#latinistilası

[muratdoganyalcin]

Bu akşam 21:30’da İstanbul’un tarihi seminerimizde Bizans İstanbul’u konuşacağız Bizans İstanbul’u İstanbul’da korunma amaçlı surların ve kapıların yapıldığı çok özel bir döneme denk geliyor. İstanbul surlarını, savaşlarını, haçlı seferlerini ve İstanbul’a hükmetmiş hükümdarlıkları konuşacağımız seminerimize katılmak için DM’den ya da mdyseminer@gmail.com adresimizden bizlere ulaşabilirsiniz. Tüm seminerlerimiz Almanca, İngilice ve Kurumsal Eğitim formatında verilebilir. #istanbul #istanbultarihi #istanbulsurları #istanbulkapıları #istanbulunfethi #bizans #doğuroma #latinistilası #kurumsal #kurumsaleğitim #kurumsalseminerler #kurumsaletkinlik #istanbultarihi #muratdoganyalcin https://www.instagram.com/p/CKL1w_ZLzvX/?igshid=zatbmefn8pdn

[elcapitanoworld-blog]

Ayasofya’nın Tarihi-2

Yıl 1204′ü gösterdiğinde İstanbul’un en karanlık dönemi başlamaktaydı ve bu karanlık dönem tam 57 yıl sürecekti.Bu dönem efsane üretilmeyen dönem olarakta bilinir.Papa III. Innocentius Kudüs’ü kurtarmak için bütün Avrupa devletlerini 4. defa çağırdı.Asıl amaç Venedik’ten yola çıkıp önce Mısır’ı ele geçirmek ardındansa Kudüs’ü ele geçirmekti.O Sırada Venedik Dükü ’’Sonsuz hayat süren Düka’’ ve ya ‘’Hain Düka’’ olarak bilinen Henricus Dandulus’tu.Henricus Dandulus ve Venedik’liler hedefi değiştirerek gözlerini eşsiz benzerlikte ve sonsuz zenginlikte olan ve pagan şehri olarak bakılan İstanbul’a çevirmişlerdi.Bilindiği üzere Latinler katolik inancına,Bizans ise ortodoks inancına sahipti.Aynı dinin farklı mezhebinden olmalarına rağmen Latinler kendilerinden olmayanlara Pagan derlerdi.Bu yıllar İstanbul’da ise taht kavgası yaşanmaktaydı.Alexios Angelos eğer Haçlı ordularının yardımıyla tahta oturursa Haçlılara büyük iyilik yapacağını ve en önemlisi Ortodoks Kilisesini Katolik Kilisesine bağlayacağını bildirdi.Sonra ise karanlık dönem başladı,haçlı orduları şehre girdi ve 1204′te İstanbul’da  "Imperium Romanıae" yani Latin İmparatorluğu kuruldu.Haçlıların şehre girdiği görülünce bütün kutsal emanet müzesinde ki emanetler Ayasofya’ya getiriliyor.Ayasofya aslında Kutsal emanet müzesi değildi,civarında ki kiliseler içinde kutsal emanetler bulundururdu.Kutsal emanetlerin İstanbul’da toplanmasının nedeni ise Büyük İmparator Constantin’in annesi Helena’dır.Helena Kudüs’e gittiğinde bütün kutsal emanetleri İstanbul’a getirmiştir.Bu eserlerden bazıları Hz.İsa’nın çarmıha gerildiği tahtanın parçaları,Hz.İsa’yı çarmıha çivileyen çiviler ve en ilginci şuan Torino Kefeni olarak bilinen Hz.İsa’nın siluetinin olduğu kefen.Haçlılar Ayasofya’ya atlarıyla giriyorlar ve bütün rahibelere tecavüz ediyorlar.Hz. Meryem mihrabı yıktıkları ilk yapı oluyor ve bugün bile izlerini görebileceğimiz taşlarına kadar Ayasofya’dan çalıyorlar.En belirgini ise şu an bile İmparatorluk kapısında görebiliriz ve tabi ki diğer yerlerde bırakılan izleride. Henricus Dandulus İstanbul’da ölüyor ve Ayasofya şuan ki üst galerinin olduğu yere gömülüyor.Mezar taşının tam karşısında Deisis mozaği vardır.Aslında bu bir rastlantı değildir.Burada ki gönderme Hz.İsa çarmıha gerilirken ‘’Baba,onları affet çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar’’ demiştir.Deisis mozağinin anlamını bilmeyenler içinse;Dünya’nın sonuyla alakalıdır ve insanların af dilenmesini ister.Latin istilası bittiğinde İstanbul’un bütün zenginlikleri yağmalanmış ve kutsal emanetler Avrupa’nın haç yolu üzerine dağılmıştır.Şu an bile Avrupa’ya doğru Haç yolunu izlerseniz çoğu kilisede kutsal emanetler bulunduğunu görebilirsiniz.Torino kefeninden San Marco meydanında bulunan ve hipodromdan çalınan 4 at gibi.Bir sonra ki yazı dizimiz fetihten sonra Ayasofya olmasını düşünüyorum.

Herkese iyi geceler dilerim,

K.A.C