir. Bu kararın uygulanması durumunda ülkemiz ve tüm toplum üzerinde telafisi imkansız ve geri dönüşü olmayan zararlar oluşabilecektir. Bu zararların neler olabileceği konusunda birçok endişe bulunmaktadır. Örneğin, artan ÖTV oranlarının neden olabileceği ekonomik yük, vatandaşların günlük yaşamlarında yaşayacakları zorluklar, enerji sektörünün olumsuz etkilenmesi ve hatta işsizlik gibi konular.
İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ece Güner, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener adına, Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi istemiyle bugün Danıştay’da dava açmıştır. Avukat Ece Güner’in Danıştay’a verdiği dava dilekçesi, Cumhurbaşkanı kararının açık bir şekilde Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmektedir.
DEVA Partisi de bugün Danıştay’da dava açarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söz konusu kararının iptalini talep etmiştir. Bu konu hakkında birçok parti ve vatandaşların endişeleri devam etmektedir.
Read the full article
0 notes
Text
Bursa'da aracın üzerine Sprey boya ile 'karımı aldattım' yazdılar
Bursa'da aracın üzerine Sprey boya ile 'karımı aldattım' yazdılar. Paylaşılan fotoğrafın gerçekliği ve neden çekildiği, tartışma konusu oldu. Bazıları fotoğrafın komik olduğunu söylerken, bazı kullanıcılar ise aldatmanın kabul edilemez olduğunu belirtti. Fotoğraf, kısa sürede Twitter başta olmak üzere birçok platformda binlerce beğeni ve yorum aldı.
Fotoğrafın gerçek olup olmadığına dair çelişkili ifadeler olsa da, fotoğrafın araç sahibinden habersizce çekildiği düşünülüyor. Sprey boya ile yazılan ifadenin bir intikam eylemi mi yoksa bir şaka mı olduğu henüz bilinmiyor. Ancak, araç sahibi hakkında birçok spekülasyon yapıldı.
Konu hakkında daha fazla bilgi almak için, araç sahibinin konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor. Bu, olayın gerçek nedenini ve sonucunu anlamamıza yardımcı olabilir.
Read the full article
0 notes
Text
Kılıçdaroğlu'ndan ne istediğini açıkladı
Kılıçdaroğlu'ndan ne istediğini açıkladı. Özdağ, canlı yayına katılarak seçim döneminde Kemal Kılıçdaroğlu ile imzalanan protokolde hangi taleplerin yer aldığını açıkladı. Özdağ, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, "AKP'den İçişleri Bakanlığı talep eden Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu'ndan biçki, dikiş, nakış kurslarının yönetimini talep etmiş olabilir mi? İçişleri Bakanlığı'nı, 2 bakanlığı ve MİT'i talep ettim" diyerek protokolde yer alan talepleri açıkladı.
Özdağ ayrıca, CHP'nin son 15 günde bu konuda kendilerine yaklaştığını ve protokolün hazırlanması, görüşülmesi ve imzalanmasının son 3,5 günde gerçekleştiğini ifade etti. CHP Gençlik Kolları'nın bir tweet attığını ve sığınmacıların gitmesi gerektiğini belirtmesi üzerine, kendisinin "gençlerin gideceği"ni ve İçişleri Bakanı olarak imzalayacağını söylediğini de ekledi. Protokolün imzalanacağı gün, Zafer Partisi'nin AK Parti ile yaptığı görüşmelerde İçişleri Bakanlığı ve Anadolu Kalesi projesinin talep edilmesi gibi şartlardan bahsedildiğini de vurguladı.
Özdağ, "Neyi talep ettik? Çok açık; İçişleri Bakanlığı. Detaylara girmiyorum, iki bakanlık ve Milli İstihbarat Teşkilatı" şeklinde konuştu. Bu nedenle, protokolde yer alan talepler arasında İçişleri Bakanlığı, iki bakanlık ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın olduğunu belirtmek mümkündür.
Read the full article
0 notes