ondangidemiyorum

[ondangidemiyorum]

Kalp fazla acıyla ağırlaştığı zaman insan ağlamaz, sessizleşir.

[ondangidemiyorum]

Hiçbir yara iyileşmez aslında. Sadece üstünü ince bir kabuk alır. Sen onu soyar durursun. Soydukça kanatır kanattıkça kabuk bağlarsın. Ama her soyduğunda canın daha az yanar. En son küçücük bir iz kalır, her baktığında yaranın ilk halini hatırlatır.

[ondangidemiyorum]

Hayat bazen acımasız olabilir güzel kızım acını sızlatabilir, yaranı kanatabilir veya yeni yara açabilir. Sen yaranı kendin üflemeyi öğren. Şefkatle başkasına ihtiyaç duymadan kendin sarmayı öğren.

[ondangidemiyorum]

Ardı arkası kesilmeyen düşünceler, ve delirmeye beş kala gelen titreme.

[ondangidemiyorum]

Seni ilk tanıdığımda 15 yaşındaydım, gerçekten tanıdığımda 16, bir gecede yıllarca yaşlandığımda 17, şuan 18…

[ondangidemiyorum]

Ve biri Ayı'mı çaldı, ışığım kayboldu. Şimdi her yer siyah beyaz.

[ondangidemiyorum]

Hayatı bazen sadece akışına bırakmak iyidir, en iyisidir hatta. Olaylar kendi akışına göre ilerler ve sen daha net görürsün; ne neymiş ve ne değilm

[ondangidemiyorum]

Ben hiç kimseyim. Başka bir tabirle karanlığa bakınca gördüğün o boşluğum.

[ondangidemiyorum]

Öylesine bir çığlık değildi bu çaresizliğin çığlığıydı.

[ondangidemiyorum]

Yorgun gençliğimin kaybolan yıllarına bakıyorum.

[ondangidemiyorum]

Bir varmış bir yokmuş, içim acılarla dolmuş ve her şey son bulmuş.

[ondangidemiyorum]

Bazı insanlar eskide kalır, bazı anılar ise biz de.

[ondangidemiyorum]

Ben babamın kırdığı kalbi emanet ettim sana, sen onu da kırdın.

[ondangidemiyorum]

Kapıyı kapatmak zorunda kalmış ama pencere kenarında ömür harcamış.

[ondangidemiyorum]

Yaşamak istediğim ama hiç yaşayamadığım bir hayat var kalbimde.

[ondangidemiyorum]

İnsanlar kırılır ve kırgınlıklar küçük ölümlerdir.

[ondangidemiyorum]

İnsan incindiği yerde kalakalırmış.