Tumgik
#Bağımsız Oyun
oyunhaberleri12 · 6 months
Text
OyunMedyası.com: Oyun Dünyasının Merkezi
OyunMedyası.com: Oyun Dünyasının Merkezi
Dijital çağın getirdiği yeniliklerle birlikte oyun dünyası da giderek genişlemekte ve daha da karmaşık hale gelmektedir. Bu genişleyen dünyada oyuncular için doğru bilgiye ulaşmak ise her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. İşte tam da bu noktada devreye giren OyunMedyası.com, oyun tutkunları için vazgeçilmez bir kaynak olma iddiasıyla yola çıkıyor.
OyunMedyası.com Nedir?
OyunMedyası.com, oyun endüstrisine dair en güncel haberlerden oyun incelemelerine, rehberlerden oyun dünyasına dair derin analizlere kadar geniş bir içerik yelpazesi sunan bir platformdur. Her türden oyuncunun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla zengin ve çeşitli içerikleriyle öne çıkar.
Geniş İçerik Yelpazesi
OyunMedyası.com, sadece popüler oyunların değil, aynı zamanda bağımsız yapımların da tanıtımlarını ve incelemelerini sunar. Platform, farklı platformlarda (PC, konsol, mobil vb.) yayınlanan oyunlara dair haberleri takip ederek oyunculara en güncel bilgileri sağlar. Ayrıca, oyun endüstrisindeki gelişmeleri ve trendleri yakından takip ederek okuyucularına sektördeki en son gelişmeler hakkında bilgi verir.
Profesyonel İncelemeler ve Rehberler
OyunMedyası.com, oyunları sadece yüzeyde değil, derinlemesine inceleyen ve objektif bir bakış açısı sunan profesyonel incelemeleriyle öne çıkar. Oyun severler, satın almadan önce oyun hakkında detaylı bilgi edinmek istediklerinde platformun kapsamlı incelemelerine başvurabilirler. Ayrıca, zorlu bölümleri geçmek veya gelişmiş stratejiler öğrenmek isteyenler için hazırlanan rehberler, oyuncuların oyun deneyimini daha da zenginleştirir.
Topluluk Odaklı Yaklaşım
OyunMedyası.com, bir topluluk oluşturma ve oyuncular arasında etkileşimi teşvik etme konusunda da aktif bir rol oynar. Forumları, yorum bölümleri ve sosyal medya hesapları aracılığıyla oyuncular arasında iletişimi artırır ve paylaşımları teşvik eder. Böylece, oyun tutkunları arasında bilgi ve deneyim paylaşımı kolaylaşır.
Güvenilirlik ve Tarafsızlık
OyunMedyası.com, güvenilirlik ve tarafsızlık ilkelerine bağlı kalarak içerik üretir. Her bir inceleme ve haber, tarafsız bir bakış açısıyla sunulur ve okuyucuların doğru bilgiye erişimini sağlamak için titizlikle incelenir. Bu sayede, oyuncular platforma güven duyar ve ihtiyaç duydukları bilgileri güvenle alabilirler.
OyunMedyası.com ile Oyun Dünyasını Keşfedin
OyunMedyası.com, oyun tutkunları için vazgeçilmez bir kaynak olma misyonuyla yola çıkar. Geniş içerik yelpazesi, profesyonel incelemeler, güvenilir haberler ve topluluk odaklı yaklaşımıyla platform, her türden oyuncunun ihtiyaçlarını karşılar. Oyun dünyasını daha derinden keşfetmek ve en güncel bilgilere erişmek için OyunMedyası.com'u ziyaret edin ve oyun deneyiminizi bir üst seviyeye taşıyın.
1 note · View note
guzelasama · 2 months
Text
CLOUDVİST - MEGA+
Tumblr media
Sanal sunucular, günümüz dijital dünyasında işletmelerin ve bireylerin ihtiyaç duyduğu esneklik ve ölçeklenebilirliği sağlamak için önemli bir çözüm sunar. Özellikle hızla gelişen teknoloji ile birlikte, VDS sunucuları (Virtual Dedicated Server), kullanıcıların kendi kaynaklarına tam kontrol sağlamasına olanak tanır. Bu sayede, sunucu sahipleri ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir deneyim yaşayabilirler. VDS server olarak da bilinen bu sistemler, yüksek performans ve güvenliği bir arada sunarak, farklı sektörlerde tercih edilmektedir. 
Sanal Sunucu
Sanal sunucu, fiziksel bir sunucunun sanal bir versiyonudur. Bu teknoloji, donanım kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Birden fazla sanal sunucu, tek bir fiziksel sunucu üzerinde çalışabilir, bu da maliyetleri düşürür ve kaynakların optimal kullanımını sağlar.
Sanal sunucu kullanmanın birçok avantajı bulunmaktadır. Örneğin, yüksek esneklik sunar; ihtiyaç duyulduğunda kaynaklar kolayca artırılabilir veya azaltılabilir. Ayrıca, işletmeler için bakım ve yönetim maliyetlerini minimize ederken, hızlı bir kurulum süreci sunar.
Günümüzde, sanal sunucu hizmetleri birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Web siteleri barındırmak, veri depolamak veya uygulama geliştirmek gibi farklı amaçlar için tercih edilebilir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için mükemmel bir çözüm sunmaktadır.
VDS Sunucu
VDS sunucu, Virtual Dedicated Server (Sanal Özel Sunucu) ifadesinin kısaltmasıdır. Bu tür sunucular, fiziksel bir sunucunun sanal parçalara ayrılması ile oluşturulur. Her bir VDS sunucu, diğer sanal sunuculardan bağımsız bir şekilde çalışabilir ve kullanıcılara özelleştirilmiş kaynaklar sunar.
VDS sunucu tercih etmek, işletmelerin çeşitli avantajlar elde etmesine olanak tanır. Kullanıcılar, kendi ihtiyaçlarına göre kaynakları artırabilir veya azaltabilir. Bu esneklik, büyüyen veya değişen iş ihtiyaçlarını karşılamak için oldukça faydalıdır.
Ayrıca, VDS sunucu kullanmak, daha iyi performans ve güvenlik sağlar. Fiziksel sunucunun kaynakları sanal sunucular arasında paylaştırılmadığı için, her kullanıcı kendi sunucusunda daha yüksek performans elde eder. Bu da özellikle yüksek trafik alan web siteleri için büyük bir avantajdır.
VDS Server
VDS Server, yani Sanal Özel Sunucu, sanal sunucular arasında en fazla kaynak ayırımı ve özelleştirme imkanı sunan bir çözümdür. Kullanıcılar, kendi özel sistemlerini bulundurarak, fiziksel bir sunucunun performansını ve kontrolünü elde edebilirler.
Bu yapı, maliyet etkinliği ve esnekliği ile dikkat çekmektedir. Kullanıcılar, VDS Server sayesinde istedikleri yazılımları yükleyebilir, sunucu yapılandırmalarını kendilerine göre ayarlayabilir ve yüksek performans gerektiren uygulamalarını rahatlıkla çalıştırabilirler.
Özellikle büyük veri analitiği, oyun sunucuları ve web uygulamaları için ideal bir çözüm olan VDS Server, yüksek bant genişliği ve düşük gecikme süreleri sunarak, kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkarır.
GPU Sunucu Kiralama
Günümüzde teknoloji ve dijitalleşme hızlı bir şekilde ilerlemekte. Bu durum, özellikle veri işleme ve grafik yoğun uygulamalar için GPU sunucu kiralama ihtiyacını artırmaktadır. Grafik işleme birimleri, karmaşık hesaplamaları hızlandırarak daha verimli bir çalışma ortamı sağlar.
GPU sunucuları, yüksek işlem gücü gerektiren alanlarda, örneğin makine öğrenimi, yapay zeka uygulamaları ve 3D modelleme gibi alanlarda sıklıkla tercih edilmektedir. Bu sunucular, kullanıcılara güçlü bir performans sunarak iş süreçlerini hızlandırmakta ve verimliliği artırmaktadır.
GPU sunucu kiralama hizmetleri, müşterilere esneklik ve maliyet avantajı sunarak, donanım yatırımı yapmadan yüksek performans elde etme imkanı sağlar. Ayrıca, kullanıcılar ihtiyaç duyduklarında kolayca kapasitelerini artırabilir veya azaltabilirler. Bu sayede, işletmeler değişen taleplere hızlı bir şekilde uyum sağlayabilirler.
705 notes · View notes
renklib · 28 days
Text
MEZUHOST - GOLD
Tumblr media
Metin2, dünya genelindeki oyuncuların ilgisini çeken popüler bir çevrimiçi savaş oyunudur. Bu heyecan verici oyunun keyfini çıkarırken, kaliteli bir sunucu deneyimi yaşamak da son derece önemlidir. İşte bu noktada Mezuhost.com devreye giriyor. Metin2 sunucu hizmetleri sunan Mezuhost, oyunculara hızlı, güvenilir ve performans odaklı bir altyapı sağlıyor. Ayrıca, Metin2 bilişim desteği ile kullanıcılarının her türlü teknik sorununa çözüm sunarak oyuncu memnuniyetini en üst düzeye çıkarıyor. 
Metin2 Sunucu
Metin2, oyun dünyasında kendine has bir yere sahip olan MMORPG türünde bir oyundur. Bu oyunun keyfini çıkarabilmek için gereken en önemli unsurlardan biri, güvenilir ve performanslı bir metin2 sunucuna sahip olmaktır. Kaliteli bir sunucu, oyunculara sorunsuz bir deneyim sunmak için kritik öneme sahiptir.
Mezuhost.com, Metin2 sunucu için ihtiyaç duyulan tüm hizmetleri sağlayan öncü bir platformdur. Bu site, kullanıcılarının en iyi oyun deneyimini yaşamasını sağlamak amacıyla yüksek hızda ve istikrarlı sunucular sunmaktadır. Metin2 bilişim alanında uzman ekipleri sayesinde, kullanıcıların taleplerine yönelik çözümler geliştirmektedirler.
Güçlü bir metin2 server, oyunun akıcılığını ve oyuncuların keyfini artırırken, sunucu kesintileri ve lag gibi sorunları en aza indirir. Mezuhost.com, bu tür sorunları ortadan kaldırmak için gereken altyapıya ve deneyime sahiptir. Sunucularının yüksek performansı, oyuncuların oyun içerisinde daha iyi bir deneyim yaşamasına olanak sağlar.
Özetle, Metin2 oyununa dalmak isteyen oyuncular için doğru sunucu seçimi büyük önem taşımaktadır. Mezuhost.com sayesinde, kaliteli bir metin2 sunucu ile oyun keyfini en üst düzeye çıkarabilirsiniz. Uzman ekipleri ve müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımıyla, Metin2 deneyiminizi en iyi hale getirmek için buradadırlar.
Metin2 Bilişim
Metin2, oyun dünyasının en popüler MMORPG'lerinden biri olarak, dünya çapında milyonlarca oyuncuya ev sahipliği yapmaktadır. Bu bağlamda, metin2 sunucu ve metin2 bilişim alanları büyük bir önem taşımaktadır. Oyun sunucuları, oyuncuların kesintisiz bir deneyim yaşamasını sağlarken, bilişim çözümleri de sunucuların verimliliğini artırmak için kritik rol oynamaktadır.
Mezuhost.com, metin2 server hizmetleri ile oyunculara en iyi deneyimi sunmayı hedefliyor. Sunucu kalitesi, oyuncuların oyun deneyimini doğrudan etkileyen faktörlerden biridir. Bu nedenle, sunduğumuz çözümler sayesinde oyuncuların sorunları en hızlı şekilde çözülmekte, eğlenceleri kesintiye uğramamaktadır.
Oyun içi bilgilendirme ve teknik destek hizmetleri bizim için de son derece önemlidir. Metin2 bilişim konusunda uzman ekibimiz, oyunculara her türlü bilgi ve desteği sağlamak için 7/24 hizmet vermektedir. Bu sayede, oyuncular herhangi bir sorunla karşılaştıklarında hızlıca çözüm bulabilmektedirler.
Bağımsız sunucular kurarak, farklı oyun deneyimleri sağlamak da önemli bir hedefimizdir. Metin2 sunucu yapıları, her oyuncunun ihtiyacına göre özelleştirilebilmekte ve böylece herkesin kendine uygun bir oyun deneyimi yaşaması sağlanmaktadır. Player experience is crucial for the popularity of any game, and this is why we place such a heavy emphasis on high-quality servers.
Sonuç olarak, Mezuhost.com ile metin2 bilişim alanında güvenilir ve etkili çözümler sunuyoruz. Oyun severler için oluşturduğumuz bu dinamik yapılar, onların eğlenceli vakit geçirmelerini garanti altına alıyor. En iyi metin2 server seçenekleri ile oyuncular, kaliteli bir deneyim için doğru adresi bulmuş oluyor.
Metin2 Server
Metin2 sunucu, online oyun dünyasında önemli bir yere sahiptir. Oyunseverler, kaliteli ve kesintisiz bir oyun deneyimi yaşamak için güvenilir sunucular ararlar. Bu noktada Metin2 bilişim alanında uzmanlaşmış olan Mezuhost.com öne çıkmaktadır. Mezuhost, sunduğu güçlü alt yapısıyla, oyun severlere ideal bir Metin2 server çözümü sağlayarak, oyun keyfini artırmaktadır.
Bir Metin2 server kurmak, yalnızca yazılım ve donanım gerektirmez; aynı zamanda güçlü bir yönetim ve destek ekibine de ihtiyaç vardır. Mezuhost, bu alanda sunduğu profesyonel hizmetlerle, kullanıcıların sorunsuz bir deneyim yaşamasını sağlamaktadır. Kullanıcı dostu arayüzleri ve 7/24 müşteri desteği ile oyun severlerin her türlü ihtiyacına cevap vermektedir.
Oyun sunucularında performans, kesintisiz bağlantı ve güvenlik gibi faktörler büyük önem taşır. Metin2 bilişim sektöründeki deneyimi ile Mezuhost, oyunculara en iyi sunucu deneyimini yaşatmayı hedeflemektedir. İster yeni bir sunucu kurmak, ister mevcut sunucunuza yükseltme yapmak isteyin, Mezuhost sizin için ideal bir partnerdir.
Sonuç olarak, Metin2 sunucu seçenekleriniz arasında tercihiniz Mezuhost olmalıdır. Oyun dünyasına kesintisiz bir giriş yapmak ve en iyi deneyimi yaşamak için Mezuhost'un sunduğu hizmetleri inceleyebilirsiniz. Oyun keyfiniz için doğru seçim, doğru sunucudan geçmektedir!
382 notes · View notes
eniyilisanspazarim · 2 months
Text
PCHOCASİ - PLATİN
Tumblr media
PC Hocası blogumuza hoş geldiniz! Teknolojinin hızla geliştiği bu dijital çağda, bilgisayar ve donanım konularında sağlıklı ve güncel bilgilere ulaşmak hiç bu kadar önemli olmamıştı. PC Hocası, teknoloji tutkunlarına ve bilgisayar meraklılarına en son gelişmeleri, ipuçlarını ve donanım haberlerini sunmaya kararlıdır.
PC Hocası
PC hocası, bilgisayar kullanımı, donanım ve yazılım hakkında bilgi edinmek isteyenler için önemli bir kaynaktır. Bu eğitim platformu, hem yeni başlayanlar hem de ileri düzey kullanıcılar için geniş bir içerik sunmaktadır. Bilgisayar dünyasında bilgi edinmek artık hiç bu kadar kolay olmamıştı.
Kullanıcıların bilgisayarlarını daha verimli kullanabilmeleri için çeşitli eğitimler düzenlemektedir. Bu eğitimler arasında Windows işletim sistemi, yazılım kurulumları, donanım yükseltmeleri ve genel bakış eğitimi gibi konular bulunmaktadır. Her seviyeden bilgisayar kullanıcısına hitap eden içerikler, kullanıcıların kendi hızlarında öğrenmelerine olanak tanır.
Ayrıca, PC Hocası platformu, bilgisayar sorunlarına yönelik ipuçları ve çözümler de sunmaktadır. Kullanıcılar, yaşadıkları problemleri çözmek için çeşitli makaleler ve videolar aracılığıyla yararlanabilirler. Bu, bilgisayar kullanıcılarının bağımsız bir şekilde sorunlarını çözmelerine yardımcı olur.
Teknoloji dünyasının hızla değiştiği günümüzde, PC Hocası olarak güncel makaleler ve videolarla kullanıcıların bilinçlenmelerini sağlamaktadır. Yeni çıkan yazılımlar, donanımlar ve teknoloji trendleri hakkında bilgilendirmeler yaparak, kullanıcıların teknolojik gelişmeleri takip etmelerine yardımcı olmaktadır.
PC Hocası ile bilgisayar becerilerinizi geliştirebilir, yeni teknolojileri öğrenebilir ve hatta kariyerinizde bir adım öne geçebilirsiniz. Bilgisayarınızı daha iyi anlamak ve onu daha verimli kullanmak için PC Hocası harika bir başlangıçtır.
Teknoloji Haberleri
Teknoloji dünyası her geçen gün daha da gelişiyor. Yeni cihazlar, uygulamalar ve inovatif çözümler ile kullanıcıların hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Özellikle mobil teknoloji, yapay zeka ve bulut bilişim alanlarındaki yenilikler, gündemi oldukça meşgul ediyor.
Son dönemde dikkat çeken gelişmelerden biri, 5G teknolojisi. Bu teknoloji, daha hızlı internet bağlantıları ve düşük gecikme süreleri ile kullanıcı deneyimini üst seviyelere taşıyor. Özellikle akıllı şehirler ve nesnelerin interneti projelerinde 5G'nin rolü büyük. Şu anda birçok ülkede bu teknoloji test aşamasında ve gelecekte yaygın olarak kullanılması bekleniyor.
Ayrıca, yapay zeka uygulamaları da hızla yaygınlaşıyor. Artık günlük yaşamımızda sıkça karşılaştığımız sesli asistanlar ve öneri sistemleri, kullanıcılara kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor. Örneğin, sanal asistanlar sayesinde kullanıcılar, yalnızca sesli komutlar vererek birçok işlemi yapabiliyor.
25 Eylül 2023’te gerçekleşen Teknoloji Zirvesi, bu alandaki yeniliklerin tanıtıldığı önemli bir etkinlik oldu. Etkinlikte, birçok teknoloji devi son ürünlerini sergiledi. Katılımcılar, sanal gerçeklik, augmented reality ve robot teknolojileri gibi alanlardaki gelişmeleri yerinde inceleme fırsatı buldu.
Son olarak, çevre dostu teknolojilerin önemi de giderek artıyor. Yeşil enerji, sürdürülebilir üretim ve atık yönetimi konularında birçok şirket, çevreye duyarlı çözümler geliştiriyor. Bu sayede, teknoloji kullanımı sırasında doğaya olan etki minimize edilmeye çalışılıyor.
Teknoloji haberleri her daim dinamik bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, gelişmeleri takip etmek, kullanıcılar için büyük önem taşır. Her yeni gün, yeni bir inovasyon ve değişiklik getirebilir, bu yüzden yeniliklere açık olmak ve öğrenmeye devam etmek gereklidir.
Donanım Haberleri
Son zamanlarda teknoloji dünyasında pek çok donanım haberi gündeme geldi. Özellikle bilgisayar bileşenleri konusunda yapılan yenilikler ve geliştirmeler, teknoloji meraklılarının dikkatini çekiyor. Bu yazıda, en güncel donanım haberlerine ve trendlerine bir göz atacağız.
Grafik Kartları: Oyun ve grafik tasarımlarında önemli bir yere sahip olan grafik kartları, her geçen gün daha fazla gelişiyor. Yeni nesil grafik kartları, yüksek çözünürlüklerde ve akıcı performansla oyun oynamak isteyen kullanıcılar için vazgeçilmez hale geldi. Öne çıkan markalardan biri olan NVIDIA, yeni RTX serisini tanıttı ve bu kartlar, ray tracing gibi ileri düzey teknolojilere destek veriyor.
İşlemciler: Donanım dünyasında önemli bir diğer bileşen ise işlemciler. Intel ve AMD, kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik farklı model ve seriler sunmaya devam ediyor. Özellikle çok çekirdekli işlemciler, daha yüksek performans ve çoklu görev yetenekleriyle dikkat çekiyor. Son dönemde piyasaya sürülen yeni nesil işlemciler, oyun performansını oldukça artırmış durumda.
SSD Depolama Alanı: Veri depolama çözümleri de donanım haberlerinin önemli bir parçası. Geleneksel HDD'lere kıyasla daha hızlı veri erişimi sağlayan SSD'ler, kullanıcıların tercih ettiği bir seçenek haline geldi. Kaliteli bir SSD ile sisteminizin açılış süresini ve programların yüklenme sürelerini önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
Bunların yanı sıra, RAM güncellemeleri ve yeni soğutma çözümleri gibi konular da donanım haberciliğinin gündeminde. Bilgisayar toplama veya güncelleme sürecinde, bu bileşenlerin uyumlu olması ve performansı etkilemesi büyük önem taşıyor. Son gelişmelerle birlikte, kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun donanım çözümleri bulmak daha kolay hale geliyor.
Teknoloji dünyasındaki bu donanım haberleri ile ilgili gelişmeleri yakından takip ederek, bilgisayarınızı en iyi şekilde optimize edebilir ve performansını artırabilirsiniz.
681 notes · View notes
bliow · 2 months
Text
CLOUDVİST - MEGA+ (2)
Tumblr media
Sanal sunucular, günümüz dijital dünyasında işletmelerin ve bireylerin ihtiyaç duyduğu esneklik ve ölçeklenebilirliği sağlamak için önemli bir çözüm sunar. Özellikle hızla gelişen teknoloji ile birlikte, VDS sunucuları (Virtual Dedicated Server), kullanıcıların kendi kaynaklarına tam kontrol sağlamasına olanak tanır. Bu sayede, sunucu sahipleri ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir deneyim yaşayabilirler. VDS server olarak da bilinen bu sistemler, yüksek performans ve güvenliği bir arada sunarak, farklı sektörlerde tercih edilmektedir. 
Sanal Sunucu
Sanal sunucu, fiziksel bir sunucunun sanal bir versiyonudur. Bu teknoloji, donanım kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Birden fazla sanal sunucu, tek bir fiziksel sunucu üzerinde çalışabilir, bu da maliyetleri düşürür ve kaynakların optimal kullanımını sağlar.
Sanal sunucu kullanmanın birçok avantajı bulunmaktadır. Örneğin, yüksek esneklik sunar; ihtiyaç duyulduğunda kaynaklar kolayca artırılabilir veya azaltılabilir. Ayrıca, işletmeler için bakım ve yönetim maliyetlerini minimize ederken, hızlı bir kurulum süreci sunar.
Günümüzde, sanal sunucu hizmetleri birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Web siteleri barındırmak, veri depolamak veya uygulama geliştirmek gibi farklı amaçlar için tercih edilebilir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için mükemmel bir çözüm sunmaktadır.
VDS Sunucu
VDS sunucu, Virtual Dedicated Server (Sanal Özel Sunucu) ifadesinin kısaltmasıdır. Bu tür sunucular, fiziksel bir sunucunun sanal parçalara ayrılması ile oluşturulur. Her bir VDS sunucu, diğer sanal sunuculardan bağımsız bir şekilde çalışabilir ve kullanıcılara özelleştirilmiş kaynaklar sunar.
VDS sunucu tercih etmek, işletmelerin çeşitli avantajlar elde etmesine olanak tanır. Kullanıcılar, kendi ihtiyaçlarına göre kaynakları artırabilir veya azaltabilir. Bu esneklik, büyüyen veya değişen iş ihtiyaçlarını karşılamak için oldukça faydalıdır.
Ayrıca, VDS sunucu kullanmak, daha iyi performans ve güvenlik sağlar. Fiziksel sunucunun kaynakları sanal sunucular arasında paylaştırılmadığı için, her kullanıcı kendi sunucusunda daha yüksek performans elde eder. Bu da özellikle yüksek trafik alan web siteleri için büyük bir avantajdır.
VDS Server
VDS Server, yani Sanal Özel Sunucu, sanal sunucular arasında en fazla kaynak ayırımı ve özelleştirme imkanı sunan bir çözümdür. Kullanıcılar, kendi özel sistemlerini bulundurarak, fiziksel bir sunucunun performansını ve kontrolünü elde edebilirler.
Bu yapı, maliyet etkinliği ve esnekliği ile dikkat çekmektedir. Kullanıcılar, VDS Server sayesinde istedikleri yazılımları yükleyebilir, sunucu yapılandırmalarını kendilerine göre ayarlayabilir ve yüksek performans gerektiren uygulamalarını rahatlıkla çalıştırabilirler.
Özellikle büyük veri analitiği, oyun sunucuları ve web uygulamaları için ideal bir çözüm olan VDS Server, yüksek bant genişliği ve düşük gecikme süreleri sunarak, kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkarır.
GPU Sunucu Kiralama
Günümüzde teknoloji ve dijitalleşme hızlı bir şekilde ilerlemekte. Bu durum, özellikle veri işleme ve grafik yoğun uygulamalar için GPU sunucu kiralama ihtiyacını artırmaktadır. Grafik işleme birimleri, karmaşık hesaplamaları hızlandırarak daha verimli bir çalışma ortamı sağlar.
GPU sunucuları, yüksek işlem gücü gerektiren alanlarda, örneğin makine öğrenimi, yapay zeka uygulamaları ve 3D modelleme gibi alanlarda sıklıkla tercih edilmektedir. Bu sunucular, kullanıcılara güçlü bir performans sunarak iş süreçlerini hızlandırmakta ve verimliliği artırmaktadır.
GPU sunucu kiralama hizmetleri, müşterilere esneklik ve maliyet avantajı sunarak, donanım yatırımı yapmadan yüksek performans elde etme imkanı sağlar. Ayrıca, kullanıcılar ihtiyaç duyduklarında kolayca kapasitelerini artırabilir veya azaltabilirler. Bu sayede, işletmeler değişen taleplere hızlı bir şekilde uyum sağlayabilirler.
387 notes · View notes
velovis · 11 months
Text
insan düştüğü yerden kalkamadığında insan oluyor. ellerim titriyor, parmak uçlarım uyuşuyor. dizlerim, küçük bir çocuğun oyun oynarken düşüp cânının yandığını anlayamadığı günün gecesindeymişim gibi sızlıyor. dudaklarım çatlıyor, burnum çok sık kanıyor. göz altlarımdaki torbalar bir torbacınınkinden daha koyuymuş gibi görünüyor. hayat bazen bir çıkmaz sokakta yoksunluk çeken bağımlı gibi hissettiriyor. sonra bu yoksunluğun bağımlılıklardan bağımsız oluşu insanın suratına en sert biçimde çarpıyor. belki de burnum bu yüzden çok kanıyor. hislerin yok oluşu, karmaşanın son bulacağına işaret ediyor sanarken karşına çıkan tek işaretin nahoşluğu seni bir banyoda kafana sıkacak hâle sokuyor. insanların çoğu, kâbuslardan uyanıp kâbuslarla yaşıyor ama nedense yalnızca uyumaktan nefret ediyor. kimsenin yaşayamadığı hayatı kimsenin gözü görmüyor. sigara aynı zevki vermiyor, kimsenin yüzü artık sarhoş etmiyor. tutuşturduğum hiçbir şey içim kadar alev almıyor. çenem, tüm dişlerimi kerpetenle söken bir dişçiden yeni çıkmışım gibi fütursuzca cânımı alıyorlarmış gibi sızlıyor. kimse yok, konuşan hiç kimse yok, neden sesler susmuyor? dişlerimi dilime geçiriyorum ağzım kanla doluyor, susmuyor, kim konuşuyor? insan düştüğü yerden kalkamadığında insan oluyor. kalkıyorum, kendimi kalkmamış gibi hissetmekten alıkoyamadığımdan mı kanıyor burnum?
47 notes · View notes
turqlands · 2 months
Text
Büyük Ortadoğu Projesi
Amerika'ya Ait, İsrail'e Destek Projesidir...
Amerika Ülkelerden Birini Piyon Olarak Seçer, Ona İstediğini Yaptırır; Keza Libya Lideri Kaddafi İçinde Öyle Yöntem Kurdu... Libya'yı Böldü, İşgal Etti, Amerika'ya Boyun Eğmesini Sağladı !
Amerika...Para Biriminin Büyük Olmasını İstemiyordu !
Onuda, Libya Lideri Rahmetli Kaddafi'yi Öldürtmek Üzerine Proje Uyguladı, Amerika Öldürdü....
Aynı Oyun, Türkiye Üzerinden Erdoğan'a Destek Vererek Ülkeyi Sıkıntılı Durumlar Yaşatıp; Atatürk'ün Dediği Vecizeye Misilleme Olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin Vatandaşını Kendine Kul Köle Etmekti !
Atatürk'e, Seni Biz Yönetelim Dedi Amerika...
Atatürk *"HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR"* Diyerek
Türkiye'nin Tam Bağımsız Olduğunu İlan Etti...
Uyanık Olmayan Türkiye Cumhuriyetinin Hükümet İdarecileri Yüzünden Türkiye Bu Sorunları Yaşıyor, Yaşamaktadır !
Bu Sorunların İlki
Menderes'in NATO'ya 76 Üssüne İzin Vermesiyle Başladı... Doyumsuz Amerika, Bu Seferde Büyük Ortadoğu Projesi Altında, Rahmetli Erbakan'ına Göz Dikti, Fakat Atatürk Gibi Düşünen Devlet Adamı Rahmetli Erbakan Rest Çekti ! Bu Sefer Yine Yılmayan Amerika Oyuncağı Olan Recep Tayyip Erdoğan'ı Bulup, Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Üzerine Oyunlar Oynamaya Başladı !
Akıllı Olan Devletine Karşı, Devletini Milletini Kimseye Uşaklık Yaptırmaz....
Nasip PAMUK ✍🏻🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
5 notes · View notes
fransizkafkathe3rd · 1 year
Text
Bu da o anlık farkındalıklardan. Vücudu hareket ettirmenin getirdiği duygusal hareketlenmelerden. Meditopia'da "mutluluk nedir?" tarzı bir meditasyon denk geldi. Aklım direkt o "mutluluğa inanmıyorum" erama kaydı.
Kirpi seninle en çok sanırım burada çatıştık. Mutlu olduğumu iyi hissettiğimi duymayı çok bekledin istedin. Bunun farkına yıllar sonra sen söyleyince vardım. Çok uzun süre mutluluk fikrine direnç gösterdim, inanmadım, yok saydım. Bakınca ne kadar çocukça geliyor.
Epifani diyodum. Aslında mutluluğum ya da mutluluğa inancım hep senin avuçlarının içindeydi yani içindeymiş. Ben her zaman o kadar yakınmışım ki mutluluğa. Sen o mutluluğu uzatsan ellerinle, tek an tereddüt etmeden uzanıp tutardım, kucaklardım mutluluğu. Yıllarca o mutluluğu bana vermeni bekledim, bana bir kapı açmanı, duygularıma karşılık vermeni. Yıllarca. Bu kadar basitti yani aslında mutluluk, ve sen bana vermediğin sürece bu mutluluğa inanmayı reddettim. Bilinçli bir şekilde değil belki de bilinçdışında bilinçaltında ya da her neyse bir yerde benden mutlu olduğumu duymayı beklemen de aynı noktadan filizleniyormuş. O yer her neresiyse sen de orada biliyordun benim mutluluğumun ellerinde olduğunu ve bunu bana veremeyeceğini. O yüzden dış etmenlerle bir şekilde mutlu olabilmemi istiyordun, sana bağlı kalmamamı. Çıkamadık hiç bu döngüden, becerebilseydim bir şekilde senden bağımsız mutlu olabilmeyi belki hala birbirimizin hayatında olurduk bir şekilde.
Sanırım bu beni bir şekilde büyüttü. Ya da sonradan karşıma çıkan kişi bu kısmımı büyüttü. Sirius'a karşı hiç o korkak tavrı sergilemedim sanırım, mutlu olmak için çabalamaktan korkmadım. Mutluluğa inanıyordum, o buna destek verse de vermese de. Bu işin sonu bir yere çıkmayacaksa da çıkmayacaktı ama onunla geçirdiğim her an mutluydum. Birlikteliğimizin bu mutluluğa büyüteceğine de inandım ve hayalkırıklığı yaşamaktan korkmadım bunları umut ederken. Başıma güzel şeylerin gelebileceği, sevilebileceğim umudunu hiç bastırmadım. Kartlarımı hep açık oynadım, bir şeylerin arkasına saklanmadım. Ne istediğimi biliyordum ve istediğim olmayacaksa da ilişkiyi sürdürmeyeceğimi biliyordum. O da bir şekilde karşılık verdi bu umutlarıma, hayallerime. Sanırım bu yüzden çok sert çakıldım her şey ters gitmeye başladığında. İlk kez kendimi bir şeye tam anlamıyla açabildim, ve o şey beni defalarca öldürdü. Yeni biri doğana kadar defalarca defalarca kez öldürdü.
Tekrar bununla mı sınanıyorum emin değilim. Her iki süreci de yaklaşık bir aydır tekrar tekrar kafamdan geçiriyorum. Farkında değilim sanki ama bir şey bulmaya çalışıyorum. Sürekli seni görüyorum kirpi rüyalarımda, anneni. Sen hep pişmansın, evlenmekten pişmansın evlendiğin kişiden pişmansın. Annen artık arkadaş olmadığımıza üzgün. Rüyalarda kendimi ne yaptığımı ne dediğimi hiç hatırlamıyorum.
Lake diye bi oyuna denk geldim ps5'te. İlgimi çekti indirdim, çok basit ama iyi anlamda hani keep it simple'daki basitlik. 1986'da yazılımcı bir kadının memleketine dönüp bir süreliğine babasının postacı işini devralmasını konu alıyor. Kasaba göl kenarında, sevimli insanlar var. Blueberry pie geçiyor sürekli. Her gün posta teslim ederken insanlarla da etkileşimde bulunuyor yardım ediyor falan. Çok huzur buldum oyunda. Erkek bi love interest var çok bariz belli oluyor, diğer insanlar da bunu konuşuyor falan. Erkek yani napim hep ignoreluyorum karşılıklı konuşmalarda. Bir de film vhs kaseti satan bir dükkan var, flick shack. İşleten kişi yaklaşık aynı yaşlarda, sarışın, kahküllü, gözlüklü biri. Görür görmez anlıyorum ki bu kişiyle aramızda bişey olacak. Ha unutmadan adı da "Angie" ironik değil mi? :D Utanmaz bir flörtleşme içine giriyorum konuşmalarda, venüs ikizler huyu maalesef. Sonunda bir karavanla ucu açık bir yolculuğa çıkıyoruz birlikte. İşimi bırakıyorum, kasabayı bırakıyorum her şeyi. En büyük hayalimiz değil miydi dünyayı gezmek birlikte? Oyun o kadar hayatıma paralel ilerledi ki. Bilmiyorum bazı şeyler öylesine denk gelemeyecek kadar precise. Ne düşünüyorum bilmiyorum, bildiğim tek şey tüm bunlar beni bir şeyi anlamaya, bulmaya itiyor. Neyi bulacaksam hayatımın akışını değiştirecek bir şey olacak.
7 notes · View notes
antuan · 1 year
Text
Hayatımın en güzel dönemi sanırım 2022 yazıydı. Yaz okulundan film tarihine giriş dersi alıyordum sadece. Ödev olarak birrrr sürü güzel film izliyordum ve derste bu filmlerdeki konseptleri tartışıyorduk. Bir proje kapsamında burs alıyordum ve oyun ablalığı yapıyordum. Para sıkıntım pek olmuyordu. Aynı zamanda İstanbul'daki en yakın arkadaşımla bağımsız bir araştırma projesine başlamıştık ve onun deney dizaynı üzerine çalışıyorduk. Haftada bir de okuldaki hafıza laboratuvarında şu an da yüksek lisansta üstüne çalışmak istediğim konular üstüne konuşuyorduk. Tek işim harika filmler izleyip, arkadaşlarımla sohbet edip, bize ait olan ilk deney üzerine çalışmak ve hafıza üzerine okuma yapmaktı. Yaşarken bu kadar hoş gelmiyordu, çok daha stresli hissediyordum ama o kısımları görmezden gelmek de işin bir parçası sanırım. Jack Antonoff'un I Miss Those Days diye bir şarkısı var. Hayatımızın en düşük noktalarına bile dönüp bakınca aslında güzel zamanlar olduğunu fark etmek, onları özlemek üzerine. 2022 yazındaki Zeynep'e sorsak kesinlikle bu hayatımın en iyi dönemi demezdi ama şimdi öyle hissediyorum işte.
5 notes · View notes
mistikyol · 1 year
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
İÇİNDEKİ ÇOCUĞU TEMSİL EDEN KIZI SEÇ İçindeki çocuk kaç yaşında olursan ol senin masum ve sevgi dolu yönündür. Onunla bağlantıya geçmek pek çok sorununu çözebilir.
1- KEDİLİ KIZ: Bağımsız ve özgür ruhlu içindeki çocuk hayatın kısıtlayıcı zorunluluklarından bunalıyor. Onu mutlu etmek adına doğada vakit geçirmeli ve mümkün olduğunca kendi başına keyifli anlar yakalamalısın. Sevgi dolu özünü takdir edebilen komplekssiz insanlarla doğru titreşimi yakalayabilirsin. Güvenlik alanından çıkmayı göze alarak sevdiğin iş için adımlar atma vaktin geldi. Sen harekete geç; gerisi gelir...
2- DONDURMALI KIZ: İçinde yaşadığı anın güzelliklerine kendini kaptırabilen, oyuncu bir çocuk var ama onun dışarı çıkmasına izin vermiyorsun. Oysa onu gibi hayatı tatlı bir oyun gibi görsen katı gerçeklerin ağırlığı altında ezilmesen enerjin de yükselecek. İzin ver küçük keyiflerle kendini birazcık da olsa şımartmaya. Bu senin titreşimini yükselterek yolunun kolaylaşmasını sağlayacak. Çevrendeki yargılayıcı insanların söylediklerine kulaklarını tıka. Şimdi kendini eleştirme değil motive ederek yükselme zamanı.
3- SİNCAPLI KIZ: İçinde mizahtan, gülmekten, muziplikten keyif alan şakacı bir çocuk var ama maalesef yüzündeki o gülümseme çizgilerini silmeye çalışıyorsun. Şöyle bir silkelen ve yeniden hayata karşı olan pozitif tutumuna geri dön. Hayat bir ayna gibi; sen güldükçe o da sana gülümseyerek karşılık verecek. Kalbini pır pır ettirecek heyecan verici tanışmalar önümüzdeki günlerde titreşiminin artmasına neden olacak. Davetlere, buluşmalara, kutlamalara veya sadece gündelik gezmelere mutlaka vakit ayır ve git. Kendini geride tutmaktan vazgeçsen iyi olur.
4- KARGALI KIZ: İçinde yaşından daha olgun gözlerle hayata bakan, bilge ve altıncı hissi güçlü bir çocuk var. Zamanla mantığa kapılıp onun gözlem yeteneğiyle birleşen güçlü sezgilerinden uzaklaşmadın mı sence? Oysa onun gücünü tekrar ortaya çıkarıp hayatın gizemli yönlerine tekrar yaklaşmalısın. Ruhunun bilgeliğini yaşamına yansıtarak titreşimini muazzam arttırabilirsin. Okumaya, öğrenmeye ve araştırmaya devam et. Kendini geliştirebileceğin kurslara katıl. Hayatında ummadığın ve seni çok değiştirecek bir çıkış yakalamak üzeresin.
5- BAYKUŞLU KIZ: İçinde hayata sevgi, şefkat, merakla bakan ve doğal enerjisi tatlılıkla parlayan bir çocuk var. Bu çekici ve tatlı enerjiyi bastırmaya gerek var mı sence? Sen böyle sevgiyi paylaşarak ve bazen hak etmeseler de şefkatinle kucaklayan yönünle güzelsin. Kendi güzelliğin hayatın bolluk ve bereketiyle birleşince maddi yönden muhteşem bir rahatlama yakalayacaksın. Kapını seni sömürenlere değil ama senden aldığı sevgiyle büyüyenlere aç. Hiçbir şeyin seni katılaştırmasına izin verme. Güzelliğinle ışıl ışıl parla!
6- KÖPEKLİ KIZ: İçinde huzurun güzelliğini çok küçük yaşlarda öğrenmiş, uyumlu ve özel enerjisiyle herkesten farklı küçük bir çocuk var. O kırılgan çocuğu korumak adına etrafına bazı duvarlar örmüş olabilirsin ama merak etme onun özel enerjisini açığa çıkarırsan güzelliklerine kendine mıknatıs gibi çekmeye başlayacaksın. Bazen bu dünyaya ait değilmişsin gibi geliyor ve bu doğru. Ruhun yüksek titreşimli alemlerden geliyor. Dünyada bulunma nedenin sendeki bu özel enerjiyi insanlara aktarmak. Önümüzdeki günlerde senin zamanın başlıyor. Duvarlara hiç gerek kalmayacak.
#mistikyolyoutube #mistikyol #mistikyolkişiliktesti #kişiliktesti #ruhsalmesaj #mistikyolruhsalmesaj #ruhsalgelişim #kişiselgelişim #çekimyasası #titreşiminiyükselt #içindekiçocuk #içindekiçocuğuseç #didemçiloğlu #cemçiloğlu  
4 notes · View notes
idydla · 2 years
Text
↝ ryomen sukuna & itadori yuji x reader
wattpad; idydlaa
!-uyarı; angst, şiddet, nsfw, dirty talk, yandere.
ps; timeskip.
word count; 1605 kelime.
İçindeki hisler, oldukça tuhaf ve yanlıştı. Ama bir şekilde bu düşüncelerini söküp atmayı başardın, Yuji'nin sabrı ve böyle bir şeye izin vermesi sayesinde.
İçindeki hislerin ne zaman başladığını hatırlamıyordun, belki de Yuji'nin yanağındaki o lanetle sürekli çekişmen, belki de Yuji'nin etrafındayken o adamın her zaman nasıl ortaya çıktığını ya da belki de hayati bir görev sırasında hayatını kurtardığı zamandı. Herkes çok şaşırmıştı, bir lanetin kendi düşmanını kurtarıyor olmasına.
Her nasıl olduysa, en sonunda Lanetler Kralı'nın senin için bir zaaf haline gelmesine neden olmuştun. En azından bir lanet için en zayıf nokta olmana. Ve seni içindeki bedenden kıskanıyordu, çünkü onun dövmeli kollarının arasında uyuduğun ve o günün sabahında en iyi arkadaşının sana hislerini itiraf ettiği için.
Bu teklifi ve bu itirafı kabul etmediğinde, "Sorun değil, sen mutlu olduğun sürece ben de mutluyum," demişti. Onun temiz kalbini kırdığın için ne kadar üzgün olsan da zaten içinde bir aşk vardı, aynı bedende fakat birbirleriyle zıt kişilikte.
Sukuna ile beraber olduğunuz zamanlar azdı, çoğu Yuji'nin bir görevden sonra çok yorgun olduğu ve istemeden değiştiği zamanlardı. Sevgilinle alacakaranlık saatlerinde ikinizi yalnız bırakacağı, dudaklarını vücudunun her tarafında gezdireceği, kulağına pis sözcükleri inleyeceği zamanlardı. Sukuna seninle geceleri beraber olduğunda, en iyi arkadaşının bu anları hatırlayamayacak kadar yorgun olmasını umuyordun.
Yine öyle bir gecede, dizlerinin üzerinde Sukuna'nın bacaklarının arasına eğilmiştin, sen boğazına kadar onu alırken Sukuna'nın da bundan zevk aldığı bariz belli oluyordu. Gözlerin dolana kadar, onu ağzına aldığın için yüzündeki gururlu sırıtışı belli oluyordu. Seninle oyun oynadığını biliyordun, fakat buna sesin çıkamıyordu.
"Benim için yalvarıyorsun, çaresizliğin ne kadar da acı."
Sesi çok sakin ve seksiydi, bu da omurgana doğru bir titreme yayılmasına sebep oldu. Kalçalarında bir ıslaklık ortaya çıktı, ağzın Sukuna ile doluyken, boğuk inlemelerini odaya salıyordun. Sukuna elleriyle senin saçlarını kavrıyor ve saçlarını çekerek senin acı içinde bir zevk hissetmene sebep oluyordu.
"Bunun için çok çaresizsin, değil mi? Eğer beni o kadar çok istiyorsan, ağzındakini daha da içine soksan iyi edersin—" Lafı bir inilti ile kesilmişti. "Ah— şunu yapmayı kes!"
Sukuna onu dişlemenden nefret ediyordu fakat seni tehdit etmesi ve her hareketini bir şarta bağlaması, senin de gıcık olduğun şeylerden biriydi. Bir şekilde seni kullandığı hissine kapılıyordun, bu nedensizdi. Elleri, senin saçlarını daha sert çekerken, takatinin kalmadığını hissediyordun.
"Siktir— kes şunu Y/N! Hayır diyorum sana—"
Sesi gerçek bir nefret ile doluydu ve onun senin ağzına boşalmasıyla, aceleyle ağzını onun penisinden çektin. Sen onun menisini yutarken sana bakıyordu ve kaşları çatıktı, alnı kırışmıştı. Neyi yanlış yaptığını biliyordun, ama umurunda değildi.
"Haklı olduğum bir konu hakkında bana trip atıyorsun ve en nefret ettiğim şeyleri yapıyorsun! Sence haklı mısın? O velet sana aşkını itiraf ederken ve sen de onu dinlerken, haklı mısın?"
Bununla birlikte, sana bakan yüz bir an sana yabancı gelmişti. Yüzüne yayılmış alaycı gülüşü, sevgilinin dövmeli yüzünü daha da vahşi bir hale sokuyordu. Sukuna'nın davranışlarından iyice şaşkına dönüyordun, zaman zaman dengesiz hareketleri oluyordu ama bu sefer gerçekten bir şeyler olduğuna emindin. Bir şeyler ters gidiyordu, Sukuna sana çok farklı davranıyordu.
"Sana, Kes şunu, demiştim?"
Bunu dediğini biliyordun, bu yüzden de kafanı sallamıştın. Ona itaat etmemen onu şaşkına çevirirken, senin bu garip davranışlarına anlam veremiyordu ve ağzından tek bir kelime çıkmıyordu.
Eli yanağını okşamak için kalkmıştı, elini yanağına getirdi ve baş parmağı ile alt dudağını okşadı.
"Buraya gel," diye mırıldandı ve vücudun senden bağımsız ona daha da yaklaştı. Alt dudağındaki baş parmak, ağzını araladı ve Sukuna başını senin alnına yasladı. Onun gözlerindeki vahşi bakış onu daha da seksi gösteriyordu. Araladığı ağzına tükürdü ve bu da senin istem dışı olarak gözlerini kapatmana neden oldu. Baş parmağı hâlâ senin ağzındayken, diğer dört parmağıyla da çeneni tutuyordu. Tutuşu o kadar sertti ki, yanaklarının kızardığını hissedebilmiştin.
"İyi bir kız ol ve onu yut."
Onun emrine itaat ettin ve anında onu yuttun. Onun bu tarafını hiç görmemiştin, ama bundan hoşlandığını söyleyemezdin. Çenendeki tutuşu gevşedi ve pozisyonunu değiştirdi. Seni altına almasına da ses çıkarmamıştın, çünkü onun gücüne karşı çıkamayacağını biliyordun.
"O çocuk ile asla böyle bir zevk yaşayamayacaksın... Asla!"
Güçlü elleri seni altına sıkıştırırken, aletini sana bastırdı ve iki parmağın, deliğinin etrafında gezindiğini hissettin. Delirtici bir yavaşlıkla içine girerken dudaklarını ısırdın.
"Beni, senin içine girerken izlemeyi seviyor musun?"
Bağırsağında garip bir his baş gösteriyor, ancak onun iki parmağı hassas noktana doğru giderken, hafifçe kalçalarını kaldırıyordun. Daha fazlasını istediğini belli etmekten çekinmemiştin ama bu yanlış bir karardı.
Sukuna aniden parmaklarını içinden çıkardığında dudaklarından bir çığlık kaçmıştı; Sukuna da o esnada, seni delirtmek ister gibi yataktan kalkmıştı. Onun penisi, karnına karşı sertleşmiş bir şekildeydi, ucu ise hâlâ meni ve senin tükürüğünün bir karışımı ile duruyordu.
"Buraya gel sürtük."
Bu zamana kadar seni şımartan sözleri daha kirli ve küfürlü hale dönmüştü, şoktan şoka giriyordun. Bu gece bir şeye mi kızmıştı? Siniri sana mıydı yoksa başkasına sinirlenip sana mı patlıyordu? Sabah saatlerinde romantik bir şekilde kucaklaşırken, o seni güldürürken ve seni öperken, şu anda neden seni aşağılama girişiminde bulunuyordu?
"Bebeğim, bana iki kez söyletme."
Yüksek sesle sana seslendi, seni düşüncelerinden kopararak. Anında ayağa kalkıp ona doğru yürüyordun, Sukuna'nın neyin peşinde olduğunu merak ederken ona ihtiyacın olduğu gerçeği yüzüne çarpıyordu. Eli bir anda boğazına gitti ve Sukuna boğazını sıkmaya başladı.
"Bir dahaki sefere..." Boğazındaki kavrama sıkılaşmıştı ve boğulduğunu hissetmiştin. "...sana bir şey söylediğimde beni dinle." Başını hafifçe salladın, o uzaklaşırken derin bir nefes çektin.
"Sana, ben dönüşmediğim sürece onunla görüşme demiştim! Ama görünüşe göre o kadar yakınsınız ki, sana ilan—ı aşk ediyor! Senin sevgilin olduğumu bile bile!"
Ardından, sana tokat attı.
"O çocuğu öldürmeden ölmeyeceğim!" diye bağırdı, işte sinirinin nedeni belli olmuştu.
Yanağında kızarıklık oluşmuştu, attığı tokat o kadar sertti ki gözyaşların gözlerinde birikmişti. Sen yaşlı ve şaşırmış gözlerinle Sukuna'ya bakarken, Sukuna'nın yüzünde bir gülüş belirdi. Gözyaşlarının akmaması için tavana baktın, bu neydi şimdi?
"Şimdi, sana gerçek aşkın ve gerçek seksin nasıl bir şey olduğunu göstereyim."
Sukuna'nın güçlü elleri, senin ellerini alıp arkadan bağladı ve seni odanın diğer köşesindeki boy aynasının önüne getirdi. Seni sandalyeye oturttu ve tepeden yüzüne eğilerek dudaklarına sert bir öpücük bıraktı. Ardından önüne geçti ve sen aynadan kızarmış gözlerinin, kıpkırmızı boynunun ve kıpkırmızı yanağının yansımasını gördün.
Ellerini tekrardan içine soktu ve bir ileri bir geri olmak üzere, gidip geldi. Bir yandan parmaklarının hızını arttırırken, diğer taraftan da dudaklarını ısırıyordun. Onun şişmiş aletini istiyordun fakat Sukuna, sana istediğin şeyi vermek yerine dişlerini boynuna geçiriyordu. Hem zevkten, hem de acıdan küfürler inliyordun ve bu Sukuna'nın hiç hoşuna gitmiyordu. Orgazmına ve doruğa yaklaştığını çok acı bir şekilde hissediyordun.
"Hayır!" dedin yüksek sesle, bağıra bağıra ağlıyordun.
Gözlerin aynada kendinle buluştu ve Sukuna, yüzündeki vahşi ve şaşkın ifadeyle yüzüne baktı. Çok aciz ve çaresiz gözüküyordun; ağlamaktan şişmiş gözlerin, mosmor vücudun ve ısırık izleri ile doluydun. Sukuna suçluluk hissederek senden uzaklaştı, sen ise ona yalvaran gözlerle bakıyordun.
"Hayır, lütfen! Durma... Beni doldurmana ihtiyacım var, lütfen..." Yüksek sesle yalvarıyordun, gözlerinden yaşlar dökülüyordu ve gelen orgazmının titremeleri hâlâ vücudunda etkisini sürdürüyordu.
Ve senin yalvarmanla, Sukuna'nın gözlerindeki pişmanlık gitti ve azgınlık ile dolu gözler geri döndü.
"Ah, beni istediğini söyledin... Ben kimim ki böyle değerli bir teklifi inkâr edeyim? Ne haddime! Onu istemiyorsun, beni istiyorsun! Duy bunu, velet! Onun kalbinde sana yer yok!"
Güçlü kollar seni yukarı kaldırırken, büyük aletini, senin kaygan deliğine sokmaya başladı. Sukuna'nın sana her vuruşunda bağırarak inliyordun, hâlâ hassastın ama ağlarken, yine de ona muhtaçtın.
"Ağladığında ne kadar güzel göründüğünü biliyor musun?"
Yanıt vermek için hem takatin yoktu, hem de zihnin çok bulanıktı. Çenene Sukuna'nın parmakları yerleşti ve senin yüzüne doğru eğildi:
"Hadi, aletimin sıkı ve küçük deliğini nasıl ıslattığına bak... Ve çaresiz klitorisindeki ıslaklığın aletimin etrafına nasıl fışkırdığına..."
Sukuna'nın gözlerinin şehvetle açıldığını ve karşılaştığı manzara ile inlediğini duyuyordun.
Onun muazzam uzunluktaki aleti yarı yarıya içindeydi, sandalyenin oturma yeri, senden ve Sukuna'dan damlayan orgazm sıvılarınızla parlıyordu. Sukuna ise, senin deliğine aletinin hepsini sığdırmak için mücadele ediyordu. Kollarından biri, seni daha çok içine çekmek için beline sarılmış bir şekildeydi. Diğer eliyle ise, göğüslerini sıkıyordu. İlk önce sıkıyor, sonra da çekiyordu ve bu sana inanılmaz bir zevk veriyordu.
"Seni seviyorum, seni çok seviyorum Y/N. Kendimden bile çok..."
Kırmızı gözleri, sana vahşi bakışlar atıyor; yüzünü sana doğru eğiyor ve dişlerini boynuna geçiriyordu. Seni yüksek sesle ağlatırken, kendini daha derine itiyordu ve onun nasıl güldüğüne şahit oluyordun. Bir sadistmiş gibi davranıyor, seni aletinin üzerinde yukarı ve aşağı zıplatmaya başlıyordu. Vücudunu bir bez bebek gibi hareket ettiriyordu, çünkü hava hem yüksek sesle inlemelerin, hem de homurdanmalarınla doluydu ve Sukuna, senden daha fazlasını istiyordu. Seninle, sen bayılana kadar seks yapmak ve seni hiç boş bırakmamak istiyordu.
"Sen benimsin."
Yuji bunu uzun zamandır hayal ettiğini söylemezse, yalan söylemiş olurdu. Aylardır, hatta belki de seni ilk gördüğünden beri bu anı düşlüyordu. Tüm zamanlar senin vücudunu Sukuna'nın gölgesinde izlemek zorunda kalmıştı. Sadece seni hissedebilmek için, nelerini vermezdi...
Uyandığında, senin çırılçıplak bedeninle karşılaşacağını tahmin bile etmemişti.
"Kahretsin, boşalacağım."
Şimdi onun —yani Yuji için— inliyordun. Bu aptal lanet ile yaptığın her seksin acısını çıkartmak ister gibi sertçe seni beceriyordu. O lanet bozuntusu, seni hiç bu kadar iyi doldurmuş muydu? Aletinin ne kadar büyük olduğu, seni ne kadar iyi doldurduğu hakkında ağladığını duyduğunda, göğsünde gururun can bulduğunu hissediyor ama yine de seni ağlattığı için pişman da oluyordu.
Ama pişman olsa bile Yuji'nin de Sukuna'dan farkı yoktu; hâlâ ağlamaya, acı çekmeye ve artık durmasını istemeye devam ediyordun, bu acı artık dayanılmazdı. Saatlerdir seks yapıyordunuz ve bu, artık senin son durağındı. Halin hiç yoktu, sersem gibi olmuştun.
Sukuna ise Yuji yüzünden, arkasına yaslanıp çaresizce ikinizi seyrediyordu. Çünkü Yuji istediği zaman Sukuna ile yer değiştirebiliyordu ve bu yüzden, artık Yuji ileydin. Sukuna ise bu manzarayı gördükçe, içindeki kini büyüttü ve Yuji'yi öldüreceğine bir kez daha yemin etti.
11 notes · View notes
imorh · 1 year
Text
Severken ürkek
Kaptırmadan aşındırdığı eşikleri
Pusuya yatmış sonsuzluğu bekler
Yok öyle biri -
Kazanmak varsa aklında sana göre değil burası
Her şey zaten senin
Ve sen zaten bensin
Bu bir oyun değil ve
Yine de sevgililerce aldanmalı
Öğreniyorum her şeyi başlatan o duyguyu
Sesin kendini soğurmasını
Yumuşak kum ve bastığın yer
İçine mi çeker izi mi kalır
İki gözümün arasında alazlı şüphenin yumurtası
Görmezden geleceksen gözlerinin arasını
Susturmaya yakınken çatlayacak
ve çıkacak içinden
Ufak,
Sevimli olmayan bir kertenkele
Kulağıma fısıldar kırılganlığım elde oyuncak
Vesvese!
Suda köpük, havada iz
Kaygan ve tekinsiz
Üzerine dökeceğim asfalt cesaret ister
Tiz midir dersin son nefesleri?
O larvaların?
Betonda boğulurken?
Senden ve benden bağımsız
Hikayelerin er meydanı
Destansı değil; ıslak köpek gibi bir aşk şarkısı
Berbat kokuyor ve tanıdık
Tumblr media
2 notes · View notes
epifizz · 1 year
Note
şuanki seçim sonuçları hakkında ne düşünüyorsun millete yapılan öfkeyi yerinde buluyor musun veya umutsuzluk durumu normal mi
Şimdiki kendi açımı ve buhranımı bir kenara bırakıp objektif bakmaya çalışacak olursam:
Seçim sonuçları net bir şekilde göstermektedir ki insanımızın yarısı şöyle ya da böyle ülkenin gidişatından memnundur. Daha doğrusu mevcut düzenin varlığından memnundur ve bunun istikrarını korumak istemiştir. Bu çıkarılabilecek en basit çıkarımdır sadece sonuçlara baktığımızda. Ancak bu çıkarımı hazmetmek o kadar basit görünmemektedir çünkü gerçekten gidişatın istikameti de bu istikamete varırken deneyimlenenler de hiç de arzulanır durmamaktadır. Elbette ben bunu söylerken totaliterleşen yönetimin anti-demokratik konumlanışına, ekonomi politikalarının kötülüğüne, hizmetlerdeki düşüşe, demografik değişimlerdeki çatışmalara ve hukuki bozulmalara odaklanarak söylüyorum. Bunlar oldukça somut şeyler, pek göreli olduğu söylenemez. Ekonominin göreli iyi olduğu unsurlar ancak sınıfsal konumlanmalara bakar, halk tabakasının çoğunluğunun aynı ekonomik sınıfta olduğunu düşünürsek de kimsenin ekonomiye iyi diyebileceğini düşünmüyorum açıkçası. En nihayetinde aç kalmaya başlıyorsun, olabilecek en somut gerçekliklerden biri bu. Rasyonel bir açıdan baktığımızda da bir iktidar kusursuza yakın olsa dahi 20 yılı aşkın şekilde sadece yıpranmalar ve dış etmenlerin sebep olduğu bazı skandallarla bile belirli bir kayıp yaşardı en nihayetinde. Ancak bu gün böyle bir kayıp yaşanmadı. Yani demem o ki, bunlar kötüye giderken insanlar bu gidişatı destekliyorsa ya o insanlar gidişatın içinde bu durumlara odaklanmıyor veyahut diğer seçeneklerin gidişatı daha da kötü yapacağına inanıyor veyahut seçeneksiz kaldığına inanıyor ve kötünün iyisi olarak devam ediyor iktidarın istikrarını koruyarak.
Ben ikisinin de karşılığının olduğunu düşünüyorum açıkçası. En nihayetinde AKP seçmeni homojen bir yapı değil. Belirli bir grup var ki tamamen irrasyonel bir şekilde partinin politikalarına değil yalnızca milli ve dini duygularına empati geliştirerek hareket ediyor ve bir kimlik olarak kendisinin temsilcisine diğer konulardaki uzmanlığını umursamayarak oy vermeye devam ediyor. Şahsen bence bu iktidar partisinin kemik kitlesini oluşturan grubun motivasyonunu kapsıyor. Diğer tarafta ise koalisyon partilerine ve adayına karşı güvensizlik geliştiren bir kitle bulunuyor. Cumhuriyetten de eski bir parti olarak CHP'nin ve Erdoğan ile neredeyse eşit zaman diliminde anılan Kılıçdaroğlu'nun yıpranmışlığı belli ki AKP ve Erdoğan'dan daha fazla. En azından bu kitlenin motivasyonundan bunu anlıyoruz. Burada CHP yönetimleri içerisindeki tarihsel tartışmalara veyahut Erdoğan'ın karşısında olmanın Erdoğan'ın negatif kimliklenme politikası sebebiyle ne denli yıpratıcı olduğunu ayrıntılı anlatmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu düşman yaratıcı ve kara propaganda merkezli sağcı politikayı çok bel altı bulsam da kitlelerde karşılığını buluyor belli ki, ne diyebilirim. Kılıçdaroğlu'nun bu saldırılara karşı siyasi hayatı boyunca pek de iyi duramadığını düşünenlerdenim ben de açıkçası. Ancak hakkını vermek lazım Anadolu'daki CHP algısını değiştirme konusunda kendisini de takdir ediyorum ve ben bu sebeple kendisini en başında en doğru aday olarak görmüştüm. Yanılmışım, belli ki değilmiş ya da en azından insanımızın %52'si için değilmiş.
Şimdi bence insanların seçmenlere yönelik öfkesinin temelinde başta ifade ettiğim odak yatmakta. Yani ekonomi, hukuk, bürokrasi, deprem, pandemi, anti-laik ve anti-demokratik hamleler sonucunda AKP'nin herkesi bir şekilde rahatsız etmiş olması gerekiyordu ve karşısındaki adaydan bağımsız kaybetmesi gerekiyordu. Bu rasyonel açıdan doğru evet sadece bu ekonomi bile Erdoğan'ı devirmeye yeter gibi gözükmekteydi ancak seçmen rasyonel olmak zorunda değil. Şahsen objektif olmayı bıraktığımda bu irrasyonel insanları aptal olarak nitelendiriyorum ben. Çünkü ben oyun duygusal karşılıklığa ya da kimlik temsiliyetinden çok bireysel ve toplumsal çıkarlarıma göre olması gerektiği kanaatindeyim. Demek ki çoğu insan benimle aynı kanaatte değilmiş. En azından benim kemik kitle diye tanımladığım başka fikre kapalı insan grubu bu kanaati taşımıyor ve bu irrasyonalite ve duygusallık insanları öfkelendirebilir bunu anlıyorum. Yine de bunun belli oranlarda saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar aptalca kararlar verebilir ve aptalca sonuçlara katlanmak durumunda kalırlar o zaman. Bunu seçme hakları var ve çoğulculuk temelli bir toplumda demokrasiye inanç da buna saygıyı gerektirir, maalesef bu böyledir. Kendi düşüncelerimin daha rasyonel olduğuna inandığım için bir başka tiranlığı ya da anti-demokratikliği savunamam en nihayetinde. Şu an elimden ancak bu aptallıkla eğitim ile ve analitik düşünme becerisi ile savaşmak gelir.
Ancak dediğim gibi bu sadece seçmenlerin bir kısmıdır. Diğer kısmı bu durumdan rahatsız olup yine de seçeneksiz kaldığını hisseden grup olabilir. Bu grup için de suçlanması gereken elbette muhalefetin ikna politikalarındaki zayıflıklardır. Böyle bir zayıflık olduğunu söylemek de başka bir tarafcılık olur. Muhalefet görünen o ki iktidarın her türlü gideceğine o kadar inandı ki gevşemiş bir şekilde davrandı. Karşı taraf mağdur edebiyatı yapamasın diye fazla mazlum kaldı. Her seçmeni birleştirelim diye herkesin gönlünü hoş etmek adına koca bir kakafoni yarattı. Halkta değişim ve yenilik talebi var, belediye seçimlerinde bunu gördük. Madem herkesi birleştirmek istiyorsun niye farklı kimliklerin mikro söylemlerinin hepsini elinde tutmaya çalışıyorsun? Yeni ve kapsayıcı bir şeyler söylemeye çalış o zaman? Koca iktidar mağdur edebiyatı yapacak korkusuyla göz yumulanlar nereye kadar gidecekti ya da? Dediğim gibi Kılıçdaroğlu'nu şahsen en iyi aday olarak görüyordum ben, bürokrat tabanlı siyaseti sakin ve istikrarlı geliyordu bana. Ancak halkın çoğunluğu bunu zayıflık olarak yorumlamaya meyilli, buradan bunu çıkarıyorum. Tayyip Erdoğan kendine malzeme çıkarmasın diye fazla üstüne gidemiyorlar, halk nezdinde sağlıklı sendikalaşmalar sağlayamıyor bu yüzden eleştirilerinin karşılığını yankılattıramıyorlar. Şu aşamadan sonra Kılıçdaroğlu'nun istifa etmesi gerektiği düşünenlerdenim. Kendisinin koca bir başarısızlık olduğunu düşünmüyorum, CHP imajını değiştirdi ve bu gerçekten zor bir şeydir ancak artık yıpranma payı ve insanlarda hatırlattıklarının yükü fazlalaştı. CHP'nin temiz bir sayfa ve küstün seçmeni barıştırmak adına yeni bir isimle hareket etmesi elzem geliyor bana.
Son olarak da şunu söylemek istiyorum, ben artık Erdoğan'ı sevmiyorsan bize gelmek zorundasın mantığından da sıkıldım. "Hele şu gitsin sonrasına bakarız" mantığı ile diğer adayların bastırılmasının da hatalı olduğunu fark ettim. İki büyük kutup olmasının da bir faydası olmadığını yalnızca demokrasinin daha da zarar gördüğünü gördüm. Ben garanti seçmen olarak görülmek istemiyorum artık. Erdoğan'ı istemiyorum diye taleplerim önemsizmiş gibi, temsiliyetim önemsizmiş gibi sadece Erdoğan olmayan adaylara çekilmeyeceğim artık. Muhalefetin kendine çeki düzen vermesi için en önemli şeyin de bu rahatlığın bozulması gerektiği inancındayım. Sadece Erdoğan gitsin istiyoruz diye böyle rahat hamlelerle garanti görüldüğümüz için daha kaç seçim kaybedeceğiz? Bu açıdan umutsuzluk durumunun da normal olmasını açılıyor. Muhalefetin ana söylemi bunun köprüden önce son çıkışımı olduğu ve seçeneksiz olduğumuz yönündeydi. Durum hezimet olunca bu duygusal yükleme negatif yönde bir patlama yarattı doğal olarak. Ben bunun son seçim olacağını düşünmüyorum ama ben bu iktidarla birlikte muhalefetin de gitmesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar sandığa gitmedi diye bile laf edildi, deprem bölgelerindeki depremzedelere de laf edildi. Bu tavır demokratik değil hiç, bir insana suçlu hissettirerek oy alamazsınız ya da ayrıştırarak. Bu seçim bu açıdan ideolojik farklılıklar olsa da demokrasi kültürünün ve oy verme zihniyetinin aslında tüm Türkiye'de benzer olduğunu gösteriyor. Bence buna odaklanmalıyız.
Biraz uzun oldu, okuduğunuz için teşekkür ederim. Güzel günler görmek dileğiyle...
6 notes · View notes
keemlenyekun · 1 year
Text
Fildişi Kulemden merhabalar
Zafer mi? Haklı olmak mı?
Sevgili defter, sana yine fildişi kulemin burçlarından sesleniyorum. Ben bu ülkede hor görülmüş, dışlanmış, damgalanmış, kolundaki yahudi kolluğuyla gezen bir adamım.
Bu adam için ülkenin diğerlerinin yaşadığı saçma sıkıntıların beni bağlamaması çok normal değil mi? Evet normal. Seçimlere bakışım da buydu.
Ülkemiz 2017deki Türk tipi başkanlığı 15 temmuzun gazıyla evet dediği gün biz ülke olarak ne kaybettiğimizin farkına varamadık. Yapılan değişiklik ülke zaten ayrışmış yanarken ocağı tamamen dağıtmak ve tüm köyü yakmaya benziyordu. Saçmaydı. Siyasetsiz hali bile saçmaydı. Ve o gün biz ülke olarak mağlup olmuştuk. Bu mağlubiyetten sonra ülke olarak tek temennim demokrasiye yakınlaşmak olacaktı. Sonraki iki seçim de gösterdi ki konu demokrasiyi kazanamamak bile değildi, toplum olarak net şekilde ikiye ayrılmış olmaktı. Hem de her kesim kendi ifrat ve tefritinde boğulurken.
Kamplaşma mı diyorlar. Heh işte o.
Bir tarafın diğer tarafa koyduğu. Evet. Seçim zamanları böyle değil mi? En sakin insanlar bir anda seçim sonunda koyduk mu diye bağırmaya başlamadılar mı?
Ülkemiz her kesimden cahillik içinde savrulmakta. İşlerinin uzmanı olanlar işlerini bilmiyorlar. Genel olarak halk yoğun propaganda altında ne düşüneceğini bilemez halde, düşünmeden milliyetçilik oyunu oynuyor. Benim açımdan milliyetçilik sonu her türlü kavgayla biten bir evcilik oyunu. Tarih boyunca öyle de oldu daima.
Fildişi kulemden konuşmak kolay. Hele bir de samsunda konuş bunları. Ahahah. Ben yaklaşık olarak 10 yıldır cahille sohbeti kestim. Şaka değil, normal bir vatandaş hukuk bilmiyor malum, ben o adama anayasa, evrensel hukuk ilkesi falan anlatmam, sen haklısın der geçerim. Susarım. Varsın o beni salak sansın. Yendim sansın. Yalan değil. Bu tavrımı bir defa aştım onda da ofiste müvekkilin yanında gelen adamın üzerine yürüyordum dövmek için. Ahahahah. Kimse gelip ofiste siz hukuk bilmiyorsunuz diyemez, hele hele bir sanayi ustası hiç diyemez. Burası samsun ve şiddet doğaldır. Ahahahah. Şaka şaka. Ama adamı kovdum o başka.
Ne anlatıyordum? Fildişi kulemde hava da esiyor biliyor musun sayın defter.
Dur bak. Ben bu tumblrı on yıldır kullanıyorum. Ben tumblr vesilesiyle evlendim sayın defter. Ahahah. Şaka değil bu arada. O sebeple burası benim defterim ve not düşmek isterim. Sonra gelip okurum beş yıl sonra. Yaş 38 olduğunda.
Bir kaç tespit daha yapmam lazım. Beş yıl ya da daha erken gelip haklılığımı ölçmek için.
Demokrasiyi kazananların yönettiği bir sistem sanmamız aslında en büyük yanılgımız. Zira demokrasi bu tezin aksine kaybeden olarak geçen diğer herkesin yönetime bir şekilde katıldığı bir yönetim şekli. Öyle değil mi sayın defter.
Bunu sağlamanın çeşitli yolları var, yani dünyada yaşanan deneyimlerin bize gösterdiği yollar. En bilindiği bağımsız yargı, bağımsız anayasa ve anayasa mahkemeleri. Sonra 4.güç basının özgürleşmesi, reklamların düzenlenmesi, iş adamlarının gazete yönetiminden uzak tutulması vb. Onlarca yol ve yöntem.
Ülkeme dair yapılacak ilk tespit bu olmalı: biz demokratik bir ülke değiliz. Bu şimdinin sorunu değil yanlış anlaşılmasın. Biz cumhuriyet kurulduğundan beri demokratik olmadık. Sistemlerin bir önemi olmadığını, başkanlık yarı başkanlık ya da parlamenter sistem olmasının hiç önemi olmadığını da belirlemek gerekir.
Getirilen sistem bizim neyi, hangi programı seçmemiz üzerine kurulu değil. Evet, buna negatif siyaset diyorlar sanırım. Bir şeytan belirle ve o şeytanın yanında olan ya da olmasa da yanında görünen herkesi şeytanlaştır. Bu sistem boşuna bizim ölüm fermanımız diye demiyorum. Biz kimin yönetmesini seçmiyoruz, kim yönetmemeli diye oylama yapıyoruz, böyle olmadı mı? Oysa bizi kim, nasıl yönetmeli diye seçim yapmalıydık. Olmadı, olmayacak da. Bunu en ileri dediğimiz demokratik toplumlar bile sağlayamıyor. Oyun düşünce kalitesinin yükselmesi gerekiyor. Bu da demokratik olmayan devlet düzenlerinde mümkün olmuyor. Sonuç ne: şeytan diye gösterilen bizi yönetmemeli. Yönetenin bir önemi yok.
Bu arada bu tespitin hükümete yönelik olarak yapılmadığı da belli değil mi? Muhalefet için şeytan kimdi? Ve o şeytan yönetmesin diye oy verilmedi mi? Partilerin programını kimler okudu. Muharrem ince gibi elinde dosyadan başka ne vardı partilerin. Hükümet partisinin hiç yoktu o başka. Ama muhalefette oyu yüzde ikinin üzerinde olmayan deva partisinin bir kaç ışık veren programı dışında kimin programı vardı elle tutulur. Yok. Sıfır. (bu arada altılı masanın parlamenter sistem ve geçiş süreci programı genel hatlarıyla güzeldi. Ama misal ekonomi de kişi adlarından başka program var mıydı? Halledeceğiz, bakacağız, getireceğiz. Hükümet zaten allahlık, onlar ekonominin yumuşak karnı olduğunu bildiğinden konusunu bile geçirmediler.)
İşte ülkenin bu duruma gelmesinin onlarca sebebi varken en temel sebebi bu Türk tipi başkanlık sisteminin bu şeytanlaştırma siyasetinden doğması ve yürütülmesidir. Öncelik bu sistemden kurtulmak olmalıydı. Çözüm parlamenter sistem değil belki ama demokratik kurumların daha etkinleştirildiği her türlü sistem bu sistemden iyidir. Yüzde üç alan partinin amacının hükümet kurmak olmadığı kendi azınlığını savunacağı konuşacağı bir sistemin inşası gerekiyor. Bu olur mu peki? Mümkünü kalmadı artık.
Neye layıksak öyle yönetiliriz. Layık olduğumuz durum bu.
İnşallah olmaz ama durum gösteriyor ki ekonomik olarak sonumuz pek hayırlı değil. Zaten çok kötü durumdayız, ve daha kötüsü kapıda. Üzülür müyüm?
Bu çok önemli soru. Beni taşlayanlara hiç üzülmem demiştim içerdeyken, adımı bilmeden, yandaş basında yayınlanan listelerde bu da vatan haini diyen babam olsa affetmeyeceğim diye söz vermiştim. Bu hesap ahiret gününe bırakılmış bir hesaptı. ancak allah nasip ederse bir kaç cenaze namazına iştirak edip açıktan söylemeyi hayal ediyorum: hakkımı haram ediyorum, haram zıkkım olsun, allah bildiği gibi yapsın. İçerden çıktıktan sonra bu toplumdan nefret ediyordum. Üç yıl kadar sürdü bu. Yumuşadık. Ben eskiden ölümlü trafik kazası haberinde ağlayan adamdım. Şimdi ağlayamıyorum ama üzülüyorum. Samsundaki topluluğun da etkisiyle halkı pek sevdiğim söylenemez. Üzülür müyüm? Ekonomi daha kötü olduğunda mecbur üzüleceğim. Kendim de yanıyorum zira. Ama bir nebze -oh çekme vaziyeti de olabilir. ahahah. Mevcut düzene oy verenlerin ekonomi hakkında eleştirme haklarının sonuna gelmiş durumdayız. Sülaleden birisi ekonomi hakkında ya da başka bir kötülük hakkında konuşursa açıkça da söyleyeceğim: sen artık konuşamazsın bu konuda konuşma hakkını sandıkta nihayete erdirdin. Kabullendin ve bize kabul ettirdin artık yaşama zamanı.
Kaç ay ya da yıl sonra bakacağız bakalım bu yazıya tekrar?
Mevzu sadece ekonomik değildi. Hatta ekonomi onca sorunun belki en kolay halledilecek yanıydı. Asıl önemli olanın hukuk olduğunu düşünmekteyim. Anayasal ilkelerden demokratik devlet düzeninin sağlanmasının en temel yöntemi hukuk devleti olmak zira. Hukukla ilgili bu hükümet öyle sınıfta kaldı ki. Hükümet yanlıları dahil bu sistemden memnun olan kimse görmedim. Öyle halkla ilgili de değil sadece, hakimler savcılar avukatlar katipler herkes mutsuz bu sistemde. Nasıl bir şeydir bu?
Gelelim yazının sonuna: zafer kazanmak umurumda değil, haklı olmak güzel. Cezaevinde de tüm duygum buydu, ben suçsuz şekilde buradayım, haklıyım, ister beş yıl ister on yıl ne fark ederdi. Yusuf değiliz ama haklıyız.
Bu yazı burada dursun.
Cemil Meriç'in fildişi kulesine çekilmesi gibi ben de çekilmiştim, şöyle bir pencereden baktıydım o kadar. Yoksa kulemden seyrediyorum her şeyi. Ekmeğimdeyim. Ruhsatım da geldi. Oh mis. Bu hafta içi tören falan olursa takdim edilir. Az buçuk para da kazanırsam tamamdır. Umurumda mı dünya?
vesselam.
5 notes · View notes
serhatnigiz · 2 years
Text
Muhtemel Seçimler Üzerine Bazı Sesli Düşünceler
Tumblr media
Türkiye'de gerçekleşmiş olan genel ve yerel seçimlerin iç dinamiklerine bakıldığında hepsinin devletin ve yönetim şeklinin karşı karşı karşıya kaldığı (hakim sınıflar arası çatışmalar, iç huzursuzluklar, sosyal isyanlar vs. gibi) krizler ile bağlantılı olduğu görülebilir. Elbette ki bu krizler Türkiye kapitalizminin ve sermaye sınıflarının karşı karşıya kaldığı yapısal krizlerden, mevcut emek ve birikim rejiminin sürdürülebilirliğine dair yaşanan yönetsel ve idari sorunlardan da (egemenler cephesinden de) bağımsız değildir. Başka bir deyişle, seçimler her seferinde sistemin politikalarını kitlelere onaylatmak ve rıza üretmek için yapılmaktadır. Yoksa iddia edildiği gibi "milletin demokratik iradesinin tecelli edilmesini sağlamak" için değil!
Bu işin sistem için olan güzel tarafı ise, sistem/suyun başını tutanlar ne zaman isterlerse halk ancak o zaman sandık başına gidebilmektedir! Başka bir deyişle, bu sistem gereğince seçimi düzenleyenlerde seçimde seçilenlerde istisnalar dışında organik olarak aynıdır. İşte bu temsiliyetizm oyununa "demokrasi" adı verilmektedir. Yani siz oylarınız ile bir kişiyi seçiyorsunuz; o kişinin sizi temsil ettiğine inanıyorsunuz ama o kişi sizi değil, öncelikli olarak kendisini temsil ediyor. Açıkçası sınıflar adına yapılan temsiliyetizm biçimlerinde de durum pek farkı bir sonuç doğurmuyor. Zira sınıf adına yapılan temsiliyetizmde de kişi sınıftan çok kendi kendisini temsil eder hale geliyor. Çoktan aza doğru yetki bürokrasiye devredilerek bürokrasi eliyle de yetki tek bir kişide cisimleşiyor. Günümüz modern temsiliyetist devlet yapılanmaları ve siyasi partilerin tümü de bu şekilde örgütlenmektedir.
Gerçekte meselenin kökü salt temsil edip etmemek değil, asıl önemli olan temsil edenle/temsil eden arasındaki ilişkide denetimin nasıl sağlanacağıdır. Aşağıdan yukarıya ve yukarından aşağıya doğru bağımsız kurumlar aracılığıyla çift kanatlı toplumsal bir denetim olmadığı sürece kim olursa olsun temsiliyetizmin tüm biçimleri şahsi temsile dönüşmekten kurtulamaz. Bu açıdan hem dünyada hem de Türkiye'de seçimler bu haliyle memurun, devletin ve kapitalistin çıkarlarına uygun bir sistem kurmaktan ve piyasa mekanizmalarını güvence altına almaktan başka da bir işe yaramamaktadır. Dolayısıyla; ortaya çıkan tablo, yani oyların toplamı bize asla halkın, emekçi sınıfların genel iradesini vermez! Genel irade biçimindeki burjuva yanılsama gerçekte temsiliyetist bir aldatmacadır.
Şimdi gelelim maydanozun faydalarına! Bunca acı deneyimden sonra bile hala Türkiye'deki solların, muhalif kesimlerin kendilerini 6'lı masanın "güçlendirilmiş parlamenter sistem" demagojisine eklemlemesine, dahası ekseriyetle de seçim ve sandık temeli bir hat izlemelerine ne demeli? Neymiş efendim AKP giderse "nefes alabilecekleri koşullar ortaya çıkarmış". Elbette ki Erdoğan'ın tekrar aday olamaması ve AKP'nin seçimleri kaybederek hükümetten, iktidardan uzaklaşması kayda değer bir gelişme olacaktır ve bu durum emekçi toplum kesimlerinin de nesnel olarak yararınadır fakat bunun yolu seçime ve sandığa, daha doğrusu burjuva muhalefete endeksli bir politikadan geçmemektedir.
Kuşkusuz sistem karşısında kendisini çaresiz hisseden kitlelerin "denize düşen yılana sarılır" misali bir burjuva odaktan/ittifaktan diğer bir burjuva odağa/ittifaka yönelmeleri emekçi kitlelerin örgütsüzlüğünün tavan yaptığı bugün ki koşullarda anlaşılabilir bir durumdur. Fakat topluma ve emekçi sınıflara öncülük etme ve yol gösterme iddiasında olan sosyalistlerin kendi politik perspektiflerini burjuva muhalefetin belirlediği temsiliyetist oyunlara endekslemeleri ve hiçbir zaman oyun kurucu bir güç olamayacakları bir zeminde siyaset üretmeye çalışmaları ise anlaşılır bile değildir.
Dahası Türkiye'de devletin resmi yargı kurumlarının dahi kendi ağzıyla "seçimlerde seçmen ve seçilmen güvenliğinin olmadığını" itiraf ettiği bir ortamda (AYM kararları) ve 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşmiş olan seçimin bile yasadışı yollardan iptal edilebilmiş olduğu gerçeğinden de hareketle, önümüzdeki süreçte gerçekleşecek olan muhtemel bir seçiminde meşruiyeti tartışma konusudur, olmaya da devam edecektir. Bürokrasi içinde önemli miktarda güç biriktirmiş olan mevcut hükümet ve iktidar bloğunun daha önceki seçimlerde olduğu gibi, önümüzde ki seçimlere de gölge düşürmeyeceğinin hiç bir garantisi yoktur.
Kuşkusuz bu olgular seçim sürecini önemsizleştirmemektedir. Aksine seçim süreci toplumun ve emekçi sınıfların ülke yönetimine ve politikalarına dair talep ve istemlerinin doruk noktasına çıkacağı bir dönem olması nedeniyle de sosyalist güçler açısından da önemlidir. Bu yüzden şimdiden tutum belirlemek ve somut bir perspektif temelinde, seçime ve sandığa öncelik veren değil, önceliği denetimist bürokratik devrimci faaliyete veren bir çizgiyi hakim kılmak gerekmektedir.
Dolayısıyla; bir yandan temsiliyetist seçim ve sandık yalanlarını deşifre ederken, diğer yandan ise denetimist bürokratik devrimci mücadelenin gereklerini yerine getirmek gerekir. Bu noktada denetimistlerin öncelikli meselelerinden biri de; 2 dönem maddesini/kuralını ihlal ederek hukuksuz ve kanunsuz bir biçimde seçimlere girme hazırlığı yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu girişimine karşı gerekli adımları atmaktır. Kaldı ki bu adımlar denetimistler tarafından gerçekleştirilmiş olup, bu konuyla ilgili hukuki başvuru AYM tarafından da görüşülmektedir. Yine benzer şekilde YSK'nın bu süreçte alacağı tutuma ilişkin gerekli müracaatların yapılması ki, yapılmış olan müracaatların takipçisi olunması ve bu noktada YSK'nın seçim kanunları ve mevzuatı ile çelişen durumunu ve Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı konusunda alacağı usulsüz ve gayrimeşru kararlara karşı çıkılması ve bunların toplum nezlinde teşhir edilmesi de diğer önemli hususlardır.
Hukuk tekniği ve bürokratik denetimist faaliyet açısından böylesine bir çalışma yürütülmeksizin, temsiliyetist seçim oyunlarının teşhir edilmesinin de tek başına bir anlamı olmayacaktır. Bu noktada sandığa gitmeyen sandıksızların "temsili" noktasında da daha önceden yapılmış hukuki müracaatların hala geçerliliğini koruduğu bir ortamda, "ben küstüm, oynamıyorum!" tarzında kendisini gösteren müzmin ve küskün boykotçu tavrın demokrasi mücadelesini kazanma noktasında bir ayağı topal, bir gözü ise kör kalacaktır. Başka bir deyişle, küskün boykotçu tavır ile denetimist sandıksızlık arasında seçimlere ve sandığa gitmeme noktasında da ciddi ve temel farklılıklar bulunmaktadır.
Bu farkları kısaca özetlemek gerekir ise;
Temsiliyetist seçim ve sandık yalanlarının denetimist temelde sistematik olarak teşhir edilmesi.
Kitlelere temsiliyetizm karşısında denetimist bürokratik faaliyetin öneminin sürekli olarak anlatılması.
Denetimist bürokratik faaliyet yoluyla AYM ve YSK gibi resmi kurumların 2 dönem maddesi/şartı hususunda açık ve net bir tavır almasının sağlanması.
6'lı masa olarak bilinen burjuva muhalefetin temsiliyetist yalanları ortaya konulurken, şayet böyle bir imkan varsa 6'lı masanın "Anayasa Taslağı"nda toplumsal denetime göreceli de olsa kapı aralayan kimi maddelerin desteklenmesi, örneğin iç ve kısmen dış kurullar aracılığı ile vatandaşın yasama organında gensoru verebilme hakkının tanınması. 6’lı masanın sözünün arkasında durup durmayacağının takip edilmesi.
Sandıksızların "temsil hakkı" noktasında uygulanmaya konması gereken yasal ve kanunu düzenlemeler için yapılmış olan hukuki itiraz ve başvuruların takipçisi olunması ve bunların Anayasal güvence altına alınması için mücadele edilmesi.
Denetimist sandıksızlık/boykotçuluk ile klasik/geleneksel/boykotçuluk arasında ki farkların açıkça ortaya konulması. Temsiliyetist faşizanlığa karşı Denetimist bürokratik devrimci faaliyet yapılmaksızın tek başına sandığa gitmeme şeklinde kendini ortaya koyan boykotçu eğilimin umulduğunun aksine liberalizmi ve tasfiyeciliği (hatta bu eğilimin gizli gizli sandığa koşma biçimindeki başka yanlış eğilimleri de) güçlendirdiğinin altının kalın çizgiler ile çizilmesi.
Muhtemel seçim süreci yaklaştıkça yeni olgu ve dinamiklere de bağlı olarak bu 6 madde elbette ki genişletilebilir. Bu da ancak seçimlere dair açık ve net bir denetimist perspektifinin kararlı bir şekilde sürdürülebilmesi ile sağlanabilir.
7.12.2022
Serhat Nigiz
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 2 days
Text
Bursa Büyükşehir’den sünnet şöleni coşkusu
https://pazaryerigundem.com/haber/187905/bursa-buyuksehirden-sunnet-soleni-coskusu/
Bursa Büyükşehir’den sünnet şöleni coşkusu
Tumblr media
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 10. Geleneksel Sünnet Şöleni’nde yaklaşık 1000 çocuk erkekliğe ilk adımını attı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de sünnet şöleninde çocukların ve ailelerin sevincine ortak oldu.
BURSA (İGFA) – Bursa’nın daha yaşanabilir bir kent olması için çalışmalarını sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, halka dokunan projelerini de sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 10’uncusunu düzenlediği ve yaklaşık 1000 çocuğun erkekliğe ilk adımı attığı geleneksel sünnet şöleni, ailelerin de katılımıyla Merinos Parkı���nda yapıldı. Mevlid okunmasıyla başlayan organizasyonda, mehter takımının gösterisi ilgiyle izlenirken, oyun alanı ve yüz boyama etkinlikleriyle çocuklar eğlenceli vakit geçirdi. Adeta bir bayram havasında gerçekleşen sünnet törenine, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Mehmet Yıldız ve Mehmet Emin Direkçi, Tarım Peyzaj AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydın Saldız, Kültür AŞ Genel Müdürü Yankı İçöz, meclis üyeleri ve muhtarlar da ailelerin mutluluğuna ortak oldu. Sünnet çocukları ve aileleriyle yakından ilgilenen Başkan Bozbey, vatandaşlarla bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Tören sonunda tüm sünnet çocuklarına çeşitli hediyeler dağıtıldı. Başkan Bozbey, geleneksel sünnet şölenine destek veren Nev Anadolu Hastanesi, Nev Esentepe Hastaneleri ve Bursa Medicabil Özel Hastaneleri yöneticilerine günün anısına plaket takdim etti.
Tumblr media
“SOSYAL PROJELERLE KENTİMİZE DEĞER KATIYORUZ” Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın düzenlediği toplu sünnet şöleninde bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, sünnetin, nesiller boyu dayanışmayı simgeleyen, toplumun en köklü değerlerinden biri olduğunu hatırlattı. Çocukların, sünnetinin tıbbi güvenlik ve hijyen standartlarına uygun şekilde yapılmasının, onların sağlığı ve geleceği açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, “Toplu sünnet şöleninde bir kez daha görüyoruz ki, sosyal hizmetler yalnızca ihtiyaçlara cevap vermekle kalmaz. Aynı zamanda toplumun tamamını kucaklayarak daha eşit ve adil bir gelecek inşa eder. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak ‘sosyal adalet’ ve ‘fırsat eşitliği’ bizim yol haritamız. Her bir çocuğumuzun, maddi imkânlardan bağımsız olarak eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamak bizim en temel görevimizdir. Her geçen gün daha da genişleyen sosyal projelerle kentimize değer katıyoruz. Bursa’mızda yeni bir belediyecilik anlayışı ortaya koyup tüm ülkeye örnek olacağız” dedi.
Tumblr media
“SİZLER BİZİM GELECEĞİMİZ, YARINLARIMIZIN GÜVENCESİSİNİZ” Sadece fiziksel altyapıyı geliştirmekle yetinmeyen, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden bir yönetim anlayışını benimsediklerini anlatan Başkan Bozbey, kentin her bireyine dokunmayı, hayatlarını kolaylaştırmayı ve toplumsal dayanışmayı ön planda tutmayı amaçladıklarını belirtti. Başkan Bozbey, “Her bireyin eşit haklara sahip olduğu, hiçbir ayrım gözetilmeksizin desteklendiği bir Bursa hedefliyoruz. Yaşlılarımızdan gençlerimize, çocuklardan engelli bireylere kadar tüm kesimlerin ihtiyaçlarına duyarlıyız. Çocuklarınızı sevgiyle büyüttüğünüz için hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Bizler de Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, çocuklarımızın sağlıklı bir geleceğe ulaşması için her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz. Sevgili çocuklar, bugün sizler için özel bir gün. Yanınızda olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sizler bizim geleceğimiz, yarınlarımızın güvencesisiniz. Sizin başarılarınızla, yarınlarımız aydınlanacak. Sizin adımlarınız, geleceğin sağlam zeminini oluşturacak. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Tumblr media
CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyeciliğin gereği olan her hizmeti adım adım hayata geçirdiğini söyledi. Başkan Bozbey’in verdiği tüm sözleri adım adım gerçekleştirdiğini belirten Yeşiltaş, sünnet şöleninin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti. Konuşmaların ardından Başkan Bozbey, sünnet çocuklarıyla birlikte pasta kesti. Program, konser ve hediye dağıtımıyla sona erdi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes