sizenebayim

[sizenebayim]

Selamünaleyküm kardeşim şifa için yasin okuyabilir dua eder misiniz mümkünse?

Allah daimi kalıcı şifaya kavuştursun dua edeyim inşaallah 🕊️

[sizenebayim]

Selamun aleyküm kardeşim ben evlilik çağında hatta belkide yaşı biraz geçmiş bir kız kardeşinim. Babamdan kaynaklı ailevi sorunlar yaşadım hala da devam ediyor. Baba sevgisi olmadan büyüdüm, evlilik için korkuyorum gelen taliplerle görüşmek istemiyorum olurda bu sevgisizlik bana yanlış kararlar verdirirse diye erteliyorum ya da bu konuda da yüzüm gülmezse diye çok endişelerim var. Bu konu da bana tavsiyelerin ne olur? Rabbim Razi olsun iki dünyanı da güzel ve afiyetli eylesin 🩷🌸

Ve aleykümselam ✨

Estağfirullah kardeşim öncelikle yaşı geçmiş etiketini bir kaldıralım her nasibin bir vakti vardır. Ki evlilikte belirli bir vakte sığdırılmış bir şey değildir. Nice evlenmek isteyenler var ki bir türlü nasip olmuyor yahut evlenmek istemeyen biri de hemencecik evlenebiliyor. Çünkü nasibe tayin edilen bir vakit mevcuttur. O yüzden kula düşen bu nasip için çaba ve gayret göstermek, kavli ve fiili dualar etmektir. O yüzden öncelikle reddetmek yerine size uygun kriterdeki talipleri değerlendirmenizi öneririm belki içlerinden birinde hayırlar saklıdır.

Kendinize dair farkındalığınız var, yaşadıklarınızdan ötürü size yön verebilecek kusurlu düşüncelerinizin farkındasınız, olabildiğince bunların size kattığı ön yargılardan uzak durmaya çalışın lütfen. Bazen insan olumsuzu düşünerek,anarak,bekleyerek de hayatına çekiyor. Evvela güzel düşünelim. Böylesi olmamış endişeler de vesvese hükmündedir kalbinizi yormayın bunlarla. Sünnet olarak, Allah’ın rızasını kazanmak maksatlı evliliği alın niyetinize. Siz niyetinizi güzel tutun, güzel niyetler güzel amellerin de başlangıcıdır, sonra bakarsınız niyetinize mukabil bir niyetliyle yollarınız denk düşürülür.

Şimdi bir de evlilik sosyal medyanın da etkisiyle sanırım gelinlikler renkli toplantılar, partiler, ev dizmeler, tatiller, alışverişler vs sonsuz mutluluklu, tamamen pırıltılı, büyülü bir şeymiş gibi algılanıyor bu kısma özeniliyor halbuki evlilik bu kısmı kapsamıyor bile sonraki kısmı hiç düşünmüyor insanlar o yüzden evlenince bocalıyorlar. Mehmet Ildırar’ın evlilikle alakalı kitabında çok sevdiğim ve çokça da andığım bir sözü vardır diyordu ki “Evliliğe para biriktirip çeyiz düzmekle hazırlık yapılmaz. Evlenecek kimsenin yapması gereken ilk iş kalbi manevi hastalıklardan temizlemek olmalıdır.”

O kadar yerinde, o kadar güzel bir tavsiyeki çağın kusurlu evliliklerine şifa olacak cinsten. Çünkü benliğin,kibrin, bencilliğin, gösterişin, egoların, feminizm yansımalarının, eşitlik yaygaralarının koparıldığı bi çağdayız. Evliliğe dıştan gelebilecek fitne öyle çok ki içten de egolar benlikler çıkıyor meydana güreşecek koca oğlan gibi. ortak bi uyum yakalama çabasına bile girmiyor artık insanlar. O yüzden bu nefsi terbiye işi, ben ben demeyi kenara bırakma, yeri geldiğinde alttan alma, fedakarlık gösterebilme, karşındaki ateşken su olabilme, daim suları dengeye kavuşturabilmek için çabalama, yeri gelip bir kusuru örtüp elbise olma, yahut sivri köşelerimizin törpülendiği, problem çözme becerileri vs, gibi türlü haller gerektiriyor. O yüzden böylesi özellikleri güçlü olanların evliliklerinin de daha kaliteli olduğunu düşünüyorum. Evlilik her detayıyla bir ibadet, eşler aralarındaki her sorunda şeytana fırsat verdiklerinin farkında olurlarsa problemler uzatılmadan çözülür. El ele tutuşmanın günahlardan arındırdığı ve muhabbetin evin bereketini artırdığı vs gibi şeyler de bilinirse işte o zaman güzel hasletlerde katlanarak büyür. Evlilik rızayı aradığımız yollardan bir yoldur. Dünyadaki her şey gibi evlilik de daim mutluluk hali beklenmemesi gereken bir şeydir.Yani evlilikte de imtihanlar olabilir olur da burası dünya ve bunlar normal şeyler. Ama elbet birbirini kırmayan tamamen mutlu çiftler de var ama Allah onlara da başka imtihanlar verir, o yüzden sıkıntı ve zorlukları da şimdiden kendinize dert etmeyin. her vaktin kendine ait bir sabrı vs vardır şimdiden tüketilmemelidir :)

Ve en önemlisi duaya sarılmanız. Biz hayır görünenin ardındaki şerri bilemeyiz ama Rabbimiz her şeyden haberdar olan Habir’dir. O’ndan isteyin, dilediğiniz ne varsa.

Hz Ebubekir efendimizin kızı şöyle dua edermiş ve Allah da ona duasının karşılığını vermiş. “Ya Rabbi, sana ibadet edecek ve benim üzerime sevgi yağdıracak bir eş istiyorum” diye dua ederdi. Allah da ona cennetle müjdelenmiş Talha b. Ubeydullah'ı eş olarak nasip etti.

Furkan 74 ve İbrahim 40 ezberletin her namazdan sonra böyle dua edin ve eşinizin ahlakının güzelleşmesi ve güzel bir aile hayatı için de her gün bir tane cuma suresi okumanızı tavsiye ederim. Ben bunların bereketini fazlasıyla gördüm, görüyorum 🫶🏻

Onun dışında Nevzat Tarhanın evlilikle alakalı sohbetleri var onları dinleyebilirsiniz dediği gibi evlenmeden önce kişiyi tanımak hususunda gözümüzü dört açın evlendikten sonra artık yarısını kapayın kusurlar için.

Yine belki değerlendirirken ve tanıma aşamasında şurdaki ve şurdaki başlıklarına dikkat edebilirsiniz, yine sayfada benzer gönderiler mevcut bakıp incelersiniz. Çok uzun oldu şimdilik bu kadar olsun, Allah gönlünüze göre hayırla iki cihan saadeti nasip etsin 🤍🕊️

[sizenebayim]

“Niyet; kalbe istikameti çizer”.

/Abdulkadir Geylani Ks.

[sizenebayim]

Hz. Âişe (r.anha) söyle diyor:

“Resûlullah ﷺ kapımın önünden geçtiği zaman mutlaka gönlümü hoş eden bir söz söylerdi."

(Ibn Sa'd, II, 205)

[sizenebayim]

Selamünaleyküm, cevabı bulup paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun. Dua eder çok dua beklerim. Hayırlar çıkarsın önünüze. En kudret sahibi,en rahmet sahibi, en güzel olan Rabbimize emanet olun.

Ve aleykümselam ✨

Estağfirullah asıl ilginiz için ben teşekkür ederim. Dularınızı misliyle yaşayın 🫶🏻

[sizenebayim]

Peki neden hepimizin sınanması gerekiyor? Elmaya kanan ademle havvanın torunları olan bizler yüceolan tarafından yetiştirilseydik her şey daha iyi olmaz mıydı Neden sınanıyoruz? Cennetikazanmak için mi? Hayır bu sınavı geçersek alacağamz ödül. Benim sorum önümüzde neden sınavkağıdı var Bizim önümüze sınav kağıdı koyulmadan önce bir kısmımızın chenneme gideceğini biliyordu. Bize aklı verenin onun kararların sorgulacağımızı biliyor olmalı Peki neden ademle havanın hatasındandolayı bizlerburadayız

Selâmümaleyküm 🕊

İlk soru; Neden hepimizin sınanması gerekiyor?

Son soru; Neden Ademle havvanın hatasından dolayı biz buradayız?

Bu iki soru birbiriyle çelişiyor. Şöyle ki; Eğer bizler onların hatasının cezasını çekiyor olsaydık, hepimizin tek tek ayrıca sınanmasına gerek kalmazdı, topluca yargılanırdık, hepimize ortak değer biçilirdi. Eğer hepimiz tek tek imtihan ediliyorsak da dolayısıyla biz kimsenin hatasının karşılığını çekmiyoruz, hepimiz bir suçtan yargılanmıyor, hepimize ortak değer biçilmiyor, demektir. Bilakis kendimize özel imtihanlarla kendi amellerimizi işliyoruz. Ayette de buyrulduğu gibi "Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız" Yani herkesin ameli de imtihanı da karşılığında alacağı da kendine..

Üstelik Adem peygamberin zellesi cennetten dünyaya gelişlerine yalnızca bir sebep. Çünkü işin bir de kader boyutu var. Ayette daha Hz. Adem (as) yaratılmadan Allah Teala "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım." buyuruyor.  "Cennette yaratacağım." demiyor. Yani insan zaten yeryüzünde yaşamak için yaratılmıştır. Ebu'l-Hasen-i Şâzelî, Hz. Âdem (as)'in zellesi hakkında şöyle diyor;

"Ne hikmetli bir günah ki, kıyamete kadar gelecek insanlara tövbenin meşru kılınmasına sebep olmuştur." Ve daha nice hikmetler vardır da biz bilmeyiz.

Şimdi de şurdan devam edelim, seninle taa Kâlû Belâya kadar gidelim. Gelmiş ve gelecek bütün insanların ruhları, ruhlar âleminde toplanmıştı. Ve Allah, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim" diye sormuştu. Ruhlar da "evet sen bizim Rabbimizsin" , ancak sana ibâdet eder, senden yardım dileriz" demişlerdi. İşte bizler bu sözde ne kadar samimiydik, ne kadar doğruyu söyledik. Allah ayette "Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56) buyuruyor. Sınanıp gerçekten hak için söyleyenler ile söylemeyenlerin, ibadet edenle etmeyenin, ayrışması, için de imtihan yeri olan bu dünyaya geldik. Yani hak ile batılın ayrışması için. Şimdi de görüyoruz zaten hak ile batıl birbirinden o kadar başka ki.. Bir başka ayette de buyruluyor ki; "O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı."

Amellerimiz de imtihanlarla ölçülüyor, imtihan için Bediüzzaman hazretlerinin bir sözü vardı; "Defalarca eleklerden eleneceksiniz, altın mısınız, bakır mısınız ?” diye. Çünkü biliyoruz ki bir altının ne kadar saf altın olduğunun açığa çıkması için yüksek ateşe tutulması gerekir, tıpkı bunun gibi hakiki manâda gerçek iman sahipleri de derece derece artan imtihanlara tabi olur. Taki Ebubekir safıyla, Ebucehil safı birbirinden ayrışsın. Musalarla Firavunlar birbirinden beri olsun.

Elbette Allah kimin cennete gideceğini kimin cehenneme gideceğini sonsuz ilmiyle biliyor. Lakin biz biliyor muyuz ? Girmediğin sınavdan sıfır alsan kabul eder misin, peki ya göz göre göre çalışmayıp da girdiğin sınavdan sıfır almanı ? İlkine itiraz edersin sınanmadığın için ama ikincisin de bu benim amelimin çalışmamamın karşılığı dersin. Şüphesiz ki Allah adildir.

Rabbimiz kitabında zaten bize sürekli akletmez misiniz, düşünmez misiniz diye buyuruyor. Bizlerden düşünen hakkı arayan, tefekkür eden, tevekkül eden kullar olmamızı bekliyor. Çünkü araştırsak hakikatte Allah'ın düzeninde en ufak bir gedik dahi bulamayız, Rabbimiz tüm kusurlardan beridir. Ona lâyık kul olmak nasip olsun bizlere de.

Çok derin derin açıklanabilecek sorular lakin burda en yüzeysel ve kısa bu şekilde yanıltabiliyorum hakkını helal et, inşaallah aradıklarına hayırla ulaşırsın 💫

[sizenebayim]

Hiç tanımadığım ve beni tanımayacak birine saatlerce içimi dökesim var. Sadece dinlesin ve yargılamasın istiyorum. Belki hak versin. Belki yanlış yapmışsın desin. Ama üzmesin, kırmasın... Ağlayarak anlatayım, ama üzülmesin, acımasın... Rahatlamak istiyorum, insan olmak... kendimden çok yoruldum...

İnsan olmak..

Aslında tam olarak mesele bu biliyor musun. Ruhu pişirmek, asliyetine kavuşturmak, onu boyunduruktan kurtarmak.. İnsan makamına, kemalâta giden yol tam da buralardan geçiyor. Kallbimize gelip içimizi yakan bu dertler, sıkıntılar, çaresizlikler, bu düşmeler hepsi de o ateşi harlayan odunlardır. Ateş harlansın ki ruh pişsin değil mi. İnsan bazen bast genişlik ferahlık vaktindedir, bazense kabz sıkılma ve sıkışma. Bu hep böyle deveran eder durur biri gelir biri gider. İşte tam da böyle zamanlarda ruh pişerken, kaynamaya başlayan tencerenin taşmaması için kapağının aralanması gibi.. Birazcık aralanmak, nefeslenmek gerekir. İşte bu nefeslenme kısımları çok mühim. O esnalarda taşmamak, taşıp isyana kapılmamak. Belki ağlamak, belki tövbe etmek..ama hep de Rabbin kapısını çalmak. Aslında aradığın kapı tam da Rahmanın kapısı. O kapıda senin için af vardır, merhamet, rahmet ve karşılıksız rızık vardır. Sen o kapıda aracısız bir şekilde Rabbinle konuşursun, üstelik sen anlatmadan seni bilen Rabbinle. Sen o kapıda biriciksin, her şeyinle özelsin alıp verdiğin nefes her an yaratılmakta,..Oynayan elin kolun, bakan gözün duyan kulağın her an yeniden yaratılıp gerekli rızıkları verilmekte, kalblerin rızıkı da böyle. Üstelik o kapıda ayağına değen dikenden, gönlüne uğrayan dert tasa ve kederden dolayıı hataların silinmekte, merteben yükseltilmekte. Üstelik bence pişmanlıktan bahseden bir insan yargılamaktan ziyade müjdenmelidir. Çünkü elindeki pişmanlık, ucu feraha açılan tövbe kapısının anahtarıdır..

Ve yine Rahmanın isteklerindendir. Hadiste, farz ibadetlerden sonra Allah’ın en çok sevdiği amel mü'min kardeşinin kalbine sevinç koymaktır buyrulur, mümin kardeşinin sıkıntısını giderene müjde vardır. Sıkıntını giderip, gönlüne sevinç bırakabilir miyim bilmiyorum ama feraha ermen için dua ederim. Elbet dinlemek için de buradayım kardeşim. Ve son olarak kıyıya vurmadıkça balıklar suyun farkında değillerdir demişler. Bu kıyıya vuruşlar suyu farkedelim, bilelim diye unutma..💫

[sizenebayim]

Çok üzgünüm..

Üzgünlükler, hüzünler, incinmişlikler de nimetten a canım. Zaman zaman farkederim ki ne zaman büyük bi üzgünlüğe düşsem o üzgünlüğün beni Allah'a biraz daha yaklaştıran, dile daha candan sözler düşüren, gözden inciler dizdirip kalbi safileştiren bir hâl olduğunu farkederim. Sence de öyle diil mi. Hatta üzgünlüklerim geçtiğinde o halden zevk duyduğumu aslında perde ardından ruhun doyrulduğunu farkederim. O vakitteki ibadetlerin bile lezzeti bi değişir, insanın kalbi titrer de durur, geceleri yataktan kaldırır hüznü, yemek dahi yedirtmez. Şöyle düşün hani biz mikropları kırılsın, içindeki zararlı mikroorganizmalar ölsün deyu bazı şeyleri ocakta kaynatırız. Hani aynı şey vücudumuzda da olur, bir mikrop girdiğinde vücudumuz tepki olarak koruma olarak ateşlenir de ısıyı yükselterek o mikrobu öldürmeye çalışır. Bu bakımdan ateş savunmadır. Ben bu üzüntülere de kalbin ateşlenmesi olarak bakıyorum, kalp ateşleniyor ki kalbe karışan masiva mikropları ölsün, ateş geçince bünye sağlığına erişsin. Yani bize uğrayan bu üzüntüleri ambalaj olarak beğenmesek de aslen içinden bize kalacak olan şey hayırlar saklar. Kalbimizi pişirir, güçlendirir, direncini arttırır.

Şunu da unutma ki Allah kulunu zayi etmez. Sen yalnızca niyetini sağlam tut. O'na güven. O ki şu hüzün sebebiyle seni günahından azad eden, canın yansa bu yanışla günahını silecek kadar seni düşünen ve sana merhamet eden bir Rab. Halini bilen, seni gören, dinleyen.

Hem buyurmadı mı güller güzeli aleyhisselam efendimiz; Sıkıntıya düşen beni hatırlasın, diye. O'nu hatırla. Halinden haline pay biç. Salavatlarla. . 🌹

[sizenebayim]

Selamünaleyküm hayırlı bayramlar şimdiden. Duâ eder bir sıkıntımın geçmesi için sizden dua beklerim kardeşim bu gece. Bir de çok önceleri hz Adem as yüzünden mi dünyadayız diyen bir anonime çok güzel cevap vermiştiniz ,lütfen silmediyseniz paylaşabilir misiniz. Allahﷻa emanet olun, Rabbim afiyet versin cemali ile şereflendirsin ahirette sizleri de bizi de Amin .

Ve aleykümselam ✨

Allah sıkıntılarınızın ecrini misli misli versin, verir de muhakkak. Bir hadiste yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar Müslümanın başına gelen her şeyi Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar, buyruluyordu. Ne mutlu size, ne kârlı iştir sonsuz ahirete kalmadan, iki günlük şu dünyada kusurlardan arındırılmak ✨ Sıkıntınızdan şikayet etmeyin aksine hoşça karşılayın, her sıkıntının insana anlattığı bir şey verdiği bir öğüt vardır onu tefekkür edin, kavrayın. Muhakkak sıkıntılar Rabbimizi anmaya daha çok vesile olur sıkıntının zorluğun içinde saklı olan kolaylıkları da farkedin. Sıkıntınızın giderilmesi için bolca tövbeyi istiğfar çekin. Rabbim sizi razı olduğu hallerle süslesin, imtihanınızı kolaylaştırsın şükrünüzü artırsın.

Kıymetli dualarınız için de binler amin ✨

Çok eskiden yanıtladığım bir soruydu nasıl hatırladınız öyle, bloga bakıyım bulabilirsem rb yapıyım inşaallah :)

[sizenebayim]

"Kadınların en hayırlısı; hoş kokulu olan, güzel yemek yapan, harcamada ve tutumlu olmada ölçülü olandır. İşte böyle bir kadın, Allah'ın görevlendirdiği kullarındandır. Allah'ın hizmetinde olan ise asla mahrum bırakılmaz."

/Hz. Ali(ks) - Behcetül-Mecalis

[sizenebayim]

"Her şey insanın içinde oluyor, dışında değil.”

/İçebakış Fragmanları

[sizenebayim]

“Çocuk, gece boyu kaç defa üzerindeki yorganı açtığını ve annesinin onun üzerini kaç defa örttüğünü bilmez. Bizler de Allah'ın rahmeti ile kusurlarımızı ne kadar örttüğünü, bizi ne kadar koruduğunu tam anlamıyla bu dünyada asla bilemeyiz. Teslimiyet ve şükür her daim O'nadır.”

[sizenebayim]

Selamun aleyküm kardeşim. Ben 27 yaşında feraceli bir kardeşinim. Elhamdulillah Medreseye ilim öğrenmek için 2-3 saat gidiyorum. Oradakilerin çoğu çarşafı şerif giyiyor. Ama ailemde ve sülale de hiç carsaf giyen yok. Bazen içime carsaf giyme fikri geliyor sonra erteliyorum. Anlayacağın nefsimle bir savaş içindeyim. Kurs ablalarım çok çabalıyor giymem için. Ama ben ya nefsime zor gelirde giyip cikarirsam ya da evlilik zamanı haliyle kına nikah çarşaflı olunca daha bi hassas dikkatli olmak gerekiyor. Ya yapamazsam zor gelirse diyorum. Bunları düşündüren biliyorum ki nefis ve şeytan. Bana diyecegin birkaç kelamın olursa okumak isterim. Rabbim hepimize razı olacağı kulluğu yaşatsın razı olacağı hale getirsin inşallah. 🤲🏻🌹

Ve aleykümselam 🕊️

Bayılıyorum, bayılıyorum, bayılıyorum 🫠 böylesi kardeşlerimin hallerine, dertlerine, çabalarına. Rabbim sizi sevsin, sevdiği halleri size kolaylaştırsın, amellerinizi de niyetleriniz gibi böylesi sahih ve salih kılsın. Siz bu çağın rahmet vesilelerisiniz, çok heycanlanıyorum bu hallere, bu çabalara. Bunca kötülüğün, çirkinliğin, ipsizliğin arasındaki bu parıltıya.

Elbette çevre önemli, medrese ortamı gibi böylesi bi çevreye sahip olmak da büyük nasip. Böyle bir niyetiniz varsa en azından bir çarşafı şerif alın ve ilk etapta yalnızca medreseye gittiğiniz zamanlar giyin bir deneyin. Sonra çarşıya çıkarken giyersiniz, sonra arkadaşlarınızın yanına derken bakarsınız o içsel endişeler yok oluverir. Hani kırk çöpü bir anda tutup kırmak zordur ama parça parça kırınca bakarsınız zor kolay olmuş kırılmış bitmiştir o hesap. Böyle böyle yavaş yavaş çevrenizde alışır, korktuğunuz o tepkisel şok hali de kaybolur. Nihah kına vs zaten hep kadınlar arasında olunca bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.

Nefs ve şeytanın zaten farkında ve bilincindesin ama bir amel nefse ne kadar ağır geliyorsa mükafatı ve ecri de öylece büyüktür. Giyemeseniz de en kötü ne olur yine feraceli olursunuz. Tesettürden maksat dikkat çekmemek ve iç göstermeyecek şekilde kalın, hatları belli etmeyecek şekilde bol giyinmektir. Çarşafı şerif ise tesettürün tam takva halidir. Ve kalbinize düşmüşse bu çaba ve gayrete değer. En azından denenmeye ✨

[sizenebayim]

Münâsebet kuracağımız insanların ruhumuza mı yoksa nefsimize mi hitâb ettiğine bakmalıyız önce.

/Osman Nuri Topbaş

[sizenebayim]

Kusurlu da olsa mü'min kardeşimizi seveceğiz. Çünkü mü'min olması çok büyük bir kıymet ifâde ediyor, kusûru yanında küçük kalıyor.

/21. Yüzyılda Kulluk Sanatı, Mahmud Esad Coşan

[sizenebayim]

“Dünya kerahati yaşıyor, gün batmak üzere evladım.”

/Osman Nuri Topbaş

[sizenebayim]

Dünya tatlı, göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah onu sizin kullanımınıza verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyaya aldanmaktan sakının.

/Müslim, Zikir, 99