#büzük

[umrumunumrundaydi]

Nerde orospucocu var mıknatıs gibi üstüme çekiyorum nerde salak ezik büzük mal var üstüme çekiyorum ya

[rujsuzfeyza]

Domates teorisi diye bir şey düşündüm daha demin. Bir belgeselde domateslerin yaklaşık 9000 çeşidinin olduğunu söylediklerini hatırlıyorum. Biz insanlar gibi farklı özelliklere sahip milyonlarca karakterde domates varmış. Eleştirilmeden bakılırsa bu tümevarıma, bizler de domatesiz. Ama şunu da bilmek gerek. Domatesin en parlak en şeker olanı da olsan birileri seni değil ezik büzük olanları alacak menemenlik diye. O yüzden kendi değerini alıcıların belirlemesine değil, kendi tadından emin olmaya, bunu kendin olduğun için yaptığını bilmeye ve sevmeye bak. Işığın ve güneşin bol olsun bir güzel yetiştir kendini. Unutma şartlar ne kadar zor olursa olsun nasıl bir domates olacağını sen belirliyorsun.

[34-ist-34]

Bu Ülke de Yaşıyor Devletin Kanalında Para Kazanıyor Ellerine Geçen Her Fırsatta Devlete İftira Atıyor İftira Atanların Yanında Duruyor.

Taa ki Kullanışlı Ezik Bir Köle Olduğunu Kanıtlayana Kadar.

Sonra Fransa Gibi Ülkeler Bu Ezik Kölelere Beş Para Etmez Rollerine Bakmadan Ödül Veriyor.

Ve Ellerine Tutuşturulan Kağıdı Okumasını İstiyor Sesi Titreye Titreye Ezik Büzük O Kağıdı Okumaya Başlıyor Yabancı Bir Ülke de Kendi Ülkesini Kötülemekten Zerre Utanmadan.

Halbu ki Ödül Aldığı Ülke Kadınlara En Çok Tecavüz Edilen Şiddete Mazur Bırakılan Yıllarca Afrikayı Sömüren Çoluk Çocuk Demeden Katleden Afrikalı Kadınlara Tecavüz Edip Pazarlayan Sömürgeci Fransa.

Siz Bu Vatanın Sanatçısı Değilsiniz.

Siz Ruhunu Bedenini Satmış Emperyalizmin Kölelerisiniz.

Bu Kadını TRT'ye Çıkaranlara da Ayrıca Yazıklar Olsun...

[ufak]

dışlanmış hissetmekten kendimi hiçbir zaman alıkoyamadım. beni seven ve benimle beraber gülüşen arkadaşlarımdan. sınıfımdan. okulumdan. bulunduğum şehirden. ülkeden. toplumdan. bu dünyadan. ailemden. suratımda hep durduğunu bildiğim gerçek gülüşüm ve içimde hep vızırdadığını duyduğum bu gerçek dışlanmışlık hissinin birbiriyle savaşmasına o kadar çok kez tanık oldum ki. bir mahkemeye çıksam, fazla tanıklıktan suçlu bulunacağımı biliyorum. böyle bir şey var mı bilmiyorum. fazla tanıklıktan zanlı? siktir et ama ben olurdum işte. bu dışlanmışlık hissi, özgüven eksikliği, alıngan olmak ama bunu kimsenin bilmemesi, pamuktan kalbi olmak ki üflesen uçar, gülüşün gerçek olsa da bir kenarının hep eğri durması... yine bir savaşın ortası. fazla tanıklıktan suçlu. her hareketinin ezikçe hissettirmesi, gülüşünün duruşundaki o iğrençlik, alay edilme, kadın/insan yerine konmama, güvensizlik duygusu, hiçbir gerçeğin gerçek gibi hissettirmemesi, şüpheden çılgına dönmek, o kadar fazla düşünmek ki artık kendi kendine korkunç şeyler yaratmak ve onlardan it gibi korkup ağlamak, güzel bir anın tam ortasında olsan bile beyninin içinde vızırdanan koca negatiflikler, dış görünüşünden nefret etme, cümleyi toparlayamama, ağzının dolanıp sürçmesi, söylediğin şeyin veya yaptığın hareketin sonradan günlerce pişmanlığını çekmek, konuşurken yetersiz hissetmek, gülerken fazla güldüğünü fazla ses çıktığını ve ağzını fazla açtığını düşünüp iğrenç hissetmek, insanların durmadan sana baktığını ve beyinlerinin içinde ağıza alınmaz hakaretler ettiğini düşünmek, gözlerin içine bakamama, kendini ifade edememe ardından suçlu gibi ağlama, tamamen, cidden ezik büzük iğrenç tiksinç bir insan olduğunu bilme... vay canına. anksiyete bozukluğu böyle boktan bir şey işte. beyninin içinde bir canavar var ve seni içten yiyip bitiriyor. yavaş yavaş ölüyorsun ama mesela kimse kalbinin kolay kırıldığının farkında bile değil. öyle boktan. öyle yalnız. öyle mide bulandırıcı. öldüğümün ben de farkında değilim ama o canavarın beni canavar yaptığını gözlerimle görüyorum. bir canavardan daha fazlası, bir ucubeden daha eksiği değilim. anksiyeteyi sikeyim. böyle boktan bir şey işte.

anksiyete öldürür...mü?

[xuxanov]

963. Fevriyyə ayının qap qara bülbülləri. Qıp qırmızı pişikləri. Bu əyri büzük gəlib yaxınlaşanlar. O tikişləri qaçan sökülən yarımçılq yüzlər. Ölüm quşları kimin qanadlanan bu özgə yağışlar!!

-Yum get Əxili!

-Xu Xanov-Jü: Dördüncü təkil bireylə danışmaq! “Xəyal Məyal” Kitabından.

[belkisenbenimsindr]

Sen ki zamanın heybetli bir dağı şimdilerin en aciz tepesisin

Sağır bir çocuksun kıkırdayıp etrafa neşe katamayan

Ben heyecan dolu, üstü toz kaplı, kalemleri sağlam bir defter

Sen ise bir kara tahtasın ruhumu yansıtan

Beyaz sayfaların yol benim aksime çeviresin, yırtasın her için daraldığında

Dolma kalemin yok

Ezik büzük bir silgin yok yanları koparılmış

Tebeşirin var diyor üstü toz kaplanmış sözcükler

Ne kadar doğru bilmem

Üstüne sinmiş izleri beyaz beyaz

Annemin dokuduğu yazmalara benzer

İnce ince işlenmiş

Tarif edemiyorum bu şefkati

Umarım üzerine aşk dolu hikayeler, uzun uzun cümleler, şiirler yazar bu tebeşir

Yerimi rengarenk tebeşirler almış kime ne?

Benim dolma kalemlerim var ömrüme bedel

-CRİMLE-

[m-bf-y-al-pw-i]

Yaradan

Tuğladan

Karadan

Maradon

Maradona

Maraton

Gemiler

Emmiler

Ediler

Büdüler

Büzük

Yüzük

[baybaykus]

O'na dil uzatmayın;

Şimdi ben orduyu Nato'ya bağlayan Adnan Menderes'in, devlet maaşıyla kumar oynayıp boş zamanlarında "şiir" yazan Necip Fazıl'ın, düşmana teslim olan Vahdeddin'in, Kuvayi Milliye ordusunun İzmir'e girişini duyunca palayı pırtıyı toplayıp kaçan Damat Ferit'in, Kurtuluş Savaşı boyunca Mustafa Kemal aleyhine paçavra gazetelerinde yazılar yazan ve "İnşallah Yunanlılar kazanır" diye dua eden Ali Kemaller sürüsünün, Meclisi fesheden ve ülkeyi yıllarca tek başına yöneten baskıcı Abdulhamid'in, hamamda cariye kovalarken ayağı kayıp düşen Sarı Selim'in, öz oğlunu tuzağa düşürüp öldüren Kanuni'nin, Alevi kıyımı ve katliamıyla ün salan Yavuz Selim'in, kundaktaki öz kardeşini boğdurtup öldürten Fatih'in, taht kavgasıyla Osmanlı'yı dörde bölen Çelebi kardeşlerin, Şeyh Bedreddin, Börklüce ve Torlak Kemal gibi halk önderlerini katleden ve "mülk Allahındır" diyerek adalet istedikleri için binlerce insanın başını giyotin kütüklerinde kesen Şehzade Murat'ın, Ankara Savaşı'da Aksak Timur'a yenilip esir düştükten sonra intihar eden Yıldırım BaYezid'in... Bu zincir, Taa Emevi'ye, ordan da halifeler dönemine kadar uzar gider. Bunlar hakkında kalkıp bir laf söylesem, ter ter tepinir, bir de "ölülerin ardından konuşulmaz" diye din ve ahlak dersi vermeye kalkışırsınız.

Peki o zaman siz neden 85 yıl önce Hakkın huzuruna çıkmış olan bir lidere, bu milletin kurucusuna ve kurtarıcısına iftira atıyorsunuz? Hepimizin "anne" bildiği Zübeyde Hanım'a kendi pisliğinizi sıçratırken, siz hangi dinden ve ahlaktan bahsediyorsunuz?

Bakın soytarılar; eğer Yunan Generali Papulas bu iftirayı atsa, tamam der anlarım. Hatta anlamakla da kalmaz hak veririm. Çünkü Mustafa Kemal, Bizans'ı hortlatmak isteyen Papulas'ın hayallerini suya gömdü. Yunan İyonyası ve Ege kıyılarında Büyük Helen İmparatorluğu hayalleri unufak oldu.

Peki Mustafa Kemal sizin hangi hayallerinizi suya gömdü soytarılar? Saltanat ve hilafet mi, monarşi mi, teokrasi mi?

İngiliz Mühipleri Derneği'nin sadık ve gayretli üyesi,gizli ve karanlık işlerin vazgeçilmez adamı Sait Molla bu iftirayı atsa,anlarım.Hatta anlamakla da kalmaz hak veririm.Çünkü adamcağız İngilizlerin g.tüne kıl olmak istedi,olamadı. Peki siz kimin nesi olmak istediniz de Mustafa Kemal bunu önledi soytarılar?Amerika'ya kıl oldunuz zaten...

Yunan Savaş Bakanı (Harbiye Nazırı) Teotokis bunu söylese,anlarım. Hatta anlamakla da kalmaz hak veririm. Adamcağız Sakarya'ya kadar geldi,amacı Ankara'ya girip meclisi teslim almak ve Mustafa Kemal'i meydanda ayaklarından asmaktı. Fakat Mustafa Kemal onu ordusuyla birlikte Sakarya'da balçığa gömdü. Peki,Mustafa Kemal sizin neyinizi balçığa gömdü? Hangi kirli emellerinizi, hangi karanlık düşlerinizi?

Bu iftirayı Yunan Kralı Konstantin atsa,anlarım. Hatta anlamakla da kalmaz hak veririm. Adamcağız İngiliz Başbakanı Lloyd George'nin gözüne girmek ve Osmanlı paylaşılırken İstanbul'u kapmak gibi ham bir hayalin peşinde koşuyordu. Mustafa Kemal bu hayali de yerle bir etti. Peki,Mustafa Kemal sizin neyinizi yerle bir etti? Hurafelerinizi mi?

General Glikopis,General Dienis gibi Yunan komutanları bu iftirayı atsa,bu balçığı sıvasa, tamam der anlarım. Hatta anlamakla da kalmaz hak veririm. Çünkü onlar Büyük Taarruz'da esir düştüler. Mustafa Kemal'in çadırına getirildiklerinde, ezik, büzük,mahcup, aciz ve çaresizdiler.Bunu görünce Mustafa Kemal onlara sigara,kahve ikram etti, "üzülmeyin,savaşta olur böyle şeyler" diye de teselli etti...

İzmir'e girdiğinde Mustafa Kemal'in ayakları altına Yunan bayrağı serdiler, "tepele bu bayrağı Paşam!" dediler, fakat o asil ruh, "kaldırın bu bayrağı,bir milletin timsali tepelenmez" dedi. "Fakat onlar bizim bayrağımızı tepelediler" diye itiraz ettiler. "Onlar yanlış yapmış,ben aynı yanlışı tekrarlayamam" dedi Mustafa Kemal.

Mustafa Kemalde bu asalet ve bu insanlık farkını gören İzmirliler hüngür hüngür ağladı. "Bak şu asaletin büyüklüğüne, onlar galip gelselerdi bizim Paşamızı asacaklardı,ama bizim Paşamız onların bayrağını çiğnemiyor!" dediler.

Alıntıdır

[desiremmmmm]

Aşkın ve sevginin bir bedeli olduğunu iyice öğretti mi sana sonsuz aşkın...

Kalp neymiş...

Duygular neymiş...

Gerçek sevgi neymiş...

Senin büzük düzdüren efendine göre işte buymuş...

[vanhaberleri]

Van’da ‘Ayanıs Kadınlar Plajı’ açıldı

Van’ın merkez Tuşba Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan ‘Ayanıs Kadınlar Plajı’ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin katılımıyla hizmete açıldı.

Tuşba Belediyesi tarafından ilçe halkına kazandırılan ‘Ayanıs Kadınlar Plajı', düzenlenen törenle Van’a kazandırıldı. Van Gölü sahillerini gün yüzüne çıkaran projeleriyle dikkatleri çeken Tuşba Belediyesi, bölgede büyük bir eksiklik olan kadınlar plajını halka kazandırıldı. Plaj açılışına Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ozan Balcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, AK Parti Van Milletvekili İrfan Kartal, Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, ilçe belediye başkanları, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.

“Dünyanın her yerinden liderler Cumhurbaşkanımızla görüşmek için sıra bekliyor” Programda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, öncelerde doğu bölgesinde bir insanın Kürtçe konuşamadığını ve türkü söyleyemediğini belitti. Ayrıca Alevilerin ‘Aleviyim’ demesinden çekindiğini ve başörtülü kadınların ise üniversite tahsilini yapamadığını ifade eden Başkan Yardımcısı Özhaseki, “Nice ağıtlar, nice çileler gördük ama çok şükür bunlar geride kaldı. Cumhurbaşkanımız yurtdışına gittiğinde bizi onurlu bir şekilde orada temsil ediyor ya, bu dünyalara değer. Daha öncekiler sıradan bir insanla görüşmek için kapılarda beklerlerdi. Yurtdışındaki mevkidaşlarının yanlarında ezik büzük durunca içim yanardı. Ama cumhurbaşkanımız öyle mi? Şimdi elhamdülillah dünyanın her yerinden liderler Cumhurbaşkanımızla görüşmek için sıra bekliyor” dedi. Coğrafyada etle tırnak gibi olduklarını ve her gün biraz daha güçlendiklerini dile getiren Özhaseki, “Allah’a hamdolsun ezanlarımız okunuyor ve bayrağımız dalgalanıyor. Gittikçe büyüyen bir ülkenin sahipleriyiz. Bununla da övünüyoruz. Bu güzellik karşısında bize düşmanlık eden de bitmiyor. Çünkü bizi gönül coğrafyamızın lideri görüyorlar. İnancımızdan, tarihte üstlendiğimiz misyonlardan dolayı bizi lider ülke olarak görüyor ve kötülük yapmakta da hiçbir beis görmüyorlar. PKK gibi bir bela. 1975 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne girdim. Orada ilk sloganlarını duymuştum. Devam eden süreç içerisinde masun insanların derdini ortaya getirmeye çalışan sivil toplum örgütü gibi bir hava vererek başlamışken, arkasında okyanus ötesindeki ülkenin ellerine verdikleri silahlarla satılık uşak cenahına döndüler. Buna hepimiz şahidiz. Kardeş kanı akıttılar” diye konuştu. “Şimdi yapılan ırkçılık üzerinde bir bölücülük” Konuşmasında ırkçılık yaparak milleti birbirine düşürenlere seslenen Özhaseki, şunları söyledi: “Eline silah alıp, kardeşini sadece ırkçılıktan dolayı vuracak kadar kalleşleşenlere bunu söylüyorum. Rusya’da doğsaydınız, Rus ırkçısı mı olacaktınız? İngiltere’de doğsaydınız, İngiliz ırkçısı mı olacaktınız? PKK, FETÖ, IŞİD ve DHKP-C gibi bir belayı besleyen bir tek ülke var. Bunları besleyenler, parayı verenler ve sokağa dökenler aynı ve hiç farklı değildir. Kim olduğunu biliyorsunuz. Söylememe gerek yok. O yüzden bunlara kanmayacağız. Birliğimize ve beraberliğimize göz dikenlerin gözünü oyacağız.” Plajın hayırlı olması temennisinde bulunan Van Valisi Ozan Balcı ise “Böyle güzel bir günde, şehrin şenlendiği bir günde Tuşba Belediye Başkanımızın ve ekip arkadaşlarının yaptığı ve Vanlı bütün arkadaşlarımızın desteklediği ve kadınlarımıza kıymet vermenin bir nişanesi olarak yapılan Ayanıs Kadınlar Plajı'nın ve bir dizi güzel yatırımın açılışını gerçekleştiriyoruz. Böyle güzel bir eserin gerçekleştirilmesini büyük emeği olan Tuşba Belediye Başkanımıza ve ekip arkadaşlarına da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Bu ve buna benzer güzel yatırımların da Van'ımıza, memleketimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Van’da kadın plajının bir eksiklik olduğuna dikkat çeken AK Parti Van Milletvekili İrfan Kartal, plajı hayata geçiren Tuşba Belediyesine teşekkür etti. Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman da kıyı şeridi üzerinde bulunan Çarpanak Adası, Ayanıs Kalesi, Amik Kalesi ve Adır Adası Manastırı gibi önemli tarihi turistik değerlerin ilçeyi turizm kenti olması yolunda cazip hale getirdiğini belirterek, “Son olarak Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Resmi Gazete'de yayınlanan ‘Van Gölü ve Çevresi, Doğal-Sit Sürdürebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak tescillenmesi Van Gölü ve çevresinin cazibe merkezi olmasını sağlayacaktır” dedi. Yapılan konuşmaların ardından plajın açılış kurdelesi kesildi. Read the full article

[avenante]

Uyumak için yatağa doğru yol almayarak uyku düzenime ilk kurşunu atmış bulunmaktayım. Üzgünüm bebeyim, bu ödevi yetiştirmemiz lazım.

[yogbecom]

"Koronavirüse karşı solunum egzersizleri" https://yogbe.com/diger/koronaviruse-karsi-solunum-egzersizleri/

[schonheitdesmonats]

Güne güzel başlamışım, herşey gözümde pozitif keyifliyim mis gibi falan ruh emicinin teki çıkmış telefona sanki ağzından lafı cımbızla alıyoruz. Adam tamamen “tamam, olur, evet” kelimelerinden ibaret.

Suratımı falan büzünce arkadaşım gülmeye başladı. Ben de adamı ona pasladım. Şimdi onun suratı büzük karşısına geçtim ben gülüyorum. Ehe he-he çok komik.

[isimrastgitmez]

bana gelip nude (erkekler) atma ceseretini nereden buluyorsunuz orospu cocuklari cirkin ezik büzük yarraginizi görmek zorunda miyim ben dalga gecip asagilayinca gelip demagoji yapmayin bana sikerim sizi de demagojinizi de aptal orospu cocujlari ya

[nesrin-c]

“EN SON KAÇA OLUR?”

“En son kaça olur?" olur diye soruyorlar birbirlerine. "Seni seversem en son kaça olur."

Kaç para? kaç yara?

Gözümüzden sakındıklarımız vardı eskiden, şimdi götü kolladıklarımızla dolu piyasa.

Kime arkamızı dönsek, değdiren değdirene.

Sorsak "Sevik Allahsiz değdirmek mi" diye atarlanıyorlar.

Biz de "Hadi değdirin bari. Alem buysa, kralın ebesine selam söyleyin." deyip susuyoruz.

Aşk dedikleri bütün bu çaba bu "değdirmek" aslında. Yoksa bunların, bizim bildiğimiz aşkın altından kalkacak yürekleri yok.

Kendin pişir kendin ye lokantalar gibi,

kendin seviş kendin savaş!

Bir ömrü bir ömre sarmak...

Bir hayatı başka bir hayatla örtmek...

Kederli bir başı hüzünlü bir omuza yaslamak...

Ve aşkı alnından öpmek...

Yürek istiyor, bir gözün bir göze, bir gönlün bir gönüle değmesi.

Ama bizde " sen de yürek var mı?" diye soran yok. Varsa yoksa "Sen de büzük var mı?"diye soruyor bizim güzel hanımlar ve yakışıklı beyler.

Bunların sözlüğünde aşk “büzük ile yüzük” arasında bir yoldur.

O da bizi bozar be kardeş.

t a m e r d u r s u n

#tamerdursun