Tumgik
#Yasemin Kuzey
ozel-buro · 2 months
Text
KIBRIS DOSYASI : Kıbrıslı vekilden 'İsrailliler kamp kurdu' iddi ası !!! KKTC'de ürküten sorular
Kıbrıslı vekilden ‘İsrailliler kamp kurdu’ iddiası !!! KKTC’de ürküten sorular Türkiye Gazetesi, 14 Aralık 2023 Ada’yı Yahudi kolonisine çevirmek isteyen İsrail, yatırımcı maskeli siyonistler eliyle Gazze’de soykırım yapan özel birliklerini ‘sporcu’ kimliğiyle Kuzey Kıbrıs’a getiriyor. İddiaların araştırılması için soru önergesi veren Milletvekili Yasemin Öztürk “Hile ile satın alınan arazilerin…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
altinovaguncel · 1 year
Text
Yasemin Fazlaca'nın açıklamaları kafalarda soru işaretleri bıraktı
Yasemin Fazlaca’nın kiracısı Gülfem Özkan’ın AK Parti’ye oy vermesi ve ikamet ettiği konuta Recep Tayyip Erdoğan posteri asması üzerine Fazlaca’nın evden çıkarmak istediğine yönelik basında çıkan haberlere verdiği cevaplar kafalarda soru işaretleri bıraktı. Fazlaca’nın bu sorulara da cevap verip vermeyeceği merak konusu. 1- Kuzey Yüzey Temizleme ile yaptığınız kira sözleşme tarihi ve tahliye…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dakikamagazin · 2 years
Link
Erdem Baş ve Meltem Cumbul'dan sonra ünlü bir isim daha Türkiye'yi terk etme kararı aldı
0 notes
turkishdreams · 3 years
Note
For Baht Oyunu you could gif all the times Bora was jealous(and didn't hide it), the bathroom scene, the scene where Tuğçe and Ada approach Kuzey Batı in the park, Evren and Yasemin's date where he says that thing about kids without parents(that was my favourite scene), all the partnerships we saw like Yasemin and Belma and Zafer and Nergis and Ada and Tuğçe etc (I loved that everyone was working with each other to achieve something common even if they weren't on good terms. It was quite comical), all the scenes where Kuzey made advances on Ada, the fight scene at Kuzey's establishment where all 4 of them fought together, Tuğçe's "girl power"(I love them lol)... These are just some suggestions, feel free to use them or not. This is all I can think of rn
Also, I love your blog and I'm going to be here quite often so can I claim an emoji so that when I send an ask you know it's me? (If it's not a problem and you don't mind my asks. It's okay if do though)
OMG I FLIPPIN LOVE YOU SM, thanks for all the suggestions!! got the gears in my brain finally working hehe
and no i don't mind your asks at all, just msg me with a blue heart (💙) so that i know it's you!
thank you for the love and support bestie 🥰
Tumblr media
4 notes · View notes
parfumhikayeleri · 3 years
Text
Müge
Tumblr media
İngilizce de lily of the valey olarak adlandırılan müge çiçeği ( bir diğer ismi inci çiçeği)  Kuzey Amerika'ya özgü, küçük çan şeklinde beyaz çiçeklere sahip büyüleyici bir kokusu olan orman bitkisi. Müge çiçeğinin kokusunu tarif etmem gerekirse; keskin, yasemin ile gül arasında gidip gelen hafif yeşilimsi ve sabunsu nüanslara bir çiçek kokusu. Leylak, zambak gibi müge çiçeğinin de esansiyel yağı elde edilemiyor.  Narin beyaz çiçekleri damıtma sürecine dayanamıyor ve ayrıca oldukça toksik bir öze sahip. 
Teknoloji her şeye kadir. Bitkinin özü üretilmese bile, mevcut ve geliştirilen teknolojilerle çiçeğe en yakın olfaktif profili tasarlanıyor. Geniş bir yelpazenin olduğu yüzlerce sentetik ve doğal maddelerle tasarlamanın sınırı yok.   Lilial, Lyral, Hydroxcitronellal ve florol müge çiçeği akoru için bilinen en temel sentetik maddeler. Ne yazık ki lyral ve lilal kullanımı IFRA gerekçeleriyle sonlandırıldı. Yeni moleküller piyasaya çıktı ve çıkmaya devam ediyor. Her ne kadar muadilleri olarak çıksa da tabii ki birebir aynı koku olmuyor. Müge denilince akla ilk gelen (gelmesi gereken) parfüm Christian Dior'un Diorissimo parfümü oluyor. Uzunca bir tasarım sürecinden sonra efsane parfümör Edmond Roudnitska mügeye en yakın koku profilini Diorissimo ile yakalıyor. Diorissimo formülünde bolca lilal, lyral, linalool, hydroxycitronellal, benzyl acetate, phenyl ethyl alcohol gibi sentetiklerin yanı sıra yasemin, ylang ylang, gül gibi absolüler de içeriyor. Eski formülünün oldukça pahalı olduğunu da eklemek istiyorum.
Diorissimo tasarlandığı döneme göre soyut bir parfüm. Kendinden sonra gelen parfümlerin tasarımında büyük bir rol oynadığı da aşikar. Cacharel Anais Anais, Narciso Rodriguez For Her, Maison Francis Kurkdjian Aqua Universalis, Gucci Envy, Estee Lauder Pleasure, Frederic Malle En Passant, Elizabeth Arden 5th Avenue gibi daha birçok çok bilinen floral parfümlerin kalbinde bir müge çiçeği akoru mevcut. Parfümörlük eğitim sürecinde üzerinde ilk çalıştığım aile floral olduğu için ilk tercih ettiğim çiçek müge çiçeğiydi. Ardından uzun bir süre eşleştirme derslerinde Diorissimo üzerinde çalıştım. Süreçte müge çiçeği akorunun floral parüfmlerin olmazsa olmazı olduğunu öğrendim. Müge çiçeğini diğer çiçekler arasındaki iletişimi sağlayan bir bağlantı gibi düşünebiliriz. Aqua Universalis muhtemelen koklayacağınız en havadar ve modern müge çiçeği kokusu olabilir. Beyaz miskler ve narenciye notalarıyla harmanlanmış tertemiz bir koku. Tene yakın ama fark edilir, hafif ama kendine has bir karaktere sahip bir imza parfümü. Soğuk kış günlerine uygun olmayabilir ama sıcak bahar ve yaz günlerinde onunla yıkanmak istiyorum diyebilirim. Müge çiçeğinin kokusunu merak ediyor ve denemek istiyorsanız, Aqua Universalis iyi bir başlangıç olacak.
1 note · View note
sondakikabu · 3 years
Text
Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali Sinemaseverlerle Buluşmak İçin Gün Sayıyor
Tumblr media
27-29 Ağustos tarihleri arasında sinemaseverleri Atlas Sineması’nda farklı coğrafyaların dikkat çeken diaspora hikayeleriyle buluşturmaya hazırlanan Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, 24 filmlik bir dünya turu sunacak.  Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) kurumsal iş ortaklığında; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Global İletişim Ortağı Anadolu Ajansı destekleri ile; Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı organizasyonunda farklı kültürleri, gelenekleri ve görenekleri diaspora toplulukları aracılığıyla bir arada gösterme fırsatı sunacak olan Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, kuvvetli bir film seçkisiyle seyircisini buluşturacak. İlk yılında 6 kıtadan toplam 3123 filmin başvuru gerçekleştirdiği ve 24 filmin finalist olmaya hak kazandığı festival, 27-29 Ağustos tarihleri arasında Atlas Sineması’nda gerçekleştirilecek. Diaspora toplumların ortak konularını, hayata tutunma çabalarını, farklı ülkelerde farklı kökenlere mensup diasporaların benzeşen hayatlarını gösterecek festival, özenle belirlenen film seçkisi ve yan etkinlikleriyle sinemaseverlere farklı dünyalarda yolculuğa çıkaracak. Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi’nde En İyi Filme 5.000 € Türkçe ve/veya Türkçe lehçelerinde çekilen filmlerin yer aldığı Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi’nde ise jüri üyelerinin değerlendireceği filmler arasında Nazim Şerbetov’un Karabağ’da çıkan savaş sırasında hatıralara dalıp uyuyan bir kadının rüyasında gördüklerini anlatan 28, Çağıl Bocut'un modern bir Türk ailesinin,  kızlarına yaz tatilinde arkadaşlık etmesi için Fransa’dan gelecek olan değişim öğrencisiyle karşılaşmalarına odaklanan Brigitte Bardot, Gülden Gevher Özve Olcay Seda Özaltan'ın Müslüman ve Yahudi ailelere mensup olan iki yakın arkadaşın ayrılmadan önce yaptıkları teselli sohbetini işleyen Cennet, Cemalettin Baş'ın Almanya’ya gelin giden Reyhan’ın bir fotoğraf stüdyosunda yaşadığı hayal kırıklığını anlatan Düğün Fotoğrafı, Roman Hodel'in bir futbol maçını yöneten hakemin karşı karşıya kaldığı baskılar sonucundaki reaksiyonunu anlatan ve Venedik Film Festivali’nin de seçkisinde yer alan filmi Hakem, Yasemin Demirci'nin üniversite eğitimini tamamlamak için Londra’ya giden İklim’in yaşadığı yabancılaşma hissini sunan İklim Değişimi, Sami Morhayim'in “bar mitzva” töreni sabahı kendini odasına kilitleyen Susam’ı odadan çıkarmak için çabalayan ailesine odaklanan Susam, Sezer Salihi'nin DokuFest’te de yer alan ve doğum gününü kutlayan Metin’in 25 Temmuz 1963’te Üsküp’ün yüzde seksenini yok eden depremi hatırlamasını anlatan Temmuz, Doğuş Özokutan'ın hasta çocuğunun iyileşmesi için hızlı yoldan para kazanmak isteyen Yusuf’un yaşadıklarını anlatan ve Torino Film Festivali’nde de gösterilmiş filmi Teslimat, Hüseyin Aydın Gürsoy'un eşiyle Fransa’da çalışan Elif’in, oğluna daha iyi bir gelecek sunmak için Türkiye’ye dönüp dönmeme konusunda yaşadığı çatışmaya odaklanan ve daha önce Festival International du Cinéma Méditerranéen de Montpellier’de yarışan filmi Toz Olmak, Emir Külal Haznevi'nin 8 yaşındaki Zehra’nın Almanya’da işçi olarak çalışan dayısının hayatını tesadüfi bir şekilde kurtardığını anlatan Yüksek İrtifa ya da Şeylerin Tuhaflığı ve Hatip Karabudak'ın savaştan kaçarak İstanbul’a gelen 12 yaşındaki Ali Raşid’in var olma mücadelesini işleyen Zamanın Rengiyer alıyor. Bu kategoride ise En İyi Film Ödülü’nü kazanan film 5.000€, TRT Özel Ödülü’nü kazanan film 2.500€ ve En İyi İkinci Film Ödülü’nü kazanan film 1.500€ para ödülünün sahibi olacak.  Seçkin Festivallerden 12 Film Yabancı Dilde Filmler Yarışma Kategorisi’nde Festivalde Türkçe haricindeki bir dilde çekilen diaspora temalı filmlerin yer aldığı Yabancı Dilde Filmler Yarışması Kategorisi’nde jüri üyelerinin değerlendireceği filmler arasında Mahdi Fleifel’in Filistinli gençlerin kamplardaki kötü yaşam koşullarını ortadan kaldırmak amacıyla başvurduğu farklı çözüm yolları ve yaşadıklarına dair sosyolojik bir inceleme sunan 3 Logical Exits, Malaz Usta’nın genç bir adamın İstanbul’daki ilk yılını anlatan ve Boğaziçi Film Festivali’nden ödülle dönen filmi A Year in Exile, Jason Park’ın mobil hediyelik eşya dükkanı sahibi olan ve Chicago şehrinde satış yapan genç bir Koreli Amerikan dolandırıcının hikayesini anlatan ve daha önce Sundance Film Festivali’nde yarışan filmi Bj's Mobile Gift Shop, Sandra Desmazieres'in Vietnam’da büyüyen fakat savaş nedeniyle Kuzey ve Güney’e savrulmak zorunda kalan iki kız kardeşin birbirlerine gönderdikleri mektuplarda yazanları işleyen ve Curtas Vila do Conde Uluslararası Film Festivali’nde de gösterimini gerçekleştirmiş Flowing Home, Morad Mostafa'nın Sudanlı ressam Halima’nın gittiği bir düğünde karşılaştığı gelinle arasında yaşadığı gerilim dolu anlara odaklanan Henet Ward, Viv Li'nin Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde de yer almış ve on yıldır yurt dışında olan bir sanat öğrencisinin Pekin'e yaptığı seyahatin hüzünlü ama esprili bir anlatımını yansıtan I Don't Feel At Home Anywhere Anymore, Shahi Derky'nin Helsinki’ye yerleşen bir kadının psikolojik olarak karşı karşıya kaldıklarını anlatan ve Tampere Film Festivali’nde yarışan filmi Leftovers, Maximilian Badier-Rosenthal'ın Clermond-Ferrand Film Festivali programında da kendine yer bulan ve gece banliyödeki evlerine dönen Mourad ve Harrison’ın Vietnam kökenli yaşlı bir adamla karşılaşmasını işleyen Malabar, Denise Fernandes'in vatanından ayrıldıktan 14 yıl sonra vefat eden kardeşini görmek için geri dönmek zorunda kalan Salomé’nin çıktığı ruhsal yolculuğu sunan Nha Mila, Florence Bamba'nın Senegal asıllı genç bir Fransız kızın arkadaşlarıyla yaptığı futbol antrenmanını anlatan Number 10, Rikke Gregersen'in Sundance Film Festivali seçkisinde yer alan ve kalkıştan dakikalar önce bir sorunla karşı karşıya kalan uçakta geçen olayların olduğu Tha Affected ve Natalia Luque'nin New York’ta yaşayan Kolombiyalı  Rocio’nun vefat etmek üzere olan büyükannesine teknolojinin de yardımıyla ettiği vedayı anlatan ve Palm Springs Uluslararası Film Festivali seçkisinde de kendine yer bulmuş The Virgin, The Old Lady, The Journey filmleri yer alıyor. Bu kategoride En İyi Film Ödülü’nü kazanan film 5.000€, Jüri Özel Ödülü’nü kazanan film 2.500€ ve En İyi İkinci Film Ödülü’nü kazanan film 1.500€ para ödülünün sahibi olacak.  En İyi Diaspora Hikayesine Bir Ödül de Seyircilerden Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali’nde yer alan filmler kategori ödüllerinin yanı sıra bir ödül için daha yarışacak. Programda yer alan tüm filmler salondaki gösterimlerin yanı sıra festivalscope.com adresinden de çevrim içi olarak erişime açılacak. Filmleri bu adresten veya salonda takip eden sinemaseverler daha sonrasında festivalin web sitesi diasporafilmfestival.com verdikleri oylarla 500€ değerindeki Seyirci Ödülü’nün sahibini belirleyecekler.  Filmleri Değerlendirecek Jüri Üyeleri Festivalin Türkçe haricindeki bir dilde çekilen diaspora temalı filmlerin yer aldığı Yabancı Dilde Filmler Yarışması Kategorisi ile Türkçe ve/veya Türkçe lehçelerinde çekilen filmlerin yer aldığı Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi’ndeki toplam 24 filmi altı jüri üyesi değerlendirip ödüllerin sahiplerini belirleyecek. Festivalin ilk yılındaki jüri üyeleri Yönetmen Anthony Nti, Asya Dünya Film Festivali Direktörü Asel Sherniyazova, Bakü Uluslararası Kısa Film Festivali Direktörü Fehruz Shamiyev, Saraybosna Film Merkezi Direktörü Ines Tanović, Yönetmen Nariman Aliev ile Yazar ve Yapımcı Samed Karagöz’den oluşuyor.   Festivalde Tüm Gösterimler Ücretsiz! Dünyanın farklı ülkelerinden 24 filmi sinemaseverlerle buluşturacak festivalde tüm gösterimler ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Seyircilerin sağlığı ve salonlarda dezenfeksiyona zaman ayırmak amacıyla günde üç seansın gerçekleştirileceği festivalde gösterim saatleri 14.00, 17.00 ve 20.00 olarak belirlendi. COVID-19 Önlemleri Hakkında Önemli Bilgi  27-29 Ağustos tarihleri arasında yapılacak Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali gösterimleri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün 23 Haziran 2020 tarihli “Kültür ve Sanat Tesislerinde Kontrollü Normalleşme Süreci Genelgesi” kapsamında alınacak tedbirlere uygun gerçekleştirilecek. Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, gösterimlerini COVID-19 tedbirlerine uygun olarak düzenlenen seans saatleriyle birlikte seyircisini Atlas Sineması’nda ağırlayacak. Tedbirler kapsamında sinema salonu, filmlerin başlama saatinden belirli bir süre önce hazır hale getirilecek ve filmler başlamadan önce mekâna kademeli olarak misafir almaya başlayarak kalabalık oluşumu engellenecek. Zeminde 1,5 metrelik fiziki mesafe koşullarını gösteren uyarılar olacak. Seyircilere girişte temassız ateş ölçümü yapılacak, 37,5 dereceden yüksek ateş ölçümlerinde seyirci mekâna alınmayarak bir sağlık kuruluşuna yönlendirilecek. Bunun yanı sıra mekân girişinde el antiseptiği bulundurulacak ve seyirci/katılımcıların ellerini dezenfekte ettikten sonra salona girişleri sağlanacak. Seyircilerin sinema ve salon içinde maske kullanımının zorunlu olacağı festival süresince, sosyal mesafeye uygun şekilde ön ve yan sıralarda birer koltuk boşluk bırakılan bir oturma planı oluşturulacak. Film gösterimleri sırasında sinema salonunun havalandırma sistemleri de salonu yüzde yüz taze havayla besleyecek şekilde çalışacak. Filmler bittikten sonra fuaye alanında kalabalık oluşması durumunda görevliler sosyal mesafe kuralına uygun bir şekilde çıkış sağlanması için yönlendirmeler yapacak. Danışma bölümleri ve tuvaletlerde sıra oluşmasının engellemesine yönelik sosyal mesafe kuralına uygun yer işaretleri, şerit, bariyer gibi düzenlemeler yapılacak.   Festival 27 Ağustos’ta Başlıyor! Bu yıl 27-29 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul’da Atlas Sineması’nda ilki düzenlenecek olan Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali hakkında daha fazla bilgiye festivalin web sitesi diasporafilmfestival.com üzerinden ulaşılabilir.   “Yabancı Dilde Filmler Yarışma Kategorisi” Finalistleri 3 Logical Exits -- Mahdi Fleifel A Year in Exile -- Malaz Usta Bj's Mobile Gift Shop -- Jason Park Flowing Home -- Sandra Desmazieres Henet Ward -- Morad Mostafa I Don't Feel At Home Anywhere Anymore -- Viv Li Leftovers -- Shahi Derky Malabar -- Maximilian Badier-Rosenthal Nha Mila -- Denise Fernandes Number 10 -- Florence Bamba Tha Affected -- Rikke Gregersen  The Virgin, The Old Lady, The Journey -- Natalia Luque     “Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi” Finalistleri 28 -- Nazim Şerbetov Brigitte Bardot -- Çağıl Bocut Cennet -- Gülden Gevher Öz & Olcay Seda Özaltan Düğün Fotoğrafı -- Cemalettin Baş Hakem -- Roman Hodel İklim Değişimi -- Yasemin Demirci Susam -- Sami Morhayim Temmuz -- Sezer Salihi Teslimat -- Doğuş Özokutan Toz Olmak -- Hüseyin Aydın Gürsoy Yüksek İrtifa ya da Şeylerin Tuhaflığı -- Emir Külal Haznevi Zamanın Rengi -- Hatip Karabudak Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı Read the full article
0 notes
devrimcikadinlar · 6 years
Photo
Tumblr media
Figen Yüksekdağ: Hakikatli bir kadın İngiliz Gazeteci Steve Sweeney'in, Figen Yüksekdağ'a ilişkin The Morning Star için kaleme aldığı yazının çevirisi: Türk bir çiftçi ailesinde dünyaya gelen Figen Yüksekdağ, dünyada öncü bir feminist, sosyalist ve Marksist bir simge olarak saygı duyulması gereken devrimci bir liderdir. Bununla birlikte, Avrupa'da ve ötesindeki en ilham verici mücadelelerden birine öncülük etmesine rağmen, ismi Türkiye dışında veya Kürt hareketi dışında pek bilinmiyor. Figen Yüksekdağ, 2014'te Selahattin Demirtaş ile birlikte HDP'nin eş genel başkanlığına seçilen, bazıları tarafından "radikal feminist" olarak tanımlanan bir Marksist ve devrimci. Yüksekdağ, ağırlaştırılmış müebbet hapisle karşı karşıya bulunuyor; bu da hayatının geri kalan kısmının tek kişilik hücrede, tecritte geçmesi anlamına geliyor, çünkü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ülkedeki her türlü muhalefete göz açtırmıyor. Erdoğan HDP'yi bir terörist örgüt olarak yaftaladı ve yasadışı Kürdistan İşçi Partisi ile bağlantılı olmakla suçladı. Hareketin liderlerinin yüz yüze kaldıkları suçlamalar arasında "bir terör örgütü kurma ve yönetme" suçlamaları da yer alıyor. Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminden beri Türk toplumunun her katmanına karşı uygulanan olağanüstü halle birlikte, ülkedeki baskı ve zorbalığa karşı savaşanlar için ağır bir bedel söz konusu. Yüksekdağ, Türk devletinin özel hedefi olarak seçildi. Nisan 2017'de tutuklu iken, "bir terörist örgütün propagandasını yapmaktan" bir yıl ceza aldı. Ve Haziran 2017'de Alman medya kuruluşu Deutsche Welle ile yaptığı röportajda yaptığı yorumlar nedeniyle aynı suçlamalarla 18 ay hapse mahkum edildi. Yüksekdağ, bir terörist örgüt olarak listelenen Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) üyesi Yasemin Çiftçi'nin 2012'deki cenaze töreninde yaptığı konuşma için de 10 ay hapis cezası aldı. Bu nedenle, Şubat 2017'de milletvekili statüsü ve daha sonra HDP'nin eş genel başkanı pozisyonu elinden alındı. Parti bu kararı reddetti ve siyasi ve "barışa karşı" olarak nitelendirdi. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, partinin Serpil Kemalbay'ın yeni eşbaşkan olacağını ilan etmesinden hemen önce İstanbul'daki buluşmamızda, bana Yüksekdağ'ın Türk bir kadın olmasından dolayı kasıtlı olarak hedef alındığını, hükümetin Türk kamuoyu ve Kürtler arasındaki dayanışmayı sabote etmeye kararlı olduğunu söyledi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korktuğu; Türkler, Kürtler ve diğer azınlık grupları arasındaki birliktir ve bu birlik, Yüksekdağ'ın "ezilenlerin bu topraklardaki birleşik hareketi" olarak tanımladığı HDP programının merkezidir. 2012'de HDP'nin kurulması, sol ve demokrasi için Türkiye'de önemli bir adım teşkil ediyordu. Partinin Haziran 2015'teki seçim başarısı; yüzde 10'luk barajı geçmesi ve 81 milletvekili ile ilk kez Türkiye Parlamentosu'na girmesini sağladı. HDP, iktidardaki AKP’nin parlamento çoğunluğunu sona erdirdi, ancak bir koalisyon kurulamadığı için yeni seçimler yapıldı ve partiye saldırılar tırmandı. Gayrıresmi Kürt başkenti Diyarbakır'da düzenlenen bir HDP mitinginde meydana gelen bir bombalı saldırı dört kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Bir başka bombalı saldırı da Yüksekdağ'ın partisi ESP'nin gençlik kanadını hedef alarak, Suriye'deki Kürt kenti Kobane'nin yeniden inşasına yardım etmek için çıkacakları dayanışma yolculuğu öncesinde, sınırdaki Suruç ilçesinde basın açıklaması yapıldığı sırada 33 genci öldürdü. Patlamaları IŞİD'in yaptığı söylense de, Türk devletinin de katılımına dair bazı iddialar var. Yüksekdağ'ın kendisi de hükümeti, cihatçı gruplara uzun zamandır destek vermekle suçladı. Yüksekdağ, saldırı sonrasında "Devletin veya MİT'in bilgisi olmadan Suruç bölgesinde hiçbir güç hareket edemez" dedi. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, Yüksekdağ'ın da yer aldığı HDP milletvekillerinin ve aktivistlerin Kasım 2016'da tutuklanmasıyla sonuçlanan bir dizi baskının yolunu açtı. Yüksekdağ yakın zamanda tutuklanacağını biliyordu. Hem kendisi hem de eşbaşkan Selahattin Demirtaş'a Brüksel'e giderek ülkeyi terk etme fırsatı verildi. Ancak, o kalmaya karar verdi ve o zamandan beri meydan okuyan bir tavra sahip. Yüksekdağ ilk siyasi eylemini lisedeyken feminist broşürler dağıtmak olarak tanımlıyor ve Sosyalist Kadın dergisinin editörlüğünü yaptığı dönem dahil olmak üzere, Türkiye'de kadın hakları hareketinde uzun zamandan beri yer alıyor. Yüksekdağ, 2009'da komünist Atılım gazetesinin editörüyken, gözaltına alındı ve tutuklandı. Savcılar gazeteyi "yasadışı faaliyet" yürütmekle suçladı. Yüksekdağ serbest bırakıldıktan sonra, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) kurucularından oldu ve HDP'ye katılmak için 2014'te partiden ayrılmasına dek, başkanlığını yürüttü. "Kadın düşmanı" olarak nitelenen bir partinin yönettiği ve toplumun her kesiminde kadına karşı ayrımcılık görülen bir ülkede, Yüksekdağ'ın ilerici bir hareketteki liderliği, çok büyük önem taşıyor. Yüksekdağ, Kürt kadınların binlercesinin ulusal kurtuluş hareketine katılarak ve birçoğunun Kürt halkı için özgürlük mücadelesinde öldürülerek kıymetli bir "bedel ödediklerini" söyledi. Oynadıkları öncü rol nedeniyle, kadınlar Kürt özgürlük hareketinde özel bir yere sahiptirler. Onların mücadelesi, hem toplumda hem de devrimci harekette ataerkiye karşı olduğundan, sadece ulusal değil, aynı zamanda toplumsaldır. Kürdistan İşçi Partisi (PKK) üyeleri Beritan (Gülnaz Karataş), Zilan (Zeynep Kınacı) ve Mizgin (Sema Yüce) de dahil olmak üzere hayatlarını feda eden kadınlar, hareketin kahraman simgeleri haline geldi ve Türkiye'deki tüm devrimci ve ilerici insanları etkiledi. Ancak Yüksekdağ, onu Kürt sorununu tam olarak anlamayacak bir etnik Türk olmakla suçlayan kişileri ciddiye almıyor. Kürt meselesinin, tüm Türkler ve enternasyonalistleri ilgilendiren bir mesele olduğu ve Kürtlerin mücadelesinin ataerki, faşizm ve emperyalizme karşı küresel mücadele ile bağlantılı olduğu konusunda ısrarcı. Kürt kadınları, IŞİD'in ölüm çemberinin kuşatması altında tutulan Suriye'deki Kürt kenti Kobane'nin kurtuluşunda herkesçe bilinen bir rol oynadıklarında dünyanın dikkatlerini üzerine çekti. Kuzey Suriye'nin Rojava bölgesindeki kadın devrimi, YPJ Kadın Asayiş Birimleri ve YPG Halkın Koruma Birimleri aracılığıyla IŞİD'e karşı silahlı mücadeleye öncülük ederek Ortadoğu'daki kadınların en seküler, devrimci yüzü haline geldi. Suriye'de IŞİD ile mücadele edenler, Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "faşist diktatörlüğü" olarak gördüklerine karşı savaşanlarla aynı kişiler. Yüksekdağ'in lideri olduğu Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kürt yanlısı bir parti olarak görülürken, Yüksekdağ partinin çoğulculuğunu ve ezilenleri bir araya getiren bir hareket olarak statüsünü vurgulamak istiyor. O, Suriye'deki YPG ve YPJ güçlerinin istikrarlı bir destekçisi olmuştur ve HDP'nin Erdoğan tarafından terör örgütü olarak yaftalanmasının tersine, tıpkı HDP gibi kadınların siyasi hayatının merkezinde bulunduğu Rojava'daki Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile dayanışma içindedir. HDP için, kadınların rolü yalnızca destekler gibi görünülen bir şey değildir. Kadınlar partinin neredeyse yarısını oluşturuyor ve parti yapısı ve karar verme sürecinde aktif olarak yer alıyor. HDP, eşitliğin parti yapılarına yerleştirilmiş olması ve seçilen her erkek pozisyonu için kadın eş pozisyonu olması açısından Türk siyasetinde benzersiz bir partidir. Partinin Kadın Meclisi "kadınların siyasete katılımını teşvik etmek ve siyaseti sosyalleşmek için güç odaklı ve tekelci bir erkek bölgesi olarak inşa edilen siyaseti dönüştürmek ve demokratikleştirmek" amacını taşıyor. Yerellerde mahalleler, ilçeler, şehirler ve parti içindeki her seviyede örgütlenerek, yaşama ve mücadeleye aktif, etkili ve örgütlü kadın katılımını yaratarak, kadınların özerk alanlarını oluşturuyor. Yaşamını hapiste geçirme tehlikesine rağmen, Yüksekdağ'ın hiçbir pişmanlığı yok. İlk duruşmasında "Bana yüz yıl talep ediyorlar! Birkaç ömrüm daha olsaydı, yine aynı şeyleri yapardım. Bizim bir asra değecek demokrasi ve barış davamız var" dedi. Yüksekdağ, hareketimizin kahramanıdır. Ona yapılan bir saldırı, tüm kadınlara yönelik bir saldırıdır. Bu, devrimciler ve demokrasiye yönelik bir saldırıdır. Yüksekdağ'ın derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Önümüzdeki ay (Şubat) Ankara'daki bir sonraki duruşmasına katılacak olan uluslararası bir heyetin üyesi olacağım. "Güvenlik tehdidi" olarak görüldüğümüz için, Aralık ayında mahkeme salonuna girilmemiz engellendi. HDP, bunun bizi sindirmek ve korkutmak için bir girişim olduğunu söyledi ve bizi daha da kalabalık gelmeye çağırdı. Bu çağrıyı dinlemeye ve büyük bir uluslararası dayanışma delegasyonu getirmeye söz verdik. İngiliz delegasyonu örgütlenmeye devam ediyor ve mümkün olduğunca çok kişiyi mahkemeye göndermek için para toplama amaçlı Kürdistan Dayanışma Kampanyası tarafından koordine ediliyor. Nasıl destekleyebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için lütfen www.kurdistansolidaritycampaign.orgadresini ziyaret edin. Yazının orijinali: https://morningstaronline.co.uk/article/figen-yuksekdag-woman-substance
13 notes · View notes
haberyeri · 3 years
Text
Enfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyor
Tumblr media
Enfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyorEnfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyor İSTANBUL - 2020 datalarına nazaran alt teneffüs yolu enfeksiyonları ...Enfeksiyon hastalıkları insan sıhhati için büyük tehdit oluşturuyor İSTANBUL - 2020 datalarına nazaran alt teneffüs yolu enfeksiyonları dünyanın ölümcül bulaşıcı hastalığı olarak görülüyor. Alt teneffüs yolu enfeksiyonları tüm dünyada ölümlerin dördüncü en sık nedeni olduğu belirtiliyor. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği mevzuyla alakalı farkındalığı arttırmak için online toplantı düzenledi. Toplantıda enfeksiyon kaynaklı ölümlerin dünya genelinde azaltılması için koronavirüs enfeksiyonu, hastane enfeksiyonu, HIV enfeksiyonu üzere değerli bilgiler paylaşıldı. EKMUD, ülkemizde enfeksiyon hastalıkları konusunda farkındalığı artırmak, koronavirüs ve alanları ile ilgili pek çok mevzuyu tartışıp, yenilikleri bilim insanlarıyla paylaşmak emeliyle 20-23 Mayıs'ta 9. Türkiye EKMUD Milletlerarası Bilimsel Platformu'nu düzenledi. Bilimsel platformda farklı 45 oturumda 192 alanında uzman doktor misyon aldı. Düzenlenen basın toplantısında enfeksiyon kaynaklı ölümlerin dünya genelinde azaltılması için koronavirüs enfeksiyonu, ömür uzunluğu bağışıklama ve aşılar, hastane enfeksiyonu, HIV enfeksiyonu, diyabetik ayak enfeksiyonu, sepsis enfeksiyonu ve invaziv mantar enfeksiyonları üzere bahisler hakkında değerli bilgiler paylaşıldı. Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Lideri Prof. Dr. Canan Ağalar, "Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği 2006 yılında kurulmuş, bin 176 uzman üyesi, 476 araştırma vazifelisi, 169 ilgili kısım üyesi olan bir uzmanlık derneğidir. Koronavirüs pandemisi nedeniyle bir yılı aşkın müddettir eğitimleri online sürdürüyoruz. Bu devirde bizim takip ettiğimiz (HIV, Hepatit B, Hepatit C, Diyabetik yarası olan gibi) pek çok hasta kümesinin takiplerinde aksamalar oldu. Bu devirde eğitim alan araştırma vazifelileri koronavirüs dışı olayları yeteri kadar göremedi. Bu eksikleri online eğitimler ile tamamlamaya çalışıyoruz. 2020 yılından beri bu hedefle bir kongre, 2 akademi ve 67 online toplantı düzenledik. enfeksiyon hastalıkları idaresi başlıklı 5 farklı kurs düzenledik. Kongrede 45 oturumda 192 uzman doktorumuz misyon aldı" dedi. "Salgının tüm dünyada denetim altına alınabilmesi için aşı çok kıymetli bir öncelik" EKMUD Lider Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Şencan ise, "Koronavirüs hakkında toplumu bilgilendirecek, farkında olmayı artıracak, tartışılacak tarafları ortaya koymak üzere söylenecek her şey söylendi. Biz kongremizde ilgili alan uzmanlarının bilimsel kıymetlendirme ve tartışmalarının sonunda toplum ile paylaşılması faydalı olabilecek mevzuları paylaşmayı istiyoruz. Hastalığın denetimli seyredebilmesi için bulaşıcılığı azaltacak maske kullanımı, yakın temastan kaçınma ve genel hijyen kuralarına dikkat etmeliyiz. Salgının ülkemizde denetim altına alınabilmesi için koruyuculuk oranları farklılıklar içerse bile mevcut koronavirüs aşılarından hangisini bulursak aşımızı yaptırmalıyız. Salgının dünyada denetim altına alınabilmesi için varyantlara da tesirli olacak halde ve toplumun tüm bölümlerine uygulanabilecek tesirli aşı geliştirme çalışmalarının sürdürülmesi, aşıların tüm ülkelere ve tüm insanlara yaygın ulaşabilecek formda çalışılması gerekir. Bunun dışında farklı hastalıklarımızın da takibini eksik etmememiz gerekiyor" diye konuştu. "Doğumdan vefata kadar her insanın aşıya gereksinimi var" Prof. Dr. Meltem Taşbakan ve Sayman Uzm. Dr. Süha Şen, "Bağışıklama enfeksiyon hastalıklarından korunmada pak sudan sonra en tesirli yoludur. Doğumdan vefata kadar her insanın aşıya muhtaçlığı vardır. Lakin erişkinlerde bağışıklama oranları ne yazık ki çocuklar kadar kâfi değildir. Erişkinler birçok enfeksiyon hastalığına çocuklar kadar hassas olmamakla birlikte erişkin hastalıkları daha ölümcül seyredebilmektedir. Çocukluk periyodunda yapılan aşıların devamı olarak erişkinlerde aşılama sürdürülmelidir. Erişkin yaş kümesine mahsus aşılamalarla birçok hastalıklardan korunmak mümkündür. Bu nedenle maksadımız 'Yaşam Uzunluğu Bağışıklama Programı'nın uygulanmasıdır. Bu bağlamda ülkemizde 2016 yılında yayınlanan "Risk Kümesi Aşılamaları" genelgesi doğrultusunda çok sayıda 65 yaş üzerinde kişi ve risk kümesi aşılanmıştır. Amaç kitlenin tamamına ulaşabilmek için daima erişkin aşılamanın gündemde tutulmasının kıymetli olduğunu düşünmekteyiz" formunda konuştu. "Sağlık bakımı bağlantılı enfeksiyonlar dünya genelinde kıymetli bir sorun" Prof. Dr. Meltem Dilek Uzman, "Sağlık bakımı bağlı enfeksiyonlar sıhhat hizmeti sunumu sırasında gelişen enfeksiyonlar olup daha evvelce hastane enfeksiyonları olarak adlandırılmaktaydılar. Sıhhat bakımı alakalı enfeksiyonlar yalnızca ülkemizde değil tüm dünya genelinde değerli bir sorun olup, vefat nedenleri sıralamasında birinci on içerisinde bulunmaktadırlar. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ)'nün yaptığı bir araştırmada hastaneye yatan her 100 hastada hastane enfeksiyonu gelişme oranı gelir seviyesi yüksek ülkelerde 7 hasta, gelişmekte olan ülkelerde ise 10 hasta olduğunu bildirmiş olup, hastalık gelişen bu hastaların yüzde 10'nunda da vefat gözlendiğini belirtmişlerdir" tabirlerini kullandı. "Aşı ile HIV enfeksiyonun önlenmesi ile ilgili çalışmalar son süratle devam ediyor" EKMUD evvelki Lideri Prof. Dr. Hürrem Bodur ve Üyesi Prof. Dr. Behice Kurtaran HIV enfeksiyonu hakkında şunları söyledi: "HIV enfeksiyonu teşhis aldığı 1980'li yıllardaki öldürücü, tedavinin pek de faydalı olmadığı ve çağın vebası imajından, 2000'li yıllardan sonra kullanıma giren tesirli tedavilerle sıyrılmayı başarırken, tahminen de dünyanın en uzun süren ve en çok can kayıplarından birine neden olan pandemi olma durumunu, bilhassa de gelişmekte olan ve düşük gelir seviyesine sahip ülkelerde sürdürmektedir. Sahra altı Afrika dünya üzerindeki hadiselerin birçoklarına mesken sahipliği yapmaktadır. Batı ve Kuzey Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni hadise sayısı giderek azalırken, Doğu Avrupa ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu kimi ülkelerde olay sayısındaki artış devam etmektedir". "Diyabetin ayak komplikasyonu, dünyada her 30 saniyede bir ayak kaybına neden oluyor" EKMUD Lideri Prof. Dr. Canan Ağalar ve Genel Sekreteri Prof. Dr. İsmail Yaşar Avcı ise şunları söz etti: "Diyabetik ayak enfeksiyonları en önemli sıhhat sıkıntıları ortasında yer almaktadır. Dünyada 450 milyondan fazla diyabetli bulunmaktadır. Bunların yüzde 90'ından fazlası da Tip II diyabet olup obezitenin artışına paralel olarak artmaya devam etmektedir. Türkiye 7 milyondan fazla diyabet hastası ile Avrupa'da diyabetin en sık görüldüğü ülkedir. Ülkemizde 1 milyon üzerinde diyabetik ayak yarası ve 500 bin diyabetik ayak enfeksiyonu bulunmaktadır. Diyabetin ayak komplikasyonu, dünyada her 30 saniyede bir ayak kaybına neden olmaktadır. Ülkemizde de yılda 12 bin civarında ampütasyon yapılmaktadır. Diyabet komplikasyonları nedeniyle yıllık 5 milyar TL civarında bir maliyet Toplumsal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır". "Sepsis enfeksiyonu tüm dünyada önlenebilir ölümlerin bir numaralı nedenidir" Doç. Dr. Yasemin Çağ, "Enfeksiyonlar sepsis ismi verilen ölümcül bir tabloya neden olabilirler. Sepsis, bedenin bir enfeksiyona verdiği çok yansıdır. Bedeninizin rastgele bir bölgesindeki enfeksiyon bir zincirleme tepkisi tetiklediğinde sepsis meydana gelir ve vaktinde tedavi edilmezse süratle doku hasarına, organ yetmezliğine ve mevte yol açabilir. Dünya çapında her yıl en az 11 milyon kişi sepsis nedeniyle ölmektedir. Lakin insanların çok azı sepsis hakkında hakikaten bilgi sahibidir. Sepsis erken teşhis edilir ve tedavi edilirse sepsise bağlı ölümlerin yaklaşık yarısı önlenebilmektedir. Sepsis tüm dünyada önlenebilir ölümlerin bir numaralı nedenidir. Bilhassa 65 yaş üstü yetişkinler ve diyabet, akciğer hastalığı, kanser ve böbrek hastalığı üzere kronik tıbbi rahatsızlıkları olan yahut bağışıklık sistemi bozuk olan şahıslar sepsis açısından daha yüksek risk altındadır. Sepsisin en önemli bulguları; yüksek kalp suratı, tansiyon düşüklüğü, ateş, titreme yahut beden sıcaklığının çok düşük olması, şuur bozukluğu, nefes darlığıdır. Sizde yahut sevdiklerinizde bu sayılan belirti ve bulgulardan birkaçı mevcutsa acil tıbbi yardım için bir sıhhat kuruluşuna başvurmanız hayat kurtarıcı olabilir" halinde konuştu. "İnvaziv mantar tedavisinin çabucak başlanması hayat kurtarıcı olabilir" Prof. Dr. Nurettin Erben ise, "İnvaziv mantar enfeksiyonları, bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde görülür. Bağışıklık sisteminin baskılandığı en ağır durum 'nötrofil' ismi verilen beyaz kan hücrelerinin kâfi olmadığında ortaya çıkar. Nötrofiller bedeninizin enfeksiyonlar ile savaşmasına yardımcı olur. Kimi kanser cinslerinde yahut kimi hastalıkların tedavisi, nötrofil sayısının yetersiz olmasına neden olabilir. Bağışık sistemi ayrıyeten, kemik iliği nakli yahut organ nakli olan şahıslarda de baskılanır. Bağışıklık sistemi zayıflamış şahıslarda hem mayalar hem de küfler, önemli invaziv mantar enfeksiyonlarına neden olur. Aspergillus, lösemi hastalarında en sık görülen küf kümesi mantardır ve kemoterapi alan lösemi hastalarının yaklaşık yüzde 10'unda görülmektedir. Sağlıklı bireylerde hastalık tablosu oluşturamayan Aspergillus, kanser hastalarında akciğerleri tutarak hastalık oluşturur" dedi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Furkan Serttaş Read the full article
0 notes
kokchapress · 3 years
Text
Almanya'da polis Türk aileyi hastanelik etti
Almanya’da polis Türk aileyi hastanelik etti
Almanya’daki Ennepetal beldesinde yaşayan Yasemin Başöngen ile babası Cemil Başöngen, polis şiddeti sonucu hastanelik oldu. Baba Başöngen, “Karakolun önünde araçtan indirmeden kızımı çok kötü dövmüşler, yüzündeki elmacık kemiği kırılmış.” dedi. Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Ennepetal  beldesinde yaşayan Yasemin Başöngen (17) ile babası Cemil Başöngen (50), polis…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ugisie77 · 3 years
Text
Almanya'da polis şiddeti: 17 yaşındaki Türk kız ve babasını hastanelik ettiler
Almanya’da polis şiddeti: 17 yaşındaki Türk kız ve babasını hastanelik ettiler
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki yaşayan Yasemin Başöngen (17) ile babası Cemil Başöngen (50), polis şiddeti kurbanı oldu. Basit bir olay yüzünden şiddete maruz kaldıklarını ifade eden baba Başöngen, kızının polis aracında dövüldüğünü ve elmacık kemiğinin kırıldığını söyledi. Cemil Başöngen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2001 yılında Çorum’dan Almanya’ya geldiğini ve bir fabrikada…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sillypersonagarden · 3 years
Photo
Tumblr media
@tatavlasahne • Tatavla Tiyatro'nun Yeni Dijital Okuma Tiyatrosu: Cesur Kadınlar 16 Ocak Cumartesi 20:30'da! Etkinliğimiz Zoom platformu üzerinden gerçekleştirilecektir ve ücretsizdir. Katılmak için yapmanız gereken [email protected] adresine isim-soyisim ve e-posta adresinizin bulunduğu bir e-posta atmanız yeterlidir. E-postanın konu bölümüne "Cesur Kadınlar" yazmayı lütfen unutmayınız. Yazan : Rona MUNRO Çeviri: Şirin YENER Yöneten: Şebnem AKTAY OYUNCULAR Marie : Yasemin YALÇINKAYA Cassie: Tuba Zehra SAĞLAM Nora: Arzu SURİÇİ Diedre: Beyza N. BİLİCİ Yönetmenin Notu: Kuzey İrlanda - İngiltere sorunu yaşanırken Belfast’te geçen bir metin. 1991 yılında yazılmış. Çevrelerindeki erkekler ya hapiste ya da ölü olan üç kadının başlarından geçen bir gün. Gizemli bir de genç kız... Hayatta kalan dört kadının öyküsü. Açığa çıkan sırları, anne kız çekişmeleri, kahkahaları, kavgaları ve göz yaşları... Yazarından çevirmenine, yönetmeninden oyuncularına kadar buram buram kadın kokan bir oyun. Hayatta kalan ya da aramızdan ayrılmış (ayırılmış) tüm Cesur Kadınlara gelsin. https://www.instagram.com/p/CJ9DJRcgy3x/?igshid=qqso0tilkiuc
0 notes
haberkavanozu · 3 years
Text
Oyuncu Aslıhan Güner'in kız kardeşleri güzellikleri tüm dikkatleri üzerlerine çekti
Oyuncu Aslıhan Güner’in kız kardeşleri güzellikleri tüm dikkatleri üzerlerine çekti
Show TV ekranlarında yayınlanan Kuzey Yıldızı Birinci Aşk dizisinin İsmail Demirci ile başrolü paylaşan Aslıhan Güner, paylaşımlarıyla isminden kelam ettirmeye devam ediyor. Evliliği ve ailesiyle ilgili paylaşımlarıyla gündemden düşmeyen ünlü isim, son olarak kız kardeşleriyle fotoğrafını yayınladı. GÜZELLİKLERİYLE DİKKAT ÇEKTİ Neslihan ve Yasemin isminde iki kız kardeşi olan Aslıhan Güner,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cakarazi · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
13 Ağustos 2020 / Çatıyı bitirdik!
Bugün çatının yan fazlalıklarını kestik ve zımparaladık. Bir tek slikon işi kaldı onu da yarın akşamüstüne bırakıyoruz. Kuzey cephemiz çok kar alacağından, hem de çatı eğimi de kuzeye doğru olduğundan, o cepheye Aydın Teker dans muşambalarını extra önlem olarak yerleştirdik, zımbaladık. Tüm evi adidas brandamızla, bir nevi nem bariyeri olarak, ölçülerinde kestik ve zımbaladık. İki gündür Ersin ve Yasemin bizi besliyorlar, akşam ise komşular geldi ve Cemal’in açık mutfağında Cemal’in bostanından çıkma fırında kabağı Cemal’siz yedik, çok lezzizdi. Yarın son günümüz.
0 notes
radyobalfm · 4 years
Text
Kuzey Yıldızı'nda rol üstlenen Yasemin Hadivent’i yasa boğan ölüm! Cenazesi defnedildi...
Kuzey Yıldızı’nda rol üstlenen Yasemin Hadivent’i yasa boğan ölüm! Cenazesi defnedildi…
Tumblr media
Show TV’de ekran serüvenini sürdüren Kuzey Yıldızı Birinci Aşk seri girişiminin geçtiğimiz dönem oyuncu takımında mekan alan Yasemin Hadivent’in kız kardeşinden olan 4 yaşındaki yeğeni son nefesini verdi. Evlat acısı yaşayan Kuzey Yıldızı Birinci Aşk serisi oyuncusu Yasemin Hadivent’in kız kardeşi Nazenin, toplumsal mecra Instagram hesabı aracılığıyla bugün hayata veda eden Melisa için yürekleri…
View On WordPress
0 notes
luxynews · 4 years
Text
A părăsit serialul din cauza pisicii
Tumblr media
Echipa serialului ,Kuzey Yıldızı” a revenit pe platoul de filmare din Ordu, după ce filmările au fost suspendate timp de două luni din cauza pandemiei cu noul coronavirus.
Cu toate acestea, actrița Yasemin Hadivent, care interpretează personajul Fadime din serial, a luat o decizie bruscă în privința acestuia. Actrița a petrecut carantina acasă la ea în Istanbul.
Întrucât nu putea…
View On WordPress
0 notes
kokchapress · 3 years
Text
Almanya'da polis Türk aileyi hastanelik etti
Almanya’da polis Türk aileyi hastanelik etti
Almanya’daki Ennepetal beldesinde yaşayan Yasemin Başöngen ile babası Cemil Başöngen, polis şiddeti sonucu hastanelik oldu. Baba Başöngen, “Karakolun önünde araçtan indirmeden kızımı çok kötü dövmüşler, yüzündeki elmacık kemiği kırılmış.” dedi. Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Ennepetal  beldesinde yaşayan Yasemin Başöngen (17) ile babası Cemil Başöngen (50), polis…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes