Tumgik
#ağız kuruluğu
introduceofficial · 2 years
Text
Oral Kanser
Oral Kanser Oral Kanser Oral Kanser Oral kanser belirtileri arasında; çene veya ağızda olmayan kitleler, sürekli ağrı, tıkanıklık, çene veya ağızda bir yara olması, çene veya ağızda küçük kızarıklıklar, çene veya ağızda ağız kokusu, çene veya ağızda ağrısız şişlikler, çene veya ağızda çatlaklar, çene veya ağızda kızarıklıklar, çene veya ağızda kabuklanma veya yaralar, çene veya ağızda değişen ses…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
grun-geist · 1 year
Text
Doktorum durduk yere Merte diyor ki Gizemin ağız kuruluğu var mı sor, bende bir ilaç var senle birlikte göndereyim. Çıldırıcam bu kadar iyilik ve düşünülmek karşısında.
Pzt günü muayene için değil sadece 5 dk uğradım yanına random.
12 notes · View notes
medisaglik · 15 days
Text
Elektronik Sigaralar: Bilmediğiniz 6 Sağlık Tehdidi!
Elektronik Sigaranın Sağlığa Zararlı Etkileri: Bilimin Gösterdiği Tehditler
Son yıllarda popülerliği hızla artan elektronik sigara, birçok kişi tarafından geleneksel sigaraya alternatif olarak görülmeye başlandı. Ancak, bu ürünlerin sağlığa etkileri konusunda dikkat çekici uyarılar var. Prof. Dr. İrfan Coşkun, Edirne'de yaptığı açıklamalarda, elektronik sigaranın ilk çıkışında bile gerçek sigaradan daha zararlı olduğunu bilimsel verilerle ortaya koymuştur.
Elektronik sigaranın zararlı etkileri çok yönlüdür ve başlıca şunlardır:
Bağımlılık: İçeriğindeki yüksek nikotin oranı, kullanıcılarda bağımlılık yaratabilir. Bu durum, uzun vadede nikotin bağımlılığına yol açma riski taşımaktadır.
Solunum Sorunları: Elektronik sigara dumanı, akciğerlere ciddi zararlar verebilir. Bu da astım gibi kronik solunum rahatsızlıklarının riskini artırır.
Akciğer Hastalıkları: Elektronik sigaralarda bulunan propilen glikol ve bitkisel gliserin gibi kimyasallar, hücreler üzerinde toksik etkiye sahip olabilir.
Göğüs Ağrısı: Kullanıcılar arasında göğüs ağrısı şikayetleri yaygındır ve bu durum, nikotin bağımlılığı ile ilişkilendirilebilir.
Ağız ve Diş Sağlığı: Elektronik sigara buharı, ağız kuruluğu, diş eti iltihabı ve diş çürümesine neden olabilir.
Kalp Hastalığı Riski: Nikotin, damar sertliğine yol açarak kalp rahatsızlıkları riskini artırabilir.
Bu maddeler ışığında, toplumda elektronik sigaranın potansiyel sağlık riskleri hakkında daha fazla farkındalık yaratılması gerekmektedir. Kullanımını düşünen bireylerin, sağlığına zarar verebilecek bu ürünlerden uzak durması önemlidir. Ayrıca, bağımlılıkla mücadele etmek isteyen bireylere, sağlık uzmanlarıyla iletişime geçerek yardım almaları önerilmektedir. Elektronik sigaranın sağlığa etkileri konusunda yapılan araştırmalar, bilinçli kararlar alınmasını gerektiriyor.
Detaylı bilgi için Medihaber adresini ziyaret edebilirsiniz.
Elektronik Sigaraların Gizli Tehlikeleri: Sağlığınızı Tehdit Ediyor!
0 notes
elazigsurmanset · 3 months
Text
Gastroenterit Vakalarında Artış: Aile Hekimleri Uyarıyor!
Tumblr media
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte gastroenterit vakalarında da artış gözlemleniyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, bu durumun halk sağlığını tehdit ettiğini ve sağlık hizmetleri üzerinde yük oluşturduğunu belirterek, uyarıda bulundu. Gastroenterit nedir? Gastroenterit, mide ve bağırsakları etkileyen, genellikle ishal, kusma, mide krampları ve ateş gibi belirtilerle seyreden bir enfeksiyondur. Sıcak havalarda gıdaların daha hızlı bozulması ve mikroorganizmaların hızla çoğalması, bu enfeksiyonun yayılmasını kolaylaştırır. Gastroenteritten korunmak için: Hijyen kurallarına dikkat edin: Yemeklerden önce ve sonra, tuvalete gittikten sonra sabunla ellerinizi yıkayın. Güvenilir restoranları tercih edin: Yiyeceklerin yeterince temizlendiğinden, pişirildiğinden ve uygun sıcaklıkta saklandığından emin olun. Dışarıda çok sık yemek yemeyin: Evde de yiyeceklerin doğru şekilde saklanması önemlidir. Piknikte yiyecekleri açıkta bekletmeyin: Özellikle süt ürünleri, et ve deniz ürünlerinde hijyene dikkat edin. Taze ve iyi pişmiş gıdalar tüketin: Ağır yiyeceklerden kaçının, pirinç, muz, elma, şeftali püresi gibi hafif ve sindirimi kolay yiyecekler tercih edin. Bol sıvı tüketin: Kusma ve ishal nedeniyle kaybedilen sıvıyı yerine koymak için bol su veya elektrolit içecekleri tüketin. Dinlenin: Vücudunuzun toparlanması için bol bol dinlenin. Doktora başvurmanız gereken durumlar: Sürekli ağız kuruluğu Aşırı susuzluk Kusmaya bağlı beslenememe Azalmış idrar çıkışı Gözlerde çökme Ciltte kuruluk İshalde kan görülmesi 38.5°C'nin üzerinde ateş Karın bölgesinde şiddetli ağrı veya hassasiyet Unutmayın: Basit önlemlerle gastroenterit riskini azaltabilir ve sağlıklı bir yaz geçirebilirsiniz! Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Mutfakta bu hataları asla yapmayın
https://pazaryerigundem.com/haber/181863/mutfakta-bu-hatalari-asla-yapmayin/
Mutfakta bu hataları asla yapmayın
Tumblr media
Besin zehirlenmesi ülkemizde ve dünya genelinde özellikle yaz aylarında daha sık görülen önemli bir sağlık sorunu.
İSTANBUL (İGFA) – Kış mevsiminde hastanelerde yaygın görülen influenza ve gribin yerini; yaz aylarında Stafilokok, Salmonella, E.Coli gibi bakteriler ile Rotavirüs ve Norovirüs gibi virüslerin yol açtığı besin zehirlenmeleri alıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç,  Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık otoriteleri tarafından yapılan tahminlere göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin besin zehirlenmesi yaşadığına dikkat çekerek, “Besin zehirlenmeleri nedeniyle yılda yaklaşık 420 bin kişi de hayatını kaybediyor; bunların çoğunu çocuklar, yaşlılar ve kemoterapi veya immünoterapi gibi bağışıklığı zayıflatan ilaç kullanan hastalar oluşturuyor” diyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ülkemizde de 2015-2020 yılları arasında besin kaynaklı hastalıklar nedeniyle hastanelere 18 milyon 314 bin 239 kişi başvurmuş ve 1714 kişi yaşamını yitirmiş. 
 SICAK HAVADA MİKROPLAR HIZLA ÇOĞALIYOR
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, besin zehirlenmesinin yaz aylarında daha sık görülmesinde hava sıcaklığının büyük etkisi olduğuna işaret ederek “Yaz mevsiminde hava sıcaklıklarının artması nedeniyle   bakteri, virüs ve parazitler gibi mikroplar daha hızlı çoğalmakta ve besinlere daha kolay bulaşmaktadır. Ayrıca yaz aylarında piknik, barbekü, plaj gezileri gibi açık hava etkinliklerinin artması, özellikle turistik ve kalabalık bölgelerde hijyen koşullarına uyulmaması, çiğ ve az pişmiş gıdaların tüketilmesi de besin zehirlenmesi sıklığını arttırmaktadır” diyor.   
BU BELİRTİLERDE ASLA ZAMAN KAYBETMEYİN! 
Besin zehirlenmesinin belirtileri, bozulmuş gıdaların tüketiminden sonra birkaç saat veya birkaç gün içinde ortaya çıkıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, belirtilerin hafif veya şiddetli olabileceğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hafif belirtiler bulantı, günde 5’ten daha az sıklıkta oluşan kusma ve ishal, karın ağrısı ve kramplar, hafif ateş, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk ile iştahsızlık gibi sorunlardır. Şiddetli bulgularda ise sürekli kusma, şiddetli karın ağrısı ve kramplar, 38°C’nin üzerinde seyreden yüksek ateş, kanlı ishal, şiddetli dehidratasyona bağlı azalmış idrar, ağız kuruluğu,  baş dönmesi, bayılma, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi semptomlar görülebilir”  
KALICI SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇMASIN! 
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, şiddetli belirtiler görüldüğünde zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği uyarısında bulunarak, “Çünkü besin zehirlenmesi önemli bir problemdir. Ciddi tablolarda özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ölümle sonuçlanabilir. Bazı patojenler ciddi ve kalıcı sağlık problemlerine neden olabilir. Örneğin, E. Coli bakterisinin O157 suşunun yol açtığı besin zehirlenmesi sonrasında kalıcı böbrek yetmezliği gelişebilir ve hastanın ömür boyu diyaliz tedavisi alması gerekebilir. Yersina enterocolitica, Shigella, Salmonella bakterisi gibi bazı patojenlerin sebep olduğu enfeksiyonların ardından reaktif artrit gibi çeşitli eklem romatizmaları gelişebilir” diyor.   
    BESİN ZEHİRLENMESİNE KARŞI 10 ETKİLİ ÖNLEM! 
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, besin zehirlenmesine karşı almamız gereken önlemleri şöyle anlatıyor: 
Besinleri satın alırken dikkat! 
Alışveriş yaparken bazı kurallara dikkat etmeniz büyük bir öneme sahip. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, alışveriş sırasında almanız gereken önlemleri şöyle özetliyor: “Son kullanma tarihi geçmiş gıdaları satın almayın. Paketli ürünlerin ambalajlarının sağlam ve hasarsız olduğundan emin olun. Şişmiş veya hasar görmüş konserve ürünlerini kullanmayın. Et ve et ürünlerini güvenilir yerlerden satın alın. Kırık, çatlak, dışkıyla kirlenmiş yumurtalardan kaçının. Özellikle et, et ürünleri ve tavuk gibi sık besin zehirlenmesi yapan ürünlerin üretildikleri yerden depolara ve satış noktalarına sevkiyatı sırasında -18°C altında muhafaza edilerek soğuk zincirin korunması önemli. Dondurulmuş besinlerin soğuk zincirinin kırılmamış olmasına dikkat edin.”
ÇİĞ ETE VE YUMURTAYA DOKUNDUKTAN SONRA MUTLAKA…
Yemek hazırlamadan önce ellerinizi sabunlu sıcak suyla en az 20 saniye yıkamaya özen gösterin. Tırnaklarınızı kısa ve temiz tutmayı alışkanlık edinin. Çiğ veya az pişmiş kırmızı et, beyaz et ve balıkla temas sonrası özellikle ellerinizdeki çatlaklar aracılığıyla parazitler ve bakteriler bulaşarak kist hidatik, toxoplazma, brusella, tüberküloz, camylobacter ve salmonella gibi çeşitli enfeksiyonlara yol açabiliyor. Bu nedenle çiğ et ve balığa dokunduktan sonra ellerinizi yine  sabunlu sıcak suyla yıkamayı asla ihmal etmeyin. 
MUTFAK GEREÇLERİNİ SICAK SUYLA YIKAYIN 
Mutfak tezgahlarını, kesme tahtalarını ve diğer mutfak ekipmanlarını sıcak su ve sabunla düzenli olarak temizlemeniz çok önemli. Her kullanımdan sonra, özellikle de çiğ et, yumurta ve balık ile temasın ardından tüm araç ve gereçler ile tezgah yüzeylerini deterjanlı sıcak suyla iyice yıkamalısınız.
ÇİĞ ETLERİ PİŞİRMEDEN ÖNCE YIKAMAYIN
Kırmızı eti, balığı ve tavuk etini pişirmeden önce yıkamayın. Özellikle tavuk etinde fazla miktarda mikroorganizma bulunuyor. Yıkama esnasında lavaboya, tezgah yüzeyine, musluğa ve ellerimize bulaşan bu mikroorganizmalar enfeksiyona yol açabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, balıkları da pişirme öncesinde yıkamanın doğru olmadığına dikkat çekerek, “Çünkü balığı yıkamak Salmonella ve E.Coli gibi enfeksiyonları etrafa bulaştıracağı gibi, sağlığımız açısından önemli olan ve balıkta çok bulunan Omega-3 gibi yağ asitlerinin ve faydalı enzimlerin kaybına yol açar. Ayrıca balıkta bulunan ve pişirme sırasında lezzeti arttıran doğal sıvıların da kaybına neden olur” diye konuşuyor. 
BU BESİNLERİ ASLA TEMAS ETTİRMEYİN! 
Farklı besinlerin birbiriyle temas halindeyken çeşitli mikroorganizmaların ve zararlı maddelerin geçiş yapmaslarına çapraz bulaş deniyor. Çapraz bulaşı önlemek için çiğ besinleri pişmiş yiyeceklerden ayrı tutmanız gerekiyor. Ayrıca çiğ kırmızı et, tavuk eti, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünlerini de sebzeler ile asla temas ettirmemeniz gerektiği uyarısında bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, “Bu sayede etlerde bulunan zararlı mikroorganizmaların sebzelere geçmesini engellemiş olursunuz” diyor.
ET VE SEBZELERİ AYNI BIÇAKLA KESMEYİN
Besin zehirlenmesine karşı almanız gereken bir başka önlem ise etleri, et ürünleri ile sebzeleri ayrı tezgahlarda ve farklı bıçaklarla kesmek olmalı. Etler ile temas eden bıçakları, tezgahı, mutfak araçlarını da sıcak ve sabunlu suyla yıkamalısınız.
BESİNLERİ DOĞRU SICAKLIKTA PİŞİRİN
Et, tavuk, balık ve yumurta gibi besinlerin yeterince pişmiş olmaları da besin zehirlenmesinden korunmada büyük öneme sahip. Bu besinlerin iç sıcaklıklarının bir termometre ile kontrol edilmesi gerektiğini belirten Dr. Murat Karakoç, “Örneğin besinlerdeki iç sıcaklık tavuk için en az 74°C, kırmızı et için de en az 63°C olmalıdır. Besinlerin her tarafının iyice piştiğinden emin olunmalı, büyük tencerelerde pişirilen yemekler sık sık karıştırılarak sıcaklığın her tarafa yayılması sağlanmalıdır” diyor. 
ODA SICAKLIĞINDA EN FAZLA 2 SAAT TUTUN
Yiyecekleri piştikten sonra oda sıcaklığında en fazla iki saat tutun, özellikle et ürünlerini daha sonra buzdolabında 4°C altında saklamaya özen gösterin. Bunların yanı sıra pişmiş yiyecekleri buzdolabında çiğ besinlerden uzak tutmanız da çok önem taşıyor. 
ODA SICAKLIĞINDA ÇÖZÜLMEYE BIRAKMAYIN
Dondurulmuş besinleri özellikle de et ürünlerini oda sıcaklığında çözülmeye bırakmamanız gerektiği uyarısında bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Karakoç, “Böyle durumlarda çözülen yüzey kısımlarda  Salmonella, E.Coli, Stafilokokkus aures gibi çeşitli bakteriler kolay bir şekilde üremekte ve besinlerle kontamine olarak besin zehirlenmesine yol açmaktadır” diyor. Ayrıca dondurulmuş besinleri sıcak su altında çözmeye çalışmak da tehlike oluşturuyor. Bu ürünleri buzluktan aldıktan sonra buzdolabının alt raflarında çözülmeye bırakmalı veya mikrodalga fırınlar kullanmalısınız.
KURU GIDALARI KARANLIKTA SAKLAYIN
Bulgur, buğday, pirinç, nohut, fasulye gibi bakliyatlar ve kuru gıdalar sıcak ve nemli ortamda saklanmamalı. Bakliyatlar ile kuru gıdaları güneş görmeyen karanlık bir yerde ve 20°C sıcaklığın altında, ağzı hava almayan kapalı cam kaplar içinde saklamaya dikkat edin. Özellikle pirinç içeren yemekleri bir günde tüketilecek miktarda yapmanız gerektiğine işaret eden Dr. Murat Karakoç, “Pirinçli yemek tekrar tüketilecekse en fazla  bir defa daha ısıtma yapılarak yenilebilir. Böylece Bacillus cereus gibi bakterilerin yol açacağı gıda zehirlenmesinden de korunmuş olunur” diyor.  
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
tanitimlarim1 · 3 months
Text
Ağız Kokusu Sorununa Kalıcı Çözümler
Ağız kokusu, birçok insanın yaşadığı yaygın bir problemdir ve sosyal ilişkiler üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Neyse ki, ağız kokusu tedavisi ile bu sorun etkili bir şekilde giderilebilir. Ağız kokusunun pek çok nedeni olabilir. En yaygın sebepler arasında diş çürükleri, diş eti hastalıkları, yetersiz ağız hijyeni, belirli yiyecekler ve tıbbi durumlar yer alır. Ağız kokusunu gidermek için ilk adım, sorunun kökenini belirlemektir.
Ağız kokusu tedavisi için ilk olarak diş hekiminize başvurmanız önerilir. Diş hekiminiz, diş ve diş eti sağlığınızı kontrol ederek herhangi bir diş çürüğü veya diş eti hastalığı olup olmadığını tespit edecektir. Eğer böyle bir durum söz konusuysa, tedavi edilmesi ağız kokusunun giderilmesinde önemli bir adım olacaktır. Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları tedavi edildikten sonra ağız kokusu genellikle azalır veya tamamen ortadan kalkar.
Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı da ağız kokusu tedavisinde önemli bir rol oynar. Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalamak ve diş ipi kullanarak diş aralarını temizlemek, ağızda biriken yiyecek artıklarını ve bakterileri uzaklaştırarak kötü koku oluşumunu engeller. Ayrıca, dilinizi de fırçalamak önemlidir çünkü dil üzerinde biriken bakteriler de ağız kokusuna neden olabilir.
Ağız kuruluğu da ağız kokusunun önemli bir nedenidir. Bol su içmek ve şekersiz sakız çiğnemek tükürük üretimini artırarak ağız kuruluğunu önler ve böylece ağız kokusunu azaltır. Bunun yanı sıra, ağız kokusuna neden olabilecek bazı yiyecek ve içeceklerden kaçınmak da tedavinin bir parçasıdır. Sarımsak, soğan, kahve ve alkol gibi yiyecek ve içecekler ağız kokusunu artırabilir.
Ağız kokusu tedavisi etkili ve kalıcı çözümler sunar. Diş hekimi kontrolleri, düzenli ağız hijyeni ve doğru beslenme alışkanlıkları ile ağız kokusunu gidermek mümkündür. Ağız kokusu tedavisi hakkında daha fazla bilgi için ağız kokusu tedavisi sitesini ziyaret edebilirsiniz. Bu yöntemlerle sağlıklı ve taze bir nefese sahip olabilirsiniz.
0 notes
neyimvar · 3 months
Text
Ağız Kokusuna Karşı Etkili Çözümler
Ağız kokusu, birçok kişinin günlük yaşamında karşılaştığı rahatsız edici bir sorundur. Bu problem, sosyal ilişkilerden iş yaşamına kadar pek çok alanda olumsuz etkiler yaratabilir. Ağız kokusu tedavisi için öncelikle sorunun kaynağını belirlemek önemlidir. Genellikle ağız hijyenine dikkat edilmemesi, diş çürükleri, diş eti hastalıkları ve dil yüzeyinde biriken bakteriler ağız kokusuna neden olabilir.
Ağız kokusunu önlemenin en temel yolu, düzenli olarak diş fırçalamak ve diş ipi kullanmaktır. Dişlerin yanı sıra dil yüzeyinin de temizlenmesi gerekmektedir. Dil üzerinde biriken bakteriler, kötü kokuya yol açabilir. Bu nedenle, dil temizleyici kullanmak ağız kokusunu azaltmada etkili olabilir.
Bunun yanı sıra, ağız kuruluğu da ağız kokusuna sebep olabilir. Yeterli su içmek, tükürük üretimini artırarak ağız kuruluğunu önleyebilir. Tükürük, ağızdaki bakterileri temizleyen doğal bir sıvıdır ve yeterli miktarda bulunması kötü kokuyu engeller. Ayrıca, şekersiz sakız çiğnemek de tükürük üretimini artırarak ağız kokusunu önlemeye yardımcı olabilir.
Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları da ağız kokusunun önemli nedenleri arasındadır. Bu tür sorunların tedavi edilmesi için düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gitmek gereklidir. Diş hekimleri, çürüklerin temizlenmesi ve diş eti hastalıklarının tedavi edilmesi konusunda profesyonel yardım sağlarlar. Ayrıca, ağız kokusu tedavisi için antibakteriyel ağız gargaraları da kullanılabilir.
Beslenme alışkanlıkları da ağız kokusunu etkileyebilir. Soğan, sarımsak gibi keskin kokulu yiyecekler tüketildiğinde ağız kokusu artabilir. Bu tür yiyecekleri tükettikten sonra ağız hijyenine ekstra özen göstermek önemlidir. Sigara içmek de ağız kokusuna neden olan alışkanlıklar arasında yer alır ve sigarayı bırakmak bu sorunun çözümünde etkili olabilir.
Ağız kokusu tedavisi için birden fazla yöntem bulunmaktadır. İyi bir ağız hijyeni, düzenli diş hekimi kontrolleri ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları bu sorunun üstesinden gelmek için en etkili yollardır. Daha fazla bilgi ve profesyonel destek almak için ağız kokusu tedavisi hakkında uzmanlardan yardım alabilirsiniz.
0 notes
eksim · 3 months
Text
Ağız Kokusu Tedavisi: Nedenleri ve Çözümleri
Ağız kokusu, toplumda yaygın olarak karşılaşılan ve pek çok insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sorundur. Bu sorunun nedenleri arasında ağız hijyenine dikkat edilmemesi, diş çürükleri, diş eti hastalıkları, ağız kuruluğu, sigara kullanımı ve bazı sistemik hastalıklar yer alır. Ağız kokusu tedavisi, sorunun kaynağına göre farklılık gösterebilir ve genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.
İlk adım, ağız kokusunun nedenini belirlemektir. Diş hekimi, ayrıntılı bir ağız muayenesi yaparak diş çürükleri, diş eti hastalıkları ve diğer ağız içi problemleri tespit edebilir. Bu tür sorunlar varsa, diş hekimi tarafından tedavi edilmelidir. Ayrıca, düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı, ağız hijyeninin sağlanmasında büyük önem taşır. Ağız kuruluğu, ağız kokusuna neden olabilecek bir diğer faktördür. Bol su içmek ve şekersiz sakız çiğnemek, tükürük salgısını artırarak ağız kuruluğunu önleyebilir.
Diyet de ağız kokusu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Soğan, sarımsak gibi kokulu gıdaların tüketimi, ağız kokusunu artırabilir. Bu tür gıdalardan kaçınmak veya tüketimlerini sınırlandırmak, ağız kokusunu azaltabilir. Ayrıca, probiyotik yoğurt ve lifli gıdalar tüketmek, ağız sağlığına olumlu katkıda bulunur.
Bazı durumlarda, ağız kokusu sistemik bir hastalığın belirtisi olabilir. Diyabet, böbrek yetmezliği ve karaciğer hastalıkları gibi sağlık sorunları, ağız kokusuna yol açabilir. Bu tür durumlarda, altta yatan hastalığın tedavisi ağız kokusunun ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.
Son olarak, düzenli diş hekimi kontrolleri, ağız kokusunun önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir rol oynar. Diş hekimleri, ağız kokusu tedavisi konusunda gerekli yönlendirmeleri yaparak hastaların bu sorundan kurtulmalarına yardımcı olabilir.
Ağız kokusu tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak için ağız kokusu tedavisi sitesini ziyaret edebilirsiniz. Bu konuda bilinçlenmek ve doğru adımları atmak, ağız kokusunu kontrol altına almanın en etkili yollarından biridir.
0 notes
lolonolo-com · 7 months
Text
Anne Çocuk Sağlığı 2023-2024 Bütünleme Soruları
Anne Çocuk Sağlığı 2023-2024 Bütünleme Soruları 1. Aşağıdaki akut gastroenterit bulgularından hangisi yanlıştır? A) Kilo kaybı B) Bıngıldak çökmesi C) İdrar miktarı ve sıklığında artma D) Susuzluk hissi E) Ağız kuruluğu Cevap : C) İdrar miktarı ve sıklığında artma 2. Bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısı aşağıdakilerden hangisi ile…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
biberhapistore · 10 months
Text
MAURERS
Maurers Ne İşe Yarar?
Maurers Softgel isveç alplerinde yetişen bir yosun türünün diyet ve zindelik amacı ile kullanılması ile meydana gelmiştir. Verdiği tokluk hissi yerel halk tarafından uzun yıllardır kullanılmaktadır. 36 kapsülden oluşan ürünümüz günde bir adet kullanım ile gün boyu tokluk hissi verir ve aynı zamanda bölgesel incelmeyi de destekler.
Maurers Etkisi
İştahınızı azaltır Tokluk Hissi Verir
Her insanın günlük alması gereken besin değerli bulunuyor. Kalsiyum, Protein, Karbonhidrat, Yağ vs. Özellikle hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız ve gereğinden fazla besleniyorsanız maalesef bu durum fazla kilolara neden olabilir. Özellikle masa başı çalışan kişilerde bel, Basen ve Göbek bölgesinde yağlanma görülmektedir. Maurers gün içerisinde tokluk hissi vererek gereğinden fazla besin almanızı engeller böylece sizi istemsiz bir şekilde diyete sürükler.
Metabolizmayı hızlandırır
Fazla kilosu bulunan kişilerde genellikle yavaş çalışan bir metabolizma görülüyor. Sizde bu durumdan şikayetçi olabilirsiniz. Özellikle Tiroit, Haşimato hastaları yavaş çalışan bir metabolizma sonucunda kilo almaktadır. Yine hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız kilo almanız oldukça olağan. Maurers ise bu durumu tam tersine çevirerek metabolizmayı hızlandırıyor. Böylece kilo vermenizin de önü açılmış oluyor.
Yağ Yakar, Bölgesel incelmeyi destekler
Maurers içerisinde yer alan L-karnitin ve türevleri yağ yakımını tetikler. Özellikle Yağ depolanan bölgelerde daha hızlı etki gösterir. Örneğin; Bel, Basen ve göbek bölgesinde
Su içmeyi teşvik eder
Maurers kullandığınız gün içerisinde normalden fazla su tükettiğinizi yada buna ihtiyaç duyduğunuzu fark edeceksiniz. Maurers içeriğinde ki özel karışım ağız kuruluğu yapar, Ve susuzluk hissi verir. Böylece daha fazla su tüketirsiniz.
Maurers Yan Etkileri ve Uyarılar
Kimler Maurers kullanamaz?
Kalp Tansiyon Hastaları
Kronik böbrek yetmezliği olan kişiler
Hamile ve Emzirenler
Maurers kullanamaz.
Maurers Yan Etkileri
Ağız Kuruluğu
İştahsızlık
Uykusuzluk
Terleme
Halsizlik
Yapabilir.
Maurers İçeriği
C Vitamini
Garoka Eksteri
L-Karnitin
Meyan Kökü
Mücessel Karışımı
Likopen
Yeşil Çay
Zencefil
Buğday otu
Silika
Magnezyum Stearat
S.m.h
Üretim Yeri
Guanghzou Laiyi Commerce and Trade Co. Ltd. No:77 Zhongshan Road, Tianhe area, Guanghzhou , P.R.C
Tarım ve köy işleri bakanlığı 15.09.2009 tarih ve 09344005589 sayılı izni ile ithal edilmiştir.
DETAYLI BİLGİ VE SİPARİŞ İÇİN: https://www.maurersofficial.com/
0 notes
etkilizayiflama · 10 months
Text
BİBER HAPI NEDİR NE İŞE YARAR ?
Biber hapı nedir ne işe yarar?
Tumblr media
Biber Hapı Nedir ve Ne İşe Yarar?
Uzun yıllardır satılan ürünümüz biber hapı nedir ne işe yarar? Yıllardır popülerliğini koruyan bu ürün bir çok kişi tarafından aktif kullanılıyor ve seviliyor. Zayıflama sürecini basite indirgeyen bu ürün ile sizde ideal kilonuza ulaşabilirsiniz. Biber hapı bilinçli kullanıldığı takdirde mükemmel bir zayıflama yöntemidir. Lakin önerilen kullanım şekline uymalısınız. Doz aşımı, yada aşağı da belirtilen kronik rahatsızlıklardan biri varsa zarar görebilirsiniz. Bu yüzden lütfen sitemizde yazılan makaleleri inceleyerek bilinçli kullanım yapınız.
Biber Hapının Tanımı ve İçeriği
Biber hapı, başta kırmızı biber olmak üzere çeşitli bitki ekstrelerinden elde edilen doğal ekstraktların kullanıldığı bir takviye ürünüdür. Bu ürün genellikle metabolizmayı hızlandırmak ve yağ yakımını desteklemek amacıyla kullanılır. Temel içeriğinde, kapsaisin adı verilen bir madde bulunur. Kapsaisin, biberin acı tadının kaynağı olup, aynı zamanda termojenik bir etkiye sahiptir.
Biber Hapının Etkisi
Biber hapı, özellikle metabolizmayı hızlandırma ve yağ yakımını artırma konusunda aktif kullanılan bir üründür. Kapsaisinin termojenik özellikleri sayesinde, vücut ısısını artırarak daha fazla kalori yakılmasına yardımcı olur. Bu özellik, kilo verme sürecini destekler ve diyet programlarında sıkça tercih edilir. Ayrıca, biber hapı iştah kontrolüne de katkıda bulunarak, aşırı yeme alışkanlıklarının önüne geçebilir. Özellikle bölgesel yağlanma sorununuz varsa bu sorunu çözebilmektedir. Örneğin; Bel, Basen, Göbek bölgesinde depolanan yağların yakılmasında muhteşem sonuçlar alabilirsiniz. Hareketsiz yaşam yada genetik faktörler göz önüne alındığında vücutta yağ depolanmaktadır. Bayanlarda özellikle basen problemi sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Biber hapı termojenik etkisi bu depo yağların yakılmasını sağlar. Kullanım sürecinde gözle görülebilir farklar ilk iki hafta içerisinde ortaya çıabilir.
Kullanım ve Dozaj
Biber hapı kullanımı oldukça basittir. Kutu içerisinde 30 kapsül bulunur. Bu ürün, Günde bir adet sabah kahvaltısından 5-10 dakika önce kullanılır. Önerilen kullanım şekline uymanız şiddetle tavsiye edilir. Günde bir kapsülden fazla kullanım sizi zayıflatmaktan ziyade metabolizmaya ağır yük bindirecektir. Bu yüzden gün içinde bir kapsülden fazla kullanmayınız.
Yan Etkiler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Biber hapının yan etkileri genellikle hafiftir ancak bazı kişilerde mide rahatsızlıkları, hazımsızlık veya alerjik reaksiyonlar gibi yan etkiler görülebilir. Bu nedenle, herhangi bir sağlık problemi yaşayanların veya kronik hastalığı olanların biber hapını kullanmadan önce bir müşteri hizmetlerine danışmaları önerilir. Kullanıcılardan yapılan geri dönüşlere bakarsak eğer genellikle ağız kuruluğu, İştahsızlık ve ilk günlerde uykusuzluk görülmektedir. Haricinde bir yan etki yaşıyorsanız eğer yine müşteri temsilcisi ile görüşmenizi öneririz.
Biber hapını kimler kullanamaz?
Biber hapı, 18-65 yaş arası kişilerin kullanımı içindir. Kalp-Damar hastaları, Tansiyon hastaları, Kronik böbrek yetmezliği olan kişiler, Hamile ve emziren anneler biber hapı kullanamazlar. Bunlar haricinde aktif kullandığınız bir ilaç yada tedavi varsa eğer ürün sipariş etmeden önce müşteri temsilcisi ile iletişime geçip bilgilendiriniz.
Sonuç olarak, biber hapı nedir ve ne işe yarar sorusuna verilecek cevap; metabolizmayı hızlandırmaya, yağ yakımını artırmaya ve iştah kontrolüne yardımcı olan bir takviye ürünüdür. Ancak, her takviye gibi biber hapının da bilinçli kullanılması gerekir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz ile birleştirildiğinde, kilo kontrolü ve sağlıklı yaşam hedeflerine ulaşmada etkili bir yardımcı olabilir.
DETAYLI BİLGİ VE SİPARİŞ İÇİN: https://biberhapioficial.com/
1 note · View note
cevaplarbizde · 11 months
Text
Tumblr media
El kremi, genellikle eller için üretilmiştir, ancak bazı kişiler yüzlerine de sürebilir. El ve yüz cildi arasında büyük bir fark olmaması nedeniyle, bazı insanlar el kremini yüzlerine uygulayabilirler. El kremleri, ellerde oluşabilecek kuru ve çatlak cildi nemlendirmek, korumak ve onarmak için özel olarak formüle edilmiştir. Bununla birlikte, yüz cildi, ellerdeki gibi daha hassas ve ince olabilir, bu nedenle bazı kişilerin yüzlerine el kremi uygulaması cilt tahrişine ve hassasiyete yol açabileceği için dikkatli olmaları önemlidir.
El Kremi Yüze Sürülür Mü, eğer yüzünüzdeki cilt kuruluğu veya çatlaklık gibi sorunlarla uğraşıyorsanız, yüz için özel olarak üretilmiş nemlendiricileri tercih etmek daha uygundur. Yüzünüz için nemlendirici veya krem seçerken, cilt tipinizi ve ihtiyaçlarınızı dikkate almanız önemlidir. Özellikle hassas ciltlere sahip olanlar için dermatolojik olarak test edilmiş ürünleri tercih etmek daha güvenlidir.
El kremi kullanmayı düşünüyorsanız, öncelikle cildinizde herhangi bir reaksiyon veya tahriş olup olmadığını gözlemlemek için bir cilt testi yapmanız önemlidir. Yanma, kızarıklık, kaşıntı veya döküntü gibi herhangi bir olumsuz reaksiyon belirtisi ortaya çıkarsa, el kremi kullanmayı bırakmalı ve dermatologunuza danışmalısınız. Ağız ve göz çevresi gibi daha hassas bölgelere el kremi uygulamaktan kaçınmalısınız.
0 notes
fiyatinedir · 11 months
Text
Panto Fiyatları
Tumblr media
PANTO, mide asidini azaltan ve mide yanması, reflü gibi mide rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Proton pompası inhibitörleri (PPI) olarak bilinen ilaç grubunda yer alır.
Tumblr media
Panto Fiyat
Panto Fiyatları
PANTO fiyatları, ürün formuna, gramajına ve eczanedeki satış fiyatına göre değişiklik gösterir. - PANTO 20 MG 28 TB. 36.04 TL'dir. Ürün Kodu: 8699516044510 - PANTO 40 MG 14 TB. 36.04 TL'dir. Ürün Kodu: 8699516042240 - PANTO 40 MG 28 TB. 56.51 TL'dir. Ürün Kodu: 8699516042257 - 40 mg IV enjeksiyonluk 10 flakon: 478.57 TL - 40 mg IV enjeksiyonluk 1 flakon: 55.43 TL - 40 mg 28 tablet: 54.51 TL - 40 mg 14 tablet: 35.04 TL - 20 mg 28 enterik kaplı tablet: 35.04 TL
Panto Nedir?
Panto 40 mg, mide koruyucu bir ilaçtır ve midedeki asit üretimini azaltarak etki gösterir. Bu ilaç, mide ve bağırsakların asit durumuyla ilişkili rahatsızlıkların hafiflemesine yardımcı olur. Gastroözofageal reflü ve mide ile bağırsağın ilk kısmı olan duodenumdaki ülser çeşitleri gibi hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Panto 40 mg tabletler, sarı renkte, yuvarlak ve enterik kaplıdır. 14 ve 28 tabletlik ambalajlarının yanı sıra enjeksiyonluk formları da bulunmaktadır.
Tumblr media
Panto Fiyati
Panto Kullanımı
Panto 40 mg ilacını kullanırken, hekiminizin önerilerine uyunuz. İlacı yemekten 1 saat önce suyla birlikte yutmalısınız. Enterik kaplı tabletler olduğu için bütün halinde yutmak önemlidir, tabletleri çiğnememelisiniz. Panto 40 mg, farklı hastalıklarda farklı dozlarda kullanılır: - Gastroözofageal reflü, özofajit ve ilgili belirtilerin tedavisinde genellikle günde 1 doz önerilir. Ancak doktor tavsiyesine göre günde 2 doza çıkabilir. Tedavi süresi genellikle 8-12 hafta sürer. - Gastrik ülser ve duodenal ülser tedavisinde günde 1 doz önerilir, yine doktorunuzun tavsiyesine göre günde 2 doza çıkabilir. Gastrik ülser için tedavi süresi genellikle 4-8 hafta, duodenal ülser için ise 2-4 hafta sürer. - Zollinger Ellison sendromu ve aşırı mide asit üretimi ile ilişkili diğer rahatsızlıkların tedavisinde genellikle günde 2 tablet kullanılır. Yukarıdaki dozlar, genel olarak kullanılan önerilen dozlardır, ancak doktorunuz size özelleştirilmiş bir tedavi planı oluşturacaktır.
Panto Yan Etkileri
Panto 40 mg ilacının yaygın yan etkileri genellikle hafif düzeydedir ve şunları içerebilir: - Baş ağrısı ve baş dönmesi - İshal veya kabızlık - Midede şişkinlik ve gaz problemleri - Mide bulantısı ve kusma - Karın ağrısı - Ağız kuruluğu Eğer ilaç kullanımı sırasında nefes alma güçlüğü veya alerjik deri belirtileri gibi ciddi reaksiyonlar yaşarsanız, ilacı kullanmayı bırakmalı ve derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Panto 40 mg, genellikle araç ve makine kullanımını engelleyecek bir etkiye sahip değildir, ancak baş dönmesi gibi belirtiler yaşarsanız, bu tür faaliyetlerden kaçınmanız önerilir.
Panto Kullananlar için Tavsiyeler
Panto 40 mg ilacını kullanırken, unutulan dozu telafi etmek için çift doz kullanmamalısınız. Ayrıca, aşağıdaki durumlarda ilacı kullanmamalısınız: - 12 yaşından küçük çocuklarda - Pantoprazol veya diğer proton pompası inhibitörleri ile ilgili alerjiniz varsa - Mantar hastalıkları için kullanılan ilaçlarda bulunan benzimidazol alerjiniz varsa Panto 40 mg ve diğer mide koruyucularını yemekten yaklaşık 1 saat önce almalısınız. Genellikle günde tek doz kullanılıyorsa sabah kahvaltıdan önce, ikinci doz kullanılacaksa akşam yemeğinden önce alınması tavsiye edilir. Panto 40 mg, proton pompası inhibitörleri grubundan bir reçeteli ilaçtır. Eczanelerde reçeteyle veya reçetesiz olarak satılabilir, ancak hekim tavsiyesi olmadan kullanmamanız önemlidir. Panto 40 mg ilacının herhangi bir yasaklama durumu yoktur ve satışı ve kullanımı devam etmektedir. Umarım bu bilgiler size faydalı olmuştur. İlacı kullanmadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalısınız.
Panto Fiyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular?
Panto için araştırma yaparak en uygun fiyattan yararlanmayı istemektesiniz. Uygun ve ucuz Panto Fiyatları hakkında araştırmanıza bizde katkı sağlamak için güncel Panto Fiyat listesini paylaştık. Yorumlar kısmından eksik veya hatalı gördüğünüz kısımları bize bildirebilirsiniz. Panto Fiyatları hakkında merak edilen, sıkça sorulan soruları sizler için derledik inceleyebilirsiniz. Güncel ve detaylı fiyat listelerine sitemizi takip ederek ulaşabilirsiniz Fiyatinedir.net Panto Fiyatları bilgisini sizler için araştırdı ve yayınladı. Bu yazımızı takibe alarak güncel Panto Fiyatı nedir bunu öğrenebilirsiniz. Unutmayın sitemiz üzerinde diğer konulara bakarak güncel fiyatları sürekli takip edebilirsiniz. PANTO FİYATI GİBİ MERAK EDİLEN BİR DİĞER FİYAT LİSTESİDE: Benexol Fiyatları LİSTESİDİR. DİLERSENİZ BU YAZIMIZIDA İNCELEYEBİLİRSİNİZ. https://www.youtube.com/watch?v=l39WFvwogik Panto Fiyatları Panto Fiyatları Zamlanacak mı? Panto fiyatları hatta diğer ürün ve hizmetlerin hepsi maalesef döviz ve yakıt fiyatlarına orantılı olarak zamlanmaktadır. Bu neticede dövizdeki hareket veya yakıttaki, benzindeki zamlanma direk Panto Fiyatı listesine yansıyacaktır. Bununla beraber Panto Fiyat listesi de zamlanacaktır. Bizler normalde haftalık veya aylık olarak konuları güncelliyoruz. Fakat döviz ve yakıt zamlanması gibi etkileyen hızlı durumda fiyat listemiz 1-2 gün eski kalabiliyor. Anlık zamlarda bizlere yorumlar kısmından bildirim de bulunarak fiyatın güncellenmesine katkı sağlayabilirsiniz. PANTO FİYATI GİBİ MERAK EDİLEN BİR DİĞER FİYAT LİSTESİDE: İburamin Cold Fiyatları LİSTESİDİR. DİLERSENİZ BU YAZIMIZIDA İNCELEYEBİLİRSİNİZ. Panto Fiyatı doğru mu? Panto fiyat bilgisi doğru ve günceldir. Fiyat listelerini oluştururken özellikle mağazalardan, firma iletişim bilgilerinden ve internet mecralarındaki fiyat listeleri, kullanıcı yorumlarından yola çıkarak Fiyat tablosu oluşturuyoruz. Bu neticede fiyat listesini haftalık periyotlar ile güncelliyoruz. Doğal olarak sizlere güncel fiyat listesini ulaştırmış oluyoruz. Panto fiyat bilgileri zamlarda güncellenerek sizlere ne güncel haliyle sunulmaktadır. Fiyatı nedir, fiyat araştırma platformunda bulunan bütün konularımız haftalık veya aylık periyotlar ile güncellenmektedir. Sizlerde sitemizi takip ederek güncel fiyat bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ayrıca sitemizde bulamadığınız bir fiyat listesi olursa iletişim bilgilerimizden bize bildirim açabilirsiniz. Ortalama 1-2 iş günü içerisinde fiyat listesi eklenir veya güncellenir. Panto Fiyatı gibi SAĞLIK kategorimizde yer alan diğer konulara da ilgili kategoriden ulaşabilirsiniz. Panto Fiyatı Hakkında Sizlere hazırladığımız Panto Fiyatı hakkında genel bilgilerde vermiş olduk. Sitemizde güncel fiyat bilgileri yer alır. Sitemizi takip ederek marketlerden tutun ürünlere kadar her alanda fiyat bilgilerini araştırabilir bilgi sahibi olabiliriniz. Özellikle son dönemlerdeki piyasa hareketliliği Panto fiyat listesi gibi fiyat listelerini sürekli araştırma ihtiyacı sunmaktadır. Sizde sitemizden güncel fiyatlara ulaşabilirsiniz. Panto 40 mg nasıl kullanılmalıdır? Panto 40 mg, hekiminizin önerdiği şekilde kullanılmalıdır. Genellikle yemekten 1 saat önce suyla birlikte ağız yoluyla alınır. İlacın tabletleri enterik kaplıdır, bu nedenle bütün halinde yutulmalı ve çiğnenmemelidir. Panto 40 mg hangi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır? Panto 40 mg, gastroözofageal reflü, özofajit ve mide ülserleri gibi mide ve bağırsakla ilgili rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Ayrıca, hazımsızlık, mide ağrısı, göğüste yanma gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olur. Panto 40 mg'in yan etkileri nelerdir? Panto 40 mg'nin yan etkileri genellikle hafif düzeydedir ve baş ağrısı, baş dönmesi, ishal, kabızlık, midede şişkinlik, mide bulantısı gibi durumları içerebilir. Ancak ciddi reaksiyonlar nadiren görülebilir. Eğer nefes alma güçlüğü veya ciddi alerjik belirtiler oluşursa, hemen bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır. Panto 40 mg'nin muadil ilaçları nelerdir? Panto 40 mg'nin birçok muadil ilacı bulunmaktadır. Bu muadil ilaçlar arasında Protonex, Protinum, Protech, Pulcet, Ulcoreks, Ulcezol, Abpax, Acilibre, Arinna, Gastblok, Pandev, Panocer, Pantozol, Pasmol, Progas, Pantpas, Zolcer, Zygosis gibi markalar yer almaktadır. Bu muadil ilaçlar da farklı formlarda bulunmaktadır. Panto 40 mg kimler tarafından kullanılmamalıdır? Panto 40 mg, 12 yaşından küçük çocuklar, pantoprazol veya benzeri proton pompası inhibitörleri ile ilgili alerjisi olanlar, benzimidazol içeren mantar hastalığı ilaçlarına alerjisi olanlar tarafından kullanılmamalıdır. Kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir. Peki Panto Fiyatı bilgisine nasıl mı ulaştık? Mağazalardan, çağrı merkezlerinden ve internet kanallarından araştırma yaparak güncel ve doğru Panto Fiyatı listesini hazırladık. - Paylaştığınız Panto Fiyat bilgisi ne kadar güncel? Panto Fiyat bilgisi gibi sitemizde yer alan bütün Fiyatların listesi haftalık veya aylık periyotlar ile güncellenerek sizlere güncel olarak sunulmaktadır. Fiyatinedir.net Bilgilendirme Metni Fiyatinedir.net web sitesi sizlere güncel fiyat bilgisi sağlamak üzere kılavuz görevi gören bir platformdur. Bu noktada Panto fiyatı gibi diğer tüm konularımızda yer alan fiyat bilgileri sadece kılavuz olması için yayınlanmaktadır. - Bepanthen Fiyatları - Öksürüğe İyi Gelen Doğal Yöntemler - Kelebek Hastalığı Nedir? Read the full article
0 notes
Text
Ağız Kuruluğu Nedir? Ağız Kuruluğu Neden Olur?
Tumblr media
Ağzımızı temizlemek, nemlendirmek ve yiyecekleri sindirmek için hepimizin tükürüğe ihtiyacı vardır. Ancak ağzımızda bulunan tükürük bezleri ağzımızı ıslak tutmak için yeteri kadar tükürük üretmediği zaman ağız kuruluğu meydana gelebilir. Genellikle yaşlanma probleminden, belirli ilaçların yan etkisinden veya kanser hastası biri için radyasyon tedavisinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Neyse ki diğer adı kserostomi olan ağız kuruluğunun tedavisi bulunmaktadır. Diğer yandan bu rahatsızlık, birden fazla soruna yol açabilir. Örneğin genel vücut sağlığınızı ya da doğrudan dişleriniz ve diş etlerinizin sağlığını tehdit edebilir. Bunların yanı sıra yemekten aldığınız zevk ve iştah yoğunluğunuzda da büyük etkisi görülmektedir.
Ağız Kuruluğu Nedir?
Ağız kuruluğu kişilerin bu konudaki fizik muayene bulguları ile gerçekleştirilebilen klinik bir tanıdır. Çeşitli tanı araçları ile insanlardaki tükürük salgısındaki azalma gözle görülebilir bir şekilde ortaya konabilir. Bu tanılarda kendi aralarında ayrılır: Siyalometri Normal akış hızı bezlerinin tükürük salgısı tarafından uyarıldığı zamanlarda tükürük salgısının dakikada 1.5-2 ml civarında olduğu görülür. Dinlenme halinde ise dakikada 0.3-0.4 ml yaklaşık olarak tespit edilir. Hiposalivasyon bezlerinin uyarılması halinde bile salgı hızının dakikada 0.5-0.7 ml’i geçmediği bilinmektedir. Bu tetkik için sitrik asit kullanılır. Bu sit ile salgılar hemen kanalın ağız içinde açılma noktasında birleşir. Siyalografi Tükürük kanallarının ve bezinin radyolojik olarak görüntülenmesine siyalografi tekniği denir. Özel olarak tükürük bezi taşı ya da kitlerinden endişe edildiğinde siyalografi tetkikti uygulanır. Biyopsi Biyopsi, tükürük bezlerinden küçük bir örnek bezi alma olayıdır. Bu yönteme Sjögren sendromu ya da kanser olduğu düşünülen durumlarda ihtiyaç duyulur.
Ağız Kuruluğuna Ne İyi Gelir?
Ağız kuruluğu tedavi edilebilir genellikle geçici olan bir sağlık sorunudur. Peki ağız kuruluğuna ne iyi gelir? Bu sağlık sorununu yaşayan kişilerin hekimlerin önerisi ve bilgisi dahilinde yapacağı birçok uygulama bu sorunu geçirebilir. Bu uygulamalardan bazıları şu şekildedir: - Alkol içeren içeceklerden uzak durma - Kafein bulunan içecekleri kullanmama - Tütün ürünlerinin kullanımını sonlandırma - Aşırı ağız kuruluğu durumunda sakız çiğneme (şekersiz) - Gün içerisinde kullanılan şeker ve tuz miktarını azaltma - Sürekli bir şekilde su yudumlama - Tükürük salgısını engellemeyecek diş macunu veya gargara kullanma Diş fırçalama ve diş ipi kullanmak, ağız sağlığının korunmasına yardımcı olduğu kadar ağızda kuruluğa da iyi gelen yöntemler arasında bulunmaktadır.
Gece Ağız Kuruluğu Neden Olur?
Ağızda kuruluk şikâyeti bazı insanlarda akşam vakitlerinde meydana gelir.  Bu şikâyetin birden fazla gece boyunca tekrar etmesi de durumun artık müdahale gerektirdiğinin işareti olabilir. Gece ağız kuruluğu, tedavi olunmadığı ve dikkat edilmediği durumlarda konuşma ve beslenme eylemlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Normal ağız kuruluğu gibi gece ağız kuruluğu da tükürük bezlerinin yeterli oranda çalışmaması ya da fazla tütün ürünleri kullanımı gibi sebeplerden oluşabilir. Gece meydana gelen ağız kuruluğu için hekimler tarafından önerilen tedavi yöntemleri ise şu şekilde olmaktadır: - Yatağın baş ucunda bir bardak su bırakılması ve gece aşırı ağız kuruluğu yaşandığında içilmesi - Yatak odasını nemlendirmek için cihazlar konulması - Akşam vakitlerinde aşırı tatlı ve tuzlu gıdaların kullanılmaması - Uyumadan önce burundan nefes alıp vermeye dikkat edilmesi - Kullanılan gargara solüsyonunda alkol olmadığı konusunda dikkat edilmesi Eğer bu yöntemleri uyguladığınız takdirde sorun hala geçmiyorsa, sağlık kuruluşlarında bulunan uzman hekimlere gitmeniz gerekmektedir. Ayrıca ağız kuruluğu dişlerde sararmaya ve diş taşı oluşumuna neden olabilir. Bu yüzden diş beyazlatma veya diş taşı temizliği tedavilerine ihtiyaç duyulabilir.
Ağız Kuruluğu Belirtileri Nelerdir?
Ağız kuruluğu yaşayanlarda görülen semptomlar, genellikle bilinen ortak bulgulardır. Konuşma ve tat alabilme özelliklerinin kısmen yapılabilmesi, çiğneme, yutma, konuşma eylemlerinin yerine getirilememesi aşırı kurulukla beraber oluşabilecek şikayetler arasında bulunmaktadır. Üstelik ağız içindeki salgılardaki artış miktarının düşmesi birçok diş ve diş eti problemlerine de yol açar. Ağız kuruluğu ile oluşabilecek belirti ve bulgular şu şekildedir: - Ağız kokusu - Ağız içinde ve etrafında çatlama - Tat alma eyleminin bozukluğu - Dilde ağrı - Diş kaybı, plak gelişmiş - Konuşmada zorlanma - Yutkunmada zorlanma - Ağız içinde oluşabilecek mantar enfeksiyonun gelişimine olan yatkınlığın artması - Tükürük bez iltihabı - Boğaz ağrısı Bu belirti ve bulgulardan farklı olarak cilt kuruluğu ve göz kuruluğu gibi kuruluk şikayetleriyle beraber altta yatan rahatsızlık SJögren sendromu olabilir. Bunun için çok dikkat edilmelidir.
Ağız Kuruluğu Tanısı
Şikâyeti olan bir kişinin ekmek, bisküvi, kurabiye gibi kuru yiyecekleri içecek almadan yutup yutamadığını ve konuşma eylemini ne denli gerçekleştiğini gözlemleyerek ağız kuruluğu tanısı konabilir. Sonrasında kişinin tükürük akış oranını diş hekimi hesaplar. Bunun için hastaya verilen bir tutam parafini çiğnenmesi istenir. Buradan çıkan ürettiği tükürük salgı miktarı belirlenerek herhangi bir sorun olup olmadığı ölçülür. Sağlıklı bir kişinin ağzının içindeki tükürük salgısı 5 mm’nin üzerinde olmaktadır. Tükürük akış hızı ise 5 dakikada 2.5 mm’nin üzerinde olması gerekir. Eğer kişinin akış hızı ve tükürük miktarı bu değerler altında çıkıyorsa kişide ağız kuruluğu olduğu tespit edilir.
Ağız Kuruluğu Tedavisi Nasıldır?
Bu kuruluğun asıl amacı hastaların şikayetlerinin hafifletilmesini sağlayıp tedavi etmektir. Bu amaçla yapılan müdahalelerin asıl hedefi şu doğrultudadır: - Salgıyı yapay olarak üretmek - Tükürük salgısının arttırılmasını sağlamak - Enfeksiyon vb. özel durumları tedavi etmek - Dental problemlerin kontrol altına almak Diğer yandan kuruluk oluşumuna neden olan asıl problem tespit edilirse bu durumu ortadan kaldırmak da bu sorunun tedavisine katkıda bulunabilir. Hiçbir ilacı ve tedavi yöntemini hekimler tarafınca önerilmediği sürece yapmamanız gerekir. Çünkü ağız kuruluğu için kullanacağınız ilaçların yan etkileri olabilir. Hekimlerin reçeteleri ile alınabilen pilokarbin ve sevimelin etken maddeli ilaçlar salgı üretiminde faydalı bir rol oynayabilir.
Ağız Kuruluğu İçin Hangi Doktora Gitmeliyim?
Ağız kuruluğu yaşayan veya belirtisi olan kişiler öncelikler bir diş hekimine gitmelidir. Fakat problem ağız ve diş sağlığı ile ilgili değilse, dahiliye (iç hastalıklar) bölümünden randevu alıp gitmeleri gerekmektedir. Altta yatan hastalığın yanı sıra tükürük bezlerini çalıştıran ilaçların kullanılması önerilir. Üstelik bu durumları yaşayan hastanın su tüketimini arttırması şiddetle tavsiye edilmektedir. Sıkça Sorulan Sorular Ağız Kuruluğu Neyin Belirtisi? Alzheimer, anemi, Sjögren sendromu, Parkinson hastalığı, HIVAIDS, diyabet, inme ya da kistik gibi hastalıkların belirtisi olabilir. Hangi Vitamin Eksikliği Ağız Kuruluğu Yapar? D vitamini eksikliği ağız kuruluğuna yol açabilir. Ağız Kuruluğu Neden Olur? Aşırı terleme, ishal, istifra, kan kaybı gibi durumlar ağız kuruluğuna sebep olabilir. Read the full article
0 notes
sagliksihhat · 1 year
Text
Bronkodilatatör ilaçlar
Bronkodilatatör ilaçlar, akciğer kaslarını gevşeterek hava yollarını açan ve böylece nefes almayı kolaylaştıran ilaçlardır. Bronkodilatatör ilaçlar hava yollarının daraldığı ve iltihaplandığı hastalıklarda kullanılarak kişinin nefes almasını kolaylaştırır.
Tumblr media
Bronkodilatatör ilaçların kullanıldığı hastalıklar; astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ya da kısa adıyla KOAH adı verilen hastalıklardır. Astımda hava yollarındaki iltihaplanma nedeniyle hastalar nefes almakta zorlandıklarından bu kişilere bronkodilatatör ilaçlar verilir. KOAH ise genellikle sigara içilmesine bağlı olarak akciğerlerdeki hava yollarının daraldığı bir hastalık olup tedavide bronkodilatatör ilaçlar kullanılır.
Kaç tip bronkodilatatör ilaç vardır?
Bronkodilatatör ilaçlar iki tiptedir: kısa etkili bronkodilatatör ilaçlar ve uzun etkili bronkodilatatör ilaçlar.
Kısa etkili bronkodilatatör ilaçlar ani gelişen ve birden nefessiz bırakan ataklarda kullanılır. Uzun etkili bronkodilatatör ilaçlar ise astım ve KOAH gibi hastalıklarda düzenli kullanılması gereken ilaçlardır.
Bronkodilatatör ilaçların yan etkileri nelerdir?
Bronkodilatatör ilaçların çeşitli yan etkileri vardır bu etkiler alınan ilaca bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bronkodilatatör ilaçlar��n genel yan etkileri şu şekilde sıralanabilir:
Ellerde titreme,
Başağırısı,
Ağız kuruluğu,
Çarpıntı,
Kas krampları,
Öksürük,
Bulantı,
Kusma,
İshal.
Bronkodilatatör ilaçlar hangi ilaçlarla etkileşir?
Bronkodilatatör ilaçlar çeşitli ilaçlarla etkileşim gösterebilir. Bu etkileşim sonucu kullanılan diğer ilaçların etki mekanizması değişebileceği gibi yan etki riski de artabilir.
Bronkodilatatör ilaçlarla etkileşebilen ilaçlar şunlardır:
İdrar söktürücü ilaçlar: vücutta biriken fazla sıvı atılmasını sağlayan ilaçlardır.
Bazı antidepresan ilaçlar: depresyonun ortadan kaldırılması için kullanılan ilaçlardır.
Digoksin: kalp ritim bozukluklarını düzenleyen ilaçtır.
Benzodiazepinler: anksiyete ve uyku bozukluğu olanlara verilen ilaçlardır.
Lityum: depresyon ve bipolar bozukluklar için verilen ilaçlardır.
Kinolon adı verilen antibiyotikler.
Yukarıda adı geçen ilaçlar en sık etkileşime giren ilaçlar olup, bunlardan farklı ilaçlar da bronkodilatatör ilaçlarla etkileşebilir. Bu sebeple, herhangi bir ilaç kullanan kişilerin bronkodilatatör ilaçların kullanımına başlamadan önce doktoruna kullandığı ilaçları göstermesi gerekir.
Önceki içeriğimiz için: Boğaza kaçan yabancı cisim nasıl çıkarılır ?
0 notes
neiseyariyor-blog · 1 year
Text
Retinol Nedir ? Retinol Ne İşe Yarar
Tumblr media
Günlük yaşam içerisinde yoğun tempoda çalışmak cilt bakımının yapılmasına engel olabiliyor. Bu durum ise yorgun bir cilt anlamına geliyor. Günlük olarak kısa süreli de olsa yapılacak bir cilt bakımı olumsuz bazı durumların oluşmasının önüne geçebiliyor. Bakım yapılırken kullanılan ürünlerden birisi de retinol'dür. Retinol Nedir , Retinol ne işe yarar , cilt için faydaları nelerdir gibi sorularda kullanmadan önce merak edilen soruların başında geliyor. Retinol kullananlar görüşlerinizi paylaşmayı unutmayınız :). Bir Bakışta Retinol Retinol, A Vitamininden yapılan bir retinoiddir ve cilt yaşlanmasının belirtilerini tersine çevirdiği bilinmektedir. Retinol Ne İşe Yarar Retinol, cildin yenilenmesini hızlandırmaya ve daha sıkı, pürüzsüz ve daha eşit tonlu bir cilt için kırışıklıkların, ince çizgilerin ve yaşlılık lekelerinin görünümünü azaltmaya yardımcı olur.
Retinol Nedir ?
Retinol, cilt bakımında kullanılan bir A vitamini formudur diyebiliriz. Ayrıca cilt bakım ürünlerinde kullanılan Retinol krem, Jel, losyon, merham veya cilt serumu bileşenlerinden birisidir. Cilt üzerine uygulanan tropikal bir iyileştirme sunmaktadır.
Tumblr media
Retinol Ne İşe Yarar
- Daha eşit bir cilt tonu sağlar. Cilt pigmentasyonunda azalma ve cilt dokusunda iyileşmeye yardımcıdır. - Hafif olarak görülen sivilcelerin iyilişmesine yardımcıdır. - Cilt yüzeyinde meydana gelen hafif ince çizgiler ve kırışıklıkların azalmasına ve yok olmasına yardımcı olabilir. Böylece Retinol için yaşlanma karşıtı diyebiliriz. - Cilt sıkılığını artırır. Daha sıkı bir cilt görünümüne sahip olabilirsiniz. - Sivilce sonrası oluşan leke ve izler için retinol kullanılmaktadır. Sivilceleri patlatmak daha sonraki dönemlerde iz bırakabileceğini unumayınız. Retinol sivilce oluşumunun önüne geçebilen bir formdadır. Fakat ileri boyutta bir sivilce probleminiz varsa öncelikle uzman bir hekime görünmenizde fayda vardır. - Yaz aylarında cilt yüksek oranda güneş ışınlarına maruz kalıyor. Bu durum ise bazı ciltlerde lekelenmeye yol açabiliyor. Bu lekeler sağlık açısından her hangi bir zarar vermesede görüntü olarak rahatsız edici olabiliyor. Uzman bir hekim ile birlikte tedavilerde retinol kullanımı lekelerin iyileşmesine yardımcı olabilir. - Gözenekler cilt yüzeyinde kılların ve yağların geçmesine izin veren açıklık anlamına geliyor. Fakat büyük gözenekler estetik açıdan istenmeyen durumlardan birisidir. Ölü cilt hücreleri veya yağ nedeniyle tıkanan gözenekler daha belirgin bir şekilde görünür. Retinol ölü cilt hücrelerine karşı etkilidir. Böylece gözenekler için iyi bir altarnatif olabilir.
Retinol Nasıl Kullanılır
Tüm cilt yüzeyine kullanmadan önce cildinizin küçük bir bölgesinde denemeniz faydalı olabilir. Özellikle ilk kullanımlarda cildin retinole karşı bir reaksiyon verip vermemesi belirlenmelidir. Bir kaç gün boyunca deneme yaptıktan sonra her hangi bir cilt yüzeyinde kırmızılık veya kaşıntı yada diğer bir alerjik reaksiyon yoksa günlük olarak cilt bakımlarınızı retinol ile birlikte yapabilirsiniz. Cildinizi temizleyin ve kurulayın. Retinol ürünlerü kullanırken cildinizi ovmayınız. İnce bir tabaka halinde olacak şekilde uygulayınız. Dikkat edilmesi gereken bir husus, ağız, burun ve gözlerinize temas etmemesine özen gösteriniz. Cilt bakımı için bir kaç hafta boyunca gün aşırı kullanmanız yeterli olacaktır. Cilt tipi Cilt tipiEn iyi retinol formülasyonuKuruSerum, krem ​​veya yağYağlı veya  sivilceye eğilimliJel veya losyonKombinasyonMevsime göre değişir: Kış için serum veya krem, sıcak aylar için daha hafif losyon
Retinol Yan Etkileri Neledir
Genel olarak yan etkileri geçici olarak gözlemlenmiştir. Fakat hassas bir cilde sahipseniz kullanım öncesinde uzman görüşü olmanız daha faydalı ve sağlıklı bir yol olacaktır. Cilt kuruluğu Yanma Kaşıntı Kızarıklık gibi yan etkileri görülebilmektedir. Bu etkiler genel olarak geçicidir. En yaygın yan etki, özellikle ilk kullanmaya başladığınızda cilt tahrişidir. En iyi sonuçları elde etmek için yavaşlayın, yumuşak cilt bakım ürünleri kullanın ve cildinizi güneşten koruyun. Retinol uyguladıktan sonra güneş ışığına maruz kalmamaya özen gösteriniz. Böyle bir durumda ise güneş kremi sürmeniz faydalı olacaktır. Hamileyseniz veya hamile olma ihtimaliniz bulunuyorsa Retinol kullanmayınız. Kullanmadan önce de kesinlikle hekim onayı alınız. Yüzünüz veya cildiniz için her hangi bir işlem yaptıracaksanız retinol kullanmayı bırakmalısınız. Özellikle ağda, lazer epilasyon, peeling gibi işlemlerden önce retinol kullanmayınız. Retinol Ne İşe Yarar ve Nedir makalemizin sonunda sizlerden yorumlarınızı bekliyoruz. Bir diğer içeriğimiz Madelep Krem Ne İşe Yarar makalesini okumanızı tavsiye ediyoruz. Read the full article
0 notes