Şifalı Herşey! Şifalı bitkiler, şifalı çaylar, şifalı yağlar, şifalı meyveler ve çok daha fazlası için web sitemizi ziyaret edin... www.sifalihersey.com
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Ayrık Otunun Yararları

Bahçelerde ve yeşillik tüm alanlarda kolay bir halde yetişen ve karşımıza çıkan ayrık otu bitkisinin birçok faydası bulunmaktadır. Yararları yardımıyla insanların sık sık tercih etmiş olduğu bitkiler arasına giren bu otun faydalarını saymakla bitiremeyiz. Daha sağlıklı ve dinç bir vücut için bu bitkiyi kullanabilir, buna bağlı olarak vücudunuzu hastalıklara karşı da kolay bir halde koruyabilirsiniz. Kış aylarında birçok kişinin karşılaşmış olduğu nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların tedavisinde bu bitkinin mühim bir yeri bulunmaktadır.. Bahsettiğimiz bu hastalıkların daha kolay geçmesi için ayrık otu birçok insan tarafınca bilhassa de kış aylarında tercih edilmektedir. Siz de bazen yakalandığınız bu hastalıklardan kolay bir halde sıyrılmak ve sağlığınıza kavuşmak istiyorsanız ayrık otu bitkisini kaynatarak tüketebilirsiniz. Hem de bu bitkinin idrar söktürücü işlevi de bulunmaktadır. İdrar yollarında sorun yaşayan ve bu sorundan kurtulmak isteyen kişiler de bu bitkinin tüketimi sonucunda sağlıklı bir vücuda haiz olma şansını elde edebilirler. Ayrık otu, böbrek taşlarını düşürmek için de mühim bir bitki olarak karşımıza çıkmaktadır. Böbrek taşı yada kumunu dökmek için ayrık otu kullanılabilmektedir. Karaciğer ve böbrek sorunlarında rahat bir halde kullanabileceğiniz bu bitkiyi cilt sorunları için de gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Kuru bir ot olarak kullanıldığı gibi ayrık otunu haşlamak ve suyundan faydalanmakta oldukça doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrık Otunun YararlarıYazımıza oy vermek ister misiniz? Etiketler: ayrık otunun yararları Eklenme Zamanı: 20 Aralık 2017 Read the full article
0 notes
Text
Mürver Bitkisinin Yararları
Terleme çayı, patlangıç ya da kara mürver gibi isimlerle de anılmakta olan bu bitki insan vücuduna birçok mevzuda yarar sağlamakta ve daha sağlıklı bir vücuda haiz olmanıza sebebiyet vermektedir. Çiçekli bitkiler ailesi içinde yerini almış olan bu bitki görünüşü ve tadı ile ön plana çıkmakta ve birçok kişinin sofralarında yer almıştır. Soğuk algınlığı gibi hepimizin karşılaşmakta olduğu hastalıklara karşı bu bitkinin mühim bulunduğunu söylesek yanılmış olmayız. Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan mürver bitkisi oldukça işe yaramakta ve hastalığın bir an ilkin geçmesini sağlamaktadır. Doğrusu soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi sorunlardan kurtulmak için siz de mürver bitkisini tercih edebilir ve kullanmaya başlayabilirsiniz. Kabızlık problemi ile karşı karşıya kalan hastalar da doğal bir tedavi yöntemi olarak gene bu bitkiyi kullanabilmektedir. Hem de mürver bitkisi doğal ve etkili bir idrar söktürücü olarak kullanılmaktadır. Bu bitkinin en mühim faydası ise böbrek hastalıklarına karşıdır. Böbrek hastalığı yaşayan birçok kişinin tercih etmiş olduğu bu bitki birçok soruna kolay bir halde çözüm olabilmektedir. Bunların yanında vücuttaki yaraların iyileşmesi için de mürver bitkisi lapa haline getirilip yara olan bölgeye uygulanabilmektedir. Eğer yaranızın olduğu bölgeye bu bitkinin lapasını uygularsanız, yaralarınızın normale gore çok daha süratli iyileştiğini görebilirsiniz. Tüm bu sorunları aşmak, ek olarak daha sağlıklı ve kuvvetli bir vücuda haiz olmak için bazen bu bitkiyi kullanabilir ve çözüme ulaşabilirsiniz. Mürver Bitkisinin YararlarıYazımıza oy vermek ister misiniz? Etiketler: mürver bitkisinin yararları Eklenme Zamanı: 20 Aralık 2017 Read the full article
0 notes
Text
Şalgam: Gerilim Düşürücü Olabilir

Şalgam, çoğu zaman dışı kırmızımsı mor ve içi beyaza yakın renkte, turpgillerden olan bir sebzedir. Tarih öncesi çağlardan beri Avrupa beslenmesinde popüler olan şalgam çoğu zaman patates ve pancar gibi kök sebzelerle gruplandırılır, sadece aslına bakarsak brokoli, Brüksel lahanası, roka ve lahananın kuzeni olarak sınıflandırma yapılır. Öteki kök sebzeler gibi, şalgamlar gıda açısından varlıklı ve düşük kalorilerdedir. Şalgamın kendisi ve yapraklı yeşillikleri leziz ve besleyici bir besindir, sadece bu yazımız kökün faydalarıyla ilgili olacak. Gıda içeriğine, ihtimaller içinde sağlık yararlarına ve şalgam tüketme risklerine ve bazı ipuçlarına değineceğiz. Şalgam Tüketmenin Sağlığa Yararları Her çeşit meyve ve sebzeyi tüketmenin, aşırı kiloluluk, diyabet, kalp hastalığı ve genel mortalite gibi birçok negatif sağlık koşulları geliştirme riskini düşürdüğü bilinmektedir. Şalgamdaki gıda içerikleri, öteki meyve ve sebzelerde olduğu gibi, çeşitli vücut fonksiyonlarının sürdürülmesi için önemlidir.

Bağırsak Sorunlarını Azaltır Yüksek lif içeren beslenme alışkanlığı; kolorektal kanser ve divertikülit gibi bağırsak sorunlarının daha düşük bir riski ile bağlantılıdır. Şalgam ve öteki yüksek lifli gıdalar, kolondaki suyu emerek ve bağırsak hareketlerini daha kolay geçirerek divertikülitin alevlenmesinin önlenmesine ve yaygınlığının azaltılmasına destek olabilir. Lif, kolondaki basıncı ve inflamasyonu azaltmaya destek olabilir. 156 gr ağırlığında bir fincan şalgam; 3 gr lif sağlar. Divertiküler hastalığın sebebi bilinmemekle beraber, tertipli olarak sık sık lif içeren beslenme alışkanlığına haiz kişilerde, divertikülit oluşumu riskinin azaldığı görülmüştür. Gerilim Düşürücü Olabilir British Journal of Clinical Pharmacology Dergisi’nde gösterilen 2013 tarihindeki bir araştırmaya nazaran; şalgam ve yeşil yapraklı sebzeler gibi besinsel nitrat içeren gıdalar birden fazla vasküler faydaya haiz olabilir. Bunlar kan basıncını düşürmek, trombosit agregasyonunu inhibe etmek ve endotel disfonksiyonunu korumak yada geliştirmektir. Bununla beraber, yüksek nitratlı bir diyetin uzun vadeli riskleri ve bunun kardiyovasküler sağlık üstündeki tesiri açıklığa kavuşmamıştır. Genel olarak, tüm meyve ve sebzeler bakımından varlıklı bir diyetin kan basıncını düşürdüğü gösterilmiştir. Şalgamda; sodyumun vücudun haricinde bırakılması ve arterlerin şişmesine destek olarak kan basıncının düşmesine destek olduğu kabul edilen potasyuma vardır. Kalp Sağlığınızı Geliştirir Şalgam, vücudumuzun yüksek seviyede potasyum ve lif de dahil olmak suretiyle muntazam işleyişi için gereksinim duyduğu bazı lüzumlu gıda maddelerine haizdir. Potasyum, kan basıncını düşürerek kan damarlarımızda ve arterlerdeki gerginliği azaltmaya destek olan bir vazodilatör olarak işlev görür. Bu, aterosklerozun yanı sıra kalp krizi ve felçlerin gelişimini önleyebilir. Rejim lifi, aşırı kolesterolü kalpten sıyırmak ve vücuttan atmak için muhteşem bir yöntemdir.

Kemik Enerjisini Artırır Şalgamdaki kalsiyum, vücudumuzun her yerindeki kemik maddesinin büyümesine ve onarımına destek olabilir. Bilhassa büyüdükçe; artrit ve osteoporozdan muzdaripken, kemik mineral yoğunluğunun artırılması esastır. Kemiklerinize birazcık güç ve dayanıklılık kazandırmak istiyorsanız, bu kalsiyum bakımından varlıklı gıdayı rejiminize ilave edin. Kanserle Savaşmaya Destek Olabilir 1980’lerden beri, şalgam, karnabahar ve lahana gibi turpgillerden olan sebzelerin yüksek oranda tüketilmesinin, kanser riskini daha da düşürdüğü bilinmektedir. Daha yakın tarihindeki araştırmalar, turpgillere acı ve keskin tadını veren “sülforafan” bileşiğinin bu sebzeleri bazı kanser türlerine karşı etken icra eden şey de olabileceği bulunmuş oldu. Sülforafanın, kanseri geciktirme yada engelleme kabiliyetini kontrol eden çalışmaların ümit verici neticeleri, melanom, özofagus, prostat ve pankreas kanseri dahil birden fazla kanser tipinde görüldü. Sülforafan içeren gıdalar potansiyel olarak gelecekte kanser tedavisinin ayrılmaz bir parçası olabilir. Kilo Kaybını Destek sunar ve Sindirimi Kolaylaştırır Şalgamlar ve lif seviyesi yüksek olan öteki turpgil sebzeler, kendinizi daha doygun hissetmenize ve düşük kaloriler almanıza destek sağlar. Yüksek lif içeren yemekler yiyecek, kan şekeri seviyelerini dengede tutmak için birebir etkilidir. Ek olarak şalgamın yüksek lif içinde ne olduğu, kabızlığı önleyebilir ve sağlıklı bir sindirim sistemi için düzenlilik geliştirilebilir. Düz ve kafi bağırsak hareketi, safra ve dışkı kanalıyla toksinlerin atılması için çok önemlidir. Son yıllardaki araştırmalar, rejim lifinin bağışıklık sistemini ve iltihaplanmayı düzenlemede rol oynayabileceğini göstermiştir. Bu, kardiyovasküler hastalık, diyabet, kanser ve aşırı kiloluluk gibi irin ile ilgili durumların riskini azaltabilir. Şalgam ve Gıda İçeriği Birleşik Devletler Ziraat Bakanlığı (USDA) Ulusal Gıda Veritabanı’na gore, 156 gram (g) ağırlığındaki bir bardak pişmiş şalgam küpü şunları içeriyor: 34 kalori 1.11 g protein 0.12 g yağ 7.89 g karbonhidrat (4.66 g şeker dahil) 3.1 g lif 51 miligram (mg) kalsiyum 0.28 mg demir 14 mg magnezyum 41 mg fosfor 276 mg vitamin K 25 mg sodyum 0.19 mg çinko 18.1 mg C vitamini 14 mikrogram (mcg) folat Şalgam ek olarak; C vitamini, manganez, potasyum, B-6 vitamini, folat ve bakır için iyi bir kaynaktır. Şalgam Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Şalgamı satın alırken, boyutlarına nazaran ufak ve ağır olanları seçin. Genç ve küçükken hasat edilen şalgamların tatlı, ılımlı bir lezzeti olacaktır. Büyümeye ya da yaşlanmaya devam ederken, lezzet daha da gelişir ve doku kaba ve odunsu olur. Parlak renkte ve taze olan yeşillikli kısımlarına bakın ve onları almayı tercih edin. Şalgamı Kullanmaya Yönelik Süratli ve Ufak İpuçları Yeşilliklerini yiyecek pişirirken, bir çorbada yada bir salatada kullanabilirsiniz. Şalgamı patates benzeri, serin ve loş bir alanda saklayın ve kullanmadan ilkin onları sudan geçirin, düzeltin ve soyun. Şalgamlar net beyaz bir iç bölüme ve sert, biberli bir tada haizdir. Pişmemiş yada pişmiş olarak yenilebilirler sadece şalgamı pişirmek, en iyi lezzet ve kalitelerini ortaya çıkarmak için daha tercih edilebilir bir seçenek olacaktır. Şalgamı Bir Yemekte Kullanmanın Kolay Yolları Patates püresine keyifli bir alternatif için şalgamları kaynatın ve püre haline getirin. Bir salataya eklemek için, şalgamları soyun yada rendeleyin Patates ilave edeceğiniz aynı aşamada çorbaya yada güvece şalgam ekleyebilirsiniz Bir sonraki yemeğinizde; kızartma makinenize küp şalgam da dahil edin. Ihtimaller içinde Sağlık Riskleri Yüksek nitratlı bir rejim; anjin, sildenafil sitrat, tadalafil ve vardenafil için kullanılan organik nitrat (nitrogliserin) yada nitrit ilaçları gibi belirli ilaçlarla etkileşime girebilir. Şalgamlar dengeli bir rejim için sağlıklı bir katkı olabilir. Çeşitliliği olan bir beslenme düzenini izlemek, aynı besinler üstünde yoğunlaşmaktan ve tek yönlü beslenmekten daha iyi bir sağlık anahtarı olacaktır. Read the full article
0 notes
Text
Mide Ağrısına iyi gelen bitkiler-besinler

Karnınızda problemler ortaya çıktığında gazdan, şişkinlikten, mide bulantısından ve genel rahatsızlıktan daha fena bir şey yoktur. İshalden kusmaya kadar her semptom yaşanabiliyor. Mesele yok, çözümleri mevcut! Bir dahaki sefere tuvaletten çıkamadığınızda yada gaz ağrısından kıvranıyorken; o denli çok acı çekmeniz gerekmez bu sebeple süratli ve sağlıklı tedaviler aslına bakarsak mutfağınızda olabilir!

Zencefil Bir mideyi yatıştırmanın en güvenilir yollarından biri zencefildir, hem de antik çağlardan beri kullanılan bir çaredir. Özellikleri doğal olarak bağırsak duvarlarını rahatlatıyor. Zencefil ve havuçlu bir tavuk suyuna çorba içmeyi deneyin yada ev yapımı bir zencefil çayı yudumlayın. En pratiği taze zencefilli limonlu çay: Altı ila sekiz ince dilim zencefil, kabuğu soyulmuş çeyrek limonun üzerine dört fincan kadar kaynar su ilave edin ve peşinden beş dakika süresince kaynatın. Bu birkaç porsiyon yapar, bu yüzden gün süresince yudumlayabilirsiniz ve inanılmaz lezzetlidir. İsterseniz içine çubuk tarçın yada elma dilimleri de koyabilirsiniz.

Yulaf Karın ağrılarının sebebi çok belirgin değildir, fakat doğru çözümü bulmak için önemlidir. Sadece mide rahatsızlığının başlıca sebebi gaz yada şişkinliktir. Bu tür rahatsızlıklar sindirim problemlerinden oluşur ve bağırsağı hareketli tutmak için iyi oranda lif içeren yatıştırıcı gıdalar gerektirir. Ufak bir kase glütensiz yulafı, badem sütü ile hazırlayıp yiyebilirsiniz. Bu muhteşem bir lif deposudur. Yulaf çiğnendikten sonrasında jelatinimsi bir kıvam oluşturur; bu da sindirim sisteminizin tamamının rahatlatıcı ve iyileştirici bir filmle kaplandığı anlamına gelir. Bir fincan glütensiz yulafı iki fincan süt ile orta ateşte ufak bir tencerede karıştırın. Yulaf pişene kadar beş dakika süresince kaynasın. Soğuyunca elma küpleri ve birazcık ceviz ekleyip yiyebilirsiniz.

Muz Mideye iyi gelecek hafifçe bir atıştırmalık arıyorsanız muz dilimleri iyi olacaktır. Muzlar midede kolay öğütülür ve düzgüsel bağırsak işlevinin yerine getirilmesine destek olurlar, bundan dolayı içerdikleri pektin isminde olan doğal bileşen mide dostudur. 4.Süt Kimi zaman midenizi yatıştırmak için kalsiyum deposu bir bardak süt içmekten daha yararlı hiçbir şey olmayabilir. Süt, midenizin pH seviyesinin dengelenmesine destek olacaktır. Çoğu zaman soğuk ya da çok sıcak tüketmemelisiniz. Gaz yapmaması için oda sıcaklığında içebilirsiniz.

Limon ve Tarçın Çaya, yulaf ezmesine, suya yada mideniz için daha hafifçe olacağını düşündüğünüz yiyecek ve içeceklere birazcık limon ve tarçın ilave edin. Limon ve tarçın, bilhassa bir ülseriniz var ise, midede ve ince bağırsakta mukoza tabakasının desteklenmesine destek olan antioksidanların bulunmuş olduğu büyük bileşenler ihtiva eder.

Naturel Elma Sirkesi Karnınız ağrıdığında yada mideniz bozuk olduğunda elma sirkesi kullanmak, yanlış gibi görünebilir şundan dolayı sirke bir asittir ve midenizi rahatsız ediyorsa uzak durmanız söylenir. Fakat sirke hakikaten pişmemiş ve doğal ise mükemmel alkalinize edici etkilere haizdir. Gastroözofageal Reflü Hastalığı ve asit reflüsü için adeta bir panzehirdir. Genel mide hastalıkları için tertipli olarak salatalara konulabilir. Diliyorsanız ve yapabiliyorsanız bir çorba kaşığı elma sirkesi içmek de midenizi genel olarak rahatlatacaktır.

Elma Elma tıpkı muzda olduğu gibi pektin ihtiva eder, bu da diyareyi(ishal) hafifletmenin mükemmel bir yoludur. Elma püresi tüm ve pişmemiş elma yiyecek yerine daha iyi bir seçimdir, şundan dolayı sindirim çok daha kolay bir halde gerçekleşecektir. Aksi halde, püre yapmanın lif oranını oldukça düşürmesi sebebiyle bunu hakikaten tavsiye etmiyoruz. Yoğurt Süt genel anlamda mideniz rahatsız olduğunda uzak durmanız söylenen bir besin grubudur. Sadece, etken bakterilere ve kültürlere haiz olarak mayalanmış doğal yoğurt, bağırsağınızdaki iyi bakteri sayısını artırır. Bu, sindirim mevzusunda size destek sağlar ve karnınızdaki şişliği ve rahatsız edici duyguyu ortadan kaldırır. Soğuk tüketilmemelidir.

Nane Çayınıza taze nane yaprakları ilave etmek; gazı rahatlatmak ve onunla beraber gelen o acılı ve rahatsız edici krampları azaltmak için yatıştırıcı bir yöntemdir. Nanenin, midenizdeki safra ve asit akışını desteklediği ve dengelediği bulunmuştur. Aslına bakarsan her mide bulantısına nane tavsiye edilmez mi? Yalnız, naneyi kaynatmak yanlış olabilir ve ters tepebilir.

Rezene Bilhassa gaz hissiyatına bağlı mide ağrısı hissediyorsanız, bir çay kaşığı rezene tohumu yada birazcık taze rezene çiğneyebilirsiniz. Rezene doğal bir müshil gibidir ve toksinleri sisteminizden boşaltmaya destek sağlar. 5 dakika süresince demlendirdiğiniz rezene çayı da tertipli olarak sindiriminize destek olacaktır.

Kimyon Tohumları Kimyon tohumları, rezene tohumlarına benzer fakat gene de farklıdır. Vitaminler ve mineraller ile dolu olduğundan; hazımsızlık, gaz yada şişkinlik suçlusu olan fena bakterilerin büyümesini durduruyorlar. Herhangi bir problemi çözmek için bir yiyecek yedikten sonrasında yada gazlı hissetmeye adım atar başlamaz atıştırmak için; bir avuç kimyon tohumunu kavurun. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

12.Aloe Vera Suyu Sıhhatli besin mağazalarında satılan aloe suyuyla, mide ekşimesi ve mide ağrılarını gidermek için midenizi kaplayabilirsiniz. Sadece ihmal etmeyin ki aloe vera suyu, toksinleri sisteminizden çıkarmak ve temizlemek için mükemmeldir sadece müshil olarak işlev görmesi sebebiyle fazla abartmamanız gerekiyor.

Papaya Papaya’nın lezzetinde Doğa Ana’dan gelen sihir var! İçerisindeki papain enzimleri ve kimopapain proteinleri parçalamaya destek sunar ve sağlıklı bir asidik ortamı teşvik ederek mideyi yatıştırır. Papaya tüketmek sindirimi kolaylaştırır, hazımsızlığı hafifletir ve ek olarak kabızlığa destek olabilir. Marketlerde papaya bulamıyorsanız, güvenilir sağlık marketlerinde satılan papaya özlü tabletleri de kullanabilirsiniz. Beyaz Pirinç yada Haşlanmış Patates Düz beyaz pirinç yada haşlanmış patates, sıvıları emer ve bu sıvıları dışkıya toplu ekler, böylece ishale yol açabilir ve hatta gevşek dışkılamayı kolaylaştırır. Ek olarak mideyi doldurarak bulantıyı geçirebilir.

Lifli Meyveler: Kiraz, Kuru Üzüm, Kuru Kayısı ve Kuru Erik Bilhassa kiraz, kuru üzüm, kayısı ve kuru erik gibi lif oranı yüksek meyveler, kabız haldeyken bağırsağı gevşetmek için doğal ilaçtır. Sadece derhal iş görmesini beklemek yanlış olur. Liflerin çözünmesi ve bağırsağı hareketlendirmesi için vakit tanımalısınız. Read the full article
0 notes
Text
Boğaz Ağrısına İyi Gelen Bitki Çayları

Malumunuz, güz geldi, havalar serinlemeye başladı. Hal bu şekilde olunca da soğuk algınlığı, grip, nezle derken boğaz ağrısıyla geçen aylar da başlamış oluyor. Gündüz bir şeyler yiyip içerken, akşam yatarken çok da bir şey yokken nasıl oluyor da sabahları dayanılmaz boğaz ağrısıyla uyanıyoruz ve minimum öğleye kadar bu ağrıdan konuşmakta bile zorlanıyoruz. Hatta enfeksiyon kaynaklı bir durumsa kimi zaman günlerce boğaz ağrısı çekebiliyoruz. En ufak bir ağrıda, sızı da doktora gidip antibiyotik almak da aslına bakarsak bir çözüm değil. Şundan dolayı artık bir rutin haline gelen kışın kullandığımız antibiyotiklerin iç organlarımıza ve bağışıklık sistemimize de zarar verdiğini biliyoruz. O vakit ilk olarak boğaz ağrısı neden olur, sonrada boğaz ağrısını hangi bitkisel, doğal reçetelerle geçirebiliriz diye bir bakalım.

Boğaz ağrısı neden olur?Boğaz ağrısına sebep olan temel etkenler çoğu zaman virüsler ve bakterilerdir. Sadece larenjite, akut larengotrakeit, sinüzit, allerjik rinit, reflü, akciğer enfeksiyonları ve tümörler de boğaz ağrısının sebepleri arasındadır. Boğaz ağrısı buna sebep olan enfeksiyon etkenine bağlı olarak bulaşıcı da olabilmektedir.Hangi hastalıklar boğaz ağrısına sebep olur?Soğuk algınlığı,Mononükleoz,Kızamık,Su çiçeği ve çoğu zaman viral hastalıklar boğaz ağrısı ile kendini gösterir.Sadece boğaz ağrısı ile bağlantılı olan bakteri enfeksiyonları içinde; bademcik iltihabı ve difteri gösterilebilir.Boğaz ağrısında ne vakit doktora gitmeli?Şiddetli olan yada bir haftadan daha uzun devam eden boğaz ağrısında,Yutkunmada yada nefes almada ciddi güçlük çekildiğinde,Uzunlukta acıyan, ağrıyan yada şişmiş lenf düğümleri olduğunda,Boğazın arka kısmında irin, isilik oluştuğunda,Uzun soluklu ses kısıklığı durumunda,Tükürük ve balgamda kan olduğunda,Gözlerin hafifçe içe doğru göçtüğü durumlardaÇok şiddetli bitkinlik halinde,Daha seyrek olarak idrar çıkma durumunda zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir.Aslına bakarsak sebebi her ne olursa olsun boğaz ağrılarını azaltmak ve boğazı yumuşatmak için bazı bitkilerden yardım alınabilir. Bitki çayları boğaz enfeksiyonlarının geçmesine ve öksürüğün de hafifleyip boğazın tahriş olmasının önlenmesine destek sunar.

Meyan kökü çayıMeyan kökü, boğaz enfeksiyonların iyileştirilmesi için çok uzun senelerdir kullanılan bir bitkidir. Meyan kökü çayı, boğaz enfeksiyonunun yanında ağız içi yaraları, ülser, alerji ve viral enfeksiyonlar için de faydalıdır. Demlenerek hazırlanan çay soğuduktan sonrasında günde 3-4 kez gargara yapmak ve içmek için kullanılabilir.

AdaçayıSoğuk algınlığı durumlarında çoğunlukla adaçayı tüketilir. Bu bağlamda boğaz enfeksiyonu ve öksürük için oldukça yararlı olan adaçayı, anti mikrobiyal ve anti-inflamatuar niteliği ile boğaz enfeksiyonunu azaltır. Bilhassa de adaçayına limon ilave ederek tüketildiğinde vücut için ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için gereksinim duyulan C vitamini desteği alınmış olur.

Okaliptüs çayıSon dönemlerde sıkça duyduğumuz, sıkça karşımıza çıkan okaliptüs çayı; grip ve üst solunum hastalıklarında oldukça popüler bir bitki çayı haline gelmiştir. Okaliptüs çayı, boğazı yatıştırıcı hususi durumunun yanı sıra bronşit ve sinüzit ağrılarını da azaltır. Hem çay olarak tüketilebilir hem de hazırlanan çay ile gargara yapılabilir.

Papatya çayıPapatya çayı; sinirleri yatıştırıcı, karın ve mide ağrılarını hafifletici ve uykuyu düzenleyici bir özelliğe haiz olduğundan derhal her evde bulunmakta, tüketilmektedir. Bunlara ek olarak papatya çayı boğaz ağrısı ve enfeksiyonu için de çok etkilidir. Ek olarak soğumuş papatya çayı ile gargara yapmak enfeksiyonlar ve ağız içi sağlığı için önemlidir.

Nane çayıNanenin muhteviyatında bulunan uçucu bileşenler enfeksiyonların giderilmesine ve boğazın yumuşamasına, boğaz kuruluğunun giderilmesine destek sağlar. Bu yüzden boğaz ağrısı yaşandığı günlerde günde 1- 2 fincan nane çayı tüketilebilir.

Nar kabuğu çayıNar hem bir meyve olarak içi tüketildiğinde hem de kabuğu tüketildiğinde sağlığa pek çok faydası bulunur. Nar kabuğunda bulunan polifenolik bileşenler boğaz enfeksiyonlarına neden olan bakterilerin tesirini azaltır ve boğaz ağrısını hafifletebilir. Bunun için taze narın kabuğu ile ya da narın kabuğunu kurutup saklayarak çay şeklinde demleyip içmek önerilir.

Karanfil çayıKaranfil, muhteviyatında bulunan öjenol adlı uçucu bileşen yardımıyla çok yararlı bir besindir. Bilhassa ağız ve boğaz yolu enfeksiyonlarında antiseptik ve ağrı giderici olarak karanfil kullanılabilir. Bunun için karanfil çayı hazırlayıp içmek ya da karanfili çiğnemek yararlı olur.Hamilelik döneminde boğaz ağrısına iyi gelecek bitkisel tavsiyelerHamilelik döneminde ilaç kullanılması asla önerilmez ve çoğu zaman tehlikeli bulunur. Bu sebeple de bu dönemdeki sorunlara bitkisel, doğal çareler bulmak en doğrusudur. Bu bağlamda boğaz ağrısı çok şiddetli değilse bir fincan ılık çay boğazı yumuşatacak, ağrıyı da hafifletecektir. Pozitif tesirini çoğaltmak için çaya bir miktar bal ve limon eklemek önerilir. Hatta hem boğaz ağrısından kurtulmak hem de daha rahat bir uyku için yatmadan ilkin ılık bir suyun içine yarım limonu sıkmak ve bir çay kaşığı bal ekleyip içmek çok yararlı olacaktır. Hamilelik döneminde boğaz ağrısı için bitkisel tavsiyeler:Zencefil çayı tıpkı düzgüsel dönemlerde olduğu gibi hamilelik döneminde de yaşanmış olan boğaz ağrısı için uygundur. Zencefili rendeleyip bir bardak sıcak suyun içine koyup demlemek yeterlidir. Peşinden zencefil süzülür ve çay hazır olur. Çaya bal ve limon ilave edilerek tüketilebilir.Ilık suya bir çay kaşığı kadar tuz ilave edilerek bu su ile günde 2 kez gargara yapılabilir.2-3 diş sarımsak ağızda iyice çiğnendikten sonrasında yutulursa, doğal bir antibiyotik olarak boğaz ağrısını hafifletir.Yukarıda anlattığımız gibi nar kabuğu ile meydana getirilen çay hamilelik döneminde boğaz ağrısını geçirir.1 yiyecek kaşığı hardal tohumu iyice dövüldükten sonrasında 1 yiyecek kaşığı bal, yarım limon suyu ve yarım tatlı kaşığı tuz ile karıştırılır. İçine 1 su bardağı su ilave edilerek kaynatılır. Karışım ılık olduktan sonrasında gargara yapılır.Boğaz ağrısı için hazırlanan çayları tüketecek olanlara tavsiyelerUzun süre, doğrusu 2 – 3 gün süresince geçmeyen boğaz ağrısında doktora başvurup tıbbi tedavi almak en doğrusu olacaktır.Boğaz ağrısına ateş, kusma, ishal gibi problemler da eşlik ediyorsa zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.Her hangi bir hastalık ve bu hastalığın tedavisi için kullanılan bir ilaç var ise bitkisel çözümler almadan ilkin doktora danışmak gerekir. Zira bu bitkilerin mevcud hastalık üstünde nasıl bir tesir yaratacağı ve kullanılan ilaçlarla bitkilerin birleşiminin nelere yol açacağı bilinmemektedir.Bilhassa hamilelik ve emzirme dönemlerinde yaşanmış olan boğaz ağrıları için bitkisel tedaviler uygulanmadan öncesinde doktora danışmak en doğrusudur.Bitki çayları hazırlanırken bitkinin su ile beraber kaynatılması, bitkinin ihtiva ettiği yararlı maddelerin tesirini azaltabilir. Bu sebeple bitki çaylarının taze kaynamış sıcak suyun içine atılıp ateş söndürüldükten sonrasında 10- 15 dakika bekletilerek demlenmesi önerilir. Read the full article
0 notes
Text
Tahinin Yararları


Ilk olarak susamın birkaç işlemden geçmesi sonrasında ortaya çıkan tahin, çoğu zaman kış mevsiminde yoğun olarak tüketilir. Kış hastalıklarına iyi gelen tahin; soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı direnç uygular. Ek olarak hastalanmadan ilkin ki kullanımında vücuda direnç verir ve hastalığa yakalanma olasılığını en alta indirger. Bununla birlikte tüketiciler tahini pekmez ile beraber de kullanabilir. Pekmezle birleştiğinde hem lezzet olarak hem de yarar olarak daha etkin bir hale gelen tahin hastalıklara karşı kuvvetli bir duvar örer, tahin vücut için şu hastalıklara da yararlı olur;Sindirim Sistemi; Tahin muhteviyatında bulundurduğu yağ yardımıyla böbreklerde ki emek verme sistemini sağlamlaştırır. Bu sayede oluşabilecek gazların da sökümüne destek olan tahin vücutta ki besinlerin sindirimine de büyük seviyede destek sağlar.Kanser Hastalığı; Tahin muhteviyatında bulundurduğu savaşçı hücreler yardımıyla hücre yapısında güvenlik görevi alır ve hücreleri onarma özelliğiyle de sağlıklı hücreler ortaya çıkarır. Hastalığa yakalanan hastalar için tahin tedavi amaçla da kullanılabilir.Kalp Hastalığı; Tahin önceler de bahsedilmiş olduğu gibi savaşçı hücreleri içinde barındırdığından damarda oluşabilecek tıkanıklıkları önlemeyi sağlar. Bu yüzden de kalbe büyük katkı da faydası olur.Enerji Özelliği; Tahin muhteviyatında bulundurduğu varlıklı minareler ve vitaminler yardımıyla vücuda büyük seviyede enerji verir. Enerji kaybını önleyen tahin hem de tüketilen enerjiyi geri kazanmada büyük seviyede etkin rol oynar. Bu özelliğinden dolayı tahini çoğu zaman sporcular da tüketiyor.Tahinin YararlarıYazımıza oy vermek ister misiniz? Etiketler: tahinin yararları Eklenme Zamanı: 15 Ekim 2017 Read the full article
0 notes
Text
Kabak Çekirdeğinin Mükemmel Yararları
Kabak Çekirdeğinin Yararları Çekirdek çitlerken dostlarla meydana getirilen sohbetin tadına doyum olmaz. Ülke olarak tükettiğimiz çekirdekler içinde ay çekirdekten sonrasında ikinci sırada kabak gelir. Averaj gün aşırı 1 avuç kabak çekirdeği yiyecek sağlık için çok faydalıdır. Yalnız her gün 100 gr. yiyecek kilo almamıza sebep olabilir. Balkabak tohumları ufak olabilir, sadece kıymetli besinler ile doludurlar. Yalnız azca oranda yemeniz, size sağlıklı katı yağlar, magnezyum ve çinko sağlar. Omega 3 yağ asiti içinde Bundan dolayı, kabak çekirdeği çeşitli sağlık yararları ile ilişkilendirilmiştir. Kabak çekirdeğinin yararları birçok bilimsel emek verme ile de gösterilmiştir. En mühim yararları, iyileşmiş kalp sağlığı, prostat sağlığı ve bazı kanserlere karşı korumadır. Dahası, bu tohumları rejiminize kolayca dahil edebilirsiniz. Kabak çekirdeğinin sağlığımıza 13 yararı Sağlık için çok mühim besinlerin deposudur Başta yağ ve protein olmak suretiyle, 28 gram kabuksuz kabak çekirdeğinde kabaca 151 kalori vardır. 28 gram porsiyon aşağıdakileri ihtiva eder: Karbonhidratlar: 5 gram. Protein: 7 gram. Yağ: 13 gram ( 6 gr.’ı omega-6 ). Lif: 1,7 gram Ek olarak K vitamini- Fosfor- Manganez- Magnezyum – Demir – Çinko – Bakır Çeşitli antioksidanlar Uygun oranda çoklu doymamış yağ asitleri Potasyum – B2 vitamini (riboflavin) – folat 2- Yüksek Antioksidan düzeyine haizdir Kabak çekirdeği, karotenoidler ve E vitamini gibi antioksidanlar ihtiva eder. Kabak tohumlarındaki yüksek antioksidan düzeylerinin, sağlık üstündeki pozitif etkilerinden görevli olduğu düşünülmektedir. Bir çalışmada artritli sıçanlara kabak çekirdeği yağı verildiğinde irin azalmıştır. Bir anti-inflamatuar ilaç verilmiş sıçanlar, negatif yan etkilere sahipken, kabak çekirdeği yağı verilen sıçanlarda yan tesir görülmemiştir. 3- Bazı Kanserlerin Oluşma Risklerini Azaltma Kabak tohumlarından varlıklı rejimler, meydana getirilen bilimsel niteliği olan emekler ile mide, göğüs, akciğer, prostat ve kolon kanserlerinin düşük seviyeleri ile ilişkilendirilmiştir. Kabak çekirdeği yemenin postmenopozal hanımlarda meme kanseri riskinde azalma yapmış olduğu artık malum bir gerçektir. İçerdiği lignanın bunda rol oynayabileceği öne sürülmektedir. Erkeklerde de kabak çekirdeğinin, prostat kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlatabileceği öne sürülmüştür. Prostat ve Mesane Sağlığını İyileştirme Kabak çekirdeği, benign prostat hiperplazisinin (BPH), prostat bezinin büyümüş olduğu ve idrara çıkma ile ilgili sorunlara neden olabilecek bir durumun emarelerini hafifletmesine destek olabilir. 1.400’den fazla adam üstünde meydana getirilen bir araştırmada, kabak çekirdeği tüketen erkekler azalmış semptomlar ve daha iyi yaşam kalitesi bildirdiler. Balkabağı tohumu tüketimi günlük idrar fonksiyonlarını da düzenlemekte rol alabilir. 5- Magnezyum İçeriği Fazlaca Yüksek Kabak çekirdeği, magnezyumun en iyi doğal kaynaklarından biridir. ABD’de meydana getirilen bir araştırmada, erişkinlerin ortalama% 79’unda tavsiye edilen günlük miktarın altında bir magnezyum alımı olduğu görülmüştür. Düzgüsel düzeyde Magnezyum ile: Tansiyonun kontrolü sağlanır Kalp hastalığı riski azalır Sıhhatli kemiklerin oluşumu ve korunması Kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesi sağlanabilir. 6- Kalp Sağlığını İyileştirebilir Kabak çekirdeği, hepsi kalbinizin sağlıklı kalmasına destek olabilecek iyi bir antioksidan, magnezyum, çinko ve yağ asitleri deposudur. Hayvan emekleri, kabak çekirdeği yağının yüksek tansiyonu ve yüksek kolesterol düzeylerini düşürmesine destek olabileceğini de göstermiştir. Bunlar kalp hastalığı için iki mühim risk faktörüdür. 7- Kan Şekeri Seviyelerini Düşürür Hayvan emekleri, kabak, kabak çekirdeği, kabak çekirdeği tozu ve kabak suyunun kan şekerini azaltabileceğini göstermiştir. Yüksek magnezyum içinde ne olduğu diyabet üstündeki pozitif etkisinden görevli olabilir diye düşünülmektedir. Magnezyum bakımından varlıklı diyetlerin erkeklerde tip 2 diyabet riskini % 33, hanımlarda ise % 34 daha azalttığı gösterilmiştir. 8- Kabak Çekirdeği Lif Oranı diyetteki günlük lif ihtiyacı için muhteşem bir kaynaktır 28 gram kabak çekirdeği 5.2 gram lif ihtiva eder. Lifli bir rejim sindirim sağlığını geliştirebilir. Buna ek olarak, yüksek lifli rejimler kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve aşırı kiloluluk riskinde azalma ile ilişkilidir. Kontrollü olarak tüketildiğinde zayıflamanıza destek olabilir. Bu özelliği öteki bitkisel protein kaynaklarına gore daha yüksek oranda protein içermesinden meydana gelmektedir. 9- Sperm Standardını Artırabilir Düşük çinko düzeyleri, erkeklerde kısaltılmış sperm kalitesi ve artmış infertilite riski ile ilişkilidir. Kabak çekirdeği varlıklı bir çinko deposu olduğundan, sperm standardını iyileştirmeye destek olabilir. Gözlem hayvanları üstüne meydana getirilen çalışmalarda elde edilmiş kanıtlara nazaran, insan sperminin kemoterapi ve otoimmün hastalıklardan meydana gelen zararlardan korunmasına destek olabilmektedir. Sıhhatli testosteron seviyelerine katkıda bulunabilir. 10- Uykuyu Geliştirmenize Yardım edebilir Uyku problemi yaşıyor iseniz, yatmadan ilkin kabak çekirdeği yemeniz, uykuya dalmanıza destek olabilir. Triptofan deposu olan amino asitler, bu faydayı ortaya çıkaran etkendir. Günde ortalama 1 gram triptofanın tüketilmesinin uykunun iyileşmesine destek olduğu düşünülmektedir. Lüzumlu 1 gram triptofanın alınması için ortalama 200 gram kabak çekirdeği yemeniz gerekebilir. Bu miktar her gün kabak çekirdeği tüketilmesi kilo almanıza sebep olabilir. Ek olarak, bu tohumların içindeki çinko, triptofanın serotonin’e dönüştürülmesine destek olabilir; seratonin de ondan sonra uyku döngüsünü düzenleyen hormondur olan melatonine dönüştürülür. İçeriğinde bol miktarda bulunan Magnezyum da uyku düzeninde etkilidir. 11- Günlük çinko ihtiyacı için muhteşem kaynaktır 1 avuç kabak çekirdeği günlük çinko ihtiyacının ortalama %20’sini karşılar. Çinkonun en mühim faydası ise bağışıklık sistemini güçlendirmesidir. Çinko eksikliğinde kronik halsizlik, soğuk algınlığı gibi hastalıklara daha çok yakalanma, depresyon, sivilceler ve öğrenme bozuklukları görülebilir. 12- Omega 3 Deposudur Bitkisel omega 3 yağ asitleri ihtiva eder. Vücudumuz omega 3 üretmediği için ihtiyacımız olan omega 3 yağ asitlerini sadece tükettiğimiz gıdalardan alırız. Omega 3, eklem kireçlenmesi, depresyon, astıma, dikkat eksiliği, Alzheimer vb. pek çok hastalıktan koruyucudur. 13- Rejiminize Kolay Eklenebilir Bu kadar çok faydası olan kabak çekirdeğini günlük rejime çok rahat ekleyebilirsiniz. Kabak çekirdeği tüketiminin bir çok seçeneği bir çok yolu vardır. Pişmemiş yada kavrulmuş, tuzlanmış yada tuzsuz yenilebilen popüler bir aparatiftir. Tek başına yemenin yanı sıra yoğurt, salata, çorba yada tahıllara serpip de tüketebilirsiniz. Bazı bölgelerde, fırında kabak çekirdeği, tatlı yada tuzlu ekmek ve kek için bir katkı maddesi olarak kullanır. Fitik Asite dikkat ! Unutmayalım ki; pek çok tohum ve fındıkta olduğu gibi, kabak çekirdeği de yediğiniz bazı besinlerin biyoyararlanımını azaltabilen fitik asit ihtiva eder. Fitik asit içeriğini azaltmak için onları ıslatmak yada kavurmak destek olabilir. Kabak Çekirdeği Yemenin Zararları Fazlaca fazla kabak çekirdeği yerseniz günlük kalori ihtiyacınız olan şeyi aşabilirsiniz. Yalnız 200 gram kabak çekirdeği günlük kalori ihtiyacınızın yarısını karşılayabilir. Yağ içeriğinden dolayı, fazlası mide ağrısına ve ishale yol neden olabilir. Read the full article
0 notes
Text
Beyaz Saçlar İçin Bitkisel Çözüm


Günümüzde çeşitli sebeplere bağlı olarak yaş faktörü fark etmeksizin insanların saçlarından beyazlar ortaya çıkabilmektedir. Bu beyazlar kimi zaman genetik unsurlara bağlı olurken, kimi zaman yetersiz beslenmeye, sinir ve strese bağlı olarak da görülebilmektedir. Eğer siz de beyaz saç telleriyle uğraşmaktan yorulduysanız ve ne yapacağınızı bir türlü bilemiyorsanız bazı doğal yöntemlerle bu derdinize bir an ilkin son verebilirsiniz.Bu işlem için ilk olarak kullanabileceğiniz ürün ise köri yaprakları olarak karşımıza çıkmaktadır. Köri yaprakları saçtaki pigmentlerin daha koyu olmasını sağlamaktadır. Hatta bu ürünü hindistan cevizi yağı ile beraber kullandığınızda muhteşem sonuçlar elde edebilirsiniz. Ortalama bir yiyecek kaşığı kadar hindistan cevizinin içinde avuç içi kadar köri yaprağını kaynatabilirsiniz. Sonrasında kaynattığınız bu karışımı süzgeçten geçirin ve soğumasını bekleyin. Soğuduktan sonrasında ise saç diplerinden başlayıp uçlarına kadar masaj yaparak sürebilirsiniz. 40-45 dakika kadar bekledikten sonrasında ise saçlarınızı yıkayabilirsiniz. Haftada bir iki kez uygulayacağınız bu yöntem saç beyazlarınıza son vermeniz açısından size destek olacaktır. Beyaz saçlar için kullanabileceğiniz bir öteki üründe soğan ezmesi olarak bilinmektedir. Soğan ezmesi de köri yaprakları gibi beyaz saçlar için mühim bir üründür. Gözlerinizi yakmasını engelleyerek soğanı saç diplerinize sürebilir ve sonrasında da yıkayabilirsiniz.Bu işlemleri gerçekleştirdikten sonrasında etkili sonuçlara ulaşabileceğinizi kesinlikle aklınızdan çıkarmamalısınız.Bunların haricinde kına, biberiye, ada çayı ve havuç suyu da saç beyazlarını yok etme mevzusunda etkili ürünler içinde yerini almış durumdadır.Beyaz Saçlar İçin Bitkisel ÇözümYazımıza oy vermek ister misiniz? Etiketler: beyaz saçlar için doğal çözüm Eklenme Zamanı: 14 Ekim 2017 Read the full article
0 notes
Text
Kızılcığın Yararları

Kızılcık, kısa boylu bir ağaçta yetişmekte olan ve insanlara birçok mevzuda yarar elde eden olağanüstü bir bitki olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekşi ve mayhoş tadıyla çok fazla sevilmemesine karşın bu meyvenin insan sağlığına ciddi anlamda yarar sağladığını söylememiz mümkündür. Oldukça eskilerden beri malum ve kullanılan bu meyve ilk başlarda yaraları sarmak ve iyeleştirmek için kullanılmıştır. Yaraları iyileştirme özelliği ile dikkat çeken bu meyve bakterilere karşı da vücudu korumaktadır. Bakterilerden vücudunuzu korumak ve bağışıklık sisteminizi kuvvetli tutmak istiyorsanız kızılcık tüketimi gerçekleştirebilirsiniz. Marmelat ve içecek olarak da tüketilen bu meyve kolestrolü düzene sokma mevzusunda bir numaradır. Ek olarak bu meyvenin insanları kalp ve damar hastalıklarına karşı ciddi anlamda koruduğu düşünülmektedir. Siz de kalp ve damar hastalıklarından korunmak ve uzak durmak istiyorsanız gönül rahatlığı ile kızılcık tüketebilirsiniz. Tüm bunların yanında kızılcık, kalp pıhtılaşması riskini de azaltmaktadır. Günümüzde bazı insanoğlu geceleri kısaca karanlık ortamlarda görme zorluğu çekmektedir. Geceleri zor gören insanoğlu için gene kızılcık oldukça etkili bir yiyecektir. Görme bozukluğu yaşayan ve gece çok fazla göremeyen kişiler kızılcık tüketerek bu dertlerine kolay bir halde son verebilecektir. Ek olarak bu meyvenin ishale karşı da etkili bulunduğunu kolay bir halde söyleyebiliriz. Karaciğerin daha emek vermesi ve birçok hastalıktan korunmak için siz de kızılcık meyvesini değişik şekillerde tüketebilir ve bu derdinize son verebilirsiniz. Kızılcığın Yararları Yazımıza oy vermek ister misiniz? Etiketler: kızılcığın yararları Eklenme Zamanı: 14 Ekim 2017 Read the full article
0 notes
Text
Mercanköşk: Ruhsal ve zihinsel sorunlara iyi gelir!

Bitki çayı olarak ve balık, et yemeklerinde baharat olarak kullanılan mercanköşk, Türkiye ve Orta Doğu kökenli nanegiller ailesinden çok şifalı bir bitkidir. Mercanköşk, Akdeniz başta olmak suretiyle dünyanın pek çok yerinde doğal olarak yetişmektedir. Her hangi bir mevsime bağlı olmadan tüm yıl süresince yetişen mercanköşkün yararları, kıymeti çok eski senelerden beri bilinmektedir. Hatta Antik Yunan ve Roma dönemlerinde mercanköşk “mutluluğun simgesi” olarak bilinmekteydi.Doğada yabani olarak yetişen, sadece istenirse bahçelerde de hususi olarak yetiştirilebilen mercanköşkün yaprakları hem taze hem de kurutulmuş olarak kullanılabilmektedir. Bir de bu bitkiden elde edilmiş mercanköşk yağı da kozmetik ve endüstri alanlarında kullanılmaktadır.

Mercanköşkü çoğu zaman çorbalara, salatalara, et ve balıklara lezzet vermesi için baharat olarak kullanmak tercih edilir. Bununla beraber güzel kokusu sebebiyle de cilt kremlerine, losyonlara, şampuanlara ve sabunlara da mercanköşk yağı ya da bitki aslı eklenmektedir. Bu bitkinin hoş lezzeti ve kokusu bir yana pek çok sağlık problemi için de yararlı olması onu çok kıymetli bir bitki haline getirmektedir.Meydana getirilen çalışmalara gore; 2 çay kaşığı mercanköşk günlük A vitamini ihtiyacının % 6’sını, günlük kalsiyum ihtiyacının % 8’ini, demir ihtiyacının % 18’ini ve C vitamini ihtiyacının % 4’ünü karşılayabiliyor. Vitaminler, mineraller ve öteki pek çok yararlı elementler bakımından oldukça varlıklı olan mercanköşk, bağışıklık sistemini güçlendirmek için ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarını kısa sürede tedavi etmek için çok etkilidir. Aşırı tüketimden kaçarak günde 1 fincan tertipli olarak mercanköşk çayı tüketiminin sayısız yararlarından bazılarını aşağıda sıraladık.Sindirim sisteminin dostudur!Mercanköşkünden meydana getirilen çayın en çok malum yararı sindirim sisteminin fonksiyonları üzerinedir. Mercanköşk çayını tertipli tüketmek durumunda sindirim sisteminde nasıl yararları olacağı mevzusuna bir bakalım:Sindirim enzimlerinin üretimini arttırır, besinlerin sindiriminin etkin bir halde gerçekleşmesini sağlar.Mide ve bağırsakları yatıştırır, işlevlerini düzenler.Kontrolsüz iştahı düzenler.Gazı ve hazımsızlığı giderir.Mide bulantısını yatıştırır.Sindirimin tertipli olarak gerçekleşmesini sağlamış olduğu için bağırsak sağlığını korur. Bağırsak enfeksiyonlarını önler, mesele olması durumunda tedavisine destek sağlar.Sindirim sisteminde gelişen kramp ve spazmlarını azaltır.İshal ve kabızlık gibi sindirim bozukluklarında iyileştirici tesir gösterir.İdrar söktürücüdür.

Antibakteriyel özelliğiyle çok sayıda hastalığı önler!Mercanköşk, pek çok sağlık sorununa doğal çözüm olabilen bir bitkidir. Bu bağlamda antiseptik, antibakteriyel, antimantar ve antiviral bir gizmen özelliği taşıması mercanköşkü çok kıymetli bir bitki haline getirir. Bu özellikleri mercanköşk aşağıdaki hastalıkların tedavisinde destek olabilir:Besin zehirlenmeleriSıtmaTifoKızamıkGripNezleKabakulakTetanozKalp hastalıklarını önler!Mercanköşkün, kişide sindirim, solunum ve sinir sistemlerini denetim edici, dengeleyici tesiri bulunmakta, aslına bakarsak mercanköşk tüm vücut sağlığına yarar getirmektedir. Bu bakımdan mercanköşk çayının ve bitkinin yiyeceklere eklenmesinin kolesterol ve kan basıncını düşürücü tesir gösterdiği, damar sertliği riskini de azalttığı bilinmektedir. Bundan dolayı da mercanköşk tüketimi kalp hastalıkları için risk faktörü olan durumları ortadan kaldırır, kalp hastalıklarını önler.Anti inflamatuar özellik gösterir!Mercanköşk, anti infalamatuar özelliklere haizdir. Bu sayede vücutta inflamasyona bağlı olarak gelişen hastalıkların tedavisinde mercanköşk tüketimi etkili olabilecektir. Antiinflamatuar özelliğiyle mercanköşk; astım, romatizma, migren, kas spazmları, ateş, baş ve öteki vücut ağrılarının hem önlenmesine hem de tedavi edilmesine destek sağlar. Bilhassa de burkulma ve kramplarda sorunlu bölgeye mercanköşk yağı ile masaj yapılması önerilir.

Ruhsal ve zihinsel sorunlara iyi gelir!Mercanköşk çayı ve yağının keskin kokusu dolayısıyla zihni, ruhu yatıştırıcı, sakinleştirici tesiri vardır. Hatta mercanköşkün antidepresan ve sedatif tesiri olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Kişinin kendisini aşırı bitkin, stresli, mutsuz ve kaygılı hissettiği durumlarda bir fincan ılık mercanköşk çayı tüketilmesinin yararlı olacağı bilinmektedir. Bu bağlamda uykusuzluğun giderilmesi, anksiyetenin ve stresin azaltılması için yiyeceklere bir tutam mercanköşk bitkisi katmak ya da bir bardak mercanköşk bitki çayı içmek önerilir.Cinsel isteği artırır!Mercanköşk kişiyi ruhsal, zihinsel ve fizyolojik olarak rahatlatıcı bir etkiye haizdir. Şu sebeple kendisinin antidepresan özellikleri bulunmaktadır. Bu sebeple de mercanköşk çayı tükettikten sonrasında günlük yaşamın stresinden, gerginliğinden kurtulmak mümkündür. Bunun yanında mercanköşkün halsizliği, yorgunluğu giderici, kişiyi uyarıcı tesirleri de bulunmaktadır. Tüm bu rahatlatıcı ve uyarıcı tesirleri mercanköşkü cinsel isteği arttıran bir bitki haline getiriyor. Bu mevzuda meydana getirilen araştırmalar akşamları tüketilen bir fincan mercanköşkü çayının cinsel isteği artırabileceğini gösteriyor.Mercanköşkün öteki yararlarıBağlam azaltıcı, balgam söktürücüdür.Bağışıklık sistemini sağlamlaştırır.Bir türlü geçmeyen kuru öksürüğü geçirir.Solunum sistemi şikayetlerini azaltır, astım, bronşit şikayetlerine iyi gelir.Mantar oluşumunu önler, mevcud mantar hastalıklarının tedavisine destek sunar.Adet kanamalarını düzenleyici tesir gösterir.Ağız ve diş sağlığını korur, diş kaybını önler.Terletici özelliği yardımıyla vücuttan toksinlerin atılmasına destek sağlar.Adet öncesinde bayanların çoğunlukla yaşadıkları sorunlardan olan ağrı, kramp gibi şikayetleri azaltır.Mercanköşk yağı aromaterapide; hiperaktivite, uykusuzluk, kaygı ve gerilim hislerinin giderilmesine karşı etkili olarak kullanılmaktadır.Mercanköşk yağı ile masaj meydana getirilen alanlardaki ağrı, sızı ve kramplar kısa sürede hafifler.

Mercanköşk çayı nasıl hazırlanmış olur?Mercanköşk çayı hazırlamak için 1 su bardağı kaynamış suya bir tatlı kaşığı kurutulmuş ya da 1 tutam taze mercanköşk yaprağı ekleyip 5-10 dakika demlenmeye bırakın. Peşinden ılık olarak tüketin. Mercanköşk çayının tadı fazla keskin gelebilir. Bu sebeple 1 çay kaşığı kadar bal eklemek daha iyi olabilir.

Mercanköşk tüketecek olanlara tavsiyelerMercanköşkün pek çok hastalığın tedavisine destek olabileceğinden bahsederken, bu hastalıkların varlığı durumunda ilk olarak doktora başvurulması önerilir. Öteki tüm bitkisel şifa kaynakları gibi mercanköşk de yalnız tedaviye destek olabilir, tek başına ilaç gibi etkili olması imkansız.Her hangi bir hastalığa haiz olanlar, bir hastalık için tedavi olanlar, ilaç kullananlar mercanköşk tüketiminden ilkin doktora danışmalılar.Öteki bitkisel şifa kaynaklarında olduğu gibi her ne kadar sayısız faydası olsa da aşırı tüketim durumunda bazı yan etkisinde bırakır ve sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu tarz şeyleri önlemek adına günde 1 fincandan fazla mercanköşk çayı tüketmemek, yiyeceklere bir tutamdan fazla mercanköşk eklememek gerekir.Bitki çaylarını hazırlarken, demlerken ilk olarak suyu kaynatın ve ocağı kapattıktan sonrasında sıcak suyun içine bitkiyi koyun. Bitki çayınızı 10 dakika süre ile o şekilde demlenmeye bırakın. Bundan dolayı bitkileri kaynatmak onun içindeki gıda değerlerini düşürmekte, faydalarını azaltabilmektedir.10 yaşından ufak evlatların mercanköşk çayı ya da bitkisi tüketmesi önerilmez.Hamilelik ve emzirme dönemlerinde mercanköşkün nasıl bir tesir göstereceğine dair kafi bir emek verme bulunmamaktadır. Bu sebeple gebelik ve emzirme dönemlerinde mercanköşk tüketimi önerilmez.Mercanköşk çayından istediğiniz oranda yarar alabilmek için poşet içinde toz halinde satılan değil de, aktarlarda bitki halinde satılan mercanköşkü tercih etmeniz iyi olur. Read the full article
0 notes
Text
Saç Çıkaran Bitkiler


Günümüzde saç bakımı küçükten büyüğe tüm bireyler için büyük bir ehemmiyet taşımaktadır. Saç bakımına ehemmiyet veren ve daha sağlıklı saçlara haiz olmak isteyen kişiler çeşitli ürünler kullanarak saçlarını daha kuvvetli bir hale getirmektedir. Saçlarını ehemmiyet veren kişilerin asla karşılaşmak istemeyecekleri sorunların başlangıcında ise saç dökülmeleri gelmektedir. Dökülmeler, fertleri hem fizyolojik hem de ruhsal olarak negatif bir halde etkilemektedir. Saç kaybı yaşayan insanoğlu doğal bitkiler ve yağlar kullanarak saçlarının tekrardan çıkmasını sağlamaktadır.Saç çıkarma mevzusunda etkili olan ürünlerin başlangıcında soğan gelmektedir. Soğan, uzun senelerden beri saç bakımı için kullanılan bitkilerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bitkinin içinde yer almakta olan kükürt, saç derisindeki kan dolaşımını hızlandırarak saçların daha süratli uzamasını sağlamaktadır. Isırgan otu da minimum soğan kadar etkili bir bitki olarak bilinmektedir. Bu bitkiyi saçlarınıza sürerek daha acele ve çok şekilde çıkmasını sağlayabilirsiniz. Daha gür ve sağlıklı saçlar için bu ürünleri gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Saç çıkarma mevzusunda etkili olan bir öteki ürün de sarımsaktır. Sarımsak hücrelerin yenilenmesini sağlayarak daha sağlıklı saçlara kavuşmanıza sebep olur. Eğer siz de sağlıklı saçlara kavuşmak istiyorsanız bahsettiğimiz ürünleri kullanabilirsiniz.Bu bitkileri direkt saç derinize uygulayabileceğiniz gibi çeşitli kürler hazırlayarak da kolay bir halde uygulayabilirsiniz. Böylelikle kısa vakit içinde kolay bir halde sağlıklı saçlarınıza kavuşabilirsiniz.Saç Çıkaran BitkilerYazımıza oy vermek ister misiniz? Etiketler: saç uzaması Eklenme Zamanı: 13 Ekim 2017 Read the full article
0 notes
Text
Kaşıntıya İyi Gelen Bitkiler, doğal çözümler

Sebepleri çok değişik olsa da bazen vücudumuzun bazı yerlerinde kaşıntı hissederiz ve bu hissi gidermek için kimi vakit çok şiddetli şekilde cildimizi tahrip ederiz. Cildimizde hissettiğimiz kaşıntı deriyi tahriş etmenin yanında aşırı rahatsız edici bir duruma da neden oluyor.Kaşıntı anlık bir polen, toz, rahatsız edici bir yüzeyle temas gibi sorunlardan kaynaklanabildiği gibi, Proo-RIE-tus olarak malum, kaşıntılı cilt, sedef hastalığı yada dermatit döküntü yada başka bir durumun sonucu da olabiliyor. Bunun yanında bilhassa kaşıntılı cilt, karaciğer hastalığı yada böbrek yetmezliği gibi bir hastalıkların da emaresi olabilir.Bu bağlamda ciltte hissedilen her kaşıntının altında ciddi bir sorun olduğu ya da kaşıntının basit, önemsiz bir durum olduğu gibi bir netice çıkarılamaz. Durumun neden kaynaklandığı ve ne kadar mühim olduğu mevzusunda informasyon sahibi olmak için doktora başvurmak gerekiyor. Dolayısıyla cilt ya da deride kızarıklık, şiş yada döküntü olduğunda, kaşınma hissi de geçmiyorsa doktora başvurmak önerilir. Şu sebeple bilhassa uzun vadeli ve kronik kaşıntıların tıbbi yöntemlerle tedavi edilmesi gerekir.

Kaşıntının emareleri nedir?Daha çok kol yada bacak bölgelerinde, vücudun her yerinde ya da ufak bir kısmında bir kaşıma ihtiyacı ortaya çıkabilir. Kaşıntıya sebep olan etkenler çok çeşitli olmak suretiyle sebebi belirlenemeyen kaşıntılar da vardır. Derhal her anlık kaşınma hissini bir kaşıntı olarak adlandırmamak gerekir. Bu bakımdan kaşıntı emarelerini sıralayalım;Ciltte kızarıklık,Ciltte, deride kir, sivilce ve kabarıklık oluşması,Cildin kuruması ve çatlaması,Pul pul dökülen deri görüntüsü kaşıntı emareleri olabilir.Kimi vakit kaşıntı uzun sürebiliyor ve çok şiddetli olabiliyor. Bu durumda aşırı kaşıma sonucu da deriye zarar vermek, kanama, kızarıklık olabiliyor. Oldukça uzun devam eden ve devamlı sertliği artan kaşıntı durumlarda en doğru yol zaman kaybetmeden doktora başvurmaktır. Zira hem cilde zarar verebilir hem de bir enfeksiyon başlangıcı olabilir.Kaşıntının sebepleri nedir?Pek çok sağlık problemi ya da hastalık gibi kaşıntının da birçok sebebi olabilir. Kişinin iç organlardan birisinin rahatsızlığı, alerji ya da ciltte enfeksiyon olmak suretiyle yüzlerce kaşıntı sebebi olabilir. Zira vücudun her tarafını kaplayan en büyük organ deridir ve deride meydana gelen bu kaşıntı durumu uzmanlara gore 5 binden fazla sebepten kaynaklanıyor olabilir. Bu bakımdan en sık karşılaşılanları saymak kafi olabilir.

Cilt kuruluğuCildimizin doğal dengesini koruyabilmesi için yeterince nemli, esnek olması gerekiyor. Yeterince su içmediğimizde, sıvı tüketmediğimizde, kimyasal içerikli ürünlerle cildi temizlediğimizde, yeterince sağlıklı nemlendiriciler kullanmadığımızda cildimiz kurur. Kuruyan cilt, genel anlamda parlak ve kırmızıdır. Bilhassa kış aylarında kapalı ortamlarda uzun saatler süresince kalmak, kalorifer, klima ve sobaların yakılmasıyla beraber ortamdaki havanın kuruması cildimizin de neminin azalmasına neden olur. Bu şekilde cilt kurumalarında kaşıntı, kızarıklık ve pul pul dökülme görülür.Cilt hastalıklarıKişinin cildinin kendine özgü özellikleri, genel sağlık durumu da kaşıntıyı tetikliyor olabilir. Bazı cilt hastalıkları deride kaşıntıya sebep olur. Bilhassa egzama, kurdeşen, suçiçeği gibi hastalıklar ciltte kaşıntıya neden olur.İç hastalıklarBazı kaşıntılar kişinin iç organlarındaki anomalilerden, rahatsızlıklardan meydana gelmektedir. Mesela lösemi, karaciğer hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi iç hastalıkları ciltte kaşıntıya neden olabiliyor. Bunlara ek olarak; kanser, tiroit bezi hastalıkları başta olmak suretiyle pek çok iç hastalıklar kaşıntıya yol açabilir.Sinirsel bozukluklarPek çok şahıs “sinirden kaşınıyorum” ifadesini duymuştur ya da bizzat kendisi de yaşamıştır. Multipl skleroz, diyabet, sinir sıkışması ve zona (herpes zoster) gibi sinir sistemini etkileyen hastalıklar ciltte kaşıntıya neden olabiliyor ve o durum geçmeden kaşıntı da geçmiyor.Alerjiye ve tahrişe sebep olan faktörlerKimyasal maddelerin kullanıldığı temizlik malzemeleri, kozmetik ürünler, yünlü, tüylü giysiler ya da kullanılan vasıta gereçler, ilaçlar, bazı gıdalar ve bitkiler kişinin cildinde kaşıntıya neden olabiliyor. Bilhassa de daha duyarlı cilde haiz olan kişilerde alerjik astım hastalarında bu şekilde problemler sık sık görülüyor.Kaşıntıya hangi bitkiler iyi gelirKaşıntı gibi bir sorununuz olduğunda ilk olarak akla gelmesi ihtiyaç duyulan yöntem elbet ki doktora başvurmaktır. Doktorun yapacağı tetkikler ve testler yardımıyla kaşıntının sebebi belirlenecek ve ona gore bir tedavi uygulanacaktır. Sadece biz sizinle evde bulunan, neredeyse her mutfakta yer edinen doğal çözümler üstünde duralım.

LimonLimon; antiseptik, anestetik, anti-enflamatuar ve anti-tahriş edici özelliklere haiz olan olağanüstü bir gıda maddesidir. Bununla beraber limon; sitrik asit ve asetik asit de içermekte, bundan dolayı da kaşıntı sorunları için doğal bir çözüm olabilmektedir. Bunun için limon suyunu bir pamuk yardımıyla cildin kaşınan bölgesine uygulayın. Sadece bu işlemi gece yatmadan ilkin hayata geçirmeye çalışın, şundan dolayı cildinize limon suyu sürdüğünüzde kesinlikle güneşe çıkmamalısınız. Aksi halde ciltte kir oluşabilir.Elma sirkesiTıpkı limon gibi antiseptik, anti-kaşıntı, antifungal özelliklerinden dolayı, kaşıntıdan kurtulmak için elma sirkesinden yararlanmak mümkündür. Sadece elma sirkesini cilde direkt olarak uygulamak yerine ılık banyo suyuna bir iki bardak elma sirkesi eklemek ve pamuk yardımıyla kaşıntı olan kısımlara uygulamak daha doğru olacaktır. Ya da elma sirkesi su ile inceltilip pamukla cilde sürülebilir.

Yulaf ezmesiYulaf ezmesinin cildi rahatlatıcı, bir ferahlık verici tesiri vardır. Anti-tahriş, anti-inflamatuar ve yatıştırıcı özellikler içeren yulaf ezmesini kaşıntı şikayetlerinde cilde uygulamak önerilir. Bunun için küveti su doldurup suyun içine bir miktar yulaf ezmesi katmak ve bu suyun içinde ortalama otuz dakika kalmak önerilir. Sadece sıcak su kaşıntıyı artırıcı tesir yaptığından su sıcak değil ılık olmalıdır.Soğuk su ve buzCilt ve deride hissedilen kaşıntıları gidermek için soğuk su ve buz ergonomik ve etkili alternatiflerdir. Gözler de dahil olmak suretiyle vücudun derhal her bölgesinde meydana gelen kaşıntılarda o bölgeye soğuk su uygulamak, buz kompresi yapmak hem kaşıntıyı hem de kaşınmanın yol açmış olduğu sızıyı geçirir.

KekikKaşıntı karşıtı bitkisel, doğal ürünlerden birisi de kesinlikle kekiktir. Şundan dolayı kekik; anestezik ve anti-inflamatuar özelliklere haiz olan timol adlı maddeyi bünyesinde bol miktarda barındırmaktadır. Kekiğin muhteviyatında bulunan timol, kaşınmaya sebep olan inflamasyonu azaltıcı tesir gösterir. Kaşıntı durumunda kekiğin yemeklerde kullanılarak tüketilmesi ya da kekik yağının inceltilerek kaşıntı olan bölgeye sürülmesi kaşıntıyı giderecektir.

Nane yağıRuhsal, zihinsel ve fizyolojik olarak rahatlatıcı bir etkiye haiz olan nane yağı; anti-enflamatuar, antiseptik, analjezik ve dermatit özelliktedir. Bu bakımdan alerji, uyuz yada stresin neden olduğu kaşıntıyı rahatlatıcı ve tedavi edici tesir gösterir. Kaşıntılardan nane yağıyla kurtulmak için ılık su ile doldurulan küvete, birkaç damla nane yağı ekleyip bu suyun içinde ortalama otuz dakika kalmak önerilir.KarbonatKarbonatın kaşıntılı ve döküntülü deri tedavisinde etkili olduğu tüm dünyada malum bir gerçektir. Kaşıntı olan kısma bir tutam karbonat dökmek ya da banyo suyuna karbonat karıştırıp bu suyun içinde bir süre kalmak kaşıntıyı giderecektir. Read the full article
0 notes
Text
Ayva Yaprağının Yararları
Kış aylarının vazgeçilmezi haline gelmiş olan ayva Türkiye'de bolca oranda üretilmektedir. Ayva ve çekirdeğinin faydalarının yanı sıra ayva yaprağı da insan sağlığı açısından oldukça etkili ve yararlı bir bitkidir. Ayva yaprağının iyi geldiği birçok hastalık bulunmaktadır. Doğrusu birçok mevzuda ayva yaprağı insanların kendini daha iyi hissetmesini sağlamaktadır. Ayva yaprağından elde edilmiş çeşitli kürler, regl döneminde ortaya çıkan karın ağrısını geçirme mevzusunda son aşama etkilidir. Doğrusu bu kürleri içerek ağrılarınıza kolay bir halde son vermeniz mümkün olacaktır. Bunun haricinde ayva yaprağından elde edilmiş lapanın da boğaz ağrısına iyi geldiğini söyleyebiliriz. Bu yapraklardan elde edilmiş lapa boğaza koyulup sarılırsa kolay bir halde ağrıyı geçirmektedir. Ayva yaprağının en mühim hususi durumunun ise karaciğeri temizlemek bulunduğunu söylesek yanılmış olmayız. Karaciğeri temizleyen ve arındıran bu bitkinin yaprağı karaciğerin daha da tertipli çalışmasını sağlamaktadır. Eğer midenizde yaralar oluştuysa ya da ülser problemi ile karşı karşıyaysanız gene ayva yaprağını deneyerek bu sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz. Boğaz ağrısından meydana gelen ses değişikliği için de ayva yaprağı tercih edilebilir. Bu bitki ses tellerini yumuşatmakta ek olarak bronşite de oldukça iyi gelmektedir. Uykusuzluk problemi ile karşılaşan ve bu mesele ile bir türlü baş edemeyen kişiler de ayva yapraklarından elde etmiş olduğu çayı içerek uykusuzluk problemini çözebilmektedir. Siz de bahsettiğimiz sorunlarla uğraşıyorsanız gönül rahatlığı ile ayva yaprağı tüketebilir ve şifa bulabilirsiniz. Ayva Yaprağının Yararları 5 (100%) 1 Oy Etiketler: şifalı bitkiler Eklenme Zamanı: 10 Ekim 2017 Read the full article
0 notes
Text
Kuvvetli Tırnaklar İçin Bakım Önerileri


Tırnak bakımı, hem bayanlar hem de erkekler için oldukça büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Cinsiyeti ne olursa olsun tüm insanoğlu tırnak bakımına itina göstermeli ve bu doğrultuda hareket etmelidir. Bunun en mühim sebebi ise tırnakların ve ellerin vücudun en mühim noktalarından bir tanesi olmasıdır. Tırnak bakımı için illa kuaföre gitmenize manikür pedikür uğraşmanıza da gerek kalmamıştır. En azından günlük olarak genel bakımını yapmalı ve kuvvetli tırnaklara haiz olmalısınız. Aksi takdirde bu fena görüntü hem sizi hem de çevrenizi ciddi anlamda rahatsız edecektir.Tırnak bakımı için en genel olarak günlük kafi oranda su içmelisiniz. Kucak kucak su içmek birçok mevzuda yarar sağlayacağı gibi daha kuvvetli tırnaklara kavuşmanıza da destek olacaktır. Ek olarak tırnaklarınızı tertipli olarak kesmeli, temizlemeli ve böylelikle oluşan kirlerden kolay bir halde arındırmalısınız. Tüm bu günlük lüzumlu işlemlerin yanı sıra kendi imkanlarınızla bir kür hazırlayabilir ve tırnaklarınıza uygulayabilirsiniz. Bu kürü hazırlamak için iki çay kaşığı lavanta yağına ve 5-6 damla limon yağına ihtiyacınız olacaktır. Bahsettiğimiz iki malzemeyi iyice karışmasını sağlayarak tırnaklarınıza bir pamuk yardımı ile sürebilirsiniz. Masaj yaparak bu karışımı uygulamanız durumunda tırnaklarınız öncekine gore çok daha kuvvetli bir hale gelecektir. Böylelikle daha sağlam ve bakımlı tırnaklara ulaşabilirsiniz. Söz mevzusu karışımı haftada 4-5 kez tırnaklarınıza uygulamanız mümkündür.Bahsettiğimiz noktalara dikkat etmeniz durumunda daha bakımlı ve kuvvetli tırnaklara kavuşabileceğinizi kesinlikle aklınızdan çıkarmamalısınız.Kuvvetli Tırnaklar İçin Bakım Önerileri5 (100%) 1 Oy Etiketler: tırnak bakımı Eklenme Zamanı: 10 Ekim 2017 Read the full article
0 notes
Text
Fesleğen: Kalp dostu kanser düşmanı!

Tüketim geçmişi çok eski çağlara dayanan fesleğen en çok da mis gibi ferah kokusuyla biliniyor. Cam kenarlarında, bahçe, mutfak masalarının üstünde küçük bir saksı içindeki fesleğen ruhumuzu dinlendiriyor. Eski uygarlıklar tarafınca “bitkilerin kralı”, “mukaddes bitki” olarak adlandırılan bir fesleğen, sağlığımıza kazandırdığı faydalarla da büyük ehemmiyet arz ediyor.Aromatik bir bitki olan fesleğen, çeşitli et ve sos yiyecekleri için baharat olarak çoğunlukla kullanılıyor.Bunun yanında geleneksel tıpta ise; kronik gastrit ve mide ağrıları, sinir, stres gibi ruhsal problemler için bir deva olarak fesleğeni kullanılmaktadır. Ek olarak sedatif, diüretik ve antiseptik özellikleri de bilinmektedir.

Ateş düşürücüdür!Fesleğenin ihtiva ettiği öz yağlar onu olağanüstü iyileştirici özelliklere haiz bir bitki haline getirmektedir. Şu sebeple fesleğen eşi olmayan bir antibiyotik ve antiseptiktir. Zararı olan bakterilerden ve mantar enfeksiyonlarından vücudu sakınan fesleğen, enfeksiyonlar sebebiyle oluşan ateşi de düşürmek için oldukça etkili olabiliyor. Aslına bakılırsa ateş başlı başına bir hastalık değil, vücudun hastalıklarla savaşım ettiğinin göstergesi olan bir emaredir. Mikrop öldürücü özelliği yüksek olan fesleğen de tüm patojenleri ortadan kaldırarak ateş sorununu çözebilmektedir.Solunum yollarının sağlığını korur!Fesleğeni bir kez koklamak bile bir çok vakit nefesimizi ferahlatır. Bundan dolayı fesleğen; kamfen, öjenol ve sineol gibi bileşenleri bünyesinde barındırdığı için virüs, bakteri ve mantar enfeksiyonlarını tedavi edebiliyor. Bununla beraber, solunum yolu tıkanıklığı yaşandığı durumlarda, boğaz ve nefes borusu enfeksiyonlarında kısa süre içinde rahatlama sağlayabiliyor. Bu bağlamda hem kronik hem de akut bronşit dahil olmak suretiyle neredeyse her çeşit solunum yolu sorununu tedavi etmede fesleğen oldukça etkilidir.Kardiyovasküler sağlığı artırır!Fesleğenin; Beta-karoten ve karotenoidler gibi antioksidan türleri bakımından varlıklı olan bir bitkidir. Dolayısıyla da öteki faydalarının yanı sıra kalp sağlığını da desteklemektedir. Bu olağanüstü bitki, başta kalbi ve genel olarak tüm vücudu yalnız özgür radikallerin hasarına karşı korumakla kalmaz, bununla beraber kandaki zararı olan kolesterolleri vücuttan atar. Bu sayede, arterlerde zararı olan plakların oluşumu engellenir ve kan dolaşımı hızı da artar. Fesleğen kan damarları ve kasların gevşemesini sağlayarak kişinin kalp spazmları geçirme riskini oldukça azaltır. Şundan dolayı magnezyum bakımından da zengindir.

Bağışıklık sisteminin dostudur!Vücudun hastalıklara yakalanma sebebi bağışıklık sisteminin kuvvetsiz kalması, kendini koruyamamasıdır. Kuvvetli bağışıklık sistemi demek, daha azca hasta olmak ya da asla hasta olmamak anlama gelir. Bu bağlamda fesleğen de bağışıklığı çoğaltmak için oldukça yararlı bir bitkidir. Meydana getirilen bir araştırmaya gore, taze fesleğenin tertipli olarak tüketilmesi bağışıklık sisteminin etkili bir halde korunması anlamına geliyor. Vücudun enfeksiyonlarla savaşım edebilmesinde fazlasıyla etkili olan fesleğen, 20 tane destekçi kimyasal içermektedir. Bu sebeple de soğuk algınlığı ve grip gibi çok sık yaşanmış olan hastalıkları da hem önleyici hem de var olanları ortadan kaldırıcı, bunlara sebep olan virüsleri yok edici özellik gösterir.Sindirim sisteminin tüm işlevlerini düzenler!Fesleğen, çok kuvvetli bir anti-inflamatuardır ve dolaysıyla da gastrointestinal sistemin (mide, bağırsak) doğru çalışmasını teşvik eder. Fesleğenin sindirim sistemiyle ve sindirim organlarıyla ilgili tüm rahatsızlıklarda tedavi edici tesiri bulunmaktadır. Bu bağlamda; iltihaplı bağırsak hastalığı (IBD), şişkinlik, su tutma, iştah kaybı, mide krampları, asitli reflü, sindirim güçlüğü, mide gazı, mide krampları ve kabızlık gibi sindirim sistemi bozukluklarının pek bir çok fesleğen yardımıyla doğal olarak tedavi edilebilir. Bu sebeple fesleğen, bu özellikleri verecek anti-enflamatuar olarak hareket öjenol isminde olan bir maddeye haizdir.Fesleğenin sindirim sistemine yararları mevzusunda; asitlerin dengelenmesi ve vücudun uygun pH seviyesinde kalmasına destek bulunduğunun da altını çizmekte yarar vardır. Fesleğen, hem de da zararı olan bakterilerin neden olduğu sindirim sistemi hastalıkları azaltır, giderir. Bununla beraber sağlıklı bakterilerin ise bağırsak mikro florası içinde gelişmesine, artmasına destek olarak sindirim ve bağışıklık sistemini sağlamlaştırır. Sadece fesleğenin en bilindik faydası mide solucanları yada parazitleri öldürücü özelliğidir.

Şeker hastalarına iyi gelir!Fesleğenin yaprakları; öjenol, metil öjenol ve karyofillen üreten antioksidanlar ve esansiyel yağlarla doludur. Sayılan bu maddelerin hepsi ise pankreatik beta hücrelerinin (insülin salgılayan hücreler) işlevinin doğru olması için destek olmaktadır. Fesleğen yardımıyla pankreas, gereği kadar insülin salgılayabiliyor. Bu şekilde de kan şekerini düşürücü, normalleştirici olarak çok etkili bir diyabet tedavisi gerçekleşebiliyor. Sadece şeker hastaları fesleğen ve öteki bitkisel tedavilere başvurmadan ilkin kesinlikle doktorlarına danışmalılar.Kalp dostudur!Fesleğenin kardiyovasküler sağlığımıza pozitif yararlarından bahsettik. İçeriğinde bulunan öjenol adlı kuvvetli bir antioksidan bileşeni yardımıyla fesleğen, kan basıncını denetim altında tutma gücüne, özelliğine haizdir. Bu yüzden de fesleğen ile kolesterol seviyeleri düşer ve kalp sağlığı korunur. Kalp hastalıklarından korunmak, kalbin sağlık seviyesini çoğaltmak için günlük tertipli olarak çok ufak bir oranda fesleğen tüketilmesi önerilir. Hem başlı başına kalp sağlığına iyi gelir hem de fena kolesterolü düşürerek kalp sağlığını destek sunar.Kanser karşıtıdır!Fesleğenin çok kuvvetli antioksidan ve anti kanserojen olduğu pek çok bilimsel emek verme ile kanıtlanmıştır. Bu sebeple de hem hücrelerde kanserli özellikler görülmesi, hem kanserli hücre oluşumu hem de mevcud kanserli hücrelerin büyümesini önleyici özellik göstermektedir. Fesleğendeki bileşenler kan damalarına hücum eden tümörlerin kan akışına engel olabilmektedir. Bu bakımdan her gün tüketilen fesleğen yada fesleğen yağı kanseri önlemek için yararlı olarak kabul edilmektedir.

Stresi giderir!Fesleğenin evlerde ufak saksılarda yetiştirilmesinin temel sebebi mis kokusu ve bu kokunun kişiyi ruhsal, zihinsel açıdan rahatlatıyor olmasıdır. Fesleğen yapraklarının kokusu stres karşıtı olarak biliniyor. Meydana getirilen bazı araştırmalar, fesleğen yapraklarının stresi önlemeye ve yok etmeye karşı sağlamış olduğu korumayı kanıtlar niteliktedir. Uzmanlar; günde 10- 12 tane fesleğen yaprağını tüketmenin strese bağlı duygu durum değişimleri ve bozukluklarını gidermek için yararlı bulunduğunu, hatta fesleğeni koklamanın bile stresi azalttığı üstünde durmaktadır.

Göz sağlığını korur!Göz sağlığı ve görme yetisini korumanın yolu, A vitamini içeren gıdalardan, doğal ürünlerden geçmektedir. İşte bu bağlamda taze fesleğen yapraklarının 100 gramında günlük olarak gereksinim duyulan A vitaminin tamamı bulunuyor. Bu A vitamininin antioksidan özellikleri bulunmakta ve sağlık bir görüş için göz sağlığını koruyucu tesir göstermektedir. Bilhassa gözlerde bitkinlikten meydana gelen ağrılar ve vitamin eksikliğinden meydana gelen gece körlüğü için taze fesleğen suyu önerilir.Afrodizyak tesiri gösterir!Fesleğenin kişiyi duygusal, ruhsal, fizyolojik ve zihinsel açılardan uyarıcı, dinlendirici ve enerjiyi artırıcı bir özelliği vardır. Bu bağlamda fesleğen, İtalya’da yüzyıllardır sevginin ve cinsel çekimin bir sembolü olarak kabul edilmiştir. Fesleğenin ihtiva ettiği aroma iltihabı azaltırken, muhtemelen kan akımı ve enerji seviyelerini arttırıyor, libidoyu uyarmaya destek olabiliyor. Bu sebeple bazı kültürlerde yaşam iksiri olarak kabul edilen fesleğen hem ruh halini iyileştiriyor hem de cinsel yaşamın sağlıklı, daha etken olmasını sağlıyor.Beyin fonksiyonlarını artırır!Fesleğenin kokusu ve kök aslı zihinsel uyarıcı kabiliyetlere haizdir. Meydana getirilen pek çok araştırma fesleğenin, bir tür antikonvülzan ve antidemans olarak uyuşukluk, halsizlik ve ruhsal sorunlara pozitif tesir edebildiği gösteriyor. Bu bağlamda fesleğenin kişide beyin fonksiyonlarını yükseltici, artırıcı tesir gösterdiğini söylemek mümkündür.Böbrek taşlarını yok eder!Fesleğen, tüm iç organların işlevlerini artırıcı özelliğe haizdir. Bu bağlamda fesleğen yaprakları böbrekler üstünde pozitif bir kuvvetli, onarıcı etkiye haizdir. Böbreklerinde mesele olan, böbrek taşı problemi olan kişilere fesleğen suyunun bal ile karıştırılmış halinin içilmesi önerilir. Bu karışım yardımıyla üriner sistem vasıtasıyla böbrek taşlarının temizlenmesi, vücut dışına atılması mümkün olabilir. Şundan dolayı fesleğen, detoksifikasyon kabiliyetine haizdir ve dolayısıyla böbrek taşlarının oluşumuna neden olan ürik asit seviyesini düşürür.Ağrı dindiricidir!Fesleğenin saymakla bitmeyen yararlarından birisi de COX-2 inhibitörü gibi tesir göstermesi ve ağrı hissedilen alanlarda yararlı olabilmesidir. Fesleğenin muhteviyatında bulunan bazı bileşenler enflamatuar nörolojik acıyı hafifletmek için çok etkilidir. Yukarıda bahsedilmiş olduğu gibi antiseptik ve iyileştirici özellikleri olan fesleğen; kesik ve yaraların tedavisinde de çok faydalıdır.

Fesleğen yağının yararlarıFesleğenden elde edilmiş uçucu yağ;Baharatlı et, sosis, domates, macunlar, ketçap, turşu ve sirkeler gibi çeşitli gıdalara ilave edilerek tüketilmektedir.Diş macunları ve gargaralara, bazı parfümlere de ekleniyor.Fesleğenin böcekleri ve sinekleri uzaklaştırıcı bir kokusu olduğundan fesleğen yağı da bu alanda kullanılıyor.Fesleğen yağı topikal olarak cilde masaj yapmak için kullanılıyor. Bu sayede hem var ise ağrılar hafifliyor hem de cilt ve saça parlaklık kazandırılıyor.Zaman içinde ve ilerleyen yaşla beraber ciltte oluşan renk tonu eşitsizliklerini gidermek için de fesleğen yağı kullanılmaktadır.Akne ve cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için de fesleğen yağı faydalıdır.Fesleğen yağı doğal bir sindirim toniği özelliği gösterir. Bu bağlamda gaz giderici özelliklere haiz olduğundan, hazımsızlık, kabızlık, karın krampları ve gaz tedavisi için oldukça etkilidir. Mide ve bağırsakta oluşan gazın kısa sürede yok eder.Soğuk algınlığı ve grip ile ilişkili ateşi rahatlatır.Öksürük gidericidir, astım, bronşit ve sinüs enfeksiyonlarını tedavi etmek için de kullanılır.Antibakteriyel özellikleri yardımıyla kesikler, yaralar, deri enfeksiyonları için faydalıdır.Mesane enfeksiyonlarını doğal olarak giderir.Viral enfeksiyonları önler ve giderir.Serinletici, ferahlatıcı bir tesiri vardır. Bu sebeple de sinir gerginliği, zihinsel bitkinlik, melankoli, migren ve depresyon tedavisinde faydalıdır. Tertipli kullanımda zihinsel gücü ve netliği artırabilir.Analjeziktir, ağrıyı azaltır. Bu sebeple de çoğu zaman artrit, yaralar, yaralanmalar, yanıklar, çürükler, yara izleri, spor yaralanmaları, burkulma ve baş ağrılarının tedavisinde kullanılır.Oftalmik özelliktedir ve bitkinlikten kanlanmış gözleri rahatlatır.Mide bulantısını durdurur, kusmayı önler.Arı, böcek ve yılan sokmaları sebebiyle oluşan ağrıyı ve kaşıntıyı tedavi edebilir.Fesleğen çayının yararlarıFesleğen çayı; aromatik ve leziz bir bitki çayıdır, hafifçe sert, dinamik, keskin ve birazcık biberli bir tadı vardır. Bununla beraber fesleğen çayı oldukça kuvvetli ve yararlı besinler sunmaktadır. Fesleğen çayı; A vitamini, E vitamini, folik asit, kalsiyum, demir ve selenyum bakımından oldukça zengindir ve çok mühim mikro besinlerin için de doğal bir kaynak sağlamaktadır. Bununla beraber fesleğen çayı doğal bir antioksidan deposudur. Fesleğen çayının faydalarını sıralayacak olursak;Hafifçe derecedeki soğuk algınlığı, öksürük, bronşit ve astım gibi çeşitli solunum yolu hastalıklarında tedavi edici tesir gösterir.Kalp hastalığının önlenmesi için lüzumlu dirimsel gıda olan magnezyumu bolca oranda ihtiva eder.Stresli duygularla, depresif duygu durumlarıyla başa çıkmak için son aşama yararlıdır.Naturel antibakteriyel özellikler sunar; özelikle H. pylori bakterilerde çok etkilidir.İçeriğinde bulunan; öjenol, rosmarinik asit, apigenin ve luteolin dahil olmak suretiyle tüm etken bileşenler kanser karşıtı özelliğe haizdir.İnsülinle bağlantılı şeker hastalığının tedavisine yardımcıdır.Tertipli olarak içilen fesleğen çayı, romatoid artrit ve osteoartrit ağrılarını hafifletmeye destek sunar.A ve C vitaminleri, magnezyum, demir ve potasyum mineralleri açısından oldukça zengindir. Bu sayede vücudun doğal bağışıklık sistemini destek sunar.İçeriğindeki asetik asit ve öteki bileşikler böbrek taşlarının erimesine, vücuttan atılmasına destek sağlar.Vvücuttan toksinlerin ve atıkların atılmasına destek olarak cildi ve tüm vücudu enfeksiyonlardan uzak meblağ, sağlık kazandırır.İçerdiği bileşikler yardımıyla anti-aging (yaşlanma karşıtı) özellikler gösterir.Vücudun yağ depolamasını önler ve yağ yakma sürecini hızlandırır metabolizmanın fonksiyonlarını destek sunar. Dolayısıyla da zayıflamaya yardımcıdır.Sindirim sisteminin fonksiyonlarını destek sunar, sindirim organlarının sağlığını korur, besinlerin emilimini kolaylaştırır. Bu sebeple de sağlıklı kişilere yiyeceklerden sonrasında bir fincan fesleğen çayı içmeleri önerilir.Mide bulantısı, kusma, ishal yada mide gribi gibi durumlarda tedavi edici rol oynar.Ağız ve diş sağlığını korur. Ağız kokusunu da önleyici özelliği vardır.Fesleğen tüketecek, kullanacak olanlara tavsiyelerFesleğen tavsiye edilen oranda ağız kanalıyla tüketildiğinde güvenlidir. Sadece tavsiye edilen dozun fazlasının tüketimi bazı sağlık problemlerine ya da yan etkilere sebep olabilmektedir.Uzun soluklu olarak fazla oranda fesleğen ve fesleğen yağı tüketimi güvenli değildir, bazı sağlık sorunları yaşanabilir. Fesleğen, ihtiva ettiği estragole adlı bir kimyasal sebebiyle karaciğer kanserine yakalanma riskini de artırabilmektedir.Her hangi bir hastalığı olan ve bu hastalığın tedavisi için ilaç kullanan kişilerin doktora danışmadan fesleğen tüketmeleri önerilmez.Hamilelik ve emzirme dönemlerinde yemeklerin içine çok azca oranda fesleğen katılmasının her hangi bir ziyanı olmayacağı düşünülmektedir. Sadece önerilenden daha çok tüketimi sorunlara yol açabilir.10 yaşın üstündeki evlatların besinlerle beraber çok azca oranda fesleğen tüketmelerinde bir sakınca görülmez. Fakat miktarın artmaması önemlidir.Fesleğenin içeriğindeki yağlar ve özler kanın pıhtılaşma sürecini yavaşlatabiliyor ve mevcud kanamayı da artabiliyor. Bu sebeple fesleğen yağları ve özlerinin kanama bozuklukları olan kişiler için problemi daha ciddi bir boyuta taşıyıcı özellik göstereceği düşünülmektedir.Fesleğenin içindeki yağların ve özlerin kan basıncını düşürücü özelliği bulunmaktadır. Bu sebeple de tansiyon düşük olan kişilerin fesleğen ve fesleğen yağı tüketmeleri sağlık sorunlarını daha artırmaktadır. Bundan dolayı tansiyon daha çok düşecektir.Fesleğenin ve fesleğen yağının kanın pıhtılaşma sürecini yavaşlatabildiğinden bahsettik. Bu bağlamda fesleğen ve fesleğen yağının cerrahi işlemler esnasında kanama riskini artırabileceği düşünülmektedir. Bu bakımdan zamanı evvel planlanmış ameliyatlardan minimum 2 hafta öncesinde fesleğen ve fesleğen yağı tüketimi durdurulmalıdır.Fesleğen çayını günde 2-3 bardak içmekte sakınca yoktur, hatta yukarıda sayılan pek çok mesele için yararlı olacaktır. Her hangi bir rahatsızlığı olmayan kişilere yiyeceklerden sonrasında bir bardak fesleğen çayı içilmesi tavsiye ediliyor. Bu sayede bağırsak kolikleri, gastrit ülser, anoreksi, idrar yolu enfeksiyonu, ishal gibi sorunlardan korunmak mümkün olabilir. Sadece fesleğen çayını günde bir bardaktan fazla içiyorsanız çok uzun süre tertipli olarak içmemekte yarar var. Mesela yedi gün ya da 10 gün her akşam yemekten sonrasında bir bardak fesleğen çayı içen şahıs 1 haftalık bir ara verip sonrasında tekrardan içmeye devam edebilir. Read the full article
0 notes
Text
Çay Ağacı Yağı

Bizim yaşamımıza daha yeni yeni giren bir bitkisel yağdan bahsedelim, çay ağacı yağı. Bu sebeple biz yeni tanıyor olabiliriz, sadece tüm dünyada yararları bilinmekte ve etken olarak da uzun senelerdir kullanılmaktadır. Öteki bir adı melaleuca yağı olan çay ağacı yağı, melaleuca alternifolia bitkisinin yapraklarından elde ediliyor. Bu yağ, bitkinin dalları ve yapraklarından buharda damıtma kanalıyla çıkarılıyor. Yararları malum hatta her insanın evinde bir şişe bulunsun denilen çay ağacı yağı, hem iç organlar hem de cilt sağlığı için olağanüstü etkilete haizdir. Bu yağın; doğal antibakteriyel, antiseptik, antifungal, antimikrobiyal, balgam söktürücü ve antiviral özellikleri sağlığımız için aslına bakarsak bir koruyucudur.

Fazlaca etkili bir antibakteriyeldir!Size yararlarından bahsettiğimiz bitkilerin bir çok bir mikrop, bakteri, virüs ve mantarların tedavisinde etkili olma kabiliyetine doğal olarak haizdir. Tıpkı bu şekilde bir bitki olan çay ağacı yağı da en korkulu ve tehlikeli bakteriyel enfeksiyonların çoğunu doğal olarak tedavi edebilme özelliğine haizdir. Bilhassa de bakteriyel enfeksiyonlara yakalanma riski taşıyan yaralarda kullanılan çay ağacı yağı o bölgeyi kesinlikle korumaktadır. Aslına bakarsak çay ağacı yağının ağız kanalıyla alınarak tüketilmesi çok da önerilmemekle beraber bazı durumlarda inceltilmek koşuluyla ağız kanalıyla alınıyor. İnceltilerek ağız kanalıyla alınması durumunda ise kolon, mide, bağırsak, boşaltım sistemi ve üriner sistemde oluşan bakteriyel enfeksiyonları tedavi etme özelliği gösterdiği biliniyor. Ek olarak kimi vakit tüberküloz tedavisinde de çay ağacı yağından yararlanıldığı görülmektedir.Yaraları iyileştirir!Çay ağacı yağının iyileştirici özelliği vardır. Bilhassa açık yaralara çay ağacı yağı sürüp de yarayı sarmak yaranın çok daha süratli iyileşmesini sağlamaktadır. Şundan dolayı çay ağacı yağı, enfeksiyonları önler ve var olanları giderir. Bir de suçiçeği, akne ve çıban gibi cilt sorunlarını da çay ağacı kanalıyla gidermek mümkündür.Antimikrobiyal özelliktedir!Çay ağacı yağı, son aşama antimikrobiyal olduğundan, mikropları kısa bir süre içinde yok eder. Bu bakımdan çok şiddetli ateş ve sıtma sorunlarında çay ağacı yağını kullanarak mikropları uzaklaştırmak mümkündür.Egzama ve sedefi giderir!Sık rastlanan cilt hastalıkları olan sedef ve egzamanın kısa sürede etkili ve doğal tedavisi için çay ağacı yağından yararlanmak önerilir. Bilhassa deri iltihabının oluştuğu durumlarda etkilidir. Bu tür cilt sorunları için evde çay ağacı yağı karışımları ile egzama için losyonlar ve vücut sabunları hazırlamak doğru olur.Diş sağlığı dostudur!Bakterileri öldürme, iltihabı yatıştırma özellikleri dolayısıyla sağlıklı dişler ve ağız içi için çay ağacı yağı muhteşem bir ev yapımı diş macunu maddesidir. Bunun için hindistan cevizi yağı, çay ağacı yağı ve kabartma tozunu karıştırıp dişleri bununla fırçalamak yararlı olacaktır. Diş eti kanmasını ve diş çürüklerini önlemek için arada bir inceltilmiş çay ağacı yağı ile gargara yapılması önerilir.

Boğaz ağrılarını giderir!Boğazda ağrıya sebep olan mukoza zarındaki iltihabı kurutmak için, enfeksiyonu vücuttan dışarı atmak için çay ağacı yağı önerilir.Sinüs tıkanıklığını açar!Kış aylarında yaşanmış olan bir soğuk algınlığı, genel anlamda sinüs enfeksiyonuna dönüşmekte, bu da çok rahatsız edici bir durum haline gelmektedir. Zira kafanın ön tarafındaki sinüsler mukozayla dolar, aşırı ağrı ve baskıya hissedilir. Bunun tedavisi için çay ağacı yağıyla hazırlanan kremler mukusu vücuttan atmaya yardım eder. Bir de çay ağacı yağının kullanıldığı buğu banyosu da anti bakteriyel bir tesir gösterir ve solunum sistemini açar.Tırnak mantarını yok eder!Çay ağacı yağını su ya da hindistan cevizi yağı ile karıştırıp tırnaklara sürmek mantarın kısa sürede yok olmasını elde edecektir.Mühim oranda antiseptiktir!Çay ağacı yağındaki çok yönlü antiseptik özellikler pek çok mikrobu ve antibiyotiklere karşı dirençli olan stafilokok bakteri türünü yok etmekte etkilidir. Bu bakımdan bilhassa ufak yaralar, kabarcıklar ve yanıklarda enfeksiyonu önlemek için doğal bir deva olarak çay ağacı yağı önerilir.Akne tedavisinde etkilidir!Çay ağacı yağı, haiz olduğu antimikrobiyal terpenler sebebiyle, akneleri tedavi etmek için kullanılır. Akneli bölgeye uygulanan bu yağın minimum ilaçlar kadar yararlı olduğu ve kimyasal ilaçlar gibi de her hangi bir negatif etkiye yol açmadığı bilinmektedir.Bit ve parazitleri yok eder!Çocuklarda çoğunlukla yaşanmış olan bit problemi için doğal bir çözüm olarak nane yağı ve çay ağacı yağı karışımı önerilir.

Böcek sokmalarını iyileştirir!Çay ağacı yağının yaraları dezenfekte etme, ağrıyı azaltma ve kaşıntıyı önleme özellikleri böcek sokmaları için de faydalıdır. Böceklerin soktuğu bölgeye çay ağacı yağı sürüp bölgenin sarılması yeterlidir.Cilt sağlığı dostudur!Çay ağacı yağı; yaraları iyileştirme, dezenfekte etme, akne ve sivilceleri önleme, yok etme özellikleriyle cilt dostudur. Bir de güneşten meydana gelen cilt lekeleri içinde akşamları cilde çay ağacı yağı sürülmesi önerilir. Bu sayede lekelerde açılma gözlenecektir.Saçları korur, besler!Cilt dostu olan bir ürün, elbet ki saçları da korur, sağlamlaştırır ve besler. Çay ağacı yağı kafa derisine sürüldüğünde saç foliküllerinde oluşan tıkanıklıklarını açarak, saç köklerini besler. Bunun için birkaç damla çay ağacı yağını herhangi taşıyıcı bir yağ ile karışmasını sağlayarak saç derisi üstüne masaj yaparak uygulamak yeterlidir.Çay ağacı yağı kullanacak olanlara tavsiyelerÇay ağacı yağının pek çok faydası bilimsel olarak kanıtlanmıştır ve cilde uygulandığında bir çok insan için güvenli olarak kabul edilmektedir. Sadece bazı alerjik ciltlerde tahrişine ve şişmeye sebep olabilmektedir. Bu bakımdan ilk olarak cildin ufak bir kısmına uygulanmalı ve tesirleri izlenmelidir. Peşinden bir mesele görülmezse öteki alanlara daha geniş bir halde uygulanmasında sakınca yoktur.Akne olan bazı kişilerde çay ağacı yağının azca da olsa deride kuruluk, kaşıntı, batma, yanma ve kızarıklığa sebep olduğu gözlenmiştir.Gençlerde ve hemen hemen ergen olamamış bazı gençlerde lavanta yağı ve çay ağacı yağı içeren cilt ürünlerinin kullanılmasının bazı cilt sorunlara yol açmış olduğu görülmüştür. Bu bakımdan çay ağacı yağının daha ileri yaşlarda uygulanması daha doğru olabilir. Bundan dolayı daha çocukluktan tam olarak çıkamamış kişilerde çay ağacı yağı, hormon bozukluklarına sebep olabiliyor. Hatta nadiren de olsa anormal meme büyümesi olan jinekomasti denilen anormal meme büyümesi bile ortaya çıkabilmektedir.Çay ağacı yağının ağız kanalıyla alınması güvenli kabul edilmemektedir. Bu bakımdan eğer çok lüzumlu görülürse inceltilmek koşuluyla çok azca oranda alınabilmektedir. Bazı kişilerde çay ağacı yağının ağızdan alınması kafa karışıklığı, yürümede yetersizlik, kararsızlık, döküntü ve komaya sebep olduğu gözlenmiştir.Çay ağacı yağı eğer cilde uygulanırsa hamilelik ve emzirme dönemlerinde güvenlidir. Fakat öteki dönemlerde olduğu gibi bu dönemlerde de ağız kanalıyla alınması önerilmez.Eğer el tırnak mantarı için kullanılacaksa % 100 çay ağacı yağı çözeltisi altı ay süresince günde iki kez uygulanabilir.Ayak mantarı için kullanılacaksa% 25 ya da% 50 çay ağacı yağı içeren bir krem bir ay süresince günde iki kez uygulanabilir.Sivilce için kullanılacaksa% 5 çay ağacı yağı içeren jel günlük olarak uygulanabilir.Her hangi bir hastalığı olan ve tedavi gören kişiler doktora danışmadan çay ağacı yağı tüketmemeli ve kullanmamalıdır. Click to Post
0 notes
Text
Türkiye’de 200 den Fazla Erik Çeşidi Yetiştirildiğini Biliyor Muydunuz?

Erik, Türkiye'de Doğu Anadolunun yüksek mevkileri ve Güneydoğunun kurak alanları hariç her bölgede yetişir. Ülkemiz adeta erik vatanıdır. Meyveleri çok çeşitlidir. Boyut, renk, şekil ve tat bakımından birbirinden farklıdır. Değişik mevsimlerde olgunlaşmalarına nazaran çok değişik erik çeşitleri vardır. Dönemine nazaran erik tabir caizse yeşil, sarı, kırmızı ve mor renkli kostümleri ile pazar tezgahlarında bizlere göz kırpar. Aşıyla üretilen kültür erikleri de mevcuttur. Çekirdeği sert iken çekirdeği sarmalayan yenilen kısmı yumuşak ve de suludur. Gülgiller ailesinin Prunus cinsinin meyvesidir. Tüm dünyada 2.000’den fazla erik yetiştirilmektedir. Türkiye'de ise Can eriği, Mürdüm eriği, Tatlı üryani eriği ve Papaz eriği başta olmak suretiyle 200 çeşit erik üretilmektedir. Don, eriğin en büyük düşmanıdır. Sık don görülen yıllarda erik yetiştiriciliği ciddi darbe yer.
Erik Hangi Vitamin ve Mineralleri İçerir ?
Bir vitamin deposudur desek, azca bile demiş oluruz. Bilhassa taze erik, C vitamininin en çok bulunmuş olduğu meyvelerdendir. Yalnız bu mu? Doğal ki hayır. İçerdiği vitamin ve minerallerin en mühimleri: B vitaminiA vitaminiK vitaminiE vitaminiMagnezyum, potasyum, kalsiyum ve demir İçinde olduğumuz mevsimde tezgahları Mürdüm eriği ( mor erik) süslemektedir. Mürdüm Eriği Öteki eriklerden değişik olarak, yüksek lif içinde ne olduğu sebebiyle, mürdüm eriği, sindirim sisteminin tertipli çalışmasını sağlar.Kollesterolle mücadelede etkilidir. Damar ve kalp sağlığına katkı sağlar.İdrar söktürücüdür. Bu sayede vücuttaki toksinlerin atılmasına yardım eder.Kan basıncını düzenler, bu sayede tam bir kalp dostudur.Karaciğer ve böbrek yetmezliklerinde yenilecek ana gıdadır. Safra ve karaciğerin aşırı çalışmasını engeller.Tüm erikler gibi B vitamini deposudur. Bu özelliği ile, sinir sitemine yararları vardır.Yüksek lif oranı sebebi ile tokluk hissi verir. Ve bağırsak hareketlerini düzenler.Rejim icra eden kişilerin en büyük yardımcısıdır.100 gram erik günlük gıda lifi ihtiyacının ortalama %6’sını karşılar. Kabızlık problemleri yaşayanlar için tam bir sindirim sistemi düzenleyicisidir. Düşük glisemik indeksi sebebi ile tatlı bir meyve olmasına karşın Tip II diabet hastalarına tavsiye edilen bir meyvedir. Önceki haberMucizevi Meyve Üzüm ve Üzüm SuyuSonraki haberNiçin Dengeli Beslenmeliyiz ? Click to Post
0 notes