Tumgik
semsiyeliseker · 8 years
Text
Bugün şahit olduğum, minimum 4 yaşındaki kızın ve annesinin o mükemmel masum konuşması: +Anne, üvey anne ne demek? -Bazen anneler bu hayattan gidebilir annecim yani ölebilirler işte o zaman babalar başka annelerle evlenirse çocuklar o anneye üvey anne derler. +Anne sen sakın ölme!
0 notes
semsiyeliseker · 8 years
Text
Ben yakın arkadaşlarımın bana bazı olaylardan sonra bir şeyleri izah etmelerini, açıklama yapmalarını gerektirecek bir durum yaratmalarını hiç bir zaman anlayamadım. Ve dahası bana her seferinde "arkadaşlık" denen kavramı sorgulattıkları için genel olarak onları olaylardan sonra dinlemek yerine, üstünü kapatıp, yokmuş veya olmamış gibi davranmayı tercih ediyorum... Çünkü "arkadaşlık" denen kavram en azından, bakın EN AZINDAN birazcık düşünerek hareket etmeyi ve konuşmayı gerektirir... Ne kadar şerefsiz de olsanız, yanında gerçekten gülebildiğiniz bir insanı bu güzel değerlerden soğutacak kadar da alçaklaşmayın...
0 notes
semsiyeliseker · 8 years
Text
Yarın resmen onun bu şehirde olmadığı bir hayata başlayacağım. Dahası üniversite hayatımın bittiği bir dönemecin içerisine giriyorum… Ve dahası bu yaz annem ve babam 1buçuk aylığına benden millerce uzakta olacaklar… Beni neler bekliyor gerçekten bilmiyorum veya sevdiğim adamla ilişkimizi neler bekliyor gerçekten bilmiyorum… Kendimi ciddi bir belirsizlik furyasının içine adım atmak üzereymiş gibi hissedip, boğulup, nefes alamıyorum. Gelecek kaygısı, dört bir yanımı hiç bu kadar sarmamıştı…
0 notes
semsiyeliseker · 8 years
Text
Aşk Dolu Bir Ayrılık Hikâyesi
Araya mesafelerin girecek olması, onun bu şehirden artık gidecek olması bugün, bu gece ondan biraz önce ayrılıp eve gelmemle burnumun direğini sızlattı... Bir erkeğe ait olamayacak kadar naif olan ellerini, gözlerini, o göz pınarlarını, büyük burun deliklerini, düzgün dişlerini ve o balık dudaklarını, sol ayak bileğindeki doğum lekesini, biraz uzayınca bile hemen kıvrılan saçlarını (...) bir daha kim bilir ne zaman görebileceğim bilemiyorum. Veya uyurken horlamasını ama horlamadığını iddia etmesini, gıdıklanmasını, bütün çocukluklarıma büyük bir olgunlukla bir çocuk edasıyla bana karşılık vermesine, çok sinirlenince bile yine de kıyamıyor olmasına, öpüşüne, sarılışına, dokunuşuna, saçlarımı okşamasına, üstümü örtmesine, korumasına ve kollamasına, hatta kendinden bile sakınıp, saklamasına bu kadar alışmışken, şimdi nasıl normal olarak devam edebileceğim bilemiyorum. Bu da 'ayrılığın' başka bir çeşidi galiba... Ve galiba, tam da yukarı da saydığım ve sayamadığım daha nice güzel şeylerin artık her anımda olamayacak olmasından dolayı asıl sınavımızda bundan sonra başlayacak sanırım... Ve bunu düşünmek bile gözlerimden düşen yaşlara sebep oluyorken; nasıl alışabileceğim onun artık bu şehirde olmayışına gerçekten bilemiyorum... Şimdi, şuan ona hissettiğim bu güzel duygu, dünya üzerinde literatürde bunun adı aşksa eğer; sonuna kadar aşıkmışım 3 yıldır, hemde ilk günün heyacanı gibi Sinemasal'da ona elini uzatan kız edasıyla aşıkmışım. En güzel günde, en mutlu anda ve hatta en sancılı günde bile aşıkmışım bu adama! Bu adamın acısı bile balmış be; acısı bile bal...
0 notes
semsiyeliseker · 8 years
Text
Kalbim
Ne vakit yere daha sıkı ve sağlam bastım; işte o vakit yerden yükseldim. Hayal ettiklerimi gerçekleştirebilmek için ihtiyacım olan tek şey; kendime ait olan bir odaydı. Kalbimdi...
0 notes
semsiyeliseker · 8 years
Text
Kaz tüyü yanımı seninle birlikte bıraktım. Şimdi yollar sarp, sert ve keskin...
0 notes
semsiyeliseker · 8 years
Text
BAZI KOMİKLİKLER
Dün cübbemin altına giydiğim kıyafetimi, ben acele ile sıraya geçmeye çabalarken kıyafetimi görebilme pahasına yerlerinizi değiştirmenizi ve gözlerinizi yuvalarından çıkacak kadar açıp beni inceleme kaygınızı ve ve arkadaki boşluğu fark etmeyişimden dolayı anlık olarak SADECE sendeleyişimi bile kendinize malzeme olarak; "hahahahah Ebru düşüyordu" deyişini ve deyişlerinizi; hafızama atıp bundan 10 yıl sonra bile gülüyor olacağım 😃 çünkü içinizin bu kadar fesat olduğunu ve kalbinizin bu kadar leş olduğunu bi' kere daha görmüş olmak beni zerresi ile yanıltmadı 🙌🏼 Yol üstünde bile bi' yerlerde yüzünüzü bile görmemek umuduyla; çirkef ve çirkef grubu 😂
0 notes
semsiyeliseker · 9 years
Text
Minik Tırtılım ve Bacası Dumanlı Ev
Utku geçenlerde “ev çizsene” dedi bana. Tamam deyip hevesle kalemi elime aldım; bir ev yaptım Utkuşa, “bahçesi olsun” dedi ağaç çizdim 1 tane “hayıyyy 3” dedi (çünkü 3 rakamının çok büyük bir rakam olduğunu düşünüyor) isteğini yerine getirip 3 ağaç çizdim ve evden bahçeye giden bir yol çizdim; bu çok hoşuna gitti merakla sordu “bu yol mu” diye… Sonra yaptığım resme bakınca bir şeyin eksik olduğunu fark edip hemen bir baca çizdim, baca üstüne bir duman kondurdum (gözlerini kocaman açıp) “bu neeee” dedi “evin bacası bu da dumanı” dedim… Çok aklına yattı, hiç sorgulamadı. Hatta sanki 2 buçuk yıllık hayatında mihenk taşını bulmuş ve tüm yaşam mevzusunu çözmüş gibi düşündü, resme uzun uzun baktı. Sonra bakmayı bırakıp çizgi film izledi. Resmi unuttuğunu düşündüm… Ama unutmamış, annesi anlattı hafta sonu bir evin dumanını görmüş ve tutturmuş “aaa duman! Obu (Ebru) çizmişti, bahçesi var mı, bacası var mı, kapısı var mı” diye soru sormuş annesine ve babasına… Kendimi resmen (ona sayıları öğretmem dışında) bacalı ve dumanlı ev meselesinde büyük bir şey öğretmiş gibi hissediyorum gurur ve mutlulukla. Buraya yazdım ki; asla unutmayalım diye minik tırtılım. Sen 2 buçuk yaşında olup, gördüğüm, bildiğim en akıllı ve en tatlı çocuksun! Kardeşim olsan seni ancak bu kadar sevebilirdim…
0 notes
semsiyeliseker · 9 years
Text
Bu ara ne kadar da susarak yaşıyorum hayatı. Ve her susarak yaşadığım an için kaybettiğim şeylere öfkem büyüyor.
0 notes
semsiyeliseker · 11 years
Audio
Mümkün olabildiği sürece; her sabah... GÜNAYDIN !
0 notes
semsiyeliseker · 11 years
Text
Okula, üniversiteye gitmek istemiyorum, zor gelme falan değilde o okulu sevmediğimden yada sevemediğimden böyle bir istek var içimde... Neyse ki neredeyse her sabah Lana Del Rey'in bana iyi geldiğini biliyorum...
0 notes
semsiyeliseker · 11 years
Photo
Tumblr media
Sizin hiç kitap okuduğunuz bir sevgiliniz oldu mu? Yada siz kitap okurken sizi gülümseyerek dinleyen bir sevgiliniz? BENİM OLMADI. HİÇ HEMDE...
9 notes · View notes
semsiyeliseker · 11 years
Note
GEZEGENDE EN ÇOK ZİYARET ETMEYİ İSTEDİĞİN YER NERESİDİR?
kensington bahçeleri
0 notes
semsiyeliseker · 11 years
Text
Sadece saatlerce önce hayatın ne kadar da pamuk ipliğine bağlı olduğunu 21. yaşımın sonlarına doğru acı bir şekilde tecrübe etmiş oldum... Frene asıldığımı ve sadece "anne" diye bağırdığımı hatırlıyorum, gerisi allak bullak. Annem yanımdaki ön koltuktaydı, "ya anneme bir şey olsaydı" diye düşünüp gözlerimin dolmasına engel olamıyorum saatlerdir... Çok şükür ki, ne annemin ne de benim durumumuz kötü değil, sağlığımız ise gayet iyi. Fakat şuan ruhum çoktan pamuğa bulaşmış bir kıymığı çekerlermiş gibi çoktan çekilmiş, vücudumun ağırlığını hissedemiyorum resmen ve sanki bir hacmim yokmuş gibi boşluktayım. Göz kapaklarım ağrıyor... Binlerce kez şükürler olsun ki; benim arkamda BABAM gibi bir baba, ANNEM gibi bir anne olduğu sürece ben nefes alacağım..
0 notes
semsiyeliseker · 11 years
Text
Çünkü taşlar; bazı insanların kalplerinden daha şefkatlidir..
Tumblr media
0 notes
semsiyeliseker · 11 years
Text
Başlangıçlara...
Yeniden, hatta yıllar sonra burada yazıyor olmak..
0 notes
semsiyeliseker · 13 years
Text
Balık falan büyütüyorum ben. Büyütüyorum demişsem efendime söyleyim akvaryum da, fanus da falan değil. Greenpeace şeysi. Yavru balıkların avlanmamasına ilgi çekmek için. Acayip sevdim, 1.1cm falan oldu bile :)
0 notes