siyahtakipembe - Tumblr blog

[siyahtakipembe]

“Hayatım büsbütün uçuruma yuvarlanan bir araba fakat ben radyoda çalan şarkının güzelliğine gülümsüyorum.”

[siyahtakipembe]

Çocukken içime kapanıktım. Diğer çocuklar ise neşeli konuşkandılar. Kendimi onlardan üstün hissediyordum. Ama beni kendilerinden aşağı görüyorlardı, böylece kıskançlaştım. Bütün dünyayı sevmeye hazırdım. Hiçbiri beni anlamadı. Ben de nefret etmeyi öğrendim.

[siyahtakipembe]

Değiştim sanki içimde bir şeyler öldü. İstesem de dönemem geriye.

[siyahtakipembe]

Benim seninle kavgam bitti, vazgeçtim.

[siyahtakipembe]

Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum.

[siyahtakipembe]

O çok sevdiğin şeyi kaybetmemek için gösterdiğin uğraş boşa çıkınca, elinin altındaki her şeyi devire devire yürümeye başlıyorsun.

[siyahtakipembe]

Bir fotoğraf bir insanı ne kadar yakabilirse o kadar yaktı.

[siyahtakipembe]

Onlara yapsan altından kalkamayacakları, hazmedemeyecekleri şeyleri onlar sana yapınca normal davranmanı bekliyorlar. Sınanmadığınız her konuda kendinizi mantıklı ve haklı zannedin bakalım siz.

[siyahtakipembe]

Hani çok ağır gelir de böyle yazsan kelime bulunmaz, anlatsan anlaşılmaz bir derdin olur ya anlatamadığından sessiz sessiz saatlerce oturursun, öyleyim şu an.

[siyahtakipembe]

Küçük bir mutluluk istiyorum. O kadar küçük olsun ki, istemesin kimse benden onu.

[siyahtakipembe]

Seni seviyorum bunu unutma. Sevmek kavuşmaya yetmiyor, bunu da.

[siyahtakipembe]

Birinden ya da bir şeyden soğuduğum zaman o kadar uzaklaşıyorum ki o konu hakkındaki her şey bana batmaya başlıyor.  Hafızamdan bile komple silmek istiyorum öyle bir soğumak.

[siyahtakipembe]

Hayattaki en ufak bir saçmalığa bile tahammül edememe hastalığına yakalandım.

[siyahtakipembe]

“Radyoda sevdiğim bir şarkıya denk gelir gibi karşıma çıkışını unutamıyorum.”

[siyahtakipembe]

bidaha ağlamamak için o gece çok ağladım

[siyahtakipembe]

“Tren yolunun kenarında sıralanmış rengarenk çiçekler olduğunu söylüyorlar. Fakat bizim vagonda pencere yok.”

[siyahtakipembe]

Nereye gitsem kendi kendime benim burada ne işim var diyorum, benim nerede ne işim var acaba bilsemde oraya gitsem.