LÜTFEN DİKKAT
OKUMANIZDA FAYDA VAR.
Geç bir vakitte, Messenger’e gelen mesajı ve mesajı gönderen kişiyi görünce, ekranın karşısında kala kaldım.
Mesaj yazan daha on beş, on altı yaşlarında küçücük bir kızdı ve “Benimle arkadaş olur musun?” diye yazmıştı.
Tekrar şaşkınlıkla saate baktım.
Bu saatte, bu kızın yatağında olması gerekmiyor muydu?
Onu sosyal medyada arkadaş aramaya kadar iten yalnızlık nasıl bir yalnızlıktı?
“Merhaba kızım.” dedim. “Öncelikle yaşını öğrenebilir miyim?”
“On beş.”
“Ben kaç yaşındayım, biliyor musun”
“Hayır bilmiyorum.”
“Ben de elli yaşındayım ve hemen hemen senin kadar bir kızım var. Kusura bakma ama böyle geç bir saatte, internette arkadaş aramana çok şaşırdım.”
Önce bir süre cevap gelmedi.
Ardından “Ben çok yalnızım.” diye yazdı.
Bilmiyorum neden ama o anda içim acıdı.
Ben kalabalığı da yalnızlığı da çok iyi bilirim. Gel gelelim, bir çocuğun kendini bu denli yalnız hissetmesi bana çok farklı gelmişti.
“Annen baban neredeler?”
“Uyuyorlar.”
“Peki, sen neden uyumuyorsun?”
“Konuşmak istiyorum.”
“Ne üzerine?”
“Fark etmez. Ne olursa artık.”
Bu sefer de ben sustum bir süre.
Ne yazayım diye kara kara düşündüm önce.
“Annenle ve babanla konuşsan daha iyi olmaz mı kızım? Bak bu saatte, sosyal medya da, karanlık sokaklara benzer. Karşına kimin çıkacağı belli olmaz. Belki sana yaşlı bir adamın abartısı gibi gelecek ama inan seni üzerler.”
“Ben de çok isterim annemle, babamla konuşmayı ama onların hiç vakitleri yok ki. Hep çok yoğunlar. Hep gelenimiz gidenimiz var. En ufak bir şey sormaya kalksam, kızıyorlar bana. Mesela bugün okulda bir çocuk beni merdivenlerden aşağı itti. Sonra da küfür ederek yanımdan geçti gitti. Okuldan eve gelir gelmez bunu anlatayım istedim ama annem telefonda arkadaşıyla konuşuyordu, babamsa bilgisayarının başındaydı. Konuşamadım. Sustum.”
Sohbet derinleştikçe, karşımdaki zavallı kızı daha iyi anlıyordum.
Adını hatırlamıyorum. Bir yazardı sanırım. Şöyle demişti.
“Yalnızlık, yanında kimsenin olmaması değildir. Yalnızlık, yanında seni dinlemeyenlerin, anlamayanların ve sevmeyenlerin olmasıdır.”
Kız gerçekten çok yapayalnızdı.
Yoksa neden gecenin en karanlık saatlerinde, içinde bir umut kırıntısıyla, arkadaş peşine düşsün?
İyi de,
Ya ona denk gelen ben değil de, başka biri, başka niyetleri olan bir herif denk gelseydi. Ve kız da o herife inansaydı, onunla sohbet etseydi, hatta daha da ileriye gidip buluşmaya, görüşmeye kalksaydı.
Aklıma küçücük yaşlarında tecavüze uğrayan, işkence gören ve öldürülen kızlar geldi.
O kızların gözlerini hayal ettim.
Umutlarını, düşlerini, gülüşlerini düşündüm.
Sanki kalbime bıçak saplanır gibi oldu.
Ya bu kız da…
“Ah güzel kızım. Seni anlıyorum. Yalnız şunu unutma lütfen. Benim yaşımda olan erkeklerin seninle paylaşacak çok şeyi olmaz. Hele de bu kirlenmiş, kimin ne olduğu bilinmeyen, kötülüklerin fır döndüğü sosyal medyada hiç olmaz. Senden ricam, lütfen şimdi yatağına git ve güzelce uyu. Yarın sabah uyandığında annene ya da babana bu gece benimle yaptığın sohbeti anlat…”
Sözümü kesti.
“Hayatta olmaz. Çok kızarlar bana.”
“Kızsınlar” dedim. “Sen yine de anlat. Onlara de ki, Tamer amca diye biriyle tanıştım. O bana dedi ki ‘Bütün işler bekler ama çocuk kalbi beklemez.’ Ve selamlarımı ilet.”
Durdu, düşündü ve “Tamam söz söyleyeceğim.” dedi.
Birbirimize iyi geceler diledik ve ayrıldık.
Sonra bir haber alamadım.
Baktım hesabını da kapatmış.
Şimdi nerededir, kiminledir, hala yapayalnız mıdır?
Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey var.
Bu yüzyılın asıl bahtsızları çocuklarımızdır.
Onlar boyunlarından büyük bedeller ödeyerek büyümeye çalışıyorlar.
Sevgisiz bireyler, sevgisiz toplumlar, şiddet, ölüm, savaş, tecavüz, taciz, hastalıklar, ekonomik sıkıntılar, internet, telefon, bilgisayar oyunları, tüketim çılgınlığı ve kalabalık yalnızlıklar.
Onlar,
O çocuklar yürekleri ağlaya ağlaya büyüyorlar.
Neresinden tutacağız, neresinden tutup da çocuklarımızı düştükleri yerden kaldıracağız?
Kimse bilmiyor.
Ve bilmemek bizi dirhem dirhem öldürüyor.
N’olur, çocuklarımızı gece yarıları kimseye “Benimle arkadaş olur musun?” yazdıracak kadar yapayalnız bırakmayalım. Varsın paraları, işleri, güçleri, evleri, kredileri, taksitleri, dolarları, altınları onların olsun. Hepsinin canı cehenneme..!🙏🙏💖💖
Yadigâr Gidici
7 notes
·
View notes
En İyi ve Yeni Oyunlar Mynet Oyun'da
En İyi ve Yeni Oyunlar Mynet Oyun’da
Ve sadecebirlikte oynamak istiyorsanız, Ateş ve Su serisi veya diğer iki oyunculuoyun, aralarında bolca eğlence sağlayacaktır. Burada tüm aile için ücretsiz oyunlar ve yeni, harika oyunlarbulabilirsiniz. Ücretsiz kız oyunları, yapboz oyunları, aksiyon veya becerioyunları olsun, portföy geniştir ve hem kızlar hem erkekler hem de oyunseven yetişkinler, ister tek…
View On WordPress
0 notes
Seversin 12. Bölüm 2. Fragmanı Yayında!
Seversin 12. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Asya Tolga'nın Aşkına İnanmaya Başlıyor!
Seversin, 12. yeni bölümüyle 17 ağustos çarşamba günü ekrana gelecek. Dizinin yeni bölümünde; Asya ile Tolga, tekrar dizi setine döner. Ekip onları büyük bir coşkuyla karşılar. Hakan, Tolga’nın çapkınlığı bırakacağına inanmaz ve ona çapkınlığı yavaş yavaş bırakmasını tavsiye eder. Selin, Tolga’ya onu ne kadar sevdiğini söylerken Asya onları görür. Tolga, Asya’ya artık çapkın biri olmadığını ispat etmeye çalışır.
Asya Tolga’nın Aşkına İnanmaya Başlıyor!
Seversin 12. bölüm 2. fragmanında; Tolga’nın aşk itirafından sonra Asya’nın kafası karışıyor. Ona güvenemiyor. Tolga, evinde bir parti veriyor. Asya, Tolga’nın evinde verdiği parti de bunu kendince kanıtlıyor. Ama, yüreğine su serpen bir olay gelişiyor. Selin, sarhoş olan Tolga’yı yatak odasına çıkartırken Asya onları fark ediyor. Peşlerinden giden Asya, Tolga’nın Selin’e söyledikleri karşısında çok mutlu oluyor. Selin’e verdiği dersten sonra huzuru Tolga’nın yanında buluyor.
Senden Daha Güzel 12. bölüm 2. fragmanı…
https://www.youtube.com/watch?v=Gj4gC0uInso
SEVERSİN 11. BÖLÜM ÖZETİ!
Nazlı, televizyon programlarına çıkıp kardeşi Asya’nın kendi hayatını çaldığını açıklar. Asya ve dizi ekibi programı izler. Evde annesi Nazlı’ya, Asya’nın onu okutmak için kendi okulunu bırakıp çalıştığını yüzüne vurur. Ama Nazlı, kimsenin söylediğini duymaz ve doğru bir şey yaptığını düşünüp kendisini savunur.
Ertesi sabah Nazlı, yine televizyon programlarına çıkıp Asya’nın o diziye seçmelerle girmediğini, o seçmelerde en iyi performansı kendisinin gösterdiğini anlatır. Kanal Nazlı’ya bir otel odası ayarlar. Nazlı, eve gitmeyip programa katılmaya devam eder. Kanal Bahri’ye Asya’nın bir basın açıklaması yapmasını ister.
Ancak Asya, kendi kız kardeşi için bunu yapmak istemez ve diziyi bırakır. Gidip eski iş yeriyle konuşup işe girer. Bu duruma neden olan Selin, istediğini başardığını düşünüp Asya’nın yerine oyuncu bile aramaya başlar. Ama Tolga, Asya’sız o diziyi oynamak istemez.
Her gün Asya’nın iş yerine gidip onu bu kararından döndürmeye çalışır. Kararlılığını ona inandırmak için iş yerinde kendisi de çalışmaya başlar. Asya, onu yıldırmak için elinden geleni yapar. Üçüncü günün sonunda Nazlı’nın beklediği olmaz ve sadece kanallar onu Asya hakkında konuşması için çağırır.
Seversin 12. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Tolga Asya’ya Kendisini İspatlamaya Çalışıyor!
Selçuk, Nazlı’yı kötü halde bulup Tolga’nın evine götürür. Tolga ile Asya’da oraya gider. Asya, kız kardeşiyle konuşup barışır. Bu arada Selçuk Tolga’ya, onun Asya’yla numaradan nişanlandıklarını Hakan’dan öğrendiğini itiraf eder.
Daha sonra Tolga’ya, Asya’dan hoşlandığını ve onu çok sevdiğini, onların bu oyunları bittiğinde Asya’ya evlenmek istediğini söyler. Tolga, tüm gücünü toplayıp Asya’ya aşık olduğunu ve onu çok sevdiğini itiraf eder.
Read the full article
0 notes