Tumgik
#futbol sahası
leblebi-19 · 27 days
Text
Tumblr media
İngiltere’den 8 gol yiyen efsane kaleci..
0-8 lik maç sonrası TRT spikeri kaleci Yaşar'a sorar "Neler Hissediyorsun" . Yaşar'dan canlı yayın olmasına rağmen cevap gayet nettir "ne hissedecem a..na koyim, 8 tane yedik iste"...
* Hürriyet gazetesinde maçtaki oyuncuları yıldız verildiği bölümde İngiliz kaleci Shilton'a hiç yıldız verilmeyip isminin yanına (Top Gelmedi) yazılmıştır.
* Rıdvan Dilmen maçtan sonraki bir röportajında şöyle der " Topa sadece 9 defa dokunabildim; o da santrada...
* 1984 yılındaki maçta kalede olan Yaşar 1987'deki maçta kalede olan Fatih'e moral verir; "Ne korkuyorsun oğlum, 8 tane yiyecek halin yok ya " ...
* 5-0 biten başka bir maçta Abdülkerim bir korner pozisyonu sırasında Raşit Çetiner'e şöyle seslenir ; "Raşit, Lineker'i tut, Lineker nerdeee.. Raşit cevap verir ; "Valla buralarda bir yerdeydi ama ..."
* İngiltere maçın 90.dakikasında 8 golü atar ve spikerden şöyle bir ses yükselir ; "Maç bitti, hala gol yiyoruz sayın seyirciler" ....
* İki maçta da 8 gol yiyen Fatih ve Yaşar için gazeteler şöyle yazar ; " Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor. "
* 1987 yılındaki maçta kaleci Fatih ceza sahası içindeki bir pozisyonda yere düşer ve ayağa kalktığında "Ne oldu, gol oldu mu " diye sorar. Cevap gayet nettir ; " Ulan hangisi gol olmadı ki bu olmasın " ...
* Maçtaki 5 ya da 6 golden sonra TRT spikeri şöyle der ; " Evet sevgili seyirciler, İngilizlerin bir atağını daha gol yiyerek savuşturduk." ...
* Maçtan sonra İngiltere Milli Takımı'nın teknik sorumlusu Bobby Robson, “Çift haneli sayılara bile ulaşabilirdik” diye espri yapıyordu.
* Maçı anlatan İngiliz BBC spikeri "Maçı anlatırken gol sayısını şaşırmıştım." demişti.
* Üst üste iki tane İngiltere maçında toplam 13 (8-0, 5-0 ) gol yiyen kaleci Yaşar'ın lakabı artık Kova Yaşar olmuştu.
* Maçı anlatan TRT spikerinin bir güzel lafı daha vardır ki Türk futbol litaratürüne geçmiştir ; " Vay anasını sayın seyirciler, bir gol daha yedik. " .....
Yukardakiler o günkü manşetler ve demeçlerden alıntıdır çokta ciddiye almayın.
Benim görüşüm;
Yaşar İngilizlere karşı tek başına oynamış.
5 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 4 months
Text
Tumblr media
ADANA DA YAŞAMAK
VE
" ANKARALI OLMAK...
AYRICALIK DİR
Eğer…. Arı Sineması’nın açılışını hatırlıyorsanız..
Kuğulu Park’ın bölünmeden önceki halini biliyorsanız..
Sheraton Oteli’nin yerinde Kavaklıdere Şarapları’nın üzüm bağları olduğunu hatırlıyorsanız..
Köşk Pastanesi, Kafe ve Mini Golf’ü biliyorsanız..
Modern Disko, Gazanfer , MET, Apple adları sizde bir şeyler çağrıştırıyorsa,
Tunalı Hilmi deki Bimbo'ya gidip garip hamburger yemişseniz,
Şimdilerde Gazi Hastanesi'nin olduğu yerde futbol oynamış, kızakla kaymışsanız,
Amerikan Pazarı’ndan ve Hergelen Meydanı'ndan alışveriş yapmışsanız..
Airport Disko’nun açıldığını hatırlıyorsanız....
A Barda canlı müzik dinlediyseniz...
Eskişehir Yolunda Söğütözü'ndeki köprünün sadece bir ufak kavsak olduğunu hatırlıyorsanız...
Bilkent’siz bir Ankara düşünebiliyorsanız...
Oran'a giderken,"Buralar da amma şehir dışı" demişseniz....
Hava kirliliğinden dolayı okullarınız tatil edildiyse...
Chevrolet steyşın dolmuşlara binmişseniz,
Metropol Sineması acılınca "vay be iki salonu var" demişseniz....
Gölbaşı, Ankara, Büyük, Ulus sinemaları size bir şey ifade ediyorsa
Kocabeyoğlu Çarşısı’nın alt katından elden düşme kitap, dergi
almışsanız...
Kurtuluş Parkı’nda bir buz pateni sahası olduğunu biliyorsanız ve oraya
kaymaya gitmişseniz....
Kızılay'da, ağzındaki ufacık pul gibi bir şeyle kuş gibi öten
adamı biliyorsanız....
Köprülü kavşağı, metro durağı olmayan bir Ankara size normal geliyorsa....
Bahçeli 7. Cadde’ye sadece o civarda oturan bir arkadaşı ziyaret etmek için
gitmişseniz...
İlk kumpiri Tunalı'daki Kıtır Piliç’te yemişseniz....
Döneri, Sakarya'da Hosta'da yemeyi seviyorsanız
İstanbul’da yaşadığınız halde hafta sonu Ankara'ya gidiyorsanız...
İstanbul’da yaşadığınız halde Ankaralılarla görüşüyorsanız...
Margharita Pizza’yı, Körfez Pastanesi'ni biliyorsanız...
F 34'ü biliyorsanız..
Eskişehir Yolu’nun 2 şeritli ve boş halini biliyorsanız...
Arkadaşlarınızı en az 10 yıldır tanıyorsanız...
Kızılay trafiğe kapalıyken oradaki masalarda oturup, bisiklete binip, paten
kaymışsanız..
Kuğulu Park'daki salıncaklarda sallanıp, balon ve kâğıt helva almışsanız..
Kızılayda, GİMA’nın yada PTT’nin önünde birileri ile buluşmak için randevulaştıysanız..
Dikimevinden başlayan ve EGO otobüsleri için hazırlanmış tahsisli yolu biliyorsanız..
Gölbaşı’na yemeğe, pikniğe gitmişseniz..
Turizm Bakanlığı binasının yerinde tarla olduğunu hatırlıyorsanız
Otobüse Ulus’taki gardan binmişliğiniz varsa..
Gençlik Parkı’nda birilerinin nikâhına gidip, havuzunda bisiklete, akşamları da lunaparkta uçan sandalyelere binmişseniz..
Atatürk Orman Çiftliği’nden dondurma yiyip ayran içmişseniz
Atakule'nin inşaat halini görüp, açıldığında kosa kosa her hafta sonu oraya gitmiş ve Dreamland jetonları biriktirip hediye almaya çalışmışsanız
Milka’da peşmelba yemişseniz
Kolej-Yükseliş çekişmesini hep yaşamışsanız…
Eski Kızılay binasını görmüşseniz,
Güven Park’ın çocuk bahçesinde salıncağa binip kaydırak kaymışsanız,
Marmara Oteli’nde çay içmişseniz,
Gar’dan motorlu trene binip İstanbul’a giderken lokantasında yemek yemişseniz,
İstanbul’dan her dönüşünüzde yüreğinizde heyecan hissetmişseniz,
ODTÜ’ye çocukken çam fidanı dikmişseniz,
Tatil dönüşlerinde Eskişehir Yolu'nda Ümitköyün kenarındaki (şimdi artık yok) askeri radarı görünce "Oh be, Ankara'ya geldik sayılır" diye düşünmüşseniz,
Hayvanat Bahçesi’nde maymunlara fıstık vermişseniz,
Kuğulu Park'ta oturup Ankara simidi yemişseniz,
Çocukken “şans, talih, kader, kısmet, beş kuruşa” satmışsanız,
İncesudan doğru gelip, kolejden devam edip, sıhhiyeden Zafer Çarşısının yanından geçip Ankara Çayına karışan ama yüzeyden akan (üstü sonradan kapatıldı) dereyi biliyorsanız…
Ve bu boklu dereye taş atıysanız,
İki köstek misketin bir gıcır ettiğini biliyorsanız,
Mimar Kemal’in bahçesinde top oynamışsanız,
Evin bahçesinde kaplumbağa ve kirpiye rastlamışsanız,
Ağaç silkeleyip yada ağaca çıkıp dut yemişseniz,
Kocatepe Camii’nin şimdi olduğu yerdeki boş tepeden Kızılırmak Caddesi'ne kışın kızakla
kaymışsanız,
Kızılay’da Akba Kitapevi’nden, Meşrutiyet’te Hür Kitapevi’nden kitap almışsanız,
Goralı’da goralı yemişseniz,
Piknik’te bira içip sosis ve patates yemişseniz,
Ulus’ta Akman Bozacısı’nda boza içmişseniz,
Kızılay’da ulusal bayramlarda, Harp Okulu öğrencilerinin geçişini seyretmişseniz,
Milli Bayramlarımızda Ziya Gökalp Caddesi boyunca geçen Fener Alaylarını
geceleri anne babalarınızla izlediyseniz,
Babanızla annenizin ve kendinizin Gençlik Parkı Evlendirme Dairesi’nde evlendiğini biliyorsanız,
Gençlik Parkı’nda sonraları trene, uçağa binip; çay bahçesinde semaverden çay içmiş ve ahşap silindirik odada motosikletle dönerek düz duvara tırmanan adamı tepeden
seyretmişseniz,
Apple’da yılbaşı geçirmişseniz,
Stop’daki müzik kutusuna para atıp, müzik dinlemişseniz,
Mini Golf'ta golf oynamışsanız,
Köşk Pastanesi’nde “koko” yemişseniz,
Sergen’de dans etmişseniz,
Pizza Pino’da “Genç Kız Rüyası” yemişseniz,
Botanik Bahçesi’nde kaçamak yapmışsanız,
Gösteri veya maç için babanızın sizi 19 Mayıs Stadyumu’na götürdüğünü anımsıyorsanız,
Cebeci Stadının yapılışını biliyorsanız,
Anıtkabir, Ankara Kalesi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesine gitmişseniz,
Komşunun bahçesindeki çağla ya da kiraza dalmışsanız,
Kukalı saklambacı, yakan topu biliyorsanız,
Meşrutiyet Caddesi’nde yakan top oynamışsanız,
Mahallede gece kartopu savaşı yapmışsanız,
Bahçelievler ve Gaziosmanpaşa’daki tek ve iki katlı evleri hatırlıyorsanız,
Radyoda Uğurlugiller'i, Çocuk Saati’ni, Karagöz Hacivat’ı, Orhan Boran ve Yuki’yi Mikrofonda Tiyatro’yu dinlemişseniz,
Bahçelievler sokaklarında bisiklete binip, paten kaymışsanız,
Mahallenizi, sokağınızı emniyet içinde dolaştığınız, şimdiki korumalı sitelerin müşterek alanları gibi görmüşseniz,
Bahar akşamları sokağınızın köşesinde arkadaşlarınızla buluşup saatlerce sohbet etmişseniz,
Renkli Sinema’yı hatırlıyorsanız,
Karın adam gibi yağdığı Ankara kışlarında, Emek Mahallesi 4. Caddenin tepesinden kızaklara veya kızakmış gibi davrandığınız tahtalara binip, 1. durağa, yani İsrail Evlerine kadar kaymışsanız,
Pilatin’de bilardo oynamışsanız,
Şişman Pastanesi’nden dondurma ve sabahları poğaça yemişseniz,
Sokak aralarında futbol-basket oynayacak yerler, tırmanılacak ağaçlar, aşılacak çitler olduğu aklınızda kalmışsa,
Kayarken karşınıza arabalar değil sadece kar delisi çocuklar ve gençler çıkmışsa,
Foto Hakkı’ da vesikalık ve aile fotoğrafı çektirmişseniz,
Okula yürüyerek giderken hava kirliliğinden zor nefes almışsanız,
SİZ ANKARALISINIZ… "
6 notes · View notes
namikkemalaksoy · 7 months
Text
Tumblr media
Akdeniz’den Kızıldeniz’e rüya gibi bir mısır programı hazırladık. Mısır’ı en kuzeyinden en güneyine doyasıya gezeceğiz. Çiğdemim Derneği, Ayşatur işbirliği ile daha önce de birçok yurtdışı programı yapmıştık. Bu kez rotamızı Afrika kıtasının en güneyine belirledik. 27 katılımcı ile gece saatlerinde mahallemizde başladı yolculuğumuz. Akdeniz’in Denizkızı lakaplı İskenderiye (ALEXANDRIA) şehrinde güneşin doğuşu açtık gözlerimizi. Mısır’ın en büyülü şehirlerinden birine iniş yapmıştık. Ya da biz öyle hayal etmiştik. Havalimanında bizi bekleyen otobüsümüze binerek şehir merkezine doğru hareket ettik. İlk durağımız Roma dönemi yeraltı mezarları ve Pompei sütunu olacaktı. Ama ne yazık ki sabahın daha erken saatlerinde bir mısır polisinin İsrailli turist grubuna yaptığı silahlı katliam nedeniyle bölge ziyarete kapatılmıştı. Grubun moralini bozmadan durumu idare etmeye çalışan rehberimizin yönlendirmeleriyle İSKENDERİYE KÜTÜPHANESİ ile gezimiz başlamış oldu.
İskenderiye Kütüphanesi, MÖ 3.yy başlarında Ptolemaios hanedanı tarafından kurulmuş olan antik kütüphanedir. Varlığını 4. yüzyıla kadar sürdüren ve ünü bütün dünyaya yayılmış olan kütüphanenin Sezar tarafından, İskenderiye'yi kuşattığı sırada yok edildiği görüşü oldukça hakimdir. Yakılan İskenderiye kütüphanesinin bulunduğu alanda Yeni İskenderiye Kütüphanesi yapılmış ve 2002 yılında hizmete açılmıştır. Yeni kütüphanenin (resmi adıyla Bibliotheca Alexandrina) ana binası eğik duran dev bir davula benziyor. Cam ve alüminyumdan yapılmış çatısı yaklaşık iki futbol sahası büyüklüğünde. Bu çatıya ana okuma salonunu aydınlatan pencereler yerleştirilmiş. Bir kısmı deniz seviyesinin altında bulunan geniş, kesik bir silindir şeklindeki kütüphanede halka açık alanlar bulunuyor. Binanın yedi katlık bir yükseklikten hafif bir eğimle aşağı doğru duran düz ve parlak yüzeyi derin bir çukur oluşturuyor. Güneş ışığını yansıtan metalik yüzeyi ile bu yapı uzaktan, doğan bir güneşi andırıyor. Gri granitten yapılmış ana yapının dış duvarlarına, bilginin çoğalmasına katkıda bulunan unsurları simgeleyen antik ve modern alfabelerden harfler oyulmuş.
Daha gezimiz planlanma aşamasındayken “İskenderiye’ye gelip deniz mahsulleri eşliğinde balık yemeden gidilmez” demiştik, dediğimizi de yaptık. Fish Market Marina ‘da öğle yemeğimizi deniz manzarası eşliğinde afiyetle yedik. 
15. yüzyılda Memlük Sultanı Kayıtbay tarafından şehri savunma amacıyla bir zamanlar dimdik ayakta duran ve dünyanın yedi harikasından bir olan İskenderiye Feneri’nin kalan parçalarıyla yapılmış ve zaman içerisinde çok zarar görmüşse de, 1984’te yapılan restorasyonla yeniden iyileştirilen KAYITBAY KALESİ’ nde muhteşem manzaralar eşliğinde turumuzu tamamlıyoruz. Ve akşam saatlerinde Kahire’ ye doğru yola koyuluyoruz.
Mısır’ın başkenti Dünyanın nüfus yoğunluğu en fazla olan şehirlerinden 12 milyon nüfuslu Kahire. Trafiğin her saatte çok yoğun olduğu (bir uçtan diğer uca yaklaşık 2.5 saat süren trafik) şehirde, trafik ışıklarının neredeyse hiç kullanılmaması, kimin nereden nasıl döndüğü, nereye gittiğinin belli olmaması bunda en büyük etken. İskenderiye için daha renkli, daha turistik, daha sevimli bir kent hayal edip karşılaştığımız manzara Kahire içinde farklı olmadı. Toprak rengi binalar ve toz bulutları. Binaların dış cepheleri neredeyse hiç tamamlanmamış ve birbirine bitişik nizam inşa edilmiş. Bina, araç ve insan yoğunluğunun üzerinize üzerinize geldiği ve bir taraftan da seyyar satıcıların size göz açtırmadığı bir karmaşa. Göz teması kurulur kurulmaz peşinizden bir ordu şeklinde gelen seyyar satıcılar. 500 Egp ile başlayan pazarlıklar genellikle 100 Egp ile sonuçlanıyor. Bir satıcıdan kurtulduğunuz anda nefeslenmek için birkaç saniyeniz oluyor ardından yeni satıcılar peşinize düşüyor. En güzel fotoğraf buradan çekilir diye size yol gösterip hemen arkasından bahşiş isteyen çok mısırlı ile karşılaştık. (içlerinde silahlı devlet görevlileri bile vardı) Çektiğiniz bir fotoğraf karesine eğer bir mısırlı girmişse mutlaka bir bahşişi hak etmiştir. Neyse biz programımıza geri dönelim. Sabah kahvaltı sonrası ekip otobüste yerini aldı. Bugün Piramitler günü. İlk durak Dünyanın en eski Basamaklı piramidi unvanına sahip Memfis bölgesi SAKKARA PİRAMİTLERİ. Nil nehri kanalları ile tarıma elverişli hale getirilen yeşil bir vadi üzerinde şehirden uzaklaşırken yeşilin kendini aniden sapsarı çöl kumlarına bıraktığı platoya geldik. Ve bugünden sonra milyonlarca kere karşılaşacağımız x-ray cihazlarında geçerek çölün ortasında Sakkara piramitlerine ulaşıyoruz. Ve grup olarak ilk yeraltı mezar ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Farklı bir duygu, inanılmaz derecede heyecanlı. Yıllarca belgesellerde izlediğimiz piramit kompleksinin içindeyiz. Gözümüzden hiçbir detayın kaçmasına izin vermek istemiyoruz. Tabi ki bu ilk deneyim olduğu için bu kadar heyecanlanmışız. Bu ilerleyen günlerde çok daha iyi anlayacağız. Gize bölgesine geçmeden önce bir papirüs yapım atölyesini ziyaret ediyoruz. Naneli çay, hibiskus çayı ve kahve eşliğinde papirüs yapımına şahit oluyor ve alışverişimizi yaptıktan sonra öğle yemeği için Gize bölgesine geçiyoruz.
Yemek sonrasında Gize piramitlerine “Keops, Kefren ve Mikerinos” kavuşma zamanı. Kalp atışımın hızlandığını hissedebiliyorum. Çocukluğumuzun hayali piramitlerin yanı başındayız. Bu anda ne rehberimizin anlattıkların nede okuduğumuz kitaplarda yazılanların bir anlamı yok. Sadece Keops piramidinin insanı büyüleyen ihtişamını izliyoruz. Yanına yaklaştıkça devasa yapı daha da büyüyor. Dışarıdan görmekti aslında buraya gelmeden önce düşüncemiz, ama Meliha hanımın “buraya kadar gelip içine girmeden gidersek bir şeyler eksik kalır” cümlesinin yarattığı heyecanla dünyanın yedi harikasından ilki Keops piramidinin taaaa içine kadar giriyoruz. Piramitleri yakından görmenin heyecanı bu kez Keops piramidinin içine girecek olmanın heyecanına bırakıyor yerini. Önce hep birlikte o devasa blokların ikinci katına kadar yürüyoruz. Sonra içeri girmek isteyen 15 katılımcımız ile birlikte daracık koridorlardan geçerek ve neredeyse 90 derecelik merdivenlerden tırmanarak mezar odasına kadar ilerliyoruz. İnanılmaz sıcak ve havasız mezar odasında çektiğimiz fotoğrafa şimdi bakarken aslında ne kadar büyük bir iş başardığımızı daha iyi anlıyorum. İniş de bir o kadar zorlu bu arada. Dışarı çıktığımızda inanılmaz bir hafiflik hissediyoruz ve mutluluğumuz yüzümüze yansıyor. Piramitleri panaromik olarak fotoğrafladıktan sonra Büyük Gize Sfenksini daha fazla bekletmemek için yola koyuluyoruz. Aslan pençeli, boğa bedenli ve insan başlı devasa heykel hala piramitlerin koruyucusu olarak dimdik durmaya devam ediyor.
Otelimize dönüş yolunda son durağımız Mısır’ın ünlü parfüm ve esanslarının yapıldığı atölye oluyor. Önce tüm esansların kokularını tek tek kokluyor, deneyimliyor ve ardından Mısır ekonomisine katkıda bulunarak otelimize geri dönüyoruz. Ertesi gün Müzeler günü.
Sabah kahvaltı sonrası ilk durak Kahire kalesi. İçerisinde Mahmet Ali Paşa Cami’sini de barındıran kaleden Kahire’yi tüm görkemiyle seyreyledikten sonra Antik Mısır Uygarlığı’nın en görkemli eserlerini bünyesinde bulundurmasıyla ünlü ve kurulduğu 1891 yılından beri yaklaşık 120.000 esere ev sahipliği yapan Mısır Ulusal müzesine ulaşıyoruz. Müthiş bir kalabalık içeri girmek için sıra bekliyor. Biletlerin ve kulaklıkların alınması sonrasında gezimize başlıyoruz. Tutankhamon’ a ait oda en kalabalık olan mekan, ayrıca Amenhetop ‘un maskesi, Narmer paleti, Keops heykeli, Zozer anıtı, Kedi mumyaları, Hatşepsut heykeli en dikkat çekici eserler arasında. Tabi ki tüm eserlere zaman ayırmak mümkün değil. Sırada tüm dünyanın canlı yayınla izlediği görkemli bir törenle yeni ikametgahlarına taşınan mumyalar salonu ile ünlü NMEC (National Museum of Egyptian Civilization) müzesi var. Salona giriş çok ihtişamlı bir video ile başlıyor. Müzik ve ses daha içeri girmeden sizi havaya sokuyor. Salon çok güzel dizayn edilmiş. 12 firavun ve kral mumyası sizi içeride karşılıyor herbiri için ayrı odalar yapılmış. Mısır pasaportuna sahip tek Firavun olan  II. Ramses’in mumyası ve kıvırcık saçları ile ünlü Tiye ‘nin mumyası beni en çok etkileyen oldu sanırım. Akşam saatlerinde Mısır’ın en ünlü çarşısı Han-el Halili ‘ye ulaşıyoruz. Işıl ışıl ve rengarenk ama daracık sokaklarda bir taraftan yürümeye diğer taraftan etrafı seyretmeye çalışıyoruz. Satıcılar sizin gözlerinize odaklanmış durumda en küçük bir temasta avlarını yakalamaya hazırlar. Bizim hedefimizde ise El Fishway var. Burada çay ve kahve için aylar öncesinden verilmiş sözümüz var. Müzik, seyyar satıcılar ve insan kalabalığı arasında kahvelerimizi yudumluyor ve havanın kararması ile bambaşka bir boyuta ulaşan çarşıdan artık ayrılma zamanı. Sanki bütün Kahire sokaklarda. Evlerde neredeyse hiç ışık yok ama sokaklar bir o kadar ışıl ışıl. Otobüsümüzün o kalabalık ve daracık sakalardan nasıl çıktığını sanırım hiçbir zaman anlayamayacağım.
Kahire’den ayrılma vaktimiz geldi. Bambaşka bir coğrafyaya hareket edeceğiz. Daha da güneye inmek üzere havaalanındayız. Daha günün aydınlanmasına çok var. Ama gezgin olmak bunu gerektiriyor. Erken kalkan yol alır. Uçağımız Aswan’a iniş yapıyor. İskenderiye ve Kahire ile kıyaslamak gerekirse daha düzenli, daha temiz ve nispeten renki bir şehir burası. Aswan barajı ziyareti sonrasında, Aswan’da bir granit ocağında bulunan Bitmemiş Dikilitaş’ ziyaret ediyoruz. 42 m uzunluğunda ve eğer tamamlanmış olsaydı yaklaşık 1100 ton ağırlığıyla Eski Mısır’da şimdiye kadar kesilmiş en ağır dikilitaş maalesef daha yapım aşamasında üzerinde çatlaklar oluşması nedeniyle kesimi durdurulmuş ve o haliyle terkedilmiştir. Her ne kadar başarısızlıkla sonuçlansa da bahsi geçen kayadan nasıl yapıldığına dair somut bir örnek niteliği taşıyan Bitmemiş Dikilitaş; Antik Mısır’ın fizik ve matematik alanında bu bilgileri eyleme dökme bağlamında ne kadar gelişmiş bir medeniyet olduğunu gözler önüne sermektedir. Şimdi bir Akdeniz kenti havasının hakim olduğu ve bir o kadar renkli limandan teknelerimizle İsis (philiale) tapınağına doğru yol alıyoruz. Antik Mısır’ın en büyük tanrıçası İsis için inşa edilmiş bu tapınak, ülkedeki en kıymetli tarihi eserlerden biridir. 2000 yılı aşkın bir mazisi bulunan tapınağa, Mısır’a hakim olan her medeniyet farklı bir katkı yapmıştır. Dolayısıyla Philae Tapınağı, hem Mısır uygarlığının, hem de Yunan ve Roma uygarlıkları gibi farklı kültürlerin bizlere bıraktığı ortak bir mirasa dönüşmüştür. Fakat tapınak, Asvan Barajı’nın yapımında çok büyük hasar gördüğü için yok olmanın eşiğine gelmiştir. Bu duruma çözüm olarak, UNESCO’nun yürüttüğü, bölgedeki diğer tarihi eserleri de kapsayan program dahilinde, tapınak Philae Adası’nın yakınlarındaki Agilkia Adası’na taşınmıştır. Parça parça yeniden inşaa edilen tapınak, tüm bu yaşananlardan sonra turistler tarafından sıkça ziyaret edilen bir nokta haline dönüşmüştür. Philae Tapınağı, kültürel geçmişinin yanında tasarım ve mimari anlamında da zengin bir yapıttır. Tapınağın giriş kısmından itibaren ziyaretçilerin dikkatini çekmeye başlayan İsis, Horus ve Harpokrates gibi mitolojik figürlerin duvar oymaları ve heykelleri, birbirinden farklı şekil ve boyutlarda tapınağı donatmaktadır.
Adadan hiç ayrılmak istemesekte daha görecek çok tapınağımız var. Limandan otobüsümüze ulaşmak için yol boyunca satıcılarla katılımcılar arasında müthiş bir kovalamaca ve pazarlık var. Kimin ikna kabiliyeti yüksekse alışverişten o karlı çıkıyor. Bu görüntü tüm tur boyunca her durak noktasında birebir aynı olarak yaşanacak. Ne onlar vazgeçecek ne de biz.
Şimdi bize üç gün boyunca ev sahipliği yapacak gemimizde odalarımıza yerleşiyoruz. Kısa bir dinlenme ve yemek molası sonrasında Nil nehrinin motorsuz yelkenlileri Felluca’larla sadece dalga sesleri eşliğinde nehir turumuza başlıyoruz. Bu şekilde başlamış olsak da sadece birkaç dakika içinde Mısır’ın olmazsa olmazları bizi burada da buluyor. Pazarlama alanında bu kadar parlak fikirleri üretmiş olmalarına inanmak zor. Nehrin ortasında felluca’mıza yanaşan bir tekneden çıkartma yapan seyyar satıcılar masanın kurulması esnasında bizlere kendi şarkılarını kendi enstrümanları ile sunuyor ve birlikte dans ediyoruz. Sıraca Nübian köyü ziyaretimiz var. Nehrin ortasında felluca’ dan yeni motorlu teknemize geçiyoruz. Köye doğru güneşin batışı ile birlikte yol alırken bize kanoları ile birlikte eşlik eden mısırlı çocuklar şarkılar söylüyorlar. (tabi ki bahşiş karşılığında) Nehrin yamacında kurulu mavi-beyaz boyalı evlerden oluşan Nübye köyü fotoğrafçılara inanılmaz kareler sunuyor. Bir nübye evini ziyaret ediyor ve naneli çaylarımızı yudumladıktan sonra gemimize dönüş yapıyoruz. Ertesi sabah çok daha erken kalkıp yol almamız gerekiyor. Sırada Abu Simbel tapınağı var.
Mısır’ın en güneyine doğru gecenin karanlığında yol almaya başlıyoruz. Yaklaşık 3 saatlik bir otobüs yolculuğu ile Abu Simbel’e ulaşacağız. Yolda güneşin doğuşunu seyredeceğimiz kahvaltı molası vereceğiz. Güneş çölde gerçekten bir başka doğuyor. Çekilen birkaç fotoğraf sonrasında paket kahvaltı yapmak için sığındığımız alana yüzlerce otobüs yolcularını indirmiş. İhtiyaçlarını aynı anda gidermeye çalışan turist toplulukları var çevremizde. Neden bu kadar düzensiz herşey diye sorgulamaya başlıyorsunuz. Ve neden ben buradayım diye. Dünyanın hemen hemen her bölgesinden insanlar var, bu kadar kötü şartlara rağmen hala gelmeye devam eden tarih meraklıları. Söyleyecek çok şey var ama… biz keyfimizi bozmadan yola devam ediyoruz. Ve sonunda Abu Simbel’deyiz. Mısır içinde ulaşması en zor yerde bulunan Mısır uygarlığının belki de en görkemli ve en zarif eserlerini barındıran Abu Simbel. Abu Simbel Mısır’ın en tanınan firavunlarından olan ve 66 yıl ülkeyi yöneten II. Ramses‘in yaklaşık 20 yılda yaptırdığı, Amen-Ra ve Ptah gibi önemli tanrılara adadığı, Nil Nehri kenarında bir kaya tapınağı kompleksidir. İki tapınak bulunuyor komplekste. Birinci tapınakta II. Ramses’in  girişteki devasa heykeller ve içerideki duvar kabartmalarıyla kendisini tanrılarla  aynı seviyeye tapınak, ikinci tapınak ise firavunun gözdesi olan eşi  Nefertari için yaptırdığı küçük tapınak veya Hathor Tapınağı. Asvan barajı yapımı esnasında Mısır eserlerini sular altında kalmaktan kurtarmak için UNESCO‘nun başlattığı ve 50 civarında ülkenin katıldığı çok büyük bir proje sonucunda Abu Simbel Tapınakları 1964-68 yılları arasında yapay olarak inşa edilmiş iki tepenin içine, güneşe karşı aynı açıyı koruyarak taşınmış ve orijinal konumunun yaklaşık 200 metre ötesine ve 65 metre daha yüksekte bulunan bir noktaya götürülmüştür. Sadece bu özelliği ile görülmeye değer bir tapınaktır Abu Simbel.  Yolda yüzlercesi ile birlikte geldiğimiz otobüslerden inen turist kafileleri aynı anda bu tapınaklara girmek için sıra bekliyor. Yaşanan kaotik durum, güneş, seyyar satıcılar hiçbir şey sizi o tapınağın içine girmekten alıkoyamıyor. Tapınağın içi bir film stüdyosu gibi, sütunlar, duvarlar mısır kabartmaları ve resimleri ile süslü. Pilon adı verilen salonlardan geçerek Tapınağın belki de en mistik yeri, içinde 3 tanrıyla birlikte oturan II. Ramses’in heykelinin olduğu sunak kısma “Kutsalların Kutsalı (Holy of Holies)” adıyla da bilinen bölüme ulaşmak için yaşadıklarımızı yazmak istemiyorum. Sırada Hathor tapınağı var. Bu tapınağın da yapısı büyük tapınağa çok benziyor. Yine büyük heykellerin arasında çocukların küçük heykelleri var, yine içerideki koridorda yüksek sütunlar var, ancak sütunlarda Hathor’un gülümseyen başı yer alıyor. Yine buradaki duvarlara birçok sahne nakşedilmiş. Ancak burada savaşlardan çok tanrılara, özellikle Hathor’a yapılan adaklar, tanrı tasvirleri ve gündelik hayattan sahneler yer alıyor.
Bu enfes saatlerden sonra otobüslerle dönüş yolculuğu başlıyor. Yine yaklaşık 3 saatlik bir yolculuk sonrası gemimize ulaşıyoruz. Gemi son yolcularını aldıktan sonra limandan ayrılma vaktimiz geliyor. Bir taraftan nil nehri üzerinde yol alıyor diğer taraftan öğle yemeğimizi yiyoruz. Gün boyu nil nehri üzerinde yol almaya devam ediyoruz. Tüm katılımcılarımız nehir manzaralı balkonlarından ya da güverteden nehri ve nehrin can verdiği yerleşim yerlerini seyrederek her detayı hafızalarına alıyorlar. Akşamüzeri kek yanında çaylarımızı da güvertede derin sohbetler eşliğinde yudumluyor ve güneşin batışına yakın bir saatte Kom Ombo ‘ya ulaşıyoruz. Gemimiz limana demirlediğinde yürüyerek bir başka harika esere daha yaklaşıyoruz. Kom Ombo tapınağının bir yanı timsah tanrı Sobek‘e, öbür yanı ise şahin tanrı Haroeris‘e adanmıştır. Haroeris, aynı zamanda Büyük Horus olarak da bilinir. Sobek ve Horus, iki ana tanrıdır ve bu nedenle tapınak aynı zamanda “Timsah Evi” (Sobek) ve “Şahin Kalesi” (Horus) olarak da bilinir. İki ayrı tanrı için içe içe geçmiş iki ayrı tapınak olarak inşa edilen yapının bütün girişleri, koridorları, odaları ve mabetleri iki tanrı için de ayrı ayrı olacak şekilde tasarlanmıştır. İki alanda da mitolojik ve tarihi olay ve kişilikleri simgeleyen rölyef çalışmaları ve hiyeroglifler bulunmaktadır. Güneşin batışı ile bambaşka bir kimliğe bürünüyor tapınak. Gece aydınlatması muhteşem. Timsah mumyaları müzesinden geçerek tapınaktan ayrılıyoruz. Akşam yemeği bugün doğum günü olan komşumuz Hürriyet hanımın sürpriz partisi ile renkleniyor.
Eğlence gece boyu devam ediyor. Ama sabah yine çok erken kalkmamız gerekecek. Çünkü Şahin başlı tanrı Horus’un tapınağı EDFU Tapınağı ziyaret edilecek. Edfu Tapınağı, Nil Nehri'nin batı kanadındaki Edfu şehrinde yer alan Antik Mısır dönemine ait bir tapınaktır. Mısır mitolojisindeki şahin başlı tanrı Horus'a ithafen inşa edilmiştir. Karnak Tapınağı'ndan sonraki en büyük ve günümüze kadar en iyi muhafaza edilmiş antik tapınaktır. Tapınağın kum altında kalması zarar görmeden uzun yıllar boyunca ayakta kalmasının en önemli nedenidir. Horus'u bir şahin olarak gösteren granit heykel bugün dahi tapınağın girişini koruyor. Tapınağın iç duvarlarında Horus mitine uygun kabartmalar yer almaktadır. Taş yapının hemen hemen tüm yüzeyleri büyük veya küçük boyutlu pek çok figür, tasvir ve süslemelerle doludur. Muhteşem kumtaşı duvarları, eski firavunların kahramanlık süslemelerinin olduğu dev hiyeroglif ve göz kamaştırıcı frizlerle kaplıdır. Geniş hipostil salonunda dolaşırken, sanki devler için inşa edilmiş gibi görünen koridorlarında kendinizi bir cüce gibi hissediyor ve eski Mısır firavunlarının mutlak gücünü duyumsuyorsunuz. Kutsal alana ulaşmak yine her zamanki gibi inanılmaz bir insan kalabalığı arasından büyük zorluklar içinde gerçekleşti. Bir tapınak daha hafızamıza kazınmıştı. Sıradakine doğru yol alma zamanıydı şimdi.
Gemiler birbirleri ile yarışıyordu Nil Nehri üzerinde, amaçları sadece ikişer geminin aynı anda geçmesi için inşa edilmiş ve nehrin yüksekliğinin değiştiği kanallara önce varabilmek. Bu arada belki de artık pazarlamanın nirvanaya ulaştığı satışlara tanık oluyoruz. İki kişilik kayıklarla gemilere yanaşan mısırlılar gemilerin güvertelerindeki turistlere fizik kurallarına aykırı satış yapmaya çalışıyorlar. Bizim ekipte bu satışlardan nasibini alıyor. Bu gezinin belki de en enteresan dakikaları bu kayıkların yol alan gemilere yanaşması, halatla bağlanması ve satış için çaba harcaması olabilir.
Kanallardan geçişin uzun sürmesi nedeniyle Luksor şehrine biraz geç ulaşıyoruz. Luksor tapınağını akşam ışıklar altında gezeceğiz.
Luksor Tapınağı’nın iç kesimleri Yeni Krallık Dönemi’ nin 9. firavunu III. Amenhotep, dış kesimleriyse II.Ramses tarafından yaptırılmıştır. Eski Mısır Tanrılarının en büyüğü Amon-Ra adına inşa ettirilen bu muazzam yapı zamanında 190 metre uzunluğa ve 55 metre genişliğe sahipti. Tapınağın dev bir girişi vardır ve bu giriş Güneş Tanrısı için yapılmıştır; Girişin arkasında yine dev sütunların kapladığı bir salon mevcuttur. Tapınağa girişi sağlayan bu Pilon, 24 metre yüksekliğe sahipti ve cephesinde 4 tane oturan, 2'si ayakta duran muazzam boyutlara sahip 6 adet II. Ramses heykeli bulunmaktaydı. Günümüzde tahtta oturur şeklindeki 2 heykel, girişin sağında ve solunda yer almaktadır ve pilon cephesi boydan boya II. Ramses'in zaferlerini anlatan tasvir ve yazılarla süslenmiştir. Yine orijinal konumunda olması gereken 2 adet dikilitaştan birisi bugün Fransa’da Concorde meydanını süslemektedir. (kahire kalesinde geldiği günden beri hiç çalışmayan hediye saat kulesinin karşılığı olarak Fransa’ya hediye edilmiştir) Tapınağın birinci pilon bölgesine 13.yy’da bir cami inşa edilmiştir.  Büyük İskender’in granit türbesi ve II. Ramses’ in eşi Neterfari’nin heykeli tapınağın en önemli bölümleri arasındadır. Tapınak ziyareti sonrasında sürpriz bir etkinlik var. Faytonlarla Luksor şehir turu. Yarım saatlik bu akşam turunda şehrin birçok önemli mekanını ışıklar içinde görme imkanına sahip oluyoruz.
Sabah çok erken kalkmamız lazım. Rüya gibi bir etkinliğe katılmak isteyen 19 katılımcı ile birlikte krallar vadisi üzerinde balon turu yapacağız. Hava daha aydınlanmadan yola koyulduk. Ama dışarıda biraz rüzgâr var. Bu kötü haber. Alana ulaştığımızda bizler gibi bekleyen yüzlerce turist balonların havalanmasına izin verilmesini bekliyor. Zaman geçiyor ama izin yok. Ekibin geri kalanını bekletmemek ve turumuzu eksiksiz bitirmek için maalesef bu etkinlikten vazgeçmek zorunda kalıyoruz. Hayal kırıklığı yaşayan 19 katılımcı ile kalan ekip arkadaşlarımızla dev memnon heykelleri önünde buluşuyoruz.
Yüksekliği 21 metreyi bulan dev boyutlu 2 heykel. Kahire yakınlarındaki taş ocaklarından çıkarılan kuvarsit kumtaşı bloklarından yapılan bu dev ikiz heykellerin her biri 720 ton ağırlığında. Shammy ve Tammy (muhtemelen sağ ve sol için kullanılan arapça kelimelerin değişime uğramış hali) adlarındaki heykellerden kuzey yönündeki heykelden bazı günlerde şafakla birlikte arp sesine benzeyen bir ses yükseldiği rivayet edilirmiş. Bu yüzden bu heykel şarkı söyleyen Memnon adıyla anılırmış. Büyük bir deprem sonrası yerle bir olan tapınaktan sadece bu iki heykel ayakta kalmış. Ancak heykellerde birtakım hasarlar meydana gelmiş. Heykelden yükselen sesin, rüzgarın oluşan boşluklarda çıkardığı ses olduğu düşünülmüştür. Heykellerin restorasyonu sonuncunda seslerde son bulmuştur. Kısa bir mola sonrasında yeni rotamız Krallar Vadisi.
Krallar Vadisi Mısır’ın Luksor kentinin batısında yer almaktadır. 18. ve 20. Hanedanlık dönemlerinde hükümdarlar için inşa edilen mezarların bulunduğu bu alan Firavunlar Vadisi olarak da anılmaktadır. Başlangıçta sadece vefat eden Mısır firavunlarının gömülmesi için inşa edilmiş olan vadi sonraları dönemin ileri gelenlerinin de defnedildiği bir alan haline gelmiştir. Bölgede onlarca mezar odası var. Biz üç mezar odasını ziyaret edeceğiz. Diğer tapınakların aksine burada daha medeni bir şekilde ziyaretlerimizi gerçekleştiriyoruz. 4.,7. ve 9. Ramses mezar odalarını ziyaret ediyoruz. Aslında Seti 1 ve Tutankhamon mezarları da krallar vadisinin en önemli mezarları arasında ama o mezarlara giriş ayrı bir biletlemeye tabi. Burası bambaşka bir coğrafya. Çok esrarengiz bir havası var krallar vadisinin. Attığınız her adımda ayağınızın altında binlerce yıl öncesinden bir kral mezarının varlığı olabileceği duygusu hakim. Artık krallar vadisinden de ayrılma zamanı geldi. En çok merak ettiğim tapınak ve kraliçelerden birine doğru yol alma zamanı. Kraliçe Hatşepsut’un görkemli tapınağı Tanrıça Hathor’a adanmış HATSHEPSUT (Der-il Bahari) TAPINAĞI.
Bir tepenin yamacına oyularak inşa edilen yapı 3 kademeli geniş bir tapınak.  Hatşepsut eşi II. Thutmose öldükten sonra üvey oğlu III. Thutmose’un küçük olduğunu öne sürerek tahta geçmiş. Kadınların firavun olmadığı bu dönemde kendisini topluma kabul ettirebilmek için Tanrı Amon-Ra’nın kızı olduğunu iddia etmiş. Bir kral gibi giyinmiş, firavunların geleneklerini devam ettirerek törenlerde takma sakal kullanmış. Neticede öyle güçlü bir firavun olmuş ki 21 sene Antik Mısır’ı yönetmiş kraliçe Hatshepsut. Tepemizde öyle güçlü bir güneş var ki bırakın yürümeyi gölgede bile durmak güç istiyor, ama ekibimiz bu tapınak ziyaretini de başarı ile tamamlıyor. Yemek sonrası antik mısır turumuzun son tapınak ziyaretini yapacağız. Karnak, Eski Mısırlılar tarafından inşası 2000 yıldan fazla süren bir tapınaklar şehri. Dünyada bugüne kadar inşa edilmiş en geniş antik yapı. Dünyanın en eski ve gizemli uygarlığının Mısır’ın, Luksor şehrinin 2,5 km kuzeyinde, küçük bir köyü olan el-Karnak’ta inşa edilen ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Karnak Tapınağı
Karnak Tapınak kompleksindeki en önemli ve etkileyici yerlerinden biri, dünyaca ünlü Büyük Hipostil Salonu ile Amun-Ra Tapınağı’dır. Ramses II tarafından tamamlanmış olmasına rağmen, 69 ayaklı sütunlarıyla bu devasa yapının Amenhotep III tarafından mı yoksa Seti I tarafından mı yapıldığı konusundaki tartışmalar halen devam etmektedir. Geniş ve büyüleyici alanlarla dolu olan Karnak Tapınağı, Mısır’ın (Giza piramitlerinden sonra) en çok ziyaret edilen ikinci alanıdır ve günümüzde Karnak Açık Hava Müzesi’ni oluşturmaktadır.
Tapınağa, kesme taşlarla döşeli, etkileyici Sfenksler Caddesi‘nden giriliyor. Caddenin her iki yanında bulunan yirmişer adet oturmuş pozisyondaki koç başlı sfenksler, tanrı Amon’un bir sembolü. Bir sonraki hipostil salonda doğu-batı ekseni üzerinde sıralanmış, 15 ve 23 metre yüksekliğinde, 16 sıra halinde ve 3.5 metre genişliğindeki 134 sütunun bulunduğu 600 metrekarelik bu görkemli yer karşısında, insanlar cüce gibi kalıyor. 4.pilonda yer alan dikilitaş ve 10. Pilonda yer alan 80 metre uzunluğunda, 40 metre genişliğindeki Kutsal Göl ile Güneş Tanrısının bir sembolü olan Antik Mısır’ın kutsal hayvanı skarabeus heykellerini görmeden tapınaktan ayrılmamak gerekiyor. Hatta skarabeus heykelinin etrafında 7 kere dönüp dilekte bulunmayı unutmayalım.
Sonunda antik Mısır turumuzu bitirdik. Ama bizim turumuz sona ermedi. Şimdi tüm anılarımızı yanımıza alarak üzerimizdeki çöl tozlarından arınmak için Kızıldeniz’e girme zamanı. Hurgada’ya akşam saatlerinde vardık. Kızıldeniz’in kenarında denize sıfır konumdaki otelimize yerleştik. Sabah kendimizi Kızıldeniz’in o tuzlu, turkuaz renkli sularına bıraktığımızda bir haftalık yorgunluktan eser kalmadı. Öğle saatlerine kadar denizin tadını çıkaran katılımcılarımızla öğleden sonra bir tekne turuna katıldık. Cam tabanlı tekne ile Kızıldeniz’in o büyülü sualtı dünyasını doya doya izledik. Hatta bazı şanslı katılımcılarla birlikte açık denizde yüzme ve şnorkel ile sualtı dünyasına daha yakından tanıklık etme şansına sahip olduk.
Sabaha karşı dönüş uçağımız var. Akşam yemek sonrası bazı katılımcılarla birlikte Hurgada şehir turu yaptık. Ve sonrasında bu muhteşem 8 günlük rüyadan uyanma vakti geldi. 27 katılımcı ile Ortadoğu’da İsrail-Hamas savaşının en ateşli olduğu dönemde, bambaşka bir kıtada en küçük bir sorun yaşamadan geri dönmeyi bildik. Bunda bugüne kadar yaptığımız her etkinlikte yanımızda olan Ayşatur ve firma sorumlusu Tulcan bey ile Çiğdemim Derneği’nin çok büyük emeği olduğunu biliyor ve kendilerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. @namikkemalaksoy
Gezi notu:
Çiğdemim nerede?
Bahşiş
yavaş yavaş hasan şaş
How much?
Yallah yallah
4 notes · View notes
datcufan-blog · 1 year
Text
Tumblr media
ANTALYA DERBİSİ AKREP KAZANDI
Antalyaspor bu hafta süper ligde küçük kardeşı Alanyasporu konuk ettı,  Antalya derbisinde muhteşem bir havada kıran kırana geçen bir futbol  vardı bol gollü gecen müsabakada  akrep Alanyasporu tam üç gol atarak evine yolladı.
Maçın hakemı  tugay kaan numanoglu son derece adaletli bir maç yönettı diyebilirim  .
Alanyasporda  Daniel Candeias  Sakat ,Leroy Fer  de Cezalı olduğu için kadroda yoktu
Antalyaspor da ise  Fedor Kudryashov  ve Admir Mehmedi Sakat  Fredy ise  Cezalı olduğu için kadroya alınmadı.
Antalyaspor  ile Alanyaspor, Süper Lig'de 14. kez karşılaştı antalya 8. Galibiyetını alırken alanya 5 galibiyette kaldı.
Antalyaspor sahaya  Leite, Güray, Emrecan, Veysel, Bünyamin, Ufuk, Fernando, Larsson, Doğukan, Ndao ve Wright ile çıkarken
Alanyasporda  Runarsson, Balkovec, Rassoul, Furkan, Pereira, Fatih, Umut, Doumbia, Cavaliero, Efecanve Hassan ile çıktı .
Akrep maçın başında geriye düşmesine rağmen  müsabakayı 3-1 yenerek liğde yerini sağlama aldı . Antalyaspor'a galibiyeti getiren golleri Doğukan Sinik, Alassane Ndao ve Bertuğ Yıldırım kaydetti  Alanyaspor'un tek galibiyeti ise Ahmed Hassan' attı.  Akdeniz derbisini kazanan Antalyaspor iki maç sonra galibiyete uzanmış oldu.  Alanyaspor ise iki maç sonrasında kaybetti. 
Maça iyi başlayan Alanya hemen öne geçti    Cavaleiro'nun pasında topla buluşan Ahmed Hassan, ceza sahasına girip kaleci Leite'nin sağından topu ağlara gönderdi.    Antalyaspor skorda eşitliği sağladı. Larsson'un sağ kanattan ceza alanı sol çaprazında topla buluşturduğu Doğukan Sinik'in şutunda meşin yuvarlak, Pereira'ya çarpıp kaleci Runarsson'un solundan filelere gitti. Oyuna denge geldi.
ev sahibi oyuna hakım olduğu dakıkalarda devre sonuna doğru    öne geçti.Alanyanın defans hatasını değerlendiren  Ndao'nun ceza sahası dışından düzg��n şutunda meşin yuvarlak, kaleci Runarsson'un solundan ağlarla buluştu
Musabakanın sonlarına doğru  Umut Güneş, rakibine müdahalesi sonrasında direkt kırmızı kart gördü. Alanya on kişi kaldı ve Alanya oyundan düştü hemen ardından akrep üçüncü golu buldu  sahneye çıkan Bertuğ Yıldırım, takımının üçüncü golünü kaydetti Haji Wright muhteşem asistı üçücü gol oldu ve başka gol olmadı iki takımda muhteşem bir oyun çıkardı .
İki takımıda kutlarım.  
5 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Çin 30 futbol sahası büyüklüğünde ki bu teleskopu 180 milyon dolara yapmış. . Çin'e bu teleskop uzay yarışında büyük bir üstünlük sağladı ve ABD nin önüne geçti... Bilimsel gelişmeleri, gelecek için yatırımları vb okurken aklıma 150 milyon dolara Taksime yapılan cami geldi...
Tumblr media Tumblr media
5 notes · View notes
yuksekovahaber · 16 hours
Text
Boş arazide top oynayan çocuklar futbol sahası istiyor
http://dlvr.it/T6phRh
0 notes
elazigsurmanset · 16 hours
Text
Ejder Açıkkapı, Maden’de Futbol Sahası Yapımına Başlandığını Duyurdu
Tumblr media
AK Parti Elazığ Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Ejder Açıkkapı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Maden'de sportif organizasyonlar ve amatör müsabakaların oynanacağı futbol sahasının yapımına başlandığını duyurdu.
Tumblr media
Açıkkapı'nın paylaşımında futbol sahasının yapımına ilişkin fotoğraflar yer alırken ayrıca şu ifadeler yer aldı: Maden 26. Dönemde Programa alınmasında, bütçesinin sağlanmasında büyük emeklerimizin olduğu #MadenİlçeFutbolSahamız tamamlanacak inşallah. İlimiz merkez ve İlçelerimizin tesisleşmesi konusunda her daim yanımızda olan ve desteklerini gördüğümüz dönemin Genel Müdür Yardımcısı Dursun Türk beye, hemşehrimiz Aykut Uç kardeşime de çok teşekkür ediyorum. İlçemizin sportif organizasyonlarını ve amatör müsabakalarını oynayacağı İlçe Futbol Sahamız İlçemize Hayırlı Olsun . Paylaşımdan anlaşıldığı üzere, Maden İlçe Futbol Sahası'nın yapımı 26. Dönemde programa alınmış ve bütçesi sağlanmış. Yapımında emeği geçen Dursun Türk ve Aykut Uç'a da teşekkür edilmiş. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 4 days
Text
Gebze'ye tam donanımlı konsept park!
https://pazaryerigundem.com/haber/170126/gebzeye-tam-donanimli-konsept-park/
Gebze'ye tam donanımlı konsept park!
Tumblr media
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz Ulus Mahallesi’ne verdiği yeni nesil konsept park sözünü 2 ay gibi kısa sürede yerine getirerek mahallenin çocuklarına, gençlerine armağan etti  
KOCAELİ (İGFA) – Gebze Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Ulus Mahallesi’nde yapımına başlanan ve kısa sürede tamamlanan yeni nesil konsept parkta incelemelerde bulunan Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz yaptığı açıklamada, “Mahallemize bir sözümüz vardı, mahallemizde yaşayan evlatlarımıza park sözümüz vardı. 2 ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak çocuklarımızla buluşturduk. Parkımız cıvıl cıvıl dolduran çocuklarımız, gençlerimiz keyif içerisinde oyun oynuyor, spor yapıyorlar.
Tumblr media
TAM DONANIMLI PARK
Hayırlı olsun. Mahallelerimizi parklandırma çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz inşallah” ifadelerini kullandı. Parkı dolduran ve gönüllerince oyunlar oynayan çocuklarla ve gençlerle, onların aileleriyle bir süre sohbet eden Başkan Büyükgöz’ün Ulus’a kazandırdığı konsept parkta 200 metrekare basketbol sahası, 200 metrekare futbol sahası, 60 metrekare fitness alanı, 150 metrekare çocuk oyun alanı, 1227 metrekare ise yeşil alan bulunuyor.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
aykutiltertr · 9 days
Video
youtube
Trabzonspor Marşı - Yarınlara Güleceğiz Ritim Karaoke Orijinal Trafik (T...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/sr68CdEZmR0    https://youtu.be/8vlnAWUtM8Q ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Trabzonspor Marşı - Yarınlara Güleceğiz Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türk Futbol Takımı Marş) Söz: Oğuzhan Atmaca Müzik: Özkan Meydan Düzenleme: Özkan Meydan & Alican Özbuğutu Kayıt: Abdullah Meydan Back Vokal: Ege Özbuğutu, Berkay Coşkun Mix Mastering: Dijital Meydan Yapımcı : Özgür Mısral Kemençe: Tahsin Terzi Şarkının Sözleri ; Senin sevdan ile yanıyoruz (ah) Dalgalansın Karadeniz (ah) Nasıl anlatalım seni sana (ah) Kurşun geçirmez bu sevdamız (ah) Dillerden düşmez bu aşkımız (ah) Güzel günler göreceğiz Sanma ki pes edeceğiz Geçmiş günlerin hatrına Yarınlara güleceğiz Senin hatrına Anıların hatrına Düşer sevdan aklıma Girer rüyalarıma Biz sokaklarda senle büyüdük Yağmurda yürüdük Sevdanın gördük en kralını da Şimdi fırtınaya döndük Seninle güldük Yaşarken öldük biz senin uğruna Trabzonspor (futbol takımı) Tam ad Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret Anonim Şirketi Takma ad Karadeniz Fırtınası, Bordo Mavililer[1] Kısa ad TS Renkler  Bordo - Mavi[2] Kuruluş 2 Ağustos 1967 (56 yıl, 276 gün önce)[2] Stadyum Şenol Güneş Spor Kompleksi (Kapasite: 40.782) Başkan Türkiye Ertuğrul Doğan Teknik direktör Türkiye Abdullah Avcı Lig Süper Lig 2022-23 Süper Lig, 6. Resmî site trabzonspor.org.tr İç saha forması Dış saha forması Üçüncü forma Şu anki sezon Trabzonspor faal şubeler Atıcılık Atletizm Basketbol (erkek) Boks Eskrim Espor Futbol (erkek) Futbol (kadın) Masa Tenisi Judo Trabzonspor kapanan şubeler Hentbol (erkek) Voleybol (erkek) Trabzonspor (futbol takımı), 2 Ağustos 1967'de kurulan[2] Trabzonspor Kulübü'nün profesyonel futbol takımı. Renkleri kulübün tüm branşlarda ortak olarak kullandığı, koyu bordo ve açık mavidir. Trabzonspor Futbol Takımı, Süper Lig'de şampiyon olmuş İstanbul dışındaki ilk takımdır ve şampiyon olmayı başarmış altı takımdan biridir.[3] Ayrıca, kazandığı yedi şampiyonlukla; armasında yıldız bulunan dört takımdan biridir.[3] Takımın forma üreticisi Joma'dır.[4] Takımın maçlarını oynadığı sahası Trabzon’da bulunan Şenol Güneş Spor Kompleksi'dir. Tarihçe Kuruluş dönemi ve 1970'ler Bu dönem, Trabzonspor'un Türkiye 2. Futbol Ligi'nde (şimdiki adıyla 1. Lig) oynadığı yıllar olarak tarihe geçti. 1967'de Trabzonspor Kulübü'nün çatısı altında oluşturulan Trabzonspor Futbol Takımı, aynı yıl (1967-68 futbol dönemi) İkinci Lig Beyaz Grup'ta mücadele etmeye başladı.[5] Trabzonspor, profesyonel liglere katıldığı bu ilk yılı; 20 takımlı bu ligde Boluspor'un ardından ligi altıncı bitirdi.[5] Daha sonraki iki yıl ligi dördüncü tamamladı[6][7] ve bir sonraki sene ligde 8.[8] oldu. 1971-72 futbol döneminde, Kırmızı Grup'ta ter döken Trabzonspor; liderden iki puan geride kalıp Türkiye 1. Futbol Ligi'ne (şimdiki adıyla Süper Lig) çıkamadı.[9] Bir sene sonra yeniden aynı kaderi yaşan Trabzonspor, bu kez liderle (Kayserispor) aynı puana sahip olmasına rağmen; averajla ligi ikinci bitirip Türkiye 1. Futbol Ligi'ne çıkmayı bir kez daha başaramadı.[10] 1973-74 sezonuna geldiğimizdeyse; Kırmızı Grubu en yakın rakibi Sakaryaspor'a altı puan fark atarak birinci bitiren Trabzonspor, diğer grubun birincisiyle (Zonguldakspor) oynadığı şampiyonluk maçını penaltılarda kaybetse de Türkiye 1. Futbol Ligi'ne yükseldi.[11] Bu yıllarda: Necmi Perekli, Şenol Güneş ve Cemil Usta gibi daha sonra şampiyon olan takımın oyuncuları da kadroda yer almaya başladı.[11] Perekli, Trabzonspor'da oynadığı dönemde iki kez gol kralı olmayı başardı.[12] Bu gol krallıklarından sonra Beşiktaş ve Altay gibi 1. Lig takımlarına transfer oldu.[12] 1974-1984 arası (Şampiyonluklar Dönemi) Bu dönem Trabzonspor'un Türkiye 1. Futbol Ligi'ne yükseldikten sonraki evreyi kapsar. Trabzonspor 1974'te Türkiye 1. Futbol Ligi'ne yükseldi.[11] Bu ligde mücadele ettiği ilk dönem 1974-75 sezonu oldu ve sezonun sonunda ligi 30 puanla 9. olarak tamamladı.[13] Bunun yanında aynı yıl; Türkiye Kupası'nda finale kadar çıkmayı başaran Trabzonspor, evinde Beşiktaş'ı 1-0 yenmesine rağmen, İstanbul'da 2-0 yenilince kupaya uzanamadı.[14] 1975-76 futbol dönemi, Trabzonspor'un ilk Türkiye 1. Futbol Ligi şampiyonluğunu kazandığı sezon oldu.[15] 1975-76 sezonunda, Trabzon'da oynanan ve Trabzonspor'un 1-0 kazandığı Fenerbahçe maçından sonra Trabzonspor liderliğe yükseldi ve sezon sonuna kadar liderliğini korudu.
0 notes
gundembuca · 20 days
Text
Başkan Görkem Duman, çocukların sevincine ortak oldu
Tumblr media
Buca Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirdiği  etkinliklerle bayram coşkusunu tüm kente yaydı. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman,  koltuğunu ilkokul öğrencisi Yunus Emre Işıklı’ya devrederken, Işılay Saygın Meydanı’ndaki Çocuk Şenliği’nde çocuklarla birlikte Andımız’ ı okudu. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Buca’da coşkuyla kutlandı.  https://www.youtube.com/watch?v=1bNlitojamA Minik öğrenci makam koltuğuna oturdu Kutlamaların öncesinde Belediye Başkanı Görkem  Duman makamında ikinci sınıf öğrencisi Yunus Emre Işıklı’yı  ağırladı. Başkan Duman, koltuğunu Yunus Emre Işıklı’ya devir etti. Minik Başkan Işıklı, Buca için hayallerini şöyle özetledi: “Parklara, masa tenisi ve futbol sahası yaptırmak istiyorum. Hayvanlar bir yuvaya sahip olsunlar diye hayvan  barınağı yaptırmak istiyorum.” Kutlamalar Demokrasi Meydanı’nda başladı Kutlamalar ise Demokrasi Meydanı’nda gerçekleşen çelenk sunumu ile başladı. Törene,  Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer, Garnizon Komutanı  Albay Cenk Barut, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya, meclis üyeleri, gaziler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı. Resmi tören, Buca Stadyumu’nda farklı okullarından gelen öğrencilerin yaptığı bayram kutlaması ile devam etti. Öğrencilerin sergilediği birbirinden renkli dans gösterileri ve halk oyunları stadyumu dolduran Bucalılardan tam not aldı. https://www.youtube.com/watch?v=1bNlitojamA Duman, Buca Belediyesi Çocuk Şenliği’ne katıldı Belediye Başkanı Görkem Duman, Işılay Saygın Meydanı’nda, Buca Belediyesi, Radikal Eğitim Kurumları ve Buca Kent Konseyi iş birliği ile gerçekleştirilen Çocuk Şenliği’ne katıldı. Şenlikte alanı dolduran çocuklara seslenen Başkan Görkem Duman, şunları söyledi: “Bugün, çocuklarımızın neşesi ve umuduyla dolup taşan kalpleri, ülkemizin geleceğine dair en büyük güvencemizdir. Onların sağlıklı, mutlu ve başarılı bir şekilde büyümeleri, bizlerin en öncelikli görevidir. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin en özel günlerinden biri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlamanın coşkusunu ve heyecanını paylaşıyoruz. Bir milletin tam anlamıyla özgür ve bağımsız olabilmesi için ulusal egemenliğe sahip olması gerekir. Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da grup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi (Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.)” Başkan Duman, çocuklarla Andımız’ı okudu Başkan Duman konuşmasının ardından, sahneye çıkan Buca Belediyesi Yarı Zamanlı Okul Öncesi Eğitim Merkezi’nin  öğrencileri ile Andımız’ı okudu. Çocuklar doyasıya eğlendi Buca Belediyesi'nin 23 Nisan Çocuk Şenliği miniklerden büyük ilgi gördü. Çocuklar gün boyu şenlik alanında kurulu olan şişme oyuncaklarda doyasıya eğlendi; çeşitli atölyeler ile el becerilerini geliştirip, yüz boyama etkinliğine katıldı. Alanda aynı zamanda minik katılımcılara pamuk şeker dağıtımı da yapıldı. Buca Belediyesi Yarı Zamanlı Okul Öncesi Eğitim Merkezleri’nin minik öğrencileri  şenlik boyunca birbirinden güzel dans gösterileri ve performanslarını izleyenler için sahneledi. https://youtu.be/1bNlitojamA Read the full article
0 notes
tarimzcom · 2 months
Link
0 notes
diyarbakirhaberleri · 2 months
Text
Tumblr media
ICYMI: Güneş Spor Futbol Sahası hizmete açıldı https://www.haberidiyarbakir.com/gunes-spor-futbol-sahasi-hizmete-acildi/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
barkoturktv · 2 months
Link
0 notes
futbolpenceresi · 2 months
Text
FUTBOL KELEBEGININ KANAT CIRPISLARI
BeIN Sports’ta yorumculuk yapan uzman hakemler, 68. dakikada Riad Bajic’in golünden önce ofsayt olup olmadığı konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı.
“BU SEZONA DAMGA VURAN 3-4 HATADAN BİRİ”
İşte uzman hakemlerin yorumları:
Deniz Çoban: Bu pozisyonla ilgili cümleleri seçerek konuşmaya çalışacağım. O yüzden tekrara düşebilirim. Peşinen şu fikrimi söylemek istiyorum. Bu pozisyonda, VAR odasında yapılan hatanın bu sezona damga vuran 3-4 hatadan biri olarak düşünüyorum. Bu sezon başına kadar ofsaytla ilgili şöyle bir yorum vardı. Savunma oyuncusunun topa yaptığı hamle bilinçliyse, bu bilinçli hamlenin neticesinde topa temas kaliteli de olsa, kalitesiz de olsa bu bir bilerek oynamaydı ve ofsayttan söz edilemezdi. Fakat benim gözümde burada farklı bir şey var.
FUTBOL, ADALET, YORUM, ÖDÜL ve CEZA SİSTEMİ
Futbolun ince yorumları, ödül ve cezaları teşvikler ve adalet arasındaki dengeleri de etkiler. Hücum futbolunu, bol gollü maçları, seyir zevkini teşvik etmek için konulan kurallar adaleti zayıflatabilir, mutlak bir adaleti kollayan kurallarsa hücum futboluna sekte vurabilir.
Fenerbahçe maçında oluşan pozisyon için uygulanan FİFA ofsayt yorumu adalete öncelik veren bir kuralla sonuçlanmıştır. Oysa hücum futboluna ve bol gollü maçlara öncelik verilse bu kural pozisyonu ofsayt olarak yorumlamayacaktı. Dolayısıyla ilk yoruma göre maç 1-0 bitecek ikinci yoruma göre ise 1-1 bitecek ve daha gollü bir maç ortaya çıkacaktı.
KAPİTALİZMİN HASSASİYETLERİ (Yorumun yorumu ya da yapı sökümü)
BeIN Sports şirketinin kapitalist mantığa göre birinci önceliği olabildiğince çok kar etmektir. Bu düzende kar edebilmesi için şampiyonluk yarışının kıran kırana geçmesi gerekir. Ayrıca şampiyonluk yarışı, mümkünse, en çok taraftarı olan klüplerin takımları arasında geçmelidir.
BeIN Sports kanalının çalışanları da şirketin bu temel amacına uygun söylem ve eylemlerde bulunmak zorundadır. O yüzden bu üç BeIN Sports yorumcusunun yorumları alabildiğine “KURAM YÜKLÜDÜR” ve büyük ölçüde YANLI olma olasılığını barındırmaktadır.
Bu sezona damga vuran 3-4 hatadan biri saptaması da bu mantığın ve hassasiyetlerin bariz tezahürlerinden biridir. Sezon boyunca yapılan hataların hepsinin sezona, şampiyonun oluşmasına, değişmesine katkısı olabilir. Sezon başında, ortasında ve sonunda olan hataların hepsi de aynı öneme sahiptir. Sezon sonunda yapılan hataların daha büyük ağırlığa sahip olduğu yargısı davranışsal zaaflardan biridir.
BİR ÇİVİ BİR NAL KURTARIR...
Maç içinde, sezon içinde yapılan hataların her biri geleceği değiştirme potansiyeline sahiptir. Fenerbahçe-Giresun maçındaki tartışmalı gol bu durum için canlı bir örnektir. Eğer o gol gerçekten nizami değilse (gerçekten ofsayt varsa ve Fenerbahçe’li defans oyuncusu FİFA’nın yorumuna uygun şekilde kontrolsüz bir şekilde müdahale etmişse, dikkat edilirse, bunların hepsi de tartışmalıdır ama BeIN Sports yorumcuları hepsi kesin ve tartışılmaz doğrular olarak kabul edip(doğruluğu kanıtlanmamış, teyit edilmemiş ÖNCÜLLER) bu çürük temel üstüne devasa bir bina inşa ediyorlar), hem bu maçın sonucuna hem Galatasaray-Başakşehir maçının sonucuna, hem de hem Fenerbahçe’nin hem de Galatasaray’ın kalan maçlarına etki etmiş olabilir.
Bu maçta Giresun başka gol atamamıştır. Dolayısıyla bu gol olmasaydı Fenerbahçe bu maçı galibiyetle kapatacaktı. (Bu bile kesin değildir. Çünkü Giresun maçı yenik dürdürmesi durumunda daha çok efor harcayıp başka ve nizami bir gol atabilir, tabii çok efor harcayıp riske girince Fenerbahçe kontra ataklarla ikinci, üçüncü golleri de bulabilir).
Fenerbahçe’nin Giresun maçını galibiyetle kapaması Galatasaray-Başakşehir maçına etki edecekti. Fenerbahçe’nin nefesini ensesinde hisseden Galatasaray takımı strese girecek ve daha gerilimli bir maç oynayacaktı. Belki de bu stres ve gerilim yükü yüzünden berabere kalacak veya yenilecekti.
Fenerbahçe’nin Giresun maçını galibiyetle kapaması sonraki maçların da aynı şekilde stres ve gerilim altında oynanmasına yol açacak ve o maçların da sonuçlarını etkileyecekti. Kesin olarak etkilerdi diyemiyoruz ama etkileme ve o maçların sonuçlarını değiştirme potansiyeline sahip olacaktı.
Bu yazıda da benzer şekilde maçın sonucuna etki eden ince hatalar inceleniyor.
Hakem Bahattin Şimşek'in yetenekleri kısıtlı. VAR kararıyla verdiği penaltı doğru olsa da son 15-20 dakika utanç verici bir yönetim sergiledi. Fauller yarattı, bir basketbol hakemi gibi fauller buldu, çıkarttı ama Fenerbahçe'ye gol attıramadı.
Ahmet Çakar’ın hakem hakkındaki yorumu doğru ve gerçeğe uygun olsa bile, eğer Giresun’un attığı gol nizami değilse, yapılan hata maçın sonucunu değiştirmiş ve Fenerbahçe’nin hakkı yenmiştir.
0 notes
datcufan-blog · 1 year
Text
Tumblr media
SIVASSPOR  PUANSIZ DÖNDU
Yiğidolar Spor Toto Süper Lig'in 21. haftasında    Adana Demirspor karşı karşıya geldi .
Düşme hattında bulunan Sivasspor, ligin flaş ekibi Adana Demirspor'u  konuk etti. Sivasın amaçı kazanarak çıkışa geçmek ve ateş hattından uzaklaşmaktı konuk  Adana temsilcisi ise  puan yada puanlar alarak daha yukarlarda  yoluna devam etmekti.
Sivasspor    Yeni 4 Eylül Stadyumu'nun zemininde oluşan bozukluk nedeniyle TFF yetkilileri saha için olumsuz rapor verdigi için . Kırmızı-Beyazlılar'ın Adana Demirspor'a karşı oynayacağı iç saha müsabakası, Malatya'daki Yeni Malatya Stadyumu'nda oynadı   .
Hatırlarsanız  Ziraat Türkiye Kupası son 16 turundaki  Karacabey Belediyespor maçını ve son gıresun müsabakasınıda  Kayseri'de  Enertük  Stadyumu'nda oynamıştı.
Sezona istediği gibi başlangıç yapamayan ve geride kalan haftalar itibarıyla dört  galibiyet, altı beraberlik ve dokuz  mağlubiyetle   son altı sezonun en kötü  performansı sergiliyor .
Sivasspor  Sakat ve cezalı olan kadroda olmayan  Leke James, Aaron Appindangoye, Murat Paluli, Clinton N'jie ve  Hakan Arslan gibi oyunculardan eksık çıktı.
Adana Demirspor tam kadro sahada yer aldı
Yiğidolar sahayaAli şaşal , Alaaddin, Caner, Goutas, Uğur, Cofie, Charisis, Keita, Erdoğan, Gradel ve Yatabare  ile çıktı    Müthiş bir kadroya sahip Adana Demirspor da kimler yokki    Svensson,   Rodrigues, Stambouli, Ndiaye, Akintola, Onyekuru, Belhanda ve  Emre Akbaba gibi kendını kanıtlamış oyuncuları var.
maça iyi başlayan konuk ekip oldu Belhanda'nın savunma arkasına gönderdiği topta dar açıda kaleciyle karşı karşıya kalan Onyekuru, Ali Şaşal'ı geçemedi.
Adana Demirspor'u çok kaçırdı sonunda öne geçtiği  gol devre sonu   geldi. Ndiaye'nin ceza sahası sol çaprazından attığı pasta meşin yuvarlak savunmaya da çarparak Emre Akbaba'nın önünde kaldı. Emre düzgün bir vuruşla takımını öne geçirdi
Sivasspor ikinci yarı etkili başaldı son vuruşlar yerını bulmadı   onlardan biri Erdoğan Yeşilyurt'un şutunda Ertaç Özbir topu son anda kornere çelmesiydi.
Adana Demirspor sıvasspor defans hatalarını iyi değerlendirdi  ve farkı ikiye çıkardı . Belhanda'nın kullandığı köşe vuruşunda Ndiaye'nin çevirdiği topu Akintola tamamladı ve ağları havalandırdı. 
Sivasspor çok  gole çok yaklaştı. Isaac Cofie'nin şutunda meşin yuvarlak az farkla dışarı çıkması max gradelın kaçırdıkları Sivasspor aradığı golü   buldu ama geç buldu  Max Gradel'in kullandığı köşe vuruşunda iyi yükselen Cofie, farkı bir'e indirdisonrasında  çok baskı yaptı ama yenilmekten kurtulamadı.
Sıvasspor hiç oynayamadı diyebilirim son ceyrekde  iyi futbol oynadı ve çokda gol kaçırdı barabelık çok iyi olurdu ateş hattı devam ediyor   . 
4 notes · View notes
iahaber · 3 months
Text
Tumblr media
İA HABER AJANSI Köyceğiz Toparlar futbol sahası modernize ediliyor https://www.iahaber.com/koycegiz-toparlar-futbol-sahasi-modernize-ediliyor/163703/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr www.iahaber.com https://iahaber.com
0 notes