serkesnikbin - Tumblr blog

[serkesnikbin]

[serkesnikbin]

Annem kendini kutuplarda sandığı için dokunmuyoruz ona 😌 (Göynük, Bolu, Turkey) https://www.instagram.com/mandiraciozge/p/CYwUUhBskf2/?utm_medium=tumblr

[serkesnikbin]

EKONOMİK ETKENLERİN ETKİLERİ

-        GEÇİM

-        YAŞAM KALİTESİ

-        PSİKOLOJİK SORUNLAR

-        BÜYÜMÜŞ ÇOCUKLAR

 Kötü bir ekonomide basit bir şekilde yukarıda yazdığım 4 sorunu ele alacağım.

 GEÇİM: Bir aile eğer 21.yy ‘da geçim sorunu ile baş başa kalıyorsa o ailede huzursuz bireyler meydana gelir. Sırlar oluşur. Her birey kendi içine kapanır ve sırlar saklanmak için yalana eğilim artar. Sosyal medyanın da etkisiyle yapamayacakları şeyleri isterler. Bu da iletişimde sıkıntılar meydana getirir ve olmak istedikleriyle oldukları arasında kalırlar.

YAŞAM KALİTESİ: Geçimsizlikle baş başa kalan bir aileyi açıkladık aslında 21.yy’da ihtiyaç hiyerarşisi değişmelidir. Temel alınan barınma, beslenme, dinlenme vs o zamanın temel basamağıdır. Yani değişim şarttır. Yaşam kalitesi de bir ihtiyaçtır. Barınma, giyinme, beslenme gibi temel olanları gerçekleştirmekte zorlanırsak insanın iç huzuru olmaz. İnsan iç huzurunu da doyuramazsa kendini otomatik olarak bunalımda hisseder ve sağlıklı bir birey olma yolunda ilerleyemez. Bu şartlar altında suça olan eğilim artar.

PSİKOLOJİK SORUNLAR: Aslında hepsi birer halka ve iç içe geçtiği taktirde zinciri oluşturur. Geçim ve yaşam kalitesi iyi olmayan bir birey psikolojik sorunlar yaşar. Neden ve sonuç olarak düşünün. Nedeni geçim derdi ve yaşam kalitesinin iyi olmaması sonucu ise psikolojik sorunları getirir. Bir aileyi ele aldık geçim sıkıntısıyla baş başa kaldıklarında yaşam kalitesinin düştüğünü belirttik. Sizce bu sorunları yaşayan bir birey ne kadar akıl sağlığı normal olur. Olmaz diyorsunuz gibi hissediyorum ve doğru cevap. Lakin bazıları iki derdin arasında koşuştururlarken psikolojilerinin bozulduğunun bile farkında olmadan davranışlarının değişmiştir. Bu davranışların etkisi de genellikle kötü diye adlandırdığımız olayları meydana getirir. Kadına şiddet, erkeğe şiddet, hırsızlık, madde bağımlığı birçok sonuç doğurur. Ölümler meydana gelir ve iç savaşa kadar gider.

BÜYÜMÜŞ ÇOCUKLAR: Buna ayrı başlık atmamım sebebi aile den temel sorunlara indik ve her aile genellikle birer çocuk vardır. Türkiye’de zengin bile fakir durumuna geldi. Yukarıda saydığım ekonomik etkenlerin etkileri en çok geleceğin sahibi çocukları etkiliyor. Ve en kötüsü geçmişte yaşanan sıkıntılar tekrar ediyor büyükler yağ alamıyorduk diyor küçüklerde yağ var olduğu halde alamıyoruz diyor. Tarih değişime uğruyor ama sonuçları aynı oluyor. En kötüsü bunu bir çocukla konuşmak o çocuk oyun oynamalı, çizgi film izlemeli, arkadaşlarıyla eğlenmeli derslerini düşünmeli Türkiye ekonomisini değil. Bu çok üzücü en büyük zorbalık değil midir çocuğu; çocuk olmadan büyütmek? Devlet içinde yaşayan halktan oluşur ve dönüşümlü olarak çocuklara devlet bırakılır. Siz çocuklara hangi toprak parçasını bırakacaksınız ya da hangi zihniyeti bırakacaksınız! Bugünün çocukları yarının gençlerini oluşturmaz mı? Gençlerin tek kurduğu hayal başka devlette gidip çalışmak ve bunu bugünün çocukları görmüyor mu? Abileri ablaları yurt dışına gittiklerin de orada mutu bir hayat yaşadıklarını gördüklerinde Türkiye duracaklarını mı sanıyorsunuz? Peki devlet halktan oluşuyorsa halkta başka devletlere çalışmaya gidiyorsa TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE kim kalacak?

[serkesnikbin]

KENDİ SORUMLULUĞUMUZ ALMAK

  Aslında başlık konuyu net olarak anlatıyor. Birçok insan kendi sorumluluklarının bilincinde değil. Sorumluluklarını kendi elleriyle ya eşine ya da ailelerine veriyorlar. Aslında bizim temelde bunu öğrenmemiz gerekiyor. Sorumluluğumuza sahip çıkmamız için atalarımız ‘’her koyun kendi bacağından asılır ‘’ demiş. Bir başkasının özgürlüğü kısıtlanmayacak şekilde sorumluluk alınırsa işte o zaman el alem ne der sözü de kalkmış olur. Deriz ki kendi canı istemiş yapmış sorumluluk onundu i ailesinin değil. Bir kere insan neden başka bir insana kendisini emanet eder ki? İnsandır bu şaşar beşer. Bir başkasının hatası senin daha sonra keşken olur ama senin hatan ise bir ders olur. Sonuçta aklı salim birisiyim ve ne istediğime kendim karar vermeliyim demelisiniz. Önce kendinizi sevmelisiniz çünkü bazen kendiniz den çok birisini sevdiğiniz zaman sevgiye köle oluyorsunuz. Tabi nihilist, egoist olun demiyorum. Her şeyin fazlası zararlı. Orta yollu özellikle bugün karar alırken bir sorun kendinize bundan zarar duyarsam, pişman olursam dahi keşke diyecek miyim eğer demeyeceksem bu kararı uygulamalıyım. İşte o zaman pişman olsanız bile ben bu kararı pişman olsam bile yapacağım dedim ve oldum tamam ile benim sorumluluğum. Geçmişten pişman olmuyorsunuz o zaman gurur hissiyatı sarıyor sizi. Bir başkasının fikri de alabilirsiniz sonuçta karar(irade) sizde oluyor. Bir seçim hakkı size tanınıyor artık bu sizin sorumluluğunuz oluyor. Zaten nasıl yaşayacağını belirlemek insana özgü değil midir? Buna şükretmeli ve bize verilen bu iradeyi kullanmalıyız. ‘’Her canlı bir gün ölümü tadacaktır.’’ Ölümü tadacak olan yine benken neden kendi seçimlerim olan hayatı yaşamayayım? Her koyun kendi bacağından asılmayacak mıydı?

  Çocuk yaşken eğitilmek her daim daha iyidir. Zaman dan tasarruf ve sağlıklı bir birey olur. Sonuç odaklı olur ve ben yaptım sorumluğunu üzerine almalıyım bilincine sahip olur. Kendisiyle barışık bir birey ne isteyip ne istemeyeceğine karar verir buda zamanı iyi kullanmış olur. Tabi hala geç değil sen karar verirsen başlamak için kendine şöyle telkin etmelisin ‘’ Kendi sorumluluğumu sadece ben alabilirim yanımdakileri seviyor olmam bana hükmetme hakkını veremez. Ben doğdum ben yaşayacağım ve ben öleceğim.’’ Emin olun herkes kendi sorumluluğunu kendisi alsa kimsenin omuzlarında yük olmaz.

  Bir yer de okumuştum. Psikiyatrilere gerçek hasta gelmez; gerçek hastaların hasta ettikleri gelir, diye. Gerçek hastaların hasta etikleri… İşin en kötü yanı hasta buna kendisi izin verir. Sorumluluk almak evet ama ya taşımak bu da farklı bir konu olsa da bağlantılıdır. Taşıyabilmek ve irade terazi gibi olmalı keşke de teraziyi tutabilen ben saatlerce size yazabilirim ama karşımdakinin ne anladığına bağlı sizin de düşüncelerinizi okumak isterim.

[serkesnikbin]

KADIN CİNAYETİ VE ERKEK CİNAYETİ

  Kadın ve erkek cinsiyet ayırımı olmalı, biyoloji açısından farklılıklarımız olmalı sadece; diğer her ihtiyacımız da aynı sevgi, barınma, korunma ve diğer ihtiyaç hiyerarşisi. Bizim diğer ülkelerden ayrı olmamızın en büyük sebebi Türk devletlerinin hangisi olursa olsun belli kuralları toplum kuralları doğrultusunda bir sosyal devlet olmaları. En güzelini de Osmanlı devleti yapmıştır. Ta ki çoğalmalar çok olduğu için ırkçılık ortaya çıkana kadar daha sonra da her canlı gibi devlette ölmüştür. Dönem farklılıkları vardır bunu hiçbir zaman hiçe sayamayız ama atalarımız yapmış diye boş yere düşmanlık özellikle ten rengi, ırk, cinsiyet, inanç. Sadece kendimize kötü duygular biriktirmiş oluruz ve yaşadığımız dünyanın güzelliklerinin tadını çıkartamayız. Tarih bilmiyoruz tarih!!! Bir kitap var ama boşa!!! Sadece laf kalabalığı. Ben hatırlıyorum da okul da kız erkek örgü örüyorduk. Hayat kurtarmayı, evde nasıl davranmamız gerektiğini öğretiyorlardı. Zaten ülkenin eğitimini öyle bir bozdular ki 2 sene sonra mezun olan tekrar sınava girmek için araştırma yapıyor anlamak için. Bedava kitap verdiler okunma oranı artsın diye bu sefer başka şeyler ortaya çıktı ve eğitim daha pahalı oldu. Eğitimsiz kaldık. Bir medeniyetin en büyük çöküşüdür eğitimsizlik. En kötüsü de belli kesim okuyor ya parayla ya da çalışarak diğer kesim de açıyor televizyonu gerçek hayatta olmak istediği gibi davranıyor ya da o olmak istiyor olamadığı için kendine nefret duyuyor. Artık kendi kesemize bakmıyoruz başkalarının keseleri bizi daha çok ilgilendiriyor. Bu kadar şey niye?

  Başlıkla ne alakası var? Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz… Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir. (Atatürk) İşte biz içimiz de yaşıyoruz bazı şeyleri anlatamıyoruz ve anlatamadıkça da dibe batıyoruz. Özellikle de cinsellik. Aslında tamamen karşılıklı olması gerekirken erkeğin ihtiyacı diye bakıyoruz bir kadın da buna laf edemez. Kadın evinde oturur yemek yapar. Şimdi Araplaşmış zihniyet sürüyoruz diyeceğim ama Hz. Hatice tüccardı evlendiğinde 45 yaşında hz. Muhammet’te 25 yaşındaydı. Yani bakar mısınız geçmiş daha medeniydi. Şimdi Araplaşmışız bir topluma gidiyoruz ama bakıldığında eskilere orası da öyle değildi. Tam tersi olması gerekir geçmiş zaman da medeniyet ilerledikçe artar tabi dünya da giderek azalıyor… Ve kadın evde oturur erkek eve bakar. Kadın kumar oynayan bir erkeği bırakamaz niye ona kim bakacak yoksa. İstihdam bu yüzden önemli arkadaşlar çalışmazlarsa para gelmez para gelmezse yaşamlarını idam ettiremezler. Ve kötü senaryolar ortaya çıkar. Müge Anlı dün kadın adamı öldürmüş şunu söyledi artık erkek daha güçlü diye kavram yok bakın 5 oldu neredeyse artık kadınlar da öldürüyorlar diye. Kadın ve erkek biyolojik olarak farklı da olsa 21.yy da artık teknoloji var yani gücün önemsenmediği bir yıldayız. Bana göre bu toplumda kadın da kötü durumda erkekte. Hemen dayatmalarla hayata atılıyorlar. Ama şanslı olsam erkek doğardım derdim sanki iyi bir şeymiş sanırdım. Niye erkek pipi gösterir erkek âşık olabilir erkek taştan ekmek çıkartır. İyi kelime gibi duruyor dimi asalında hiç iyi değil. Kadın kadar erkekte erkek kadar kadın da bu toplumda boğuluyor.

[serkesnikbin]

“Çünkü en zayıf olduğum yerden sınanmış, en hassas olduğum yerden vurulmuşum. Hangi yanımdan yara alsam o yanımdan ağrımışım. Taşıyamam zannettiklerimi taşımış, taşırım zannettiklerimin altında kalmışım. İçimdeki ummanı önce sızdırmış, sonra taşırmışım.”

[serkesnikbin]

[serkesnikbin]

Değişimin sancıları

[serkesnikbin]

[serkesnikbin]

Bu seneye kadar otogarla bu kadar içli dışlı olmamıştım. Giden mi üzülür kalan mı üzülür sözü geliyor aklıma beee

[serkesnikbin]

Mayıstan sonra gelecek olan mutluluk ❤️🎈

[serkesnikbin]

Bazen nerede nasıl olduğumuzu anlamadan ilerlemek çok yıpratıcı be

[serkesnikbin]

[serkesnikbin]

[serkesnikbin]

[serkesnikbin]

Her bildiğini söyleme söylediğin şeyleri bil!

[serkesnikbin]

Bazen yaptığımız yanlışları göremiyoruz