49K notes
·
View notes
1K notes
·
View notes
5 notes
·
View notes
“Bazı insanların geçmişi, ömürlerinin cezasıdır..”
228 notes
·
View notes
Durduramadığın acıya ayak uydurmak
2K notes
·
View notes
sen o radyoda çalan şarkısın değil mi?
öyle güzeldin ki,
duyduğumda nasıl duraksadığımı hatırlıyorum.
sen o nereden geldiğini bilmediğim şiir kitabındaki, altı çizili dizesin değil mi?
öyle acıydın ki,
okuduğumda nasıl yutkunamadığımı hatırlıyorum.
5K notes
·
View notes
ismini bir ülkeyi savunur gibi söylüyorum
1K notes
·
View notes
ben sana döneceğimi bilerek gittim. daha fazlasını söylemeye dilim varmıyor.
12K notes
·
View notes
Sanırım kitabın en güzel yeri; “ne kadar kusurum varsa bu gece masadaydı ve Leyla hepsiyle tek tek ilgilendi. yüz çevirmedi hiçbirine.”
1K notes
·
View notes
ben kendi mezarımda bir çiçeğim.“
6K notes
·
View notes
bakmayı bilen,kaktüse çiçek açtırıyor
12K notes
·
View notes
“Bir zamanlar her şey mümkünmüş gibi hissettiren insanın artık kırık camlar üzerinde yalınayak dolaşıyormuşsun hissi vermesi.”
737 notes
·
View notes
“Ağzını açsan anlatmaya çalışsan artık ne gerek var. Çığlık atsan atılmaz, otursan ağlasan ne fayda. İçsen bir güzel içilir ama çirkinleşilir de. Şunu yaz, bunu de, bir de şöyle düşün, olaya bir de bu yanından bak derken masa devrilir sana bir şey olmaz ama bana yazık olur. Bana hep yazık olur.”
1K notes
·
View notes
“dağılışımı mazur gör. yediğim ilk kurşunsun”
5K notes
·
View notes
“çok uzakmışsınız ama sana verdiği hissi bir an bile yanından ayırmamışsın.”
32K notes
·
View notes
“bak, dedi. pencere, penc ve re kelimelerinden oluşuyor. “penc”, şu tavladaki sayı, yani beş demek. “re” ise yol demektir. burayı, şu dört duvarı düşün. hangi tarafa gitsen yol yok, kapalı. pencere de bu dört duvarın arasında açılan beşinci yoldur, unutma.”
3K notes
·
View notes
beni bir kuyuya ittiğin bir, beni bir kuyuya çağırdığın iki, beni bir kuyu olup yuttuğun üç.
49 notes
·
View notes