Tumgik
#halk ekmek glutensiz
pazaryerigundem · 3 months
Text
Türkiye'nin ilk seri glütensiz gıda üretimi İstanbul'dan olacak
https://pazaryerigundem.com/haber/177389/turkiyenin-ilk-seri-glutensiz-gida-uretimi-istanbuldan-olacak/
Türkiye'nin ilk seri glütensiz gıda üretimi İstanbul'dan olacak
Tumblr media
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin ilk, seri glütensiz gıda fabrikasını açmaya hazırlanıyor. Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası içerisinde yer alacak üretim tesisinde, başta çölyak ve fenilketonüri hastalarına yönelik glütensiz ekmek, un, kurabiyeler ve glütensiz makarna gibi ürünler üretilecek.
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), toplum sağlığına büyük yarar sağlayacak glütensiz gıda fabrikasını açmaya hazırlanıyor. 2022 yılı Temmuz ayında açılan Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nın ikinci etap çalışmaları kapsamında açılacak tesiste, sadece bisküvi ve glütensiz ürünler üretilecek.   TÜRKİYE’NİN İLK, SERİ GLÜTENSİZ GIDA ÜRETİMİ
Yakın zamanda hizmete girecek bu yeni tesis, Türkiye’nin ilk, seri, glütensiz gıda üretim hattına sahip tesisi olacak. Fabrikada, başta çölyak ve fenilketonüri hastaları olmak üzere, glüten hassasiyeti olanlara yönelik ürünler üretilecek. Fabrikada glütensiz ekmek, un ve kurabiyelerin yansıra glütensiz makarna ve daha pek çok ürün çeşidi hazırlanabilecek. Böylece daha çok ürün çeşidine, daha uygun fiyatla erişim mümkün olabilecek.
Tumblr media
  TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN SİPARİŞ MÜMKÜN
İstanbul Halk Ekmek (İHE), glütensiz ürünleri üreterek yurt dışından ithal edilen ürünlere olan bağımlılıkları azaltmayı hedefliyor. Böylece çölyak ve fenilketonüri hastaları, kendi lezzet kültürlerine uygun ürünlere sağlıklı bir şekilde ulaşma imkanı buluyor. Ayrıca İHE, e-devlet üzerinden alınan sağlık raporlarını ileten hastalara, glütensiz ürünleri indirimli şekilde sunuyor. İHE’nin glütensiz ürünlerine https://esiparis.ihe.istanbul/ üzerinden, ülkenin dört bir yanından ulaşmak mümkün.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Halk Ekmekten Gluten Hassasiyeti Olan Vatandaşlar İçin Özel Üretim Yapacak Yeni Bir Tesis Kurdu
New Post has been published on https://www.emlakreyonu.com.tr/belediye-projeleri/halk-ekmekten-gluten-hassasiyeti-olan-vatandaslar-icin-ozel-uretim-yapacak-yeni-bir-tesis-kurdu/
Halk Ekmekten Gluten Hassasiyeti Olan Vatandaşlar İçin Özel Üretim Yapacak Yeni Bir Tesis Kurdu
İçindekiler
1 HALK EKMEK FABRİKASI BÜNYESİNDE GLUTEN HASSASİYETİ OLAN VATANDAŞLAR İÇİN ÖZEL ÜRETİM YAPACAK YENİ BİR TESİS KURDU
1.1 FENİLKETONÜRİ HASTALARINA ÖZEL TESİS
1.1.1 EN YENİ ÜRÜN GLUTENSİZ SİMİT RAFLARDA
HALK EKMEK FABRİKASI BÜNYESİNDE GLUTEN HASSASİYETİ OLAN VATANDAŞLAR İÇİN ÖZEL ÜRETİM YAPACAK YENİ BİR TESİS KURDU
-GLUTENSİZ EKMEK, UN, KURABİYE VE ÇEREZDEN SONRA YENİ ÜRÜN GLUTENSİZ SİMİT DE HALK EKMEK SATIŞ MAĞAZALARINDAKİ RAFLARDA YERİNİ ALDI
-GLUTENSİZ SİMİDİN FİYATI 2 TL OLARAK BELİRLENİRKEN, TÜM GLUTENSİZ ÜRÜNLER HAFTANIN 7 GÜNÜ SATIŞA SUNULACAK
         Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası tarafından glüten hassasiyeti olanlar için “Glutensiz Üretim Tesisi” kuruldu.
         Hijyenik koşullarda titizlikle ürettiği besleyici ve sağlıklı ürünleriyle Başkent’te bir marka haline gelen Halk Ekmek; Çölyak, Fenilketonüri hastası ve glutene karşı hassasiyet taşıyanlara yönelik ürettiği glutensiz ürünler için yeni bir tesis kurdu. Yeni tesisin en yeni ürünü Glutensiz Simidin de üretimine başlandı.
FENİLKETONÜRİ HASTALARINA ÖZEL TESİS
         Daha öncesinde haftanın yalnızca 2 günü glutensiz üretim yapılabilirken özel tesisin faaliyete geçmesiyle birlikte üretim haftanın 7 günü devam edecek.
         Tedavi edilmediği ve gerekli özen gösterilmediği takdirde yaşam kalitesini oldukça etkileyen bu hastalık karşısında glutensiz beslenmenin bir zorunluluk olduğunu ifade eden Halk Ekmek Genel Müdürü Ahmet Sarıduman, bu mecburiyetin istismar edilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizerek, şunları söyledi:
“Fiyatlar noktasında piyasayı regüle etme misyonumuzu glutensiz alanda da sürdürüyoruz. 500 gram Glutensiz Ekmek, Halk Ekmek Fabrikamız tarafından 2 liradan satışa sunulurken, piyasada muadilleri neredeyse 20 katına satılıyor. Bu durum da bize ciddi manada bazı sorumluluklar yüklüyor. Halk Ekmek olarak glutensiz üretim yaparak insanların bu ihtiyacını karşılamakla yükümlü hissediyoruz.”
         Sarıduman, son teknolojiyle donatılmış tesiste, özel makinelerle el değmeden üretilen glutensiz ekmek, un, kurabiye, çerez ve glutensiz simidin yanı sıra ar-ge çalışmaları sonrasında ürün yelpazesinin daha da genişleyeceğini söyledi.
EN YENİ ÜRÜN GLUTENSİZ SİMİT RAFLARDA
         Halk Ekmek, vatandaşların talepleri doğrultusunda mevcut glutensiz ürünlere bir yenisi daha eklendi.
         Mevcut 4 üründen sonra Halk Ekmek Satış Mağazalarındaki raflarda Glutensiz Simidin de yerini aldığını açıklayan Sarıduman, ürün çeşitliliğini arttırmayı planladıklarına dikkat çekerek, “Halk Ekmek Fabrikası olarak sürekli ilgili derneklerle ve sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek onların taleplerini dinliyoruz. Çok yoğun bir şekilde glutensiz simit talebi var. Gıda mühendislerimiz ve ustalarımızla bir araya gelerek gerekli çalışmaları yaptık ve glutensiz simit yapma kararı aldık. Şimdi de fiyatını 2 TL olarak belirlediğimiz en yeni ürünümüz glutensiz simit ile vatandaşlarımızın karşısına çıkıyoruz” dedi.
         Glutensiz ürünlere ulaşımı kolaylaştırmayı düşündüklerini belirten Halk Ekmek Genel Müdürü Ahmet Sarıduman, vatandaşların talep etmesi halinde Glutensiz Simidin sadece Satış Mağazalarında değil Halk Ekmek Büfeleri’nde de yer alacağını vurgulayarak, “Okul çağındaki birçok çocuğumuz da bu ürünleri kullanmak zorunda. Okul kantinleri de gluten rahatsızlığı olan çocuklar için Glutensiz Simit ve diğer ürünleri istemeleri halinde bizden temin edebilirler” diye konuştu.
0 notes
durduramiyorum · 6 years
Text
Cemreler düştü yere, peki ben ne yapıyorum?
Dün üçüncü cemre de toprağa düştü. Bugün itibariyle akşamları kapşonlunuzu başınıza geçirip verandada, balkonda, bahçede oturubileceğiniz kıvama geldi güney beldeleri. Ben de ballandırdığım ıhlamur çayımı (şahane çay karışımları yaparım) avucumun içine alıp öylece oturdum. Sonra biraz bundan ve diğer şeylerden bahsetmeye karar verdim.
Geçen ay, Bodrum’da yaşayan bir çift arkadaşımla haberleştim. “Eyvah yaz geliyor,” diye bitirdik konuşmamızı. Evet, yaz geliyor. Ne kadar güneşi özlediysek de kalabalıktan da bir o kadar çekiniyoruz. “Yaz gelmeden görüşelim.” “Yaz gelmeden, gel.” Böyle bitiyor İstanbul’da yaşayan görüşmek, buluşmak istediğim arkadaşlarımla konuşmalarım. Bu sene -bu sefer kararlıyım- İstanbul’a gidip gelmelerim olmadan sezonu geçirmek istiyorum. Başka yerlere gidebilirim elbet.
Baharın coşkusuyla da öyle ilerliyor planlar. Halk Eğitim’de “Zeytin Ağacı Budama” eğitimine başladım. Bir süredir üzerinde çalıştığım, araya İstanbul girdiği için tamamlayamadım projemi bitireceğim. Bu sırada evimizin rutin işleri var. Size asıl onlardan bahsedeyim:
Tumblr media
Biz evi ısıtmak için kuzine soba kullanıyoruz. Birçok insan özellikle de günden güne çoğalan, bölgeyi 60’ların İstanbul tepelerinin zengin haline (evler üç katlı apartman olarak inşa ediliyorlar) daha da benzeten evlerde (bu konuya ayrıca değineceğim) elektrikli sobalar yahut klima kullanmayı tercih ediyor. Hatta yeni yapılan evlerin çoğunda soba bacası bile yok. Buraya taşındıktan sonra öğrendim ki köy sayılan yerlerde elektrik daha fazla vergilendiriliyormuş. İkincil olarak bu sebepten, birincil olarak da bizim evimizde oda yok. (Ne demek oda yok!) İstanbul’da olsa loft diyeceğiniz bir evimiz var. Butik otel olarak tasarlanmış bir binanın kullanılmayan lobisini tuttuk vaktinde. Üst katların üç odasında da banyosu var. Bizim tek. Mutfağımız da enteresan şekilde ve büyük. Akşamdan akşama yakıyoruz sobayı. Gündüz ihtiyaç olmuyor. Nisan ortasına kadar seyrelerek de devam ediyor. Ama klima ile ısınamazdık. E hayliye odun taşıma, tahta kırma işlerimiz var, hafta içinde. İkametgahı burada olanlar Orman Bakanlığı’na bağlı yerlerden toplu odun alabiliyorlar. Bizim ikametgahımız da burada değil, kışlık odunu koyabileceğimiz bir yerimiz de yok. Kiracıyız. Odunu aydan aya veya iki aydan iki aya alıyoruz. Meşe diyorlar, elma geliyor. Kuru diyorlar, yosun tutmuş ıslak ağır odunlar geliyor. Bunları da kurutmak gerekiyor. Kuruyan odunlarla, ıslak odunları düzenli olarak yerlerini değiştiriyoruz. Bunlar hep rutin hep mesai :)
Tolga’nın gluten intoleransı var. Bu sebeple ekmeğimizi de kendimiz yapıyoruz. Henüz ekşi maya konusuna giremedim. Ama yakın. Farklı unlar karışım hazırlayıp haftada bir kuzinenin fırınına atıyoruz. Yaza kadar da böyle devam eder. Sonra elektrikli fırına geçeriz. Pastane ürünlerinde uzmanlaştım. Krakerler, rulo pastalar, poğaçalar, kurabiyeler… Hepsi glutensiz! :)) Hafta içi, yoğun bir şekilde özellikle masa başı çalışırken atıştırmalık şeyler istiyor insan. El alışınca da zor gelmiyor hamuru hazırlamak. Gerisini kuzinenin fırını hallediyor zaten.
Her cuma günü pazar kurulur Kaş’ta. Bizim alışveriş merkezimiz orası. Haftada bir yüklü alışverişimizi yapıyoruz. Ertesi gün ise haftanın geri kalanında bizi az mutfağa sokacak şekilde yemeklerimizi hazırlıyoruz. Eve yemek sipariş etmeyi çok istisna istediğimiz günler oluyor. Ama öyle bir lüksümüz yok. Hem gluten tüketmiyor hem de hayvan eti yemediğimiz için doğaçlama mutfak sanatında hayli ilerledik. Bir gün bekleriz :)
Tumblr media
Yarın mesela pazar: Burada herkes cuma günleri birbirine “Hayırlı pazarlar,” der. İlk taşındığımda günleri karıştırmama sebep oluyordu. Sonra alıştım. Pazardan düzenli süt aldığımız bir amca var. Yine sütümüzü alırız. Eve dönünce de kaynatır, günü geçirmeden kefirimizi ve yoğurtlarımızı mayalarız. Merkeze hazır inmişken yapılacak diğer işleri de hallederiz. Kargoya bir şey mi verilecek, başka yerlerden bir şeyler mi alınacak… Merkezdeki işleri halletmek için harika bir gün. Pek sosyal insanlar değiliz, pek inmiyoruz bu sebeple merkeze. Bir arkadaşımız bizim için “seçici sosyaller” diyor.
Birkaç tane ağaç fidemiz oldu yıllar içinde. Onları hem toprağa ekmek istiyoruz, hem de taşınırsak ilgilenen olmaz diye kıyamıyoruz. İki önceki yıl, ürettiğimiz iki fide avokado fidesini birilerine verdik. Onlar da ekmeye üşenip başkasına vermişler. O başkası kim, ağaçlar ne durumdalar hiçbir fikrim yok. Arada aklıma geliyorlar, merak ediyorum. İyiler mi acaba? Yaşıyorlar mı? Çiçeklerimiz de bize fark ettirmeden günden güne çoğaldılar. Yarın hazır inmişken merkeze, toplu bir saksı alımı yapacağız. Ben de hafta sonu onların topraklarını değiştireceğim. Bakımlarını yapacağım. Şu an haneye para getiren işi Tolga üstlendi. Bu sebeple bu tip işler ağırlıklı şu an bende. Yoksa ev işlerinde ayrımız gayrımız yoktur. İkimizin de elinden birçok iş gelir. Sahi size geçen sene kendi ellerimle yaptığım çalışma masamı anlattım mı?
İstanbul’dan ayrıldığımdan beri (İstanbul’da da yapabilirdim ancak oradayken kendime zaman ayırmayı beceremiyordum) kendi cilt bakım ürünlerimi kendim yapıyorum. Tentür, yağ birleşimleri, sivrisinek ve böcek engelleyiciler, tonikler… Bunu daha düzenli yapan arkadaşlarım profesyonel olarak hayatlarına da soktular. Artık yan meslekleri bu. Instagram üzerinden satışlarını yapıyorlar. Kremler, tonikler vs. Mesela Bodrum’da kumbalak var. Ben giremedim o işe. Girmek de istemedim. Kendime kadarım.
Pazar günü, eğer rüzgar çok olmazsa uzun bir yürüyüşe çıkacağım. Nergislerin bitmiştir, kaldıysa biraz nergis toplar kokusunu bir yağa hapsederim. Geçen sene çok kalmamıştı. (Merkezde bir kafe masalarına nergisler koyuyor. Hepsini onların topladığından şüpheleniyorum!) Sonra nergis tarlası arazisini geçerim; kuşkonmazlar olmuşlar mı diye bir kontrol ederim. Köylüler kadar aceleci davranamıyorum. Ben gidene kadar toplanmış oluyorlar. Ama belki eve dönerken elim boş dönmem bu sefer. Akşam yemeğine ekleriz.
Tumblr media
Bizim mevkinin etrafında çok fazla ot yok. Varsa da ben keşfedemedim. Uzun, kısa keşif yürüyüşleri yapıyordum. Bir gün iki köpek kıstırdı beni. O zamandan beri ürker oldu ayaklarım. Yazın gelenler çok hayvan bırakıyorlar. Barınak gönüllüleri var. Gönüllü doğa bakıcıları. Ne güzel insanlar! Çoğuyla ilgileniyorlar. Ama bu sene daha da arttı başı boş köpekler. Biz de araba ile arada sefere çıkıyoruz. Demre ile Kaş arasında öyle çok köpek var ki! Onlara mama götürüyoruz. Sadece biz de yapmıyoruz bunu. Ama yetişmiyor yine de.
Daha anlatacak çok şey var esasında. Ama kısa tutayım bu yazıyı. Zaman içinde daha ormansal bir alanda yaşamak istediğimi fark ettim. Veyahut zamanla birlikte ona evrildim. Kaş bize biraz fazla şehir gelmeye başladı. Yakın zamanda, umarım gerçekleşir bu hayalim. Hem o zaman, belki, insan görmüş köpeklerden de korkmam.
07/03/2019, Gökseki
*Trendhacker’da yayınlandı. 07/03/2019
3 notes · View notes
bandirmahaber · 4 years
Photo
Tumblr media
Ankara’da Halk Ekmek’ten ilk glutensiz büfe Çölyak hastası olan ve gluten hassasiyeti bulunan Başkentliler için kent genelindeki Satış Mağazalarında bu ürünlerin satışını yapan Ankara Halk Ekmek Fabrikası şimdi de vatandaşın kolay ulaşım sağlayabilmesi amacıyla ilk glutensiz büfeyi hizmete açtı.
0 notes
yakupabdal · 4 years
Text
HALK EKMEK'TEN İLK GLUTENSİZ BÜFE
HALK EKMEK’TEN İLK GLUTENSİZ BÜFE
Çölyak hastası olan ve gluten hassasiyeti bulunan Başkentliler için kent genelindeki Satış Mağazalarında bu ürünlerin satışını yapan Ankara Halk Ekmek Fabrikası şimdi de vatandaşın kolay ulaşım sağlayabilmesi amacıyla ilk glutensiz büfeyi hizmete açtı. Mithatpaşa Caddesinde açılan büfede sadece glutensiz ürünler satılacak.
      Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası, ilk glutensiz…
View On WordPress
0 notes
mansetmalatya · 5 years
Text
Malatya'da 2 bin Kayıtlı Çölyak Hastası Var
Malatya Çölyak Hastaler Derneği Başkanı Serpil Karslıoğlu, Yönetim Kurulu üyeleri Derya Kayabaş ve Taner Öğüt Malatya Gazeteciler Cemiyetini ziyaret ederek Cemiyet Başkanı Vahap Güner ve Genel Sekreter Ali Aladağ'a çölyak hastalarının sorunlarını anlattılar. Dernek Başkanı Karslıoğlu, Malatya'da 2 bin kayıtlı çölyak hastası olduğunu belirterek glutensiz ekmek ihtiyaçlarını İstanbul'dan karşıladıklarını belirterek "Malatya'da 2 bin çölyaklı hastamız var ve enbüyük sorun glutensiz ekmek almak. Gulutensiz makarna bulmak. Hastalarımız ekmek ihtiyaçlarını glutensiz ekmekleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek'ten kargo ile getirerek karşılıyoruz. Nakliyesini dahi ödüyoruz. Oysa Malatya'da bunu yapmak mümkün olduğu halde Belediyeler ve resmi kurumlarımız un ve fırın konusunda yardımcı olmadıklarını görüyoruz. 2 Bin Hastaya ekmek üretecek bir tesise ihtiyaç var" dedi. Çölyak Hastaları Derneği Yönetim Kurulu üyes Taner Öğüt ise, her insanın bir gün çölyak hastası olabileceğini belirterek "çölyak hastalığının tedavisi yok. Ömür boyu glutensiz ekmek yemek zorundalar. Bu nedenle bu hastalara yardımcı olmak gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi Megsaş Ekmek Fabrikası bu ekmeği üretebilir ve hastalara verebilir. Çevre illerde bulunan Çölyak hastalarına da bu ekmeği satabilir. Ekmek pahalı hastalar  ekmeğe ulaşamıyor, makarnayı alamıyor.Bir paket glutensiz makarna 20 lira, Belediyemiz kuruluşu Megsaş'dan destek bekliyoruz." diye konuştu. Çölyak Hastaları Derneği Başkanı Serpil Karslıoğlu, ziyaret dolayısıyla Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Güner'e üretimleri olan işlemeli seramik tabak hediye etti.
Çölyak hastalığı nedir?
Çölyak hastalığı, her geçen gün görülme sıklığı artan yaygın bir hastalıktır. Dünyadaki çoğu ülkede her 70 ila 200 kişiden birinde çölyak hastalığı bulunur. Gluten sensitif enteropati olarak da adlandırılan hastalık vücut bağışıklık sistemi ile ilişkili nedenlerle ortaya çıkar. Birçok tahılda bulunan gluten adı verilen proteine yanlış yönlendirilmiş bir bağışıklık tepkisi ile tetiklenir. Bazı hastalarda gluteni parçalayan enzime karşı da bağışıklık cevabı vardır. Çölyak hastalığı, ince bağırsakta iltihaplanma ortaya çıkması neticesinde belirti verir. Bağışıklık sistemi glutene karşı anormal bir tepki vererek iltihabi süreci başlatır. Bağırsak mukozası normal olarak villus adı verilen ve besin emilimini sağlayan eldiven parmağı şeklinde küçük çıkıntılar içerir. Villuslar bağırsak emilim yüzeyini artırarak besinlerin kana geçişini kolaylaştırır. Çölyak hastalığında gelişen iltihabı süreç sonucunda vücut kendi dokularına zarar veren antikorlar oluşturur. Bu otoantikorlar ince bağırsak iç yüzeyinde yer alan bu çıkıntıları yok eder ve villuslar düzleşir. Bunlar hasar gördüğünde hastalar ne kadar çok yerse yesin, tam emilim olmadığı için vücuda yeteri kadar besin maddesi almak mümkün olmaz. Uzmanlar çölyak hastalığının alerjik ya da otoimmün bir hastalık olup olmadığı konusunda araştırmalara devam etmektedir. Son verilere göre hastalığın hem alerjik hem de otoimmün unsurlar içerdiği düşünülmektedir. Alerji, bağışıklık sisteminin aslında vücuda zararsız olan maddelere aşırı reaksiyon göstermesidir. Bu, çölyak hastalığında da olan durumdur, çünkü bağışıklık sistemi zararsız glutene aşırı bağışıklık tepkisi ile cevap verir. Öte yandan, bağışıklık sistemi aynı zamanda vücudun kendi enzimi olan doku transglutaminazına karşı antikorlar oluşturur. Read the full article
0 notes