Text
Değerli hissettirecek bir şey olsun. Bir kadın dokunsun artık. Unutturacaksa başkası olsun.
0 notes
Text
Bir kör bıçak, bir galip kaos,
Siz hiç reddedildiniz mi Hanımefendi?
Üzerinize oyun oynanmadığı,
Bahsedilmekten imtina bir hayatınız oldu mu?
Beni kırmızımdan vurdular, mavimden vurdular...
Kalktım beyaz diye yeşil diye bağırdım.
Sizin hiç gökkuşağınız karardı mı size?
Kaş çatan aynanız oldu mu Hanımefendi?
En ayıp sırlarınız ağlattı mı?
Bir keresinde gülmuştüm, on beş dakika.
Sırlanan da yoktu içime...
On beşimdeydim ve on beş dakika gülmuştüm.
Fazla geldi.
Sizin hiç göğsünüzden bıçak çıktı mı?
0 notes
Text
Deneme
Olmayanın olmayışlarında takılıp kalmamız, bunalıp hayat yolculuğunda yarım yamalak güç gösterisiyle sönüp kaybolmamızla aynı anlamda. Kitaplar der, insanlar der, hayat der: Şu ana odaklan. Anı yaşa! Bu kadar kolay mı peki? Onsuz yaşanmayası bir ömrü onsuz yaşama tasası kafamda takatuka gibi iğrenç sesler çıkarırken şu ana odaklanmak diyorum… O kadar kolay mı bu? Sığlaştığımı hissediyorum, mücadele ettiğim sürece sözde kurtulduğumu özde hapsolduğumu hissetmek bu. Hayatın taklid gibi geçmesi ihtimali bir yandan, bir çift yeşil gözün kalbime dokunmaması ihtimali diğer yandan. Saf bir frekans bu, saf bir duygu. E dua ediyorum nereye kadar böyle hiç ümit olmadan bu duayı sürdürebilirim bilmiyorum. O günler yaklaşıyor, kazandığımın veya kaybettiğimin somut olarak gözükebildiği yalnız ıssız günlerden bahsediyorum. Çok heyecanlıyım biliyor musun güzelliğim?
0 notes
Text
Mavi Umut
Masmavi Etti Lalenin İnkişafı Sineleri; Aşkının Misali,
Eşrefsi Laflara, İncili Sözlere Aldırmadı, Meşke Erecekti.
Lalelerin İçinde Somurtan Adam: Müşkül, Ezik, Leş.
İşte Senin Aşkını Murat Etti, Lalelerin İçerilerinden,
Sanarsınki Allah Müjdeledi Eziği, Lutfetti: İnsanlaştırdı, Sevdirdi,
Adam Mavileşti, Eflatun Lalelerin İçlerinde Seni Aradı...
0 notes
Photo
Sabahın köründe nefes aldığımı ilk hissettiğimde sen...

265 notes
·
View notes
Text
Sesleniş
Bugün tam şuracıkta yüreğimin yine senin için kıpır kıpır olduğu saatlerde sana en güzel seslenişi arıyorum. Ben “yeşilim"i seviyorum tahmin ediyorsundur. Ama onu da dünya telaşesine kapılmış bir zavallıyla kirlettim. Tamam benim hatam kızma… Senin içinde bulunduğun bir hikayeye denge haksızlık olurdu. Çizgiden sapmanın mazeretinin olmadığı su götürmez bir gerçek. Ama anla “bir tanem”. Aptal bir arayışın talihsiz yolcusu o. Talihsiz bir yolcu sadece… “Yeşilim"i kendine sanan. Her okşayışımı boynundan öpüşümü zorla kalbine değdirmeye çalışan biçare. Umudunu bana bağlamıştı besbelli. Bilmiyordu… Kendinin bu denli biçare olduğunu ve muhtemelen ben daha habersizim ondan: Ben ondan daha biçareyim. Ama kadınlar hisseder annemden biliyorum. Her bir anormalliği sezerler. Ta başında sezdi ve şaştım. Ben neden korkuyorsam o da ondan korktu. Ama kabul edelim "yeşilim”. Üzerime çok geldi, olmayacağı oldurmaya çalıştı, sündürdü, eğdi, büktü beni. Ben kırıldım parça parça oldum. Onun ise tek derdi beni ısıtıp kalıba sokmaktı. Oluruna iyi ki bırakmadı. Bıraksaydı kalbime sahip olurdu belki. Eşekliğim de baki ya üzerdim onu. Kırmayacağım diye debelenirken en büyük zararı verirdim. “Kalbim” o olurdu. Bekleyişi garipti ifadeyle güçlenendi. Ben söyledimciydi. Oldumcuydu. Ne yettimciydi ne de eğrildimci. Hakettimciydi. Hiç kimse hiç bir şeyi haketmez. Hukuğun en temel sorularından biridir ya. Bir suçun ceza nispeti bir iyiliğin ödül nispeti realist olarak belirlenemez. Yani anlayacağın yeşilim, ilüzyona kaptırdığım seslenişlerden arınmış bir kümeden sana nida arıyorum. En güçlü aday yeşilim. Ama rasyonel bir çizgide yaptığım kısıtlı akıl yürütmeler o seslenişin arındırılması gerekenlerden olması veya olmaması gerektiğini belirlememe yardımcı olamadı. Onu kirletebildi mi?
Hırsıyla kirletti, bencilliğine buladı. Ders verir konumda olmaya alışmıştı. Ben -bilirsin- ağırbaşlı yumuşak davrandıkça bu saçma sapan role kendini kaptırdı. İşte tam olarak bunun için "sevgilim” kaldıramadı düştü. Mazlumlara ondan daha çok değer verdim suçum sabit. Ama o şartsız yanımda olup çok daha yüce bir tahta oturmaktansa kendince bir negatif öğretme yolunu seçti: tehdit etmek! Şunu anladım sevgilim, negatif öğretme ve tehdit kaybedecekleri bir şeyleri olanlara karşı, kaybedeceklerini kaybettikleri ana kadar veya kaybetme korkusunu kaybettikleri ana kadar işe yarayabilecek bir silah. Tehdit silahının tek mermisi var. Iskalarsan saldırmışlığınla ve silahsızlığınla ortada kalıyorsun. O da öyle kaldığını hissettiği anda onulmaz gururu ardında ve altında ezilmemek için gitti. Gitmek onun için bir tercih değildi maalesef. Zorunluluktu. Komik tarafı da şu ki silahı nereye doğrultacağını düşündüğü geceleri ve o silahı patlattığı zamanı mücadele zannetti. Gel gelelim sevgilim soru şu: İçimde atom bile oynatmaktan aciz bu tehditkâr “yeşilim” i kirletebildi mi? Beni ikna et…
0 notes
Text
Her geçen mikrosaniyede anlıyorum. İçimi delercesine bir his. Seni kalbime öyle güzel öyle uzun yazmışım ki yeşilim… Hani derler ya “seni bir kalemde silerim” diye. Allah korusun senin üzerini çizmeye kalksam değil bir kalem 100 kalem yetmez. Yorulurum, başladığımdan vazgeçmem hiç ama o işten vazgeçerim. Karmaşıklıklarımızın bizi bir “sade” ye götüreceğine inanarak yaşamak, yaşama fiilinin en güzel hali. Ben umut demiyorum. O da hafif kalıyor. Kavga diyorum, bitirip sevişmek değil sevişip bitirmek rüyası. Sen her geçen anıda her başarısız girişimde her hayat gerçeğinde kendini hatırlatıyorsun ya. Gelmesen de olur. Ama gelsen çok güzel olur be. Güçlü olurum bir kalemde dünyayı silerim o zaman. Duam vardı ya: Seni bulup O'nu arama faslına geçeriz. Melisanın yaprağ��ndaki uyandırıcı limoni kokuda cenneti ararız. Romantizm tartışmaları son bulmaz. Garip oluruz kimse bizi anlamaz aruz oluruz kimse bize akıl yetiremez sır erdiremez. Elif ile Yiğit oluruz. Yarıştırmayız, ölçmeyiz, biçmeyiz, sündürmeyiz, oldurmayız, vardırmayız, yıldırmayız, ittirmeyiz, çektirmeyiz hiç bir şeyi hem de hiç bir şeyi. Nefes bile almadan yaşarız, havayı bile rahatsız etmeden kenardan uçtan dokunmadan süreriz hayatı da sürdürmeyiz. Kimsenin gözüne batmayız, kimseler duyamaz, göremez, bilemez. Biz olmayız kelime oyunları ile bile olsa, ikimiz oluruz. He belki bile bile biz oluruz. Sevişe sevişe tohum atarız da biz oluruz belki. Bak yine sevdim seni…
0 notes
Text
Dua
Kalbimin tüm zerreleri çarpıntıda. Hiç bir şeyi sorgulayamıyorum biliyor musunuz? Hayatı onunla onu hayatla yaşamak için o kadar dua ediyorum ki? O kadar içten ki bu yakarış. Sade, kirsiz, efendi bir özlem. Sol koluma soğuk klima vuruyor ama sol yanım yok. Birbirimiz için yaratılmamız var. Belki de yanılıyorumdur ben sadece onun için yaratılmışımdır . Yavaş yavaş gerçek yeşili anma niyetim arzularım farklı şekilleniyor. O gelsin bir kere üzmeyeceğim demiyorum, diyemiyorum. Onu ver en hayırlısıyla ver diye yakarıyorum. Başıma imtihanların zaten gelecek, sen böyle seversin. Ama ufacık bir ricam var. Kalbimin derinliklerine koyduğunu yanıma da koy. Seni beraber arayalım, seni beraber analım, sana beraber yalvaralım, senden cenneti beraber dilenelim. Kız - erkek değil Elif gibi kadın adam gibi adam olalım. Elif ve Yiğit demiştim ya. Eminim ki bu kadar ızdırabını kalbime koyduğu ruhla bedenle kesişecek yollarımız. Ne geriye bakacağız ne ileriye. Gözlerimize bakacağız, göğe bakacağız.
0 notes
Quote
O kadar güzelsin ki ya çok severim seni... Ya da öldüresiye nefret ederim çaresi yok
nk
0 notes
Video
youtube
Hâlâ nasıl bu kadar bendensin anlayamıyorum, her şey senin değerini anlatıyor sanki bana. İçimdeki her şarkı, okuduğum her kitap, çaldığım her melodi, karaladığım her kağıt, döktüğüm her şiir, yaşadığım her sıkıntı çaktırmadan aklıma sıkıştırıveriyor sen isimli bir mektubu. Saydım, kesintisiz 10 doğum gününü kutlamışım. Bugün bir ilk yaşanacak, kutlayamayacağım. Bir hediye zaten alamıyordum cesaretsizlikten, şimdi ise bir şiir bile, bir şarkı bile fısıldayamayacağım uzaktan sana. Yeşilim, kimseyi koyamadım yerine. Seni hâlâ seviyorum. Seni çok seviyorum.
0 notes
Text
bir babadan "senin canın sağolsun" lafını duymamak, bir çocuk için çok büyük eksiklik.
4K notes
·
View notes
Quote
Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum; tek istediğim, yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.
Franz Kafka (via sokaktakiyazar)
13K notes
·
View notes