Tumgik
#Fahri Zihni
kyreniacommentator · 3 months
Text
Fahri Zihni talks of Cyprus 60-year-old spiteful and unfair embargoes| in Cyprus Mail
Readers Mail…. From Fahri Zihni…. Hi Chris, You kindly shared a number of my articles published in the Cyprus Mail with your worldwide followers and if you would be so kind would you please share my latest article?  Continue reading Fahri Zihni talks of Cyprus 60-year-old spiteful and unfair embargoes| in Cyprus Mail
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
fisiltihaberleri · 1 month
Text
Tumblr media
Sezen Aksu'yu Keşfeden Organizatör Hamdi Özarutan'ın Hayatı Kitap Oldu Adapazarlı sanatseverleri 1960'larda tiyatro ve konserlerle tanıştıran, 1970 ve 80'lerde sadece Sakarya"da değil tüm ülke sathında yaptığı organizasyonlarla ünlü tiyatro oyunları ve Ajda Pekkan, Cem Karaca, Barış Manço, Esmeray, Ahmet Özhan, Kâmil Sönmez, Neşet Ertaş gibi sanatçıları, birçok ilde ve yurt dışındaki turnelerle halkla bir araya getiren ünlü organizatör Hamdi Özarutan'ın hayatı kitap olarak yayımlandı. 1976 yılında İzmir'de bir okul müsameresinde rastladığı Fatma Yıldırım adlı yetenekli genci 'Sezen Aksu' adıyla müzik dünyasına kazandıran, Edip Akbayram, Esmeray, Ahmet Özhan, Kamil Sönmez, Çetin Alp, Osman Yağmurdereli gibi sanatçıları bulup çıkaran ve sanat dünyasına armağan eden Hamdi Özarutan'ın renkli hayatı, öteden beri kamuoyunda ilgi çekiyordu. Biyografi ve portre yazarı Fahri Tuna'nın yaklaşık bir yıl süren çalışması ile ortaya çıkan ve 'Organizatör Hamdi' adıyla Meserret / Değişim Yayınlarından kitaplaşan eser, raflarda yerini aldı. Konu ile ilgili konuşan ünlü organizatör Hamdi Özarutan, 'hayatımı kaleme alan Yazar Fahri Tuna kardeşime çok teşekkür ediyorum. Seksen yıllık ömrümde, çok güzel günler yaşadım. Çok anılar ve dostlar biriktirdim. Yurt içi ve yurt dışı turnelerde muhteşem sanat olaylarına tanıklık ettim. Başta dünya iyisi kardeşim Sezen Aksu, dünya beyefendisi kardeşim Orhan Gencebay, dünya kalenderi kardesim Zihni Göktay olmak üzere, sanat dünyasından, hâlâ görüştüğüm çok iyi dostlarım var. Yüzlerce tiyatrocu sinema oyuncusu ses sanatçısı ile çalıştım. Fahri Tuna kardeşim sordu, ben cevapladım. Hendek Soğuksu'da, Abhaz göçmeni Şahin Bey'in torunu, Emin Bey'in dört çocuğunun ilki olarak 1942'de başlayan hayatım, bu kitapla tüm sıcaklığı ve samimiyetiyle gün ışığına çıkartılmış oldu. Çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim' dedi. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/sezen-aksuyu-kesfeden-organizator-hamdi-ozarutanin-hayati-kitap-oldu-11056.html
#FısıltıHaberleri #yazar #şiir #edebiyat #kitap #aşk #şiirsokakta #istanbul #şair #söz #şiirheryerde #siirsokakta #siir #izmir #kitapkurdu #sevgi #tbt #iyigeceler #güzelsözler #sözler #türkiye #love #huzur #ankara #cemalsüreya #ask #instagram #turkey #günaydın #mutluluk #sair
0 notes
seslimeram · 6 years
Text
Yaşatan Yer Bahsi Artık Bir Masaldır...
Tumblr media
Yarım yamalak, eğri, eğrelti değil sadece bütün bu sıfatların üstünden güncellenerek ilerleyen bir toplamla yeni ülke inşası tamamlanıyor. Bilindik, aşina, değdiği yerde yaralar açan, hayatı bildiğimiz tüm anlamlarıyla çürüten bir aklın var ettikleriyle o cennet denilen yer, cehennemin suretlerinden bir başkası kılınıyor / erdirdiliyor. Üstüne bina edilen her yeni ile bu mefhum bir hakikat kılınıyor. Gerçekliğe kavuşturulmuş olan zalimanelik, birbirini tamamlayan ol kötücü haller toplamı ve ne kadar zorlama şey varsa bunların birleşiminde “menzil” var ediliyor. Zor bela değil bile isteye yaşamın kıyısındaki bir yer imi gerçekliğini yakalıyor.
Eğreltilik, toptan bir ayrıştırma, mütemadiyen linç, süreğen terörize etme hamleleri ve hiç bitimsiz olan nefretle bir ülkenin yıkımı o yeni olanın yapılandırılmasına devam olunuyor. Vardığımız yer iç kıyan, zihni çürüten o hayat imine yer / olanak ve imkan bırakmayandır. “Biyo-iktidar” yaptım oldu halleriyle bir kez daha yaşama eylemini dönüştürmektedir. Var etmeye çalıştığı düzenekle bu sahneyi yaşamdan alıkoymaya çalışmaktadır. Genel geçer değil doğrudan ve kesintisiz olarak bu yurdun yaşatmazlık hali tescillenmektedir artık. Bildiğimiz hemen bütün “insani değerler” zararda ziyandadır, bile isteye çarçur edilendir, aleni heder olunandır.
“Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Diyarbakır merkezli 9 ilde gazeteci ve siyasetçilere dönük operasyon düzenlendi. Savcılık soruşturması kapsamında 151 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı, 183 eve baskın düzenlendi ve 100’ü aşkın kişi gözaltına alındı. Operasyon ardından İçişleri Bakanlığı ve soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan peş peşe açıklamalar yapıldı. Operasyonun, 19 Eylül’de yapılan “İsimsiz ihbar” ve 12 Eylül’de “Firar” isimli gizli tanığın beyanları sonucu başlatıldığı ortaya çıktı.” Aralarında gazeteciler Abdurrahman Gök, Kibriye Evren, Esra Solin Dal, Semiha Alankuş, Cihan Ölmez ve Lezgin Akdeniz ile HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Mehmet Şerif Çamçı’nın da bulunduğu yaklaşık 100 kişi gözaltına alınır.
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada, operasyonun 2017/9879 ve 2018/5079 soruşturmalar kapsamında yapıldığını ifade ederek, “PKK/KCK terör örgütünün KCK/TM yapılanması (sözde Toplumsal alan sorumlusu, Kadın Alan Yapılanması (TJA), İdeolojik Alan, Kent Meclisleri, Kurye İşbirlikçi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Basın Yayın Kültür Yapılanması, Yerel Yönetimler Komisyonu ve Siyasi Partiler vb. alanlarına) yönelik toplam 9 ilde operasyon gerçekleştirilmiştir” şeklinde gerekçelendirdi.”
Gözaltına alınanlardan arasında bulunan bir kişinin ifade tutanağında, 19 Eylül 2018 tarihinde Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne yapılan 2037860 sayılı ihbar telefonu üzerine operasyon başladığı ortaya çıktı. İsim verilmeyen söz konusu ihbarda, “Kolay gelsin. KCK'lılar bişeyler yapıyor abi. Gizli toplantılar yapıyular. Iraka kandile arbile gidip geliyolar. Bazen pasaportla bazen kaçak gidip geliyular. Orda toplantı yapıp emirleri türkiyeye getiriyolar. Avrupayada gidip toplantı yapıyolar. Diyarbakırda çok fazla evleri var. bu evlerde gizli toplantılar yapıyolar. Durdurun bunları adım gizli kalsın” ifadeleri tutanaklara yansıdı.
Savcılık, ihbarla birlikte yapılan operasyonu 12 Eylül 2018 tarihinde “Firar” isimli gizli tanığın beyanlarına dayandırdı. Söz konusu gizli tanık ise verdiği ifadede şu beyanlarda bulundu: “PKK/KCK terör örgütünün ideolojisi ve terör örgütünün felsefesiyle yetiştirilmesi, örgütün en başta gelen hedefleri arasında yer almaktadır. PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini benimsemiş örgüt mensuplarının yetiştirilmesi ve terör örgütü elebaşının fikir ve sistemiyle yetişip Bağımsız Kürdistan’ın inşası amacıyla KCK yapılanmasının alanlarında faaliyet yürütme kapasitesine sahip kadro yetiştirmeye yönelik ideolojik ve örgütsel eğitimler veren ve bu eğitime katılacak örgüt mensuplarına yönelik çalışma yapan alandır. Örgütün diğer yapılanmaları ile koordine içerisinde hareket etmektedirler.
TJA, DTK, Kent yürütmeleri, Toplumsal alan çalışması yürüten örgüt mensupları, örgütün siyasi alanı olan siyasi partilerin (HDP,DBP) ve örgütün legal/illegal diğer alanlarından yönlendirilen belirli potansiyele sahip bireylerinin örgütün belirlediği güvenli evlerde ideolojik olarak eğitilmesi ile sorumlu olan alandır. Bu eğitimler bir çok defalar HDP ve DBP organizesinde ve hatta bu kurumlara ait binaların sadece belirli kişilerin girebildiği kozmik odalarında verilmektedir.”
Gazetecilerin, siyasetçilerin, parti üyelerinin evlerine baskınların kapılar kırılarak, büyük bir bozgunculuk hissiyatı ile yıkım var edilir. Doksanların tahakkümünü, bir asır öncesindeki ol devletli aklının soykırıma yolladığı Ermeni aydınlarda olduğu gibi cüretle yeniden işlemek bu sahada hakikat kılınır. Yeni yeni diye anılan menzilin var ettiği, güncelliğini sağlama aldığı şey bir tehdit / yıldırı ikliminden başkası değildir bir kez daha.
İçimize dert olması gereken bir düzlemin imali hemen her şekilde hayatlar içerisinde kalıp, geleceğimiz nice olur diye sorgulamamız gerekirken oluşan sessizlikle bir bütün olarak kalıcı kılınır. Gözaltına alınan salt / sırf bir kanaat, bir kimlik ya da siyaset akımı değildir, bugünün, bugünden de yarına lağvedilmesi gailesinin sonucunda oluşan cerahatli eylemdir. Yıldırının ol tahakkümün varlığı kesintisiz kılınırken Bay E’nin hedef aldığı ötekilerin başına getirilecek olanların da bir ön gösterimidir var edilen.
Yaraları hemen her gün çoğaltılan bir yerde bununla, bu tehdit ve yıldırı düzeneğiyle yaşamın zapturapt altına alınması arzulanandır. Cüretle o hiddet ve linç erimleriyle ortaklaşa yaşamda varım / varız çığlığı boğulmakta, onca yıkıma rağmen direncin çürütülmesi, sonlandırılması da talep olunmaktadır. Bu sahanın, şu ülke denilen yerin istikameti toplamda bir haftalık süre dahilinde dört yüz civarında insanın gözaltına alındığı süreçte belirgin olur. Gözaltına alınan 100’ü aşkın kişiden 20’si, emniyetteki ifadelerinin ardından serbest bırakılır. Diyarbakır merkezli 9 ilde 2017 ve 2018 tarihinde açılan soruşturmalar kapsamında yürütülen operasyon kapsamında aralarında gazeteciler ve siyasetçilerin bulunduğu 100’ü aşkın kişi, Salı sabaha karşı evlerine düzenlenen baskınlar sonucu gözaltına alınmıştır. Batman, Mardin, Adana, İstanbul ve diğer kentlerde gözaltına alınınlar da Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne getirilir. Burada ifadesi alınan Neslihan Karacadağ, Leyla Tekdağ, Engin Karabayiğit, Şehmus Karayıl (HDP yöneticisi), Muazzez Canpolat (HDP eski yöneticisi), Nalan Özaydın (TUHAD-FED), Veysel Özekti (BTS), Fuat Özdemir (Tüm Bel-Sen), Habibe Ekinci, Halise Yavuz, Pınar Sıraç Kalkan, Ruken Koyun, Ayşe Koyun, Necla Tanrış, Naci Tanrıkulu, Hanım Biçimli, Ruken Akçan, Lamia Kumral, Emel Özgen ve Zehra Özdemir Salı gece serbest bırakılır.
Salı gününden bu yana Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nde 98 kişi halen gözaltında tutuluyor. Gazeteciler Abdurrahman Gök, Semiha Alankuş, Lezgin Akdeniz, Kibriye Evren, Esra Solin Dal ve Cihan Ölmez ile Yeni Yaşam Gazetesi dağıtımcıları Hayat Özmez ve Savaş Aslan, operasyon kapsamında gözaltına alınan isimler arasındadır. Operasyon kapsamında gözaltına alınan siyasetçilerin isimleri ise Mezopotamya Ajansı’na göre şöyledir: DTK Eşbaşkanlık Divanı üyeleri Hasan Hüseyin Ebem, Mehmet Nuri Özdemir, Hüseyin Kaya, Hilmi Aydoğdu, Adnan Akgül, Eda Bazencir; DTK Daimi Meclis Üyesi Ruken Kılıç, HDP İl Eşbaşkanı Şerif Çamçı, Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Prof. Dr. Nurettin Turgay, HDP basın çalışanı Vedat Dağ, HDP PM Üyesi Eylem Ceylan, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seher Tümer, DBP PM Üyesi Nevriye Çur, DTK Haklar ve İnançlar Komisyonu Üyesi Sebahattin Dinç; TJA aktivistleri Figen Ekti, Yüksel Baran, Elif Harran, Figen Aras, Hülya Biçen (HDP Silvan eski ilçe başkanı), Nuran Gunbati (Silvan Belediye Meclis Üyesi), Sercan Doğan ile Mekiye Ormancı; Songül Tamriş, Selma Metin, Nimet Yürek, Aygül Alagündüz, Dılnaz Ekmekçi, Ahmet Aslan, Zeki Baran, Pınar Tekin, Ferit Aktepe, Mehmet Ay, Rıfat Roni, Leyla Ayaz, Şati Hayme, Kadriye Özcanlı, Mehmet Temizyüz, Evindar Aydın, Zana Döner, Mahir Koyun, Muzaffer Ulaş, Mehtap Metin, Abbas Aslan, Sema Koç, Emrullah Kalkan, Mehmet Akdoğan (Yazar), Necdet Sezgin, Hatice Şen, Derya Aslan, Selda Erten, Hasan Çiçek, Siyajin Nefise Yıldırmaz, Sidar Aydın, Fahri Azbay, Müslime Kalkan, Cengiz Sökmen, Celal Yoldaş, Abbas Çelik, Hüseyin Barış, Necmettin Alkan, Zelal Bilgin, Berivan Elter, Barış Koyun, Pınar Işık, Hasan Pençe, Ayşe Zengin, Mustafa Ocaklık, Turki Gültekin, Zeliha Gümüş, Emine Turan, Yasemin Özer, Kıyasettin Kurt, Eşref Yaşa, Aliye Tok, Kadriye Fidan, Azad Başeymez, Sezai Bulut, Tuba Dündar, Azize Abiş, Koçer Sason Yapıcı, Hanifi Barış, Kenan Yıldırım, Metin Sukati, Azize İnalhan, Ferit Aktaş, Rıdvan Aslan, Ayşe Dicle, Nazan Opan, Gülistan Yıldız ve soyadı öğrenilemeye Zin isimli kadın.
Tumblr media
Gözdağı ve yıldırı bu eksende tek geçerli yönetim biçimi olarak ol devletliden sıradan olana Bakur Kürdistan’ı sathı mahallinden günbegün paylaştırılandır. Gözaltına alarak, eksiltmeyi süreğen kılarak, seçim çalışmalarına daha aylar varken siyasi soykırım tezgahlarını yineleyip aralıksız olarak insanları terörize ederek yaşam hakkı yağmalanır. Seda Taşkın, Mezopotamya Ajansı ve daha öncesinde Dicle Haber Ajansı muhabiridir. Hakkında “Ciddi ihbar var” denilerek tutuklanan gazeteci Seda Taşkın’a 7 yıl 6 ay hapis cezası verilir.
Savunmasından kısa bir bölüm alıntılayalım: “Şuan cezaevinde olan 80 yaşındaki Sise Bingöl’ün evine gidişi hakkında yöneltilen suçlamaya Taşkın, “Sise Bingöl'ün tutuklanması Türkiye kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve 80 milyon insanın dikkatini çekti. Bir haberci olarak bununla ilgilenmek istedim. Torunu ve kızı ile görüştüm. Tabi haberi giremedim. Emniyete bir evraka imza atmam için çağrıldım. Ondan sonra gözaltına alındım. Hayatımda ilk kez gözaltına alındım.  TEM’de gözaltındayken ilk olarak çıplak arama dayatıldı. Karşı çıktım. Müsaade etmedim. Daha sonra ters kelepçelenerek zorla aranacağım tehdidine maruz kaldım. Suçu kesin bir insanmışım gibi emniyette çirkin yaklaşımlara maruz kaldım. Hem fiziki hem de psikolojik işkenceye maruz kaldım” diye belirtti. Uzun tutukluluk haline dikkat çeken Taşkın, “Kaçma şüphesi ve delil karartma ihtimalim varmış. Zaten ilk gözaltından çıktıktan sonra ne telefonum ne de mesleki ekipmanlarımın hiçbiri geri verilmedi. Ben nasıl delil karartabilirim? İkinci defa gözaltına alınarak tutuklandığım gün ben Ankara emniyetinde imzamı atmıştım. Düzenli olarak adli kontrol hükümlülüklerimi yerine getiriyordum” dedi.”
Mahkeme heyeti Seda Taşkın hakkında, “örgüt propagandası yapmak” suçundan 3 yıl 4 ay, “Örgüte üye olmamakla beraber yardım ve yataklık yapmak” suçundan ise 4 yıl 2 ay olmak üzere toplam 7 yıl 6 ay hapis cezası verir. Düzenin sağladığı yegane şey sabit kılınan cerahat, onun üstüne bina edilmiş olan tahakküm ve hiç kesintisiz yıldırma politikasıdır. Seda Taşkın da nice gazeteci gibi, mesleğini icra ederken tutsak kılınan, yazdığı hakikati bildirmek için ol çabaya düştüğünden terörist bilinen, öyle ifşa olunandır. Hakkın, hukukun yerine ikame olma gayretine düşülen şey bir faşist devlet aygıtıdır. Ne ki yüzlerce insanın bir anda gözaltına sevk olunduğu, onlarca insanın mahkemelerde süründürülüp, Taşkın gibi gazetecilerin mahpushane dahiline terk edildiği bir menzilde sessizlik de bütün büyük yıkımları tamamlamaktadır.
Bir yarın tahayyülünün tükettirilmesi bunca kesintisiz hakikattir. Çoraklaştırılmış enikonu sessizliği tam teşekküllü kılınmış bir yerin / yurdun ya da adı her neyse de bariz çukurun istikameti / geleceği bu yıldırı düzeninde şekillendirilendir. 1915’in karanlığını bina eden aklın, cumhuriyetin kuruluşundan sonra yaratılan her dönemeçte düşman bilinene yapılmış tehdit ve yok etme çabasının, doksanlardaki o onarılmamış yaralar sahnesinin yeniden ve yine yeniden kurulduğu / var edildiği yerdeki meseledir bütün bu yağma döngüsü.
Gözaltı, gözdağı, tecrit ve tehdidin bir başka ayağı olarak yaşatmama, yaşamın var edildiği sahaları zapturapt altına alma çabasından sorgulayabilmek mümkündür. Yaşamı hınçla tükettiririlen bir mefhum kılmak bu topraklarda süreğen bir devletli tavrıdır. Onun en son yansısı, Amed çevresindeki baskılardan, operasyon diye tecrit politikasından okunabilecektir. Yangın yeri kılınan ülkede yaralar kesintisizdir. Bir menzil sınırlarında, o sınırlarda yaşamaya çalışan yurttaşı kendinden saymayan, gel gelelim yurttaş olduğu açık olanlara karşıtlıkla onların haklarına taciz / taarruz süreğendir. Lice kırsalında yaratılan katran karanlığı, Türkiye denilen ülkenin gerisinde uygulanan tahakküm en keskin ve yıkıcı suretidir. Bugün bu menzilin yaşatmazlığı tescil olunmakta, hiddetle hayat yağmalanmaktadır.
Engellemelerin çoğaltıldığı, hayatın bir biçimde zapturapt altına alınmasının hala bunca yıldırı ve cendere ikliminde eksik bulunduğu yerde, ‘Bakur Kürdistan’ı geleceğimizi / gelecek olanın ta kendisini bildiriyor. Görünen, var edilen, süreğen kılınıp şekillendirilen hemen her şey tüm o fecaati kalıcı kılıyor. Savcılıkta ifadesi alınan gazeteciler Esra Solin Dal, Semiha Alankuş ve Mehmet Akdoğan, siyasetçiler; Figen Aras Kaplan, Hasan Hüseyin Ebem, Hüseyin Kaya, Fatma Gül, Azize İnanhan, Mehmet Nuri Özdemir, Hasan Çiçek, Hikmet Aralan, Yasemin Özer, Yüksel Baran, Prof. Dr. Nurettin Turgay, Vedat Dağ, Nejdet Sezgin, Tuğba Dündar, Zeki Baran, Nuran Günbati ve Mehmet Şenpolat adli kontrol şartıyla mahkemeye gönderildi.  Mahkemeye sevk edilen 20 kişi, ifadelerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılır.
Savcılıkta ifadesi alınan Fahri Özbay, Gülistan Yıldız, Abbas Aslan, Leyla Ayaz, Dilnaz Ekmekçi, Barış Koyun, Aygül Alagündüz, Adnan Akgül, Ayşan Kanuş Zengin, Ahmet Aslan, Zülküf Koyun ve Savaş Aslan ise "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye gönderildi. Mahkemeye gönderilen 13 kişinin işlemleri Cuma günü halen sürmektedir. Diyarbakır'da gözaltına alınan gazetecilerden Abdurahman Gök, Lezgin Akdeniz ve Cihan Ölmez gözaltına alındıktan 4 gün sonra serbest bırakılır. Gazeteci Kibriye Evren ise tutuklanır.
Artı Gerçek’ten alıntılayalım: “Muş'un Varto ilçesinde güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle takibe alınan otomobildeki 2'si kadın 5 kişi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu öldürüldü. İl Jandarma Komutanlığı'nın açıklamasında, 'çatışmada öldürüldü' denilen 5 kişinin öldürüldüğü ana ilişkin yayınlanan görüntülerde, teslim olan kişilere bir askerin "teslim oldu vurmayın" itirazına rağmen araçtaki komutan tarafından 'vur emri' verildiği görülüyor. İnfaz görüntüleri kameralardadır. Görüntüde, zırhlı araçla takip edilen otomobile uzun süre ateş ediliyor. Lastikleri patlayan otomobilin sürücü kapısından elleri yukarda çıkan bir kişi teslim olarak araçtan uzaklaşıyor. Sürücünün ardından araçtan çıkan ve silahlı olduğu görülen diğer kişi koşarak uzaklaşırken açılan ateş sonucu öldürülüyor. Zırhlı araç bu kez namlusunu araca çevirip tarıyor. Daha sonra hem aracın diğer kapısından çıkan silahsız bir kişi hem de teslim olan araç sürücüsü kurşunların hedefi oluyor.”
Amed’in Lice ve Hani kırsalındaki altmışın üstündeki köydeki yoğun baskı ve sokağa çıkma yasakları 4 Ekim’den 12 Ekim tarihine kadar uygulanır. Cerahat öylesine pektir ki, yaşayan insanların hakları defalarca taciz olunur. Bir kez kolluğa güç verildi mi neler yapılabildiğini bildiğimiz doksanlı yıllar kararlılıkla yeniden imal olunur. 12 Ekim günü abluka sonlanmış olduğu bilgisi düşerken, Lice’nin Birlik Mahallesi’ne giriş çıkışların tam olarak sağlanmadığı ajanslara düşer. Teyakkuz halinde hayatlara gözdağı verilmeye, olur olmadık baskılamalarla o yaşam istencinin köküne kibrit suyu dökülmeye devam olunmaktadır.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Lice'de kısa bir açıklamada bulunur. Diyarbakır merkezli operasyonlar ve yargılamalara dikkat çeken Temelli, şunları söyledi: “Yargı, siyaset vesayet altında karar veriyor. Bu hükümlerin vicdanlarda da toplumda da karşılığı yoktur. Türkiye’de yaşayan herkesi sürece duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu AKP’nin seçim kampanyasıdır. Bu kampanya şiddete ve zulme dayalıdır. Bu kampanya HDP ve Kürt düşmanlığına dayalıdır. Bütün çıplaklığı ile bir kez daha açığa çıkmıştır. Şiddet ve işkence ile operasyon gerçekleştirilmiştir. Bunların hesabını soracağız. Devletin kolluk güçleri bir kamu görevlisidir. Bunu unutmuş, sarayın emrine girerek, terör estiriyorlar. Kamu görevlisi iktidarın söylediği her şeyi yapmak zorunda değildir. Suç içeriyorsa eğer iktidar gidince adalet yakanıza yapışacaktır. Biz sizin yakanıza yapışacağız.”
Temelli, Lice’de ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve askeri operasyonlara ilişkin, “Büyük bir suç da Lice’de işleniyor. 1925’ten beri bu suç işleniyor. Bir asırdır bu suç işleniyor. İnsanlar katlediliyor. Yine böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Lice asla siyasi iradesini teslim etmeyecektir. Bu iktidar bu iradeyi kırmak dışında bir şey peşinde değil. Seçim çalışmalarını da getirip buna bağlıyor” diye konuştu.  
Bilindik, aşina, değdiği yerde yaralar açan, hayatı bildiğimiz tüm anlamlarıyla çürüten bir aklın var ettikleriyle o cennet denilen yer, cehennemin suretlerinden bir başkası kılınıyor. Yukarıdaki satırlar boyunca süregelen anlatım, yaşatılan zulüm bu hali yeryüzünde yeniden ve yeniden var etme istencinin boyutunu da bildirmektedir. Geleceği çokta zayi edilmiş bu sınır, şu yerde artık şimdinin de canına göz dikilmektedir. Bakur Kürdistan’ı salt bir gösteren ve bir bildiren olarak yeterince hazin bir Türkiye portresinde deney sahası kılınmaya devam olunandır. Cerahatin sırtını sıvazlayan, kötülüğün mümessilliğini üstlenmeye devam edenler sayesine yaşamdan eser kalmamaktadır. Yaşatan yer bahsi artık bir masaldır, tıpkı bu ülke bir hukuk devletidir denilip durulurken var edilen çürütme gibi, yok edilendir. Yaşamla ilintisi eksik gedik kalan her nüvesi çürütülen bir meseldir, tıpkı olmayan demokrasinin var edildiğini söyleyen devletlûnun bahislerinden sonra çıkan fırtınalar gibi... Yaşatmak meseli üstünkörü değil bile isteye yok edilendir... karanlık her yerdedir!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2018
Görseller - Anna BURNS + Michael BODIAM Craft Silent But Violent Mushroom Clouds All Images Courtesy Of Anna BURNS + Michael BODIAM v/ Designboom
0 notes
giresunhaberci · 6 years
Text
Kan Bağışçıları Ödüllerini aldı
http://giresunhaberci.com/kan-bagiscilari-odullerini-aldi/
Kan Bağışçıları Ödüllerini aldı
Giresun Kızılay Kan Bağışı Merkezi tarafından düzenlenen bir törenle Giresun’da en fazla kan bağışı yapan kişilere madalyaları verildi. “Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü” dolayısıyla dün Güre Yerleşkesindeki Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonunda düzenlenen programa Rektörümüz Prof. Dr. Cevdet Coşkun, Vali Yardımcısı Metin Maytalman, İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Güce Belediye Başkanı Aytekin Geçgel, İl Müftüsü Muhittin Oral, Jandarma Bölge Komutan Yrd. J.Alb. Fuat Alanur, kan bağışçıları ve aileleri, üniversitemiz personeli ile vatandaşlar katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Giresun Kızılay Kan Merkezi Müdürü Zihni Ataman, gönüllü bağışçılara teşekkür ederek sözlerine başladı. Kan bağışının hayat kurtarmaya bedel olduğunu, kan ihtiyacının acil değil, sürekli bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Sayın Ataman’ın ardından Vali Yardımcısı Metin Maytalman kısa bir konuşma yaptı. Türk Kızılayının önemli çalışmalara imza atan bir kurum olduğunu belirten Maytalman, kan bağışı konusunda gösterdikleri fedakarlıktan dolayı hem bağışçılara hem de kurum çalışanlarına teşekkür etti. Konuşmaların ardından başlayan madalya töreninde, 45 defa kan bağışı yaparak Giresun’da en fazla bağış yapanlardan biri olan Metin Aktaş adlı vatandaşa madalyasını Vali Yardımcısı Metin Maytalman verdi. GRÜ’NÜN KAPILARI KIZILAYA HER ZAMAN AÇIK 25 defa kan bağışı yapan vatandaşlara ödülü veren Rektörümüz Prof. Dr. Cevdet Coşkun, burada yaptığı konuşmada kan bağışının hayat kurtaran bir davranış olduğuna değindi. “Yaptıkları hayırsever davranışla halkımıza örnek olan tüm bağışçılara en derin saygı ve selamlarımı sunuyorum” diyen rektörümüz daha sonra şunları söyledi; “Giresun Üniversitesi 31 bini aşkın öğrencisi ve 1600’ün üzerinde personeliyle kan bağışı için önemli bir potansiyeli barındırmaktadır. Giresun Üniversitesi kampüslerinin kan bağışı için her zaman Kızılayın emrinde olduğunu belirtmek isterim. Birazdan madalyalarını vereceğim vatandaşlarımızın her biri 25 defa bağışta bulunmuş kişiler. Hem onları hem de kan bağışı yapan tüm bağışçıları tekrardan tebrik ediyorum.” Ödüllerin verilmesiyle devam eden program, fuaye alanında düzenlenen kokteyl ile sona erdi.
0 notes
kyreniacommentator · 5 months
Text
Fahri Zihni is back with more Advice in the Cyprus Mail
Readers Mail…. From Fahri Zihni…. Dear Chris…. I am writing to update you on the list of articles that I have written for the Cyprus Mail. This contains two very recent articles in addition to those you have shared by publishing their links click here. The first link is about my suggestion that the new UN Envoy ought to take this unique opportunity to persuade Turkish and Greek Cypriot sides to…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 5 months
Text
Fahri Zihni is back with more Cyprus Truths in the Cyprus Mail
Readers Mail…. From Fahri Zihni…. Hi Chris, You kindly shared a number of my articles published in the Cyprus Mail with your worldwide followers and if you would be so kind would you please share my latest article?  My article, published on14th January 2024, is a parody of the Cyprus talks which have been going on for nearly 60 years. Feel free to enjoy and share! If it’s possible you may wish to…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 11 days
Text
Cyprus Mail articles by Fahri Zihni 9 June 2024
Readers Mail…. From Fahri Zahni….Guest Columnist…. Dear friends, I hope you have had a good spring. Here in England, we have been starved of good weather, but we will be going to beautiful Cyprus soon, so we are happy! We also went to Singapore in February, an extraordinary country where everything looks great and works perfectly, and where, for a tiny island, an excellent balance has been kept…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 19 days
Text
Fahri Zihni: How impartial can the UN in Cyprus really be?
Readers mail…. From Fahri Zihni…. How impartial can the UN in Cyprus really be? Hello, Chris please share my Cyprus Mail article,  This is one of several articles which exposes the failings of the UN both in Cyprus and in New York Thank you and with best wishes Fahri Continue reading Fahri Zihni: How impartial can the UN in Cyprus really be?
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 2 months
Text
Fahri Zihni: The mother of all betrayals
Readers mail…. From Fahri Zihni…. Hello Chris, Please would you read and share my latest article “The mother of all betrayals” published on 28th April 2024 in the Cyprus Mail with your worldwide CyprusScene followers.  Thank you and with best wishes Fahri The Annan experience was devastating for Turkish Cypriots. Who can blame them for being cynical about future talks? Continue reading Fahri…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 3 months
Text
Fahri Zihni: "With Israel, people are ignoring inconvenient truths"
Readers mail…. From Fahri Zihni…. Hello Chris, Please would you read and share my latest article published on 31st March 2024 in the Cyprus Mail with you worldwide CyprusScene followers. It’s the first on the page, followed by my previous articles on this link. Thank you and with best wishes Fahri “With Israel, people are ignoring inconvenient truths” Continue reading Fahri Zihni: “With Israel,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 2 months
Text
We Own Cyprus, insists the so-called Republic of Cyprus
Introduction by Chris Elliott….. Sadly as we were publishing our latest CyprusScene online e–newspaper with its worldwide readership, we received below the thought-provoking article by Ata Atun which should be read with the newspaper Embargoed, and Fahri Zihni articles which also make clear how the so-called Republic of Cyprus made their ” We Own Cyprus” claim by giving an OXI vote to the UN…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 6 months
Text
Fahri Zihni talks about Cyprus Truths and more in the Cyprus Mail
Readers Mail…. From Fahri Zihni…. Hi Chris I wish you a happy new year. Let us hope that we have a more peaceful year than we have had in 2023. I wondered if you might be interested in reading, during this holiday period, some articles I have published in the Cyprus Mail during the course of this year, and a few before. I list below my “collection” to date. My objective with these articles has…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes