Tumgik
#katarakt belirtileri
sinerjiportfoy · 2 years
Link
0 notes
findikhikyeleri · 5 months
Text
0 notes
emrewebtasarim · 5 months
Text
0 notes
cocukklinigi · 1 year
Text
BEBEKLERDE KATARAKT OLUR MU?
👀Genellikle yaşlılarda görülen bir göz hastalığı olarak bilinen katarakt doğumsal olarak bebeklerde de görülebilir.
👀Bunun en önemli nedeni gebelik sırasında annenin geçirdiği enfeksiyonlar ve kullandığı ilaçlar olarak düşünülmektedir.
👀Ancak ortada hiçbir neden yokken de doğumsal katarakt ile karşılaşılabilir.
Doğumsal Kataraktın Belirtileri
👀Bir göz bebeğinin diğerinden farklı olması (katarakt olan göz beyaz ve donuk görünebilir)
👀Göz kayması ya da şaşılık (bebeklik çağındaki göz kaymaları genellikle katarakt olarak düşünülür)
👀Bebeğin görme becerisinde noksanlık olabilir
👀Göz tembelliği
Tedavi
👀Kataraktın tedavisi cerrahidir.
👀Ameliyat göz içindeki kataraktlı doğal göz lensinin göz içinden çıkarılmasını ve çocuğun yaşına göre göz içine saydam göz içi merceği takılmasını içerir.
👀Yetişkinliklerden farklı olarak çocuklarda saydamlığını kaybeden göz merceğinin arka zarı da ameliyatla çıkarılabilir.
👀Burada çocuğun yaşı önemli bir faktördür.
👀Zira bebek 2 yaşından küçükken mercek takılmazken 2 yaşından büyük ise göze mercek yerleştirilir.
#çocuklardakatarakt #çocuklardakataraktameliyatı #bebeklerdekatarakt #bebeklerdekataraktolurmu #çocukkliniği #cocukklinigi #birannekadargüvenli
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
sagliklikalnet-blog · 6 years
Link
0 notes
fhcam · 7 years
Text
Katarakt Nedir Tedavisi ve Belirtileri Neler ?
Katarakt Nedir Tedavisi ve Belirtileri Neler ?
Gözün içinde bulunan ve kristal say­damlığındaki lensin saydamlığını kaybedip, matlaşmasına katarakt ‘da lens, gözün korneadan sonra ikinci kırıcı ortamıdır. Normal bir lensin %65’i su, %35’i proteinden ibarettir. Kataraktlar 2 bölümde incelenir. 1/3’i için kesin bir neden söylemek mümkün olmaz. Gene­tik (ailesel) olabileceği gibi, Down sendromu gibi sistemik hastalıkların habercisi veya bir…
View On WordPress
0 notes
kuytunet-blog · 7 years
Text
Katarakt ve Katarakt Belirtileri Nelerdir
New Post has been published on https://kuytu.net/katarakt-ve-katarakt-belirtileri-nelerdir.html
Katarakt ve Katarakt Belirtileri Nelerdir
Katarakt ve Katarakt Belirtileri Nelerdir, Orta yaş üstü kişilerde görülen ve görüntünün buğulu cam gibi görünmesine neden olan katarakt belirtileri nelerdir?
Katarakt ve Katarakt Belirtileri Nelerdir
Göz bebeğinin arka kısmında bulunan ve görmeyi sağlayan göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşması olarak adlandırılan katarakt, görüntünün buğulu bir camdan bakıyormuş hissi vermektedir. Genellikle orta yaş üstü kişilerde görülen katarakt; yeni doğan bebeklerde, uzun süreli kortizonlu ilaç kullananlarda, diyabet hastalarında ve göze gelebilecek fiziksel darbeler sonrasında da oluşabilmektedir.
Katarakt Belirtileri
Bulanık görme
Çift görme
Renklerin zor algılanması
Işıkların etrafında halkalar görünmesi
Gece ya da çok parlak ışıkta görememe
Derinlik hissinin kaybolması
Göz yorgunluğu ve baş ağrısı
Gözlük ya da lens numaralarının sık değişmesi
Katarakt Tedavisi
Katarakt, ilaç ya da gözlükle tedavi edilebilen bir rahatsızlık olmadığından, tek tedavisi ameliyattır. Modern sağlık yöntemlerinin gelişmesiyle beraber günümüzde ağrısız, iğnesiz ve narkozsuz biçimde yapılan ameliyatlar sonucunda hasta aynı gün içinde evine dönebilmektedir. Ancak, katarakt ameliyatında da dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Ameliyatı yapacak hekimin deneyimi ve göz içine konulacak merceğin kalitesi, ameliyatın etkin sonuçlanmasını direkt olarak etkilemektedir. Kalitesiz mercek kullanımı sonucunda, ameliyat sonrasında çeşitli problemler oluşabilmekte ve ikinci kez ameliyat olma riskini birlikte getirmektedir.
Katarakt tedavisinde en sıklıkla kullanılan teknik, fako tedavisidir. Fako tedavisinde; göze açılan ufak bir delikten girilerek yapay bir mercek takılmaktadır. Kısa süren bir ameliyat sonrasında hastanın görmesi de kısa süre içerisinde gerçekleşmektedir.
Ameliyattan aşağı yukarı 15-20 gün içerisinde görmede belirgin bir biçimde düzelme görülmektedir. Bu süre zarfı geçtikten sonra hastanın iyileştiğini söyleyebiliriz. Ancak ameliyat sonrasında hastanın kesinlikle dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususlara göz atacak olursak.
Katarakt Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ameliyattan sonra aşağı yukarı 20 gün boyunca gözünüzün su ya da sabunla temas etmesini önlemelisiniz. Size verilecek olan bir kapak ile gözünüzü kapatabilirsiniz.
Doktorunuzun verdiği ilaçları derli toplu olarak kullanmalısınız.
Kitap okuma, TV izleme gibi alışkanlıklarınızı bir süre ertelemelisiniz.
Gözünüzü netlikle ovuşturmamalı, göze basınç uygulamamalısınız. Bu hareketler dikişlerinizin açılmasına yol açabilir.
Ameliyat olduğunuz gözünüzün üzerine yatmamalı, kesinlikle yukarıya da olmasını sağlamalısınız.
Dışarı çıkarken koruyucu gözlük kullanmalısınız.
Güneşli veya rüzgârlı havalar gözünüze zarar vermektedir.
Ağır işler yapmaktan bir süre kaçınmalısınız.
Öne doğru eğilmek gözünüze baskı yapacağından bir süre eğilmemeye özen göstermelisiniz.
0 notes
tuncaysezgin · 5 years
Text
Katarakt probleminden 15 dakikada kurtulmak mümkün
Merhaba değerli okurlar,
Göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşması ile ortaya çıkan katarakt, birçok kişinin karşılaştığı sağlık sorunları arasında yer almaktadır.
Bu rahatsızlık daha çok orta yaş üstü kişilerde görülür ancak yeni doğan bebeklerde, şeker hastalarında, göze gelen fiziksel darbeler sonrasında ve uzun süreli kortizonlu ilaç kullananlarda da ortaya çıkabiliyor.
Katarakt, kişide görme seviyesini ve kalitesini önemli ölçüde azaltmaktadır. Işığa hassasiyet, okuma zorluğu, sisli ve puslu görme, renklerde soluklaşma, gece görüşünde bozulma, çift görme, gözlük numaralarının sık değişmesi, giderek artan görme azlığı gibi şikayetler kataraktın belirtileri arasında yer almaktadır.
Ameliyat yaklaşık 15 dakika sürüyor
Göz muayenesi sırasında mikroskopla gözün merceğinin değerlendirilmesi sonucunda hastalık tanısı konuluyor. Bu değerlendirmede kataraktın cinsi, yoğunluğu ve diğer hastalıklar da teşhis edilebilmektedir.
İleri yaşlarda görme bulanıklığının en önemli sebebi, katarakttır. Rahatsızlık ilaçla ya da gözlükle tedavi edilemiyor. Oluşmuş olan kataraktın tek tedavisi ameliyat. Katarakt görme keskinliğini azalttığı için mutlaka tedavi edilmeli. Çünkü kişinin günlük yaşamını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle ne kadar erken tedavi uygulanırsa o kadar iyi sonuçlar elde edilecektir.
Katarakt cerrahisinde teknolojinin gelişmesine bağlı olarak son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığı da bilinmektedir. Bu ameliyat, ortalama 10-15 dakika sürmekte…
Enfeksiyona karşı önlem alınmalı
Operasyondan sonra hastanede kalmaya gerek yoktur. Katarakt ameliyatının ardından özellikle ilk günlerde enfeksiyona karşı önlem alınmalı. Bu nedenle ellerin sık sık yıkanması, ilaçların düzenli kullanılması, g��ze ilaç damlatılırken ellerin temiz olması gibi konularda hassas davranılması gerekmektedir. Diğer yandan herhangi bir kızarıklık, ağrı, sulanma gibi şikayetler olduğunda vakit kaybetmeden doktora başvurulması oldukça önemlidir.
Sağlıklı günler dilerim,
1 note · View note
diyetz · 2 years
Text
Katarakt Nedir, Neden Olur? Belirtileri ve Tedavisi
Tumblr media
https://www.diyetz.com/katarakt-neden-olur-belirtileri/
0 notes
dakikamagazin · 2 years
Link
Katarakt cerrahisinde hastanın ihtiyacına göre lens seçimi yapılabiliyor... İşte katarakt cerrahisi ve lens çeşiteri
0 notes
sondakikabu · 2 years
Text
Araba Kullanırken Zorlanıyorsanız Kataraktınız Olabilir
Araba Kullanırken Zorlanıyorsanız Kataraktınız Olabilir
Dünyada en yaygın körlük ve görme azalması nedeni olan katarakt hastalığının görülme sıklığı yaşın da yükselmesiyle birlikte artıyor. Uzak veya yakını görmede azalma, araba kullanırken zorlanma, gözlük numaralarında sık değişiklik, katarakt belirtileri arasında yer alıyor. Katarakt geri dönüşümsüz bir rahatsızlık olarak tanımlanırken, tek tedavi yöntemi olarak cerrahi uygulamalar ön plana…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mevcutbilgi · 2 years
Text
Araba Kullanırken Zorlanıyorsanız Kataraktınız Olabilir
Araba Kullanırken Zorlanıyorsanız Kataraktınız Olabilir
Dünyada en yaygın körlük ve görme azalması nedeni olan katarakt hastalığının görülme sıklığı yaşın da yükselmesiyle birlikte artıyor. Uzak veya yakını görmede azalma, araba kullanırken zorlanma, gözlük numaralarında sık değişiklik, katarakt belirtileri arasında yer alıyor. Katarakt geri dönüşümsüz bir rahatsızlık olarak tanımlanırken, tek tedavi yöntemi olarak cerrahi uygulamalar ön plana…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
vetrium · 4 years
Text
Köpeklerde Göz Hastalıkları, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Tumblr media
Köpek
22-10-19
Son zamanlarda köpeğinizin gözlerinde bir farklılık hissettiğiniz oldu mu? Eğer yanıtınız hayırsa, köpeğinizin sağlıklı olduğunu öngörebiliriz. Fakat köpeklerde göz hastalıkları konusunda çoğu köpek sahibinin yeterli bilgiye sahip olmadığını düşündüğümüzde, bir sorun varsa dahi fark etmediğiniz sonucuna da varabilmek mümkün. Köpeğinizin rahatsızlıklarını dile getiremeyeceğini de göz önünde bulundurursak, köpek hastalıkları konusunda mutlaka bilgi sahibi olmanız gerektiğini savunmak yanlış olmayacaktır.
Köpeklerin gözleri birtakım koruyucu mekanizmalara sahip olsa da kimi zaman yabancı cisimler kimi zaman da genetik faktörlerden dolayı hassasiyet yaşayabilirler. Bu anlamda gözlerde akıntı, şişme ve kızarıklık gibi belirtiler, köpeklerde göz hastalıklarının en yaygın belirtileri olarak değerlendirilebilir. Bu gibi durumların tedavisinde kesinlikle veteriner danışmanlık hizmeti almanız gerektiğini söylememizde fayda var. Aksi halde yanlış bir uygulama sonucu hiç istemeyeceğimiz sonuçlar dahi meydana gelebilir.
Ancak veterinerinizi doğru yönlendirebilmeniz için de köpeğinizin durumunu gözlemlemeniz gerekmektedir. Bu doğrultuda köpeklerde göz hastalıkları ve belirtileri konusunda bilinçlenmeniz can dostunuzun çevresini çok daha iyi görüp algılayabilmesi bakımından işinizi kolaylaştıracaktır.
Köpeklerde Göz Hastalıkları Nelerdir?
Köpek sahipleri genellikle köpeklerinin yaşadığı hastalıklar ciddi şekilde kendini göstermeye başlayana kadar herhangi bir sorundan şüphelenmezler. Oysa ki hemen her hastalıkta olduğu gibi göz hastalıklarında da erken tanı, pek çok olumsuz durumu önlemeye yardımcı olabilmektedir. Peki köpeğinizin gözlerinin sağlıklı olup olmadığını nasıl daha iyi anlayabilirsiniz? İşte köpeklerde en yaygın görülen göz hastalıkları, belirtileri ve tedavisi konusunda atılabilecek başlıca adımlar…
Blefarospazm Hastalığı
Köpeğiniz göz kapaklarını hızla kırpmaya başladıysa, ışığa bakmakta zorlanıyorsa ve göz kapakları kızarıp şişiyorsa blefarospazmdan şüphelenebilirsiniz. Göz kapağındaki bazı kasların istemsiz bir şekilde kasılması ile ortaya çıkan bu rahatsızlık sonucunda köpeğiniz gözlerini kaşımaya başlayabilir. Bu da göz ve çevresindeki dokulara zarar vermesine yol açabileceğinden mümkün olan en kısa sürede önlem alınması gerekmektedir.
Eğer köpeğinizde blefarospazm hastalığı olduğunu düşünüyorsanız, veteriner hekiminizle görüşmenizi tavsiye ederiz. Veterineriniz blefarospazma yol açan durumu ortadan kaldırmak üzere köpeğiniz için en uygun tedaviyi uygulayacaktır. Çoğunlukla ilaçlı tedavi ile ortadan kaldırılabilen bleforaspazm için kullanılan ilaçların dozajı son derece kritiktir. Dolayısıyla mutlaka alanında uzman bir veterinerle görüşmeniz tüylü dostunuzun hayat kalitesini artırmanız açısından önem kazanmaktadır.
Entropyon Hastalığı
Bazı köpek cinslerinde içe doğru bükülen göz kapakları söz konusu olmaktadır. Entropyon adı verilen bu rahatsızlık genellikle Staffordshire Terrier, Chow Chow, Base, Newfoundland ve bazı Spanyellerde görülmektedir. Göz kapaklarının gözün yüzeyine sürtünmesine neden olan bu hastalık köpeğinizin ağrılı bir görme bozukluğu yaşamasına zemin hazırlamaktadır.
Gözyaşı üretimini de artıran entropyon semptomlarını ortadan kaldırmak için antibakteriyel ürünler ve ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca bu hastalığın tedavisinde cerrahi müdahale gerekebildiğini de belirtmeden geçmeyelim.
Glokom Hastalığı
Göz içi basıncın fazla olması durumunda ortaya çıkan glokom veya diğer bir deyişle göz tansiyonu, insanlarda olduğu gibi köpeklerde de rastlanılan bir rahatsızlıktır. Tedavi edilmediği durumlarda körlüğe dahi yol açabilen ciddi bir hastalık olarak da ifade edebileceğimiz glokomda gözde kızarıklık, bulutlu kornea, genişleyen göz bebekleri, yırtılma gözlemlenebilir.
Beagle, Cocker Spanyel, Base gibi ırklarda kalıtsal glokom yaygındır. Ayrıca glokomun başka bir hastalığın veya travmanın belirtisi olarak ortaya çıktığı da görülmektedir. Eğer köpeğinizin glokomu olduğunu düşünüyorsanız, hiç zaman kaybetmeden ilaçlı tedavi için veterinerinizle görüşmenizde büyük bir fayda olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan bazı köpekler için tedavide cerrahi operasyona başvurulabildiğini de belirtmiş olalım.
Katarakt Hastalığı
Köpeklerde göz hastalıkları arasında bulunan katarakt, göz merceğinin saydamlığını yitirmesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Zamanla ilerleyebilen veya aniden gelişme eğilimi gösteren katarakt, genellikle kalıtsaldır. Fakat kimi zaman diyabet, haşere önleyici maddeler, başka bir göz hastalığı, beslenme eksikliği, gözde yaşanan bir travma sonucunda da görülebilmektedir. Diğer yandan katarakt bazen de köpeğinizin yaşlanma sürecinin bir parçası olarak da meydana gelebilmektedir.
Katarakt olduğu teşhis edilen köpeğin gözlerinde rahatsızlığa dair nasıl bir ilerleme olduğu periyodik muayenelerde kontrol edilir. Eğer hızlı bir ilerleme söz konusuysa en kısa sürede cerrahi operasyon ile köpeğin sağlığına kavuşturulması amaçlanır. Dolayısıyla köpeğinizin göz muayenelerinde güvenilir, alanında uzman bir veteriner hekime danışmanız yararınıza olacaktır.
Kiraz Göz Hastalığı
Tıbbi olarak üçüncü göz kapağı bezi prolapsusu olarak anılan kiraz göz hastalığı, adını göz küresinde görülen kiraz büyüklüğünde kırmızı renkli göz kapağından almaktadır. Köpeklerin insanlardan farklı olarak, gözünün iç köşesinde bulunan üçüncü göz kapaklarında görülen bu hastalığın belirtileri gözde kızarıklık, akıntı, görme bozukluğu, şişme ve kaşıntı olarak seyretmektedir.
Kiraz gözü hastalığının tedavisinde genellikle cerrahi bir prosedüre başvurulur. Bunun sonucunda üçüncü göz kapağı doğru pozisyona getirilerek köpeğin yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir. Bazı köpek ırklarının bu hastalığı yaşama eğiliminin fazla olduğu görülmektedir. İngiliz Cocker Spanyel, Bulldog cinslerinin de aralarında bulunduğu bu ırklarda kiraz gözü veya benzer bir hastalık tanısı kaydedildiğinde, kalıtsal bir hastalık olma ihtimalinden dolayı köpeğin üremesinin önüne geçmek en mantıklı karar olacaktır.
Konjonktivit Hastalığı
Köpeğinizin göz kapaklarının içinde bulunan ve konjonktivit adı verilen zar yapıda oluşan iltihaplanma, konjonktivit hastalığı olarak adlandırılır. Konjonktivit veya diğer bir deyişle pembe göz hastalığı, kirpiklerin göz içine doğru büyümesi, yabancı cisimler, alerjik reaksiyonlar, viral ve bakteriyel enfeksiyonlar sonucunda gözlemlenebilmektedir. Bu hastalığa yol açan neden, tedavinin de seyrini belirlemektedir.
Gözler iyice temizlendikten sonra ilaçlı tedavi ile bu hastalığın giderilmesi mümkündür. Göz damlası veya merhem aracılığıyla tedavi edilebilen konjonktivit hastalığının ilerlemesi durumunda ise daha fazla yardım için veterinerinizi bilgilendirmenizi öneririz.
Kornea Ülseri Hastalığı
Genellikle darbe, çizilme, delinme, yabancı bir cisim, kimyasal bir yanık gibi travmalar sonucu oluşan kornea ülseri, korneanın orta ve iç katmanını etkileyen doku bozukluğudur. Köpeğinizin gözlerinde yeşil bir tabaka oluşmasına yol açan kornea ülseri, aşırı derecede ağrılı olabilmektedir. Bu nedenle köpeğinizde kornea ülseri olduğunu düşünüyorsanız, derhal bir veterinere gitmenizi kesinlikle tavsiye ederiz. Çoğunlukla ilaçla tedavi edilebilen kornea ülseri, daha ciddi vakalarda ameliyat gerektirebilmektedir.
Kuru Göz Sendromu
Keratokonjunktivitis Sikka (KCS) veya yaygın adıyla kuru göz sendromu geliştiren köpeklerde gözyaşı bezleri olması gerekenden daha az gözyaşı üretir. Bu da korneada rahatsızlıklara, dokuların zamanla bozulmasına, göz içine giren yabancı cisimlerin gözün yüzeyine çıkamamasına yol açacaktır. Gözlerin kızardığı ve korneanın bir süre sonra kahverengiye dönmeye başladığı bu hastalık tedavi edilmediğinde körlüğe dahi neden olabilir.
Köpeklerde göz hastalıkları arasında bulunan kuru göz sendromunu yaşayan köpeğinizin tedavisi için gözyaşı üretimini uyaran ilaçlar kullanılabilmektedir. Diğer yandan ileri vakalarda gözü nemlendirmek üzere gözyaşı kanallarında cerrahi seçeneğe başvurulabileceğini de söyleyebiliriz. Ek olarak, bu hastalığın Bulldog, Cocker Spanyel, Terrier, Lhaza Apso ve Shih Tzu ırklara mensup köpekleri etkilediğini ifade etmekte yarar var.
Köpeklerde yaygın olarak görülen deri hastalıkları hakkında da fikir sahibi olmak için Köpeklerde Deri Hastalıkları ve Tedavileri başlıklı içeriğimizi inceleyebilirsiniz.
#kedi #köpek #EvcilHayvan #PetHayvan #HayvanBakım
0 notes
zayflamagentr · 4 years
Link
Kuersetin Nedir?
Kuersetin nedir diye merak ediyorsanız bu kimyasal pigment birçok bitkinin kabuğunda yaygın olarak bulunmakta olup hücre kültüründe yapılan araştırmalar kuersetinin belli tipteki kanser hücrelerine karşı çalışan özellikte bir pigment olduğunu göstermektedir.
Kuersetin Özellikleri
Kuersetin soğan, çay, elma kabuğu ve kırmızı şarapta bolca bulunmaktadır.
Niteliği itibari ile kimyasal bir pigmenttir.
Beslenmede en zengin antioksidanlardan birisi olarak kabul edilmektedir.
Başta yaşlanma ve serbest radikal hasarı olmak üzere pek çok konuda hücrelerin ihtiyaç duyduğu antioksidan bileşenini hücrelere sağlar.
Belirli tip kanser hücrelerine karşı çalışmaktadır.
Kuersetin Faydaları Nelerdir?
Kuersetin faydaları aşağıdaki gibidir:
Kalp Rahatsızlığı ve Kan Damarı Problemlerine İyi Gelir
Araştırmalar sonucunda kuersetinin başta kalp rahatsızlığının ve kalp rahatsızlığına bağlı olarak meydana gelen kan damarı problemlerine iyi gelen ve iyileştirici etkiye sahip olan bir bileşen olduğunu göstermektedir.
Alerjiyle Mücadele Eder
Özellikle bahar ve sonbahar aylarında hayatınızı kabusa çeviren alerjik krizlerinizin son bulmasını istiyorsanız kuersetin kullanabilirsiniz. Kuersetin alerjik reaksiyonlar ile başa çıkmanız konusunda size yardımcı olan bir bileşendir. Doğal bir antihistaminik ve anti inflamatuar olan kuersetin astım, cilt reaksiyonları, mevsim ve gıda alerjilerinin reaksiyonlarını düşürmede etkili olarak çalışacaktır.
Kronik Yorgunluğa İyi Gelir
İçerdiği yoğun antioksidan içeriği ile kendinizi gün içerisinde sürekli olarak yorgun ve halsiz hissetmemenizi sağlamak kuersetin yararları arasındadır. Kuersetin kendinizi gün içerisinde daha az yorgun ve daha fazla enerjik hissetmenize yardımcı olarak başta okul ve iş performansı olmak üzere pek çok alanda performansınızın ve verimliliğinizin artmasında size yardımcı olacaktır.
Yaşlanmanın İlerlemesini Yavaşlatır
Yaşlanma belirtileri ve yaşlanmanın ilerlemesi herkeste gerçekleşir ancak yetersiz beslenme, kimyasal toksinlere maruz kalma, stres, uyku eksikliği gibi durumlar oksidatif stresi tetiklemektedir. Oksidatif stresin etkilerinin azaltılması yaşlanma sürecinin yavaş bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Kuersetin oksidatif stresin etkilerini azaltarak yaşlanmanın ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olmaktadır.
Enflamasyonu Düşürür
Antioksidan gibi davrandıkları için kuersetin zararlı hücre zarlarına, hücre mutasyonlarını arttıracak faaliyetlere, DNA’nın çalışma şeklini değiştirmeye karşı size koruma sağlamaktadır. Bu durumlara neden olarak serbest radikallerin vücutta zararlı parçalanmalarını durdurma konusunda sizlere yardımcı olmaktadır. Enflamasyon başta kalp hastalığı, otoimmün hastalıklar olmak üzere pek çok hastalığın kökünü oluşturduğu için kuersetin sizlerin enflamasyon nedeniyle kaynaklanan rahatsızlıklardan korunmanızı sağlayacaktır.
LDL Artışını Önler ve Kan Basıncını Düzenler
Kuersetin ne işe yarar diye merak ediyorsanız antioksidan özelliği ile vücudun LDL “kötü kolesterol” düzeyinde artışa maruz kalmasını önleyerek kan basıncının düzenlenmesini sağlamaktadır.
Ağrılarla Mücadele Eder
Kuersetinin faydaları arasında otoimmün koşullarla ilişkili ağrılar (artrit gibi) ve bunların yanı sıra solunum yolları ve prostat gibi enfeksiyonları azaltıcı etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bazı çalışmalardan elde edilen veri ve bulguların ışığında enfeksiyon nedeniyle mesane ağrısı yaşan kişilerin kuersetin takviyesi alırken daha az semptoma rastladığını göstermektedir.
Dayanıklılığı Geliştirici Özelliğe Sahiptir
Kuersetin aynı zamanda bazı sporcu takviyelerine de eklenen bir pigmenttir. Kuersetinin bazı sporcu takviyelerine eklenmesinin nedeni kan akışında olumlu etkiye sahip olması nedeniyle dayanıklılık ve atletik performansı arttırma konusunda kullanıcılara fayda sağlamaktadır. Aynı zamanda egzersize bağlı olarak kas ve eklem dokularına besin ve oksijen taşıyan kan damarlarının sağlığını iyileştirmeye yardımcı olduğu için kuersetin antioksidan özelliği sayesinde fiziksel performansınızı arttırmada sizlere yardımcı olacaktır.
Bağışıklık Fonksiyonunu Arttırır
Kuersetin faydası olarak bağışıklık fonksiyonunu arttırmaya yardımcı olması ve böylelikle yorgunlukla birlikte ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı duyarlılığı önlemesi yer almaktadır. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki, günde iki kez 500 mg quercetin alanlar ağır egzersiz periyodunun ardından oluşan solunum yolu enfeksiyonlarının gelişmesine karşı koruma sağladığı yönünde bulgular elde edilmiştir.
Kanserle Savaşır
Kuersetin antioksidan içeriği bakımından zengin olduğu için potansiyel bir kanser önleyicidir. Yapılan çalışmalar kuersetinin kanserli hücreler üzerinde benzersiz bir anti proliferatif etkiye sahip olduğunu ve potansiyel bir kanser önleyici olduğunu göstermektedir. Kuersetin tümörlerin büyümesi, hücre mutasyonu veya kemoterapi gibi kanser tedavileri ile ilgili ortaya çıkan semptomların durdurulmasına yardımcı olabilir. Kuersetin kanseri durdurmak için güvenilir bir tedavi yaklaşımı olarak veya doğal bir terapi olarak görülmektedir. Şuan için hayvanların kanserli hücreleri üzerinde yapıldığı için insan kanserli hücreleri üzerindeki etkilerinin spesifik olarak ortaya çıkarılabilmesi için daha fazla bilimsel araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Cilt Sağlığını Koruyucu Özellik Gösterir
Kuersetin kanser üzerindeki etkisinin yanı sıra aynı zamanda cildi foto sensitvite ve cildi dermatit hastalıklarının etkilerinden koruyucu özellik gösteren kimyasal bir pigmenttir. Kuersetin TNF, IL – 8 gibi pek çok pro enflamatuar sitokin salınmasını engelleyici özellik göstererek reçete ve diğer geleneksel tedavilerden fayda sağlayamayan insanlarda bile deri iltihaplanmasına bağlı olarak oluşan semptom ve belirtilerin durdurulmasına yardımcı olmaktadır.
Hangi Durumlarda Kuersetin Kullanımı Teşvik Edilmelidir?
Quercetin kullanımı genel olarak zengin antioksidan içeriği ile pek çok rahatsızlık ve hastalığa karşı koruma sağlamanızı, yaşlanma sürecinizi yavaşlatmanızı ve kronik yorgunlukla baş etmeniz gibi pek çok konuda sizlere fayda sağlayacaktır. Ancak bazı durumlarda kuersetin kullanımı özellikle teşvik edilebilir. Bu teşvik durumları aşağıdaki gibidir:
Yüksek kolesterol
İnsülin direnci ve diyabet rahatsızlığı
Ateroskleroz (Arterlerin sertleşmesi)
Dolaşım sorunları
Kalp rahatsızlıkları
Bilişsel eksiklik
Göz ile ilgili sorunlar (Katarakt da dahil olmak üzere)
Mide ülseri
Saman nezlesi
Alerji
Astım
Viral enfeksiyonlar
Gut
Kanser
Kronik yorgunluk ve halsizlik
Yumurtalık, mesane ve prostat iltihabı
Cilt rahatsızlıkları
Kronik prostat enfeksiyonu
Kanser
Bu durumlarda kuersetin kullanımı teşvik edilecektir. Kuersetinin faydaları bu kişiler için öncelik arz edecektir.
0 notes
onebenet · 4 years
Text
Çocuklarda Miyopi nedir? Miyopluk neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Tumblr media
Miyop, göz merceğinin tam odaklanamaması nedeniyle oluşan uzağı net görememe sorunudur. En yaygın görme kusurlarından birisidir. Miyop olan kişiler uzaktaki nesneleri görmekte güçlük çekerken yakındakileri gayet net görebilir. Genetik kaynaklı olabileceği gibi çevresel faktörler de miyopiye neden olabilir. Miyop olan kişiler uzaktaki nesneleri bulanık görürler. Gözlerini kısarak bakmak zorunda kalırlar. Ayrıca baş ağrısı ve göz yorgunluğu gibi sorunlar yaşarlar. Genelde ergenlik döneminde başlar ve zamanla giderek kötüleşir. Ancak küçük çocuklarda da olabilmektedir. Miyopluk gözlük ve lens ile pratik şekilde çözülebilen bir görme kusuru olup, günümüzde ayrıca lazer göz ameliyatı ile de tedavi edilebilmektedir. Sanılanın aksine miyopluk çok okumak ile ilgili değildir.
Miyopi Nedir?
Görme yolları ve görüntü oluşma mekanizmasını kısaca özetleyecek olursak, göze gelen ışınlar gözün ön tabakasında bulunan korneayı geçerek göz içindeki lenste kırılmaya uğrar. Daha sonra bu ışınlar, içinde jel yapısında madde bulunduran göze ait vitre boşluğunu da geçerek retina üzerine odaklanır. Retinada ışığa duyarlı fotoreseptör hücreler yardımıyla oluşan sinyaller yine retinada bulunan özel sinir lif bağlantılarıyla göz siniri üzerinden beyine ulaştırılır. Göze gelen ışınların retina üzerinde odaklanması gerekirken, onun önünde odaklanmasına miyopi denmektedir. Miyopi sorunu çocukluk yaşlarda ortaya çıktığında çocuklar uzaktaki cisimleri bulanık görmeye başlar. Ebeveynlerin çocuklarına sağlıklı davranış alışkanlıkları teşvik ederek miyopiyi engelleme veya hiç olmasa ilerlemeyi yavaşlatma açısından rolü oldukça önemlidir.   Amerika Birleşik Devletleri'nde miyopun görülme oranı 30 yıllık bir zaman dilimi içerisinde iki katına çıkmıştır. İngiltere'de yapılan bir çalışma üniversite öğrencilerinin neredeyse %50'sinin miyop olduğunu göstermiştir.Tayvan'da yapılan bir araştırma ile geçtiğimiz 50 yılda miyopun yaygınlığının %65 arttığı gözlemlenmiştir. Dünya çapında ise, 2010'da 2 milyar olan miyop sayısının 2050 yılına gelindiğinde 5 milyara ulaşması beklenmektedir. Miyopun yan etkileri Miyopun yaygınlaşmasının belirli bireysel ve sosyal maliyetleri bulunmaktadır. Gözü kusursuz (emetrop) olan kişilerle karşılaştırıldklarında 1D miyop kişilerin dahi yaşamları boyunca; glokom, posterior subkapsüler katarakt, retina yırtılması, makula dejenerasyonu gibi hastalıklara yakalanma riski daha fazladır. 5-6D seviyesinde miyop rahatsızlığı olan kişiler, makula dejenerasyonuna karşı 40 kat daha fazla risk altındadır.   Çocuklarda Miyopi Sık Görülen Bir Durum Mudur? Miyopi özellikle çocukluk döneminde en sık görülen göz sorunlarında biridir. Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da günümüzde miyopinin görülme sıklığı giderek artış göstermektedir. Son 30 yılda çocuklarda görülme sıklığı iki kat artmıştır ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel epidemi şeklinde değerlendirilmektedir. Genel olarak 5-17 yaş arası çocuklarda miyopi görülme sıklığı yaklaşık %9 olduğu bilinmektedir. Singapur’da 6 yaş çocuklarında görülme oranı yaklaşık %11 olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerikan toplumunda miyopi oranı 1971 yılında %25 iken, gönümüzde 12-52 yaş aralığında görülme sıklığı %42 olarak bulunmuştur.   Miyopi Hangi Mekanizma İle Ortaya Çıkıyor? Genel olarak miyopi gelişimi gözün ön ve arka çapının kırıcı bileşenlerine göre giderek uzaması ile ilişkilidir. Normal (emetrop) bir gözde ışık retina üzerinde odaklanırken, miyop bir gözde ışık retinanın önünde odaklanmaktadır ve bulanık görmeye neden olmaktadır. Gözün ön arka çapında 1 mm’lik uzama 3 derece miyopi gelişimi ile sonuçlanmaktadır. Gözün ön-arka çapının küçülmesini sağlayan bir mekanizma bulunmadığından, miyopi bir kez geliştikten sonra kendi kendine gerilemesi, düzelmesi mümkün değildir. Çocuklarda Miyopinin Belirtileri Nelerdir? Miyopinin en önemeli belirtileri: uzağı bulanık görme, gözleri kısarak bakma, çift görme, göz kayması, göz yorgunluğu ve baş ağrısı şeklinde sıralanabilir. Okul çağındaki çocuklarda miyopinin en önemli belirtisi okul tahtasında yazılanları görememedir. Okulöncesi çocuklarda ise çok yakından televizyon izlenmesi miyopinin ilk belirtisi olabilir. Çocuklarda Miyopi Neden Önemlidir? İyi görme çocuğun fiziksel gelişimi, okul başarısı ve genel sağlığı açısından büyük önem taşır. Okul çağındaki çocuklarda miyopi gelişimi okul yaşantısı üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır. Miyop çocuklar uzağı net göremediğinden okul tahtasındaki yazılanları algılaması zorlaşır ve bu durum derslerde geri kalmasına neden olmaktadır. Daha da önemlisi gözün ön arka çapının giderek uzaması ve miyopinin ilerlemesi gelecekte görme kaybı ile sonuçlanan ciddi hastalıkların gelişimi için zemin hazırlamaktadır. Çocuklarda Miyopi Nasıl Teşhis Edilir? Ölçülmesi Mümkün Müdür? Her yaş grubundaki çocukların göz muayenesi yapılabilir ve görme düzeyleri ölçülebilir. Bunun için değişik testler ve yöntemler mevcuttur. Ölçümler için her iki göz ayrı ayrı kapatılarak test edilir. Harfleri ve sayıları okuyamayan çocuklarda resimler ve değişik semboller kullanılarak görme düzeyleri ölçülür. Ayrıca küçük çocuklarda kameralarla göz bebeğinden yansıyan ışınların değerlendirilmesi ile göz numaraları saptanır. Daha büyük çocuklarda ise otorefraktometre denilen bir cihaz ile gözün kırma kusurunu otomatik olarak belirlenebilir.
Önleme ve tedavi için seçenekler
Göz doktorları, miyopun bir salgın gibi yayılmasını önlemek ve kontrol etmek için son derece önemli bir konuma sahiptir. Davranışsal değişim Bir çocuk haftada 14 saati açık havada geçirdiğinde miyop olma riski yaklaşık %30 oranında azalmaktadır.  Aileler, koruyucu bir önlem olarak çocuklarını açık hava aktivitelerine yönlendirmelidir. Bitkisel tedavi Henüz her ülkede piyasada mevcut olmayan atropin, %0.01 oranında kullanıldığında miyop rahatsızlığının kontrolünde belirgin bir etki göstermiştir. Ancak bu madde, çok fazla yan etki yapma olasılığından dolayı klinik açıdan pek tercih edilmemektedir. Dereceli lensler Kontrol açısından, bulgular ezofori ve 1D'den büyük uyum gecikmesi ile ilerleyen miyop için bifokal gözlük veya progresif cam kullanımının miyop ilerlemesini %38-47 oranında azalttığını göstermektedir.  Ancak gözlük takan çocukların, uyum sağlamanın en önemli olduğu dönemde daha fazla zorbalığa kaldığı görülmektedir. Kontakt lens kontrolü Miyopu kontakt lenslerle kontrol etmek konusunda umut verici bazı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri ortokeratoloji (Orto-K) lenslerinin kullanımıdır; araştırmaya dair meta analiz, ilerleyen miyopta aksiyel uzamayı ortalama %45 oranında yavaşlatmaktadır.1 Yumuşak multifokal lenslerin miyop ilerlemesini belirgin ölçüde yavaşlattığı görülmüştür. Başka bir seçenek olarak, henüz geniş çaplı olarak piyasada bulunmayan yumuşak, çift odaklı ve günlük kullanımlı lenslerin periferik tasarımı ile iki kereden fazla 10 aylık kullanım dönemi sonucunda aksiyel uzamada %50 oranında azalma görülmüştür. Elbette kontakt lens kullanmanın çocuk hastalar için kendi zorlukları olacaktır ve her çocuğun temel hijyen ve uyum sağlama alışkanlıklarının dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yine de, devam eden geliştirmeler ve miyopun kontrolündeki diğer kontakt lens temelli yöntemler hayli ümit vericidir. Miyopun dünya çapında hızla artışını kontrol altına alma çabaları güçlenirken, bunların da günlük uygulamalar üzerinde önemli ölçüde etkisi olacaktır.   Hepatit nedir ? Hepatit türleri ve belirtileri nelerdir ?   Read the full article
0 notes
baknedio · 4 years
Text
“Akraba evliliği kas hastalıklarına zemin hazırlıyor”
18 Nisan 2020, Cumartesi 12:20
İstanbul
Tumblr media
Nadir görülen hastalıklar sınıflandırmasında yer alan kas hastalıklarının yüzde 80’inin genetik geçiş gösterdiğini söyleyen Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Aydın Topaloğlu, Türkiye’de her dört evli çiftten birinin akraba evliliği yaşamasının riski artırdığına dikkat çekti.
‘Kas distrofisi’ olarak tanımlanın kas hastalıkları genetik geçişli hastalıklar olmakla birlikte belirtileri farklı yaşlarda ortaya çıkabiliyor. Hastalıkların yarattığı şikayetleri kontrol altına alabilmek ve hastanın yaşam kalitesini artırabilmek için erken tanının önemine işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Koşuyolu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Aydın Topaloğlu, hastalığın seyri açısından başlama yaşının da çok önemli olduğunu söyledi. Doğumla birlikte başlayan hastalıklarda seyir ömür boyu daha ağır olurken, 20’li yaşlardan sonra başlaması durumunda daha hafif seyredebiliyor. Bu tür hastalarda yaşam süresinin, iyi bir tıbbi bakım ve hastanın genel sağlığının korunmasıyla geçmişe oranla 15-20 yıl uzadığını belirten Prof. Dr. Haluk Aydınoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Çiftlerde akraba evliliği olması, ailede kas hastalığı öyküsünün bulunması, gebelik sırasında bebeğin anne karnındaki hareketlerinin azlığı ya da bebeğin suyunun az veya fazla olması doğacak çocukta kas hastalıklarının görülüp görülmeyeceğine dair bize ipuçları verir. Ancak kas distrofilerinin çoğunda belirtiler, çocuklukta ya da gençlik yıllarında ortaya çıkmaya başlar. Çocuğun hareketleri yavaştır, hareketsizdir ve sık sık da düşür. Bununla birlikte beslenme sorunlarıyla birlikte solunum veya yutma sıkıntıları da gözlenir.”
ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Bazen kız çocuklarının da taşıyıcı olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Topaloğlu, “Dünyada da ülkemizde de yaklaşık her 3 bin 500-4 bin erkek çocuğundan 1’inde görülebilen Duchenne Musküler Distrofisi (DMD) çocuklarda ilerleyici kas yıkımı ve zayıflığına neden olan genetik bir hastalıktır. Hastalığın ön belirtisi çocuğun geç yürümesidir. Normalde çocuklar 13-14 en fazla 16 aylıkken yürür ama bu çocuklar daha geç yürür ve geç konuşurlar. Ancak en bilindik ve çarpıcı belirtileri koşarken arkadaşlarından geri kalması ve merdiven çıkmada zorluktur” diye konuştu.
BAZILARININ BELİRTİLERİ ERGENLİKTE BAŞLIYOR
Erkek çocukları etkileyen bir başka kas hastalığı olan Becker Musküler Distrofisi’nin (BMD) Duchenne Musküler Distrofisine benzer belirtiler gösterse de semptomlarının daha hafif olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haluk Aydın Topaloğlu, “Bu hastaların başlangıç yaşı da daha geçtir. Hastalığın ergenlik döneminde ya da daha ileri yaşlarda ortaya çıkar” dedi.
YETİŞKİNLİK DÖNEMİNİN EN SIK GÖRÜLÜN KAS HASTALIĞI
Miyotonik Musküler Distrofi’nin hem erkek hem de kadınlarda ortaya çıkabilen bir sorun olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Topaloğlu, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:
“Bu hastalar kaslarını kastıktan sonra gevşetmekte güçlük çekerler (örneğin el sıkıştıktan sonra ellerini gevşetmek gibi). Hem erkekleri hem de kadınları etkileyebilir ve semptomlar genellikle 20-39’lu yaşlarda gözlenmeye başlanır. Ancak ebeveynden çocuğa aktarılması durumunda hastalığın başlangıç yaşının giderek düştüğü gözleniyor. Hastalığın kendi içerisinde iki farklı tipi vardır. Ağır tipte olanda solunum yetmezliği yaşanabiliyor. Hafif tipinde günlük yaşantı çok etkilenemez. Ancak hastalar genelde kendilerini yorgun hisseder. Kan şekeri düşüklüğü ve katarakt da yaşanabilecek bazı sorunlar arasında yer alıyor.”
MİYASTENİ VE SMA
Kabaca kas yorgunluğu olarak tanımlanan miyasteni genetik ve bağışıklık sisteminden olmak üzere iki nedenle ortaya çıkıyor. Bağışıklık sistemi kaynaklı hastalığın romatizmal bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Topaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Kişi sabah daha iyidir, ilerleyen saatlerde yorgunluk hissederler, bitkinleşirler. Bu gruptaki hastaların ilaç tedavisi mümkündür. Kas kaybı ve zayıflığına sebep olan Spinal Musküler Atrofi (SMA) ise ülkemizde her 6 bin yeni doğanın birinde görülen önemli bir sorun. SMA’lı yeni doğan bebeklerin bir kısmı ilk bir yıl içinde yaşamını kaybeder. Bir kısmı ise ilerleyen yıllarda yürüyebilir bile ama yürüyüşünde bir problem vardır, güçsüzdür. Belli bir zaman sonra solunum sorunları yaşanabilir, solunum cihazına ihtiyaç olabilir” dedi. Erken dönemde tanınan bebek ve çocuklarda daha etkin olmakla birlikte nusinersen etken maddeli ekson düzelten ilaç SGK geri ödeme kapsamında seçilmiş hastalarda yararlı olabilir. Gen tedavisi ise yeni bir tedavi yöntemi olarak gelecektir.”
TANIDA HASTA HİKAYESİ ÖNEMLİ
Nöromusküler hastalıklarda belirli bir tanı algoritmasının bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. Topaloğlu, ayrıntılı öykü ve fizik muayene ile tanıya yaklaşılacağını ancak gerçek tanıya ulaştıran çok sayıda ve uygun gen testinin bulunduğunu belirtti. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Aydın Topaloğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada en önemli husus akraba evliliğinin varlığı ve ailede başka bireylerin benzer hastalığının bulunmasının sorgulanmasına dayanır. Erken ve doğru tanı bizi tedavi olanaklarının araştırılmasına yönlendirir. Hayat standardı, yaşam kalitesi, fizyoterapi, bazı ilaçlar ve sosyal çevre ile aile yapısı önem kazanmaktadır. Sayısı az olmakla birlikte bazı genetik hastalıklar tedavi edilirler, erken tanı yapılırsa aileye gelecek benzer hasta bebeklerin doğmasının önüne geçilme imkanı doğar. Buna genetik danışma denir. Ülkemizde konusunda deneyimli çok sayıda genetik uzmanı ve çocuk nöroloji hekimi var. Geniş laboartuvar olanaklarıyla hızlı bir tempoda sonuç verilir. Genetik danışma tek yol gösterici programdır ve bundan yararlanmak için istekte bulunulması.”
Kaynak: DHA
Bu Yazı “Akraba evliliği kas hastalıklarına zemin hazırlıyor” adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/akraba-evliligi-kas-hastaliklarina-zemin-hazirliyor/
0 notes