Text
ellerinde hüzünden bozma bir acı, yolu, yolsuzluğu ve öyle ortada kalmışlığı bilen bir varlık. insan demeye bin şahit isterlermiş, istesinler. genç, güzel, hoyrat ve arı değilim geceden. dolunayda medcezir gibi evet, elimde rüzgar çanları. gece yarası ve sancı geçmez biliyorum geçtim, gençtim bir vakit bende, yollar arşınladım da duruldu suyum. şu ellerimdeki yara izlerine bakmayı bırak. velhasıl var işte içimde, dışımda solumda bi iz. senin yolundan geçmez böylesi güçlü, kederl, güzel boylu poslu bir yaren. vurulmuştu birileri benim de böyle kirpiği eksik bakışı keskin kahveden bozma gözlerime, kızıl bakır saçlarıma ve bilir misin buğdaydan dönme tenime. en çokta şu dik duruşuma, belki yetmediğinden gücü.. kuyuya Yusuf olmak gerekti ben oldum da bir kuyu olmaya yetti şu bileğim. bir vakit elbet çıkılır bir el uzanır demiştim. şimdiyse sarı bir bezle temizliyorum can kırıklarımı. lazımdı bir şey, pekçe gerekti, eksik kaldı. kendinden uzak ve yolu hep yokuş olmak ciğer elimde gezmeye bezendi. hatta atardamarıma pıhtı bile atmış olabilir. ama kimseyi yarıyolda bırakmaya dünden meyilli değildim. sadece verilen işaretleri iyi takip ettim diyelim. kestiysem ipleri, elime siz verdiniz bıçağı. suçlanacaksam pek âlâ hakkım yenmez öyle. yapmışımdır bir şeyler ama ben başlatmadım bu kavgayı. sadece bitirdim ve çıktım oyundan usulca. sonrasında yok payım.
20 notes
·
View notes
Text
devrimim benim, kutsanmış medeniyetim, seni düşününce içimde hükümetler devrilir. yol kenarına çekilir otobüsler, gece karanlığında bir sigara içilir. şairler duvarlara yazar şiirlerini, sokağa çıkar tüm yasak düşünceler, mahalleye bayram gelir. yutkunalım da gitsin geçmişi, asla geçmez denilen her şeyi, bakarsın tutar cılız bir dala bağlanmış iki çaput parçası dilek. ben sana, sen bana emanet. o son lokmayı yutkun gitsin. yutkun, gitsin.
66 notes
·
View notes
Text
bir trapezin durması gibi suya, içime çok yüksek bir yerden atlar mısın leylâ? başın, kaşın yarılsa diplerime çarparak, kanın karışsa suyuma, yerin bütün kanunlarına kusarak; ben sana bulanayım, sen bana... kapımı çalmanı istiyorum leylâ. o kadar evde yokum ki, anlatamam. insan, insana âşık olmaz güzelim. insan, insanın yanında bile durmaz. bak, hâlâ görmedin mi yoksa mecnûn'u? sen sanıp çölün öpmedi mi kumunu? şundandır her dem kalbe yayılan sızı. neyi sevdiysek dolandı kanatarak, dikenli bir tel olup seven her tarafımızı. elbet her fâni gibi ben de bir fâniyim. sen de bir fânisin leylâ, jiletin varsa göstereyim. yine de kapımı çalmanı istiyorum leylâ. evde yokum, evim yok, dışardayız cümbür cemaat. seni de istemiyorum, beni de. bu başka. öyle bir yol ki, nasıl güzel, nasıl dar. benim de bu dünyada ödünç bir kapım var. olmuyor, tutamıyorum kendimi leylâ. kapımı çalmanı istiyorum, hepsi bu kadar.
36 notes
·
View notes
Text
“sen yer edinemeyeceğin hikâyelere vuruldun hep.”
674 notes
·
View notes
Text
ama nasıl dipteydim, nasıl karanlıkta, nasıl yerde. sonra nasıl kalktım, nasıl her yer aydınlık, nasıl kör olmak. insan her zaman kazandığı toprağı evi yapmaz. bu toprak evim değil. hani bir cümle vardı savaşmaya ilk başladığımda. sen unuttun. ben savaşı o cümleyle kazandım.
“gitmek mi? gitmek ne demek kaçacağım!”
1K notes
·
View notes
Text
artık eve dönmenin bi önemi kalmamış. farklı masalarda, farklı insanlarla hep aynı kahve içilmiş, bir türküye can verilmiş, gözlerim biraz daha bulanık görmeye başlamış, daha fazlası olamaz derken hep daha fazlasına gülümsemiş, kabanımın altında kalan uzun saçlarımı şöyle bir savurmuşum, geçmiş. içimde bir sancı gibi sakladığım her şey kocaman bir sanrıya dönüşmüş, biraz yalınayak dans etmişim. alkol yok, uyku yok, kaçmak yok. lütfen herkes birbirini affetsin şimdi. mezar taşına ağlamak ile, toprağa ağlamak aynı şey değil-miş. demir olsam erirdim, toprak oldum da dayandım diyin kendinize. adınızı arasınlar tüm kara parçalarında. afrika’nın da allah belasını versin.
341 notes
·
View notes
Text
seni senden çok düşünmek. nasıl kocaman sevilir, gel anlatayım.
1K notes
·
View notes
Text
ezberlediğim yolları yaktıysam n’olmuş. benim kendi kapıma zor sığınmışlığım var.
658 notes
·
View notes
Text
Sonra sen geldin..
Mevsimlerin dörtten fazla olduğunu öğrendim.
Saatleri saymayı öğrendim, sana sarılmak için.
Şarkılara takılı kalmayı, insanlara dikkat etmeyip, ilk önce seni, sonra seni, en son olarakta yine seni düşünmeyi öğrendim.
Bakışlarının fotoğrafını çekmeyi, sonra o fotoğrafı içime asmayı öğrendim.
Sonra sen geldin
Gelmenin bir insan için ne demek olduğunu da ögrendim.
Bir şehrin bir insan tarafından ne kadar güzelleşebileceğini senin yanında öğrendim.ondan sonra dünyanın yarısının, yanaklarına sığdığını gördüm sen gülünce.
Sonra sen geldin işte.
Geçmişte yaşadığım herşeyi unutmak istediğimi fark ettim. Sırf kalbim gibi aklım da sadece sen ol diye.
Hatta ve hatta baktığın bir insanı özlemenin ne demek olduğunu seninle ögrendim.
Yaşanılası en güzel duyguların seninle var olduğunu öğrendim..
@papatyademetii
Seni çok seviyorum ❤️
192 notes
·
View notes
Text
Aşkbaz
Adına bile âşık olduğum adam; sevdanın ceplerini karıştırıp bir seni, hep seni bulduğumda aşk bizi tamamlar sanmıştım, şimdi en eksik yanıyım aşkın. Serbest ölçüyle seviyor, aruzun vezninde kalbimi bırakıyorum sana. Onu al! En azından, onu al.
Kalbim, sevgilim; sensiz, cehennemin lirik şiiri ve yıkık dökük hayatın adeta izlemevi. Seni görmek istiyorum, dokunmak istiyorum yüreğine. Seni bana vermediler, seni bana çok gördüler. Şimdi aklımın namlusunun ucundaysan beni öldür kendin yaşa diye. Seni seviyorum.
Adında bile titrediğim yâr; bu gönlü senden alamıyorum, senden başkasını sevemediğim hayatımda ilk ve tek, bütün hücrelerimle seninle dolmak isterdim bu sevdada. Payıma, yalnızın hakir varlığı düştü. Seni yine de çok seviyorum.
Sevdiğim, gelmemek sana yakışmıyor ama kaderin bize yakıştırdığını bozmak çabamdan vazgeçtim. Yine de seni hâlâ ve hep çok seviyorum.
Bu şehrin imdadıma yetişmediği ve seni bana getirmediği günlerde, bir yaşamak var ki sorma! Yavan, her şeyden musdarip, hataya meyil töreni başrolü; sensiz bir hayat... Seni, Tanrı'nın bana yazmadığı yerden istiyorum. Deli'nin akla zarar kayıplarda kendini sende bulduğu bir yer var: kalbinin döşemesinde bir kıvrımlık yerinde... Küçük bir parçasında, parkesine basmaktan imtina eden sessizliğinde dahi olsa yer ayıramaz misin? Seni, kaderin boşa oyaladığı ve hâlâ seni bana vermediği edepsiz günlerin hepsinden de çok seviyorum.
Kalbim, sevdiğim; gözümdeki çapağın dahi sana günaydın dediği yerden ve gecenin tam on ikisinden yine seni istiyor. Aklımı bırakıyorum bir merhabanda, kalbimi unutuyorum; senli gönül davamda. Adına bile âşık olduğum yâr; kaderin insafsız sol yanı, seni sağ yanıma ulaştırdıysa ve Kalbim hep sen diyerek çarptıysa bunda da var bir hayır... Seni, çoktan da çok, her gecenin sabahına sensiz varan güneşinden de çok seviyorum.
Aklım, sevgilim; yine sana bir var. Kalbinde bir merhabalık yer bulsam, tutuşup sende; kendi kanımda boğulacağım. Çünkü seni, hep seni, tek seni; sadece ve gerçekten seni, çok seviyorum...
Adına âşığım, yâr; düğümüm çözülmeden gel de bende bizi ara...
Dilara AKSOY
37 notes
·
View notes
Text
Asırlar öncesinde kaybetmiş, araya araya zar zor bulmuşum gibi derin hasretle,heybetli bir sarılmaya ihtiyacım var sana.
Nasıl bir his biliyor musun sana sarılmak kollarının arasında küçücük kalıp kaybolmuş gibiyim ama sende koskaca kainatı sığdırmış gibisin.
Senin her cümlen bende derin mana.
Dilinden dökülen ya yara olur ya da şifa
Yara da olsan layıksın..
Şifada olsan layıksın..
Dizginleri elinde olan gönlümün tahtına
Sana tutsak olmak özürlüğümdür benim
İster yar ol,
İster yara..
92 notes
·
View notes
Text
Benim çektiğim bu acı aşkla alakalı değildi, beklemediğim bir şekilde yarım kaldığım içindi. Bir gün seni karşıma alıp sesimi gercekten duyamadigini gördüğümde farkettim. Kimse aşkından kahrolmamıştı, ben sadece birisi beni nasıl bu kadar anlayamaz onu hazmedememiştim
0 notes
Text
özlediğim eski sakin günlerden bugün. yapılması ne kadar zor diyebileceğimiz her şeyin çok zor olmasından yorulmaktan vazgeçtiğim bir gün. kitap okuyabildim, yemek yapabildim, yerleri bahar kokulu yüzey temizleyicisi ile sildim. hiç şarkı dinlemedim, hep şarkı mırıldandım. mutlu muyum? normal olmak varken neden mutlu olasın?
116 notes
·
View notes
Text
"insan ait olduğu yeri bulunca fırtına diniyor, savaş bitiyor. bir bahar başlıyor sonra..."
110 notes
·
View notes
Text
“Sevilmeyince sevilmiyoruz işte zorlamanın anlamı yok..”
482 notes
·
View notes
Text
zaman ve mekandan bağımsız, seneler önce düşlediğimden daha keskin fakat daha geniş bir masada oturuyorum. düzen içerisinde yaşarsam her şey düzeleceğine olan inancım dağınıkla düzeldi. eskiden yetişmemem gereken yerlere vaktinden önce giderken, şimdi kendim için beş dakika daha veriyorum. artık aynaya baktığımda aynanın arkasındakiyle ilgilenmiyorum. yorgun, durgun ve biraz yaşlanmış olmak bana tahmin edemeyeceğim bir huzur veriyor. olduğum yerde, aynı çemberde dönüp dolaşsaydım, o zaman gerçekten hep anlattığımız ama kıyısına bile yaklaşamadığımız deliye dönerdim. gerçi bir noktada delirmedim diyemem ama hâlâ ağaçlara dokunabiliyorum. yirmi bir yaşındayken, yirmi sekiz yaşındayım aynı bankta oturuyorum demiştim. o bankın üzerinden kaç şehir, kaç insan geçti hatırlamıyorum. yirmi sekiz yaşındayım, hatırladığım tek şey, iyi ki hatırlamadığım. bir süre ezbere yaşadığım hayatımın dur noktasındayım. durduğum için, durup bir sigara yaktığım ve hatta bir şeyler söyleyebildiğim, oturup ağlayabildiğim, ağız dolusu öfke kusabildiğim için mutluyum. hayatımda eskiden çok yer kaplayan simaların hiçbiri yok. ben değişmedim, onlar değişti diyordum. değişmişim. insanların üzerinde de son kullanma tarihi yazılıymış, ağzımdaki o kötü tattan iyi ki kurtulmuşum. hiç yapmam dediğim şeyleri iyi ki yapmış, o yüzüğü iyi ki parmağıma takmışım. trenin ters yönünde gitmeyi de, geri geri yürümeyi de alışkanlık haline getirmiş biri olarak koşmayı iyi ki öğrenmişim. tam burada duruyorum, tam karşında.
165 notes
·
View notes
Text
Asla kimsenin suyuna gidemiyorum, asla yapmacık olamıyorum, asla yağ çekemiyorum. Zenginin cahilinden sıkıldım, sanki kölesiyiz insanların da her hakkı kendilerinde görüyorlar, ne sanıyorlar ki kendilerini. Bağnaz pislikler.
19 notes
·
View notes