Tumgik
ruhumboslukta · 3 days
Text
kimsenin elini tutmadan, kimseye yaslanmadan, yalnız kendi külünü yaka yaka.*
18 notes · View notes
ruhumboslukta · 9 days
Text
bu hayat beni öyle yanılttı ki.
24 notes · View notes
ruhumboslukta · 13 days
Text
:’)
güvende hissetmeye kaç adım uzaktayım.
18 notes · View notes
ruhumboslukta · 25 days
Text
hangi çağda olursan ol tanıdık bir hüzün bu, hissedebilirsin.
43 notes · View notes
ruhumboslukta · 2 months
Text
sen yüzünü tarihe dönmeden de güzelsin.*
35 notes · View notes
ruhumboslukta · 2 months
Text
devasa bir kırgınlık var üzerimde feza, bu döngünün içinde nasıl bir denge yakalayacağız.
120 notes · View notes
ruhumboslukta · 2 months
Note
O’na iyi davranmamı acımak sanıyor. Kadınlar hep böyle mi?
bu durumun kadın veya erkek ayrımı yok. sırtında hançer görmeye alışmış her insan yastık görünce bocalar, sevgiyi haketmediğini düşündüğü her an için de ağlamamak için kendini sıkar. bazılarımız için hayat bu yollardan geçmekle başlıyor, bence olaya bu tarafından bakmalısın.
9 notes · View notes
ruhumboslukta · 3 months
Text
“sen yer edinemeyeceğin hikâyelere vuruldun hep.”
629 notes · View notes
ruhumboslukta · 4 months
Text
hayatım da geriye kalan her şey gibi kocaman bir boşluğa sürükleniyor ve ben bu kargaşada bana ait hiçbir şeyi avuçlarımda göremiyorum artık.
115 notes · View notes
ruhumboslukta · 4 months
Text
sen insan değil, inan bana, sen bir dünya arıyordun.*
345 notes · View notes
ruhumboslukta · 4 months
Text
kendimi bulmak için adımladığım sokakları bir süre sonra unutmaya başladım. sürekli bir şeyler arayan, muhtaç ve kararsız yanımla işte şimdi baş başayım. önce çıkışın ne tarafta olduğunu bilmeden dönüp durduğum o labirenti kırdım, sonra kendimi görmek için aldığım aynaları parçaladım. sevmekle savaşmayı her dilde ve cümlede aynı saydım, birbiri yerine defalarca kullandım. yazdığım mektupları hiç postalamadım ama yine de sayfaları özensizce karaladım. seneler bana teğet geçti, insanlar bana teğet geçti, duygular, durumlar ve olaylar bana hep teğet geçti. yalnız ben aynı kaldım, yerimde saydım. çevreme kocaman bir çember çizdim ve herkesi orada asılı bıraktım. bir yerden evim diye bahsetmeyeli çok uzun zaman olmuştu, geçmişe göz ucuyla baktım. nedenlerim tozlanmış ama eskimemişti, bir kez daha yanılmadığımı onlara bakarken anladım. yıkık dökük duvarlara sığınamaz, herkesle aynı yolda yer alamazmışsın. ben ellerimle barıştım ve bir dünya yarattım kendime. kapısına da nerede kaybettiğimi bile bilmediğim kalbimle değil, eksilttiğim her yanımla ayak bastım. buraya gelebilmek için çok yürüdüğümü iyi hatırlıyorum, yolda çocukluk anılarımla vedalaştığımı da. elbette zor oldu ama yaptım. kendimi kutladım. dağılan her şeyi bir bir topladım. dindim hatta. buraya geldim. bağrış çağrışla değil üstelik, sessizlik dolu ustura gibi bir sakinlikle. kızdım. kırdım. öfkelendim. hissizleştim sonra evet. ama geldim. kavgalarımı unuttum, uzaklaşmayı hatırladım. yabancılaşmak beni buradan kurtarabilecek tek şeymiş gibi ona olanca gücümle sarıldım. tüm dünyanın da benimle birlikte yanıldığını, uzayıp giden karmaşaların içinde gittikçe azalırken anladım. ben pes etmeyi kaybetmek sandım hep, ama kazanmak zaten düzeni bozmaktan farksızmış. bunu uzaklığın bir tanım olmaktan çıktığı hayatımda, her şeyle aramdaki görünmez bağa bakarken fark ediyorum artık. benim düşlerken içinde kaybolduğum toz pembe rüyalarım vardı eskiden. şimdi ne zaman uykuya dalsam nefes nefese bir uçurumun dibinden topluyorum bu bedeni. üstelik bir şeye alışmak, onunla savaşmaktan daha bencil. daha belirgin. hatta daha eski. gürültülerin tek düze gelmeye başladığı bir zamana adım atıyorum. duvarlara çarpa çarpa öğrendiğim her şey için başlardaki gibi kendime kızmıyor, üzülmüyorum. sonu kötü biten kitaplar için daha az sigara yakıyorum, kül tablalarını daha sık değiştiriyorum. diyete başlıyorum her pazartesi. çok film izliyorum. çok kitap okuyorum. çok kahve içiyorum. çok düşünüyorum. çok yazıyorum. çok ağlıyorum ve her şeyi unutmaya başlıyorum. yürümeyi sevmiyorum ama başka bir yolun var olma ihtimâli düşüyor bazen aklıma, buna da son zamanlarda fazla aldırış etmiyorum. bu devrin çok ilerisinde kaleme almaya başladığım hikâyemi düşlediğim hislerin çok uzağında bitirdim. ve bu yeri de, diğerleri gibi avuçlarımdaki paramparça kağıtlarla, izlerle ve aklımdaki kederle terk ettim. merak etme, sorun kalmadı. çünkü bak, benim etrafımda artık hiçbir şey kalmadı. ne kuyunun dibiyle bir alıp veremediğim var ne de ucundaki ışıkla. ben yalnızca tüm dünyamı kaplayacak kadar büyük bir boşluğun içinde debelenip duruyorum. ve artık düşmekten ya da dibi görmekten değil, aynı rüyaları tekrar tekrar görmekten korkuyorum. benim de bir zamanlar peşinde hevesle koştuğum duygularım vardı, sonra yaslandığım duvarlar tam orta yerinden çatladı.
“anne bak, büyüdüm.”
131 notes · View notes
ruhumboslukta · 6 months
Text
benim derdim
belki kaderimdendir*
68 notes · View notes
ruhumboslukta · 7 months
Text
bir şarkı yazmış olsaydım;
25 notes · View notes
ruhumboslukta · 8 months
Text
yaşamanın bile mânâsını aradığım bir kapıydı seninki.
142 notes · View notes
ruhumboslukta · 9 months
Note
belki de olabilirdik bu defa*
içimde bitmeyen hisler, acısı dinmeyen izler var.*
14 notes · View notes
ruhumboslukta · 1 year
Text
seni kabullenmek korkularımı bir palto gibi çıkarıp asarak yaşama yeniden başlamak gibiydi.
163 notes · View notes
ruhumboslukta · 3 years
Text
senelerdir tüm gücümle ittirdiğim ama bir türlü açamadığım bir kapıyla kavga ediyorum.
803 notes · View notes