Tumgik
#21yıl
gokselbasol · 4 years
Video
instagram
#17081999 #17ağustos1999 #17ağustosdepremi #unutmadık #sakarya #izmit #gölcük #düzce #deprem #21yıl https://www.instagram.com/p/CD9slG3hxzmSW0sqcwQQPWRgry9iMxkOkQOhU80/?igshid=rvt9hzd97qht
0 notes
cumartesianneleri · 8 years
Text
Cumartesi Anneleri 583.Hafta
Kayıplarımız nerede? Rozerin nerede?
Galatasaray'da oturmaya başlamamızın 21. yılını dün geride bıraktık
Yüzlerce insanın gözaltında kaybedildiği 90'ların karanlığında, kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak tüm yasal yolları denememize  rağmen sonuç alamıyorduk.
Yargı kurumları, medya, akademi, ordu, emniyet  ve siyasi iktidarların işbirliği ile gözaltında kayıplar gerçeğinin üstü örtülüyordu.
Gücünü inkar  ve zulüm aracı haline getirmiş  iktidara karşı, yaşam hakkını, hakikati ve adaleti savunmak için, 27 Mayıs 1995 tarihinde saat 12:00 de Galatasaray'a çıkarak  kamuoyunda Cumartesi Anneleri olarak bilinen sessiz direnişi başlattık.
Hakikatin  tüm boyutlarıyla  açığa çıkarılması için yürüttüğümüz mücadele yaygın ve sistematik bir biçimde uygulanan gözaltında kaybetme politikasının önünde set oldu. Sesimiz yalnız Türkiye'de değil, dünyada da yankı buldu.
Ama geçen 21 yılda  kayıpların akıbetlerini açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak  yargısal ve siyasal irade gösterilmedi. 21 yıldır "bu ülkede yargı yok, hukuk yok, adalet yok" feryadımız aynı yakıcılıkta devam etti.
Geçen 21 yılda Türkiye’de yargının yurttaşı değil, devlet kurumlarını kollama pratiği devam etti. Bu pratik, sadece yargıda değil,  siyasette, medyada, akademi dünyasında da egemenliğini sürdürdü. Geçen 21 yılda AİHM'de mahkûmiyetle sonuçlanan kayıp davaları, iç hukukta takipsizlik kararlarıyla yargıya taşınamadı. Yargıya taşıyabilen az sayıda kayıp davası beraatla sonuçlandı.
Geçen 21 yılda gözaltına alındığı inkâr edilen çok sayıda kaybın kemiklerine toplu mezarlarda, ölüm kuyularında ulaştık. Ama onları kaybedenler cezasızlık zırhıyla korunmaya devam etti. 
Geçen 21 yılda en temel görevi insan haklarını korumak olan devlet, uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmedi.  Varoluş nedeni yurttaşa yönelmiş her türden şiddeti bertaraf etmek olan devletin yarattığı şiddet ortamında, bugün Sur'da, Cizre'de anneler yıkıntılar altında çocuklarından bir parça arıyor. O annelerden biri olan  Fahriye Çukur, 8 Ocak 2016 tarihinden beri lise öğrencisi kızı  Rozerin'i arıyor. Rozerin, Sur'da üzerinde okul forması, elinde kitaplarıyla vurularak öldürüldü ve bedeni ailesine teslim edilmedi.
Türkiye mezarsız ölüler, mezarsız anneler ülkesi olmaya devam etti.
21 yıldır Galatasaray'dan söyledik, söylemeye devam edeceğiz; Türkiye, zorla kaybetmeler konusunda geçmişle yüzleşmeyi yaşamalıdır. Yasayla hakikatleri araştıracak, geniş yetkilerle donatılmış bir komisyon kurulmalıdır. Türkiye, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına dair Uluslararası Sözleşme’nin tarafı olmalıdır.
Ceza kanununda zorla kaybetmeyi yasaklayan ve bu suçu bir insanlık suçu olarak niteleyen hükme yer vermeli, zorla kaybetme bakımından zamanaşımının işlemeyeceği garanti altına alınmalıdır. Savcılar resen harekete geçmeli ve kayıp vak'alarının yaşandığı dönemlerdeki emniyet ve jandarma birimlerinin sorumlularını tespit etmelidir.
Soruşturma ve kovuşturma makamları kamu görevlilerinin karıştığı suçlarda cezasızlık politikasından vazgeçmelidir. Bunların gerçekleşebilmesi için hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, hakkaniyete ve adalete dayanan bir siyasal sisteme ihtiyacımız var. Bağımsız, tarafsız, evrensel yargı ilkelerini esas alan hukuk sistemine ihtiyacımız var.
Halkın iradesinin parlamentoya adil bir biçimde yansımasına  ihtiyacımız var. Bilginin, düşüncenin, hakikatin  özgürce dolaştığı koşullarda kamuoyunun oluşmasına ihtiyacımız var. Devleti yönetenlerin "Kayıplarımız nerede? Rozerin nerede?" sorumuzu cevaplamasına ihtiyacımız var. 
Çatışmaların son bulmasına, silahların susmasına, konuşmaya, müzakereye, barışa ihtiyacımız var. Biliyoruz; tüm bunlar gerçekleşmeden yaşam hakkı saldırı altında olmaya, kayıpların akıbeti karanlıkta kalmaya, kaybedenler cezasızlık zırhıyla korunmaya, bu topraklar tüm evlatları için cehennem olmaya devam edecek.
21 yıllık arayışımız,
21 yıllık bekleyişimiz,
21 yıllık inadımız,
21 yıllık mücadelemiz  bu yüzden.
Hak ve özgürlüklerimize, insanlık onuruna, barışa sahip çıkmaktaki ısrarımız bu yüzden.
Unutmamamız, vazgeçmememiz bu yüzden.
 İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
0 notes
umutsuzbirsair · 10 years
Audio
Yeni bir parça ile baş başa bırakıyorum sizi; Sen Söyle Ben Sayarım Keyifli dinlemeler ... Bir şansım olsa dönebilsem geriye yine seni seçerdim uyumanı izlerdim Bir film seçer sonuna gelmeden içimiz birbirimiz için sarhoş olurken Bitmez dediğimiz bu romanın son cümlesiyiz Bu yıl uslu dur yine sana gelirim bilirim Geriye say 3 2 1 bak ne haldeyiz ikimiz Şimdi bir yıl dolusu rüyayla gidiyorum seni uyandırmadan Bir kış günü içimiz üşürken ellerimizle bu dünyayı ısıtırken Gözlerinin içine dalmışken Yeni yıl bile seni bana vermezken Gerçekleri karlarla örterken Bu yıl uslu dur yine sana gelirim bilirim Geriye say 3 2 1 bak ne haldeyiz ikimiz Şimdi bir yıl dolusu rüyayla gidiyorum seni uyandırmadan Sen söyle yeni yıl gibi biter mi aşkımız Geri sayım gibi siner mi içimize siner miydi kokun Yıllar bitse gitmez bitmez gözümün önünde Alınmış en güzel hediye yaşanmış en güzel aşk söz/müzik: ben deniz Tunç Kuzay Resim: Doğa Karipçin
33 notes · View notes