Tumgik
#Anadolu mitolojisi
ipsalla · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kaf Dağı 🏔
14 notes · View notes
notmekani · 4 years
Text
Prof.Dr. Pertev Naili Boratav - Türk Mitolojisi & Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi PDF indir
Prof.Dr. Pertev Naili Boratav – Türk Mitolojisi & Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi PDF indir
Tumblr media
Türk Mitolojisi & Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi isimli ve Yazarı Prof.Dr. Pertev Naili Boratav olan kitabın pdf dosyasını paylaşma amacımız kitabın tanıtımını yapmaktır. Kitabın tanıtım halini buradan kontrol ederek kesinlikle orjinalini alıp daha iyi bir sonuca varmış olursunuz. Kitap olarak çözmenin PDF olarak çözmekten daha verimli olduğu tespit…
View On WordPress
0 notes
mantikutayr · 3 years
Photo
Tumblr media
instagram’da (androidbellek) ‘’başlangıç kitapları’’ önerileri paylaştığım bir seri var, daha önce burada paylaştığım kitaplar olduğu için burada paylaşmadım ama yunan mitolojisi üzerine birden fazla kitap önerisi olunca burada da paylaşmak istedim. 
bu kitaplara bir de argonautika’yı eklemek lazım. (homeros'un ilyada ve odysseia destanlarından sonraki en bilindik ve sevileni "altın post ve argonotlar" efsanesinin anlatıldığı destan.)
klasik yunan mitolojisi bilmeden okunacak eserler değil, yunan mitolojisini -burada antik sümer’in, mısır’ın, babil’in.. tanrılarını bulabilirsiniz. -  diğer uygarlıkların mitolojilerinden ayıran bence tek önemli nokta theoriaya yükseliş aşamasındaki ‘‘mitos’‘ olmasıdır.
filomitostan filosophosa.
bilginin pratik bir kaygı içinde olmadan, bizatihi kendisi için istenmiş olması, yani ‘’yunan mucizesi’’nden önce batı edebiyatının ilk büyük eserleri kabul edilen ilyada ve odysseia destanlarının yazarı (veya derleyicisi) olan homeros ve yunan didaktik şiirinin babası hesiodos’a kulak verelim.
ilyada - homeros
troya savaşının belli bir kısmının anlatıldığı bu destan, tek bir kadının (helen) aşkı uğruna gerçekleşiyor. helen'e sahip olabilmek adına, tarafların giriştiği kanlı bir mücade.
akhalar - troyalilar mücadelesi, grek - anadolu mücadelesi, batı - doğu mücadelesi..
odysseia - homeros
bu destan ise odysseus'u ve onun truva'nın düşmesinden sonra evine yaptığı dönüş yolculuğunu konu edinmiştir.
bu kimin, neyin konusu?
odysseus polyphemus’u kör etmeden önce ona adının “kimse” olduğunu söyler.
theogonia / işler ve günler - hesiodos
theogonia,  evrenin oluşumu, tanrıların doğuşu, titanlar savaşı, prometheus ateşi neden çaldığı gibi konuları ele alınırken;  işler ve günler, hesiodos'un kardeşi perses'e adalet, doğruluk, erdem gibi kavramlar üzerinden verdiği öğütlerle  tanrılara karşı sorumlulukları ele alıyor.
birkaç kelimeyle anlatmaya çalıştığım bu destanları ya da farklı uygarlıkların destanlarını okuyabilmek için o uygarlığın mitolojik dilini* bilmek gerekiyor, bu sebeple ‘’klasik yunan mitolojisi bilmeden okunacak eserler değil.’’ dedim.  odysseia’nın evine dönüşü sembolik, odysseia bu yüzden adının “kimse” olduğunu söylüyor.
bu eserler tevil edilmeli, tıpkı kutsal* kitaplar gibi ya da zevk edilebilir.
(tasavvufta zevk terimi, burhan ve kesb ile yahut inanma ve taklit suretiyle elde edilen bilgilerin dışında sâlikin ahlâkî ve mânevî arınma sonucunda keşif ve ilham yoluyla kalbinde bulduğu, mânalarını tattığı, ancak anlatmaktan, nitelemekten âciz kaldığı bilgileri ifade eder. (dâvûd-i kayserî, II, 15).)
5 notes · View notes
kulti-gin · 5 years
Text
Tumblr media
Türk; Yavuz Sultan Selim'e göre, eşek idi…
Türk; Koçi Beye göre, mezhepsiz ecnebiydi…
Türk; Hoca Saadettin Efendi'ye göre, leşti, hilebazdı, aşağılıktı…
Türk; Naima'ya göre, azgındı, çirkindi, kabaydı, cahildi…
Türk; Nef-i'ye göre, Allah'ın irfan pınarını yasakladığıydı…
Türk; Baki'ye göre, kabaydı…
Türk; Hafız Çelebi'ye göre, baban bile olsa öldürülmesi gerekendi…
Türk; Sadrazam Kuyucu Murat'a göre, başı vurulması gerekendi…
Türk; Aksaraylı Kerimettin Mahmut'a göre, hunhar köpekti. Me'lundu…
Türk; Merzifonlu Seyyit Abdurrahman Eşref'e göre, eşsiz bir gaddardı…
Türk; Gelibolulu Mustafa Ali'ye göre, pasaklıydı, çirkindi…
Türk; Taşlıcalı Yahya'ya göre, soyu kuruyasıca idi…
Türk; Büyükelçi Moralı Çuhadır Ahmet'e göre, hayvandan farkı olmayandı…
Türk; Tokatlı Nuri'ye göre, şehir dili bilmez hayvandı…
Türk; Şeyhülislam Mustafa Sabri'ye göre, tiksinti duyulandı…
Türk; Vahdettin'e göre, dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, cahiller sürüsüydü…
Siniriniz bozulmasın devam etmeyeyim!
Osmanlı…
– Ermenilere, “Millet-i Sadıka”…
– Araplara, “Kavm-i Necip”..
– Rumlara, “Romalı” anlamına gelen “Romeos” derken Türkler'i böyle aşağıladı.
Peki, Türk kendini nasıl görüyordu?
TÜRK'ÜN HALİ
“İlk ders beni şaşırtmıştı. Bu bölük, o zamanki milletin bir parçasıydı. Hepsi de Anadolu köylüleriydi. Biz Anadolu köylüsünü dindar, mutaassıp bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece cahildiler.
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual cevaplarda anlaşıldı ki, bu askerler yalnız hangi dinden olduklarını değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardı.
‘Biz hangi milletteniz' deyince her kafadan bir ses çıktı:
‘Biz Türk değiln miyiz' deyince de hemen, ‘Estağfurullah' diye karşılık verdiler.
Türklüğü kabul etmiyorlardı.
Halbuki biz Türk'tük. Bu ordu Türk Ordusu'ydu. Türklük için savaşıyorduk. Asırlarca süren maceralardan sonra son sığınağımız ancak bu Türklük olabilirdi.
Fakat ne çare ki bu “biz Türk değil miyiz?” diye sorunca “Estağfurullah” diye cevap verenlerin görünüşe göre Türk demek Kızılbaş demekti.(…)
Dininde, milliyetinde birleşmiş olmayan bu bölük, dersler ilerledikçe görüldü ki, devletin şeklini, devletin adını, padişahın ismini, devletin merkezini, başkumandanını ve onun vekilini de bilmemektedir.
Hele iş, vatan bahsine dönünce büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu. Yahut da bütün bilgiler, belirsiz, köksüz, şekilsiz ve yanlıştı…”
Şevket Süreyya Aydemir (1897-1976), hayat öyküsünü yazdığı “Suyu Arayan Adam” kitabında böyle anlattı Türkleri…
VATANDAŞLIK BAYRAMI
Falih Rıfkı Atay (1894-1971), “Batış Yılları” adlı eserinde kendi kuşağını Osmanlı'nın son çocukları olarak tanımladı:
“Kendime ilk defa ne zaman ‘Türk' dediğimi pek hatırlamıyorum. Bizim çocukluğumuzda ‘Türk', kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden ve Osmanlı idik. İlmihallerde baş dersimiz ‘din ile milliyetin bir olduğunu' öğrenmekti.
‘Vatan' sözü yasaktı. Onu ben büyüyüp de Namık Kemal'i okuduğum günlerde kitapta gördüm. Kulağımla ancak Meşrutiyet'te duydum.
Biz padişah kulları idik. Okul çıkışlarında her akşam sıraya girer, ‘Padişahım çok yaşa' diye bağırırdık…”
Buraya kadar yazdıklarımın kuşkusuz amacı var:
Mustafa Kemal de, Osmanlı'nın son kuşağındandı. Türk'ün, Osmanlı iktidarı tarafından nasıl aşağılandığını yaşadı. Osmanlı münevverlerinin Babıali'de “Türk” sözünü Arap aksanıyla ifade ederek “Terk” diye yazdıklarını unutmadı. (“Terk” sözcüğünün çoğulu Arapçada “Etrâk” demekti; ve Türklere, “İdrâki biidrak” -anlayışsız Türkler- diyorlardı!)
Oysa…
Türk; Atatürk'e göre, yıldırımdı, kasırgaydı, dünyayı aydınlatan güneşti. Bu sebeple…
91 yıl önce…
Tarih: 23 Mayıs 1928.
TBMM, 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nu kabul etti. Böylece…
Asırlardır hor görülen Türk, yurttaşlık payesiyle onurlandırıldı.
Osmanlı ile Cumhuriyet farkı buydu…
“Türk”, Osmanlı'da olduğu gibi aşağılanan-horlanan değildi.
Zamanın ruhu değişmişti:...
Tükr Mitolojisi Tarihi
12 notes · View notes
ishe-araf · 6 years
Text
İslam-Kuran-İnanç Üzerine
İslam inanç sistemi, kuran hadis sünnet üzerine kuruludur. bu üçlü kombinden birinde kafa karışıklığı yaşamaya başladıysan diğerleri de çorap söküğü gibi geliyor.
13 yaşımda babamı kaybettiğimde onunla iletişime geçme düşünce ve hayaliyle kuran öğrenmiştim. mezarlık ziyaretlerimde en sevdiğim müzikleri dinletmiyordum artık. ama ne söylediğini de anlamıyordum. türkçe açıklamasını o dönemlerde okudum. birtakım hikayeler, “biz” dilinde kaleme alınmış tehdit cümleleri, içeriyordu. ilgimi çekmedi bıraktım. zamanla eril dille yazılmış olması kadın kalbimi kırsa da “inanç sorgulanmaz” deyip geçiştiriyordum. sonuç olarak allah kelamı, insan aklı sınırları vs vs
Ama hadisler insan tarafından kaleme alınmıştı ve onda da çok problem görmeye başladım. çünkü hadisler dinin kaynağı olarak kabul edilecekse, islam aşırı agresif, holigan ve insanların gündelik yaşamlarını çok kısıtlayan bir din haline geliyor. örneğin kadınların tüylerini aldırması bile hadislerde yasak. dolayısıyla hadis redçisi oldum. bu kolay oldu, sonuçta zaten hadislerin insanlar tarafından yazıldığı biliniyor. hz muhammed döneminden çok sonra yazıldığı biliniyor. o yüzden bunlar uydurmadır diyip geçebildim. bunda caner taslaman gibi insanların varlığı da etkili oldu. kendimi mezhepsiz kuran müslümanı olarak adlandırdım.
Kadınları yeren, ikincil yapan ayetleriyle kırgınlığım allaha devam etse de kuran'ın allah tarafından gönderilmiş mükemmel bir kitap olduğunu düşünüyordum. bundaki en önemli etmen yıllarca okuduğum ve tarihsel boyutunu araştırmaya hiç gerek görmediğim kuran mucizeleriydi. neyse buna sonra gelicem. önce sorgulama nerden başladı ona değineyim: antik mısır tarihini araştırıyordum. antik mısır çok gelişmiş bir toplum bildiğiniz üzere ve irili ufaklı neredeyse her olay kayıtlara geçiriliyor. nil nehri bu sene şu kadar taştı, şu kadar hasat aldık, bilmemne firavunu öldü yerine şu geldi, şu oldu bu oldu her şey kayıtlı. bakalım bu tayfa hz.musa hakkında neler yazmış. araştırdım, araştırdım ve o her şeyi kayıt altına alan mısır uygarlığında hz musa hikayesine dair tek bir kanıt bile bulamadım. büyük kıtlık, gökten böcek yağması, onbinlerce kölenin kaçması, firavunun kovalaması firavunun ordusuyla suda boğulması vs bunların hiçbirine dair hiç bir ibare yok. çoğu firavunun nasıl öldüğü biliniyor ve hz musa'nın yaşadığı tahmin edilen zaman diliminde boğularak ölen bir firavun yok. bir tane mumya çıkmıştı zamanında onun da diş apsesinden ölen bir köylü olduğu ortaya çıkmıştı.
Bu durum karşısında dev şok geçirdim diyebilirim. redditten yahudi ve hristiyan forumlarında neler yazıldığına baktım. onların çoğu zaten bu olayın tarihsel bir olay değil bir metafor olduğunu kabul etmiş. caner taslaman ne diyor falan diye baktım, verdiği bir firavun ismi var ama onun boğularak ölmediği zaten kayıtlardan biliniyor. en güvendiğim dağa bile kar yağmış oldu.
Sonra dedim ki e peki kuran mucizeleri ne olacak onları allah yazdırmadıysa insanlar nasıl bilebilir? kısa cevap: neredeyse hepsi kurandan önce zaten vardı...
kuran mucizelerinden bahsedildiğinde ben dahil neredeyse her müslüman tarihsel bir araştırma yapmaya gerek duymaz.vay be o zaman bunun bilinmesi imkansız der geçeriz.
misal 1) denizlerin karışmamasıyla başlayayım. antik yunan denizcileri tarafından zaten biliniyordu.
2) evrenin başlangıcının olması... o zamanki hakim görüşlerden biri evrenin sonsuzdan geldiğiydi. ama yunan filozofları şöyle bir çıkarım yapmış "doğadaki kayalar, dağlar vs rüzgar tarafından şekillendirildiyse, evren sonsuzdan gelse şimdiye kadar dünyanın dümdüz bir yer olması gerekirdi" yani adamlar basit bir çıkarımla evrenin sonsuzdan gelmediğini, başlangıcının olduğunu bulmuşlar.
3) evrenin genişlemesi... evrenin genişlemesi konusu sümer mitolojisinde birebir var. bunu sorularla islamiyet sitesinde sordum. bütün bunlar önceki şeylerde var diye adamlar şöyle bir cevap verdi: her topluma peygamber gelmiştir dolayısıyla sümerlere gelen peygamber de bu bilgiyi vermiştir, kuran da bunu tasdik etmiştir. e tamam da o zaman bu sümer peygamberinin mucizesi oluyor, kuran'ın değil ki? kuran'da o dönem bilinmeyen hiç bir mucize yok.
misal nuh tufanı konusu neredeyse tamamı yine sümerlilerden çıkmış gılgamış destanına dayanıyor. mesela o gün bilinmeyen şeylerden biri amerika kıtasının varlığı. kuran bunu haber veriyor olsaydı buna kesinlikle mucize diyebilirdik. çünkü ondan önce kimse bundan bahsetmemişti.
şimdi biraz da kuran'daki dünya ve evren tasvirlerinden bahsedelim. kuran'da dünya ve evren, o gün insanlar nasıl algılıyorsa birebir öyle tasvir edilmiş. misal yıldızların "yakın" gökte süslemeler olması. bu "yakın" tabirini islam alimleri eğmeye bükmeye çalışıyor, ama yine de işin içinden çıkamıyorlar. yıldızlar yakın değildir, çok uzaktadırlar. ama kuran'da "yakın" diye bir tabir kullanılmış. eğip bükmeye çok gerek yok, o dönem insanlar onları yakın zannediyordu, sebebi bu. bunun yanında dağların göğü düşmekten koruması konusu var. o dönem insanlar uzay falan hakkında bilgi sahibi olmadıkları için kubbe şeklinde bir gökyüzü hayal ediyorlardı ve bunun düşebileceğini düşünüyorlardı. o yüzden dağlar onları tutuyormuş gibi algılanıyordu.
kuran'da karlı iklimler, 6 ay süren gündüzlere dair falan hiçbir bilgi yok. örneğin oruç konusunda 6 ay gündüz yaşayan insanların ne yapması gerektiğine dair birşey yok. cevap basit; bunlar bilinmiyor. o dönemki arabistan, yakın asya, anadolu ve doğu avrupada görülenler ve gökyüzüne bakınca görülenler hariç hiç bir bilgi yok.
Özet olarak; kuran'daki her mucize önceden biliniyordu, ekstra eklenen şeyler de günümüzdeki bilimsel gerçeklerle uyuşmuyor. peki kuran nasıl yazılmış olabilir. bu konuda çok net bir fikrim yok. kuran dönemine göre tutarlı bir kitap mı? evet tutarlı. hz muhammed muhtemelen dahi seviyesinde zeki bir insandı (okuma yazma da biliyordu, alimler bile kabul ediyor) hz muhammed ticaretle uğraştığı için çok fazla sayıda şehre seyahat ediyor, farklı insanlarla tanışıyordu. zaten dahi seviyesinde biri olduğu için hayatı boyunca öğrendiği antik bilgileri toplayıp, üzerine farklı kurallar ekleyip dönemine göre tutarlı bir kitap çıkarması mümkün. hz muhammed döneminde dürüstlüğüyle biliniyor muydu? evet. peki neden böyle bir işe girişsin ki. bilmiyoruz. belki psikolojik bir takım problemler yaşıyordu ve gerçekten tanrı ile konuştuğunu zannediyordu. böyle bir şey olabilir. sonuç olarak kuran'nın allah tarafından. gönderildiğine dair hiç bir kanıt bulamıyorum. yaptığım çıkarımlar bana bunun insan tarafından yazılmış olduğunu gösteriyor. burada şöyle bir eleştiri geliyor. bu tutarlı kitap bir insan tarafından nasıl yazılsın? yav yüzüklerin efendisi, harry potter falan tutarsız kitaplar mı? yunan mitolojisi çok mu kötü bir hikaye? tarihin her döneminde zeki insanlar vardı ve bunlar tutarlı ve ilgi çekici hikayeler yazmayı başarmışlar.
İşte kuran da böyle.
Tumblr media
7 notes · View notes
narfalcafe · 3 years
Photo
Tumblr media
MİTOLOJİ VE ANADOLU KÜLTÜRÜNDE: NAR
Eski Mısırlılarda dünyanın ilk meyvesi olarak kabul edilen nar, mitolojide genel itibariyle bolluk ve bereket sembolü olarak nitelendirilmiştir. Sonsuz yaşam inanışlarıyla birlikte birçok kültürde kutsallaştırılan nar meyvesinin Yunan mitolojisi ve elbette Anadolu topraklarında da masallara konu olacak kadar önemli bir yeri vardır.
MİTOLOJİDE NAR
Yunan mitolojisinde bereket tanrıçası olan Demeter’in kızı Persephone’ye aşık olan ölüler tanrısı Hades, onu yer altına kaçırır. Buna kızan Demeter de toprağa ve ekinlere bakmama kararı alır ve böylelikle dünyada büyük bir kıtlık baş gösterir. Duruma el koyan Zeus da Demeter’le birlikte Hades’i ziyaret eder. Persephone’yi geri vermek istemeyen Hades, kızın yer altındaki narlardan yediği söyler. Çünkü efsaneye göre yer altındaki yiyeceklerden yiyen hiç kimse oradan çıkamaz.
Zeus, Hades’le bir anlaşmaya varmak ister. Bu yüzden Persephone’nin yılın yarısında annesiyle yılın yarısında da Hades’le kalması kararlaştırılır.
Nar meyvesinin mevsim değişikliğiyle de ilişkilendirilmesinin manası burada yatar. Hikayeye göre Persephone Hades’in yanındayken kış, annesinin yanındayken yaz yaşanırmış.
ANADOLU KÜLTÜRÜNDE NAR
Halk arasında refah ve zenginliğin işareti olan nar, Anadolu Türk kültüründe de özellikle masallara konu olacak kadar değerlidir. Nar, Akdeniz kıyılarında yetişmiş ve İpek Yolu gibi ticaret yolları sayesinde dünyayla da tanışmıştır. Nar üretkenliğin sembolüdür ve Adem’in de Havva’ya nar ikram ettiğine inanılır. Nar ağacı da kutsaldır ve bu ağacı kesenin başına kötü şeyler geleceğine de inanılır.
Bugün, ülkemizde bir yerleşim yerinin ismi olan Side’nin anlamı Yunanca’da nardan gelmektedir.
NARFAL
Nar meyvesinin kutsallığından, kadim öğretilere konu olmasından ve gizeminden ilham alınan Narfal’da, hayatınızın mevsimini değiştirme imkanına erişeceksiniz.
Ülkedeki en iyi falcılar ile kurumsal bir çalışma yürüten Nar fal,  fal baktırmak için en çok tercih edilen canlı kahve falı , gerçek kahve falı , su falı , yıldızname ve katina falı gibi fal çeşitleri yanı sıra ateş falı, kurşun döktürme, çakra açma, durugörü, doğum haritası analizi gibi hizmetlerimize de ulaşabilirsiniz. Ayrıca dilerseniz online fal da baktırabilirsiniz.
Nar fal, Fal Santrali işbirliği ile hizmet vermektedir.
0 notes
ranaozkan · 3 years
Photo
Tumblr media
99/365 Fantastik film izle desen burnumu kiviririm ama fantastik kitaplara bayılıyorum. Gerçekten okurken eğlenip, üstüne kafamı dağıtıyorum. O kadar gerçek değil ki, beynim sorgulamadan sadece hikayeye kendimi kaptirabiliyorum. ONU geçtim, ben aslında ciddi anlamda Wattpad seviyorum. Bence şans verilse ve güzel bir editör elinden geçse, güzel yerlere gelebilecek çok yazarımız var. Sadece sıkıntı şu.. Konu hep aynı.. Batı mitolojisi yada buram buram sanki bir yerden esinlenilmis gibi olduğu çok belli! sadece ben muhtemel esin kaynaklarını okumadım yada izlemedim bununda sanırım sevmemde etkili olabilir. Muhtemelen orijinalini bilsem bu kadar sevmeyebilirdim. Fakat birseyin hafif taklit gibi gelmesi, gene yapılan işin değerini alcaltmaz. Cesaret, hayal gücü, yazma serüveni... 2 kelimeyi bir araya getirip yazamayan herkes sağ olsun eleştirip duruyor kişileri... Taklit ederek kendilerini bulacaklar, yazdıkça ozguvenleri gelişecek ve çok daha iyi yazmaya başlayacaklar. Bu kadar basit bir denklem. --- NOT : Dun Wattpad Kaçak Prenses kitabını bitirdim. Kitap incelemesi yapar mıyım bilmiyorum, önyargi ile sevmem bu kitabı değip, sonra hemencecik bitiriverdim😂 yunan tanrıları hakkında normalde ogrenmeyecegim şeyler öğrendim :) Sadece benim için sanırım en zararlı uygulama Wattpad... 8 günde 4 kitap.. Hafta sonu eğitmen eğitimi olmasaydi, bu sayı daha fazla olurdu eminim. Ben gidip kituphanemin en altına attığım seriden bir kitap çıkarayım. Belki okumam normale döner.Uyumayi bile unutuyorum... --- NOT : Acaba Anadolu mitolojisini anlatan bir kitap var mı? Bulursam kesin okurum. Deli gibi merak etmeye başladım :) --- NOT : VOLTAIRE sözüne katılmamak elde değil, okulda zorla okutulan kitaplarin bir işe yaramadığı zaten ayan beyan ortada... Kaç tane kişi okumamakla övünüyor bu ülkede sayısını bile tahmin edemiyorum. Bu tür kişilerin çevresine bakarsamda şundan çok eminim, çevresindekilerde bakıcısı gibidir yani evine ekmek götürmek için o kisiye katlanan insanlar. Keza bakıcısı sevebilir bu çocuğu ama işin içinden para faktörünü çıkarınca yanında durmayacağı kesindir! https://www.instagram.com/p/CNb6_ngACJD/?igshid=1gxflpd9hy7no
0 notes
sizekitap · 5 years
Text
Nilipek (Etkinlik)
Tumblr media
Yeni Nesil Akustik Konserler Feriye’de başlıyor.
“Küçük yaşta başladığı piyano, keman ve bas gitar eğitimleriyle müziğe adım atan Nilipek lise yıllarında eline aldığı gitarla kendi şarkılarını yazmaya başladı. Boğaziçi Üniversitesi’nde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde okurken, Deniz Yıldız ve Ergin Tural ile birlikte kurdukları indie rock grubu Lemur’da bas gitar çaldı. 2010 sonunda ilk EP’sini yayınlayan Lemur, Be the Band müzik yarışmasında ilk 10’a girdi. Yüksek lisansını yapmak için gittiği Hollanda’da Hypnotic School adlı dream pop grubunda İngilizce sözler yazdı ve söyledi. Türkiye’ye döndüğü 2013 yılından itibaren solo kariyerine başlayan ve kendi şarkılarına yoğunlaşan Nilipek, 2015 yılında ilk albümü “sabah”ı yayınladı.
Ozan Tekin prodüktörlüğünde kaydettiği albüm, müzik yazarlarınca yılın en iyi albümleri arasında gösterildi. Bir yıl sonra, Can Kazaz, Kamufle, Kaan Düzarat gibi bir çok müzisyenin remiks yorumlarından oluşan “sabah (remix)” adlı albümünü yayınladı. 2017 yılında, gitarda Can Aydınoğlu, tuşlularda Ozan Tekin, bas gitar ve synth bas’ta Umut Çetin ve davulda Berkay Küçükbaşlar’dan oluşan ekibiyle “bireysel şehir mitolojisi” olarak tanımladığı albümü “Döngü”yü kaydetti. Kabak & Lin etiketiyle yayınlanan albüme gelen yorumlar, sanatçının hem bir şarkı yazarı, hem de yorumcu olarak başarısını sürdürdüğünün kanıtı oldu. Nisan 2018’de Gözleri Aşka Gülen yorumunu, Haziran 2018’de ise sözü ve müziği kendisine ait olan Beraber’i tekli olarak yayınladı. 2018 yılında ayrıca Bursa Sanat Mahal’de verdiği akustik konserin kaydından oluşan “Havanın suyun muhabbeti” adlı akustik albümü dijital müzik platformlarında yerini aldı. Halen İstanbul ve Anadolu konserlerini yoğun bir şekilde sürdüren Nilipek, üçüncü stüdyo albümü Mektuplar’ın kayıtlarına devam ediyor.”
Kaynak
0
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/nilipek-etkinlik/
0 notes
mehmetkali · 6 years
Text
55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin sanatsal afişi Ahmet Güneştekin’den https://ift.tt/2LBSNSu
TÜRKİYE’nin ilk ve en köklü film festivali ‘Uluslararası Antalya Film Festivali’nde bu yıldan başlayarak iki afiş kullanılacak. Genel afişin yanı sıra Festival, her yıl bir sanatçının eserini festivalin ‘sanatsal’ afişine taşıyacak. Bu zenginliğin ilk adımı Anadolu mitolojisi ile sözlü kültürden beslenen, efsaneleri güncele renklerle bağlayan sanatçı Ahmet Güneştekin’le atıldı. Festivalin genel afişinde Altın Portakal Venüs Heykeli’yle birlikte onbinlerce Antalyalı yer alırken, sanatsal afişte ressam Ahmet Güneştekin’in 2015 yılında Venedik Bienali’nde sergilendiğinde büyük ses getiren ‘Adem ile Havva’ serisinden bir tablosu yer alıyor.
Farklı kültürlere ait mitolojik anlatıları, şimdiki zamana gönderme yaparak yeniden yorumlayan Güneştekin’in eserlerinde olduğu gibi festival de bu yıl, farklı kültürlerde yaşanan ‘Göç, mültecilik, ekonomik, sosyal ve duygusal dışlanmışlık’ gibi hikayeleri ‘Çağdaş Masallar’ başlığı altında sinemaseverlerle buluşturuyor. Filmlerin odak noktasında, yaşadığımız yüz yılın büyük göçlerinin ötekileştirdiği, ölümü göze alan hayata koşan mülteci yaşamlarının başrolündeki İNSAN yer alıyor.
Türkiye’den ve dünyadan 55 filmi ağırlayacak festivalin Genel Sanat Yönetmenliği’ni Avrupa Film Akademisi Başkan Yardımcısı Mike Downey, Artistik Direktörlüğü’nü ise Saraybosna Film Festivali Başkanı Mirsad Purivatra üstleniyor.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wiR4gk via IFTTT
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
Türk Mitolojisi & Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi Kitabı pdf indir pdf indir
Türk Mitolojisi & Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi Türk Mitolojisi Türklerin İslam öncesi ve Türkiye dışındaki ülkelerde Türkçe konuşan halkların mitolojileri hakkında açıklayıcı bilgiler içermektedir. Bin yıl önce tek tanrılı bir din olan İslam’a katılan ve bu nedenle de pagan dönemindeki gelenekleriyle resmi olarak bağını koparan bir halkın mitolojisinden konuşmak oldukça zordur.
Türk-Anadolu mitolojisinde de çok farklı kökenlere dayanan kapsamlı bileşenlerin karışımı söz konusudur: Altay mirası, Anadolu uygarlıklarının pagan döneme dayanan temelleri, Ortodoks ve Heterodoks İslami geleneğin ve Hıristiyanlığın dikkate değer katkısı ile nihayet evrensel konular içeren ve her yerde rahatlıkla rastlanan masal, destan ve efsanelerin güç belirlenebilecek etkisi.
Türk Mitolojisi ister yaşayan, isterse eski zamanlardan beri yazılı kaynaklarda saklı kalan gelenekler olsun, geniş anlamda, Türkiye’deki Türklerin geleneklerine dayanan ve mitolojiyle yakın veya uzak ilgisi olan konuların kaydını tutmaktadır. Sunumumuz bir taraftan tarihsel olarak Oğuzların geçmişine, diğer taraftan da İslami mirasa dayanmaktadır. Eş zamanlı bakış açısıyla, etnik olarak Türk-Altay mirası olmayan ögeleri de konu dışında bırakmak istemedik. Bu anlamda bakış açımız, bugünkü Türkiye’nin farklı kökenli kültürel gerçeklerini kapsamayı amaçlamıştır.
Türk Mitolojisi & Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin Mitolojisi Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
ipsalla · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media
*Muharrem Kaya, Mitolojiden Efsaneye, 2015, s. 71.
22 notes · View notes
turkcetarih · 8 years
Text
TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE "DAĞ" (Tarihçi) - Türkçe Tarih
TÜRK MİTOLOJİSİ'NDE "DAĞ"
PERTEV N. BORATAV Türkler, Anadolu’nun birçok dağını (sıradağları veya dağ silsilesini) geldikleri bölgelerde tanıdıkları dağ adları ile yeniden adlandırdılar. Eski dağları ile ilgili kültlerini, yeni vatanlarında da devam ettirdiler. Zamanla Anadolu dağları ile ilgili eski ve yerel gelenek...
Devamını okumak için: https://turkcetarih.com/turk-mitolojisinde-dag/
Ağrı Dağı, Dağ, Evliya Çelebi, Kaf Dağı, Karaçaylılar, Kaz Dağı, Nemrut Dağı, Pertev Nail Boratav, Türk Mitolojisi
2 notes · View notes
fenrees · 4 years
Text
Reenkarnasyon Nedir?
Reenkarnasyon, ruh göçü olarak adlandırılan, ruhun devamlı olarak tekrar bedene geldiğine inanılan, spiritüalist bir yaklaşım ve inançtır. Reenkarnasyon faklı tarafları bulunmasına rağmen Asya dinlerindeki tenasüh olgusu ile yakınlık taşır.
Kimler Reenkarnasyona İnanır?
Reenkarnasyonu benimseyenler şu şekilde sıralanır:
Hindular,
Jainistler,
Ekistler,
Kaodaistler,
Vikanlar,
Eski Türk toplulukları,
Deneysel sipiritüalistler,
İskandinavlar,
Kızılderililer,
Budistler,
Mısır, Kelt, Maya, İnka toplulukları mensupları,
Nusayrilik ve Dürzilik gibi Orta Doğuda yer alan dinlerin mensupları,
Bu bireyler reenkarnasyona inanlardır.
Sitemizden neden çok sayıda ülkenin uçak gemisi yok? Bilgilerine de bakabilirsiniz.
Reenkarnasyon Belirtileri Neler?
Reenkarnasyonun alametleri şu şekilde sıralanır:
Dejavu: Birçok bilim adamı ve psikolog tarafından nörolojik bir olay olarak adlandırılan dejavu reenkarnasyon’a inan topluluklarca ruh göçünün belirtileri arasında görülür. Topluluklar dejavu sırasında daha önceden yaşanmış gibi anımsanan zamanın, bir önceki hayatta farklı sonuçlar ile geçirilen bir an olduğuna inanırlar.
Rüya ev Kabuslar: Kişi aynı rüyayı sıklıkla görüyor ise reenkarnasyona inanan topluluklar bu durumu bir belirti olarak nitelendirirler. Sembolik rüyaların geçmiş yaşama ilişkin mesajlar taşıdığı düşünülür.
Doğal Kabiliyetler: Genetik faktörler ise bi kişinin belirli alanlarda becerisinin yüksek olması, reenkarnasyon inancında önceki yaşamda o alanla uğraşıldığına dair kanıtları içerir. Daha önce eğitim alınmayan ve doğuştan itibaren ilginç şekilde yapılmaya başlanan yetenek gerektirici işler belirtiler arasında görülür.
Doğum Lekeleri: Bu konu reenkarnasyona inanan topluluklarca, ölen bir kişinin hemen ardından doğan kardeşinde veya akrabasında aynı alanda aynı şekilde bir doğum lekesi varsa gündeme getirilir. Lekenin aynı şekilde aktarımının reenkarnasyon kanıtı olduğuna inanılır.
Reenkarnasyon Örnekleri Neler?
Reenkarnasyon örneği olarak verilen vakalardan biri Pullock ikizleridir. Bu ikizleri, kardeşlerinin bir trafik kazasında ölmesi ardından dünyaya gelmişlerdir. İkizlerin vücutlarında ise ölen ablarında bulunan doğum lekesinin birebir aynısı, aynı noktada bulunur. İkizler 2 yaşına geldiklerinden itibaren ölen ablarının oyuncak ve eşyalarına yüksek ilgi duymaya başlarlar. Standart dışı olan durum ise bebeklerin tümüne kendilerine söylenmeden ablarının koyduğu takma adları vermeleridir.
Bu ikizlerin ablaları ile benzerlikleri ve durumun geniş kitlelerin dikkatini çekmesi ardından ünlü psikolog Ian Stevenson aile ile iletişime geçer. Araştırmaları çerçevesinde reenkarnasyon ile ilgili bir kitap oluşturan psikolog Pullok ikizlerinin sıra dışı durumunu kaleme alır.
Reenkarnasyon Gerçek Mi?
Reenkarnasyonun gerçekliği hakkında bilimsel verilere dayanan kesin bir kanıt bulunmaz. Belirli toplumlar ve dinler kapsamında reenkarnasyona inanılmış ve bu kavram hakkında sayısız ilginç olaya dair ünlü bilim adamları tarafından eserler kaleme alınıp, araştırmalar yapılmıştır.
Nors Mitolojisinde Reenkarnasyon
Nors mitolojisi reenkarnasyon’u hakkında detaylar şu şekilde sıralanır:
Viking mitolojisi adı verilen İskandinavya Nors mitolojisinde reenkarnasyon önemli bir yara sahiptir.
Viking tarihinde manzum olarak kaleme alınan Edda destanında reenkarnasyon işlenmiştir.
Eski dönemde Edda destanını yazan Viking, Helgi Hjörvarösson ve üstadı Valkür’ün aşk hikayesini ele alır.
Destan içerisinde Helgi, 1 ve 2 rakamları ile numaralandırılır. Bu durumun sebebi ise her iki aşığında iki kere hayata gelmeleri ve her iki hayta birbirleri ile buluşmalarıdır.
Vikinglere göre ruh göçü oldukça olağan bir inanıştır.
Şamanizm’de Reenkarnasyon
Şamanizm’de ruh göçü hakkında detaylar şöyledir:
Şamanizm’de ölüm ardından bedenini terk edenin, öte alemde ruhlar ile birlikte yeniden doğduğuna inanılır.
Benzer inanış yeri Vikinglerin Valhalla inancıdır.
Şamanist topluluklardan Yakut Türkleri, Çukçiler, insanların 3 can ile dünyaya geldiklerine inanırlar.
Ölüm olaylarında Türk şaman mezara gömüldüğünde bir kısmı mezarda kalır, diğer bir kısmı yer altı ruhlar diyarına geçiş yaparken, üçüncü parçası ise göğe yükselir. Göğe yükselen parça, öte alemin eşiğini bekleyen eşik bekçisi yardımı ile geçiş yapar. Gölgeler diyarına inen parça ise yeryüzünde sürdüğü yaşama benzer bir ikinci yaşam sürmeye devam eder.
Belirli bir dönem sonra edinilen tecrübe ile Türk şaman gerçek dünyaya yeniden dönüş yapar. Bu inanç çerçevesinde spiritüalizm temelli en güçlü inanca sahip olan Hindular ve Budistlerden çok önce Türk halkalarında deneyimlenmiştir.
Uygur Şaman Türkleri geçmiş tarihte inandıkları tekrar doğma ve yücelme inancını ‘’Sansar’’ adı vermektedir.
İslamiyet’e geçiş öncesi Türk toplulukları Gök Tengri ‘ye inanarak, ilk defa tek bir tanrıya ibadet etme yapısına sahip insan topluluğunu oluştururken, kökeni yine kendilerine ait olan şamanizm’e bağlı reenkarnasyon kavramını ifade eden ‘’sansar’’ kelimesini kullanmışlardır.
İdrar yapmadan yaşamak mümkün mü? Ayrıntıları yazımızdadır.
Taoizm’de Reenkarnasyon
Taoizm’de ruh göçü hakkında detaylar şöyledir:
Taoizm kapsamında Han Sülalesi döneminde ilk kez reenkarnasyondan bahsedilmiştir.
Bu dönemde belgeler ile reenkarnasyon ele alınmış ve anlatılmıştır. Belgelerde ‘’Lao Zi’’ isimli hükümdarın, aynı özellikler ile üç hükümdar ve beş imparatör dönemlerinde farklı bedenlerde yaşadığı ifade edilir.
Taoizm’in kutsal kitabı Chuang Tzu’da doğumun başlangıç olmadığı, ölümün ise bir son olmadığı, varoluşun sınırsız ve süreklilikten ibaret bir kavram olduğu anlatılır. Zamanın başlangıç noktası olmayan bir süreklilik olduğu, doğum ve ölümün sadece biri içe diğeri ise dış dünyaya bakan sonuçlar olduğu, böylece biçimi görmeksizin ve onun altında ezilmeksizin geçiş yapılabildiği belirtilir.
Grek Kültüründe Reenkarnasyon
Grek’lerin kültüründe reenkarnasyon hakkında detaylar şöyledir:
Batı tarihi Kelt rahiplerinin inanışları Grek kültürüne dayanır. Grekler reenkarnasyona ‘’ Metempssychosis’’ adını vermişlerdir. Herodot ise reenkarnasyon inancının Grek topluluğunu Mısırdan geçtiğini belirtmiştir.
Greklerde reenkarnasyona inanç Ofre ve Pisagor ile birlikte başlamıştır. Sokrat ve Platon ruh geçişine inanan en önemli insanlardır.
Bu dönede Pisagor ve Platon reenkarnasyon doktrinini çevrelerine eğitim ile açıklamaya çalışmışlardır.
Pisagor birçok eski kaynakta ise kendisinin önceki yaşamlarından bahsetmiştir.
Eski Grek kültüründe kişinin yaşadığı deneyimler ile birden fazla kez doğduğuna ilişkin inanç hakimdir.
Yahudilerde Reenkarnasyon
Yahudilikte reenkarnasyon hakkında detaylar şöyledir:
Reenkarnasyon diğer bir ifade ile ruh göçü inancı kıyamet inanışı bulunana geleneksel Yahudilikte yer alır.
Geleneksel Yahudiler, Ademin, önce Nuh, ardından İbrahim ve Musa olarak hayata geldiğine inanırlar.
Esseniler isimli Yahudi topluluğu reenkarnasyonu ilk benimseyen Yahudi kesimidir.
Diğer yandan Yahudilerin mistik ve ezoterik tradisyonu olarak bilinen ‘’Kabala’’ içinde ruh göçü kavramına değinilir.
Ruh göçüne, ‘’ Sha’ar Ha’Gilgulim’’ adı verilir. İbranice bu sözcük ruhların devreleri anlamında kullanılmaktadır. Ruhlar üstün bir tekamüle ulaşmak için birçok kez aynı yaşamlardan geçmelidir.
Hristiyanlıkta Reenkarnasyon
Hristiyanlar’da reenkarnasyon hakkında detaylar şu şekilde sıralanır:
Yüzyılda doğan Hristiyanlık akımları reenkarnasyona inanır.
Çeviriler çerçevesinde ise ruh göçü ile belirli alanların değiştirildiği, en eski kilise babalarından biri olan Augustinus tarafından belirtilmiş ve kaleme alınmıştır.
Agustinus ifadesinde, ‘’ Söyle Tanrım, bana çocukluğumdan önce yaşamış olduğum, bir önceki ölümünde ayrılmış olduğum bir neslin devamı mıyım? Bu yaşamdan önce neredeydim? ‘’ sözlerini kullanır.
Fakat eski ve ilk kilise babalarının ve teozofların bu yaklaşımları ve incile ilişkin çevirdikleri metinler, Katoliklerce red edilmiştir.
Ruh göçünü kabul eden ve 3. yüzyılda ölen kilise babası Origen, 553’de 2. İstanbul Konsilinde ‘’anatema’’ olarak ele alınmıştır.
Gnostisizm Tarihinde Reenkarnasyon
Gnostizim geçmişinde reenkarnasyon hakkında detaylar şöyledir:
Gnostizim reenkarnasyona tam anlamı ile inanılan bir akımdır.
Gnostikler Ürdün, Anadolu ve Mısır topraklarında yaşamışlardır.
Bu inancın hareket ettikleri temellerde, hakikate ulaşmakta dinlerin tek başına yetersiz olduğu,
Hakikate yakın bilgilerin ancak ruhsal ve psişik gelişim ve deneyimler ile sağlanabileceği,
Ruhun ölümsüz olduğu,
Dünyanın ruh yaşamı için bir tür hapishane olduğu,
Gerçek olan yaşamın fiziksel değil ruh yaşamı olduğu,
Düalite ilkesinin gelişin noktasının Dünya olduğu,
Ruhsal gelişim için en önemli kaynağın ise ruhsal alemle iletişime geçebilecek ve oradan temel bilgileri öğrenebilecek seçkin insanlar oldukları belirtilir.
Gnostisizm tam anlamı ile reenkarnasyon’u kabul ederken, bu dünyanın geçiş için bir fırsat olduğunu işler.
Sigmun Magnus, Valentin, Saturnin, Marcion gibi isimler Gnostiktir.
Katharların Reenkarnosyon İnancı
Katharlar’da reenkarnasyona inanış hakkında detaylar şöyledir:
Kathar tarikatı, Orta Çağ Fransa’sının Albi alanında 13. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. 13. Yüzyılda, kilisenin inancına karşı çıkıp, reenkarnasyonu benimsemişlerdir.
Albigeois olarak adlandırdıkları reenkarnasyon düşüncelerini özetlerken, ruhun kurtuluşu için bir çok kez beden değiştirmek gerektiğini,
Bu yolda maddi bağlardan da kopmanın tercih edilmesi gerektiğini,
Nefis terbiyesinin bu süreci hızlandırdığını,
Dünyanın ikilemler alanı olduğunu,
Dünya’da şeytanın hüküm sürdüğünü,
Ölüm sonrasında yer alan cehennemim Dünya olduğunu çünkü kötülük kaynakları olan hırs, para ve beden isteklerinin burada yer aldığını, kaynakları aracılığı ile ifade ederler.
İslam’da Reenkarnasyon
İslamiyet’te reenkarnasyon hakkında detaylar şu şekilde sıralanır:
İslam’da genel olarak ruh göçü kavramı bulunmaz.
İslam bilginleri bu öğretiyi, tarih sürecinde benimsememişlerdir.
İslam’da yeniden dirilen güne kadar berzah’ta yer alınılacağına ve tekrar bir bedene gelmenin söz konusu olmadığına inanılır.
Merak edilen sinekler Corona Virüs bulaştırabilir mi? Detaylarını içeriğimizden inceleyebilirsiniz.
Hinduzim’de Reenkarnasyon
Hindularda Reenkarnasyon hakkında detaylar şöyledir:
Hintlerin geleneksel dinlerinden ‘’Jainizm’’ içinde reenkarnasyon inancı bulunur.
Bu kapsamda ruhların dünyada bedenlenip, belirli aşamalardan geçmesi ve yüksek tekamüle ulaşması gerektiğine inanırlar.
Hindulara göre, insan dünyaya bir önceki yaşamlarında neler yaptığının hesabını vermek için değil kendini geliştirmek için yollanır.
Dünyadaki beden ise ruhun nedensellik kuramına ayak uydurması için Tanrı tarafından tasarlanmış bir araçtır.
Diğer yandan insanların hayvan bedeninde olmamaları bu deneyimleri o beden formunda karşılayamayacakları içindir.
Bu temel kavramlar çerçevesinden Hinduzim Jainistleri reenkarnasyona inanırlar.
Reenkarnasyon’un Temel İlkeleri Nelerdir?
Reenkarnasyon’un temel kuralları şöyledir:
İnsan üç bölüm olan ruh, fiziksel beden ve yarı maddi yapıdan oluşur.
Can denilen kavram ölüm ile ruhun bedeni terk ettiği an öte alemde belirir.
Öte alemde Dünyada yatığı kötülük ve iyilik kavramlarını gözlemler.
Bir süre sonra tekrara Dünyada bedene gelir.
Sınavları geçirdiği doğuşların tümüne tekamül adı verilir.
Hiçbir zaman hayvan bedeninde doğmaz.
Bu işlem tekamülde bir gerilemeye sebep olur.
Aynı anda sadece Dünya’da değil evrenin başka noktalarında da bedenlenme yaşanır.
Reenkarnasyon Ve Teozofi İlişkisi
Reenkarnasyon ve teozofi bağlantısı şöyledir:
Helena Petrovna tarafından ortaya çıkarılan Teozofi, reenkarnasyon ile ilişkilidir.
Teozofi, ezoterik bilgilerden yararlanana felsefi bir sistemdir.
İnsanlığın evrensel birliği için renk, inanç ve cinsiyet ayrımı yapılamamsı gerektiği,
Felsefe ve bilim sınırlarının ötesinde çalışma için ek tekniklerden yararlanılması gerektiği,
Doğa keşfi, insanın bilinmeyen yönlerini araştırmanın oldukça önemli olduğu bu akımda belirtilir.
Akım ve liderleri temel konular kapsamında reenkarnasyon kavramından aldıkları bilgiler ile çalışırlar.
Kuzey Kore elindeki nükleer füzeleri ateşleyebilir mi? Yazımızdan öğrenebilirsiniz.
The post Reenkarnasyon Nedir? appeared first on Zovovo - En İyi Bilgi Sitesi.
Kaynak: https://www.zovovo.com/reenkarnasyon-nedir/
0 notes
cerryhs · 5 years
Text
YGGDRASİL: "Odin'in ağacı" olarak İskandinav mitolojisinde geçmektedir. Aynı zamanda evrenin büyük ağacı olarak 1770'lerde literatüre geçerken, kül ağacı olarak da bilinip bu da kıyametin kopacağı gün olan Ragnarök'e bağlanmıştır. Kıyametin kopacağı gün olan Ragnarök'te ateşe verileceğine inanılırken, kül ağacı denmesinin bir başka sebebi Avrupa ve Asya'daki şamanizm olup şamanizm ve irfan ilişkisi üzerinde durulmuştur (ek olarak, bkz. şamanizmdeki yaşam ağacı)
Apollon : Apollon, Yunan mitolojisinde “sanat, tıp ve kehanet tanrısı” olarak bilinir. Yakışıklılığıyla mitolojide bilinen Apollon Anadolu kökenli bir tanrıdır. Yay ve okuyla hastalara şifa olur. Mistik güçleri ile mitolojideki diğer tanrılara yapmış olduğu birçok hadise söz konusudur. Apollon’un sembolü ise yay-ok, defne yaprağı ve kargadır.
Asklepios:Asklepios Yunan mitolojisinde tıp biliminin ve sağlığın tanrısı olarak bilinmektedir. simgelenirken genellikle bir yılan ve çevresini yılan saran bir asa kullanılır.
BASTET:Evcil kedilerin tanrıçası olduğu gibi savaşçı aslan başlı tanrıça olarak da bilinir. zamanla mafdet'in yerini almıştır.iyi tarafıyla hayat veren ateşin, kedilerin, evin ve hamile kadınların tanrıçasıdır fakat kötü tarafıyla da saldırgan bir savaş tanrıçası ve mısırın koruyucusudur. bu yüzden bastet bereket getiren kedi ile tasvir edildiği gibi, düşmanına gazap getiren bir aslan olarak da tasvir edilebilir.mısır mitolojisinde özellikle yılan tanrı apep'i öldürmesiyle anılır.
Horus’un gözü :manevi anlamıyla, vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağını, insanın iç âlemindeki her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gözden kaçırmayan bu merhametsiz yargıcın keskin bakışını sembolize eder. Bu vicdanın 24 saat kapanmadan açık kalan gözüdür. Bu yüzden Güneş ve Ay, Horus’un gözleri olarak ifade edilir. Çünkü Güneş ve Ay’ın her ikisi nöbetleşe, gece ve gündüz insanın üzerinden eksik olmaz, Horus’un 24 saat açık kalan gözleri gibi. (Bu nedenle Horus'un gözü güneşle temsil edilen Ra'nın gözü olarak da ifade edilir.) Bu, vicdanın karşıtı olan nefsaniyetin hiç işine gelmez; nefsaniyeti ve kötülüğü temsil eden Seth de bu yüzden bu gözü çıkarmaya çalışmıştır. Antik Mısır mitolojisine göre, Horus sonunda bu gözünü babası Osiris’e vermiş ya da Osiris’in kullanımına bırakmıştır.
AHURA MAZDA: Eski iran dini mazdeizm (zerdüştcülük)'in iyilik tanrısı'dır. hürmüz (batı dillerinde: ormazd) adıyla da anılır. kötülük tanrısı ehrimen'in karşıtıdır ve onunla savaşmaktadır. iyilik, iyi insanların da yardımıyla bu savaşın sonunda kötülüğü yenecektir. iyilik ve kötülük'de simgelenen bu tanrı ikiciliği, toplumsal eşitsizliklerden doğma eski mısır-hind-iran karması bir düşünce ürünüdür.
0 notes
guvenemlak · 7 years
Text
BALIKESİR TANITIM
Balıkesir'in Tarihi Tanıtımı
Balıkesir, Marmara ve Ege Denizine kıyısı olan ve Bursa, Çanakkale, Manisa, Kütahya ve İzmir'e komşu olan bir turizm destinasyonu içerisinde bulunmaktadır.1.150 milyon civarında Balıkesir Nüfusu ile Türkiye'nin kalabalık illerinden bir tanesidir.Balıkesir'in Tarihi ilk çağ medeniyetlerine kadar dayanmakta olup Balıkesir il sınırları içerisinde bir çok Kaplıca,yeraltı ve yer üstü surlara ev sahipliği yapmaktadır.Balıkesir Tarihinde genellikle Karesi ve Misya isimleri ile anılmaktaydı.Balıkesir tarihi boyunca Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu, Karesi Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu gibi medeniyetlerin sınırları arasında kalmıştır.Yaz turizmi konusunda yapılan çalışmalarla birlikte, üst popülasyona kendini yükseltmek için her geçen gün güzelliklerini daha fazla ortaya koymaktadır.Ayrıca, rotasını kültürel turizm noktalarına çevirenler içinde oldukça fazla alternatifler sunmaktadır.Balıkesir tarihi ve doğal güzellikleriyle de göz dolduruyor.Balıkesir kentinin birçok önemli turizm noktaları bulunmaktadır.Balıkesir'in gezilecek yerlerini sizler için şu şekilde derledik:
Balıkesir'in Tatil Yerleri
Ayvalık- Cunda- Sarmısaklı: Türkiye'nin en önemli turim bölgelerinden olan Balıkesir'in en önemli tatil bölgesi kesinlikle Ayvalık - Cunda Adası - Sarmısaklı bölgeleridir.Tarihi dokusu ve meşhur taş sokakları ile Cunda Adası oldukça popülerdir.Muhteşem plajları ile Sarmısaklı özellikle Marmara Bölgesi için en çok tercih edilen lokasyonlardan bir tanesidir.Ve doğal güzellikleri ile fark yaratan Midilli Adasınında komşusu olan Ayvalık,Balıkesir tatili için kesinlikle rotanızı çevireceğiniz bölgelerdir.
Edremit Körfezi: Kaz Dağlarının yamacında bulunan ve Ege Denizinin bütün ihtişamına şahit olabileceğiniz güzel bir lokasyonlardan biri de Edremit Körfezi'dir.Termal, dağ ve deniz turizmini birleştirip dünya'ya açılma yolunda hızla ilerleyen Edremit, doğal güzelliklerinin yanında bir çok tarihi mekana da ev sahipliği yapmaktadır.Tarih ve doğa tutkunlarının yılın 12 ayı tercih ettikleri bir turizm cenneti olan Edremit'in sınırları içerisinde bir doğa harikası olan Kaz Dağları, Balıkesir Tarihine ışık tutmuş olan Antandros Antik Kenti, Türkiye'nin en iyi köylerinden olan ve büyük sanatçımız merhum Tuncel Kurtiz'in mezarınında bulunduğu Çamlıbel Köyü, sinema filmlerine konu olan efsanelere sahip olan Sütüven ve Hasanboğuldu Şelaleleri gibi bir çok görülmesi gereken yerler mevcuttur.
Erdek- Avşa Adası: Balıkesir’in öne çıkan yaz turizmi noktalarıdır Erdek ve Avşa Adasıdır.Çekici plajlarıyla yaz dönemlerinde oldukça fazla rağbet görmekte olan Erdek ve Avşa Adası doğayla bütünleşen sahilleri ile Balıkesir şehrinin önemli tatil merkezleri arasında yer almaktadır.Balıkesir tabiat güzelliklerine örnek teşkil eden Avşa Adası ve Erdek, Balıkesir tatili için rotanızı çevirebileceğiniz tatil beldelerindendir.
Balıkesir'de Gezilecek Yerler
Antandros Antik Kenti: M.Ö. 7 ve 8.yy.dan beri Balıkesir Tarihi içerisinde yer alan Antandros Antik Kenti,Balıkesir'in Edremit ilçesi sınırlarında ve Ida Dağları eteklerinde yer almaktadır.Mozaikleri ile ünlü olan Antandros Antik Kenti'nin Truva Savaşlarını anlatan belgelerde de adı geçmektedir.Balıkesir gezilecek yerler listenize kesinlikle koymanız gereken bir tarihi bölgedir Antandros Antik Kenti.
Kaz Dağı (İda Dağı): Balıkesir ve Çanakkale illeri arasında yer alan Kaz Dağları, Balıkesir gezi durakları arasında en önemlilerden bir tanesidir.Doğa tutkunlarının uğrak noktası olan Kaz Dağı(İda Dağı) bir çok Yunan Mitolojisi efsanesinde de geçmektedir.Bir çok efsaneye konu olan Kaz Dağı (İda Dağı)içerisinde bir çok ağaç türünü ve Kara Menderes, Tuzla, Biga ve Gönen Çaylarını da bulundurmaktadır.Trekking( Yürüyüş) tutkunları için Balıkesir gezilecek yerlerine mükemmel bir alternatif olacaktır.
Manyas Kuş Cenneti:  Balıkesir'in Bandırma ilçesinde yer alan Manyas Kuş Gölü ''kuş cenneti'' olarak adlandırılmaktadır.Kuşların göç esnasında durak edindikleri bölge, 239 kuş türünün görülebileceği cezbedici güzellikte bir doğa keşfi noktasıdır.Balıkesir doğal güzelliklerinin en önemli bölgesi olan Manyas Kuş Cenneti,Balıkesir gezilecek yerler listenizin en başlarında bulunmalıdır.
Gönen Mozaik Müzesi:  Türkiye’de en fazla mozaik yer alan müzedir. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait çeşitli mozaik eserler bulunan müze, Balıkesir ilinin ilgi çeken mekanları arasındadır.Balıkesir tarihine ışık tutmuş eserleri içerisinde bulunduran Gönen Mozaik Müzesi,Balıkesir'in görülecek yerleri listenize ekleyebilirsiniz.
Kepekler Kaplıcaları:  Romatizma, siyatik ve sinir hastalıklarına faydalı kaynaklara sahip, doğal alanları içerisinde detaylı hizmet sunan tesislerin bulunduğu bir bölgedir. Ayrıca, ‘’Moor’’ ismi verilen çamurlar, kadın hastalıklarına şifa niteliğindedir. Sağlık turizmi içerisinde önemli merkezlerden biri olan Kepekler Kaplıcaları, ziyaretçilerine kapılarını açıyor.
Yıldırım Camii ve Külliyesi: Balıkesir’in en eski Osmanlı mimari eseridir. 1388 yılında yapılmış olan camii ve külliyesi, tarihi dokusu ve manevi değeriyle dikkat çeken mekanlar içerisindedir.Balıkesir'in tarihinde önemli bir yer tutan Yıldırım Camii ve Külliyesi, Balıkesir gezilecek yerler listenizde bulunabilir bir Balıkesir'in Tarihi Mekanıdır.
Balıkesir'de Konaklama
Gezilecek bu kadar yere sahip olan bu kent çok fazla ziyaretçi ağırlamaktadır.Balıkesir tatilinizde Balıkesir'de konaklayabileceğiniz bir çok Balıkesir Otelleri,Pansiyonları mevcuttur.Daire Kiralama sektörünün öncülerinden olan Güven Emlak Balıkesir firmamız Balıkesir Günlük Kiralık Ev, Balıkesir Kiralık daireleri ile çok yakında Balıkesir ve çevresinde siz Balıkesir ziyaretçilerine hizmet verecektir
Balıkesir'e Ulaşım
Balıkesir, Marmara Bölgesi'nin önemli turizm kentlerinden biridir.Balıkesir'e demiryolu, havayolu, karayolu, deniz yollarıyla ulaşmak mümkündür. İstanbul, İzmir, Bursa gibi şehirler arası trafiğin ortasında, tam geçiş noktasındadır. Karayolu ile ulaşımda, İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara gibi büyük şehirlerin yanında Türkiye'nin diğer illerinden düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. İzmir - Balıkesir arası gün aşırı tren seferleri de bulunmaktadır. Denizyolunu tercih edenler için de, İstanbul'dan Balıkesir'e seyehat etmek mümkündür. Balıkesir Havayolu ulaşımınız için, Balıkesir Koca Seyit Havalimanı'nı kullanabilirsiniz. İstanbul'dan Balıkesir'e yapılan uçak yolculuğu yaklaşık 50 dk sürmektedir.
Daha fazla bilgi için tıklayın   http://www.guvenemlakbalikesir.com
0 notes
ebookindiroku-blog · 7 years
Text
Uygarlıklar Işığında Türk Destanları Ebook
Uygarlıklar Işığında Türk Destanları Üniversitelerin Turizm ve Turizm Rehberliği eğitimi veren bölümlerinde Uygarlık Tarihi, Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Mitolojisi ve Türk-Anadolu Mitolojisi veya benzer isimler altında okutulan derslere ve profesyonel turist rehberliği kurslarına, profesyonel turist rehber adaylarına, mesleğe yeni başlayan rehberlere ve konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacılara bir kaynak oluşturacağı kanaatindeyiz.
Uygarlıklar Işığında Türk Destanları Ebook
0 notes