Tumgik
#hukuk felsefesi
cihangir-uzunkaya · 9 months
Text
Tumblr media
IYI GÜNLER IYI DOSTLARIM
BU MİLLET ATATÜRK E YAPTIĞI NANĶÖRLÜĞÜN BEDELİNİ ÇOK AĞIR ÖDEYECEK.
RAHMETLİ İLERİ GÖRÜŞLÜ INSANDI.
Yaşar Nuri Öztürk Trabzon Küçükdere köyünde dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini babasından Kuran okuyarak almıştır. 9 yaşında hafız oldu. On yıl klasik medrese eğitimi aldıktan sonra hukuk ve ilahiyat eğitimlerini tamamladı. 12 yıl imam ve vaizlik yaptıktan sonra üniversiteye geri döndü. İslam Felsefesi konulu doktorasını tamamlamıştır. Aynı dalda doçent oldu.
Yaşar Nuri Öztürk Ortadoğu, Balkan Ülkeleri, Avrupa ve Afrika ülkelerinde kendi alanında araştırmalar yaptı. New York'ta İslam Düşüncesi ve Çağdaş Sufi Düşünce dersleri verdi. Öztürk Türkçe, Farsça, İngilizce, Fransızca ve Arapça dillerinde çeşitli çalışmalar yaptı. Türkiye Milli Kültür Vakfı ödülünü aldı.
Yaşar Nuri Öztürk yurt içi ve yurt dışında İslam dini zihniyeti, insan hakları konularında konferanslar verdi. Kuran-ı Kerim'in Özüne Dönüş Hareketi'nin öncüsü oldu. Time dergisi tarafından gerçekleştirilen 20. Yüzyılın en Önemli kişileri arasında 100 kişiden ilk 10 arasına girdi. Türk üniversitelerinde uzun yıllar boyunca dekan ve öğretim üyesi olarak görev yaptı.
Yazar büyük bölümü İslamiyet konulu olan elliye yakın kitabını yazdı. İstanbul üniversitesi İlahiyat Fakültesi kurulduktan bir yıl sonra Yaşar Nuri Öztürk dekan olarak görevlendirildi. Öztürk'ün ilk çevirisi Elmalılı M. Hamdi Yazır tarafından yapılan Kuran'ın yorum eklenmemiş Türkçe çevirisini yayımladı. Bu kitap 93-2003 yılları arasında 126 baskı ile Türkiye'nin en çok baskı yapan kitabı oldu.
BAKIN SAYIN OKUR KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KÂR KALMAYACAK.
ŞUURSUZ İÇ SAVAŞ KÖRÜKLEYİCİ 10.000 TL LİK ATKIYLA, KORUMAYLA DOLAŞAN 657 YE TABİ CAMİ İMAMI HALİL KONAKÇI DENİLEN
ŞAKLABAN DİYORKİ;
BU BAYRAK ÜMMETİN BAYRAĞI İNDİRMEYİZ.
ULAN PİÇ BU BAYRAK ŞEHİT KANIYLA YIKANMIŞ UĞRUNDA TÜRK ASKERİ CAN VERMİŞ,ŞEHİT OLMUŞ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ÜSTÜNDE ARŞA YAKIN,GÖLGESİNDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞININ VAR OLDUĞU ŞANLI BAYRAK TIR.
OROSPU ÇOCUĞU, PİÇ ÜMMET DERKEN NİYE BÖLÜCÜLÜK YAPIYORSUN KAHPE DÖLÜ.
BEN SENİN KAST ETTİĞİN ÜMMETİN KURTULUŞ SAVAŞINDA NE BOK YEDİĞİNİ BİLİYORUM YAVŞAK.
ÜMMET DEYİP İNSANLARI BÖLME PİÇ MADRABAZ
ONDAN SONRA CİHANGİR TÜRKÇÜ, IRKÇI,FAŞİST.
SİKTİRİN GİDİN OROSPU ÇOCUKLARI .
BU HALİL GİBİ PİÇLER BÖLÜCÜ,İÇ SAVAŞ ÇIĞIRTKANI.
VE PONTUSLUNUN GÖZDE ELEMANI.
BAKIN SAYIN OKUR
PONTUSLU BUNLARI SAHNEYE SÜRÜP
TÜRK MİLLETİ NİN SABRINI TAŞIRIP SOKAĞA İNDİRMEKTİR ASIL AMAÇ.
ATLAYIP ZIPLAMAYIN !
DİNLEDİĞİNİZDE BÖYLE ADAMLARI;"SİKTİR GİT OROSPU EVLADI ANANI TÜRKİYE CUMHURİYETİ SİKSİN"DEYİN.KESMEDİMİ BİR DAHA DEYİN.HEM AÇILIRSINIZ PSİKOLOJİK OLARAK IYI GELİR KÜFÜR.
AMA ASLA SOKAĞA İNMEYİN O PİÇ RESMEN PİÇLİĞİNE SENİ KIŞKIRTMAK AMAÇLI 10000 TL LİK ATKIYLA ,KORUMALARLA DOLAŞIYOR ASLA YEMEYİN.
ŞAHSEN BEN ENVAYİ ÇEŞİT KÜFÜR EDİYORUM.
BENİM BAŞBUĞUM GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK LE DERDİ OLANIN DEFTERİ BU TOPRAKLARDA DÜRÜLECEKTİR.
ZAMAN EFENDİM..SADECE ZAMAN..!
SİSTEM FEVKALADE İŞLİYOR..
BIRAKIN İNSANLARIN PERİŞANLIĞINI
IŔADE KARDEŞİM HERKES HAK ETTİĞİNİ YAŞIYOR.
YÜREĞİNİZDEN MERHAMET İ SÖKÜP ATIN ORTALIK DÜZELENE KADAR..!
MERHAMET SİZ İNSANLIK OLAMAZ.
SADECE KOLTUĞUNUZA OTURUN.
AÇIN TV Yİ FİLMİ İZLEMEYE BAŞLAYIN.
İNCE DETAY SADECE BENİM IYI NİYETLİ DOSTLARIM FİLMİ İZLEYEBİLİR..
DİĞER GÜRUH ANCA A HABERDE UÇAR GİDER,AYAKLARI YERDEN KESİLİR EVDEKİ ÇORBAYIDA ŞÜKÜR DEYİP PAZARDAN TOPLADIĞI ÇÜRÜK SEBZELERLE YAPAR.
-Baba bunlara ne içiriyon amk ayakları yerden kesiliyor.anasını sikim bize anca Cash bayıltıyon ince Fransız a.
+Görgü,edep yoksunuysan kendini ifade edemezsin oğlum.bunlara etten kemikten ağzı dil yapan Allahları olmazsa tutunacak dalları yoktur,çoban olmadan eksik kalır bu orospu çocukları ondan 7/24 kafaları güzel bunların.hikaye dinlemezlerse eksik kalır piçler.
-sikerim ben bu işi baba !
Benim seninle aramda kimse yok madem oğlum diyorsun.bu kafanın aynısından istiyorum.ince Fransız a para vermek,alkole para vermek yok amk.
+Ee kalitesini siktiğim pic fırıncı evladım.Sen Türksün,Türkçüsün masal dinlemezsin.ulan Cihangir sen beni eleştirip yeri geldiği zaman hatta son günlerde sıklaştırdın benim ile empati yapıyorsun.hesap soruyorsun.ulan sana hacı,hoca,şıh kâr edermi.
-etmez amk !merak etme seninlede hesap var daha baba.defter kapanmaz hesap bitmez.sana feda olsun alkol,ince Fransız.
MUCKS,ŞLAPSSS..😂😂😎
+kaliteni sikeyim senin öpme demedimmı ulan yalak yavşak,alışkın değilim bu kadar samimiyete pic fırıncı evladım.😊
-Sanamı soracam nasıl öpeceğimi..yana kay manzara izleyelim.
CİHANGİR CCC
10 notes · View notes
keemlenyekun · 4 months
Text
Yılsonu muhasebesi
Yolumuzu yarıladıktan sonra öyle yoğun aralık ayı yaşadım ki, başımı kaşımaya vakit kalmadı. Sunumlar makaleler duruşmalar müvekkil ile cezaevi görüşmeleri derken bir yılsonu muhasebesi yapmak şart oldu.
Severek yaptığım yüksek lisansın derslerinin ödevleri beni oldukça bunalttı. İçim dışım AİHM kararları ve insan hakları olmuş durumda. Şurada yaşam hakkının sınırlandırma sebeplerinden bahsederken, burada açlık grevlerine yapılan müdahalelerin işkence yasağı kapsamında inceliyorum, yeter mi peki? Hayır. AİHM kararı görüyorum her yerde. Seçtiğim derslerin tümü insan hakları, AİHM ve bireysel başvuruyla ilgili olunca ortaya böyle bir sonuç çıktı haliyle. Sunumları tamamladım. Ancak önümde iki tane yazılacak makale var. İşin aslı zorlansam da hoşuma gidiyor. Açlık grevi ile ilgili AİHM kararı okumak, yorumlamak. Yabancı hayranlığı var bende. AİHM benim gözümde muhteşem bir yargılama makamı. Ürettiği içtihatların çoğuna hayranım. (Beni AYM raportörlük sınavına 2011 yılında kimlik kartı sebebiyle almayan bina sorumlusu senin var ya ben.) Hayalimdi insan hakları hukukçusu olmak. Olur muyum sence sayın defter? Hiç akademisyen olma niyetim yoktu, hala yok. Bu ülkede akademisyenliğin çoğu okuma memurluğu. Siyasetin karıştığı leş bir kurum. İnkar mı edilir? Misal ben bir dersimi ilahiyat mezunu bir profesörden alıyorum. Örgütlenme özgürlüğü hakkında adamcağızın okuduğu bir makale olduğunu düşünmüyorum. Şöyle bir yazdıklarına baktım, hukukla ilgisi yok adamın. Peki fakültede hangi kürsüde: hukuk felsefesi. Puahahahahah. Komik geliyor. Umurumda mı? adam şey dedi geçen ders, neden ceza kanununda her suç ayrı ayrı düzenlenmiş ki? Her konunun cahili başkadır. İnanılmaz kaliteli hocalardan da ders alıyorum. Ummadığım kalitede. Açlık grevi anlattım, ufkum şenlendi hukuk bağlamında. Zevk aldım. Zevk doğru tabir. Yazabilirsem makalelerimi tabi bir hafta içinde daha çok zevkleneceğim.
Yıl sonuna özel yeni karar: İkinci üniversite okumak. Zevk için. İstediğim bölümlerin hiç birisi kariyer bölümleri değil. Önümde üç bölüm var. 1-sosyoloji, 2- felsefe, 3- edebiyat. Ve galiba sosyoloji okumaya niyetliyim. Eğer seneye tezimi yazabilirsem samsunda bir üniversitede sosyolojiyi kazanabileceğimi düşünüyorum. Paslandık ama çözeriz sanırım testleri.
Avukatlıktan para kazanmak oldukça zor. Hele ki günümüzdeki piyasada. Meslektaşlarımız fiyat kırma çabasında. Ben de mecburen bu durumdayım. Cezaevi ziyaretleriyle geçti iki haftam. Psikolojik olarak bir yıkım olduğu söylenebilir. Özellikle kapalı cezaevi ziyaretim. Can acıttı diyebilirim. Yine de kendimi bu tip oldukça zor durumlarda güçlü görüyorum. Sabretmeyi sakin görünmeyi becerebiliyorum. Benim travmalarım var arkadaşım. O demir sesi. Bak ensemden bir şey tutuyor beni. O koku. Rutubet ve toz. Zordu.
Zordu. Çünkü beraat dosyam yargıtay başsavcılıkta çıktı çıkacaktı. Bıktık be defter. Valla bıktık. Bitsin daaa. Bitsin amk. Bıktık usandık bu yükle yaşamaktan. Beraat ya bozulursa boktan bir sebeple diye. Ya savcılık tebliğnameyi abartarak yazarsa diye uykular kaçtı. Nihayet yazıldı. Ummadığım şekilde hem de. Beraat onansın demiş, yargıtay savcım. Canım savcım benim. Bakalım bir iki sene daha bekleriz. Ölmezsek beraat için bir tazminat davası açarız artık. (Burada dipnot düşüyorum makul sürede yargılanma hakkıyla ilgili son reform paketinde komisyon kuruluyormuş yine, 7 yılı bitirdik yargılanmada. Bir tazminat da oradan alırız sanırım. 7 yıl yahu bitmedi daha. İnşallah beraat onanırsa bir iki yıla. 8-9 yıl sürmüş olacak. Ceza verip yatırsalar daha kısa.)
Tam da bu tebliğnameden haberimin olduğu günlerde, hsk mahkemeye yazı yazmış, işte şu sicildeki sercoyu biz idare mahkemesi hakimiyken ihraç etmiştik, ceza dosyası kesinleşti mi ne oldu diye merak etmiş, ulu hskmız. Ben avukatım gadaşım. Napayım seni? Dermişim. Herhalde disiplin ve sicil dosyamı kapatmak ve arşive kaldırmak istediler. (Meslek ile ilgili meselem cezadan daha büyük. Zira burada meseleyi daha çok taktım. Bu bir onur ve gurur meselesi oldu. Ve sanıyorum ki bir beş sene sonra mesleğe 40 yaşımda dönüp devam edeceğim. İnşallah)
Yılsonu klasiğimi gerçekleştiriyorum. Bütün burç atmasyoncularını (astrologları) izliyor, dinliyorum. Yani genel kanı şu: 2024 yay yılı olacakmış. Çok çalışacakmışız ama para akacakmış üzerimizden. Yetmediği gibi kariyerimizde o beklediğimiz sıçrama olacakmış. Laaağğğğnnn. Ama ben kaderimi 2023e kadar kapatmıştım, silivride yaptığım takvimde. Şimdi sayın defter, burçlara inanmıyorum ama burçsuz da kalamıyorum. Sana kanıtlar sunabilirim. Yıl 2016. Burcuna göre diye bir site vardı. şimdi paralı yorum yapıyor sanırım. Adam demişti ki, yaylar temmuzda bir şey olacak ve hayatınızın bundan sonraki 10 yılını değiştirecek. O zamanlar 27 yaşımdayım. Evleneceğim sanırım dedim. 10 yıl sonra da boşanacağım. puahahahahah. Tak darbe oldu. O sebeple kendime hep 10 sene dedim. Bak çıkıyor. Aralık yorumlarında misal para gelecek dendi. Müvekkiller geldi. Burçsuz kalamıyorum. Mesela ben yay burcuyum, yükselenim boğa. yemekle olan ilişkim ve evcil olmamın başka sebebi olabilir mi? Üstüme burç yorumları falan fırlat sayın defter. Şu aralar retro var, karar almamak lazım. Bu da benim zaafım. Şuan kendimden utandım. :)))) astrocanan bile dinledim yahu. Kusmak üzereyim astrolojiden.
Son derbi de gösterdi ki, futbol iklimimiz futbol konuşmaya müsait değil. Ama seviyoruz. Taş mı olalım. Futbolu seviyoruz. Oğlum da, olursa kızım da sevsin futbolu.
Magarsus güzel dizi. Oldukça beğendim. Şahsiyet 2 de klişe 90lar solcusu senaryosu sunsa da o da iyi gidiyor. Kızılcık şerbetinin senaristinin salak olduğu kanaatindeyim. Ama benim dizim kesinlikle sakla beni. Bu kadar salakça ve hiç bir şey olmayıp seyrettiren dizi iyi dizidir. Puahahahahah. Çok saçma bir dizi. Tahammül gösteremiyorum. Senaristi salak olan dizilere tahammül edemiyorum.
Evet son bir ayımız böyle geçti. Oğlan yaramazlaştı, hanım nar çiçeği gibi, oğlan da narı çok seviyor, maaile hastalandık, iyileştik, araba bozuldu, sanayide murat ustamla çözdük, çarşambaya hukuk fakültesi kurmak çok saçma, annem cuma namazlarına git diye ısrar ediyor, allah beni affetsin der ve susarım.
Uzunca bir güncellendim.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2024 bakalım ne getirecek. Ne getirirse getirsin allahtan gelene allah sabır versin kalbimize.
Vesselam.
4 notes · View notes
doriangray1789 · 10 months
Text
"Üstünlerin hukuku" terimi, Nietzsche'nin "Güç İstenci" felsefesinde yer alan bir kavramdır. Nietzsche'ye göre, toplumda güçlü olanlar, kendi iradelerini ve çıkarlarını dayatabilen "üstünler" olarak kabul edilir. Bu üstünler, toplumda kendilerine göre bir hukuk ve ahlak yaratırlar ve bunun evrensel hukukla uyumlu olması gerekmez. Onlara göre, güçleri ve egemenlikleri, onları evrensel hukukun dışında tutar.
Öte yandan, "evrensel hukuk" terimi, genel kabul görmüş ahlaki ve hukuki prensiplere dayanan, tüm insanların eşit haklara sahip olduğunu ve herkesin bu haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini savunan bir anlayışı ifade eder. Evrensel hukuk, insan haklarını, adaleti, eşitliği ve adil davranmayı temel alan bir çerçeve sunar.
Bu bağlamda, üstünlerin hukukunun evrensel hukuka aykırılığı üzerine felsefe yaparken, çelişkili bir durum ortaya çıkar. Üstünlerin hukuku, güçlülerin kendi çıkarlarını koruyabildiği bir düzeni temsil ederken, evrensel hukuk ise güçsüzlerin haklarını koruma amacını taşır. Evrensel hukuka göre, hiç kimsenin diğerlerine karşı keyfi bir üstünlü��ü olmamalıdır.
Bu noktada, felsefi tartışmalar, güçlülerin hukukunu haklılaştırma çabalarına ve evrensel hukuka uyumlu bir düzenin nasıl kurulabileceğine odaklanabilir. Bazı filozoflar, güçlülerin hukukunu eleştirirken, insan haklarını savunarak ve eşitlik ilkesini vurgulayarak evrensel hukukun üstünlüğünü savunmuşlardır. Diğerleri ise güçlülerin hukukunu meşrulaştırarak, farklı değer sistemlerinin ve ahlaki yaklaşımların olduğunu iddia etmişlerdir.
Sonuç olarak, üstünlerin hukukunun evrensel hukuka aykırılığı üzerine felsefe yaparken, ahlaki ve hukuki ilkelerin çatışması ve çözüm yolları üzerine derin bir düşünce gereklidir. Bu tür tartışmalar, felsefi etik, siyaset felsefesi ve hukuk felsefesi gibi disiplinlerin kapsamına girer
Adalet, toplumun sürdürülebilirliği ve bireyler arasında adil bir denge sağlanması için önemli bir kavramdır. Adalet, herkesin haklarının ve çıkarlarının korunması, eşitlik ve adil davranış ilkelerine dayanır.
İdeali olarak, adaletin herkes için gerekliliği kabul edilir. Bir toplumda adaletin sağlanması, insanların güvende hissetmelerini, eşit fırsatlarla yaşamlarını sürdürebilmelerini ve haklarının korunmasını sağlar. Adalet, toplumsal düzeni, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarının korunmasını destekler.
Ancak, gerçek dünyada adaletin tam olarak sağlanması her zaman mümkün olmayabilir. Toplumlarda sosyal, ekonomik ve siyasi eşitsizlikler, adaletsizlikleri ve ayrımcılığı beraberinde getirebilir. Adaletin eksikliği, insanların hak kaybına uğramalarına, adalet sisteminin güvenilirliğinin sarsılmasına ve toplumsal hoşnutsuzluğa yol açabilir.
Bu nedenle, bir toplumun gelişimi ve istikrarı için adaletin herkes için gerekliliği önemlidir. Adalet, toplumsal barışın sağlanmasına, insan haklarının korunmasına ve insanların birlikte yaşama iradesine dayanan bir değerdir. Toplumda adaletin sağlanması için hukukun etkin ve tarafsız bir şekilde uygulanması, adil bir yargı sistemi, şeffaflık, hesap verebilirlik ve insan haklarına saygı önemlidir.
Ancak adaletin tam olarak yerine getirilmesi sürekli bir çaba gerektirir. Toplumda adaletin sağlanması için bireylerin, toplumun ve devletin ortak sorumluluk alması ve adaletin gerekliliği konusunda bilinçli bir şekilde hareket etmesi önemlidir. Adalet, sadece kişisel çıkarları değil, toplumun genel refahını da gözeterek herkesin ihtiyaç duyduğu bir kavramdır.
5 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ 2023 Yılı Türk Ulusu İçin Büyük Kararların Alındığı Bir Yıl Olacak
İnsanlık yeniden bir devrim yapma aşamasına nasıl geldi?
Bütün devrimlerin sebebi sömürge ve tefeciliktir.
Kapitalizmin felsefesi sermaye ve işçi sınıfı zıtlığını sömürerek gücünü sürdürmek üzerine kuruludur.
Osmanlı imparatorluğu döneminde köle pazarları vardı.
Kölenin sadece sahibi değişirdi.
Kalacak yeri ve karnını doyurmak karşılığında satılırdı.
Günümüzde ise yerini köleliğin çok daha kötü ve ileri aşaması işçilik pazarları iş arama siteleri aracılığıyla emeğini insanların sermayeye satması için kuruluyor.
Cumhuriyet devrimi işte buna son vermek için yapıldı.
Kimse kimseye kul, köle ve işçi değildi.
Yurdun sahibi üretim ve hizmet araçlarının da sahibiydi.
Bu sahiplik özelleştirme talanı ve hilesi ile el değiştirdi.
Tefeci zulüm düzeni özelleştirme ile kuruldu.
1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk öldürüldükten sonra toprak ağaları harekete geçerek para ağalığı sistemini kurmak adına devleti siyaset aracılığıyla ele geçirdiler.
Bugün siyaset bu para ağalarının emrinde emeğin hakkını kendisiyle pazarlık edecek bir tehdide dönüştü.
Darbeler, hukuksuzluk, siyasi ve ekonomik krizler, vurgunlar, talan ve hile ile sahip oldukları ve bize ait tüm maddi olanakları bizim aleyhimize kullanmaya başladılar.
Yarım kalan devrimin gerekçesi budur.
Bizden çalınanı hukuk içinde geri almaktır.
Özelleştirme bir işgal ve talan etme projesiydi.
Bugün gözleri o kadar dönmüş ki kendi düzenlerini yaşatacak bir hukuk adına toplum aleyhine sürdürülebilir sömürge düzenini kurmak için anayasa yapmaya kalkıyorlar.
Bunun mümkün olmadığını bildikleri halde buna kendilerini sahaya sürenler adına verdiğiniz görevi yapıyoruz dedirtmek için suç işliyorlar.
Türklüğü anayasadan çıkartmaya kalkanlar unutmasın yarın kendileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma hakkını kaybederek bunun bedelini ödeyecekler.
Önce mevcut anayasa gereği hukuk önünde bunun hesabını vermek şartıyla.
Köle işçiden daha iyidir dedirten süreç bu süreç. Kölenin sahibi değişir şartları aynı kalırdı. Yiyecek ve yatacak yer verirlerdi. İşçiye maaş veriyor eve gidene kadar alışveriş ile hemen elinden alıp bankaya gönderiyorlar. Kredi al borçlu ve esir yaşa diyorlar. Asgari ücret, düşük emekli aylığı tefeciye müşteri pas etmektir.
Tek adam dayatmasının yönetimde olduğu seçimler bilinçli bir şekilde bu yıla denk getirildi.
Cumhuriyete son darbeyi vurarak yeni bir şeriat devletini kurmak istiyorlar.
Cumhuriyet rejimine aleyhte seçimi kim kazanır ise kazansın ekonomi battığı için ülkeyi yönetme iradesi olmayacak.
Sonuçta Türk ulusu duruma el koyacak ve kamulaştırma kararları alınacak.
Bugün ki yönetim bunu yapsa zarar daha az olabilir.
Kendileri ile ilgili hukuksuz talan ortaya çıktıkça köşeye sıkışacak ve Türk ulusunun merhametine sığınmak zorunda kalacaklar. Biz ettik siz etmeyin diye yalvarır noktasına gelecekler. Merhamet ile yargılanacaklar. Hukuk içinde kalmak şartıyla kamulaştırma kararları alınacak.
Büyük dahi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi;
✓ Devrimin amacını anlamış olanların onu korumaya her zaman güçleri yetecektir.
İnsanlık devrimi dünyada tektir ve insanlık devrimini sonsuza kadar yaşatacak olan irade yeniden ortaya çıkaracaktır.
2023 yılı sonumuzu getirmek isteyenlerin sonu olacak.
] Önder KARAÇAY [
2 notes · View notes
epifizz · 1 year
Note
etik ve ahlak üzerine düşüncelerin nedir epi? birde bunun için bir yazı yazmak istesen, nasıl yazardın? ben yazmak istiyorum ama konunun içinde kaybolup gidiyorum.
Evet çok geniş bir konu bu, etik zaten ahlakın felsefesi olduğu için kapsamı gerek özel gerek genel bağlamda uçsuz bucaksız bir şey. Bu sebeple kapsamı sınırlandırırdım sanırım. Mesela spesifik bir ahlak sistemi hakkındaki düşüncem bir ötekinden farklıdır en basitinden. Bunun dışında etik kapsamında fikirlerimi yazacak olsam ahlakın toplumsal işlevi, etiğin ontolojisi veya örneğin Kant bağlamında etiğin varlık sebebi olarak özgürlüğün yeri ve günah potansiyeli, etiğin etikliği gibi bir sürü başlık çıkarabilirim ve bu başlıklar kendi başına pek tabi bir deneme boyutunda ürün çıkaracaktır sonucunda. Ahlak felsefesi olarak etiğin tarihsel izleği hakkında yazacaksan mesela bu bambaşka bir şey. Ya da direkt bu kavramları genel olarak açmak istiyorsan büt��nü parçalarına ayırman ya da etik üzerine yapılan çalışmalarda eğilinen ortak temalarla bir öz arayışına girmen gerekebilir. Düşündükçe aklıma daha da başlık geliyor, kendi etik sistemini sentezlerle sunmak ya da tarih içindeki süregelmiş "erdem" kapsamlarını eleştirmek de yekten etik ve ahlak üzerine düşünmektir.
Şahsen ben etik üzerine düşünecek olsam önceliğimi etiğin içsel işlevselliğine ve içselleştirilmiş bir ahlak anlayışı ile biat edilen kurallar arasındaki ayrıma odaklanırdım. Buradan da kendim için bir insan adına ahlak sistemi var diyebileceğimiz şeyin tam olarak ne olduğunu psikolojik mekanizmaları üzerinden izahatini verirdim. Temel kavramlarım bu noktada ödül, ceza, vicdan azabı ve tanrı hükmü ile dinler olurdu sanıyorum. Merkezime de tarihsel Sokrates, Dostoyevski, Kierkegaard ve Hume'un düşünceleri olurdu ve hatta tasavvufi bakışa da yer verirdim bolca. Çünkü bu insanların bakışındaki ahlakın konumu şu ya da bu yönden benim nazarıma bir hayli uymakta, üstsel bir yasalar sistemi olarak ele almamaktalar etiği, insanın bilinçli eylemlerinin niteliğini insandaki izdüşümü bağlamında değerlendirmekteler. En genel düşüncemi söyleyecek olursam, bence de etiğin temel dinamiği böyle bir şey, dışsal değil içsel... Bence hatta tam da bu sebeple hukuk ile ahlak günümüzde de gelecekte de iki farklı (ama oldukça paralel) dizgeler olmaya devam edecekler.
5 notes · View notes
avbusramizen · 5 months
Text
Bursa Avukat ve Hukuk Sistemi Üzerindeki Etkileri
Tumblr media
Bursa Avukat ve Hukuk Sistemi Üzerindeki Etkileri Bursa avukat arayışında olanların bilmesi gereken ilk şey, avukatların hukuk sistemi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduklarıdır. Onlar müvekkillerini yasal süreçlerde temsil ederken, aynı zamanda hukuk sistemini şekillendiren birçok yasal konuda da görüşlerini sunarlar. Hukuk sistemi, bir toplumun temel taşıdır ayrıca adil, eşitlikçi ve güvenli bir toplumun oluşumunda kritik bir rol oynar. Avukatların hukuk sistemi üzerindeki etkileri, hukukun evriminde ve değişiminde de önemli bir rol oynar. Avukatlar, yasal konulardaki bilgileri ve deneyimleri sayesinde yasal reformlar önerirler ve hukukun gelişimine katkıda bulunurlar. Örneğin, insan hakları ihlalleri konusunda yapılan çalışmalar sonucunda, hukuk sistemi üzerinde önemli değişiklikler yapılmış ve insan hakları koruma kanunları geliştirilmiştir. Bu tür değişiklikler, avukatların yaptığı çalışmalar ve öneriler sayesinde gerçekleştirilmiştir.
Tumblr media
Bursa Avukat ve Hukuk Sistemi Üzerindeki Etkileri  Bursa Avukat Yargı Sürecine Etkisi Ayrıca avukatlar, yargılama süreçlerinde adaletin sağlanmasında da kritik bir rol oynarlar. Onlar müvekkillerinin haklarını savunarak, adil bir yargılama sürecinin sağlanmasına yardımcı olurlar. Bu da hukuk sistemi üzerinde önemli bir etki yaratır ve toplumun güvenini kazanır. Ancak, avukatların hukuk sistemi üzerindeki etkileri yalnızca olumlu değildir. Bazı avukatlar hukuk sistemi içindeki boşlukları kullanarak müvekkillerine avantaj sağlamaya çalışabilirler. Bu tür davranışlar, hukuk sistemi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir ve toplumun güvenini sarsabilir. Bu nedenle, Bursa avukat arayışındakilerin avukatların etkileri ve sorumlulukları konusunda toplumun bilinçlenmesi ve düzenleyici kurumların denetimi önemlidir. Avukatların mesleki etik standartlara uymaları, müvekkillerine karşı dürüst olmaları ve hukuk sistemi üzerindeki etkilerini olumlu yönde kullanmaları gerekmektedir.  Bursa Avukat Hukuk Eğitimlerinin Önemi Bunun yanı sıra, avukatların hukuk eğitimleri sırasında aldıkları eğitimlerin de önemi büyüktür. Avukat adayları hukukun evrimi, hukuk felsefesi ve toplumsal etkileri konusunda bilinçlendirilmelidirler. Bu sayede, avukatlar hukuk sistemi üzerindeki etkilerini daha iyi anlayacaklar ve hukukun evrimine katkıda bulunabileceklerdir. Avukatların etkilerinin olumlu olması için, mesleki etik standartlara uymaları, dürüst olmaları ve toplumun güvenini kazanmaları gerekmektedir. Ancak bu şekilde bilinçli bir avukat olunabilir ve böylece davalardaki başarı oranı bir hayli artar. Bursa avukat tercihi yaparken de bunlara dikkat etmek önemlidir. Read the full article
0 notes