Tumgik
#Su Varisi
hayatinicindenbirokur · 8 months
Text
İstenmeyen varis. Çürük. Deli. Dönmemesi gerekeni geri getiren. Su varisi. İşaretlenmiş günah. Hiçbirinin artık bir önemi kalmamıştı. Sadakatsiz. Artık ben buydum.
9 notes · View notes
Text
Benden nefret etmene dayanabilirim ama onu seveceksin diye ödüm kopuyor
7 notes · View notes
vinnova · 6 days
Text
Suya hükmedecek kadar güçlü fakat daha kalbini kontrol edemiyor
0 notes
heyravza · 2 years
Text
"Yıkılmış krallığın direnen ruhu," dedi. "Su Krallığı'nın ihanete uğrayan lordu." Göz bağım çözüldü, bir tebessüm gözkapaklarımın ardında su damlaları gibi birbirine doğru akmaya başladı...
8 notes · View notes
evinyy · 11 months
Text
Tumblr media
Darenimde Darenimm
Benden nefret etmene dayanabilirim ama onu seveceksin diye ödüm kopuyor.
1 note · View note
darenins · 4 months
Text
O ateş varisiydi ama en çok yanan oydu.
O hava varisiydi ama en çok nefessiz kalan o olmuştu.
Toprak varisi olan oydu ama diri diri gömülende o olmuştu.
Doğru, su varisi olan bendim ama en çok boğulan da ben olmuştum. Gökyüzüne sahip olan bendim ama kendine bir gökyüzü kadar uzak olan bendim.
30 notes · View notes
gulnarsultan · 1 year
Note
merhaba :3
Size Lordlar Ve Varisler için bilgi vermeye geldim
Aslında kitabı okursanız daha iyi olur ve ilginizi çeker ama yine de yazılarınız çok güzel.
Tumblr media
Bu kitabımızın ana karakteri Nova.
Nova dünyada en yakın arkadaşı Ayzer ile yaşayan bir genç kız. Onun yaşadığı şehirde 'alfin' adı verilen bir ırkla ilgili efsaneler var. Efsaneye göre Elemantel diye bir diyar vardır ve bu diyarı Lordlar ile Varisler yönetir. Yine efsaneye göre Elemantel den varisler kaçırılmılştır ve alfinler varisler için dünyaya gelecektir.
Burada öncelikle Elemental ile ilgili olarak 4 ayrı krallık vardır. Hava, Ateş, Toprak ve Su. Herkesin burcuna göre bir krallığı vardır ve Krallığına göre güçlere sahiptirler.
Lordlar ve varisler ölümsüzlerdir ve en güçlü sihir gücüne sahip olan onlardır. Eğer birisi bir Lordu ya da varisi öldürmek isterse o da ölür.
Nova Elementale geldikten sonra Su Varisi olduğunu öğrenir ama Su Krallığı Toprak Lordu Amon tarafından yıkılmıştır. Nova sürekli olarak dışlanır ama Hava Lordu Sina ona yardım edip onu sarayına alır.
Nova ölmüş Su Lordu'nu geri getirir ve birlikte Su Krallığını geri getirmeye çalışırlar.
Nova'nın ruh bağı ile bağlı olduğu hayvan düşmüş bir krallığın Lordu olan, orman ruhu kaplan Tayga'dır. Tayga kadim bir hayvandır ve insana dönüşebilir.
Tumblr media
Bu İlahi Su Lordu Arın. Bir zamanlar diyarın Kralıydı ve gelmiş geçmiş en güçlü Lordu'du. Arın insanları kanları ile yönetebilir ve Su Krallığına çok sadıktır. Onun için Su Krallığı her şeyden önemlidir.
Şimdi işler biraz karışıyor. Lord Daren'in ondan büyük bir abisi var ismi Lord Evran. Ateş Krallığı'nın Varisi Ariana' ya aşık olan Arın onun Ateş Varisi olduğunu gizledi.
Su Lordu'ndan nefret eden Evran bu bahaneyle Su Krallığının yarısını ve Arın'ın öldürerek onunla birlikte öldü. Arın Su Krallığını sakladığı için savunmasız kalarak öldü.
Onun ruh bağı ile bağlı olduğu hayvan bir deniz kızı olan Adalia'dır.
Devamını yazmamı ister misin?
Merhaba. Çoook teşekkür ederim. Mesajınıza geç cevap verdiğim için kusura bakmayın. Yeni gördüm. Letfen devam edin.
4 notes · View notes
seytanin-karisi · 8 months
Text
Orman sessizdi, her zamankinden daha sessizdi. Kuşlar her zamanki şarkılarını söylemiyordu ve rüzgar buz gibi esiyordu, kış yaklaşıyordu ve ormanda avlanacak yalnızca birkaç hayvan kalmıştı. Ağaç dallarından birine oturmuş bekliyordum.
Bir saat geçti, hiçbir şey olmadı.
İki saat.
Sonra nihayet bir çalılığın hışırtısı duyuldu ve işte oradaydı, gece gökyüzü ve ay ışığı kadar güzeldi. Tavşanı ürkütecek bir ses çıkarmamaya dikkat ederek yay ve okumu aldım. Yayın ipini geri çektim, nişan aldım ve oku bıraktım. Havada uçarak tavşana büyük bir gürültüyle çarptı. Tavşan şaşkınlıkla ciyakladı, güzel kahverengi gözleri iri iri açılmış ve şaşkın bir şekilde önümde uzanırken bana bakıyordu. Hızla kendimi yere indirdim, tavşanı yakaladım ve o bölgede daha fazla ürkmemeye dikkat ederek onu omzuma attım.
Zorn Kralı Oberon'un görkemli krallığımız Alfheim'ı ele geçirmesinin üzerinden neredeyse yarım yüzyıl geçmişti. Halkımı lanetledi ve onları büyülerinden mahrum etti, onları yoksulluk ve pislik içinde mahvolmak üzere hapsetti. Alfheim kaynakların, zenginliklerin ve güzel doğal büyülerin krallığıdır. Bu olay gerçekleştiğinde çocuk olmama rağmen, Zorn'un dehşeti ve Alfheim halkına yapılan baskı hakkında nesiller boyu aktarılan hikayeler duymuştum. Zorn'un krallığımıza düşürdüğü baskı ve zulmün karanlık gölgesini asla unutmamamız ve asla affetmememiz söylendi. Tavşanımla köye geri dönerken, krallığımızı geri alıp Zorn'un pençesinden kurtarabileceğimiz bir gün olup olmayacağını merak etmeden duramadım.
Sadece ben, küçük kız kardeşim ve annem vardı, varlığımız kasabanın çok uzağındaki küçük, soğuk bir kulübenin duvarlarıyla sınırlıydı. Yer seçimimizin daha önce bir şatoda yaşamaktan kaynaklanan utançtan mı, tek yatak odalı küçük bir kır evinde sınırlı kalmaktan mı yoksa sadece güvenlikten mi kaynaklandığından emin değilim. Benim için her iki durumda da önemli değildi, o günleri ya da savaşın kendisini hatırlayamayacak kadar gençtim. Babam savaşta halkını savunurken, ülkesi için savaşırken ölmüştü. Saygı duyulan bir yüce lorddu, Alfheim'ın hükümdarlığı sırasında Alfheim'ın sağ elinin kraliçesiydi. Onunla ilgili ilk anım şatomuzun bahçesindeydi; dört yaşımdan büyük olmamalıyım, varlığını hissettiğimde ona doğru koşuyor ve yerine yeni oturan ateş büyüsü becerilerimi sergiliyordum. Alfheimlılar ışığın ve doğanın büyüsünün taşıyıcılarıydı; Alfheim Krallığı'nın eski günlerinde gelişen bir güçtü. İnsanlar arasında özgürce ve doğal bir şekilde akıyor, onların kendilerini çevreleyen doğal dünyayla uyum içinde yaşamalarına olanak sağlıyordu. Binaların çoğu, doğanın büyüsünden yararlanarak, görülmesi gereken harika, güzel, ışıltılı bir şehir yaratacak şekilde inşa edildi. Yüce Lordlar ve onların soyundan gelenler beş güçten dördüne sahipti: gökyüzünü, hareketi ve zihni temsil eden havanın gücü; yaşam kaynağı olan su, büyümeyi ve berraklığı temsil ediyordu; ölümün ve yeniden doğuşun gücünü ateşleyin; toprak, mahsulleri ve doğurganlığı temsil ediyordu; ve son olarak ışığı ve ilahi duyguyu temsil eden ışık. Hiçbir yüce lord ışığın gücüne sahip değildi; yalnızca tahtın gerçek varisi böyle bir güce sahip olabilirdi.
Babamın gitmesiyle ve ailedeki tek avcı olarak sağlamak, avlamak, korumak ve hayatta kalmak benim görevimdi. Babamın haberi ve güzel krallığımızın yıkılışından sonra annem öfkelendi, kırgınlaştı; küçük kız kardeşim olmasaydı neredeyse tüm yaşama isteğini kaybedecekti. Küçük kız kardeşim o zamanlar henüz yeni doğmuştu, dolayısıyla ne yapmam gerektiğini biliyordum. Bana hiçbir zaman dayatılmadı, seslendirilmedi bile henüz biliyordum. Benim için çizilen yolu takip etmekten, benden önceki babamın izinden gitmekten başka seçeneğim yoktu. Anneme dönüşmeyi reddettim, kırgındım, babamın gururunun ve güçlü iradesinin ağırlığını taşıyordum, dolayısıyla Zorn'un yönetiminin bir başka kurbanı olmayı reddediyordum.
Kış yaklaşırken, geceler uzamaya başladı, gecenin sessizliğinde, sakalındaki sessizlikte, tutunduğu huzurda teselli bulduğum ne olursa olsun karanlıkla hiçbir sorunum olmadı. Yıldızlar asla gençliğimdeki gibi parıldamıyordu, yaşlandıkça dünya rengini ve parlaklığını yitiriyordu. Yine de intihara meyilli değildim, her ne kadar geceyi sevsem de o karanlığın içinde gizlenen şeyin soluk tenimle beslenmesini beklemeyecektim.
Arkamda bir varlığın varlığını duydum ve daha arkamı dönmeden yere çivilendim ve keskin bir bıçak boğazıma dayadı. Yayım ellerimden düştü ve küçük bir nefes verdim. Başımı kaldırdığımda, yüzü gölgelerin arasında gizlenmiş gizemli bir figür üzerimde belirdi. "Sen kimsin? Ne istiyorsun?" diye sordum, sesim öfkeden titriyordu. Garip figür başını kaldırdı ve keskin elmacık kemiklerini ve güçlü çene hattını ortaya çıkardı. Gümüş saçlarının arkasına hafifçe gizlenmiş gümüş gözleriyle bana baktı, ifadesi duygusuzdu. Bir Zorn domuzu. Kimliğini anında anladım, kalbim mideme atıyordu. Soğuk gözlerine bakarken korkumu belli etmemeye çalıştım, aklım hızla çalışıyor, bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordum. Bu kendi güvenliğim için değil, arkamda bırakacaklarım için korkuydu. Ölmeyi göze alamazdım.
1 note · View note
elifulutas · 11 months
Text
O ateş varisiydi ama en çok yanan da oydu . O hava varisiydi ama en çok nefessiz kalan o olmuştu . Toprak varisi oydu ama diri diri gömülen de o olmuştu.  Su varisi olan bendim ama en çok boğulan da  ben olmuştum
1 note · View note
bilimuzay · 2 years
Text
Edmond Halley Kimdir? - Edmond Halley ve Buluşları
Tumblr media
Edmond Halley Kimdir? - Edmond Halley ve Buluşları
Edmond Halley temelde gökbilimci, jeofizikçi, matematikçi, fizikçi, meteorolog ve mucit olsa da neredeyse hepimiz onun Halley Kuyruklu yıldızını keşfetmiş ve ona adını vermiş olarak biliyoruz. Fakat o bunlardan daha fazlasıydı. 85 yıllık bir yaşama onlarca hikaye ve başarı sığdıran Halley aynı zamanda dönemindeki önemli bilim insanları ile sıkı ilişkiler kurmuş ve İsaac Newton’un Principia'sını yazması konusunda ikna etmiş birisidir. Belki de o olmasaydı, İsaac Newton asla öyle bir şaheseri yazmayacak veyahut yayınlamayacaktı. Kendisi üstün başarıları ve zekası nedeniyle İngiliz Eğitim dünyasında oldukça yüksek mertebelere çıkmış ve rol oynamış birisidir. Her ne kadar Oxford’u, uzayı incelemek uğruna yarıda bıraksa da gelecek onun Oxford Üniversitesinde geometri profesörlüğüne getirecekti. Bununla da yetinmeyecek “Kraliyet Astronomu” mertebesine kadar uzanan uzun bir hayat onu bekleyecekti. Edmond yaşamı boyunca bilim uğruna çok şey yaptı. 85 yıllık yaşamı boyunca neredeyse hiçbir zaman durmadı. Daha çok küçük yaşlarda başlayan matematik sevdası onu belki de hayal edemediği kadar uzaklara götürecekti. Halley’in Hayatı Edmond Halley Halley, Londra Haggerston’da 1656 yılında dünyaya geldi. İsmini babasından aldı, babası döneminin zengin kesimindendi. Halley çok küçük yaşlarından beri matematiği ilgi duyuyordu. 17 yaşındayken Oxford’taki, The Queens Collage’e girdi. Bu yaşlarında bile güneş sistemi ve güneş lekeleri hakkında makaleler yayımladı. Merkür tutulmasını gözlemledi ve bu konu hakkında çalışmalar gerçekleştirdi. 1676 yılında Oxford’u bıraktı ve Güney yarım küredeki yıldızları izlemek adına Atlas Okyanusundaki, St. Helena’ya gitti. Burada 2 yıl kaldı, 1678 yılında İngiltere’ye geri döndü. 1679 yılında 341 Güney yıldızlarını içeren son derece ayrıntılı bir makale yayımladı. Bu onun oldukça fazla ünlenmesine neden oldu. Hatta durum öyle bir yere geldi ki bazı araştırmacılar onu Tycho Brahe ile karşılaştırdı. Mary Tooke ile 1682’de evlendi, İslongton’a taşındı. Burada ayı gözlemleyerek ve yer çekimini inceleyerek vaktini geçirdi. Yer çekimi konusu oldukça kafasını kurcalıyordu artık neredeyse bütün vaktini buna harcamaya başlamıştı. Bu konuyu görüşmek üzerine İsaac Newton ile buluştu ve meşhur Principia için finansman ve psikolojik destek sağladı. Diğer Çalışma Alanları 1686’da ikinci bölümü paylaşarak Alize Rüzgarları ve Muson yağmurlarını konu aldı. Bu yazısında aynı zamanda bunları ayrıntılı bir şekilde işleyen ve gösteren bir harita da yer alıyordu. Bu yazıları ve haritaları bilgiyi görselleştirmek alanına oldukça katkı sağladı. Evren, uzay veya yer çekimi onu durduramadı, oda 1690 yılında su altı çalışmaları için penceresi bulunan, uzun süre su altında kalabilen bir araç tasarladı. 1693’te Breslau’nun ölüm kayıtlarını analiz ederek bir makale yayımladı. Bu İngiltere hükümeti için oldukça güzel bir gelişmeydi. 1698 yılında dünyanın manyetizmasını tam olarak saptamak adına HMS Pamore adlı geminin kaptanlığına getirildi. 2 yıl süren görevini başarılı bir şekilde tamamlayarak Pusula Sapmasının Genel Haritası adlı kitabını yayımladı. Ona verilen bu görevi de tamamladıktan sonra 1701 yılında Oxford’a geometri profesörlüğüne getirildi. 1710 yılında isinde fahri doktora unvanı aldı. 1716 yılında Venüs’ün Güneşin önünden geçme süresini herhangi bir sapma olmadan hesapladı. 1718 yılında sabit olarak bilinen yıldızların aslında sabit olmadığını kanıtladı. 1720 yılında John Flamsteed’in varisi olarak “Kraliyet Astronomu” olarak atandı ölümüne kadar bu unvan ile yaşadı. 1742’ de ise öldü. Edmond Halley ve Halley Kuyruklu Yıldızı Halley Kuyruklu Yıldızı Sanılanın aksine Edmond adını alan Halley Kuyruklu yıldızını keşfetmemişti. 1456, 1531 ve 1607 görülen gök taşlarının farklı değil aynı göktaşını olduğunu saptamış ve her 75 yılda bir geri döneceğini hesaplamıştır. Nitekim öyle de oldu 1758’te dönen Kuyruklu Yıldız o tarihten itibaren Halley Kuyruklu Yıldızı olarak tanınmaya başlandı. Ne yazık ki o bundan 16 yıl önce ölmüştü. Kuyruklu Yıldızlar hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın. Edmond Halley, Isaac Newton ve Principia Kepler’in Gezegensel Hareket Yasaları kanunu Edmond’ı bir hayli yıpratıyordu. Bu konu üzerine Cambridge Üniversitesindeki İsaac Newton ile buluştu, Newton bu konuyu hesapladığını ve çözdüğünü fakat hesaplamayı kayıp ettiğini ve bulamadığını Edmond’a söyledi. Zaten, Newton’un bunu yayımlamak gibi bir amacı yoktu. Edmond bu konuda çok ısrarcı bir tavır sergileyerek onu ikna etmeyi başardı. Newton 2 yıl içerisinde hesaplamayı tekrar yaptı ve o meşhur Philosophiae Naturalis Principia Mathematicayı 1687 yılında yayımladı. Kitabı yazması adına Edmond tüm basım masraflarını karşıladı ve Newton'ın diğer bilim adamlarıyla olan münasebetine bir nebze de olsa son verdi. Edmond’ın bu hareketi bazı kişiler tarafından bilime yaptığı en büyük katkı olarak bilinmektedir. Kaynak: https://bilimuzay.com/edmond-halley-kimdir-edmond-ve-buluslari/ Read the full article
0 notes
kalp-delenimm · 2 years
Text
"Geciktiğim için üzgünüm," dedi Arın. "Artık tek başına boğulmayacaksın."
Ve ben buna tüm kalbimle inandım.
~Lordlar ve Varisler
25 notes · View notes
thecemeteryofsouls · 3 years
Text
Savaşı kimin başlattığının önemi yok, bir kaplanın sana saldırmasını istiyorsan onu bir değnekle rahatsız etmen yeter ama sonunda öldüren ve korkulan kaplan olur, nefret toplayan da.
**Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik - Lordlar ve Vârisler
🪷
41 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
"Benden nefret etmene dayanabilirim ama onu seveceksin diye ödüm kopuyor. "
- Daren
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
110 notes · View notes
ozyern · 3 years
Text
...
“O ateş varisiydi ama en çok yanan o oldu.”
“O hava varisiydi ama en çok nefes alamayan o oldu.”
“Toprak varisi olan oydu ama diri gömülen de o olmuştu.”
“Doğru, su varisi olan bendim ama en çok boğulan da yine bendim… Gökyüzüne sahip olan bendim ama kendine gökyüzü kadar uzak olan da bendim.”
34 notes · View notes
darenins · 4 months
Text
"Yolunu mu kaybettin su varisi"
Ateş Lordu Daren
8 notes · View notes
yourfacelooksmydick · 3 years
Text
Yolunu mu kaybettin, Su Varisi🌊
1 note · View note