kardeşime 3 tane kitabı tanıttım okusun diye. bu sene sınava hazırlanacak, yardımcı olsun diye. okumadı, bir sürğ laf söyledi. bugün babam kardeşine kitap ver okusun dedi. bende böyle böyle oldu dediğim için suçlu oldum. annem diyo sen böylesin, şöylesin alttan al??? pardon kimseyi alttan alacak sabrım kalmadı. ruhen çok yorgun hissediyorum
Geçen gün kardeşimle sohbet ederken ikimizde de aynı eğilimin olduğunu ve ikimizin de içten içe bunun çok da normal olmadığını düşündüğümüzü fark ettik. Örneğin, birisi bana kendimle alakalı bir iltifat ettiğinde direkt “yok canım”a bağlıyorum. “Yaa burnun ne güzel” denince “ay neresi güzel burun işte” gibi, “ses tonun çok sakin, huzur verici” denince “ay saçmalamaa” gibi tepkiler veriyorum. Asla “hıı teşekkür ederim” yok, konuyu karşı çıkmadan kapatabilmek yok. Çoğu zaman bana yönelen bir iltifatı geçiştirmek için karşı-iltifata da geçiyorum, “asıl senin şuran ne güzel” diye, diyaloğun odağı benden başkasına kaymış oluyor direkt.
Aynı durum kardeşimde de var fakat bende ona ek olarak aslında bana ait olmayan şeyler için teşekkür edebilme şeyi de var. “Saçların harika” dendiğinde teşekkür edip “😌” yapabiliyorum çünkü benim kendi saç rengim değil o. Dövmeler falan da bu kategoride mesela, kardeşimle aramızda böyle bir farkın olma sebebi de yüksek ihtimalle onun boyalı saçlarının ve göze giren dövmelerinin olmaması. Ama benim adıma aydınlatıcı bir detay bu, resmen doğrudan benimle alakalı olan övgülere gelemiyorum ben.
Kardeşime dedim ki bi’ düşün, annem ve babam bizi hiçbir zaman “benim dünya güzellerim” falan diye sevmedi veya bir iş başardığımızda o başarıyı çok da büyütmedi, uzun uzun kutlamaya değer görmedi - belki de öğrenmediğimiz bir şey olduğu için böyle tepki veriyoruzdur. O kadar aklına yattı ki peşinden birbirimize bir sürü örnek vermeye başladık “bir keresinde şöyle olmuştu, böyle olmuştu” diye. Kuzenlerimizi falan düşündük sonra, ayaklarının ucuyla taşı ileri itseler “vvvvooooooaaaah gördünüz mü benim meleğim taşa ne yaptıııı” tadında büyütülen çocuklardı, laf aramızda şimdilerde ikisi de pek kibirlidir canlarım benim.
Benim hayatımdaki önemli olaylar hep “zaten olması gereken bu” tadında yaşanıp bittiği için “e burun işte, iki delikli falan”a bağlıyorum. Zihnimde “[nedensiz] övgü” diye bir kavramın karşılığı yok muhtemelen. Bazı davranışları çevrenden öğrendiğin dönemin üzerinden çok seneler geçse bile etkisi kalıcı olabiliyor. Bir de güzel bir söz söylediğimde tüm cesaretiyle “öyleyimdir ehehe” diyebilen insanlara hem çok imreniyor hem de onların adına çok seviniyorum. Hep harika şeyler duyun inçalla.
Benden bi’ abla tavsiyesi olarak; tamam peki çocuklarınıza taş tekmeledi diye sazlı türkülü tören düzenlemeyin ama bir şey başardığında da takdir etmeden geçmeyin ya. Onlara sizin gözünüzde ne kadar güzel olduklarını da söyleyin sık sık. Hatta gönlümden koptu, benim gözümde de ne kadar güzel olduklarını söyleyin. Hoş sözler karşısında savunmaya geçmek zorundalarmış gibi hissetmesinler hiç, hoş sözlere sarılabilsinler. Bir de muhtemelen aranızda benim gibiler varsa geriye dönüp baktıklarında ebeyevnleriyle nispeten soğuk bir ilişkilerinin olduğunu görürler, göremeyebilirler de ama benim çıkarımlarım bu yöndeydi. Siz de kendi çıkarımlarınızı benimle paylaşın lütfen 🥹
Selaaam değerli takipçilerim diye başlamak isterdim ancak henüz influencrlığa başlamadım eheheh. Gündüz de söylemiştim üç gündür Karadeniz'de gördüklerimi anlatmak istiyorum sizlere çünkü neden olmasın :) Birazcık boş yapabilirim mazur görünüz. Kaallppp 💗
İlk gün bir otelde kahvaltı yapıp Bolu'ya gittik. Orada daha çok göller vardı biz de orayı gördük zaten. Akşama doğru otele gittik zaten yemeğe yetişmiştik. Yemekte de caanım biricik kardeşim sağolsun boğularak ölme tehlikesi atlattım çok seviyor beni işte yiaa. Kaldığımız yer Safranbolu'da bir yerdi İmren Konağı. Hatta aynı isimde konağın hemen yan tarafında bulunan dünyaca ünlü bir lokumcu da varmış ben de ilk defa görmüş oldumm.
İkinci gün Amasra'ya gittik. Daha çok çarşısını fln gezdik. Ayrıca Barış Akarsu'ya dair birçok şey vardı. Allah rahmet eylesin kendisine :) Sonraaaa kısa bir tekne gezimiz vardı. Çok çok güzeldiii 🥹 Karadeniz'in gerçekten de hırçın ve asi dalgaları.. dedikleri kadar varmış gerçekten de. Ayrıca siz sıcakta yanarken ben orda donuyordum nasıl oldu demeyin oldu işte
Üçüncü gün maceralarla başladık güne. Otobüsün anahtarını içeride unutmuşlar dışarıda kaldık mdöamxkjsınxjeıxheuxd Hatta onu beklediğimiz için de planın dışına çıkmak zorunda kaldık. Kastamonu'yu gezdik son gün tam olarak 3 KİLOMETRELİK bir köprüyü yürüdük arkamızdan gelen yaşlılar bir daha gelmemeye tövbe ettiler mxjaıaznuaxhdu. Daha sonra sallanan köprü vardı, asıl ismi Aşıklar Köprüsü imiş. Benim canım kardeşim sırf beni korkutmak için daha çok salladı köprüyü demiştim size beni çok seviyor diye. Aşıklar Köprüsü'nden de kardeşimle geçmiş oldum artık. Neyse. Okuyana teşekkürler gözüne sağlık diyelim 💓
Ortanca erkek kardeşim ben anaokuldan geldikten sonra "hoş geldin canım ablam" derdi. Ona hatırlıyor musun? dedim. Hayal meyal hatırlıyorum dedi. Bu çocuk sonradan niye "güreşelim,savaşalım" oldu
Şu an eve girmiş bulunuyorum. Bugün kardeşim hastalandı, özel sağlık sigortası var diye ve eve yakın diye Acıbadem hastanesine gittik bi bok yapöadan yolladılar. Sonra evde tekrar kötüleşti. Göztepeye götürdük, kuzenimi aradık orada hoca olduğu için inanılmaz ilgilendiler, bir sürü test, tomografisinden, röntgenine, havlusundan, komodinine her şeyle ilgilendiler ve sonuç olarak teşhisi koyabildiler. Bir tanıdığımız olmasaydı bu şekilde sonuçlanır mıydı hiç emin değilim. Götüne koyim canım ülkem. Sonuç olarak kardeşim kısa süre sonra ameliyat olacak ve bu sıkıntı bitecek. Bir de etrafımızda olan bitenlerden ne kadar haberimiz var? Geçen gün instada bir hikaye görmüştüm, arkadaşlarınızı sık sık arayın, iyi olduklarından emin olun diye. Böyle bir kötü dönemden geçiyoruz işte.
Saat çok geç olunca teyzemi daha fazla beklemesin diye eve bıraktım. Yolda ‘özlüyor musun?’ Diye sordu teyzem. Direk anlatmaya başladım. Çünkü sana o kadar çok anlatmıştım ki bunu kafamda kelimelerin sırasını bile şaşırmadan anlattım. Ve 2 ay sonra ilk defa annemin evinde uyuyacağım birazdan.