semiharbc

[semiharbc]

"Ya aşk?"

"Güneş battığında, onun yerini alacak mum yoktur."

Kılıçların Fırtınası - Kısım 1, George R. R. Martin

[semiharbc]

Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar. Yine de ağlamışsın...

Posta Kutusundaki Mızıka, A. Ali Ural

[semiharbc]

Beş Kısa Fasılda Otobiyografi

1. Bölüm

Sokakta yürüyorum. Kaldırımda derin bir çukur var. Düşüyorum. Kayboldum. Çaresizim. Bu benim hatam değil. Dışarı çıkış yolunu bulmak çok uzun zamanımı alıyor.

2. Bölüm

Aynı sokakta yürüyorum. Kaldırımda derin bir çukur var. Görmezden geliyorum. Tekrar düşüyorum. Aynı yerde olduğuma inanamıyorum. Ama bu benim hatam değil. Dışarı çıkış yolunu bulmak yine çok uzun zamanımı alıyor.

3. Bölüm

Aynı sokakta yürüyorum. Kaldırımda derin bir çukur var. Orada olduğunu görüyorum. Yine düşüyorum. Bu bir alışkanlık. Gözlerim açık. Nerede olduğumu biliyorum. Bu benim hatam. Hemen dışarıya çıkıyorum.

4. Bölüm

Aynı sokakta yürüyorum. Kaldırımda derin bir çukur var. Etrafından geçiyorum.

5. Bölüm

Başka bir sokaktan yürüyorum.

Portia NELSON

[semiharbc]

Yaktım sana dair isteklerimi

Şemsiye taşımak istemiyorum

Islanmak daha güzelmiş

Yitik kalbini arayan

Bir şairin gözyaşlarıyla

Yaktım sana dair isteklerimi

Tutunmayacağım bulutlarına

Avuçlamayacak yıldızlarını

Gökkuşağına dokunmayacağım

Ben Samanyolu bedevisiyim artık

[semiharbc]

Sana çok kızgınım. Çok biriktim çünkü. ne yapacağımı da bilmiyorum. Ama canımı yakacağını da hissediyorum. Sen bilirsin. Yakarsan. Bi daha da yanmaz canım. Son yanışı bu. Kül olan tekrar yanmaz çünkü.

[semiharbc]

[semiharbc]

“-Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?

-Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir.

-Bir hain olsa da mı?

-İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramaycaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana.” (Simyacı)

“Sevdiğimiz zaman evrenin bir parçası oluruz. (Simyacı)

"Her şey bir tek ve ayni şeydir" (Simyacı)

“En karanlık an, şafak sökmeden önceki andır.” (Simyacı)

[semiharbc]

''Bir akşam yüreği, ona mutlu olduğunu söylemişti."Biraz şikayet edecek olursam," diyordu yüreği, "bu yalnızca insan yüreği olmamdandır ve insanların yürekleri böyle olur. Ulaşmaya layık olmadıklarını ya da ulaşamayacaklarını sandıkları için en büyük düşlerini gerçekleştirmekten korkarlar. Dirilmemek üzere sona ermiş aşklar, olağanüstü olabilecek ama olamayan anlar, keşfedilmesi gereken ama sonsuza dek kumların altında kalan hazineler daha aklımıza gelir gelmez bizler, yürekler hemen ölürüz. Çünkü böyle bir durumla karşılaşınca ölümcül acılar çekeriz." (Simyacı)

[semiharbc]

Kuş Koysunlar Yoluna...

Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu...

Hep böyle mi bu?

Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...

Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına

aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!

Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben...

Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir...

Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına

niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına

niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?

"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş...

[semiharbc]

Çiçekleri soldu benim ruhumun. Ruhum; yarı parçasının yollarını gözlediği penceremin önünden kalktı artık, o evi terk etmeye koyuldu. Kilitledi hayallerle dolu olan bütün odalarının kapısını ve çıktı o evin kapısından. Uzun uzun baktı evine, beklediği günlere.. Sonra kırmaya başladı o pencereleri, pencere önünde solan saksı çiçeklerini.. Beklediği geç kalmıştı çünkü, sonra döndü arkasını yorgun adımlarla yürümeye başladı. Yola çıkmıştı, bir başına.. Nereye varacağını bilmeden yürüdü bir süre, uçsuz bucaksız bir yol vardı karşısında gerisindeyse bi uçurum yorgun ve halsizdi epey yürümek için geriye döndü ve yürüdü o uçuruma doğru önce gökyüzüne baktı uzuun uzun sonra uçurumdan aşağı...

[semiharbc]

Bir vakit gelsem Ankara’ya.

Bir salı günü mesela.

Dolaşsam Kızılay Meydanında.

Rastgele girsem,

dolaşsam bir kitapçıda.

Sonra belki, rastlarım sana,

gözlerinin her gün değdiği

kitaplar karşısında.

Değer belki ellerimiz,

bir şiir kitabına,

aynı anda.

[semiharbc]

Dışarıya çiçek bahçesisin, içerde çiçeklerden mezarlık yapmışsın kendine. Dışarıya umut veriyorsun, içeride umutları toprağa veriyorsun. Dışarıya gülümseyip mutluluk saçıyorsun, içeride ağlayıp toprağı suluyorsun. Ölüsün ama yaşıyorsun, bu hissin tarifi yok.

[semiharbc]

Kırdığınla oynarsan elini kesersin.

[semiharbc]

Ben giderken en çok seni götürdüm

Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları

Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı

Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası

Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi

Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

Şehre bir yağmur yağdı

Ben ağladım...

[semiharbc]

[semiharbc]

Biliyor musun, kelimelere çok kırgınım duygularımı sana anlatamadıkları için.

[semiharbc]

BAŞKA YARINLAR

Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,

bugün dudağında bir başka tad var,

boyunda başka bir yücelik.

Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.

Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.

Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.

Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,

bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,

dünyada bir başka gidiş..

Biz senin gözlerinden gördük

arslanlara meydan okuyan o ceylânı,

Başka bir ovası var o ceylânın bugün

iki cihandan da dışarı.

Seven insanın ayağı mı yok,

İşte ona ölümsüzlük kanadı.

Yukarlarda onunla uçar gider.

Gözlerinin denizinde onu arama.

O inci bir başka denizde.

Bakarsın bugün sever bu yürek,

yarın sevilir bakarsın.

Yüreğimin özünde başka yarınlar var...