Tumgik
#hürmet evde bakım
Text
Evde Bakım hizmetleri Evde Bakım
11 notes · View notes
evdehemsirehizmeti · 3 years
Text
Hürmet evde bakım sağlık danışmanlığı  olarak ihtiyaç duyduğunuz her alanda hasta ve hasta yakınlarına gerekli uzman doktor muayenesi için sanışmanlık sunmaktayız hastanın ilk tanısının konulması doğru yönlendirmenin yapılması ve ihtiyaç duyduğu ilaçların reçetelendirilmesi  ve raporlanması adına her branşta uzman hekimlerin hastane enfeksiyonu,bulaşıcı hastalıklar riskinden uzak hastanın kendi evinin konforunda Dahiliye Uzmanı, Nöroloji Uzmanı, Göz Hastalıkları Uzmanı Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, Plastik  Cerrahisi Uzmanı, Genel Cerrahi Uzmanı, Psikiyatri Uzmanı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı, Algoloji(Ağrı) Uzmanı, Yoğun Bakım Uzmanı, Kardiyoloji Uzmanı, Üroloji Uzmanı muayenesi için danışmanlık sağlıyoruz.
0 notes
colorfulkittyfun · 6 years
Text
ALINTI
Tolga Demirer 47 yaşındaydı. 43 yaşına kadar profesyonel spor yapmıştı. Sağlamdı, sağlıklıydı. Kendi akranları ile oynadığı maç esnasında kalp krizi geçirdi, vefat etti.
İtalyan Milli Takımında da forma giyen 31 yaşındaki futbolcu Davide Astori, takımının Udinese ile oynayacağı maç için kaldığı La di Moret Oteli'nde uykusundayken kalp krizi geçirdi ve yatağında ölü bulundu.
47 yaşındaki Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ufuk Yetkin, Dünya Kalp Gününde, sabaha karşı 00.30 sıralarında üniversite misafirhanesinde kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Dizi oyuncusu Harun Kandemir 35 yaşında, Halk müziği sanatçısı Emre Saltık 58 yaşında, ve Bakırköy Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni Arda Aydoğan 55 yaşında, Akit gazetesi Genel Yayın yönetmeni Hasan Karakaya 60 yaşında kalp krizinden yaşamını yitirdiler.
Listeyi uzattıkça uzatabiliriz.
Dünya Sağlık Örgütünün 2015 yılı verilerine göre, Türkiye'de erkeklerde ortalama yaşam süresi 72,6, kadınlarda 78,9 yıl olarak hesaplanmış. Bu ne demek? Yani 72 den sonra her an, her yerde, havada, karada, suda, yatakta, her an her şey olabilir. Buraya kadar anladık mı?
Anlamadıysak bir daha okuyalım.
“Nereye gelecen kardeşim?!” demeyin, az biraz daha sabredin lütfen. Konu mühim.
Eskiden karne sahipleri istedikleri ilaçları gidip istedikleri yerlerde yazdırabiliyor, aynı gün aynı ilacı 5 farklı doktora yazdırıp alabiliyor, hatta bazı yerlerde karneler eczanelerde duruyor, eczacılar dönem dönem o karneleri tanıdık doktorlara götürüp bir sürü ilaç yazdırıyor, karne sahibi tarlada çalışırken gıyabında kendisine ilaç yazılıyordu. Karne sahibi de karnesini verdiği eczaneye ayda bir gider karneye karşılık Eczaneden bedava şampuan, sabun, diş fırçası, ağrı kesici ne istiyorsa alırdı. Devlet baktı ki İlaç tüketimi alıp başını gitti, Avrupa ülkelerinin toplamından fazla ilaç tüketilmeye, ilaçlar terör örgütlerine gitmeye, hatta terör örgütleri Türk ilaçlarını sağa sola satmaya başladı, hemen sistemi değiştirdi. AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ getirdi. Her doktora ortalama 3000, en fazla 4000 kişi bağladı. Bağlarken de “Ben bu hastaların her şeyini senden sorarım. Görmediğin hastaya ilaç yazdığını tespit edersem görevi kötüye kullanmaktan seni ağır cezada yargılarım” dedi, yaptı da.
Görmediği hasta için ilaç yazan hekimler ‘SGK’yı dolandırmak,evrakta sahtecilik’ ten, ağır cezada ve 2-5 yıl hapis/ 72000 tl varan para cezaları ile yargılandı.
Sistem işe yaradı mı? Yaradı. İlaç tüketimi düştü.
Düştü düşmesine ama bir sorun vardı; İstanbulda oturan bir hasta Mardine bir iş, bir ziyaret için gidip hasta olduğunda ya da ilacı yazdırmak istediğinde ne olacaktı? Orada mevzuatta bir boşluk vardı. Bir aile hekimi kendisinde kayıtlı olmayan bir hastaya bakmak zorunda olmamasına rağmen pek çok doktor bu hastaları hastaneye yönlendirmek yerine “hastanın işi görülsün, mağdur olmasın” diyerek baktı, ilacını yazdı, pansumanını yaptı.
Şimdi gelelim son olaya;
Normalde İstanbulda yaşayan bir amca ve eşi fındık toplamak için Giresun’a gidiyorlar. 82 yaşında yaşlı amca eşinin raporlu kalp ilacını yazdırmaya, Giresundaki aile hekimine gidiyor. Doktor “Hasta bende kayıtlı değil, bu ilaç riskli bir ilaç. Ben görmediğim bir hastanın ilacını kanunen yazamam. Hastaya bir şey olursa ben işimi kaybederim. Sen devlet hastanesine gitmelisin” diyor.
Amca “Eşim yürüyemez, devlet hastanesine gidemem” diyor. Doktor;” Amcam; eşin yürüyemiyorsa devletin her hastanede EVDE BAKIM HİZMETİ var. Onlar evine gelir, teyzeyi muayene eder, gerekirse tahlil yapar, gerekirse pansuman yapar, ilacını, tedavisini yapar” diye söylemiş. Muhtemelen amca sinirlenip bağırıp çağırmaya, tehdit etmeye başlamış. Doktor da hem kendini hem de salonda bekleyen diğer hastaları korumak için devletin kolluk kuvvetlerini çağırmış.
Sonrası görüntülerde var. İki polis memuru amcayı ifadesine başvurmak üzere karakola götürmek istiyorlar. Önce Kelepçe de takmıyorlar!
Amca itiraz ediyor, onlarla da tartışıyor, bağırıyor, itiyor, arabaya binmek istemiyor. Halbuki gitse belki ona bir çay ısmarlayıp, sakinleştirip gönderecekler. Neticede onların da anne babası var. Onlar da bizim çocuklarımız. Ama amca itiraz ediyor. Hatta birinin silahını almaya yelteniyor. Onlar da kelepçeliyorlar ve arabaya bindiriyorlar.
Yazının girişinde yazdığım gibi binlerce insan kalp krizinden ölebiliyor. Hem de gencecik insanlar. 82 yaşındaki bir amcanın kalbi de yaşadığı heyecana dayanamıyor ve götürüldüğü hastanede hakkın rahmetine kavuşuyor. Bakara süresinin 156. Ayeti derki “innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Şüphesiz Biz Allah’tan Geldik ve Şüphesiz Dönüşümüz O’nadır.) Hepimiz faniyiz, bir gün hakk’a döneceğiz, mutlaka bir şey vesile olacak.
Olaydan sonra ailenin avukatı;” Doktor ilacı yazsa böyle olmayacaktı” mealinde şeyler söylüyor. Kanun adamı adeta kanunsuz iş yapmayı öneriyor iyi mi?
Çocukları “ Babamızı öldürdüler” diye doktoru ve polisi suçluyor. “82 yaşındaki amcanın yanında neden biriniz gitmediniz? Belki söylenenleri biraz daha anlayabilecek biriniz gitseniz böyle olmayacaktı” diye kimse onlara sormuyor!
Devlet hemen iki polisi ve doktoru açığa alıyor! Peki tüm suç devletin koyduğu kanunu uygulayan doktor ve poliste mi? Rahmetli zorlamasa, bir kaç metre ötedeki hastaneye gitse, “Evde Bakım Hizmetleri” görevlileri onu arabayla evine kadar götürür her türlü yardımı yapardı! Evde sağlık hizmetleri servisi bu amaçla kurulmadı mı zaten?
Elbette bu hadisenin olmasını kimse arzulamaz. Herkes, hepimiz üzgünüz. Belki bu amcaya “yaşlı biri olması dolayısıyla” biraz daha müsamaha gösterilebilirdi. Ama sırf biri yaşlı diye her şeyi yapabilmeli mi? Mesela Edirne Nişancıpaşa Mahallesi'nde oturan 81 yaşındaki İsmail Ö. 81 yaşındaki eşi Kıymet Ö'nün başına keserle vurarak öldürdü. “ Yaşlı adam cezaevine atılır mı?Hakimler neden ceza verdiler ona? mı diyelim?
Bolu’da, 77 yaşındaki Mehmet Bilgi isimli vatandaş kavga ettiği karısını 6 yerinden bıçaklayarak öldürdü. “Yaşlı adama kelepçe vurulur mu? Savcılar neden tutuklanmasını istedi?” mi deseydik?
Elbette ki yaşlı bir insan. Hepimizin anne babası, dedesi, amcası var. Hepimiz yaşlılarımıza saygı, hürmet göstermeli onların her türlü sıkıntısında yanlarında olmalıyız. Ama ortada kanunlar varsa toplum düzeni için hepimiz kanunlara uymalıyız. Doktorda, polis de, savcı da, hakimde, vergi memuru da bu devletin çıkardığı kanuna göre çalışır. Kanun neyse onu yapar.
Bu vahim hadiseden başka bir daha bu durumların yaşanmaması için yasal bir düzenleme yapılmalı. Doktor raporlu bir hastaya görmeden ve “Ben işimden olabilirim” korkusu olmadan ilaç yazabilmeli!
Kanun çıkar herkes rahat eder!
Bu vesile ile bir kez daha ebediyete intikal eden amcaya rahmet diliyor, bir daha böyle elim hadiselerin olmamasını, herkesin birini suçlamak yerine aklıselimle hareket etmesini temenni ediyorum.
0 notes
giresunhaberci · 6 years
Text
AK Parti'den Yaşlılar Haftası Kutlaması
http://giresunhaberci.com/20/03/2018/ak-partiden-yaslilar-haftasi-kutlamasi/
AK Parti'den Yaşlılar Haftası Kutlaması
AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Aile Sosyal Politikalar Başkanı Cumhur Karahasan, Yaşlılar Haftası nedeniyle ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Karahasan açıklamasında şunları söyledi: “Her insan için değişik mana ve önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir. Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Yaşlılık dönemi itibar gerektirmektedir bu aynı zamanda bir minnet borcudur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi, daha aktif olması ve yaşama bağlı kılınmaları gerekir. AK Parti olarak insanı merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla yaşlılarımıza yük değil servetimiz olarak bakmakta; onların geçimlerini karşılamalarını, sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmelerini amaçlamaktayız.
Büyüklerimizi aile ve sosyal hayatımızın içinde, erdem ve deneyim kaynakları olarak görmekte; onlara hürmet ve itibar etmeyi inancımızın ve geleneğimizin temel bir unsuru olarak kabul etmekteyiz.
Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın öncülüğünde yaşlılık konusuna hassasiyetle eğilip, büyüklerimiz için devrim niteliğinde politikalar üretmekteyiz. Bu politikaları büyüklerimizin de desteğini alarak daha ileriye taşımak ve geliştirmek için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Son 16 Yılda iktidarımızla birlikte, Evde bakım hizmeti ile ilk kez evde sağlık hizmeti uygulamasını başlattık Yaşlı yaşam evleri projemizi hayata geçirerek, 65 yaş üstü yaş aylığını “8,4 katına” çıkardık.
Üniversitelerde yaşlı bakım programları açtık, Yaşlılarımıza ücretsiz ulaşım hizmeti sağladık. Maaş kuyruklarında çekilen çileye son verdik, Yaşlılarımıza şiddete “dur” dedik. Her mekân yaşlı dostu oluyor projesini başlattık. Huzurevlerimizi artık daha konforlu hale getirdik. Kültürel faaliyetlerde büyüklerimizi hiçbir zaman unutmadık.
Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak hükümetimizin öncelikli görevleri arasındadır.
Bu duygularla tüm büyüklerimizin Yaşlılar Haftasını kutluyor, minnet ve şükran duygularımızla yaşam sevinçlerinin hiç kaybolmadığı sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyor, sevgi ve saygılar sunuyoruz.”
0 notes
Text
0 notes