Tumgik
sadecekardelenn · 9 days
Text
ellerin elime niye kapı duvar?
78 notes · View notes
sadecekardelenn · 20 days
Text
ilk acı değilsin, dedim. son acı da olmayacağım, dedi. sevmenin ötesini görmek istemiştim, dedim. oradan geliyorsun, dedi. sözcüklerden duvar örülmezmiş, dedim. kurduğun konaklarda insanlar kendini seviyor, dedi. yalnızlık hiç geçmiyor, dedim. yazıyorsun ya, dedi.
122 notes · View notes
sadecekardelenn · 1 month
Text
evet beni sevdiğini söyledin ama neden yalnız kalmak isteyip yalnız kalmaktan korktuğumu, yetersiz hissettiğimde kendimi değiştirmeye çalıştığımı, biri bana en ufak sesini yukselttiginde gözlerimin dolup hiçbir şey soyleyememin sebebini, en ufak şeylere neden sinirlendiğimi, ne kadar sinirli olsam da tatlı dille hemen yumusadigimi, birinin yanında neden aglamadigimi, birine asla guvenmeme sebebimi, heyecanlandigimda sacma sapan hareketler yaptığımı, en ufak şeylere bile mutlu olup günlerce gülümsediğimi, neden kusurlarımı bu kadar kafama taktigimi biliyor musun? ya da neden sürekli şarkı dinlediğimi, gök gürültüsünden korkmama rağmen neden yağmuru bu kadar sevdiğimi, en ufak cabasizligini gördüğümde umursamadigini sanıp gitmek istedigimi biliyor musun?
44 notes · View notes
sadecekardelenn · 3 months
Text
akrep yelkovanı vurdu, yelkovan akrebe vuruldu.
57 notes · View notes
sadecekardelenn · 3 months
Text
saat kaç olursa olsun beni arayabilirsin, ancak açıp efendin olmam artık. mesaj atabilirsin, susma hakkımı kullanırım. eskisi kadar katı değilim, karşıma çıkabilirsin elbette. sanki daha önce seninle gönül bağım olmamış gibi yürür giderim, sen üzülürsün. ben halden falan anlamam artık, içebilirsin de. işte o zaman bana gelme, türk kahvesiyle gram alakam yok artık. yaralarımı saran insanlar lazım bana, bir yara daha açan değil. biz seninle olsak olsak elaleme rezil oluruz bundan sonra. iyisi mi sen otur ağla, düşün, üzül, sigaranı yak. çünkü ben artık uyursam geçer.
62 notes · View notes
sadecekardelenn · 4 months
Text
yeni yıla girmemize çok az kaldı ve ben yeni yıldan seni unutmayi diliyorum. bunu icimdeki sana deli gibi aşık olan kıza ihanet ederek diliyorum.
senin tanidigin kizdan bahsediyorum. hani şu bir zamanlar sevdigin kiz. ben onu çok seviyorum. senin aksine sahte bir sevgi degil ustelik. ama o kız beni değil seni seviyor. hani ailede aslında çocuğun iyiliğini isteyen, korumaya çalışan bir kişi vardır ve çocuk o kişiyi asla sevmez ya; o cocugun sevmedigi kisi benim iste. sen düşman ettin o çocuğu bana. ben her şeyi affederim de o kızın bu gece dilediğim dilekten dolayı bana sırtını dönüşünü asla unutmam.
beni değil de o kızı nasıl kırdığını bilsen kafana sıkardın. senin kırdığın çocuğu her gece kucağımda ağlayarak uyuturken ben sıkıyorum çünkü senin kafana da kendi kafama da. sen ne hakla yıllardır benim korudugum çocuğu boyle içli içli aglatabilirsin ki?
ama en kötüsü de ne biliyor musun? o çocuğun bana düşman olup hala senin adını sayıklamasi. adını diline dua bellemesi..
o çocuk senin hatırlayıp da kutlamaya tenezzül etmediğin doğum gününde dileğini dilerken senden de bahsetti. o çocuk asla yapmadığı bir sey yapıyor ve iki yıldır dileklerine ailesinden başka birinin adını katıyor.
ama artık değil. seni özlemek sana kırılmaktan daha kolay. bunu öğrenecek. ben öğrendim ona da öğreteceğim. nefret mi edecek benden. varsın etsin. sırtını mi dönecek. dönsün. vurup kıracak mi. kırsın. ama tanıdığı bir yabancıya aşık olmasın.
bu hayatta en cok göz yaşlarını sevsin ve akmasına izin vermesin. bunu o kıza öğreteceğim. ve sen, gülüşlerini sevdiğini soyledigin kızın göz yaşlarına sebep olmanın altında ezil. çok mutlu ol ama bunun altında da ezildigin bir gün gelsin. beni değil o çocuğu hatırla. bakışını hatırla. en iyi sen bilirsin o hayran bakışları. hickirigin dugumlensin boğazına. hani her gece benim boğazıma düğümlenen var ya. ondan iste. tek bir gece dert olsun içine. hatırına bir günden fazla düşmesin. hakkın yok. hatırında bile yasatamazsin sen o kız çocuğunu artık.
sevmek zorunda değildin. anlarım sevmemissindir. ilgini cekmemisimdir. senin guzellik standartlarında değilimdir. yeterince iyi değilimdir. inatciyimdir belki. o kızı korumaya çalışırken sert davranmisimdir. olabilir. kabul ederim tüm bunları. sevmek zorunda değilsin. ama sen gelip de o kıza ümit verirsen, geleceğim dersen, saçlarını seversen, sarılırsan, dinlersen, öpersen, onunla uyursan, surekli onun yüzünü güldürürsen; sonra kafana esince kapıyı çarpıp o çocuğu kabuslara mahkum edersen, iste o zaman anlamam. anlayamam.
sevdim çünkü. o kız gibi heyecanla amansız bir hayranlik besleyerek değil. gayet aklı başında bir kadın olarak sevdim. ve sevginin kapıyı çarpip çıkmak olmadığını da biliyorum. sevgin mi bitti. vedalaşıp gitsen anlardı o kız. biliyor çünkü herkesin gidebilecegini. ne kadar sevse de gelmeyecek birini beklememeyi de çok iyi biliyor. ama seviyorum dedin giderken. geleceğim dedin. bekliyor. fakat artık beklemeyecek. öğreteceğim çünkü. o kapının dibinde beklememeyi öğrenecek. seven her adamın mert olmadığını fakat seviyormuş gibi yapan her adamın namert olduğunu öğrenecek.
bana bir adam nasıl sevilirmis öğreten adam, o kıza ardında bırakılan olmayı öğretti.
bana sarılmayı öğreten adam, bir kız çocuğunun kollarını kırıp gitti.
parlayan gözlerine aşık olduğum adam, o kızın ışıltılarını çaldı.
bana öpüşmeyi öğreten adam, o kızın öpünce iyileşen yaralara inancını kaybetmesine sebep oldu.
dizlerindeki yaraları ezbere bildigim adam, o kızın yaralarını kabul bile etmedi.
canının acisi benim acım olan adam, can acisiyla kıvranan o kızı uyursan geçer diyerek terk etti.
ben ise simdi bir kiz cocugunun baş ucunda sayıklıyorum; uyusan da geçmeyecek küçüğüm.
uyusan da geçmeyecek..
35 notes · View notes
sadecekardelenn · 11 months
Text
gerçi benim dört duvarım bile yokmuş.
sen benim dört duvarıma bir çatı olamadın.
98 notes · View notes
sadecekardelenn · 1 year
Text
İnsanları insanlar öldürür, silahlar değil. Bu devirde sözler işliyor cinayetleri, katiller değil.
136 notes · View notes
sadecekardelenn · 1 year
Text
Şeytanı içeri al. Başını kes, dilini sağ bırak. Kılıfına iki yalan uydur. Birini öldür, diğerini alnına yaz.
100 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
kimse konuşmasın. adım hiçbir taşa yazılmasın, hiçbir dudakta anılmasın, hiçbir dile dokunmasın. hatıralardan silip atmak istiyorum kendimi; zaten fotoğrafların kıyısında köşesinde varım, bir mum gibi sönüp gitmek zor olmasa gerek.
128 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
verandaya çıkıyorum ve hissediyorum parmaklarımla gergin cildini gecenin.
kimse taktim etmeyecek beni güneşe.
kimse götürmeyecek beni kırlangıçların şölenine.
uçmayı hayal eden kuş ölmek üzere.
90 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
lambada titreyen alev üşüyor.
83 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
bir uçurum kenarı, pencere pervazı kadar yalnızlık saçsın. bir yabancının göğüs kafesinde parmaklarımın izi kalsın. sana beni anlatsam, pencere pervazına yaklaşır yakarsın bir dalı; biraz daha konuşsam, kim bilir o uçurum kıyısından atlarsın aşağı.
74 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
öncelikle merhaba
bugün benim için özel bir gün ve üzerinde düşündüğüm bazı şeyler var. bunlar bizi ne ilgilendirir diyebilirsiniz. keza haklı da sayılırsınız. fakat yine de anlatmak istedim, belki ilginizi çeker ve okumak istersiniz.
nerden nasıl başlamalıyım bilmiyorum, yalnızca artık konuşmam gerektiğinin farkındayım. eskiden, kendimi iyi ifade edemiyorsam susmam gerektiğini düşünürdüm. fakat şimdilerde fark ediyorum ki susmak mükemmelleştiremedi karakterimi.
insanları incelemeyi ve gözlem yapmayı seven biri olduğumu söyleyebilirim. size de söylemek istediğim şeyler var. bunları öylesine değil, yaşadıklarımdan edindiğim tecrübelerle söyleyeceğim. henüz çocuk sayılabilecek birinin ne tecrübesi olabilir diyebilirsiniz. ama söyleyeceğim şeyleri kırk yaşında biri zaten rahatlıkla söyleyebilir, buna yaşın getirdiği bir tecrübe derim ben. fakat küçük biri bu cümleleri kuruyorsa orda doğru olmayan bir şeyler vardır ve erken yaşta bir şeyleri tecrübe etmek zorunda kalmıştır.
bir çocuğa göre fazla olgun, bir yetişkine göre fazla çocuksu biri olduğumu söyleyebilirim.
fakat artık büyüdüm.
bu; benim birçok şeyden vazgeçerek gidişim, sonrasında kabullenerek kendime gelişimle mümkün oldu. ve başlamadan önce şunu da söylemeliyim ki; bu hayatta kime giderseniz gidin, kimde kalırsanız kalın, döndüğünüzde geldiğiniz yer hep kendiniz olun.
son zamanlarda çok değiştiğimin farkına vardığım bir dönemdeyim. her şey üst üste geldi ve ben fazlaca düşünmeye başladım. abim hep "eğer zihnini yönetmeyi öğrenirsen bu dünyada seni kimse yıkamaz" derdi. bugün bunun üstüne çok düşündüm. sabah erken bir saatte sahile gittim. rüzgar vardı. sahilde oturdum ve bir süre denizi izledim. uçsuz bucaksız bir mavilik karşımda duruyordu. sonrasında denize yaklaştım. hani tam dalgaların sahile vurduğu kısım var ya, işte orda durup denize sırtımı döndüm. kumu izledim uzunca bir süre. sonra yerimden milim oynamadan başımı denize çevirdim. işte o an yıllardır beynimde zar zor kurduğum şehrin yıkıldığını söyleyebilirim. kendime doğru bellediğim şeylerin yanlış olduğunu fark ettim. o an'a kadar hayatım boyunca hep yanlış yerlerde durduğumu düşünürdüm. fakat öyle değilmiş. ben yalnızca hep yanlış yerlere bakmışım. denizi izlemek varken dönüp kum fırtınası izlemişim. on sekiz yaşındayım ve bunu yeni fark ettiğim için kendime öfkeliyim.
ben on sekiz yaşındayım ama benden küçük bir abim var. bunu fark ettiğim ilk an midem bulanmıştı. aramızda iki buçuk yaş var diye atıştığım çocuktan büyük olmam garip hissettiriyor. kabullenemedim bu durumu. belki bundan sebep, sevemedim on sekiz olmayı. bugün onun doğum günü ve bu yazıyı yazma sebebim de bu aslında.
diyeceklerime gelirsek; büyüyorum ve büyüdükçe bazı şeylerin farkına varıyorum. bunların başında, bu hayatta kişinin yanlızca kendi istekleri için değişme çabasına girmesinin doğru olduğu geliyor. kimse için kendinizi değiştirmeye çalışmayın. ben bu yanlışı çok yaptım. öyle olursam beni daha çok severler dedim, sırf gözlerine girebilmek için asla yürümeyeceğim yollardan yürüdüm. bunun yanlış olduğunu o yolda edindiğim kocaman bir yarayı titreyen ellerimle sarmaya çalışırken fark ettim. insan kendi seçtiği yolda yürüyünce yol ne kadar uzun olursa olsun bacaklarındaki güç çekilmiyor, dimdik yürüyor. fakat istemediğiniz bir yoldaysanız birkaç adım sonrasında kamburunuz çıkıyor ve birkaç adım daha attığınızda ise yanağınız soğuk zemine yaslanmış oluyor.
bunun dışında, insanlar durmadan isminizin yanına bir sıfat eklemeye çalışırlar. bunu yapmalarına da müsade etmeyim. ben; babasının derece yapması gereken kızı değilim. ben; annesinin sorumluluklarını sırtlanması gereken kızı değilim. ben; abisinin bu dünya üzerindeki tek emaneti diye arada bir gelip kontrol edilmesi gereken bir kız değilim. bana artık böyle sıfatlar yüklemelerine izin vermiyorum. benim adım kardelen. sadece kardelen. bu kadar. eğer ki sizin de isminizin yanına sizi yok sayacak sıfatlar koymaya çalışırlarsa bunu yapmalarına müsade etmeyin. çünkü buna müsade ettikten sonra değiştirmeye çalıştığınızda ömrünüz boyunca kulağınızdan silinmeyecek bir çınlamaya sahip olabilirsiniz.
bu hayatta umutsuzluğa kapıldığım, hiçbir şeyin geçmeyeceğine inandığım çok an oldu. çünkü ben sürekli yeni bir sayfa açıyordum, sonra ufak bir esinti gelip defterin sayfalarını uçuşturuyordu ve eski satırlar tekrar gözlerimin önüne seriliyordu. ben o defteri çöpe attım artık. atarken ellerim çok titredi ama başardım. ve inanın bana ben o defteri atabildiysem bunu herkes başarabilir. artık önümde bir defterim yok. ve bu süreç boyunca kalemimi kırıp atmadığım için kendi adıma mutluyum. çünkü kalemim varsa yazı yazmak için bir kağıda ihtiyacım olmadığını fark ettim. elimde kalemim ordan oraya gezerim. bulduğum her yere yazarım, ama kağıda yazmam ben bu saatten sonra. ne ufak bir esinti ne de şiddetli bir fırtına benim karşıma geçmişimi süremez artık.
tecrübe mi yoksa tavsiye mi olarak alırsınız bilmem ama şunları da unutmayın; bir kere genç oluyoruz, aklınızda da gözünüzde de bir şey bırakmayın. aklınıza ne geliyorsa söyleyin, saçmalamaktan çekinmeyin. bir anda sokak ortasında dans etmeye başlayın, deli desinler. umursamayın. böyle bir halkın neyinden utanacaksınız. kimse sizi siz olduğunuz için ayıplayamaz, ayıplarsa da takmayın. lafınızı esirgemeyin. karakterinizden ödün vermeyin, kimse için. eğer ki biri hata yaptıysa ve bunun farkındaysa onu kınamayın. insanlar en çok hata yaptığında sevgiye ihtiyaç duyarlar, bunu unutmayın. yiyin, için, sarhoş olun. aşık olun. bedene değil ruha aşık olun. komik olun, gülün, aptalca şakalar yapın. yaşamaya değer bir hayatınız olsun.
bol bol anı biriktirin. ben fotoğraf çekilmeyi sevmem deyip kenara çekilen kişi olmayın. ben de böyleydim. artık biri kamera açtığı an kocaman gülümsüyorum. herkeste en az bir fotoğrafınız olsun. fotoğraflar güzeldir özlem gidermek için. onlara anılar hediye edin.
ben başladığım işleri bitiren bir insan değildim ama artık en çok buna dikkat ediyorum. siz de öyle yapın. bir şeyleri yarım bırakmayın. bir kitaba mı başladınız? onu bitirin. köşesini kıvırıp yatağınızın bir köşesine atıp evden çıkıp gitmeyin. eğer ki dönemezseniz kaldığınız yerden devam etmek için o kitabın kapağını açan kişinin kalbine de bir kat izi bırakmayın. izlediğiniz bir film mi var? onu bitirmeden başından kalkmayın. devam edemezseniz devamını size anlatmak için filmi bitirmek isteyen kişiyi ağlama krizi geçirterek o filmi izletmeyin. bir çikolata mı yiyeceksiniz? ya tamamını yiyin ya da kalanı çöpe atın. öylece dolaba bırakıp çıkıp gitmeyin. olur da dönemezseniz dolabı açanın boğazına bir düğüm atmayın. demek istediğim tamamlamadan bırakmayın hiçbir şeyinizi. yarım kalmayın. yarım bırakmayın.
bir gün kendinizi çıkmazda hissederseniz aklınıza geleyim. çıkmazları iyi bilirim. eğer yollarınızın çıktığı bir yer yoksa yollarınızı çizmeyi öğrenin. zor. biliyorum. fakat imkansız olmadığını söyleyebilirim.
sevdiklerinize sarılmayı ihmal etmeyin. bir sebebe ihtiyaç duymayın, sadece gidin ve sarılın. değmeyecek insanlar için göz yaşlarınızı akıtmayın. bu hayatta en çok göz yaşlarınızı ve saçlarınızı sevin. ikisine de değer verin. gülümsemek sizin için bu hayattaki en önemli şeylerin başında gelsin. yüzünüzden gülümseme eksik olmasın. özellikle bugün. en çok bugün gülümseyin.
eğer buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. fakat eğer cümlelerimin altındaki anlamları anladıysanız özür dilerim.
dilerim ki bu hayatın zalimliği sizi de vurmaz. sevdiklerinizle beraber güzel ve huzurlu bir ömür dilerim.
bugün bin yüz seksen altı gün oldu. bıkmadım. hala sayıyorum. bir gün sensiz geçen günler seninle geçirdiğim günlerden fazla olacak diye korkuyorum. buna nasıl dayanılır bilmiyorum. saymaya başladığım ilk günden beri yarına nasıl dayanılır öğrenemedim.
hayatımda bulunduğun tüm anlar için minnettarım. kısa bir süre de olsa senin kardeşin olarak bu dünyada bulunabildiğim için mutluluk duyuyorum. iyi ki vardın. iyi ki doğdun. iyi ki.
Kardelen Toraman
  sadece kardelen
114 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
artık en sevdiğim renk siyah değil. bana iyi gelen o şarkıyı dinlemeyi de bıraktım. tek başıma oturduğum o parka da eskisi kadar gitmiyorum. çünkü yerlerini yenileri aldı. siyahın yerini gri, o şarkının yerini sessizlik, o parkın yerine de evimin balkonu.
110 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
yollar biter geceler yerini gündüze bırakır ve kırlangıçla eve döner. sonrasında da ben biterim. bu yolu yarıda bırakırım ve sen evine geri dönersin.
82 notes · View notes
sadecekardelenn · 2 years
Text
bir anda yağmaya başlar yağmur. tükürür yüzüme, işler ruhuma rüzgarın çığlıkları, koşuşturur minik ayaklar beynimin içinde. bir anı canlanır zihnimde, hatırlarım eski günleri, minik bir çocukkenki beni. sevgisizliğin verdiği hüzün kaplar içimi.
60 notes · View notes