onelastgood-bye

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

odamı uğurböcekleri sarmış bu akşam. camın kenarından sarkıyor bazıları, bazılarıysa duvarı harita bellemiş. kıpır kıpır ama sessiz. sanki hepsi bir şey anlatmak istiyor ama kelimeleri yok. belki de vardır fakat ben bilmiyorum dillerini. içlerinden biri yastığımın ucuna kondu. göz göze geldik bir an. insan böyle bir anda, bir uğurböceğinden utanır mı bilmem ama ben utandım. çünkü ne kadar zamandır bir şeyin bu kadar güzel olduğunu fark etmemiştim.

[onelastgood-bye]

balıkların aşkları hüzünlüdür; çünkü onlar sevgilileriyle el ele tutuşamazlar.

[onelastgood-bye]

sevdiğim her yerin

sevilmiş olmanın gücüyle saplanıyor.

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

Godard Mon Amour (2017)

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

bazı günler o kadar güzel ki, şu an içinde bulunduğum zamanı gelecekte özleyeceğimi hissedebiliyorum.

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

birbirine yaslanmış binlerce olgu var önümde. her biri susturulmuş bir hikayenin kara taşı. ne kadar kazısam da sessizliklerini, tırnaklarımın altında gizlenen cevapsızlıklar duruluyor. eksikliğini hissettiğim fakat adını koyamadığım bu yığının altında bir yerlerde yalnızca bir avuç gerçeklik tozu yatıyor. ben o toza dokunmak istiyorum. anlamın, yalnızlığın, insanın ve kendi kendimin tam ortasına düşmek istiyorum.

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

[onelastgood-bye]

gün serin, kuşlar henüz uyanmamış, şehir henüz rüyasında.

birlikte dünyanın balkonuna çıkalım yine.

biraz yıldızlara bakalım.

biraz kendimize iyi gelelim.

[onelastgood-bye]

mütemadiyen bu şarkıyı mırıldanırken bulurum kendimi.