neslisbilens-blog
neslisbilens-blog
İsimsiz
6 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
neslisbilens-blog · 6 years ago
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
neslisbilens-blog · 6 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
neslisbilens-blog · 6 years ago
Photo
Tumblr media
Denizin kıyısında durmuşuz. Ayaklarımızı suya salmışız. Sen diyorsun ki ‘şu ilerideki elli beşinci dalgaya yüzelim birlikte. Bak o dalga ne kadar güzel!’ Ben de 'hangisi?’ diye soruyorum. Daha sorumu bitirmeden yer değiştirmiş oluyor senin işaret ettiğin dalga. Bak artık söylediğin yerde değil. Elli beşinci değil de otuz beşinci olmuş şimdi. Giderek yaklaşıyor. Yani zaten o bu tarafa geliyor. Gelirken de elbet bir şeyler getiriyor yanında. Şimdi önünde iki seçenek var. Ya atlayacaksın denize, dalgaları filan unutup, sen de bir katre olacaksın onun içinde. Ya da kıyıda durup, bekleyeceksin. Dalgaların kıyıya vurup, parçalanmasını seyreyleyeceksin. O zaman da onlar birer katre olacak gözlerinin önünde. İki türlü yaşanır hayat eğer bir şeye benzeyecekse. Ya kendini yok edeceksin hayatın içinde, ya da hayatı yok edeceksin kendinde.
88 notes · View notes
neslisbilens-blog · 6 years ago
Text
Tumblr media
“Şimdi sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi gerekiyor mu?”
diye sormuştu Nazım Hikmet o
muazzam üslubuyla.
Halbuki bugünün aşklarını görse
ne derdi acaba? Bugün ellerde
teraziler, adeta gramla tartılıyor aşk.
160 gr sevgiye karşılık 160 gr sevgi
alınabilirmiş gibi.
Herkes verdiği kadarını istiyor.
—Elif Şafak
127 notes · View notes
neslisbilens-blog · 6 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
neslisbilens-blog · 6 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note