singing-no-regrets

[singing-no-regrets]

I knew exactly what phrase in the piece must have stirred him the first time, and each time I played it. I was sending it to him as a little gift, because it was really dedicated to him, as a token of something very beautiful in me that would take no genius to figure out and that urged me to throw in an extended cadenza.  Just for him.

We were —and he must have recognized 

the signs long before I did—  flirting.

━ Elio, Call Me By Your Name.

[singing-no-regrets]

When someone calls the "good boy"

[singing-no-regrets]

Allah'ım yarattığın kuluna dön de bir bak istedim.

[singing-no-regrets]

[singing-no-regrets]

22.04.2017 

Happy ever after doesn’t mean forever.

[singing-no-regrets]

River & the Doctor Appreciation Day || Countdown Challenge:  #3. April 20th: The best flirting moment(s). 

Hush, Mummy and Daddy are busy.

[singing-no-regrets]

Translation: “I love you”. “Me too.”

[singing-no-regrets]

Rose Tyler/Bill Potts parallels

[singing-no-regrets]

Why do you put up with us, then?

[singing-no-regrets]

[singing-no-regrets]

1993- R.E.M Everybody Hurts

[singing-no-regrets]

[singing-no-regrets]

[singing-no-regrets]

they are toxic

[singing-no-regrets]

16

Yaptığım şeyler yüzünden pişman olmadım. Her zaman kötü de olsa iyi de olsa bir yolunu bulup kabullendim ve kendimle barıştım. Belki de yanlış yaptım. Şu an 16 yaşında olsam o okul tiyatro salonunda fırsatım varken seks yapardım mesela. Yanlış bir şey yapmamak için çok kontrol ettiğim benliğim yaşanmamışlıklarla doldu galiba, bu da beni küçük olduğum zamanlara geri gitme isteğine sürüklüyor. Çok derin, çok güçlü bir istek o ergenliği deli dolu yaşamayı istiyor ve günümdeki kişiden mutsuz olmama sebep oluyor. Bunu çok ilgi çekici bir his olarak görüyorum ve aynı zamanda çok şikayetçiyim bu durumdan. Çözümsüz. Yeniden liseye gidemem ki.... Aynı yerlerde bulunur muydum bilmiyorum ama şu andan çok farklı olmayacağımdan eminim. Bu duygu yüzünden mutsuzluk yaşıyorum ve mutsuzluk beni bunaltıyor. Bu kadar derinden hissettiğim şeylerin geçici olması ise en büyük umudum. Çünkü kendimi biliyorum, kaldıramam bu yükü.

[singing-no-regrets]

I only, I only, I only got eyes for you