Tumgik
#Nesli tehlike altında olan bitkiler
Text
Dünyada ve Türkiye'de Nesli Tükenen ve Tehlikede Olan Bitkiler
Dünyada ve Türkiye'de Nesli Tükenen ve Tehlikede Olan Bitkiler
Tumblr media
#BitkiTürleriVeTehditleri, #BiyoçeşitlilikKaybı, #DoğalYaşamAlanlarındakiBitkiTehditleri, #DoğalYaşamAlanlarındakiBitkiTehlikeleri, #KorumaAltındakiBitkiTürleri, #KorunmasıGerekenBitkiler, #KüreselBitkiKorumaÇabaları, #NesliTehlikeAltındaOlanBitkiler, #NesliTehlikeAltındakiTürkBitkileri, #NesliTükenenBitkiler, #SoyTükenenBitkiTürleri, #TürkBitkilerininKorunması, #TürkiyeDeBitkiKorumaProjeleri, #TürkiyeDeNesliTükenenBitkiler, #TürkiyeDekiBitkiTürleriVeTehditleri, #TürkiyeDekiKorumaAltındakiBitkiler, #TürkiyeNinBiyoçeşitlilikZenginliği, #TürkiyeNinEndemikBitkiTürleri https://is.gd/3hOnk9 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/dunyada-ve-turkiyede-nesli-tukenen-ve-tehlikede-olan-bitkiler/
Dünyada ve Türkiye’de nesli tükenen ve tehlikede olan bitkiler, biyolojik çeşitliliğin korunması ve doğal ekosistemlerin sürdürülebilirliği açısından büyük öneme sahiptir. Bu bitkiler, çeşitli nedenlerden dolayı popülasyonlarının azalması veya tükenme riski altında olmaları sebebiyle dikkate değerdir. Nesli tükenen ve tehlikede olan bitkilerin korunması, doğal yaşam alanlarının ve ekosistemlerin sürdürülmesi için kritik bir adımdır.
Dünyamız, sayısız bitki türünün ev sahipliği yaptığı bir yerdir. Ancak, doğal yaşam alanlarının tahribatı, iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri gibi etkenler, bazı bitki türlerinin neslinin tükenmesine yol açmıştır. Nesli tükenen bitkiler, biyoçeşitlilik ve ekosistemlerin korunması açısından büyük bir kayıp olarak değerlendirilmektedir.Dünya genelinde birçok nesli tükenen bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkiler, endemik bölgelerde, yüksek rakımlı dağlarda, sulak alanlarda veya tropikal ormanlarda yaşayan türler olabilir. Her biri benzersiz özelliklere ve değere sahip olan bu bitkilerin korunması büyük önem taşımaktadır.
Nesli tükenen bitkiler, ekosistemlerin denge ve işleyişinde kritik bir rol oynar. Bunlar, habitatlar için barınak sağlar, toprak erozyonunu önler, karbondioksit emisyonlarını düzenler ve diğer canlılar için besin ve yaşam kaynakları sunar. Dolayısıyla, bu bitkilerin korunması, doğal ekosistemlerin sürdürülebilirliği ve gelecek nesillerin refahı açısından büyük önem taşır.Bilimsel araştırmalar, koruma programları ve farkındalık çalışmaları yürütülmektedir. Bunun yanı sıra, tohum bankaları ve botanik bahçeleri gibi kuruluşlar, nadir bitki türlerinin korunması ve yeniden üretilmesi için önemli çalışmalar yapmaktadır.
Nesli tükenen bitkilerle ilgili olarak yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri, doğal yaşam alanlarını korumak ve sürdürülebilir tarım ve ormancılık uygulamalarını teşvik etmektir. Ayrıca, bu bitkilerin ekosistemlerdeki önemini vurgulamak, farkındalığı artırmak ve koruma çabalarına destek olmak da büyük bir etkiye sahiptir.
Dünyada ve Türkiye’de Nesli Tükenen ve Tehlikede Olan Bitkiler
Bitki Türü Bilimsel Adı Tehdit Seviyesi Yaşam Alanı Atlıhan Seseli atlanticum Nesli tükenmiş Akdeniz çevresi Tecle Astragalus nitidiflorus Nesli tükenmiş Türkiye Çayır hanımeli Heliotropium supinum Nesli tükenmiş Avrupa, Kuzey Afrika Madeira begonyası Begonia masoniana Nesli tükenmiş Madeira Adası Azor sıvacısı Melanitta fusca Nesli tükenmiş Azor Adaları Acıbadem Prunus dulcis Tehlikedeki (EN) Orta Doğu, Kuzey Afrika, Akdeniz Ejderha Ağacı Dracaena draco Tehdit Altında (VU) Kanarya Adaları, Madeira, Kap Verde Seylan Tarçını Cinnamomum verum Kritik Tehlike (CR) Sri Lanka, Güney Hindistan Seylan Mavi Orkide Vanda tessellata Tehlike Altında (NT) Sri Lanka, Hindistan Seylan Elması Dillenia indica Tehlike Altında (NT) Seylan, Hindistan, Güneydoğu Asya Son Kahve Ağacı Coffea benghalensis Tehlike Altında (NT) Hindistan, Bang
Türkiye’de nesli tehlikede olan bitkilerin bazıları ise;
Bitki Türü Bilimsel Adı Tehlike Durumu Ada çayı Sideritis trojana Tehlike Altında (NT) Anadolu zambak Lilium candidum Tehlike Altında (NT) Anzer sarısı Crocus ancyrensis Tehlike Altında (NT) Asma çiçeği Jasminum grandiflorum Tehlike Altında (NT) Belgrad orkidesi Dactylorhiza serbica Tehlike Altında (NT) Dağ nergisi Galanthus woronowii Tehdit Altında (VU) Kartanesi Leucojum aestivum Tehdit Altında (VU) Karagöl meyvesi Eriobotrya deflexa Tehdit Altında (VU) Kavaklı börülce Vicia pontica Tehdit Altında (VU) Üçgül Helleborus orientalis Tehdit Altında (VU)
0 notes
korkutkalkan · 2 years
Link
Dünya üzerinde 8 milyon civarındaki hayvan ve bitki türünün yaklaşık yüzde 25’i, beşeri unsurlar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 20 Aralık 2013’teki 68. oturumunda, 1973’te Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme’nin (CITES) imzalandığı gün olan 3 Mart’ı, vahşi hayvan ve bitkiler hakkında bilinç oluşturmak amacıyla “Dünya Yaban Hayatı Günü” ilan etti. Tema kapsamında, bu yıl çok sayıda ortak çalışma çıkarmak için uluslararası, ulusal ve yerel olmak üzere 3 düzeyde ortaklıklara odaklanılacak.Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Konulu Hükümetler Arası Bilim-Politika Platformu’nun (IPBES) son raporuna göre, hayvan ve bitki türünün yüzde 25’i nesli tükenmekle karşı karşıya bulunuyor. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KÖTÜ GİDİŞİ HIZLANDIRDIİ klim değişikliği, kirlilikler ve istilacı yabancı türlerin yayılması gibi faktörler, ekosistemleri doğrudan ve dolaylı yollarla etkileyerek 50 yılda kötü gidişi hızlandırdı. Dünya yüzeyinin yaklaşık beşte biri, biyolojik çeşitliliğin fazla olduğu yerler dahil istilacı yabancı tür canlıların riski altında. İstilacı tür canlıların sayısı 50 yılda ikiye katlandı. Bu artış da hem yerel canlıları hem de ekosistemleri ciddi şekilde tehdit ediyor.Öte yandan, son 50 yıl içerisinde ekonominin büyümesi insan nüfusunun ve küresel ticaretin artması nedeniyle biyolojik çeşitlilik çok büyük zarar gördü. Özellikle denizlerdeki plastik kirliliği 1980’den bu yana 10 kat artarak en az 267 türü etkiledi. Deniz kaplumbağalarının yüzde 86’sı, deniz kuşlarının yüzde 44’ü ve deniz memelilerinin yüzde 38’i, yıllar içerisinde plastik kirliliğinden etkilendi. Hem karada hem de suda yaşayabilen amfibi türlerin yüzde 40’ından fazlası, resif oluşturan mercanların ise neredeyse yüzde 33’ü tehlike altında bulunuyor. Nesli tükenmekte olan türlerin yok olma hızı, 10 milyon yılda kaydedilen ortalama hızdan en az yüzlerce kat fazla noktaya çıktı.Dünya üzerinde bulunan 8 milyon canlın��n yaklaşık 2 milyonunun denizde yaşadığı belirtilen raporda, yaklaşık 500 bin karada yaşayan canlı türünün “yürüyen ölü türler” olduğunu ve habitatlarının zamanında iyileştirilmemesi halinde tamamen yok olabileceği uyarısı yapılıyor.
0 notes
isvicreninsesi · 2 years
Text
İsviçre’ye dönüşte bavulunuzda olmaması gerekenler
Tumblr media
🇨🇭SESI- Çoğu kişi tatilden dönerken beraberine nakit para, alkol, tarihi özellikte eserler ya da sahte giysiler de getirebiliyor. Dönüş yolculuğunda gümrüklerde sorun yaşamamak için bazı kriterlere dikkat etmekte fayda var. KÜLTÜREL VE TARİHİ ÖZELLİKLİ ÜRÜNLER Kültürel eşyalar gümrükte ithal veya ihraç ürünler olarak beyan edilebiliyor. Ancak öncelikle bu eserlerin korunma altında olup olmadıklarını öğrenmekte fayda var. Bununla ilgili kriterler, Federal Kültür Dairesi tarafından bir kontrol listesinde açık bir şekilde belirtiliyor. Ürün, koruma altına alınan bir kültür varlığı ise ihracat izni gerekip gerekmediği açıklığa kavuşturulmalıdır. Federal Kültür Dairesi genellikle ilgili ülkenin gümrük idaresine danışılmasını tavsiye ediyor. Kültürel özellikteki ürünlere dair ihracat izninin, ithalat beyannamesi ile birlikte İsviçre gümrüğüne sunulması gerekiyor. Kültürel Malların Transferi Yasası‘nın ihlal edilmesi veya izinsiz mal ithal edilmesi durumunda, bir yıla kadar hapis veya para cezası ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
Tumblr media
HAYVANLAR VE BİTKİLER Nesli Tehlike Altında Olan Türler Hakkında Washington Sözleşmesi’ne (CITES) göre 5 bin’den fazla hayvan ile 28 bin bitki türü korumaya tabi. Bunların ithalatları kimi zaman tamamen yasaktır veya menşe ülkeden izin alınmasını gerektirir. Buna ek olarak, gidilen ülkeden bir ithalat iznine de ihtiyaç vardır. Korunan hayvanlar veya hayvansal ürünler; belirli papağan, kaplumbağa, yılan, kertenkele ve çeşitli kürk türlerini içeriyor. Fildişi ithal etmek de yasa dışı olarak nitelendiriliyor. Yasaklanmış bitkiler arasında ise; orkideler, kaktüsler, bazı özel ağaç türleri, şifalı bitkiler ve korunan bitkilerden yapılan ürünler yer alıyor. Bitki ve hayvanların gümrükte beyan edilmemesi durumunda veya menşe ülkeden tür koruma sertifikanız yoksa, belirtilen numunelere el konulur. Mart ayından bu yana, uluslararası koruma altındaki hayvan ve bitki türlerinin yasa dışı ticareti için daha katı cezai yaptırımlar uygulanıyor.  Daha önce üç yıl olan hapis cezaları beş yıla kadar uzatılabiliyor. 1 Ocak 2020’den bu yana İsviçre’ye; bir bitki sağlığı sertifikası mevcut olmadıkça, AB dışından gelen tüm bitkiler, meyveler, yumrular, sebzeler, kökler, kesme çiçekler, tohumlar vb. için, ithalat yasağı uygulanıyor. Örneğin, bir havaalanında orkide çiçeği satın alındığında bunun için bir sertifika gerekiyor. Bununla birlikte, hayvansal veya bitkisel ürünlerden yapılan seyahat hediyelikleri için izin alınması gerekmiyor. Herhangi bir konuda emin olmadığınızda, seyahat ettiğiniz ülkedeki yetkili makamlardan veya Federal Gıda Güvenliği ve Veteriner Dairesi‘nden bilgi alabilirsiniz. SAHTE MARKALI ÜRÜNLER  Federal Gümrük ve Sınır Güvenliği Dairesi 2021 yılında, İsviçre’ye gelen yolculardan 2 bin 900 adet sahte ürün ele geçirdi. Çantalar, giysiler, saatler, mücevherler ve ayakkabılar İsviçre seyahatinde en sık taklit edilen markalı ürünler arasında yer alıyor. Üretim kontrol edilemediği ve çalışma koşulları genellikle kötü olduğu için, bu tür ürünlerin özel kullanım için ithalatları Temmuz 2008’den bu yana yasak. Gümrük memurları bulunan sahte mallara el koyup bunları imha etmekle yükümlüdürler. Bu ürünleri getirenler için para cezası uygulanmıyor. NAKİT PARA VE MENKUL KIYMETLER  10 bin frank veya daha fazla değerde nakit para veya menkul kıymet taşıyorsanız, bunların kaynağı, kullanımı ve sahibi hakkındaki soruları yanıtlamalısınız. Bu uygulama, Kara Para Aklama Yasası’nın ihlalini veya terörizmin finansmanını ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Paranın veya menkul kıymetlerin önceden kaydedilmesi gerekmiyor. GÜMRÜK VE KDV Kişisel ve kullanılmış eşyaların ithalatı için herhangi bir beyan veya vergi ödemek gerekmiyor. Buna müzikal enstrümanlar ile dizüstü bilgisayarlar da dahil. Koşul, eşyaların sürekli olarak yanınızda olması. Ürünler yurt dışından satın alındıysa ve özel kullanım için tasarlandıysa, kişi başına 300 franka kadar gümrük muafiyeti bulunuyor. 300 frank limitinin aşılması durumunda, malın değerinin %2,5 veya %7,7’sı oranında KDV ödersiniz. Değeri 300 franktan fazla olan malları ithal ederseniz, tüm malların toplam değeri üzerinden KDV tahsil edilir. Bu durum, mallar 302 frank değerindeyse de geçerlidir.
Tumblr media
KİŞİ VE GÜN BAŞINA İZİN VERİLEN ÜRÜNLER - Hacim yüzdesi ’e kadar olan 5 litre alkollü içecek - Hacim yüzdesi ’den fazla olan 1 litre alkollü içecek - 250 adet sigara, 250 grama kadar diğer tütün ürünleri - 1 kilo et (balık, kabuklular, yumuşakçalar, diğer suda yaşayan omurgasızlar ve av etleri hariç) - 1 kilo tereyağı veya 1 litre krema - AB üyesi olmayan ülkelerden toplam 2 kilo yumurta ve/veya bal (AB, İzlanda ve Norveç’ten sınırsız, 300 frank değerinde) - AB üyesi olmayan ülkelerden 2 kilo bebek sütü tozu veya formülü (AB, İzlanda ve Norveç’ten, 300 frank değerine kadar sınırsız), özel tibbi veya evcil hayvan maması (soğutulması gerekmeyen ambalajsız markalı ürünler olarak) - Yemek için 5 kilo veya 5 litre sıvı, katı yağ, margarin - AB üyesi olmayan ülkelerden gelen ölü midye dahil 20 kilo balık ürünü (AB, İzlanda ve Norveç’ten limitsiz, 300 frank değerine kadar)   Bu yazının içeriği ve fotoğrafları HABERPODİUM sitesinden alınmıştır.
Tumblr media
Read the full article
0 notes
mehmetkali · 5 years
Text
Doğayı ve yaşamı korumak için pestisit bağımlılığından kurtulmalıyız! https://ift.tt/2RQebbn
Doğayı ve yaşamı korumak için pestisit bağımlılığından kurtulmalıyız!
Dünyanın ve ülkemizin biyoçeşitliliği tehlike altında. Endüsriyel tarımda kullanılan pestisitler (tarım zehirleri) biyolojik çeşitliliği olumsuz etkiliyor. Doğayı ve yaşamı korumak için #ZehirsizSofralar !
Pestisitler (tarım zehirleri) biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Endüstriyel tarımda kullanılan pestisitlere doğrudan maruz kalan türlerde toksik etkiler görülürken, uzun vadede habitatları ve besin zincirini etkileyerek biyoçeşitliliğin azalmasına neden oluyor. Pestisit bağımlılığından kurtulmak için acilen tedbir alınmalı, yeni yasal düzenlemelerle biyoçeşitliliğe zarar veren pestisit etken maddeleri yasaklanmalı, mevcut yasalar uygulanmalı ve alternatif yöntemler desteklenmeli…
Biyoçeşitlilik nedir?
Biyolojik çeşitlilik hayattır. Yaşam pek çok ekosistemi, pek çok türü ve pek çok bireyi kapsar. BM’in Mayıs 2019’da açıkladığı rapora göre dünya genelinde 1 milyon tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu demek oluyor ki, yaşam tehlikede!
Başka bir raporda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünya genelinde gıda üretiminde yaşanan düşüşün sebebi olarak biyoçeşitliliğin azalmasını gösteriyor. Bu durumu tetikleyen en önemli unsurlar endüstriyel tarımda kullanılan pestisitler, zararlı kimyasallar, monokültür tarım, iklim değişikliği, tarım alanların yok edilmesi ve betonlaşma. FAO’nun hazırladığı rapora göre tehdit altında olan türler bitkiler, kuşlar, balıklar ve mantarlar. Dünyadaki gıda üretiminin dörtte üçüne katkı sunan tozlayıcılar tehdit altında. Sadece arılar ve diğer tozlayıcı böcekler değil, yarasa ve bazı kuş türleri gibi omurgalı tozlayıcıların da yüzde 17’sinin nesli tükenme tehlikesi altında.
Pestisitler biyoçeşitliliği nasıl olumsuz etkiliyor?
Tarımsal alanlara, orman veya bahçelere uygulanan pestisitler havaya, su ve toprağa, oradan da bu ortamlarda yaşayan diğer canlılara ulaşıyor. Bitkilere uygulanan pestisitlerin sadece yüzde 2’si uygulandığı alanda kalıyor. Bazı pestisitler türlerin doğrudan zehirlenmesine yol açıyor ve nadir bulunan türlerde ciddi kayıplara neden oluyor. Diğer pestisitlerse besin zincirinde yavaş yavaş birikerek yine pek çok türü etkiliyor ve ekosistemin dengesini bozuyor.
Zehirsiz Sofralar için yola çıktık!
Tuketicilerde, pestisitlerin zararları, pestisitsiz yetiştirilmis, sağlık ve ekosistem için güvenli gıdanın ve bu gıdayı üretenlerin varlığıyla ilgili farkındalığın artması çok önemli.
Tüketicilerin tutum ve taleplerindeki değişim, üreticiler, otoriteler ve kanun yapıcılar üzerinde baskı oluşturarak pestisitsiz tarımın, maliyetleri düşürecek teşviklerin ve pestisit kullanımını sınırlandıracak veya tamamen yasaklayacak yasaların önünü açacağı için, kilit rol oynuyor.
Sivil Toplum Diyaloğu 5 Programı kapsamında AB tarafından finanse edilen Zehirsiz Sofralar projemiz ile, Türkiye’de pestisit kullanımını azaltmak için pestisitlerin olumsuz etkileri ve alternatif tarım ve istenmeyen böcek, ot vb. ile mücadele yöntemleri konularında farkındalık yaratmak, Türkiye ve AB’de pestisitlerle ilgili çalışan STK’lar arasında işbirliğini artırmak, Türkiye’deki STK’ların kampanyacılık, lobicilik ve savunuculuk konularındaki kapasitelerini artırmak amaçlanıyor. Bu amaçlara ulaşmak için de bir sivil toplum ağının kurulması, pek çok bilgilendirici materyalin olduğu bir web sitesinin hazırlanması ve oldukça kapsamlı bir kampanyanın yürütülmesi hedefleniyor.
Kurulacak ağ ile, çalışma alanları içinde gıda güvenliği olan, genellikle birlikte çalışmayan ama daha az pestisit kullanımı, alternatif tarım ve entegre mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması için savunuculuk yapacak, farklı alanlardan STK’ların bir araya getirilmesi planlanıyor. Bu ağın birlikte hareket etmesi, STK’ların seslerinin daha güçlü çıkmasını, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasını ve daha etkin bir kampanya yürütülmesini sağlayacak.
Proje etkinlikleri sırasında ağın üyeleri PAN Europe ile işbirliği yapacak ve bu işbirliği, üyelerin bilgilerinin artmasına, deneyim kazanmalarına ve iletişim, farkındalık artırma çalışmaları, kampanya yönetimi, lobicilik ve savunuculuk konularında kapasitelerinin gelişmesine katkı sunacak.
Zehirsiz Sofralar için Sivil Toplum Ağı’nın ilk toplantısı İzmir’de gerçekleşti!
16 Mayıs’ta İzmir’de gerçekleştirdiğimiz “Zehirsiz Sofralar için Sivil Toplum Ağı Toplantısı’nda” pestisitlerle mücadelenin önemi ve Zehirsiz Sofralar projesinin detayları konuşuldu. Toplantıya katılan sivil toplum kurumları ile birlikte ağın çalışma prensipleri ve temel kuralları üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Ağın hedefleri tartışıldı ve toplantıya katılan kurumların bu hedefler doğrultusunda nasıl katkı sunabileceği konuşuldu. Gerek toplantıya katılım, gerek toplantı sürecindeki ilgi “Zehirsiz Sofralar için Sivil Toplum Ağı” girişiminin geleceği ve pestisitlerle mücadele konusunda umut verdi.
Zehirsiz Sofralar için Sivil Toplum Ağı’nın diğer toplantıları 11 Haziran’da İstanbul’da ve 13 Haziran’da Ankara’da gerçekleşti. Bu ağın, proje bittikten sonra da birlikte çalışmaya devam etmesi, gıda güvenliği ile ilgili konuları ele alması ve sürekli iletişimde olması hedefleniyor.
Zehirsiz gıda mümkün!
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NqyGwK via IFTTT
0 notes
mehmetkali · 6 years
Text
Bilim İnsanlarından İzmir’in Gediz Deltası için Çağrı http://bit.ly/2BkQQYv
Bilim İnsanlarından İzmir’in Gediz Deltası için Çağrı
İzmir’in Gediz Deltası hakkında çalışan on iki akademisyenve araştırmacı bir araya gelerek deltanın sorunları ve koruma öncelikleri konusunda çağrıda bulundu.
Farklı konularda çalışmalar yürüten on iki araştırmacı ve akademisyen Gediz Deltası’nda yaşayan canlıların durumlarını, deltaya ve deltada yaşayan canlılara yönelik tehditleri ve çözüm önerilerini tartışmak için Aralık 2018’de bir araya gelmişti. Kuşlar, bitkiler, sürüngenler, çift yaşamlılar, memeliler, su canlıları ve sulak alanlar konusunda çalışan uzmanlar 8 Şubat 2019’da toplantının sonuç bildirisini duyurdu.
Gediz Deltası barındırdığı biyolojik çeşitlilik ve İzmir gibi bir metropolle iç içe geçmiş olması sebebiyle dünyadaki eşsiz doğal yaşam alanlarından biri. Türkiye’deki 14 Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda doğal ve arkeolojik sit olarak koruma altında. Deltada üreyen tepeli pelikan, flamingo, küçük kerkenez ve karagagalı sumru gibi kuşlar, alanın dünya ölçeğinde önemli bir Önemli Doğa Alanı (ÖDA) ve Önemli Kuş Alanı (ÖKA) olarak kabul edilmesini sağlıyor. Delta, dünyadaki en büyük flamingo kolonilerinden birine ev sahipliği yapıyor. Kuşların yanı sıra, farklı sürüngen, memeli, çift yaşamlı ve bitki türleri de Gediz Deltası’nda yaşıyor. Bu türler arasında nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan Akdeniz foku ve Caretta carettadeniz kaplumbağası da yer alıyor. Öte yandan Gediz Deltası tüm Ege Denizi’ndeki en önemli balık yavrulama ve beslenme alanlarından biri.
8 Şubat’ta yayınlanan sonuç bildirgesine göre UNESCO’nun dört Dünya Doğa Mirası kriterinin tamamını sağlayan Gediz Deltası birçok tehditle karşı kaşıya bulunuyor. Uzmanlar, Gediz Deltası’nın varlığını sürdürebilmesi ve gelecek nesillere hiçbir zarar görmeden aktarılması için alanın koruma derecelerinin güçlendirilmesi ve UNESCO Doğa Mirası ilan edilmesi başta olmak üzere, pek çok konuda ivedi adımlar atılmasını öngörüyor.
Yayınlanan sonuç bildirgesinde delta ve yakın çevresinde yaşayan türlerin korunması için kurumlar arası koordinasyon ve ortaklığın önemi, deltada yaşayan türlerin ihtiyaçlarının tespit edilmesi, şehir ve sulak alan arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, deltanın bozulmuş bölümlerinin restorasyonunun planlanması gibi pek çok konu başlığı bulunuyor.
Gediz İstişare Kurulu’nun yayınladığı Sonuç Bildirgesi’nin tamamına ekteki dosyadan ulaşabilirsiniz.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2TFbWbg via IFTTT
0 notes