Tumgik
#makyajı
uzaygibiseviyordum · 2 years
Text
Çok mükemmel bir makyaj yaptım ve ders iptal oldu.. Gelde sövme
7 notes · View notes
cokuntu · 4 days
Text
dudak kombosu yapmaya bayılıyorum anında enerjimi arttırıyor uyurken bile ruj sürebilir yani
1 note · View note
bakimurunleri · 1 month
Text
Dudak Makyajı Fiyatları Kalite ve Marka
Dudak makyajı fiyatları, türü ve kullanılan ürünlere bağlı olarak geniş bir aralık aralığı. Profesyonel dudak makyajı hizmetleri, genellikle kalıcılığı artıran özel ürünler ve teknikler kullanır, bu fiyatların değişken olması neden olur. Basit bir ruj kalıcı, kalıcı dudak makyajı veya dolgu işlemlerine kadar çeşitli seçenekler mevcuttur. Kalıcı dudak makyajı, uzun ömürlü sonuçlar sunduğu için genellikle daha yüksek dayanım olabilir. Ayrıca, dağıtım ve salonun prestijlerindeki fiyatların özellikleri de bulunmaktadır. Müşteriler, dudak makyajı fiyatlarını araştırırken, hem bütçelerine uygun hem de kaliteli hizmet alabilecekleri seçenekleri değerlendirmelidir. Böylece hem estetik hem de ekonomik açıdan memnun edici bir tercih yapabilirler.
0 notes
applee--pie · 4 months
Text
rengarenk bir far paletim var artık
1 note · View note
mondy-shop · 9 months
Text
Yeni Yıl Makyaj Trendleri Mondy Shop’ta Sizleri Bekliyor
0 notes
arthez · 1 year
Text
Youtube shorts, instagram reels lerinden çok daha ilgi çekici.
Shorts izlerken dünyadayım, reels izlerken plastic world. Saat 1.25 erken yatmam gereken bir gündü ama ben Afgan bi adamın sanatına hayran oldum, eklediği şarkı çok keyifliydi ama shazam bulamadı. Hint kıyafetlerinde ki süslü püsküllerin yapımıyla ilgili çok ilgi çekici yöntemler öğrendim. Dikiz aynasının nasıl kullanıldığını öğrendim. Pringels adam'ın bıyıklarına nasıl şekil verdiğini gördüm. Amerikan çocuk çömlekten çok hoş bir vazo yaptı. Ve çinde ki tütsü kültürünü çok hoş tasvir eden bir hesap keşfettim.
Aynı vakti İnstagramda harcasaydım: ArrrKadaşlsaerrer çokkk güzeeel bir yerrr Kheşfetttimmm İNAnamUyjaksınııızz
0 notes
gozdehaber · 1 year
Text
Modernden romantike, ruh halinize uygun 20 gelin güzelliği
“Ben normal bir gelin değilim, ben Serin Gelin.” Gününüz için istediğiniz ruh halini kategorize etmek bazıları için kolay olabilir, ancak hangi gelin güzelliğinin size en çok yakıştığından emin değilseniz, size yardımcı olabiliriz. Minimalistten iddialıya, kumsaldan bohoya, retrodan romantike, büyük gününüz için ihtişam yönünü seçmenizde size ilham verecek en güzel gelin “kamplarından” bazılarını…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sadekadinlarr · 2 years
Link
Bu yüzden ortamınızdaki diğer kişilerle yarışacaksınız demektir. Bu yarışta öz güveninizi yüksek tutun ve iddalı olun! Yılbaşı gecesi için çok abartılı bir makyaj yapmaktan kaçının. Gözler ön planda ise dudaklar ikinci planda, dudaklar ön planda ise göz makyajınızı ikinci planda olmalı.
0 notes
mah-peri · 3 months
Text
Makyajı abdest olan kadının, hayatı da güzeldir hayası da.
65 notes · View notes
acizzblog · 20 days
Text
Şu sosyal medyanın insanı halden hale soktuğunu o kadar net anladım ki artık. Tesettürlü bir hanım kardeşim ilahiyatçı ve elinden geldiği kadarıyla tesettürüne dikkat etmeye çalışıyordu boynu gözükse hemen kapatıyordu veya aşırı aşırı makyajı yoktu (olmamalı da zaten). Fakat takipçisi sayısı arttıkça ve çevresini sosyal medyayaya göre şekillendirdikçe küpe takmaya, aşırı bir makyaja ve zamanla boyun açarak tesettürün dışında hareketler sergilemeye başladı. Bazen gerçekten şöylece bir duraksayıp kendimizi izlememiz lazım.. Dünkü ben ile bugünkü ben arasında ne kadar fark var? Bu fark benim aleyhime mi leyhime mi? Ne gibi eksikliklerim var, verdiğim tavizler nelerdir? Nefsi bir halim oldu mu demek lazım. Çevre çevre çevre.. Nefsine güvenen varsa çöplüğe girse temiz çıkar belki. Fakat çürük bir elmanın taze elmaları etkilediği gibi, kötü çevrenin de iyi bir insanı kötü bir şekle sokacağını unutmamamız lazım. Şöylece bir gözden geçirelim kendimizi.. Dünkü ben ile bugünkü ben arasında ne fark var? Neler Rabbimin buyurduklarına tâbi olmama engel oluyor diyerek düşünüp bunun bir çabasına girelim.
Rabbim bizleri buyurduğu hal üzere olanlardan eylesin..🤲🏻
23 notes · View notes
orionyldz · 3 months
Text
"Bir kadının en güzel makyajı, gülüşünde sakladığı erkektir."
-Miraç Çağrı Aktaş
40 notes · View notes
nebez · 10 months
Text
Kaşını alırsın top, almazsan martı derler. Kilolu olursun ayı, zayıf olursun “ay o ne öyle kürdan gibi dar omuzlu” derler. romantik olursun gevşek, olmazsın odun derler. samimi davranırsan yavşak, mesafeli davranırsın ilgisiz, soğuk derler.
Sakallarını kezmezsin “DAİŞ militanı” sakallarını kesersin “erkeğin makyajı sakaldır ya” derler. ders çalışırsın “inek süt çocuğu”, çalışmazsan “serseri” derler. birini seversin “ev, araba, en az 100000 tl maaşın olacak”, sevmezsin, “acaba ibne mi?” derler. çirkinsen laf atıyor yavşıyor olursun, yakışıklı zenginsen çapkın olursun.
Yakışıklıysan “kesin fırlama” çirkinsen “işine baksın tipsiz” derler. Çok seversen sevilmezsin, sevmezsin şerefsiz derler. Peşinden koşarsın “köpek gibi peşimi bırakmıyor” peşinden koşmazsın “köpeğe kemik atmadım ya ondan gelmiyor” derler.
Kıllı olursan “maymun” olmazsın “ibne” derler. kas yaparsın “öküz, hayvan” yapamazsın “şuna bak kibrit gibi” derler.
6284 ile bir anda evsiz kalabilir, başka bir erkekle yakaladığın kadına bile ömür boyu tazminat ödeyebilirsin.
Kısacası; erkek olmak zordur lan bu ülkede.
Tumblr media
124 notes · View notes
bakimurunleri · 2 months
Text
Dudak Makyajı Çeşitleri ile Tarzınızı Öne Çıkarın
Dudak makyajı ürünü, güzellik rutininizin vazgeçilmez bir parçası olarak öne çıkıyor. Her gün farklı bir görünüm elde etmek isteyenler için geniş bir ürün yelpazesi sunuluyor. Mat rujlar, parlak parlaklıklar ve kalıcı dudak boyaları, her zevke hitap eden seçenekler arasında yer alıyor. Yumuşak ve doğal renklerden cesur ve canlı tonlara kadar, dudak makyajı ile kişisel tarzınızı ön plana çıkarın. Dudak kalemlerini ve dudak bazlarını kullanarak makyajınızı mükemmelleştirebilirsiniz. Farklı dudak makyajı ürünlerini deneyerek, onu etkileyici ve göz alıcı hale getirin.
0 notes
endergelisenataklar · 8 months
Note
Bu Türk erkekelrinin güzellik algısı şundan oluyor çoğu bi %70 i falan olsun hadi çok fazla porno izliyor ordaki kızlara odakalniyor sonra gerçek hayatta da öyle kızlar arıyorlar salak gibi . lan kız güzel olmasa zaten pornoya neden koysunlar. sonra da işte etrafındaki kızları orda izlediği kızlara göre yargılıyor. Çoğu öyle değil tabi de ,bir kızım da şey "ben evde televizyon izliyordum benim suçum ne " shsbmeeosysbnznjswi3. ama söylemeden de edemiycem o %70 lik kısmın Allah belasını versin (camış gibi suratli demene payladım zbzbsnsnzj
meselenin cinsiyet meselesi olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. daha önce bir anonime güzellik algısı ile ilgili vermiş olduğum bir cevabı kopyalayayım; "kızların barbie’lerle büyütülmesinin gayesi var. bugün hepsi babalarından estetik operasyon için para istiyorlarsa bunun sebebini hiç düşündün mü? artık moda endüstrisiz yaşayamaz hâle gelmemizin sebebi ne? ünideki kızları sabah 10'daki ders için, 6'da kaldırtıp makyajı ve kombini ayarlamaya çalıştıran şey ne? araştırmalara göre 17 yaşındaki kızların %78’i dış görünüşlerinden rahatsız, nedeni ne? bir kadının bir moda dergisini 10 dakika karıştırması kendi vücuduna duyduğu memnuniyetsizliği %50 artırmaya yetiyormuş, hiç düşündün mü? iphone almak için böbreğini satan çocuğu duydun mu? hırsız ve elitist bir ceo’nun hayat hikayesini bizlere “azim ve başarı hikayesi” diye yuttururlar, niçin? ortalama bir insan günde 5.5 saat tv izliyor, niçin? steve jobs çok önemli biriydi değil mi? ancak yüzde %1’imizin ihtiyacı olan makineleri günde bir dolara çalışan işçilerle ürettiğini niçin konuşmayız? her yıl 20 milyon çocuk açlıktan ölürken bir koşu bandının üstünde fazla yediklerimizi eritmek için niçin ter döküyoruz? dünyada 600 milyon obez ve 1.4 milyar aç insan var, hiç düşündün mü? 20 milyon çocuk açlıktan ölürken biz aynı tişörtü haftada iki kez giymeye utanıyoruz, niçin? sahip olduklarımız, eninde sonunda bize sahip olur. bu kural hiç şaşmaz." mesele tam olarak buradan kaynaklanıyor. birileri tarafından sadece güzellik algımız değil neredeyse duygularımız, yönetiliyor. bunun farkına varınca da meselenin cinsiyet meselesi değil de insanlık meselesi olduğunu kavrıyorsun.
48 notes · View notes
gercekhikayem · 1 year
Text
ERKEKSİZLİK BAŞA BELA 2
ilk bölüm linki fotoda
Kıbrıs macerası üzerinden aylar geçti. Orada yaşadıklarım plan dışı ve delice idi. Gelen telefon aramalarına cevap vermeyince bana inanılmaz bir hafta sonu geçiren erkekler de aramayı kestiler. Arada bir iki tane mesaj otel müdüründen geldi. Bir hafta sonu için iki erkek on bin teklif ediyorlar, yirmi bin teklif ediyorlar gibi mesajlar. Üç adam tarafından orospu gibi sikilmiştim gelen mesajlara kızsam da haklılık payları vardı. Ben bile kendime inanmakta uzun süre zorluk çekmişken adam beni niye orospu sanmasın. Bir erkek ile sevişir uzun süredir unuttuğum zevkleri yaşar, açlığımı gideririm derken, üç erkeğin oyuncağı olmuştum. Olmuştum da sonunda bundan hiç şikayetçi olmamıştım. Üzerinden zaman geçip düşününce kendimden utanıyordum ama o an siklerin üstünde zıplarken hadi daha fazla sikin beni durmayın diye bağıracak kadar kendimi kaptırmıştım. İçimde iki erkek varken bayılacak gibi bir boşalma yaşadığımı nasıl unuturum. Kendi sınırlarımı keşfetmiştim. Orada üç erkeğin dölleri ile kaplı kadın bendim. Geceleri yalnız kaldığımda o gece artık birer uzak anı veya bir porno filmden akılda kalan bir sahne gibiydi. Gerçekte ise o porno filmin başrol oyuncusu ben olmuştum. Hiç bir sahnesinden de pişman değildim.
Hayatım ise aynı sıkıcılıkta devam ediyordu. Değil seks, düzgün bir erkek arkadaş bile yoktu İş, ev işleri, annemin yakın kontrolü altında günler geçiyordu. Arada annemin arkadaşlarının veya doğrudan annemin bulduğu damat adaylarının isimleri uçuşuyordu.
- Abla bari yarım bıraktığın yüksek lisansını tamamla diye erkek kardeşim akıl verdi bir gün.
- Vakit mi var?
- Neden olmasın üç kuruş para veriyorlar okuldan. Bas istifanı. Hazır bekarken bitir yüksek lisansını daha düzgün bir işe geç. Üniversitede dersler online değil mi zaten.
Hak verdim. Dersleri online dinler biraz da eve kapandım mı kış döneminde bile bitiririm bahara kalmaz. Ama daha ikinci haftada planladığım gibi gitmedi. Annem yine öğrenci mi oldun, hocaya gideceğine kocaya gitseydin demeye ve ev işlerine koşturmaya başladı. Kardeşim ve babam araya girdiler, annemi ikna ettiler. Biraz da evdeki bağırış azalsın diye kardeşimin önerisi ile hemen çözüm de buldular. Hafta sonu ailece yazlığa gidip temizledik, babam iki gün daha kalıp yıllardır açtırmadığı doğalgazı açtırdı. Hafta sonları biz de geliriz temiz hava alırız iyi olur kızım diyerek döndüler. 
İyi de oldu. Umduğumdan daha verimli çalıştım. Gündüz dersler, akşama kadar ödevler derken tezimin bile ana hatları ortaya çıkmıştı. Sınıfın parlak öğrencisi olmuştum bir anda. Cuma sabahından annemler de geliyor pazar gecesi dönüyorlardı. Bu yeni hayatı sevmiştim de. Hafta içinde neredeyse hiç yemek yapmıyor annemin hazırladıkları ile idare ediyordum. Sabahları uzun yürüyüşler, sitedeki emekliler grubu ile kahvaltılar. Normalde yazın bir iki hafta kaldığım için pek samimi olmadığım komşu ekibi için de bir değişiklik olmuştu. Sitede yaz kış kalan dört beş aile birbirinden sıkılmış olmalı ki sık sık beni çaylara çağırıyordu. Hemen hemen hepsi Ankara veya İstanbul'daki işlerini devretmiş küçük kasabada bir iki gün takıldıkları bir muayene veya ofis tutmuş malları mülkleri yerinde tiplerdi. Tam emekli gözükmemek için yarı emekli olarak arada işe gidiyormuş görüntüsündeydiler.
Gündüzleri bitmez tükenmez bir huzur içindeydi. Geceleri ise en güzeli idi benim için. Boş, sıcak ve sessiz bir ev. Tezimi yazarken uyuyakalmamışsam site dışındaki marketten aldığım ve eve gizlediğim şarabımı açıyordum. Biraz netflix sonra biraz erotik sonra porno filmler. Bire bir duygusal sevişmeler olan pornolardı başta seyrettiklerim. Sonra git gide genç bir kadını siken birden fazla erkeğin olduğu filmlere merak sarmıştım. Annemin evindeki gibi sessiz değil rahat rahat yüksek sesli izliyordum filmleri. Parmaklarım içimdeydi. İki parmak amımda kalın bir yarak, ağzımda emdiğim baş parmağım da ağzıma patlayan bir sikti benim için. En güzeli de hiç toparlanmaya uğraşmadan o halde yatakta uyuyakalmak. Rüyamda Kıbrıs'taki otel odasına ziyaretler.
Küçük yaramazlıklarım ve sonra da içimdeki açlığa teslim olmaya başlamam da böyle bir gecenin sabahında oldu. Telefonun alarmı ikinci veya üçüncü tekrarında çaldığında panikle yataktan fırladım. Derse iki dakika kalmıştı. Üstümde bir gecelik vardı sadece. Dün amımı parmaklarken çamaşırlarımı kim bilir nereye fırlatmıştım. Üzerime bir penye geçirip saçlarımı topuz yapıp ekran karşısına oturdum.
Dersin yazışma kısmından dersin hocası hasta mısın diye mesaj atmış. Yok dedim hocam sabaha kadar teze takılmışım yeni kalkabildim. Alıştırdın bizi ışıl ışıl olmana böyle yorgun görünce tedirgin oldum. Ellili yaşlarda klasik akademisyen bir erkekti. Bu ufak iltifat bile hoşuma gitti. Demek derslerde bana dikkat ediyordu. Amımda dün geceden kalma bir karıncalanma devam ediyordu. Kendi mikrofonumu kapadım. Telefondan porno video aramaya başladım. Yaşlı hoca öğrencisini sikiyor araması içinde bulduklarımı eledim. Sikilen kadının bana en çok benzediği bir film bulup açtım. Bir yandan bilgisayarın sesinde hocanın ders anlatmasını dinlerken telefonumdaki görüntüde kır saçlı bir adam minik etekli bir öğrencisinin amını yalıyordu. Hocam ben biraz ekranımı kapatsam mı iyi değilim yazmama tamam kendine dikkat yarın yine ışıldamanı istiyorum yazmış. Fiziki ders ortamı olsa daha net asılır mıydı düşüncesi kapladı içimi. Kalktım bacaklarımı ayırarak dersi izlemeye bir yandan da telefon ekranındaki sikişi takip etmeye başladım. Amımda bir dil dolaşması ne güzel olurdu. Parmaklarımı iyice ıslatıp amımın üzerinde bir dil gibi dolaştırdım. Ah hocam tam orası diliniz orada kalsın diye inledim. Pornodaki kadının göğüsleri benimkinden bir beden küçüktü ve kır saçlı erkek o memeleri sikiyordu. Kalın siki amına sokmak için kadının bacaklarını havaya diktiğinde ben de aynısını yapıp daha dün gece parmakladığım amıma parmaklarımı tekrar soktum. Kulağımda hem pornodan gelen inlemeler hem de ekrandaki hocanın ders anlatma sesleri. Hocam hafta sonunda bir şekilde buraya gelmiş olsaydı diye düşündüm. Amına giren kalın sik için çığlıklar atan kadın gibi beni de böyle sikse hocam. Siktikçe nasıl renk geldi mi yüzüme ışıldıyor muyum desem. Evet dese yüz verdim sana sikiş dersinden. Siki güzel midir filmdeki adamınki gibi kalın mıdır? Şimdi kadının yaptığı gibi önüne diz çöksem, dersten A sözü alana kadar sikini emsem. Filmdeki adam döllerini kadının suratına attırmaya başlamıştı bile. Ben içimde isterdim hocamı içimi yaksın dölleri. İki parmağımı kullanma konusunda çok ustalaştım artık. Elimin içini bızırıma bastıra bastıra parmaklarım içimdeyken boşalmada çok iyiyim artık. Ders çoktan bitmişti. Ben belimi yukarı kaldıra kaldıra titreyerek boşaldığımda da bedenimdeki tüm enerji bitmişti. 
Dersteki kızlardan biri mesaj atmış dün gece zorlu geçti galiba diye sonuna gülücük koymuş. Yok dedim hastaydım toparlanamadım bir türlü. Kamerayı kapatman iyi oldu diye cevap yazmış, göğüs şov yapıyordun. Başımdan aşağı ter boşandı. Öyle ya sutyen de yoktu içimde göğüs uçlarım kim bilir nasıl fırladı ekrana. Açtım okulun sitesinden dersin tekrarını izledim. Acele ile topuz yapılmış saçlarım ve uçları ekrandaki ufak görüntümde bile belli göğüslerim ile üzerimden silindir geçmiş gibi görünüyordum. Hastadan çok sabaha kadar sikilmiş gibiydi görüntüm. Hele hoca ile konuşurken ekrandaki görüntüm büyüyünce göğüs uçlarım penyeyi delecek gibiydi. En dersi dinlemeyen erkeklerin bile bakışları ekrana kilitlenmişti. Utanmak için çok geçti. Eminim bu görüntüleri bir çok erkek tekrar seyredecekti. Büyük göğüs uçlarının bir diğer yan etkisi işte.
Serin bir öğleden sonra duşumu yapmış tezime bir iki cümle eklemişken karşıki evdeki Betül Abla kek yemeye çağırdı. Kocası Mustafa en az muhabbet ettiğim komşu idi, belki en yaşlıları olmasından belki de kısa boylu kel kafalı göbekli esnaf tipli olmasından. Tam kadro idiler yine her öğleden sonra ikindi çayı farklı bir evde idi. Dört emekli aile bir de karısı geçen sene vefat etmiş Caner Abi. Caner Abi'nin ve Yeşim Abla'nın eşi Sedat'ın daha ilk günden her yerimi süzüşleri hiç bir zaman rahatsız edici bir ısrar taşımıyordu. Göz ucu ile bir yoklama sadece. Caner Abi yoktu bugün ama Sedat Abi yine şöyle bir süzmüştü günlük kıyafetlerimi. Diğer erkekler spor, iç siyaset ve bulmaca derdindeyken bir onunla Netflix muhabbeti yapabiliyordum. Bir iki gün muayenesine giden bir diş doktoru idi, Caner abi ile altlı üstlü imiş muayeneleri. 
- Akşam rakı var gelecek misin?
- Annemlere söylemezseniz tamam dedim.
İlk rakı teklifini daha geldiğim ikinci hafta almıştım. Haftada iki gün içiyorlardı Cuma ve Salı geceleri. Sadece bir aile o da babam ile aynı kafada olanı bu rakı masalarında yer almıyordu, Saime Teyze ve Bayram abi. Bayram abi en gençleri idi ama seneye bunların hepsini hacca götüreceğim diyordu her defasında, Badem bıyıklı, kumaş pantolon, kısa kol gömlek ve içine atlet giyen tam muhafazakar profil. Cuma akşamları annemler geldiği için davet edilmiyordum. İlk rakı akşamı güzel ve eğlenceli geçmişti. Sonlara doğru dört erkek, iki eş ve ben şarkılar türküler. Site içi olmasına rağmen kızı yalnız bırakmayın bekçinin köpeği geziyordur uyarısı ile Caner ve Mustafa ayaklanmış, Caner'in bariz dirseği ile Mustafa yerine oturunca Caner Abi beni evime kadar geçirmişti.
- Dersler bitince dışarda bir rakıya gidelim. Felekten bir gece çalarız demiş sonra da hoş bir sevecen komşu sarılması ile iyi geceler demişti. İşte ilk o gece, 50 yaşını geçmiş olsa bile aylar sonra bir erkeğe sarılmanın ve alkolün etkisi ile içimdeki parmağı Caner Abi'nin siki olarak düşünmüştüm. Babamın arkadaşı olmasa idi, kolundan içeri çekseydim. Bir yıldır kadınsız olan adamın kafasını amıma bastırsaydım. O bir doksanlık adam beni aniden çevirip domaltsa ve aylardır sik görmeyen amıma sokarken kalçalarımı sıksa. Duşun altında amıma ılık su tutup bızırımı okşarken içimdeki parmak Caner Abi'nin siki idi o gece. 
Her çay saatinde veya aralardaki havuz başı kahve buluşmalarında ise seksi gerilim git gide yükseliyordu sanki veya ben yaşadığım açlık ve okul stresi ile hayaller kuruyordum. Caner Abi daha çok benimle konuşmaya özen gösteriyordu. Hava biraz açılırsa kıyafetlerim inceliyor erkeklerin bakışları da değişiyordu. ,Güneşli bir gün beş çayına giderken üzerimdeki hırkayı attım ve özenle giyindim. Bilerek uzun kollu dar penye giydiğim gündü unutmuyorum. İçimdeki ince sutyen ile göğüslerim buradayım diye bağırıyordu. Ben kadınlar ile yemek muhabbeti yaparken karşı köşeden Caner, Mustafa ve daima takım elbise kravat gezen emekli banka müdürü Salim Abi beni izleyerek kıkırdıyordu. Kadınlar salonun bir kenarında erkekler ellerinde sigara salona açılan balkon tarafında idi. Gözler hep üstümdeydi ve arada birbirlerini bir şeyler fısıldayıp yine bana bakıp gülüyorlardı. Kadınların muhabbeti yine yerli dizilere kayınca bir sigara içeyim sonra ders yapmaya kaçayım diye izin istedim.
Üç erkeğin karşında normal boydaki kot eteğim ve dar penyem ile otururken kaçamak gözlerini yakalamak çok zevkli idi.
- Akşam içiyoruz değil mi diye atladı Caner Abi
- Olur olur dedim ama ben fazla kalamam. 
- Tamam o zaman dedi Mustafa Abi akşam yedide bizdesiniz, hanım doldurmuş yine dolabı..
- Sedat sekiz gibi gelecek diye seslendi Yeşim abla biz o saatte geliriz.
- Zorlu bir hastası var onun işi ancak biter deyince Caner Abi, diğerleri gevrek gevrek güldü.
- Bu yaştan sonra üst üste iki diş çekmek zor dinlene dinlene çekiyordur deyince Salim Abi, hepsi kahkahayı patlattı. 
Bu kart çapkınların cinsel göndermelerini anlamıyormuş gibi evin yolunu tuttum. Diş çekmeyi filmlerdeki öpüşme sahneleri için annem kullanırdı. Bunların neyi ima ettikleri belli. Aklıma git gide bu adamların da karıların dışında bir cinsel hayatı olduğu kazınıyordu veya benim açlığım git gide aklımı ele geçiriyordu. O gece rakı sofrası kalkıp masada iki kadın üç erkek kaldığında konu önce eşimden ayrılmış olmama ne kadar üzüldüklerine ve sonrasındaki planlarıma gelmişti. Tecrübeliyim bu konuda. Hayatımda kimse yok dediğim anda bana koca bulmak için atılacak anne arkadaşlarından başım çok ağrıdı.
- Yüksek lisans bitsin aileler tanışacak diye hep kullandığım yalanımı salladım
- Ne şanslı bir adam getir de tanışalım diye atıldı Sedat Abi.
- Ne şansı ya dedi Caner Abi, bu kadar güzel bir kadının sevgilisi adam. Kızın yüzünü gördüğü yok. Ben kapısından ayrılmazdım
- Otuz sene önce idi onlar Canerciğim, şimdi erkenden alırsın ilaçlarını uyursun.
- Bizim kullandıklarımız uyku hapı kardeşim. Söyletme beni kimler ne için ne haplar kullanıyor diye. Yine kahkahalar patladı. Yanımdaki üç erkeğin de iri göğüslerime kaçan bakışları. 57 oldum diyen Mustafa Abi'nin gözlük takarak bakması, yine takım elbise kravat giymiş Salim Abinin çaktırmadan süzüşü, Caner Abi'nin her fırsatta yanıma oturması ufak ufak bacağıma koluma değmeye çalışması. Alkol arttıkça muhabbetlerdeki cinsel gönderme dozu artıyor. Kadın kadına otursak bile uzaktan üzerimde gezen erkek gözlerinden kaçamıyordum. O akşam eve yine Caner Abi bırakmıştı. Çok içmiştik ikimiz de. 
- Yirmi yaş genç olsam seni o adama bırakmazdım valla demişti.
- Sana uygun biri de vardır Caner Abi, gençsin daha
- Senin gibisi varsa hemen tanıştır diye akşam sarılmasında rakı kokusuna karışık erkek parfümü kokusunu içime çektim iyice. O da göğüslerimi hissetmek ister gibi daha da sıkı sarıldı sanki.
- Sağol abi diye yavaşça ayrıldım kollarından. Geniş omuzları geniş bir gövdesi vardı. Elime değil bir erkeğin ağırlığı altında boşalmak istiyordum.
O gece de mastürbasyonunda aklıma Caner Abi gelmişti doğal olarak. Kendi gibi iri midir siki de? 52 yaşındaydı. İlaç dediği viagra türü şeyler olmalı. Kullanmıyormuş demek ki ihtiyacı yok. Ne kadar sikebilirdi ki beni? Kıbrıstaki sikilmem aklıma gelmişti. En ummadığım adam da en güzel yarak çıkmıştı. Ben de o koca yarağı zorlansam da almış sonra içimde hep kalsın istemiştim. Mustafa Abi en sevimsizi idi. Hayalimde Caner Abi bacaklarımı omzuma almışken Mustafa Abi'nin kalın uzun bir yarak çıkarıp ağzıma soktuğu gözümde canlandı. O çirkin adamda kocaman damarlı bir yarak olabilir miydi? O zaman gözüme daha mı yakışıklı görünürdü? İki parmağım içimde iken diğer elim göğüs uçlarımı sıktı. Gözlerimi kapadım, geçenlerde Sedat'ın bir kadını dinlene dinlene iki kere siktiğini ima etmeleri aklıma geldi. Üç erkeğin elleri ve sikleri üzerimde gezinirken nasıl ağlayarak patlamıştım Kıbrıs'ta. Parmaklarım bızırımı ezdi önce. Amım ıslanmaya hep hazır gibi bugünlerde. Tek parmak hiç yetmiyor. Tek parmak iyice ıslatırsam arka deliğim için ideal. İki parmağım amımda bir parmağım arka deliğimde iken bacaklarımı sıkıştırarak boşaldım. Parmaklarım boşalma kasılmalarım bitene kadar içimde kaldı. 
O günden sonra sanki derslere kendimi fazla kaptırmış kılığıma kıyafetime önem vermiyormuş gibi davranmaya başlamıştım. Az evvel sevişmiş gibi dağınık saçlarıma bir topuz yapıyordum, altıma evde girmekten bollanmış kıçımın şeklini almış bir eşofman, üzerime göğüslerimi ortaya seren bir gömlek veya dar bir bluz. Sadece alt dudağıma ufak bir kalem çekip daha kalın gözükmesini sağlıyordum. Hava iyiyse kapının önündeki küçük terasta ders çalışırken, hepsi birer birer kendi kapılarının önüne dökülüyordu. Kıbrıs'ta üç aygırı idare etmiştim ben taşra emeklilerini parmağımda oynatmak ne ki.
Bir cuma günü idi yine her cuma olduğu gibi Bayram abi namaza, Sedat abinin büyük jeepine doldurduğu kadınları da  kasabanın pazarına indirmişti. Bu cuma farklı idi. Dersim bittikten yarım saat sonra telefonum çaldı. Sedat abi idi arayan.
- Atla bize gel hemen, Caner çok güzel şaraplar getirmiş Fransa'dan, Mustafa da peynir tabağı yaptı.
Caner, Mustafa, Sedat ve Salim masayı kurmuş içmeye başlamışlardı bile. Üzerime yine önem vermemiş gibi geçirdiğim ince eşofman ve gömlek dört yaşlı adamın bakışlarını toplamıştı üzerimde. Sarı dar gömlek içine seçtiğim sadece bir ton koyu sutyen göğüslerimin şeklini anlamalarını sağlayacaktı.  İkinci şişe dibine yaklaşırken
- Annemler gelecek akşam ben daha içmeyeyim kokmayayım bir de tezi kontrole göndermem gerek yarın dedim.
- Bitiyor mu yani gidecek misin diye ağlama numarası yapıp dizime kapandı Salim abi. 
- Öyle valla geri dönme zamanı. Dizimdeki traşlı yüzünü okşadım. Gülümseyerek doğruldu doğrulurken bacağımı sıkıca tutup bıraktı.
- Hayatımıza renk katmıştın. Sensiz zorlanacağız.
- Caner yıkılacak diye güldü Sedat abi. Adam genç olsa babandan isteyecek nerede ise? Hepsi yine kahkahalar attı. 
- Valla karılarınızdan korkmasanız hepiniz yakardınız abayı diye atıldı Mustafa abi. Böyle güzel bir kız girdi mi hiç hayatınıza.
- Sağol ya utandırdın beni Mustafa Abi diye güldüm
- Abi deme lazım olur deyince Mustafa Abi hepimiz güldük yine. Sonra tedirgin bir sessizlik oldu. 
- Ben kalkayım deyince hepsi birden ayaklandı. Komik bir şekilde hep beraber benim kapıma kadar yürüdük. 
- Valla kahveye çağıramayacağım dedim içeri girerken. Annemler gelene kadar ortalığı toplamam lazım.
- O zaman bu ekip başka bir akşam sana veda yemeği verelim ne dersin? Sofrayı biz kurarız sen uğraşmazsın, sofranın gülü ol yeter.
- Bakarız Mustafa abiiiiii dedim üstüne basarak tekrar güldüler. 
Önce Caner abi veda sarılması yaptı, sonra hepsi teker teker. Hepsi ayrı parfümler mi sürmüşlerdi o gün? Kokuları aklıma kazındı. Eve girdim dışardaki fısıldaşmaları sürüyordu. Mutfak camından baktığımda hala bahçenin önünde dört erkek birbirlerine sarılarak gülüyordu. Kim bilir neler geçiyor akıllarından. Mustafa Abi en yaşı eli ile pantolonun önün düzeltti. Siki mi kalkmıştı? Neler geçiyor aklımdan. Uzun iri yarı Caner, kısa bodur göbekli Mustafa, ince uzun bankacı görünümlü Salim ve sarışın açık tenli renkli gözlü Sedat. Beni konuşuyorlardır kesin ve bana ne yapacaklarını. Gidip kapıyı açıp üst kata yürüsem peşim sıra gelir mi hepsi. Dört aslan bir ceylana saldırır mı? Hiç tecrübem yokken tecrübeli üç sikin önünde diz çöküp üçünü de titretmiştim ağzımda, dördünü de titretirim. Neler düşünüyorum böyle. Mutfak masasının kenarına bacaklarımı kaldırarak sandalyeye çöktüm, parmaklarım ile okşamam yeterli gelmedi. Am sularım koyu koyu. Parmaklarım birbirine yapışıyor. Sutyen göğüslerimi acıttı. Çıkartıp attım. Ağaç tokmak gözüme geldi. Bir sik gibi emdim. Amıma girmesinden korkarak girişine bastırdım. Diğer elim ile bızırımı hızlı hızlı ezdim. Amımda kalın bir baskı işimi hızlandırdı. Bu evde tek boşalmadığım yer mutfaktı. Bacaklarımı kasa kasa sandalyeden yere kaydım. Nefesim düzelene kadar bekledim, içimde erkek sıcaklığına ihtiyacım var artık.
Her rakı veya ikindi çayı sofrasında çevremdeki çember daralıyordu sanki. Aslanlar daireler çizerek daha çok yaklaşıyorlardı. Dokunmaları bedenime övgülerimi birer adım artıyordu her buluşmada. Ben de onlara daha fazla taze et gösteriyordum. Tayt giyerek yürüyüşe çıkıyordum. Sabah erkenden göğüslerimi sallaya sallaya site içinde koşuyordum. Pencere arkasında birer ikişer gölgeleri görünüyordu. Whatsapp gruplarında neler yazıyorlardır hakkımda? Yemeklerde alkol arttıkça ufak dokunuşlar uzun süreli bacak üstüne veya bele el koymalara dönüşmüştü. Benden çekinmeden cinsel imalar havada uçuyordu, beni de dahil ettikleri okey partilerindeki bekarken yapıldığını iddia ettikleri çapkınlık anıları. Çevremdeki çemberi onlar daralttıkça benim içimdeki kadınlık da çemberi kırmaya çalışıyordu. Kolu yakası bol gömlekler giyiyordum mesela, normal otururken hanım hanımcık olan. Kek tabağına eğilince kol altımdan sutyenin saramadığı göğüslerime kilitleniyordu yan taraftakiler. Okey taşı için uzanırken önden açılan dekolteme takılıyorlar kısa sessizlikler oluyordu aralarında. Sonra hepsi çaktırmadan bir şeyler yazıyorlardı telefonlarına. Büyük ihtimal neler gördüklerini, o gördüklerine neler yapacaklarını. Diz üstü kot eteğimi giyip karıları ile aynı masaya oturuyor, yan dönüp bacak bacak üstüne attığımda açılan yerlerimi görmek için birbirlerini itekliyorlardı. Ellili yaşlarda dört ergen gibiydiler. Bir Yeşim Abla fark etmişti bu salak hallerini.
- Adamlar senin yüzünden düzgün giyinir oldular. Sen gidince yine at cambazına dönerler.
- Niye öyle diyorsun abla, rahatsız oldum şimdi.
- Senlik bir şey yok kızım, erkek değil mi bunlar. Ahları gitmiş vahları kalmış hala kendilerini erkek sanıyorlar.
Artık geceleri hepsini yatağıma kabul ediyordum kendimi ellerken. Dört erkek de içimdeydi. Biri amımda biri götümde iki elimdeki iki siki sıra ile yalıyordum. Sonra seyrettiğim o filmlerdeki gibi dördü birden üzerime yanan döllerini akıtıyordu. Göğüslerim saçlarım yüzüm dölleri ile kaplanıyordu hayallerimde.  Sabahları ise mutlaka birisi kapımda oluyordu, marketten bir şey lazım mı, aman ders çalış alışverişini biz yaparız yalanları ile. Önceleri kalın sabahlığımı veya uzun yeleğimi giyerek açıyordum kapıyı. Ama sanki yeni uyanmış farkında değilmişim gibi diz üstü gecelik veya önden birden fazla düğmesi açık pijama ile kapıyı açtığımda ise iki dakika geçmeden bir diğeri bir isteğim var mı diye kapıda oluyordu.
Tez savunmasını yapmak için İstanbul'a gidip gelirken annemlerde kaldım. Düzeltmeler için verilen iki haftalık süreyi değerlendirmek için geri geldiğim gece tüm aileler toplanarak bir kutlama yemeği verdiler. Geri gelmemin bir diğer önemli sebebi rahat rahat yaptığım mastürbasyonlarımı özlememdi. Yemekte Bayram abiler de olduğundan rakı şişesi çıkmadı birer kadeh viski yuvarladılar sadece. Beni ne kadar özlediklerini anlattı tüm erkekler. Sigara içmek için balkona çıktığımız anlarda karılarına fark etmeden ellerini belime koyarak konuşmaları alışkanlıktı artık. Kahvelerimizi içerken,
- Sana bir teklifimiz var dedi Betül abla ama ret etmek yok.
- Neymiş bu ret edilmeyecek teklif bakalım.
- Biz tüm kızlar üç yıldır Afyon'a kaplıcaya gidiyoruz her sene, masaj filan. Bu heriflersiz üç dört gün kafa dinliyoruz. Bu sene senin de gelmeni istiyoruz. Bizim misafirimizsin. Hayır demek yok. 
- İşlerimi toparlarsam gelirim abla da yük olmayayım size
- Ne yükü Sedat'ın araba 7 kişilik rahat rahat sığarız, bunların da yüzünü görmeyiz üç beş gece kafa dinleriz. Bir de misafirimizsin dedik elini cebine atmak yok.
- Ya olur mu abla dedim ama dinlemediler. Yarım saat sürdü ısrarları.
Gece evime dönerken Caner abi eşlik etti yine.
- Afyon seyahatine seni de eklemek Salim'in fikriydi. Planlı zeki adamdır.
- Sağolsun 
- Ama planı tezin dolayısıyla hayır demendi. Orada patladı salak.
- Hayır mı niye?
- Bayram sever kaplıca gibi muhafazakar yerleri. Karıları da genelde o götürür, biz de sen ve çocuklar kimseler yokken daha eğlenceli vakit geçiririz diye düşünmüştük.
Kapımın önüne gelmiştik. Yine gelenek olan iyi geceleri sarılmasını yaptı. Eli sırtımı sıvazladı daha çok okşadı gibi.
- Düşün yine. Bize kalacak her yer. Sabahlara kadar içeriz eğleniriz. Sabahlara kadar istediğimizi yaparız, kimse bize durun sessiz olun diyemez. Geçen sene ne yaramazlıklar yaptık bir bilsen. Yanağımı okşadı geri adım atmasam dudaklarıma eğileceği çok belli idi.
Kollarından sıyrılıp kapımı kapattım. Neler oluyor? Çember daraldı ip boynuma geçti artık. Kendimi bu kadar sergilersem aslanlar zincirlerini kıracağını düşünmemiştim. Karılarını gönderirlerse ceylana saldırmak için durun diyen olmayacak. Sitedeki on evin yarısı kış günü boş. Diğer yarısı da karılarını gönderip benim ile yalnız kalmayı planlamış. O planı yaparken neler hayal etmişlerdir kim bilir. Caner, Sedat, Mustafa ve hiç ummadığım Salim. Yüzünü dizlerime koyarken ki parlak bakımlı cildini düşünme sırası değil şimdi. Bayram abi bir de o var. O bunlara uymaz, o yüzden onu gönderiyorlar kadınlar ile. Bu kabus olmalı dört yaşlı erkek benim ile dört gece için planlar mı yaptılar? Niye kabus olsun ki üç ayı geçti buradayım. Onlarca gece ya birinin ya da ikisinin sikini düşünerek kendimi boşaltmadım mı? Evet bazen hepsini içimde istedim. Sadece sadece eğlence için de olabilir planları, rakı sofraları, okey masaları, gülmek eğlenmek.
Ertesi sabah Betül abla aradı.
- Kız TC kimlik numaranı söyle de otele kaydını yaptırayım.
- Abla bilemiyorum. Hem gelmek istiyorum hem de tez yetişmeyecek gibi.
- Orada yapamaz mısın? Acil bir şey olursa Sedat abin geri getirir seni. 
Bu sene Sedat götürecek demek ki niye böyle bir değişiklik oldu ki. Belli ki beni tehlikeli dörtlü ile bırakmak istemediler. Bayram abi güvencem olur içim rahatladı biraz. Bir de ne olacak ki bir kaç gün üniversite günlerindeki gibi sabaha kadar içmenin nesi kötü olabilir ki?
- Yok ben rahat etmeyeceğim abla siz gidin seneye hep beraber kısmetse. 
erken erişim için adres aşağıda :))
152 notes · View notes
Text
Flörtöz Üvey Annemle Sikişmelerimiz! (2) (Umut 27 Y., İstanbul)
Gün gelip çattı ve ben 3 günlük sadece çarşı izni alabildim. Annemler geldiler ve beni nizamiyede karşıladılar. Sarılmalar, öpüşmeler... Sonra bir yerde yemek yedik, Ankara'da biraz gezip dolaştık. Annem eskisinden daha bir güzel ve diri olmuştu. Makyajı, giyimi dekoltesi çok çarpıcıydı. 3 düğmesi açık gömleğinden gözüken meme çatalından gözlerimi almakta zorlanıyordum. Akşamüstü kaldıkları otele gittik. Odada biraz oturup sohbet ettik. Babam bir türlü bir yerlere gitmiyor, bir türlü annemle yalnız kalamıyorduk. Sonra ben kışlaya geri döndüm. Ertesi gün yine aynı şekilde gelip aldılar beni, beraber kahvaltı falan derken, babam, iş için kısa bir süre yanımızdan ayrılması gerektiğini, bize gezip dolaşmamızı söyledi. Sevincimden içimden çığlıklar atıyordum. Annem, "Ne kadar sürer işin?" dedi. Babam da, "2 ya da 3 saat sürer." dedi. Babam arabayla gitti ve biz restoranda baş başa kaldık.
Annemle karşılıklı gülüşerek bakışıyorduk. Ona, "İnanılmaz özledim seni!" dedim. "Ben de seni tatlım!" dedi gülerek. "Hadi kalk otele gidelim!" dedim ayağa kalkarak. "Saçmalama olmaz!" diyerek kahkaha attı. Sonra, "Asla olmaz, yakalanırız! Hem söz vermiştin, bir şey yapmayacağız diye!" dedi. Ben de, "Asla bu fırsatı kaçıramam, hem çok zor durumdayım, sana ihtiyacım var, lütfen!" dedim. Annem cilveli bir şekilde saçını düzelterek kalktı yerinden ve söylenerek arkamdan yürümeye başladı. "Ay resmen başıma bela oldu bu çocuk!" diye söyleniyordu. Hemen bir taksiye atlayıp otele vardık. Hızı adımlarla içeri soktum annemi ve resepsiyondan anahtarı alıp asansöre yürüdük. Asansörün kapısı açıldığında 2 kişi vardı. Annem içeri girecek gibi olduğunda, onu tutarak asansördekilere, "Siz devam edin!" dedim ve kapı kapandı. Annem gözlerini ayırıp gülerek, "Yok artık, asansörde de mi?" dedi. Ben de sırıtarak, "Asansördeki ilk anımızı unuttun galiba?" dedim. Boş asansör geldiği gibi daldık beraber.
Kat düğmesine basıp döner dönmez annemin dudaklarına yapıştım. Ateşli bir öpüşme başladı. Annem bir an öpüşmeyi kesip, dudakları dudağımdayken, "Öldüreceksin sen beni!" dedi. Ben bu defa hem kıçını sıkıp, hem de daha sıkı öpmeye başladım. Kata geldiğimizin sinyali çalınca hemen toparlandık. Kapı açıldı, çıktık asansörden. Oda kapısını hızlıca açıp içeri girdik. Ben kapıyı içerden kilitlediğim gibi pantolon ve tişörtümü çıkardım. Üzerimde sadece boxer vardı. Annem boy aynasının önünde durmuş saçlarıyla oynarken, bana bakıp gülerek, "Zaman kaybetmem diyorsun yani!" dedi. Ben tekli koltuğa yayılarak oturdum, kazık gibi kalkmış sikim boxerde çadır kurmuştu. Anneme bakarak, "Gel!" dedim. O da üzerindeki incecik emprime elbisenin eteklerinden tutarak, sağa sola sallanarak dalga geçer gibi, "Olur efendimmmm! Tamam efendimmm!" dedi ve kucağıma geldi ve kendini kollarıma bıraktı. Yumuşacık götü kucağımı doldurmuş ve kaskatı sikimi eziyordu.
Dekoltesinden açılan memelerinin çatalını öpmeye başladım. Bana, "Sen anneni kucağına oturtmaya utanmıyor musun?" dedi gülerek. Ben de, "O beni azdırmaya utanmıyor mu?" deyince, küçük bir tokat attı ağzıma. Ben de tokat attığı elini ağzımla yakalayıp, ısırmaya, parmaklarını emmeye başladım. Ben yaladıkça o daha çok sürmeye başladı elini dudaklarıma. Sonra o elleriyle yanaklarımdan kavradı, yüzümü kendine doğru kaldırdı ve dilini ağzıma soktu. Ben dilini emip ıslaklığını yuttukça, o da memelerini elbiseden dışarıya çıkardı ve iki eliyle memelerini sıkıştırıp yüzüme dayadı. İki memesini birden avuçlarımla kavrayıp, ısırmaya, öpmeye, yalamaya başladım. Kısık kısık inliyordu kucağımda. Çok özlemiştim ve deli gibi yiyordum. Kucağımda memelerini emdirirken, bir yandan kıçını sağa sola oynatıyordu ve sikimi kıçının arasına almaya çalışıyordu. Azıcık doğrulup, tangasını bir çırpıda çıkardı kıçından. Ben de boxerimi çıkardım hemen. Tekrar kucağıma oturduğundan, götü çıplak, üstündeki elbiseden memeleri taşmış durumdaydı ve kalçalarının teninin yumuşaklığını kasıklarımda hissetmek beni deli etmişti...
Kucağımdayken, bir yandan yiyişirken, bir yandan da yavaş yavaş vücudunu bana doğru çevirdi ve bacaklarını ayırarak üstüme bindi. Amı sikime sürtünüyordu, çok ıslaktı ve halen aç kurt gibi birbirimize saldırıyorduk. Islaklığından dolayı sikimin başı amının dudaklarının arasına girip girip çıkıyordu. Kucağımda kalçalarını avuçlayıp, boynunu, dudaklarını ve memelerini bir süre daha yedikten sonra, pozisyonu bozmadan kalçalarından tutup kucakladım, odanın ortasında biraz yürüdük öylece. Keyfinden bir kahkaha patlattı, "Ayyy resmen beni beceriyor oğluşum! Ha ha haa!" dedi. Bacaklarını belime dolamıştı sıkıca ve elleri yanaklarımda deli gibi öpüşüyorduk. Dudaklarımız mosmor olmuştu öpüşmekten. Karşıdaki duvara sert bir şekilde yasladım ve sikimi iyice bastırdım amına doğru, ama kayganlıktan kaydı ve dışarı çıktı. Annem bir elini yüzümden kaldırıp aşağı doğru uzattı ve sikimin başını parmaklarıyla yönlendirerek amının dudaklarının arasına getirdi. Ve ben tüm gücümle kendimi hızlıca bastırdım ve yarrağımı köküne kadar sertçe soktum birden. Annem iyice duvara yapıştı ve "Ooffff yarrakkk!" diye bağırdı dudağımı ısırarak.
Memeleri göğsümde eziliyor, seri darbeler halinde çatır çatır duvara dayamış sikiyordum annemi. Annem zevkten kudurmuş, saçlarımı çekiştirip, yanaklarımı ısırıp, sikilmenin zevkini bağıra bağıra çıkarıyordu. Uzun bir süre bu şekilde sikmeye devam ettim. Sonra kucağımda yine yürüyerek yatağa doğru gittim. Bacakları belime sımsıkı kenetliydi. Kendimizden geçmiştik. Yatağın başına gelince ikimiz birden yatağa düştük ve sikim annemin amının en derinlerine kadar daldı. Altıma aldığım annemi şimdi çok şiddetli bir şekilde sikiyordum. Amının içinde sikimi sağa sola, yukarı aşağı kaydırarak amının her yerini sikiyordum. Sonra ters çevirip yüzüstü yatırdım ve kasıklarının altına iki yastık birden yerleştirdim. Götü havaya kalkmış, sulu amcığı ortaya iyice çıkmıştı. Ata biner gibi bindim kıçına ve sikimi bir hamlede yine çok sert bir baskıyla geçirdim amına. Zevkten kudurmuş deli gibi bağırıyordu. Saçlarını elime dolayıp çekerek destek alıyor ve köküne köküne sokuyordum annemin amına. Ben vurdukça o daha da kıçını dikiyor ve benim baskıma karşılık veriyordu...
Daha fazla dayanamayarak, titreyerek, ağlamakla bağırmak arası bir haykırışla, çarşafları çekiştirerek orgazm oldu. Tamamen kendinden geçmiş, ter içerisinde yığılmıştı artık. Ama benim sikim halen kazık gibiydi ve öyle bırakmaya niyetim yoktu. Kıçı yastığın üstünde dikili dururken, elimi amının suyuyla iyice ıslatarak parmağımı göt deliğinde gezdirip açtım biraz. Sonra kazık gibi olmuş sikimi bir hamlede götüne soktum. Annem zevkten baygın halde yatarken, canı yandığı için öyle bir bağırdı ki! Ama benim bırakmaya niyetim yoktu ve sikim götündeyken üzerine iyice yapıştım ve götünü sikmeye devam ettim. Kasıklarım dolgun kalçalarına çarptıkça odada sesler yankılanıyordu. Ve zevkten ölmek üzereyken ensesine dişlerimi geçirdim ve deli gibi boşaldım götünün içine...
Nefes nefese kalmış halde yan yana uzanıp dinlendik. Konuşmaya bile gücümüz kalmamıştı ve bulutların üzerindeydik. Yattığım yerden göz ucuyla saate baktım. Tam bir saat olmuştu. Bir saat boyunca annemle deliler gibi sikişmiş ve mahvolmuştuk. Zamanım çok kısıtlıydı, her saniyeyi değerlendirmeye kararlıydım. Banyoya gidip küveti doldurdum. Dönüp yataktan annemi kucaklayıp küvete götürdüm. Annem halen nefes nefeseydi. "Burda da mı sikeceksin beni, azgın şey!" dedi ve kucak kucağa girdik içine. Daha tatlı ve şımarık öpücüklerle birbirimizi okşuyorduk suyun içinde. Elim vücudunun her yerindeydi. Ben onun amını okşuyordum, o benim sikimi ve taşaklarımı okşuyordu. Ben üstüne çıkıp sikimi memelerinin arasına sürterken, o birden üstüme çıkıp amını ağzıma dayıyordu. Resmen şımarmış, keyif yapıyorduk gülüşmeler eşliğinde. Kucağımda dudaklarını dudaklarıma dayamış, "Ne güzel siktin sen öyle anneciğini, tatlım benim!" diyordu. Ben de kulak memesini emerken, "Bayılıyorum seni sikmeye anneciğim, amının tadına doyamıyorum!" diyordum.
Bu şakalaşmamız iyice azmamızla sonuçlandı ve annemi ayağa kaldırıp, kaymaması için duş musluğuna tutundurdum. Ben de iyice götüne yapışıp arkadan amına geçirdim. Domalmış haldeyken, saçlarından sular damlarken, arkasında dönmüş yeşil gözleriyle bana bakıyor, gülümsüyor ve bir yandan da kıçını oynatıyordu. Deli ediyordu beni bu halleri. Bir süre daha amını siktikten sonra, yüzünü bana çevirip, kafasından tutup sikimi ağzına soktum. Annem dudaklarını öpücük gibi yaptı ve ben dudaklarının arasından sikimi sokup çekmeye başladım. En sonunda iyice gelmeye yaklaştım ve sonuna kadar sokup, gırtlağına kadar bastırıp kasıla kasıla boşaldım ağzına. Artık tamamen bitmiştik. Müthiş bir seksti. İkimiz de duş alıp kurulandık. Annem bir şort ve body giyindi. Ben de bir şort ve tişört. Yatağa uzandık yüz yüze bakarak gülümsüyorduk. Babam gelene kadar müzik dinleyip sohbet ettik. Annem, "Ölüp bittim ya! Neler yaptın sen bana öyle? Ne sapıklıklar varmış meğer senin içinde!" dedi. "Ben de öldüm bittim anneciğim. Şu an mutluluktan uçuyorum!" dedim. "Uçmak güzel de, nereye gidecek bu iş? Nereye kadar?" dedi. "Kime ne zararımız var ki anne? Bir başkası bilmedikçe, bize de bu tadı yaşamak düşer bence!" dedim. "Bak bak, nasıl da kurnaz kurnaz annesini ayartıyor!" dedi ve tutup başımı memelerinin üzerine koydu...
Yavaş yavaş uykuya dalacaktık ki, annemin telefonu çaldı. Arayan babamdı, işi bitmiş bizi almaya geliyormuş, nerde olduğumuzu soruyordu. Annem de, "Biraz başım ağrıdı, otele geldik, azıcık uyudum, otelin önüne gelip al bizi!" dedi. Kalkıp toparlandık, odadan çıkmadan önce aşk dolu bir veda öpücüğü yaptık uzun uzun ve odadan çıktık. Odayı temizlemeleri için anahtarı resepsiyona teslim edip çıktık. Hep beraber güzel bir akşam yemeği yedik. Çok acıkmıştık. Sonra beni kışlaya bıraktılar. Ertesi gün de sıradan bir şekilde gezip dolaştık Ankara'da. Sonra annemler İstanbul'a geri dönüler. Teskereye kadar hiç görüşmedik ve yaşadıklarımızın hayali beynimde dönüp durdu aylarca...
Teskereyi alıp askerden döneli 15 gün olmuştu ve annemle hiç baş başa kalamıyorduk. Ancak bazen kapı arkalarında, koridorda falan rastlaşınca kısacık kaçamak öpüşmeler, sarılmalardan başka bir fırsat yakalayamıyorduk. Eski dolu dizgin sevişmelerimizi ve sikişmelerimizi hatırlayıp içleniyordum...
Bir gün annem kardeşimin odasında ödevine yardımcı oluyordu. Üzerinde bol bir beyaz tişört, altında ise kısa bir emprime etek vardı. Koridordan geçerken beni gördü. Odanın kapısında durup onu izlemeye başladım. İzlediğimi fark edince, masada oturan kardeşimin arkasından masaya doğru iyice eğilerek kıçını bana dönüp iyice kaldırdı. Kıçına bayıldığımı biliyordu. Bir yandan kardeşimin ödevi hakkında yalandan birşeyler konuşurken, bir yandan da kalçalarını oynatıp duruyordu. Gördüğüm şahane manzara karşısında kalakaldım orda ve sikim kaskatı oldu, eşofmanı delecek gibiydi. Sonra domalmış haldeyken elini sol kalçasına atıp eteğini çekti ve kıçının yarısı açıldı. Sütün gibi bacakları ve sol kalçası tamamen açıldı. Altında tanga külotu ve tombul amı kalçalarının arasından gözüküyordu. Bembeyaz kaymak gibi kalçalarını oynatıyor, bir yandan da sol kıçını kırmızı ojeli parmaklarıyla sıkı sıkı avuçlayıp tırnaklarını geçiriyordu. Kardeşim hiçbir şeyin farkında değildi.
Bir süre sonra elini bıraktı ve eteği kıçını kapattı. Zaten zor durumda olan beni iyice azdırıyor, deli etmeye çalışıyordu adeta. Ben de hemen banyoya girip 31'e asıldım. Ama çok fena azmıştım, annemi tekrar sikmek için yanıp tutuşuyordum. Banyodan anneme seslendim, "Anne şampuanımı bulamıyorum!" diye. Annem, "Geliyorum!" diye seslenip banyoya girdi. İçeri girince hemen kapıyı sessizce kilitledim. Arkadan kıçına yapışıp, "Seni hemen burada sikmem lazım, çok fena durumdayım!" dedim. O da kulağıma yanaşıp, "Şşşşttt sakin ol bakayım, şu an zamanı değil. Hem yarın için sana güzel bir sürprizim var!" dedi. Bunu duyunca sevinçten deliye döndüm, macera yine başlıyordu. Sürprizi sorduğumda, "Azıcık daha sabret, çok az kaldı!" deyip banyodan çıkmaya çalıştı, ama bırakmadım. Hemen lavaboya doğru domaltarak eğdim ve eteğini yukarı sıyırdım. Demin beni azdırırken durduğu hale getirdim ve tanga külotunu indirip, zaten kazık gibi olan sikimi amının dudaklarının arasına dayadım.
Aynanın önünde domaldığından ikimiz de birbirimizin yüzünü görüyor ve hissettiklerimizi yüzlerimizden kolaylıkla anlıyorduk. Tam sikimi amına sokmak için itecekken, annem kıçını bana doğru bastırdı ve sikim amının kayganlığıyla dibine kadar girdi. Aynadan bana tatlı tatlı gülümsedi. Belinden kavrayarak sert bir şekilde sikmeye başladım. Zamanımız çok kısıtlıydı ve çok sessiz olmaya çalışıyorduk. Ben arkadan amının içine soktukça, aynadan bana gülümsüyor, dilini çıkarıp cilveler yapıyordu. Çok şahane bir ambianstı. Boşalırken, içine iyice bastırdım ve içine tazyikle boşalırken, annem domalmış halde yüzünü bana çevirip gülümseyerek, kısık sesle, "Ohhhhhhh!" dedi. Ben amından çıkar çıkmaz, annem hemen toparlanıp çıktı banyodan.
Bütün gün annemin bana hazırladığı sürprizin ne olabileceği hakkında düşündüm durdum...
[Umut]
99 notes · View notes