Tumgik
#kızıldere
ourhasretgultekin · 1 year
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
cinaraslan · 1 year
Text
Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ın idamlarını engellemek için çıktıkları yolda katledildiler....51 yıl önce Tokat Niksar da katliam yaşandı Kızıldere de katliamı....Devrimci gençlerin çoğu öldürüldü veya katledildi.... Mahir Çayan başta olmak üzere bütün katledilen devrimcileri 51.yıl dönümlerinde sevgi ve saygıyla anıyorum..🌹
#kızıldere #niksar #tokat #mahirçayan #cihanalptekin #kadirmanga #ulaşbardakçı #thkpc #mahirçayanölümsüzdür #devrimci #denizgezmiş #yusufaslan #hüseyininan #sabahattinkurt #ömerayna #saffetalp #ertansaruhan #tkp #devrimcigençlik #gençlik #yoldaş
Tumblr media
2 notes · View notes
leblebi-19 · 1 year
Text
Ne diyordu Kızılderili;
Doğadan uzaklaşanın kalbi sertleşir..
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
15 notes · View notes
yesilhaber · 1 year
Text
Zorlu Enerji, Alaşehir JES’i güneş enerjisi ekleyerek hibrit hale getirdi
Zorlu Enerji, Manisa’da bulunan Alaşehir Jeotermal Enerji Santrali’ni, 3,75 MWp gücünde Güneş Enerjisi Santrali (GES) desteğiyle hibrit santrale çevirdi. Birleşik yenilenebilir elektrik üretim tesisi ile sektörün önünü açan bir rol üstlendiklerini belirten Zorlu Enerji Yatırımlar, İşletme ve Bakımdan Sorumlu Genel Müdür Ali Kındap, “Birleşik Yenilenebilir Elektrik Üretim Tesisimizi devreye…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nesrin-c · 6 months
Text
Kızıldere;
Emperyalizme Karşı Bağımsızlık,
Kapitalizme Karşı Sosyalizm,
Faşizme Karşı Demokrasi demektir…
Kızıldere;
Emperyalizmin ve İşbirlikçi Oligarşinin Nasıl Yıkılacağının Yol Haritasıdır…
Kızıldere;
Türkiye Devrimi’nin Manifestosudur.
#30Mart1972
#Kızıldere
ON'LARA SAYGIYLA...
93 notes · View notes
penaber · 2 months
Text
Kızıldereli inancına göre:
uykusuz kaldığımız gecelerin sebebi,
aslında bir başkasının rüyasında uyanık olmamızmış..
28 notes · View notes
Text
günün birinde, idrak etmemi sağlayan değersizliğimin acı tadıyla tanıştım. layığıyla önemsiz bir husustur ki hiç bir şeyi gayem uğruna yapamadım. ailemin boyunduruğunda, jack nicholson’un guguk kuşundaki “en azından denedim, hiç değilse bunu yaptım.” sahnesini senkronize edemedim. başkaldıramadım. biricik dostumun hülyalarını, ailemin yersiz heveslerine sattım. tüm her şey birdenbire kuruluverdi zihnimde. hiçbir yere ait olamadım. içimdeki boşluğun hacmini yüreğimin pazılarıyla ölçemediğimi idrak ettim. yirmi birin ortasında, hiçliğin sonunda kimsesiz kaldım. şimdi bu tünelden siktir olup gitmek için kızıldereli bir şefe ve sürünün dışına itilen yavrularını öldüren guguk kuşuna inanıyor ve bir o kadar da hiçbir şeye inanmıyorum.
39 notes · View notes
aslindabenyogumlll · 1 year
Text
-yaşlı bir kızılderili ne kadar yanılabilir?
+bazen yanılabilir.
- bazen susar.
+bazen konuşmak ister.
- bazen dinlemek ister.
+bazen yalnız kalmak ister.
- bazen arkadaş ister.
+bazen gitmek ister.
- gider bazen.
+bazen gidemez.
- bazen hiç gidememekten korkar.
+bazıları sonsuz neşeye dolar.
- bazıları sonsuz geceye.
+bazen ölürsün.
- bazen ölemezsin.
- bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.
+bazen kendinden uzaklaşmak ister insan.
- bazen gidersin, sırf dönebilmek için.
+bazen ağlarsın bayağı.
- bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı.
+bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyorsun da …bazen sen zaten içmeye gidiyorsun.
- bazen acıbadem’den bir taksiye biniyorsun, kadıköy diyorsun.
+bazen yüzüne bile bakmıyor.
+bazen bir kadın geliyor oturuyor karşına… ve ağlıyor.
- kadınlar hep ağlıyor.
+bazen bir kadın sana… “en çok korktuğum şey, bir kadının göz yaşıdır” diyor, kendi adına.
- “eğer çok sevdiysem” diyor… “eğer çok sevdiysem…”
+oysa bilmiyor ki, sevmek de bir… an’a ait.
- her şeyin başı su.
+felsefenin de.
Yoksa bir radyo dinleyicisinin dediği gibi sanat tıpkı diğer tüm şeyler gibi yalnızca seks için midir? Yaşlı bir kızıldereli ne kadar yapılabilir?
8 notes · View notes
Text
KIZILDERE’DE BİR KÜRT : Sebahattin Kurt
1970’lerin başında Gevaş’ta öğretmenlik yapan şair Gülten Akın’ın mısralarında geçer Sebahattin Kurt sadece: "Van denizinde, Gevaş’ta / Adı Sebo, biraz dalgın / Halkını sevmekten önyazgılı / Alıp başını gittiğini duyuyorum Tokad’a"
1970’lerin başı… 12 Mart muhtırası olmuş Türkiye Cumhuriyeti Devleti her yerde devrimci avına çıkmıştı. Deniz Gezmişler’i idam etmeye hazırlanan devlet, dağ-taş demeden Mahir Çayan’ları arıyordu.
Türkiye böyle bir siyasal ve toplumsal krizden geçerken Gevaşlı Sebahattin Kurt ise Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde okumaya gider ve devrimci mücadelenin geldiği aşama onu da etkiler. Ama Sebahattin Kurt’u asıl etkileyen dönüm noktası Lise öğretmeni Gülten Akın’dır. O esnada Van Gevaş’ta öğretmenlik yapan şair Gülten Akın Sebahattin Kurt’u çok sever. Van Gölü’nü izlerken uzun uzun sohbet ederler.
Ancak daha ikinci sınıfta ailesi Sebahattin’den uzun süre haber alamaz. Telaşa kapılan Salih ve Saim Kurt çifti ulaşabildikleri her yere ulaşırlar ama sonuç hep olumsuzdur.
Sonra bir gün, TRT radyosundan şöyle bir haber geçer: “Tokat’ın Niksar ilçesinin Kızıldere köyünde bir evde saklandıkları tespit edilen şakiler; Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Hüdai Arıkan, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Saffet Alp ve Sebahattin Kurt ölü olarak ele geçirilmiştir.”
Haberde ismi son olarak okunan öğrenci Gevaşlı Sebahattin Kurt’tur.
Aile inanmak istemez önce, “Bu Sebahattin olamaz. Sebahattin’in ne işi olur orada” diye düşünür. Ya da bu acı gerçekle yüzleşmek istemezler ama birkaç gün sonra aileye haber verilip, ‘gelip çocuklarını morgdan almaları, aksi halde gömüleceği’ söylenir. Ailesi imkânsızlıklardan dolayı hemen gidemez tabi, ikinci bir telgraf gelir: ‘Sebahattin Kurt Tokat Niksar Şavşat Mezarlığı’nda 52 No’lu mezara gömüldü.’
Ama aile kandırılmıştır, söz konusu mezarlığa gittiklerinde öyle bir mezarın olmadığını görürler. Muhatap bile bulamazlar. Aile, tüm aramalarına rağmen Sebahattin’in nereye gömüldüğünü öğrenemez. Annesi Saime önce kör olur, Sebahattin’in acısına daha fazla dayanamaz ve kısa sürede ölür; çok geçmez baba da hayata veda eder.
Sebahattin’in ölümü resmi kayıtlara şöyle geçer: “Yapılan teşhiste alnından ve göğüs hizasından ateşli silahla vurularak öldürüldüğü tespit edilen şahsın Van-Gevaş doğumlu 20 yaşındaki Sebahattin Kurt olduğu anlaşılmıştır.”
Adı, 1970’lerin başında Gevaş’ta öğretmenlik yapan şair Gülten Akın’ın mısralarında geçer sadece: Van denizinde, Gevaş’ta/ Adı Sebo, biraz dalgın/Halkını sevmekten önyazgılı/ Alıp başını gittiğini duyuyorum Tokad’a/
DİRENGEN BİR KİŞİLİKTİ
O dönemleri hatırlayan Gevaşlı Cevdet Altındağ, Sebahattin Kurt’u şu sözlerle anlattı: “Ona sıhhiyeci Salih’in oğlu derlerdi. Nesil olarak bizden büyüktür. Ailesini yakından tanırım. Bütün Gevaş Sebahattin’i direngen bir kişilik olarak tanırdı, asla boyun eğmezdi. Çocukluğundan itibaren böyleydi. Van Gölüne girmesini engelleyenlerle kavga eder, dayak yer ama yine de Van Gölüne girmeyi başarırdı. Dayak yese dahi, kavgaya girecek kadar cesurdu. Katliamdan sonra ailesi Gevaş’tan ayrıldı. Cenazesinin getirilmediğini biliyorum. Gevaş’a getirilmedi.”
‘TÜM MAHALLENİN YARDIMINA KOŞARDI’
Yine Gevaş’ta yaşayan ve Kurt’un gençliğinde Hişet mahallesinde ona komşuluk eden Necmiye Deniz ise Kurt ile ilgili şunları söyledi: Sürekli kitap okurken görürdüm, hatırladığım kadarıyla kısa boyluydu. Cesaretliydi, mahallede ne sorun olursa duyarlı yaklaşır ve insanlara yardım etmeye çalışırdı. Herkes onu çok seviyordu, sonra Ankara’ya okumaya gitti ve bir daha göremedik.”
#anfturkce (alıntı)
Tumblr media
14 notes · View notes
haber71net · 20 days
Link
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ‘Bal Porsuğu’ Kırıkkale’nin Karacaali ile Kızıldere Köyü arasında bir yolda ölü bulundu. Çevreden geçen vatandaşlar tarafından ölü bulunan Bal Porsuğuna a... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
gundemarsivi · 6 months
Text
Tumblr media
Kızıldere #şiir
✍🏻 Ali Erkan Güneri
https://www.gundemarsivi.com/kizildere-1972/
30.Mart.1972 – KIZILDERE
NİKSAR’IN FİDANLARI BÜYÜDÜLER,
KOCA KOCA AĞAÇLAR OLDULAR,
ORMAN OLDULAR,
YEŞERDİLER, ,
YENİLENDİLER
BİNLER OLDULAR,
ONBİNLER OLDULAR…
ONLAR;
SİNAN KAZIM ÖZÜDOĞRU, MAHİR ÇAYAN,
HÜDAİ ARIKAN, ERTAN SARUHAN, SAFFET ALP, SABAHATTİN KURT, NİHAT YILMAZ,
AHMET ATASOY, CİHAN ALPTEKİN, ÖMER AYNA.
YENİDEN DOĞDULAR…
EZİLDİLER, UN UFAK OLDULAR,
EKİLDİLER, FİLİZ OLDULAR,
BOY VERDİLER, FİDAN OLDULAR…
ARTIK ONLAR, ONBİNLER…
ONBİNLERİN DÖNÜŞÜ
Gün tükenir
Günler tükenir
Dün yaşar, dün tükenmez
Güneşin ortasında vuruştu onlar
Gecenin ortasından güneşin ta içine
Vurulup düştüler ak umutları gibi
Gecenin orta yerinden
Güneşe yürüdüler
Birer güneş şimdi onlar
Birer yıldız,
Gökyüzü…
Parlayan umut
Dağlanan yüreği babaların
Anaların gözü çağlayan
Susmak acılara vurmak
Ellerin tutamadığı
Kolların sarılamadığı
Birken bin yaşayan
Onlar
Ali Erkan Güneri
*
OY KIZILDERE KIZILDERE
Tam 52 yıl geçti aradan,
Bir bir isimleri geliyor aklıma,
Daha gencecik delikanlılardı,
Yaşayacak günleri vardı
Anaları, babaları, kardeşleri
Dostları, yoldaşları vardı
Çoğu gitti.
Onlar gitmedi,
Onlar yaşıyorlar hala
Hem de gencecik delikanlılar.
30 Mart 1972
30 Mart 2024
OY KIZILDERE KIZILDERE…
Offf Kızıldere of.
Bir bir isimleri geliyor aklıma
Geceden sabaha,
Onlar geliyor aklıma, gitmiyor…
On’lar:
MAHİR ÇAYAN
SİNAN KAZIM ÖZÜDOĞRU
ERTAN SARIHAN
SAFFET ALP
HÜDAİ ARIKAN
SABAHATTİN KURT
NİHAT YILMAZ
AHMET ATASOY
CİHAN ALPTEKİN
ÖMER AYNA
Tam 52 yıl geçmiş aradan,
Yaşanacak günleri vardı daha
Bir bir isimleri geliyor aklıma
Geceden sabaha,
Onlar geliyor aklıma, gitmiyor..
30 Mart 1972-30 Mart 2024 OY KIZILDERE KIZILDERE…
Ali Erkan Güneri
*
KIZILDERE-1972
SİNAN KAZIM ÖZÜDOĞRU ANISINA…
Dikmen-Ankara Atatürk Lisesi-AAL Gazetesi-Tiyatro Kolu-Şiir ve Sosyal Hizmetler Akademisinde kesişti yollarımız, hep bir adım öndeydin, buluşamadık. Yıllar sonra böyle buluştuk, unutmayacağız-UNUTTURMAYACAĞIZ…
Ali Erkan Güneri
#KızıldereKatliamı #NihatYılmaz #CihanAlptekin #SinanKazımÖzüdoğru #ErtanSarıhan #SafetAlp #HüdaiArıkan #SabahattinKurt #ÖmerAyna #MahirÇayan #Kızıldere1972 #Devrim #Şiir #KatledilenGençlereŞiir
0 notes
yenicagkibris · 6 months
Text
Bugün 30 yarın 31 Mart - Özkan Yıkıcı
Bugün Otuz Mark. Kızıldere katliyamının üzerinden tam 52 yıl geçti. Kızıldere Türkiye devrimci tarihinde önemli bir yeri vardır. Küçük bir köyde katledilen önemli devrimci liderlerin yaşantısının anısına gerçekleşen tarihi andı. Kızıldere, devrimci tarihte Türkiye devletinin resmen anlayışının yaşama yansıyan olaylarından biridir. Öldürülen on devrimci adeta tarihsel önemli yeriyle yerlerini…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nesrin-c · 1 year
Text
ON'LARA SAYGIYLA...
30 Mart 1972… Kızıldere’de silah elde ölümsüzleşen; Mahir Çayan, Ertan Saruhan, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ahmet Atasoy, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ömer Ayna, Saffet Alp bilincimiz ve yüreğimizsiniz!
‘ ‘Oy dere Kızıldere
Böyle akışın nere
Onlar biter mi sandın
Sana can vere vere
Dere bizim evimiz
Suyun alın terimiz
Söyle nedendir dere
Vurulur gençlerimiz
Dere böyle durulmaz
Gence kurşun sıkılmaz
Sanma faşist olandan
Bir gün hesap sorulmaz’’
105 notes · View notes
srdnm · 1 year
Text
Kızıldereli Öğreti
• Yaşarken ölüm korkusunun kalbine girmesine asla izin verme. • İnancının karşısında, keder bir hiçtir. • Başkalarının görüşlerine saygı göster ki, onların da sana saygı göstermesini isteyebilesin. • Yaşamı sev; eksiksiz yaşa, yaşamındaki tüm şeyler güzel olsun. • Yaşamını uzun yaşamak için gerekeni yap ve başkalarına da aynı amaç için yardımcı ol. • Büyük ayrılış günü bir gün geldiğinde, soylu bir ölüm şarkısı hazırla. • Bir dostla karşılaştığında veya uzaktan gördüğünde hatta yalnız bir yerde bir yabancı önüne çıktığında bir söz söyle veya muhakkak selam ver. • Tüm insanlara saygı duy ama asla yaltaklanma. • Sabah güneş doğduğunda, ışık için, yaşamın ve sağlığın için, şükret. • Bulduğun besinler ve yaşam sevincin için şükret. • Şükredecek bir neden bulamıyorsan, içindeki kusuru ara. • Asla zehirli ateş suyuna (İçki) dokunma, o seni bilgelikten aptala çevirir ve görüşünün ruhunu çalar. • Ölüm zamanı geldiğinde, kalbin ölüm korkusuyla dolmasın; böyle olanlar zamanları geldiğinde birazcık daha yaşamak için ağlayıp, dua ettiler ve bu yüzden farklı bir yaşamı yaşadılar. • Kendi ölüm şarkını söyle ve bir kahramanın eve dönüşü gibi öl. • Dünyaya bağlan ve orada saygıyla yaşa. • Daima Büyük Ruh´a yakın ol. • Seni izleyenlere daima saygılı davran. • Daima tüm insanlığın hayrına çalış. • Gereken her yerde yardımcı ve şefkatli ol. • Doğru olmak için ne yapacağını bil. • Düşüncelerine ve bedenine iyi bak. • Emeğini en iyi amaca yönelt. • Daima inançlı ve dürüst ol. • Yaptıklarının tümünden sorumlu ol.
0 notes
isvicreninsesi · 1 year
Text
SYKP İsviçre 6. Olağan Kongresi: Demokratik ve sosyal bir Cumhuriyet için birleşelim!
Tumblr media
🇨🇭SESİ- SYKP İsviçre Koordinasyonu, “Türkiye’den faşizmi defedelim, demokratik ve sosyal cumhuriyeti inşaa edelim” şiarıyla  6. Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)  İsviçre Koordinasyonu 6. Olağan Kongresi’ni Bern’de gerçekleştirdi.  “Türkiye’den faşizmi defedelim, demokratik ve sosyal cumhuriyeti inşa edelim” şiarıyla  gerçekleşen kongrede yeni koordinasyon seçilirken, Yeşil ve Sol Parti’yi büyütelim çağrısı yapıldı. SYKP Eş Genel Başkanları Canan Yüce ve Cavit Uğur kongreye selamlama videosu gönderdi. İsviçre Demokratik Kürt Toplumu (CDK), İsviçre Demokratik Haklar Federasyonu (İDHF), İsviçre İnsan Hakları Dayanışma Derneği (İHDD), Bern Alevi Dergahı, MAR-DEF, İHD İsviçre Temsilciliği, Pangea Kültür temsilcileri kongreye katılırken, DİDF İsviçre, FEDA İsviçre ve Yeşiller / BastA! Miletvekili Sibel Arslan da mesaj göndererek kongreyi selamladlar. Kongrede iki yıl boyunca görev yapmak üzere Eşsözcüler, koordinasyon kurulu ve etik kurul seçildi. SYKP İsviçre’nin yeni dönem Eşsözcüleri olarak Berfin Göçer ve Memduh Özdemir belirlenirken, Koordinasyon kuruluna Ezgi Solmaz, Hüseyin Bektaş, Nehir Karataş Tandoğan, Toros Korkmaz, Berfin Köse, Tuncay Yılmaz seçildi. Koordinasyon kurulu yedek üyeleri olarak ise Demet Dursun, Gülüm Erinmez, Selim Ünay ve Adem Arslan belirlendi. SYKP İsviçre Etik kuruluna Hürü Tat, Nergiz Özdemir, Hüseyin Kürekçi seçilirken yedek olarak da Muazzez Yücel ve Ali Akkurt görev aldı. SYKP İsviçre adına önceki dönem Eş Sözcüler Çiğdem Gönel ve Memduh Özdemir’in gerçekleştirdiği açılış konuşmasının tam metni şöyle: “ÇUBUĞU TÜRKİYE’DE FAŞİZMİN KURUMSALLAŞMASININ ÖNÜNÜ KESME MÜCADELESİNE BÜKÜYORUZ” Kongrede konuşan SYKP İsviçre Eş Sözcüsü Çiğdem Gönel, “Mart ayı, devrim ve mücadele tarihinde iz bırakanları, buzu kırıp yolu açanları öfke ve hüzünle andığımız aydır. Devrimci dayanışmanın en güzel örneklerinden olan Kızıldere direnişinde Mahir Çayan ve 9 arkadaşının katledilmesi, TARİŞ direnişçileri Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar’ın idam edilmeleri, 12 Mart darbesi sonrası hızla yükselen devrimci dalgayı kırmak için yapılan Beyazıt katliamı, Kürt halkının özgürlük mücadelesini boğmak için girişilen Halepçe katliamı, bu toprakların uslanmaz halklarından Alevilerin uğradıkları katliamlardan birisi olan Gazi katliamı ve devrimci direniş önderlerinden Mehmet Latifeci’nin katledilişi Mart ayına rastlar. Mart ayında kaybettiklerimizin şahsında, devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirdiğimiz tüm canları anıyorum. Ülkemizin zor ve kritik bir dar boğazdan geçtiği bu olağanüstü günlerde topladığımız kongremizin eksenini, Türkiye’de faşizmin kurumsallaşmasına karşı verilen emek, demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesini güçlendirmek olarak belirledik.  SYKP İsviçre olarak yaşadığımız ülkenin, Avrupa’nın ve dünyanın mücadeleleriyle ülkedeki mücadeleyi birbirine bağlayan bir siyaset hattı kurmaya özen gösterdik her zaman. İçerisinden geçmekte olduğumuz olağan sürecin olağanüstülüğün�� dikkate alarak deyim yerindeyse çubuğu Türkiye’de faşizmin kurumsallaşmasının önünü kesme mücadelesine büküyoruz.  Biliyoruz ki Türkiye’de faşizmin galip gelmesi sadece Türkiye’yi değil, bütün Ortadoğu ve Avrupa coğrafyasını da etkileyecek, dünya genelinde yükselişe geçen sağcı, faşist siyasetin değirmenine su taşıyacaktır. Ayrıca, uğruna mücadele ettiğimiz ‘emek, demokrasi, barış ve özgürlük’ parolaları, Dünyanın dört bir yanında savaşlar, ırkçılık, cinsiyetçilik, ekonomik kriz, ekolojik yıkım, yeni sağ dalga ve faşizm yükselirken evrensel nitelikte parolalardır” dedi. SÖMÜRÜ DÜZENİNİZİ MUTLAKA DEVİRECEĞİZ! Sermayenin ekonomik krizi, Covid salgınını ve savaşları bahane ederek işçi sınıfının kazanılmış haklarına ve alın terine göz dikmiş olduğunu vurgulayan Gönel, “Dünyanın yüzde 1’ini oluşturan zenginlerin serveti, geri kalan yüzde 99’un servetinin iki katına ulaşmışken, hala kapitalist sistemin yapısal faturası işçilere, emekçilere çıkartılmak isteniyor. Sadece Türkiye’de değil, İsviçre’de ve Avrupa’da da enflasyon yükselir, hayat pahalanırken, tekeller karlarına kar, servetlerine servet katıyorlar, sıra işçiye geldiğinde ise fedakarlık istiyorlar. Pandemiden sonra şimdi de Ukrayna-Rusya savaşı bahane edilerek enerji faturaları, market fiyatları, okul, yol, hayat masrafları artarken emeğimiz daha da değersiz hale getirilmek isteniyor. Yok öyle yağma! Emeğimizin hakkını size yedirmeyeceğiz, sömürü düzeninizi mutlaka devireceğiz! Kapitalist – emperyalist sistem çoktan dünya halkları için bir umut kaynağı olmaktan çıktı. İnsanlar bu sistemde sadece savaş, yoksulluk, ekolojik yıkım ve patriyarkayla işbirliği içerisinde cinsiyetçilik görüyorlar. Ve durumun bu sistem içerisinde düzelebileceğine zerrece inanmıyorlar artık. Sosyal Forumlar, Türkiye’de Gezi ayaklanmasıyla yaşadığımız işgal hareketleri, işçi sınıfı ve ezilenlerin yeni enternasyonal mücadele arayışları henüz yeterince güçlenmiş olmasa da sermayeye korku salıyor. Bu arayışın büyük bir öfke seli olup üzerlerine geleceğini bildiklerinden dünyanın her köşesinde aşırı sağcı, dinci, faşist örgütlenmeleri güçlendiriyorlar” ifadelerini kullandı. SERMAYENİN ANTİ DEMOKRATİK YÖNELİMİNE BİZ İŞÇİLER VE EZİLENLER SOSYALİST DEMOKRASİ PERSPEKTİFİYLE YANIT VERMEK ZORUNDAYIZ Baskıcı ve faşist yönetimlerin normalleştirilmek istendiğine vurgu yapan Gönel, “Fransa’da neoliberal Macron’la faşist Le Pen yarışırken, İtalya’da faşist koalisyona, İsveç’te aşırı sağcı Jimmie Akesson’a, Macaristan’da faşist Orban’a, Polonya’da Duda’ya iktidar teslim edilmiş durumda. Almanya’da ise bu sağcılaşma bizzat Sosyal Demokratlar ve Yeşiller eliyle yapılmakta. Adeta Avrupa’da ve tüm dünyada işçi sınıfının ve ezilenlerin demokratik kazanımları rafa kaldırılmak, baskıcı, faşist yönetimler normalleştirilmek isteniyor. İşte demokrasi talebi tam da bu yüzden bütün dünyada önem kazanıyor. Sermayenin anti demokratik yönelimine biz işçiler ve ezilenler sosyalist demokrasi perspektifiyle yanıt vermek zorundayız. Nitekim bu sağcılaşmaya karşı bütün dünyada işçiler, kadınlar, gençler, yoksul köylüler, ekoloji hareketleri seslerini yükseltiyor, hatta yarattıkları alternatifleri iktidara taşıyorlar. İşte son olarak Brezilya’da yaşadık bunu. ABD’nin desteklediği faşist Bolsonaro’ya karşı Brezilya işçi sınıfının, topraksız köylülerinin, yerli halklarının, kadınların desteklediği Lula da Silva başkanlık seçimin kazandı ve demokratik değişimi başlattı. Kolombiya, Peru, Honduras, Şili demokrasi mücadelesinin Latin Amerika’da kazandığı mevziler olurken, Fransa’da Sarı Yelekliler, İngiltere’yi her gün sarsan grevler, Almanya’da hayat pahalılığına karşı yayılan eylemler, gençlerin gelecekleri için verdikleri iklim mücadelesi, kadınların İrlanda’da, Polonya’da, İspanya’da, Türkiye’de, Rojava’da, İran’da emekleri, bedenleri ve yaşamları için yükselttikleri jin, jiyan, azadi sloganı alanı zorbalara bırakmayacağımızın en açık göstergesidir. Şimdi hep birlikte kadınca ses verelim dünyanın dört bir yanında direnenlere, jin, jiyan, azadi” diyerek sözlerini tamamladı. “BU SEÇİMLERDE KARANLIK GİDİŞATI DURDURACAĞIZ!” Burada doğan ve yaşayan insanlar olarak tek düşüncelerinin Türkiye olduğunu belirten SYKP İsviçre Koordiasyonu Eş Sözcüsü Memduh Özdemir, “Tek adam diktatörlüğüne, dinci ve ırkçı bir faşizme teslim edilmek istenen Türkiye. Savaş uçaklarının, Obüs toplarının, bombaların, silahların kuşatması altında direnen Kürdistan. Hangimiz kafamız rahat ve gönlümüz ferah bir şekilde bu yaz için ülkeye gidiş planı yapabiliyoruz? Hiçbirimiz! Henüz depremin yaralarını saramamış, yitirdiğimiz binlerce canımızın hesabını soramamışken, Türkiye tarihinin en kritik seçim sürecinin içerisine girdik. 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek seçimler, gelecek on yıllarda devlet ve toplum arasındaki ilişkilerin seyri üzerinde belirleyici izler bırakacak. Bu seçimlerle ya şimdiki karanlık gidişatı durdurarak, tek adam yönetimine son verecek ya da faşizmi kurumsallaştırma doğrultusunda iktidar blokunun önünü daha da çok açacak, ırkçılık, mezhepçilik, erkek egemenliği ve ekolojik yıkımın önüne geçilmesi daha zor bir hal alacak. Bu kaygı sadece ülkede yaşayanlar için değil, bizler için de geçerli. Kim adı sürekli kadın cinayetleriyle, çocuk istismarıyla, doğa ve tarih talanıyla, dizginsiz emek sömürüsüyle, işçi katliamlarıyla, LGBTİ+ cinayetleriyle, göçmen düşmanlığıyla, ırkçılıkla, savaşla, çatışmayla, ayrımcılıkla, cezaevleri ve tutuklamalarla anılan bir ülkenin vatandaşı olmaktan mutluluk duyar. Ülkedeki ekonomik ve siyasal kriz derinleştikçe yurtdışında yaşayan bizlere daha da çok döviz ve oy deposu gözüyle bakılıyor. Sorunlarımıza ve taleplerimize kulak veren yok! Çifte vatandaşlık, gasp edilmiş haklarımızın geri kazanılması, zorunlu askerlik, çifte vergiler, anayasal-yasal haklar, siyasal sürgünlüğün sona erdirilmesi, pasaporta el koyma, geri gönderilme, gözaltı ve tutuklanma risklerimiz ülkeyi yönetenlerin umurlarında bile değil” dedi. YAŞASIN DEVRİM, YAŞASIN SOSYALİZM Emeği ve doğanın sömürülmediği bir yaşam istediklerini vurgulayan Özdemir, “SYKP olarak, eşit, özgür, barış içerisinde, demokratik ve sosyal bir Türkiye için Halkların Demokratik Partisi’ni ve şimdi HDP’nin AKP hileleriyle baş etmek için işaret ettiği Yeşil Sol Parti’deki buluşmamızın tarihi bir şans olduğuna inanıyoruz. Aklımızı, fikrimizi, deneyimlerimizi, emeğimizi, enerjimizi, yaşamdan biriktirdiklerimizi, umutlarımızı ve gülüşlerimizi yanyana getirirsek diktatör Erdoğan’dan ve faşizm tehdidinden kurtulabilir, İkinci yüzyılında cumhuriyeti demokratikleştirme yürüyüşümüzü hızlandırabiliriz. Biz ne Türkiye’de ne İsviçre’de ne de dünyanın hiçbir coğrafyasında bu düzene mahkum değiliz. Kimsenin kimliğinden, cinsiyetinden dolayı üstün olmadığı, emeğin ve doğanın sömürülmediği bir ülke, bir dünya, bir yaşam istiyoruz. Biliyoruz, onlar da bunu bize vermek istemiyorlar. Ama bugün Salvador Allande’nin izinde faşizmi dize getiren Şili halkının söylediği gibi ‘El pueblo unido jamás será vencido’ yani “örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!” Öyleyse haydi ellerimizi birleştirmeye, haydi saflarımızı sıklaştırmaya, haydi SYKP’de örgütlü mücadeleye, haydi HDP’de ve Yeşil Sol Parti’de birleşmeye, haydi Emek ve Özgürlük İttifakını büyütmeye diyoruz! Kahrolsun, kapitalizm, patriarka ve doğa düşmanlığı! Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm, yaşasın feminizm” dedi Read the full article
0 notes
apsny-news · 1 year
Text
51. yılında Kızıldere Katliamı - bianet
* Fotoğraflar: TÜSTAV. Kızıldere Katliamı, Türkiye devrimci-sosyalist hareketinin tarihinde bir dönüm noktası. 12 Mart Muhtırası sonrası devlet şiddeti artarken, Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi (THKP-C) ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) militanı 11 kişi Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamını engellemeye çalışırken Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes