Don't wanna be here? Send us removal request.
Photo

ben, adam olursan her şey geçer güzel olurla büyütülmüş aptal, şurada bağdaşı kurmuş düzelmesini bekliyorum her şeyin. kimi öğrenilmiş çaresizlik, kimi yorulmuş bu savaştan diyor, yine de kıpırdıyamıyor insan. çok içtim heralde şu tavşandan, yüzüme ışık tutulunca bön bön bakıyorum dediğin an, biri sana zifiri karanlıktasın evlat diye haykırıyor. hoş geldin. otur şu köşeme. koyun değiliz ki, güdülelim lan diye bağıranların kıçına kaval sokmakla övünenlerin yanında oturup da, her şeyin daha da kötüleşmesini izlemektense, koyarız tavşanı yalnızlığımıza, fokur fokur bekleriz bir mucize. hoş geldin. bilirsin kalemim iyidir benim. "bana bir kuş tüyü ver, sana kanımla hiç düzelmemiş her şeyi düzelteyim" derdim de, biliyorsun kanadını özlüyor tüy, sahibinin doğasında göğ varken. otur şu köşeme, koyarız tavşanı da fokur fokur bekleriz yanlışa koşmaktansa bir mucize.
0 notes
Photo

Doğa sizi özledi, siz doğayı özlemediniz mi? Siz çöplerini toplamayı unutmayan güzel insanlar, doğa sizi çağırıyor, hayde ! 10-13 Ağustos
0 notes
Photo

Hep “Her şey çok güzel olacak” diye kandırıyorum kendimi… Aslında kendime karşı epey dürüstüm, biliyorum; öyle birdenbire her şey çok güzel falan olmuyor… Bir yandan da “Her şey bombok olacak” diye yaşamak, en kötü ninja filmlerinde habire dayak yiyen figüranların bile başına gelemeyecek türden kötü sonları hızlandırabiliyor… Biliyorsun: Bir şeyler mütemadiyen ters gidiyor… Bir yerlerde. Birileri için. Muhakkak… Hatta öyle ki en güzel günlerini yaşadığını düşündüğünde bile, saçmasapan bir şeyler gelip de atını ‘deh’liyor ve birdenbire tersine dönmüş buluyorsun dünyayı… Sonra, “Burada yaşanmaz artık” diyorsun: “Hiçbir şeyin düzeleceği yok” veyahut “Artık bıktım”. Cümlelerinin freni tutmaz oluyor; ayarsızlaşıyorsun ve zincirleme bir kafa bozulmasının gelip de seni bulması kaçınılmaz oluyor. Bunu bilenler için de “Her şey çok güzel olacak”sız çekilmiyor hayat.
1 note
·
View note
Photo

Bugün de olmayacak dua gibi uyandık sevgili insanlık, sözümüz düşlere emanet…
0 notes
Photo

Sana benden sarı çiçekler, sana benden temiz hava, çok oksijen. Al nefesini, tut Karadeniz dolsun içine. Bırakma. Bırakma beni. Senin saçlarına bu çiçeklerden taç yapamam, kıyamam onlara. Sana kıyamam, kendime, gençliğime, ömrümün bir zamanına kıyarım da, çiçeklere kıyamam, içimde ardından yayla çiçekleri. Sen fotoğraftaki duman oldun, bulut oldun şimdi...
0 notes
Photo

Gün döndü, mevsim döndü, yalnızlık geçmedi bahçelerimden. Bahar geldi, hoşgelsin, ömrüm bir ekinoksta takıldı kaldı. Gecelerim gündüzüme eşit derecede yalnız, kafamın içi çiçek. Burada kaldım ben, mevsimim kışta kaldı, aklım baharda kaldı. Nerdesin çiçek? Gel başlasın baharım bak mart' ın yirmibiri. Gel bayramım ol, sarıl, kalbimin içi çiçek. Sana içimden nisan yağmurları, sana ıslak bahçeler, sana kamp ateşleri. Gel bak bahar geldi, bayramın kutlu olsun. #pordanis
0 notes
Text
Pokutta bahar
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir bunu unutma diyor Arkadaş. Arkadaş Zekai hani genç yaşında ölen şair. İnsan nasıl unutsun. Ben baharı Pokut' ta bildim, o coğrafyada doğdum, büyüdüm. Coğrafya kaderdir diyor başka biri. Benim kaderime bahar böyle yazılmış. Seni ben her yerinden öperim beni unutma diyor Arkadaş. Ben seni gözlerinden ve dahi sözlerinden öperim. İnsan sahiden bir kez mi doğar, bak alnıma güzel adın yazılmış, silik şimdi belki, belki yalnız başıma karşılıyorum baharı ama orada bir yerde belki başka bir coğrafyada ama mutlaka bir yerde olduğunu biliyorum. Adın ne güzeldir şimdi senin, adını kaderim biliyorum bunu unutma. Bak baharlı pokut' u getirdim sana, beni unutma...
0 notes
Quote
Havamda değilim, ısrar etmeyin. herkesin her dediğine hemen cevap verme ihtiyacı ne garip. her telefona bakma isteği, kimse üzülmesin telaşı. hiç bir kapının tarafımdan çarpılmamış olması mesela, sonucun kaç edeceğini bilemediğimden mi? oysa matematik bilirim ben, havamda değilim sadece. hani ders verdiğim bir çocuk vardı, saatlerce anlatırdım da hani “ abi sen ödevlerimi yap, yeter” derdi. peki neden bunca kolaya kaçma? kaçmak istiyorum yine, ama havamda değilim bugün, gelsin yakalasın bir yerden gülüşü, dibine vursun ayaklarım , bitsin bu yerçekimsizlik. Sağa sola uçuşup duran güvercin yüreğim, hep yorulmak, boşuna. havamda değilim bugün, kendi hava sahalarında oynayan çocuklar mı pilotlar? pilot olmak isterdim mesela –her erkek çocuğu ister- sınavlarına bile almadılar, iki santim kısayım diye. havamda değilim bugün, kanadı kısa martı, üstelik yerçekimsiz ortamda, ortada kaldım. Havamda değilim bugün, havandayım. dövülüyorum sanki hayatın her yerinde. oysa hiç dayak yemedim ben ne tuhaf. peki neden bunca ağrıması içimin? içim eskiden trenlerin kalktığı, saatleri glüşüne ayarlı bir istasyon, hani alt geçitleri hep kötü kokan sonraları. insan ne zaman karar verir yenildiğine? Havamda değilim bugün, şanslısınız, havamda olsam en birinci ben olurdum girdiğim her işte, işte gördünüz, aslında nasıl çalışıyor kafam, durmadan atıyor kalbim, nefes alıp veriyorum örneğin, uyuyup uyanıyorum. Havamda değilim bugün, hayır ağlamıyorum. Yenilmedim ben, doksanıncı dakikada oyuna girdiğime bakmayın, ben hep yedek kulubesinde, hep gözüm sahada, hava sahasında dostça bir mücadele olurdu belki pilot olsaydım. Havamda değilim bugün, yerçekimsiz sensizlik.''
Ekşisözlük
0 notes