Tumgik
Text
Karımla Karavan Anılarımız! (1) (Gökhan 48 Y., İzmir)
Merhabalar. Adım Gökhan. Bundan 4 sene önce başlayan ve evliliğimi fırtınalı bir şekilde alevlendiren olaylar silsilesini anlatmak istiyordum. O dönemler devletin yurt dışında çalışarak önemli bir mevkiinden müdür olarak 48 yaşında erkenden emekli olmaya hak kazanmış birisiydim. Karım Handan ise 32 yaşında, bembeyaz tenli, sarı saçları olan, düzgün ve şişmana kaçmadan hafif balık etli, dolgun vücutlu, göğüsleri 90C, kalçaları ise yuvarlak, hatlı ve kendini belli edecek şekilde olan bir kadındı.
Takdir edersiniz ki eşimle aramda 16 yaş gibi ciddi bir yaş farkı vardı ve bu yaş farkını her ne kadar kendime kompleks yapmasam da, bazı anlarda ciddi bir rakip gibi görebiliyordum. Bu sebepten ötürü yatakta olsun, aşk hayatında ol sun, romantizmde olsun ve maceraperest şeylerde olsun (Benden daha geçmedi!) havası verebilmek için sürekli kendimi kanıtlama gayreti içerisindeydim. Karım da bazen kavga ettiğimizde, bazen de takılmak ve beni sinir etmek için, "İstesem senden daha gencini bulurdum, ayağını denk al!"� derdi ve beni kızdırırdı.
Her ne kadar bunu sorun etmiyormuş gibi gözüksem de, içten içe bu ihtimalin doğruluğunu bilerek sinir olurdum. Neticede ben artık 50'li yaşlarına yaklaşmış, saçlarında ufak tefek beyazlar çıkan, sırf karısının yanında daha da yaşlı durmamak için düzenli olarak diyet yapan, cilt bakımı yaptıran, spora giden bir erkektim; karım Handan ise 30'lu yaşlarının başında, gayet alımlı, kendini her türlü erkeğe beğendirebilecek bir kadındı. Hatta son birkaç yıldır eşim ile aramızdaki yaş farkının iyice belirginleşmesiyle birlikte dışarıdan gelen delici bakışların bile farkına varmaya başlamıştım.
Bu ufak girizgahtan sonra, seks hayatımızı ve belki de evliliğimizi canlandıran, beni de ilişkimiz hakkındaki tüm endişe ve kaygıdan kurtaran o malum güne geçmek istiyorum. Lakin daha öncesine yine ufak birkaç şey anlatmak isterim. Ben emekli olduktan sonra, karımla birlikte en büyük hayalimiz olan karavan alma işine iyiden iyiye tutulmuştuk. Söylediğim gibi hem yurt dışı görevi, hem de iyi bir makamdan emekli olduğum için güzel de bir tazminat almıştım ve elimize geçen tazminat ile birlikte, yaptığımız birkaç aylık araştırmanın sonucunda Mayıs ayında güzel bir karavan almıştık.
Karım özel okulda bir öğretmenlik yaptığı için yaz aylarına kadar beklememiz gerekiyordu gezi yapabilmek için, ancak bu benim açımdan bir problem değildi. Ben de o sırada bu yeni karavana alışmaya çalışıyor ve onun ufak tefek eksiklerini gideriyordum. Zaten para konusunda da pek sıkıntımız olmadığı için karımın esasında çalışmasına bile gerek yoktu; ancak o prensipler gereği çalışmak istiyordu.
Haziran ayının ilk haftasından sonra okullar da kapanınca önümüzde 3 aylık muazzam bir boşluk oluştu. Ben zaten emekliydim ve beni eve bağlayan bir şey yoktu; karımın da 3 ay boyunca tatilde olması sebebiyle kendimize bir rota çizdik. İlk rotamız (daha önce hiç karavanla seyahat etmediğimiz için) daha bildiğimiz yerler olacaktı. O yüzden de İzmir'den başlayarak Akdeniz'e inecek ve Mersin'e kadar gidecektik. Sonraki seyahat durağımıza (eğer vakit kalırsa) oradan sonra karar verecektik. Biraz da yol bizi nereye götürürse mantığındaydık.
Haziran ayının 16'sında, sabahın ilk saatlerinde yola koyulduk. Gayet güzel geçiyordu ve istediğimiz yerde durup, istediğimiz yerde devam ederek birkaç gün boyunca seyahat etmiştik. Her gittiğimiz yerde denize girmeye ve bol bol gezmeye de çalışıyorduk. Eşim vücudunu sergilemeyi seven ve bundan çekinmeyen bir kadındı. Ben de asla baskıcı bir erkek olmadım. O zamanlar gerçekten böyle bir hissim yoktu ve karıma bakılması veya bakılmaması pek dikkatimi çekmiyordu. Bundan hoşnut durumda olup olmama gibi bir hissiyatım yoktu. Karım ne isterse giyebilir diye düşünen bir erkektim sadece.
Ancak her şeyi değiştiren şey, yolculuğa çıkışımızın 3. günü olan 19 Haziran'da meydana geldi. Karımla o gün bir şey yüzünden tartışmış ve sinirlerimizin de gergin olmasından dolayı daha önce etmediğimiz şekilde ciddi ve ağır bir kavga etmiştik. İkimiz de birbirimizle konuşmuyor, sadece yola bakıyorduk. Tam hatırlamasam da Muğla civarlarında bir yerde devam ederken bir otostopçu genç gördük. En fazla 19-20 yaşlarında olan bu genç muhtemelen üniversite öğrencisiydi ve yaz tatilini değerlendirmek için otostop çekerek geziyordu. İkimiz de otostop konusunda pek bilgili insanlar değildik, çünkü geldiğimiz ailelerin maddi durumları, yaşadığımız yerler gereğince bugüne kadar otostop çekmemiş veya otostopçu almamıştık.
O an o çocuğu almamı sağlayan etken neydi bilmiyorum, ama bir anda arabayı yavaşlatmaya başladım. Karım, uzun süren sessizliği bozarak, "Alma o çocuğu!" dedi; lakin onun dediğinin tersini yapacağım ya, "Alacağım!" diyerek arabayı durdurdum. Tabii daha o bir şey söyleyemeden çocuk hemen karavanın kapısını açarak içeriye geçti. Karım bana öyle ters ve hırçınca baktı ki (Demek sen benim dediğimi yapmazsın, görürsün o zaman!) der gibi bir ifade vardı yüzünde. Çocuk teşekkür ederek karavanın içindeki koltuğa oturdu.
Ben de ortamdaki gergin havayı ve sessizliği dağıtmak amacıyla çocuğa birkaç soru yönelttim. Adı Akın'mış, tahmin ettiğim gibi 19 yaşında ve üniversite öğrencisiymiş. Tüm sene boyunca biriktirdiği parayla birlikte o da bizim gibi gezgin olarak tatil yapmak istiyormuş. Ben o çocukla sohbet ederken, eşimin sinsi planlar yaparak beni yenmeye çalışacağını tahmin edemiyordum tabii. Aşağı yukarı çocuğu 40 kilometre kadar götürecek, sonra onu ayrılması için bir anayolun ayrımında bırakacaktım.
Birkaç kilometre gittikten sonra karım ayağa kalktı ve yanımdaki koltuktan, arkaya geçti. Üstünde, kalçalarının altına kadar gelen bir mini kot şort ile hafif dekolteli bir askılı bluz vardı. Göremiyordum ama karım ayağa kalkıp tüm endamını sergilediğinde, eminim bu 19 yaşındaki genç, karımı baştan aşağı süzmüştü. Karım, işveli bir sesle, "Bir şey içer misin Akıncığım?" dedi. Akın biraz tutukça bekledikten sonra, "Zahmet olmazsa soğuk bir şeyler alırım." dedi. Karım ona bir şeyler ikram ettikten sonra yanımdaki koltuğa oturmak yerine arkada, çocuğun oturduğu koltuğa oturdu. Ben de dikiz aynasından yola bakıyormuş gibi yaparak onları seyrediyordum.
Sohbet bir yerden sonra ben odaklı olmaktan çıktı ve karım ile Akın arasındaki bir diyaloğa döndü. Ben de bir şey demeden yolu takip ediyor ve ara ara da onları izliyordum. Karım bacak bacak üstüne atmış, saçıyla oynayıp ara ara da şuh gülüşler atıyordu. Amacını anlamıştım; beni kıskandırmak ve biraz da kızdırmak istiyordu. Onun oyununa gelmeyeceğim diye hiç sallamıyormuş gibi yapıyordum. Hatta güneşi bahane ederek güneş gözlüğümü takmıştım ki, onları izliyor olduğum belli olmasın diye; ama maalesef hayatımın hatalarından (veya önemli davranışların dan) birisini yapıyordum.
Ona müdahale etmeyip, tepkisiz kaldığımı gören karım biraz daha işi abartarak, konuşurken çocuğa dokunmaya başladı. Davranışları beni bile dimdik eden karım, bu 19 yaşındaki gencecik çocuğun eminim aklını almıştı. Zaten çocuk da oturuş pozisyonunu sürekli değiştirerek, erekte olmuş sikini saklamaya çalışıyordu. Ben ise halen olanları önemsemiyormuş gibi yaparak güneş gözlüğümün altından karımı ve çocuğu izliyordum. Karım o kadar şuh hareketler yapıyor, o kadar tutkulu ve istekli davranıyordu ki, beni bile dimdik etmişti. Karımın en iyi becerdiği şeylerden birisi de, istediği an istediği yerde bir hareketiyle erkeği tahrik edecek kadar becerikli olmasıydı. En yorgun olduğum ve seks istemediğim anlarda bile defalarca kez beni azdırıp benimle sevişmişliği vardı. Tabii benim yaşlarımda bir adam bile dayanamıyorken, 19 yaşında bir çocuğun buna dayanmasını beklemek mümkün değildi.
Bir ara artık ses gelmemeye ve konuşmalar kesilmeye başladı. Dikiz aynasından bir kere daha baktığımda ise karım ile Akın'ın öpüşmeye başladığını gördüm. Akın tamamen gözlerini kapatmış ve olan bitenden habersiz bir şekilde (belki de, Adam arabayı sürüyor, ben arkada karısını götürüyorum!) diye düşünerek öpüşüyordu; ancak karımın gözleri açıktı ve çocuğu öperken bir yandan da beni kesiyordu. O da aptal birisi değildi, elbette onları izlediğimi biliyordu, ama ses çıkartmadığım için onları görmediğimi (!) düşünerek elini çocuğun sikine attı pantolon üzerinden. Karmaşık duygular içerisindeydim; bir yanım çocuğu hemen arabadan atmak istiyordu, ama bir yanım da bu anın keyfi içinde olanların seyrinin doğal bir biçimde sonlanana kadar ne olacağını görmek istiyordu. Müdahale etmedim ve ben müdahale etmedikçe de karım biraz daha işi uçlara sürüklemeye başladı.
Yaklaşık 5 dakika sonra bir fermuar sesi duydum. Karım oturduğu yerden kalkmadan çocuğun önüne doğru eğilerek sakso çekmeye başlamıştı. Akın ise kasıntı ve tedirgin bir şekilde (Acaba fark eder mi?) endişesiyle birlikte mükemmel bir zevk alarak koltukta oturuyordu. Karım, dudaklarını iyice aralamış ve Akın'ın sikini yavaş yavaş, tadını çıkartırcasına emiyordu. Akın'ın dimdik, taze ve kalın siki, karımın dudaklarının arasında iyice ıslanmıştı. Karımın o güzel saksosundan sonra artık geriye kalan tek şey seks olmuştu.
Benden herhangi bir tepki gelmeyince karım yavaşça ayağa kalktı. Hemen üstünkörü, sanki bir bar tuvaletinde yaparmış gibi çabucak bitirmek istercesine şortunu ve külotunu aynı anda indirip, Akın'ın kucağına oturdu. Sırtı Akın'a dönük bir şekilde, Akın'ın sikini yavaşça am dudaklarına dayadı ve bir anda içine aldı. Karım zevkle zıplıyor ve sözde sesini duyurmamak ister gibi de dudaklarını sıkarak inlemesini azaltmaya (!) çalışıyordu. O an aniden direksiyonu sağ ve sola çevirerek şeritlerde zigzag çizmeye başladım ve karımın dengesini bozarak tamamen o çocuğun kucağında oturmasını sağladım. O da anlamış olacak ki, "Hayatım bir sorun mu var?" diye seslendi. Onları sözde göremeyeceğim bir yerde oldukları için bir yandan benimle konuşuyor, bir yandan da Akın'ın kucağında zıplamaya devam ediyordu. "Hayır canım, misafirimizle ilgileniyor musun? Çok trafik var ilgilenemiyorum pek!" dedim.
Karım gülerek, "İlgileniyorum canım, merak etme!" dedi. Birkaç dakika kadar sonra Akın ile eşimin fısıldaşarak konuştuklarını duydum. Fısıltıları duyuyordum, ama ne konuştuklarını anlayamıyordum; fakat karımın hareketlerinden, Akın'ın boşalmaya yakın olduğunu anladım. Herhalde üstünden kalkar ve başka bir yere boşaltır diye düşünmeme rağmen, karım yine aynı hızla hoplamaya başladı ve en sonunda Akın'ın, ne kadar zorlasa da tutamadığı, ufak bir iniltisini duydum. Karımın amına boşalmıştı. Çocuk ne kadar panik olduysa, karım üstünden kalkar kalkmaz hemen toparlandı ve ineceği yere daha 24 kilometre varken, "İzninizle ben burada ineyim." diyerek karavandan indi. Karım ve ben baş başa kalmıştık...
[Gökhan]
67 notes · View notes
Text
Otobüste Götümü Okşayan Yakışıklıya Evinde Verdim! (Zeynep 30 Y., İstanbul)
Selam, ben Zeynep, 30 yaşında, 1.65 boyunda, 50 kilo civarında, esmer tenli, evli bir bayanım. Kocam bir fabrikada çalışıyor. Kocamı seviyorum, ama fabrikada yorulup eve geliyor ve hemen yatıp uyuyor. Haftada en fazla iki sefer ancak sikiyor, ona da sikmek denirse. En fazla 2-3 dakikada boşalıp, hemen arkasını dönüp yatıyor, ben de kendimle oynayıp boşalıyorum.
Bir gün arkadaşım Jale bana oturmaya geldi. Jale de evliydi, ona derdimi anlattım. O da bana, "Kızım bul kendine sağlam bir sikici, siktir kendini!" dedi. "Ne yani, kocamı mı aldatayım?" dedim. Jale, "Kızım bu aldatmak sayılmaz ki, seninki kendini tatmin etmek sayılır! Kocan olacak herif adam gibi sikseydi seni! Ben bile kendimi siktiriyorum! Napayım, kocam doyurmuyor beni!" dedi. Şok olmuştum, "Ciddi ciddi kocandan başkasıyla mı yatıyorsun?" dedim. "Evet, hemde ne yatma, resmen parçalıyor amımı götümü, yarım saat sikmeden boşalmıyor!" dedi. "Yuh yani, Jale sen ne diyorsun? Beni yarım saat sikseler delirirdim herhalde!" dedim. Bu arada bu konuşmalar bile amımın sulanmasına yetmişti. Biraz daha konuştuktan sonra Jale gitti, ben de hemen yatak odasına gidip, amımı parmaklayarak boşaldım. Akşam kocam işten çıkıp geldi, yemeğini yeyip hemen yattı. Ben yine yarraksız öylece kalmıştım.
Aradan bir hafta kadar geçmiş, Jale'nin söyledikleri kulağımda çınlıyordu. O gün anneme ziyarete gitmiştim, kocam da gece mesaisine gidecekti. Annemlerden geri dönerken otobüse bindim. Otobüs duraklarda durup yolcu aldıkça kalabalıklaşmaya başladı. Ben otobüsün en arkasında kalmıştım, ayakta öyle camdan dışarı boş boş bakıyordum. Birden kalçama bir el dokundu. Önce umursamadım, yanlışlıkla değmiştir diye düşündüm. Ama dokunmalar gitgide okşamaya dönüştü. Aslında dönüp müdahale etmem gerekiyordu, ama yapmadım, hoşuma gitmişti taciz edilmek. Götümü okşadıkça amım sulanmaya başladı. Kafamı çevirip baktığımda, arkamdaki 30 yaşlarında yakışıklı biriydi. Ona gülümsedim.
Birden elimi tutup arkaya çekti. Ben ne yapacak diye düşünürken, elimi önüne götürdü. Hemen elimi çektim. Ama tekrar elimi tutup, pantolonun üzerinden yarrağını tutturdu. Biraz okşadım. Sonra yönümü ona döndüm, bir an göz göze geldik. Kararımı vermiştim, kendimi ona siktirecektim. Kulağıma doğru eğilip, "İnelim mi?" dedi. "Evet!" diye cevap verdim. İlk durakta indik, ama beni bir heyecan kaplamıştı, elim ayağım titriyordu. Elini uzattı, isminin Fevzi olduğunu söyledi. "Ben de Zeynep!" dedim. Ordan bir taksi çevirdi, taksiye binip yola çıktık, ama hiç konuşmuyorduk. Bir bayinin önünde taksiyi durdurdu, "Sen heyecanlısın, içecek birşeyler alayım!" diyerek indi, birşeyler alıp geldi. Fazla gitmeden bir apartmanın önünde durduk, taksiden inip apartmana girdik. Kendime hayret ediyordum, hiç tanımadığım bir adamın evine kendimi siktirmeye giriyordum.
Eve girdiğimizde bekar evi olduğu belliydi, ortalık karma karışıktı. Odaya geçip oturdum. Fevzi de iki tane bardak alıp geldi. Poşetin içinden Votka ve enerji içeceği çıkarıp bardaklara doldurdu. Bana uzatıp, birkaç soru sordu, ben de cevapladım. Bu aradada Votkayı yudumluyordum. Bir bardak daha doldurup verdi, onu da içtikten sonra heyecanım gitmiş, heryerimi ateş basmaya başlamıştı. Fevzi elimdeki bardağı alıp kenarı koydu ve yanıma yaklaşıp, dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de karşılık veriyordum. Bodymin üzerinden göğüslerimi okşuyordu. Boynumu falan öperken, Bodymi yukarı sıyırıp çıkarttı. Sonrada südyenimi çıkarıp, "Off şu göğüslere bak!" diyerek göğüslerimi öpmeye, yalamaya başladı. Ben de kafasını tutup, saçlarını okşuyordum.
Bir yandan da kotumun düğmelerini açmıştı, sonra ayağa kalkıp kotumla külodumu sıyırıp çıkardı. Kendisi diz çöküp, beni koltuğa oturttu. Bacaklarımı ayırıp, başını bacakarama gömdü, iştahlı bir şekilde amımı yalıyordu. Ben artık zevkten inliyor ve kocamın ne zamandır amımı yalamadığını düşünüyordum. Fevzi sonra ayağa kalkıp, bir çırpıda kendi de soyundu. Yarrağına baktığımda oldukça kalın bir yarraktı. Önüme gelip dikildi, ben de hemen doğrulup yarrağını yalamaya başladım. Fevzi de saçlarımı okşuyordu. Sonra tutup beni kaldırdı, çekyatı açıp yatırdı, kendi de bacaklarımın arasına yerleşip üzerime uzandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Yarrağını amımda hissettiğimde öpmeyi bıraktı ve içime ittirmeye başladı. Nefesimi tutmuş halde Fevzi'nin gözlerine bakıyordum.
Yarısını falan soktu ve "Off harika! Daracık amın varmış!" dedi ve birden yüklendi. O anda ben bir, "Ahhhhh!" çektim. Fevzi ise hemen sokup çıkarmaya başladı. İnlemeye başlamıştım, bir yandanda kocam gibi hemen boşalacak mı diye merak ediyordum. Fevzi bir yandan sikiyor, bir yandan da dudaklarımı, boynumu falan öpüyordu. Müthiş zevk alıyordum. Sonra içimden çıktı, pozisyon değiştirdik, kendi sırtüstü yattı, ben de yarrağının üzerine oturup zıplamaya başladım. Bir müddet sonra ben orgazm olup boşaldım. Ama hayatım boyunca böyle şiddetli boşalmamıştım. Yarrağın üzerinde oturup kalmıştım.
Fevzi beni üzerinden indirip, hemen domalttı, arkadan amıma girip hızla sikmeye başladı. Daha yeni olduğum orgazmın etkisi geçmeden yeniden orgazm olmak üzereydim. "Hadi devam et, sik beni, harikasın Fevzi, becer beni!" gibi sözler söylüyordum. Ben boşalıp çekyatın üzerine yüzüstü uzandım, Fevzi de üzerime uzanıp halen pompalıyordu. Sonra beni yan yatırdı, tek bacağımı havaya kaldırıp, öbür bacağımın üstüne oturdu ve o pozisyonda amıma yarrağını gömüp sikmeye başladı. Ben resmen orgazm üstüne orgazm olup, zevk denizinde yüzüyordum. Bir müddet sonra bacağımı indirdi ve beni tekrar sırtüstü yatırıp bacak arama girdi, amıma girip o kadar süratli gidip gelmeye başladı ki, herhalde o da boşalmak üzereydi. Bacaklarımı beline doladım. "Sik beni aşkım, sik beni erkeğim!" diye inliyordum. Fevzi kasılarak içime döllerini fışkırtmaya başlamıştı. Aslında içime boşalmasını istemiyordum, ama aldığım zevkten söyleyemedim bunu ona.
Fevzi'nin boşalması bitmiş, üzerime uzanmıştı, yarrağı halen içimdeydi ve sertliğinden birşey kaybetmemişti. Fevzi sonra doğrulup tekrar sokup çıkarmaya başladı. Ben şaşkın şaşkın bakarak, "Napıyorsun, boşalmadın mı sen?" dedim. Fevzi de, "Dur bakalım yavrum, daha yeni başladık!" diyerek dudaklarıma yapıştı, aynı zamanda da amıma pompalamaya devam etti. Hayran kalmıştım Fevzi'ye, kendi kendime (Keşke kocam da böyle sikseydi!) dedim. O gün aralıklarla Fevzi beni üç posta daha sikti.
Gece eve taksiyle döndüğümde hemen geceliğimi giyip yatağa girdim. Yaşadığım müthiş geceyi düşünürken uyuyup kalmışım. Sabah kocam eve geldiğinde, ben yorgunluktan yerimden kalkamadım. Kocam pijamalarını giyip yatağa gelerek, "Ne oldu aşkım, neyin var?" diye sordu. Ben de rahatsız olduğumu söyledim. "Aman kendine dikkat et, şu aralar Grip salgını var ortalıkta!" diyerek yanıma yattı ve uykuya daldı. İçimden (Sen zaten başka birşey bilmezsin ki!) diyerek, ben de ona arkamı dönüp uyudum. Ama neyseki sikicimi bulmuştum, iki günde bir gidip her pozisyonda kendimi siktiriyorum.
[Zeynep]
89 notes · View notes
Text
Nişanlımı Erasmusta Aldattım! (Aleyna 23 Y., İzmir)
Herkese selam. İsmim Aleyna, 23 yaşında üniversite öğrencisiyim. 4 yıldır Hakan isimli bir çocukla çıkıyordum. Ciddi düşündüğümüz için de nişanlandık ve bekaretimi Hakan'a verdim. Ama ilişkimizin ikinci yılında kendisini aldatmış bulunmaktayım. Şöyle ki, o zamanlar ikimiz de üniversite 2. sınıftayken Erasmus için başvuru yapmıştık. Ben Erasmusa gitmeyi çok istiyordum, Hakan ise benim ısrarlarım sonucu kabul etmişti. Neyse sonuçlar açıklanmış ve bana Polonya, ona Çekya gelmişti. İkimiz aynı yere gidemiyorduk. Bu durum sonrası çok üzülmüştüm ve bunu fark eden Hakan da, "Sen git çok istiyorsan!" dedi. Ben de, "Bir dönem ayrı kalacağız ama!" deyince, "Olsun, insanın hayatında kaç kez yurt dışında yaşama fırsatı gelir ki, sen git, eğlen, ben sana ve aşkımıza güveniyorum!" dedi. Ben de ona sarılıp teşekkür ettim.
Başvuru sonrası okul onayı, vize süreçleri gibi şeyleri tamamladım ve güz dönemi için Polonya'nın başkenti Varşova'ya gitmek için hazırdım. Hakan'la havalimanında vedalaşıp, uçakla Varşova'ya vardım. Havalimanında beni okuldan gönderdikleri bir mentör karşıladı ve kalacağım yurda beni yerleştirdi. Yurtların erkek-kız karışık olduğunu biliyordum, ama aynı koridorda, hatta yanyana odalarda kalacağımızı tahmin etmiyordum. Neyse ki oda arkadaşım kız idi. İlk haftam okula belge teslimi, şehiri biraz gezme ve yeni arkadaşlar edinmeyle geçmişti. Haftasonu gelip çatmıştı. Cumartesiydi ve herkes diskotek tarzı gece klüplerine gitmek için hazırlanıyordu. Yurtta tanıştığım, adı Ece olan kız da beni davet etti. Önceleri yok mok dediysem de, "Çok eğleneceğiz, Türkiye'deki klüplerden farklı, ortam çok iyi!" diyerek beni ikna etmişti. Ayrı da olsak, Hakan'la hergün telefonla görüşüyorduk. Hakan'ı aradım, "Ben yatıyorum!" diyerek yalan söyledim. Ece ve birkaç arkadaşıyla bir klübe gittik.
İçeri girer girmez gerçekten farklı bir yer olduğu belliydi. Ortada kocaman bir pist ve herkes disko müziği eşliğinde çift olarak dans ediyordu. Şöyle anlatayım, ortada kızlar tek dans ederken, erkekler ellerini uzatarak dans teklifinde bulunuyor ve birlikte dans etmeye başlıyorlardı. Pistte eşli olmayan çok az kişi vardı, çoğu da erkekti, onlar da sanırım danslarını kabul eden bir kız bulamamışlardı. Neyse, ben elime içki alıp dans edenleri izlemeye başladım. Ece de direkt piste atlayıp dans ederken, bir Polak erkek tarafından kapılmıştı. Sözde dans ediyorlardı, ama çocuğun eli Ece'nin götünde duruyor, Ece ona kucak dansı yapıyor gibi, arada ona götünü dönüp sürtünüyordu ve bunun adına dans diyorlardı!
Ağzım açık şekilde olanları izlerken, çocuk Ece'yi öpmeye başlayınca, "Yuh artık!" dedim. Elimdeki içkiyi diktim kafama ve 'Sigara odası' denilen aynı zamanda herkesin orturup sohbet edip sosyalleşmeye çalıştığı bir bölüme geçtim. Bir süre sonra Ece yanıma geldi ve oturup bir sigara yaktı. Bana, "Nasıl, beğendin mi ortamı?" diye sordu. Ben, "Güzel de, herşeyin bu kadar ortada ve hızlı olduğunu düşünmemiştim, az önce tanımadığın bir çocukla öpüştün. Sahi nerede o çocuk?" deyince, "Bilmem, gidip başkasına salça olmuştur!" deyince bir şok daha yaşadım. Yüzümden okumuş olmalı ki, bana, "Alışırsın merak etme, kim nereden bilecek, burada olan burada kalır, hem Polak erkekler yatakta çok iyi, sana tavsiye ederim!" dedi. Bu sözleri beni azdırmıştı, ama Hakan'a ihanet etmek istemiyordum.
Yanımıza Ece'nin bir arkadaşı geldi ve 'Kamikaze' isimli bir içkiyi bize ikram etti. Bir tür Vodka-Tekila kokteyli idi ve 4 shottan oluşuyordu, tadı da çok güzeldi. Kaç shot içtim hatırlamıyorum, ama kafam çok güzel olmuş ve Ece'nin anlattıklarının gazıyla da kendimi pistte bulmuştum. Müziğin ritmine kapılmış dans ederken birden bir elin belime sarıldığını fark ettim. Çocuk beni itice kendine çekti. Sırtım dönük şekilde, arkamdan bana yapışmış, elini göbeğimin üstüne koyup iyice kendine yapıştırıyordu beni. Sanki tek vücut olmuştuk. Ben daha çocuğun yüzünü bile görmüyordum, ama sesimi çıkarmamış ve kendimi onun kollarına bırkamıştım. Birden boynumu öpmeye başlayınca hafiften kendime geldim ve hemen kollarından ayrılıp kenara çekildim.
O zaman yüzünü görebilmiştim. Çocuk çok uzun boylu ve çok yakışıklıydı. Sarışın ve mavi gözleriyle Polak olduğu da kesindi. Ben hareketsiz durunca bana iyice yaklaştı ve kolumdan tutup tekrar kendine çekip benimle dans etmeye başladı. Aynı o çocuğun Ece'ye yaptığı gibi ellerini götüme atmış ve yüzüme doğru yaklaşmıştı. İşte o an kontrolümü kaybetmiştim. Kalbim bana (Git uzaklaş!) diyordu, ama beynim (Hakan'ın nereden haberi olacak, keyfini çıkar!) diyordu ki, tam o sırada çocuk dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. Ben de beynimin kararına uymuş ve öpücüklerine karşılık veriyordum. Çocuk ellerini memelerime götürüp okşamaya başlayınca kendimi kaybettim ve elimi çocuğun önüne atıp sikini okşamaya başlayınca, çocuk elimden tuttuğu gibi beni pistten aldı ve klübün dışarısına çıkardı.
Gittiğimiz klüp büyük bir parkın içindeydi, heryerde ağaçlar vardı, sanki ormanın içindeymişiz gibiydi. Çocuk halen elimden tutmuş, beni arkalara doğru götürüyordu. Heryer çok karanlıktı ve arkalara yaklaştıkça ağaçlara yaslanmış ve sevişen insanları az da olsa görebiliyordum. Çok azmıştım ve çocuğun da aynısını bana yapmak için getirdiğini anlamıştım. Hemen beni boş gördüğü bir ağaça yasladı ve dudaklarıma yapıştı. Bir yandan beni öperken, bir yandan da üstümü çıkarıyordu. Artık sadece sütyenimle kalmıştım ve ben de onun üstünü çıkarttım. Elini arkama atıp sütyenimin kancasını da açınca, ben de kollarımı yukarı kaldırıp sütyenimi çıkarmasına yardımcı oldum. Memelerimi öpüp yalamaya başlayınca resmen çıldırdım ve hemen elimi kemerine atıp çözmeye başladım. Kendime inanamıyordum, daha ilk haftadan, tanımadığım, ismini dahi bilmediğim yabancı bir çocukla öpüşmüştüm ve ona sakso çekmek için kemerini çözüyordum!
Kemerini çözüp pantolonunu ve boxerını biraz indirdikten sonra yere çömeldim. Sünnetsiz ve kalın siki karşımdaydı. Hemen ağzıma alıp sakso çekmeye başladım. O da elini memelerime götürüp avuçlamaya başladı. Hava da biraz soğuktu, ama ben aldığım zevk ve adrenalinden ateş gibiydim. Çok sürmeden beni kaldırdı ve kotumun düğmesini açıp, kotumu ve külodumu dizlerime kadar indirdi, cüzdanından kondom çıkartı. Kondomu açmaya çalışıyordu, aldım elinden, dişimle yırtıp açtım ve sikine geçirdim. O da hemen beni yüzüm ağaça dönük şekilde çevirdi. Ellerimi ağaça yaslayıp biraz eğildim. Sikini arkadan amıma sürtmeye başlayınca ben inlemeye başladım bile. Birkaç kez sürttü sonra sikini amıma soktuğu gibi pompalamaya başladı. Benim de zevk inlemelerim arttı. Çığlıklarım yüksek çıkmaya başlayınca elini ağzıma koydu.
Beni bir 5 dakika öyle siktikten sonra boşaldı, ama ben halen orgazm olamamıştım. Kondomu sikinden çıkarıp bir köşeye attı, kotunu da yukarı çekti ve yerdeki tişörtünü de alıp hiçbir şey demeden gitti. Resmen 15-20 dakikada beni pistte kaptı, öptü, sonra da buraya getirip sikip bıraktı. Ben de hemen üstümü giyip klübe geri döndüm. Kendime bir Kamikaze daha alıp sigara içme bölümüne geçtim, masada oturup içmeye başladım. Ece beni görüp yanıma geldi, yanında adlarının Murat ve Selman olduğunu öğrendiğim iki Türk genci vardı. İkisi de çok yakışıklıydı. Onlar da öğrenciydi, ama bizim gibi Erasmus değil de Full-Time eğitim alıyorlardı.
Ece bana, "Hadi kalk gidelim!" deyince, "Nereye?" diye sordum. "Arkadaşlar bizi evlerine davet etti!" dedi. Anlamıştım, çocuklar bizi eve atıp sikeceklerdi ve ben az önce yaşadığım olayın etkisindeydim ve halen azgınlığım geçmemişti. Ama aklıma Hakan geldi. Yurda dönmek istediğimi söyleyince, Ece, "Dönemezsin, çünkü yurt görevlilerine geç geleceğini bildirmediğin için bu saatte seni kabul etmezler!" dedi. Böyle de bir saçmalık varmış, yani saat 24:00'ü geçince yurtlar kapanıyormuş. Yapacak birşey yoktu. Taksiye bindik. Yolda Selman benim, Murat ta Ece'nin dudaklarına yapıştı, öpüşerek çocukların evinin yolunu tuttuk.
Ev küçük, 1+1, sıradan öğrenci eviydi. Selman beni odasına götürdü. Yatağa uzanıp bir yandan soyunup bir yandan da öpüşmeye başladık. Bana sürekli, "Çok güzelsin, aşkım, bebeğim!" diyordu. İkimiz de çıplak olunca Selman sikine kondom takıp direk amıma girdi ve beni misyoner pozisyonunda sikmeye başladı. Artık ben de ona, "Sik beni aşkım, durma!" diyordum. Yan odadan da Ece'nin de inleme sesleri geliyordu. İkimiz de inleye inleye sikiliyorduk. Selman bacaklarımı omzuna alıp beni sikmeye devam etti. Ben artık aldığım zevkten dayanamayıp orgazm olmuştum. Bir süre beni o şekil siktikten sonra domaltıp, arkadan tekrardan amıma girdi. Yaklaşık 20 dakika sikiş sonrası Selman da boşaldı. İkimiz de yatağa uzandık. Yan odadan da sesler kesilmişti. Birkaç dakika sonra Selman'la Murat yer değiştirdiler. Murat bana geldi, Selman da Ece'ye gitti. Murat gelir gelmez inik olan yarağını ağzıma verdi. Ben de yalayarak tekrar kaldırdım ve direk domalıp içime aldım. Murat ta beni pozisyondan pozisyona sokarak bir yarım saat sikti ve ikimiz de neredeyse aynı anda boşaldık. Yorgunluktan uyuya kalmışım
Sabah uyandığımda Murat'ın kollarında, ona sarılmış halde buldum kendimi. Dün gece aldığım zevki düşündükçe, Hakan'a olan sadakatim gittikçe azalmıştı. O gün akşama kadar, Murat ve Selman benle Ece'yi sikerek resmen seks partisi yaptık. Ben arada Hakan'la görüşmek için dışarı çıkıyor, görüntülü konuşup, tekrar eve giriyor kendimi Selman'ın kollarına atıyordum.
Erasmus boyunca kaç erkekle birlikte oldum anlatamam. Ece ile her haftasonu farklı klüplere gidiyorduk. Kendimi değişik ülkelerden erkeklere ve arada yine Murat'la Selman'a siktiriyordum. Erkek yada kız olsun, Erasmusa gidip te sevgilisini yada nişanlısını aldatmayan yalan söylüyordur. Ben aldattım ve pişman değilim, aksine hayatımın en güzel zamanlarıydı!
[Aleyna]
103 notes · View notes
Text
Eniştem Teyzemi Doyuramıyormuş! (Erkan 22 Y., Mersin)
Merhaba, ben Erkan, 22 yaşında üniversite öğrencisiyim. Sizlere teyzemle olan ilişkimden bahsetmek istiyorum. O zamanlar ben 17 yaşındaydım ve teyzem de 29 yaşındaydı. Kendisi evin küçüğü, esmer güzeli bir kadındır. Teyzem şuan 34 yaşında, 6 yıldır evli, 3 yaşında da dünyalar tatlısı bir kızı var.
Dediğim gibi, ozaman 17 yaşındaydım. Aylardan Hazirandı ve okullar yeni kapanmış, biz de Mersin'deki yazlığımıza geçmiştik. Teyzem de yeni evlenmiş, eniştemle birlikte bize hem ziyaret, hemde bir haftalık tatil niyetiyle gelmişlerdi. Oldum olası teyzeme hayrandım, çok güzel vücudu, sexy bacaklarıyla beni benden alırdı. Teyzemi düşünerek sürekli 31 çekerdim. Teyzemler geldiğinde öğlen saatleriydi. Selamlaşma faslından sonra oturduk ve sohbet etmeye başladık. Ben yüzmeden yeni geldiğim için üstümde sadece şort mayo vardı. Badi yaptığım içinde kaslı bir vücuda sahibim. Teyzem bana, "Erkan çok yakışıklı olmuşsun, kasların süper, buralarda kız bırakmazsın sen şimdi!" dedi. Teyzem de minicik bir elbiseyle gelmiş, o sexy bacaklarıyla beni deli etmişti.
Teyzeme teşekkür ettim ve "Senin kadar güzelini bulamam teyze!" diyerek ona iltifat ettim. Teyzemin çok hoşuna gitmişti. Tabi benim de çok hoşuma gitmiş ve sikim hafiften kalkmaya başlamıştı. Ben, "Duşa giriyorum!" diyerek salondan ayrıldım ve banyonun yolunu tuttum. Amacım banyoya girip 31 çekip rahatlamaktı, çünkü teyzemi o şekilde gördükçe sikime daha fazla sahip çıkamayarak herkese belli edebilirdim. Banyoya girer girmez hemen şortumu indirip 31 çekmeye başladım. Daha birkaç dakika geçmişti ki, aniden banyonun kapısı açıldı ve ben elimde sikim 31 çekerken teyzemle birbirimize baka kaldık. Heyecandan kapıyı kilitlemeyi unutmuşum. Teyzem pis pis gülerek, "Pardon!" deyip banyodan çıktı ve kapıyı kapattı. Rezil olmuştum ve kendime çok kızmıştım.
Sonra düşündüm de, hadi ben kapıyı kilitlemeyi unuttum, ama herkesin içinde banyoya gittiğimi söylediğim halde, teyzem niye kapıyı bile tıklatmadan daldı banyoya diye kafama takıldı. İşin içinden bir türlü çıkamıyordum. 31 çekmeyi bıraktım, ki zaten heves meves kalmamıştı. Duşa girip yıkanıp çıktım. Salona geçtiğimde sofra hazırlanıyordu. Teyzem bana bakarak sürekli gülüyordu. Ben utancımdan kıpkırmızı olmuş halde geçtim köşeye oturdum. Eniştem Murat yanıma geldi ve sohbet etmeye başladık. Konu kızlardan açılınca, eniştem bana, "Sevgilin var mı? Yada sürekli takıldığın biri?" diye sorunca, teyzem gülerek araya girdi ve "Yoktur onun bir kız arkadaşı!" dedi. Yani, (Bir kız arkadaşı olsaydı 31 çekmezdi!) demeye getirip bana laf çakıyordu.
Yemek yedikten sonra, teyzem, "Hadi Erkan sahile gidelim, hem güneşlenir, hemde yüzeriz!" dedi. Teyzeme, "Tamam!" dedim ve enişteme de, "Sen gelmiyor musun?" diye sordum. Eniştem, "Yok, ben iyiyim böyle, siz gidin!" dedi. Teyzemle yalnız gidecektik ve ben az önce yaşanan olaylardan dolayı utanç içerisindeydim. Sahil eve biraz uzaktı ve yürüyerek gidiyorduk. Yolda dayanamadım ve "Teyze beni öyle gördüğün için kusura bakma!" dedim. Teyzem kahkaha attı ve "Gençsin, olur böyle şeyler!" dedi ve gözleriyle sikimi işaret ederek, "Hem o neydi öyle, hortum gibiydi!" dedi. Teyzemin bu söylediğine şok olmuştum, "Anlamadım teyze?" dedim. Teyzem de, "Enişteninkiyle kıyasla seninki hortum gibi, seninle olacak kızlar çok şanslı!" dedi.
Aman Tanrım, neler konuşuyordu teyzem! Ben bu sözlerin karşında neye uğradığımı şaşırdım ve sikimi kontrol edemez duruma geldim. Havluyla sikimi saklayarak sahile vardık. Ordan iki şezlong kiraladık ve güneşlenmeye başladık. Teyzem üstündeki deniz kıyafetini çıkardı ve bikinisiyle şezlonga uzandı. Çantasından güneş kremi çıkardı ve yüzüne kollarına sürmeye başladı. Sonra da yüzüstü döndü ve kremi bana uzatarak, "Hadi, teyzene biraz yardımcı ol bakayım!" dedi. Ben ayağa kalkmak istemiyordum, çünkü sikim şortumu yırtacak derecede kalkmış ve üstünü havluyla gizlemiştim, her ne kadar indirmeye uğraşsam da, teyzemi bikinisiyle gördükçe deli oluyordum.
Teyzem yüzünü bana döndürüp, "Hadisene!" deyince, havlunun altından elimi şorta sokup sikimi düzeltip ayağa kalktım. Her ne kadar düzeltmeye çalışsam da çok belli oluyordu. Teyzem beni o şekilde görünce yine kahkaha atmaya başladı. Ben ise utancımdan tekrar yerime geçtim oturdum. Teyzem, "Tamam tamam, özür dilerim, olur böyle şeyler, gençsin!" diyerek benim gönlümü almaya çalışıyordu. Sonra, "Hadi gel!" dedi. Utancımdan biraz inmiş olan sikimle kalkıp teyzemin yanına gittim ve sırtına krem sürmeye başladım. Ben sürdükçe teyzem, "Biraz aşağıya... biraz daha..." diyerek iyice beline kadar indirdi beni.
Teyzemin götü çok güzeldi ve ellerim onun yakınlarında gezdikçe deli oluyordum. Teyzem, "Hadi biraz bacaklarıma, oradan da baldırlarıma doğru sür!" dedi. Ben, "Teyze oralara kendin de sürebilirsin!" dedim. Çünkü yıllarca hayalini kurduğum, öpüp yalamak istediğim bacaklarına elimi sürdüğüm andan itibaren kontrolümü feci şekilde kaybedebilirdim. Teyzem de, "Hadi ikiletme beni, sana ne diyorsam onu yap!" dedi. Ama bunu emir kipiyle söyledi. Ben de, "Benden günah gitti!" dedim. Evet bunu yanlışıkla sesli olarak söylemiştim. Elime krem sürmeyi unutarak elimi bacaklarına attım. Teyzem gülmeye başladı ve "Krem süreceksin şapşal!" dedi. Ses çıkarmadım ve elime azıcık krem döküp sürmeye, hatta okşamaya devam ettim. Artık çekinmeyi bıraktım ve hayalini kurduğum bacakları okşamaya başladım.
Teyzemin kısık bir sesle, "Biraz yukarı, baldırlarıma doğru!" dedi. Dediğini yaptım ve biraz üstüne çıkarak, ellerimi baldırlarında gezdirmeye, çaktırmadan da arada göt yanaklarına götürerek dokunmaya başladım. Teyzem bu dokunmalarım sonrası hafiften kıvranmaya başlayıca teyzeme baktım ve dudaklarını ısırırken gördüm. Bu beni daha çok cesaretlendirdi ve artık elimi iyice götüne, hatta amına bile sürmeye başladım. Teyzem artık inlemeye başlamıştı. Az sonra bana, "Seni rahatlatmamı ister misin?" dedi. Ben, "Ne tür bir rahatlama?" diye sorunca birden kalktı ve beni elimden tutarak denize götürdü.
İyice açıldık. Bana yaklaşıp ellerini boynuma koydu, bacaklarını da belime doladı ve amını sikimin üzerine getirdi. Dudaklarımız az kalsın birbirine değecekti. Kucağımda teyzemi taşıyarak zorda olsa suya düşmemeye çalışıyordum. Az sonra olan oldu be boşaldım. Boşaldığım gözlerimden belli olmuştu ki, "Rahatladın mı?" diye sordu. Başımı oynatarak, "Evet!" dedim. Teyzem de, "Ama ben rahatlamadım, ben ne olacağım?" deyince kalbim güm güm atmaya ve sikim tekrar kabarmaya başladı. Ben duyduğum bu söz karşında dilimi yutmuş şekilde sessiz sessiz duruyorken, teyzem heyecanlı bir ses tonuyla, "Nasıl yapalım? Otele gidelim, gelirken bir otel gördüm sanki. Oraya gideriz, hem saat daha 3, zamanımız var!" dedi. Ben dilimi yutmuş gibiydim. Teyzem, "Hadisene, ne anlatıyorum ben burada?" deyince kendime geldim.
Hızlıca denizden çıkıp kurulandık. Teyzem de bir çırpıda deniz kıyafetini giydi ve elimi tutup peşinden sürükledi beni. Ben halen yaşadıklarımın şokundaydım. Yolda teyzem, "Bu yaşadıklarımız aramızda kalacak, kimse bilmeyecek, tamam mı?" dedi. Ben de, "Tamam teyze!" deyince, "Teyze yok! Bugün senin teyzen değilim, sevgilinim!" dedi. Bahsettiği otele varmıştık. "Sen dışarıda bekle, ben bize bir oda ayarlayım!" dedi. Birkaç dakika sonra da anahtarla geldi ve yine elimden tutarak odaya çıktık.
Odaya girer girmez teyzem kapıyı kapattı ve dudaklarıma yapıştı. Sömürerek dudaklarımı, boynumu, kaslı gögüslerimi öpüyor, kokluyordu. Ben de artık daha fazla dayanamadım ve teyzemi yatağa fırlatıp üstündekini bir çırpıda soyup, bikinisi üstündeyken vücudunu öpmeye başladım. Teyzem sürekli, "Erkeğim, aşkım!" diyordu bana. Ben şortumu indirdim, teyzem de bikinisinin üst tarıfını çıkardı. O muhteşem memeleri gözlerimin önündeydi, hemen yumuldum, öpüp yalamaya başladım. Teyzem de elini sikime atıp sıvazlamaya başladı. Uzunca bir süre sadece yiyiştik. Teyzem bikinisinin altını da çıkarınca ikimiz de çırılçıplak kaldık.
Teyzem hemen beni sırt üstü yatırdı ve sikimi ağzına aldı. "Ben böyle yarak görmedim!" diyerek sikimi yalayıp yutuyordu. Ben de gözlerimi kapatmış halde aldığım zevkin doruklarını yaşıyordum. Teyzem sikimden ağzını çekti ve direk üstüme çıkarak sikimi ateş gibi yanan amının içine yavaşca sokmaya başladı. Daha önce bir kızla öpüşmüş ve sakso çektirmiştim, ama ilk defa biriyle sikişiyordum ve o kişide hayallerimi süsleyen teyzemdi. Artık teyzem sikimin tamamını içine almış ve kucağımda zıplamaya başlamıştı. Ama öyle bir çığlık atıyordu ki anlatamam. Ben de ellerimi teyzemin beline atarak rahatça zıplamasını sağlıyordum...
Teyzemin zıplarken yorulduğunu fark edince, pozisyon değiştirmek için onu kucağımda tutarak altıma aldım ve amına seri şekilde pompalamaya başladım. Teyzem de hemen bacaklarını elime doladı ve altımda inlemeye başladı. Gözlerinden aldığı zevki okuyabiliyordum. Teyzem altımda inlerken o kadar güzeldi ki, dudaklarını öpmeye doyamıyordum. Teyzem fazla dayanamadı ve titreyerek orgazm oldu. Ben de kendimi tutamadım ve yanlışlıkla içine boşaldım. İkimiz de nefes nefeseydik.
Üstünde biraz kalıp, amından çıkıp yatağa devrildim. Teyzem yanıma yanaştı. Başını göğsüme koyup, elleriyle vücudumu okşarken, bacaklarını da üstüme daha doğrusu sikime doğru atarak bacaklarını sürtmeye başladı. Halen yaşadıklarımıza inanıyordum, içimde biraz da korkuyla karışık pişmanlık vardı. "Ne yaptık biz!" dediğimde, teyzem, "İkimizin de istediği şeyi yaptık!" diyerek göğsüme küçük öpücükler kondurmaya başladı. O an telefonu çaldı. Arayan eniştemdi. Telefonu açtı ve bana bakarak, "Efendim hayatım?" dedi. Ama sanki ona değil de bana demiş gibiydi. Eniştemin sesini duyuyordum, teyzeme, "Ne yaptınız, yüzdünüz mü?" deyince, teyzem, "Evet, Erkan'la çok eğleniyoruz, Erkan bir yerden bahsetti, çok güzelmiş, oraya da uğrayacağız, biraz geç geliriz!" dedi. Eniştem de, "Peki tamam!" dedi.
Teyzem telefonu kapattı ve "Mal herif boynuzlanmayı hak etti!" dedi. Ben teyzemin bacaklarını okşarken, "Hayırdır teyze, mutlu değil misin?" dedim. Teyzem, "Yok! Enişten beni sikemiyor, evlediğimizden beri ilk defa beni sen orgazm ettin!" dedi. Teyzemin adına çok üzüldüm. Bu kadar güzel bir kadın, ama doğru dürüst sikeni yoktu. "Yazık olmuş sana teyze!" deyince, "Evet, ama bundan sonra beni orgazm edecek, beni güzelce sikecek biri var artık! Senin kaslı vücudunu sabah öyle görünce o kadar çok arzuladım ki seni, senin de beni arzuladığını çoktan biliyordum, sana bilerek frikik verdim ve banyoda 31 çekmeni ümit ederek seni bastım!" dedi. O an teyzemin içine boşaldığım aklıma gelmişti. "Teyze, içine boşaldım, sorun olmaz mı?" deyince, "Yok olmaz, doğum kontrol hapı kullanıyorum, ama bundan sonra sürekli kondom kullanırsın, ne olur ne olmaz!" dedi.
Ben, "Bundan sonra mı?" deyince, "Ne yani, bu kadar mı zannettin şapşal? Seni kimseye bırakmam, artık sen benimsin, ben de senin! Fırsat buldukca beni sikeceksin!" dedi. Ben de, "Seve seve!" diyerek dudaklarına yapıştım. Biraz daha öpüşüp elleştikten sonra teyzem yine kıvama gelmiş ve sikim de tekrar iş başı yapmak için hazırdı. Ama bu sefer hızlı davranmayıp zevkini çıkararak sikecektim teyzemi. Hemen ayaklarına yumuldum, ayaklarını çpüp yaladıktan sonra ayaklarını sikime sürterek sikimi iyice kendine getirdim. Sonra bacaklarına yumuldum, yalayarak yukarı çıktım ve elimi amına attım. Amının sıcaklığını hissedebiliyordum. Teyzem eliyle başımı amına bastırdı. Bu amını yalamam için bir işaretti. Daha önce hiç am yalamamıştım. Yavaş hareketlerle dilimi amında gezdirmeye başladım. Teyzem yine inlemeye başlamıştı. Çok tuzlu ve ekşi bir tadı vardı amının, kokusu da biraz değişikti. Ne yalan söyleyim, çok hoşuma gitmemişti, o yüzden yalamayı bırakıp, teyzeme, "Domal!" dedim. O da hemen domaldı.
Sikimi arkadan amına sürtmeye başladım. Teyzem, "Hadi sok artık!" diye kıvranıyor, eriyip bitiyordu. Tek hamlede girdim amına ve seri şekilde pompalayarak 10-15 dakika kadar siktim teyzemin amını. Sonra pørnølarda gördüğüm gibi 66 pozisyonuna geçip, bir bacağını kaldırdım ve amına girdim tekrar. Daha girer girmez teyzem yine orgazm oldu. Bir 10 dakika da öyle sikip bu sefer biraz da olsa kendimi tuttum ve boşalırken sikimi amından çıkarttım. Döllerimin birazı içinde kaçtysa da, çoğu amının üzerine gitti. Bu benim üçüncü boşalmamdı ve hiç alışkın olmadığımdan çok yorulmuştum. Sikişmeye son verdik, akşama kadar sadece birbirimizi elleyip öpmeye devam ettik.
Akşam eve geldiğimizde hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyorduk. Teyzemi tatil boyunca siktim ve aradan 5 yıl geçmesine rağmen halen her fırsatta sikiyorum. Kimse bizden şüphelenmedi, çünkü süphe uyandıracak birşey yoktu, herkesin gözünde biz teyze yeğendik!
[Erkan]
108 notes · View notes
Text
Çirkin Baldız! (Cezmi 33 Y., İstanbul)
Tatile karımın ablası da bizimle beraber gelmişti. Karımın ablası evlenmemiş, en son sevgilisinden ayrılalı 10 yıl kadar olmuştu. Benimle yaşıt, zayıf, küçük memeli, küçük popolu, çokta güzel olmayan biri idi. Biraz huysuzluğu olduğu için sevgili işini de beceremiyordu. Aramız fena değildi. Tatilin 3. günü karımı işyerinden çağırdılar. "Biz de gelelim!" dedik, ama karım, "Gerek yok, bari siz tatil yapın, o kadar para verdik!" dedi. Biz de çok ısrar etmedik, karım İstanbul'a döndü. Baldızımla ilk gün standart rutinde geçti. Sabah, deniz, güneşlenme, akşam yemek, sonra ayrı odalara gidip yattık.
Ertesi gün tekrar denize gittik. Öğlen yemeğe giderken resepsiyondan görevli seslendi, "Eşiniz gitti galiba? Sizi aynı odaya alsak, öbür odayı başka aileye versek, size de odanın ücretini iade etsek, olur mu?" dedi. Hem otel hem biz karlı çıkacağımız için kabul ettik. Karım zaten geri gelemeyecekti. Ben baldızın odaya taşındım. Orada iki yatak vardı. Akşam yemek sonrası oteldeki diskoya gittik. Bir yandan içiyor, arada dans ediyorduk. Danslar başta ayrık olsa da yavaş yavaş temaslarımız oluyordu. Ama abartmıyorduk. Etraftaki dans eden, öpüşen, sevişen Rus turistler ikimizin de dikkatini çekiyor, birbirimize gösteriyorduk. Bayağı sarhoş olmuştuk. Odaya geçtik.
Cila için mini bardan Tekila çıkardığımda baldız gülüyordu. Fakat ikinci Shot Tekiladan sonra ağlamaya başladı. "Ben çok çirkinim!" diye ağlıyordu. "Yok değilsin!" falan desem de, "Çok çirkinim, 10 yıldır sevgilim yok, herkes evlendi ben kaldım!" diye ağlıyordu. Ben, "Olur mu! Tamam, çok güzel olmasan da çirkin değilsin. En azından kuzenin gibi şişko değilsin mesela!" deyip elinden tutup ayağa kaldırdım. "Bak burada nasıl giyiniyorsun, mini etek, askılı dekolte. İlgi çekebilecek şekilde. Ama İstanbul'da Kezban gibi. Piyasanı daraltıyorsun. Birçok erkek bunu sever. Şişman değilsin. Bcakların da güzel. Göğüslerin küçük, ama dik gibi, sutyenden belli değil!" dedim.
Baldız, "Cidden öyle mi?" dedi. "Tabi öyle! Sen kendine güvenmiyorsun. Etrafa bak, koca burunlu, koca kaşlı kızların sevgilisi niye var?" dedim. Baldız, "Niye?" diye sordu. "Kezban değiller çünkü!" dedim. Baldız, "Ne yani, ben de yollu mu olayım?" dedi. "Yollu değil, sexy. Bara gidince sutyen takma mesela. Gördün Rusları, hangisinde sutyen vardı? Hadi çıkar sutyeni, nasıl görünecek bakalım!" dedim, attım oltayı.
Baldız Tekiladan bir shot aldı. Arkasını dönüp sutyeni çıkarttı. Üstünde ince triko bir askılı vardı, meme uçları hafif belli oluyordu. Meme çatalı üstünde düğmesi vardı. Onları da ben açtım, dekoltesi ortaya çıktı. "Hah şöyle! Arada frikik vereceksin ki, erkeklerden ilgi göresin. Bak memelerin de dik imiş, ne güzel!" dedim. Baldız güldü, shot için eğildi. Eğilirken eli ile memesini kapatınca, "Olmadı! Özellikle memelerin görünsün!" dedim. Bu sefer elini koymadan eğildi. Memelerin tamamı ortaya çıktı. "Hah şöyle!" dedim, ama memeleri görünce benim yarak da kalkmıştı.
Bunu baldız da fark etmişti, "Ne iş, kalkmış seninki!" dedi. "Kalkar tabi, güzel memeleri gördü, hoşuna gitti!" deyince güldü. Baldıza, "En son en zaman gördün?" dedim, "Ohoo, çok oldu!" dedi. "Görmek ister misin benim aleti?" dedim, evet anlamında kafa salladı. Şortumu indirip çıkardım yarağımı. Baldız, "Hmmm, kızkardeşimin söylediği kadar varmış!" dedi. Ben şaşırmıştım, "Sana sikimi mi anlattı?" diye sordum. Baldız, "Biz konşuruz böyle şeyleri, hem de taaa ilk günden beri! Senin isteklerinin hepsini biliyorum! Dokunabilir miyim?" dedi. "Tabii!" dedim. Uzandı, yarağımı okşamaya başladı. Elleri sıcaktı.
Biraz okşadıktan sonra, "Kızkardeşim emiyormuş?" dedi. "Evet! Sen?" dedim. Baldız, "Ben hiç emmedim. Denedim, ama iğrenç geldi. İkinci sevgilim istedi, ama hoşlanmadım!" dedi. Ben de, "Boşa Kezban demiyorum. Sen emmeyince sevgilin başkasına gitti değil mi?" dedim. "Evet, aynen öyle oldu!" dedi. "Em hadi, öğren!" deyip, elimi ensesine koyup yarağıma doğru bastırdım. Önce yarağımın başını yaladı, sonra ağzına aldı. Baldız yavaş yavaş emerken ben de ensesini bastırıyordum. Acemice başaldı, ama devam ettikçe daha çok zevk verdi. Ayağa kalktım ve "Şimdi kendini bana bırak, ne dersem yap!" dedim. Baldız, "Tamam!" dedi. "Ağzını kocaman aç ve dilini çıkar!" dedim. Dediğimi yapınca yarağımı ağzına soktum. İki elimle kafasını tutup, ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Baldız arada böğürüyordu sadece. "Ağzım yoruldu!" deyince bıraktım.
Baldız yatağa uzandı ve "Amımı yalar mısın? Hiç amım yalanmadı. Kızkardeşim anlattı, hep yalıyormuşsun!" diyerek, mini eteğini ve külotunu çıkardı. Denize girerken bikini giydiği için amını temizlemişti. Çok sikilmememişti amı, am dudakları hiç sarkmamıştı. Eğildim amını yalamaya başladım. Yaladıkça baldız titriyor, "Çok güzel, çok güzel!" diye inliyordu. Amını yalarken elimi tişörtün içine sokup memelerini okşadım. Baldız kudurmuş halde idi. Amı sırılsıklam olup orgazm olunca yalamayı nırakıp, üstüne doğru kaydım, memelerine yumuldum. Küçük, fakat sert, dik memeleri vardı. Kızkardeşinin memeleri iri ama biraz sarkıktı.
Boşalmam gerekiyordu. Göğsüne oturup yarağımı ağzına dayadım. Ağzına boşalacağımın farkına vardı ve "Sen uzan, ben boşaltayım. İlk olacak!" dedi. "Tamam!" deyip uzandım. Karşıma geçti, yarağımı kavradı, önce boydan yaladı, sonra emmeye başladı, yavaş yavaş emiyordu. Boşalırken kafasını tuttum ve "Yut!" dedim. Ben boşaldıkça yutkundu. Beni boşalttı, ama suratı kötü idi, ağzında kalan döllerimi banyoya koşarak tükürdü. Ağzını yıkayıp geldi ve "Kötü imiş tadı, kızkardeşim niye seviyor ki?" dedi. Ben de, "Alışırsın. İlkin o da öyle idi!" dedim.
Bir bira açtık, beraber aynı şişeden içmeye başladık. Arda baldızın memelerini elliyordum. Bira bitince, "Hadi duşa girelim!" dedim. Güldü ve "Tamam!" dedi. Zaten çıplaktık, geçtik sarhoş sarhoş duşa. Bir güzel okşaya okşaya yıkadım baldızı. Amını parmakladım. Götünü de parmaklayıp, "Hiç götten siktirmedin değil mi?" dedim. "Hayır, denedik ama çok acıdı, vazgeçtik!" dedi. "Onu da yarın sikerim. O dar götün sikilecek, hiç kaçarın yok!" dedim. Güldü ve, "Ne istersen yap!" dedi. Çevirdim arkasını, domalttım. Yarağımı amına geçirdim. 10 yıldır yarak yemeyen am daracıktı. Baldız derin bir, "Oohhh!" çekti. Yavaş git-geller ile sikmeye başladım. Baldız zevkten kudurmuş halde idi, enik gibi inliyordu.
Duş dardı, zor oluyordu. Duştan çıktık. Kurulandık. Yatağa uzandım, üstüme çıktı. Yarağımı amına yerleştirdi ve kendini siktirmeye başladı. Küçük memeler hafif hafif sallanıyordu. Bir süre sonra üstümden devirdim alta aldım. Bacaklarını belime sardı. Kökledim yarağı. Küçük memelerine yumulup siktim. Arada çevirip köpek pozisyonunda amını uzunca süre siktim. Baldız iki kez orgazm olmuştu. Benim de boşalmam gerekiyordu. "Korunuyor musun?" diye sordum. "Hayır!" deyince çıktım amından. Memelerine doğru oturdum, yrağımı sıvazlayarak memelerine ve yüzüne attırdım. Sonra ağzına verip bir süre emdirdim. Yorgun ve sarhoş olarak uzandım. Baldız da temizlenip geldi. Çıplak yattık.
Sabah yüzü gülüyordu. Baldıza, "Sabah saksosu yok mu?" dedim. "O ne?" dedi. "Al ağzına boşalt beni!" dedim. Eğildi, emmeye başladı. Ben de amını götünü parmakladım. Sonunda ağzına bir güzel boşaldım. Duştan sonra hazırlanıp önce kahvaltıya, sonra denize gittik. İki sevgili gibi idik. Arada okşuyor, öpüyor, arkadan abanıp götüne yarağımı dayıyordum. Tabi baldız da boş durmuyordu. Bu sefer sadece sırtına değil her yerine güneş yağı sürmüştüm. Öğlen yemek yeyip odaya geçtik. Duşa girdik yine beraber. Götünü yıkarken parmaklamaya başladım. Bir parmak, sonra iki, sonra üç oldu. Baldızda zevk ve acı birarada idi. Ona, "Boşver denize gitmeyi, seni götten sikeyim!" dedim. "Olur!" dedi.
Oluru alınca çıkarttım duştan. Yatağın kenarına yüz üstü yatırdım. Bacaklarını yana ayırdım. Dar göt karşımda idi. Götünü yalayınca önce şok oldu, sonra hoşuna gitti. Çantasından krem aldım, götüne sürmeye başladım. Artık 4 parmak götüne giriyordu. Baldız, "O yarak girer mi oraya?" dedi. "Tabii girecek! İstersen den de seyret!" dedim. Baldız, "Nasıl?" deyince, telefonunu önüne koydum. Baldızı görüntülü aradım. Önce götüne giren parmakları gösterdim. Baldız, "Deliğim büyümüş!" dedi. Yarağımın başını deliğe dayadım ve yüklendim. Yarağım götüne ilerledikçe, "Acıyor!" dedi. Yavaş yavaş soktum. Zevk acı karışmıştı ve götüne giren yarağı canlı izliyordu. Bir süre sonra alıştığı için seri sikmeye başladım...
Daracık götüne fazla dayanamayıp içine boşaldım. Baldızın canı yansa da zevkten ölmüştü. Amı da sırılsıklamdı. Banyoda yarağımı yıkadım geldim, yatağa uzandım. Baldız da götünü yıkayıp geldi, yanıma yattı. Yarağımı okşamaya başladı. "Keşke hep siksen beni!" dedi. Ben de, "Bana bel bağlama baldız, biliyorsun ki kızkardeşinle evliyim. Ama böyle benimle olduğun gibi orospu ol, yarak bulursun!" dedim. Eğildi yarağımı yalamaya ve emmeye başladı. Demin boşaldığım halde emdikçe yarağım yeniden sertleşti. Baldız gülerek üste çıktı. Amına yerleştirdi, hafifçe götünü oynatıp siktirdi kendini bir süre. Orgazm olunca da indi. Sarılıp uyuduk yine.
Tatilimiz bitene kadar sürekli baldızın amını götünü siktim. Koruyucu hap aldığı için artık amına da boşalıyordum. Odaya ne zaman gelsek mutlaka bir yerini sikiyordum. Hatta birkez de denizde amını siktim. Artık İstanbul'da da fırsat bulunca sikiyorum!
[Cezmi]
97 notes · View notes
Text
Otobüste Elime Verdi! (Meltem 24 Y., Adana)
Herkese selamlar, ben Meltem, 24 yaşındayım. Güzel olduğumu düşünüyorum. Adana'da yaşıyorum ve 3 yıldır evliyim. 2 yaşında kız çocuğum var. Kocamı çok seviyorum, ama azgınlığımı durduramadığım için onu aldatmak zorunda kaldım. Bankacıyım ve 2 ayda bir eğitim için İstanbul'a gitmem gerekiyor. Yine eğitim için İstanbul'a gidecektim, ama uygun uçak bileti bulamamıştım, o yüzden otobüsle gitmeye karar verdim. İnternetten bilet aldım ve kocam beni otogara bıraktı.
Otobüse koltuğuma oturmak için bindim, ama yan koltuğumda bir erkeğin oturduğunu gördüm. Hemen inip bilet ofisine, "Ben bayan yanı almıştım, ama yanımda bir erkek oturuyor!" diye şikayetçi oldum. Onlar da, "Kusura bakmayın çok yoğunluk var, bütün seferler dolu, beyfendinin de acelesi varmış!" deyince artık yapacak birşey yoktu, adamı otobüsten indirtmem yanlış olurdu. Hem zaten ben bu tarz şeylere de karşıyım. Ama aylardan Temmuz ve Adana yanıyordu, ben de altıma kısacık şort giymişim ve tanımadığım bir erkeğin yanında 12 saat öyle yolculuk yapacaktım.
Neyse, bindim otobüse. Selamlaştık. Bana, "Kusura bakmayın rahatsız ettim sizi. Üniversite öğrencisiyim, ailemi ziyarete geldim, sınavlara yetişmek için sağolsun yardımcı oldular." deyince, bana karşı bu nazik ve hoş tavırları çok hoşuma gitmiş, biraz da olsa rahatlamıştım. İlk bindiğimde fark etmemiştim, ama çok yakışıklıydı. Adana'dan çıkana kadar sohbet ettik. Adı Cem idi ve sohbeti, konuşması beni çok etkilemişti. Kocamla lisedeyken tanışmıştım ve benim ilk erkek arkadaşım olmuştu. Lise sonrası evlenmiştim onunla ve onun dışında daha önce hiç ilişkim olmamıştı. İş yerindeki müşterilerim hariç, ilk defa yabancı bir erkekle bu kadar uzun hoş sohbet ediyordum. Sebebini bilmiyorum ama Cem'e kanım kaynamıştı.
Sohbet esnasında parmağımdaki yüzüğü görünce, "Evli misin?" diye sordu. "Evet!" deyince şaşırdı. Ben, "Ne olduuu? Niye şaşırdınnn?" deyince, "Senin gibi biri nasıl hemen evlenmiş!" dedi. Ben de, "Benim gibi derken?" dedim. "Güzel ve kültürlü biri!" dedi. Ben de, "Niye, aşık olmuş olamaz mıyım?" diye sorunca, aşka inandığını, ama evlenmeye karşı olduğunu, bir imza ile birine bağlanmanın ve ömrünün sonuna kadar onunla olup ona sadık olmayı kabul etmediğini söyledi ve "Herkes istediği kişiyle birlikte olabilir!" dedi. Bu söz beni etkilemişti ve Cem'den anlaşılmaz bir şekilde hoşlanmaya başlamıştım.
Biraz daha sohbet edip, "Yorgunum!" dedim ve uyumak için gözlerimi kapattım. Birkaç saat sonra gözlerimi açtığımda, başımı Cem'in omzunda ve ellerimi de onun kucağında, hatta bir elimin şortunun (Yarağının!) tam üstünde olduğunu fark edip hemen toparlandım. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Güldü ve "Sorun değil, ben rahatım, uzanabilirsin!" dedi. Ben, "Dalmışım kusura bakma!" deyince, bir elini bacağıma koyup, "Gerçekten sorun yok!" dedi. Gözlerimle eline baktım ve o da hemen çekti elini. Ama bu olay beni biraz azdırmış, Cem'in elinin bacağımda olması çok hoşuma gitmişti. Hatta elini çektiği için resmen üzülmüştüm. İçimden, beni okşadığını, öptüğünü, hatta siktiğini bile hayal ediyordum. Bir yandan da kendi kendime (Kendine gel kızım, evlisin sen, aklından çıkar böyle şeyleri!) diyordum.
Gözlerimi kapattım, uyumaya çalışıyordum, ama sürekli aklım ondaydı, hep beni sikerken canlandırıyordum kafamda. Bir süre sonra azgınlığım mantığımın önüne geçmiş ve isteyerek başımı tekrar onun omzuna koymuştum. O da omzunu iyice yaklaştırmıştı. İkimizden de çıt çıkmıyordu. Ben elimi tekrar onun şortunun üzerine koyunca, kulağıma eğilip, "Rahat ol!" dedi ve saçlarımı okşamaya başladı. Benden ses çıkmayınca da elini tekrar bacağıma atıp okşamaya başladı. Çok zevk alıyordum. Bir eliyle bacağımı yukarı çekti ve ayaklarıma kadar her yerimi okşamaya başladı ve ben de biraz daha sokuldum ona. Elim halen şortunun üzerindeyken yarağının kalktığını hissediyordum. Diğer eliyle elime bastırdı, yarağını şortunun üzerinden elimin içine verdi. Ben biraz elimle oynadıktan sonra kafamı kaldırdım ve sağa sola baktım, acaba gören falan var mı diye. Bana, "Merak etme, herkes uyuyor!" dedi. Ben de tekrar kafamı göğsüne yasladım. Cem bu sefer yarağını şortundan çıkarıp elime verdi. İtiraz etmeden yarağıyla oynamaya devam ettim. O da elini amıma götürmüş okşamaya başlamıştı.
Artık zevk sarhoşu olmuştum. Kafamı kaldırdım ve yüzyüze geldik. Gözlerine arzu dolu bakıyordum. Bana iyice yanaştı ve yanaklarıma, dudaklarıma öpücük kondurmaya başladı. Kulağıma, benim çok güzel olduğumu ve İstanbul'a gider gitmez beni eve atıp tüm gün sikmek istediğini söyledi. Ben ses çıkarmıyor ve öpücüklerin keyfini çıkarıyordum. Bir an önce İstanbul'a varmak ve dediği gibi tüm gün beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Herkes uyanana kadar biz elleşip öpüştük.
Sabah saatlerinde İstanbul'a vardık. Taksiyle hemen evine gittik. Kapıdan girer girmez öpüşmeye başladık. Beni kucağına alıp odasına götürdü. İkimiz de çabucak soyunduk. Yatağa uzanınca heryerimi yalayıp öpmeye başladı. Amımı çılgınca yalıyor, beni deli ediyordu. 69 olduk ve ben de onun sikini ağzıma alıp ona sakso çekmeye başladım. Sonra çekmeceden kondom alıp sikine taktı. Beni altına aldı ve sikini amıma yerleştirip pompalamaya başladı. Beni inlete inlete sikiyor, bana zincirleme orgazm yaşatıyordu. Ben de, "Durma, sik beni aşkım!" diyordum.
Bir süre sonra beni domaltıp amımı sikmeye devam etti. O pozisyonda amımı sikerken parmakları sürekli göt deliğimde geziniyordu. Parmağını götüme sokup, "Aşkım götünü de sikmek istiyorum!" deyince, "Kocam beni oradan hiç sikmedi! Kısmet seninmiş, sik aşkım!" deyip ona onay verdim. Hemen gitti banyodan şampuan getirdi ve iyice götüme yedirdi. Ben kıvranıyor, "Hadi sok artık!" diyordum. Götüm ilk defa sikileceği için hepsini sokana kadar epey bir uğraştı. Önce yavaş, sonra hızlı şekilde götümü sikmeye başlamıştı. İlkin acı çektim, ama sonradan aldığım zevk o acıya değmişti...
Sözde İstanbul'a Cem sınav için, ben de eğitim için gelmiştim, ama sınavdan ve eğitimden artan sürede iki gün boyunca evden çıkmayıp sürekli sikiştik. Artık her eğitim için İstanbul'a gittiğimde sevgilimin yanında kalıyor, ona karılık yapıp dönüyordum. Hatta bazen eğitim yokken bile, kocama, "Yine eğitim var!" diyerek yalan söyleyip İstanbul'a kaçıyor, kendimi Cem'in kollarına bırakıyorum!
157 notes · View notes
Text
Üvey Amcam Beni Bozdu! (Merve 20 Y., İstanbul)
Selam, adım Merve. 20 yaşında, üniversite öğrencisiyim. Siyah saçlı, beyaz tenli, 1.65 boyunda, beni gören tüm erkeklerin 31'lerini süsleyen, kendimi çok güzel bulan biriyim. Anlatacağım hikaye bundan 4 sene önce, yani ben 16 yaşımdayken yaşandı. O zamanlar okuldaki bütün erkekler benim peşimden koşardı. Bense Mert diye bir çocuktan hoşlanırdım. Tüm erkekler Mert'i kıskanırdı. Herkes onun yerinde olmak için neler vermezdi neler. Bense Merte'e daha fazlası için izin vermiyor, sadece bacaklarımı ellemesine ses çıkartmıyordum.
Bir cuma günü okul çıkışı eve döndüm. Şevket amcam bize ziyarete gelmişti. Şevket amcam aslında öz amcam değildi. Babamın çok uzaktan kuzeniydi, ama daha bebek iken öksüz kalınca babanem ona sahip çıkmış ve babamla birlikte büyümüşlerdi. Ama öz amcamdan farkı yoktur, zaten üvey olduğunu da çok sonradan öğrenmiştim. Biz İstanbul'da yaşıyorduk, o da Bursa'da yaşıyordu. Kendisi özel bir okulda biyoloji öğretmeniydi. Haftasonu ziyareti için bize gelmişti. Ailece hep birlikte yemek yedikten sonra konu benim derslerimden açıldı. Son yazılılarımdan kötü not almıştım. Bunu duyan amcam da babama, "Dur o zaman, iki gün buradayım, Merve'yi biraz çalıştırayım!" dedi. Ben ses çıkarmadım, hem ikinci yazılılar da yaklaşıyordu, iyi olur diye düşündüm.
Yatma vakti gelince, amcam için salondaki koltuğu açıp yatak haline getirdim, çarşafını da serip odama geçip yattım. Gece bir ara uyandım, susamıştım. Su almak için mutfağa giderken salonun kapısının yarım açık olduğunu gördüm. İçeriden ışık gelince merak edip bakmak istedim. Gözlerime inanamıyordum! Şevket amcamı elinde telefona bakarak sikiyle oynadığını gördüm. Karanlıktı, ama telefonun ışığı direk sikine yansıdığından siki belli oluyordu. Hayatımda ilk defa gerçek bir sik görüyordum. Daha önceleri meraktan birkaç kez pørnø izlemiştim, ama ilk defa gerçeğini uzaktan da olsa görüyordum. Şevket amcam 43 yaşında ama halen bekardı. 31 çekmesi normal karşılanabilirdi, ama bunu misafirlikteyken yapması, onun artık ne kadar büyük yoklukta olduğunun göstergesiydi.
Biraz daha izleyip mutfağa geçtim. Bilerek fazla ses çıkararak buzdolabından su şişesini çıkardım. Raftan bardak alacağımda, sesi duyan amcam yanıma gelmişti. Bana, "Uyuyamadın mı? Ne zamandır uyanıksın?" diye sordu. Aslında kendisini fark edip etmediğimi anlamaya çalışıyordu. Ben de, "Bir süredir!" diye cevap verdim. Şortuna rağmen halen kalkık olan sikine bakmaktan gözlerimi alamıyordum. O da bunu fark etmiş ve beni gözleriyle süzmeye (pardon sikmeye) başlamıştı. Benim altımda mini şort, üstümde göğüslerimi açıkça gösteren ince bir tişört vardı. Ben artık gözlerimi sikinden ayırıp tekrar rafa yönelince, "Dur yardım edeyim!" diyerek arkama yaslanıp götüme sürtünerek raftan bardak alıp bana verdi. İçimden amcama çok kızmıştım, ama bunu belli edemezdim. Çabucak suyu içip odama döndüm. Tabii amcama da büyük ihtimalle çekeceği 31 için güzel bir malzeme sunmuştum.
Yatağıma yattım, ama uyuyamıyor, sürekli o anı yaşıyordum. Sürekli amcamın siki gözümün önüne geliyordu. Artık amım sulanmış, külodum sırılsıklam olmuştu. Elimi amıma atıp oynamaya başladım. Dudaklarımı ısırırken, aklıma Mert'i getirmeye çalıştıkça gözümün önüne sürekli amcam gelyordu. Çok geçmeden titreyerek orgazm oldum. Külodumu değiştirip, ıslak külodumu banyoya götürüp kirli sepetine koydum. Banyo odamın karşısındaydı. Çok geçmeden banyoya birinin girdiğini duydum. Acaba amcam mıydı? Eğer oysa, 31 çekmeye devam mı edecek diye düşünmekten kafayı yemiştim. Hemen banyonun önüne gittim ve kapının deliğinden baktım. Gördüklerime inanamıyordum! Amcam az önce kirli sepetine attığım külodumu koklayarak 31 çekiyor, arada külodumu sikine sürtüyordu. Sikini tam göremesem de, yaptığı şeyi görünce deliye dönmüştüm. Sessizce odama geçip uyumaya çalıştım.
Zar zor sabah oldu. Kahvaltıdan sonra amcam, "Hadi Merve, odana geçip derse başlayalım!" deyince, babam, "Şevket dur, daha yeni uyandı kız!" dedi. Amcam, "Çok konu var, anca hızlı hızlı üstünden geçeriz!" dedi. Mutfaktan sandalye alıp odama geçtik. Odam koridorun en sonunda, salona en uzak olan yerdeydi. Amcam biyoloji kitabımı alıp masaya koydu, sandalyeyi de iyice yanıma dibime yanaştırıp oturdu. Okadar yakınıma oturmuştu ki, bacaklarımız birbirine değiyor, nefesini üstümde hissediyordum. Amcam kitaptan üreme konusunu açmıştı. Ben, "Amca bu konu geçen dönemindi, işledik!" desem de, amcam, "Olsun, sınavda soruyorlar!" dedi. Amcamın derdi başkaydı ve ben bunun farkındaydım. Amcam arada konuyla alakalı espiriler yapıp, elini bacağıma koyuyor, tepkimi ölçüyordu. Ben tepkisiz kaldıkça o daha da cesaret alıyordu.
Artık konuyu istediği yere getirmiş, "İnsanlarda üreme nasıl oluyor?" diye anlatmaya başlamıştı. İşte (Kadınlarda vajina var, erkeklerde penis var...) diye anlatıyordu. Amcamın bu hareketlerinin ve anlattıklarının üstüne dünkü yaşadığım olay da aklıma gelince donup kalmıştım. İşin ilginç yanı ise, amım ıslanmaya başlamış ve artık amcamın bacağımı sürekli okşamasını arzular olmuştum. Amcamın, "Hiç erkek penisi gördün mü?" sorusuyla irkildim ve "Efendim, anlamadım?” dedim. Amcam, "Erkek arkadaşın yok mu? Ya da olmadı mı?" diye sorular sordu. Ben heyecandan doğru dürüst cümle kuramıyordum, "Yok, oldu, ama şeyy... görmedim..." dedim. Amcam elini tekrar bacağıma koydu ve bu sefer ciddi ciddi okşayarak, "Nasıl olur, senin gibi güzel bir kızı nasıl rahat bırakmışlar, ben genç olsaydım ve senin gibi kız arkadaşım olsaydı, ohooo neler yapmazdım, neler!" dedi. Ben hafif sinirli bir şekilde, "Neler yapardın?" diye sorunca elini bacağımdan çekmiş ve ona karşı tepki verdiğimi düşünmüştü. Ama söyledikleri beni daha da azdırmış, amım sırılsıklam olmuş ve kontrolümü kaybetmiştim.
Amcamın elini tutup tekrar bacağıma götürdüm ve tekrar, "Neler yapardın amca?" dedim, ama bu sefer ona karşı arzu dolu bakışlarla söyledim! Amcam bu hareketlerim sonrası şoka girmiş gibiydi, "İşte biliyorsun... erkekle kadın birlikte oluyorlar ya..." dedi. Ben, "Ne yani, benimle yatar mıydın?" diye sorunca, amcam deliye dönmüştü. Kendisine yalan söylediğimi, aslında dün onun penisini gördüğümü, hatta sonrasında banyoda külodumu kokladığını gördüğümü söyleyince amcam bir şoka daha girmişti. Hemen odamın kapısını kilitleyip geldim. Yerime oturup, elimle şortundan belli olan kalkmış sikini işaret ederek, "Dün tam görememiştim, göstersene, hem baksana dışarı çıkmak istiyor sanki!" dedim. Amcam anlık bir kalp krizi geçirmiş olmalı ki, 1-2 dakika boyunca nefes alışverişi değişmiş, kıprkımızı olmuştu. Ben ise bu yaptıklarıma inanamıyordum!
Amcam kendini toparlayıca, "Emin misin?" diye sordu. "Evet! Hem eninde sonunda göreceğim, ilk seninkini görmüş olurum, hem zaten konumuz da üreme!" deyince amcam şortundan sikini çıkardı. Dün karanlıktan az gördüğüm siki şimdi açık seçik karşımda duruyordu. Boyu bir karış civarı ve biraz da kalındı. İzlediğim pørnølardakilerden küçüktü sanırım. "Güzelmiş!" dedim. Amcam yine bir elini bacağıma attı, eli bacağımda dolaşıyor, arada elini şortumun üzerinden amıma doğru değdiriyordu. Bana, "Bak bu yaraktır!" diyerek diğer eliyle sikini sıvazlamaya başladı. Bacağımı okşayarak resmen 31 çekiyordu. Ben gözümü sikinden alamıyor, sürekli dudağımı ısırıp, amcamın elini tutup amıma yaklaştırıyordum. Amcam bu hareketimden daha cesaret aldı ve elimi tutarak, "Oynamak ister misin? Hem bakarsın sen de bana vajinanı, yani amını gösterirsin!" diyerek elimi sikine koydu. İrkilip çektim elimi. Amcam, "Korkma, ısırmaz!" diyerek elimi tekrar aldı ve eliyle elimi tutarak sikini sıvazlatmaya başladı. Bir süre sonra elini çekti ve ben yavaş hareketlerle sikine 31 çekmeye başladım. Amcam, "Nasıl, beğendin mi? O seni çok beğendi!" dedi. Ben de, "Evet, penisin çok güzel!" deyince, "Penis değil, yarak diyeceksin!" dedi. "Peki amca, yarağın çok güzelmiş!" dedim.
Amcam bir anda elini şortumun içine sokup amımı elleyince, o an amımdan süzülen suların bacaklarıma aktığını hissetim. Sadece külodum değil, şortum bile sırılsıklam olmuştu. Amcam, "Ben de senin amını görebilir miyim?" dedi. Cevap vermeden ayağa kalktım ve şortumla külodumu indirip tekrar oturdum. Artık amcamın yarağını sıvazlamayı bırakmıştım ve utancımdan bacaklarımı kapatıp, elimle de amımı saklıyordum. Ama amcam elini araya koyup amımı okşamaya çalışıyordu. Heyecandan tir tir titriyordum, dişlerim birbirine çarpıyordu. Amcam, sürekli, "Birşey olmaz, aç bacaklarnı diyordu!" diyordu. Bir eliyle amımı zorlarken, diğer elini göğüslerime atmış, tişörtümün üzerinden sütyensiz memelerimi okşuyordu!
Az sonra, "Bunu da çıkaralım!" diyerek üstümdeki tişörtü de çıkarınca, amcamın karşısında çırıl çıplak kalmıştım. Artık bacaklarımı hafif açmıştım, amcam da amımı rahatça okşuyorken bir anda memelerimi öpüp yalamaya başlayınca, benden durduramadığım inleme sesleri gelmeye başladı. Amcam memelerimden boynuma çıkınca, elimi onun başına koydum ve baskı yaparak boynumu iyice öpemesini sağladım. Ço zevk aldığımı farkeden amcam tek bir hareketle beni sandalyeden kucağına alıp yavaşça yatağıma koydu. Kendisi de soyunup, üstüme çıktı ve dudaklarıma yapıştı. Daha önce Mert ve okuldan birkaç erkekle öpüşmüştüm, ama amcam dudaklarımı ısırır gibi emiyordu. Ben de elimden geldiğince onun öpücüklerine karşılık veriyordum. Yarağı bacaklarıma ve amıma değiyor, beni deli ediyordu. Amcam dudaklarımdan boynuma inmiş, oradan memelerime, göbeğimden bacaklarıma, ayak parmaklarıma kadar heryerimi koklayıp öpmüştü. Aldığım zevkten sürekli titriyordum. Amcamın öpücükleri amıma yaklaştıkça daha da kuduruyordum. Amıma daha dilini değdirmesiyle inleyerek orgazm olmuştum. Orgazm olduktan sonra bile halen azgınlığım geçmemişti!
Amcam, "Sıra sende!" deyip beni dizimin üstüne yere oturttu ve altıma yastık koydu. Yarağını yüzüme getirdi ve dudaklarıma sürterek, "Sana nasıl yapılacağını öğreteceğim!" dediyse de, ben hemen yarağını elimle tutup, önce başından köküne küçük küçük öpücükler kondurdum. Amcam müthiş bir zevk alıyor, sürekli, "Mervem! Birtanem!" diyordu. Bir süre sonra dondurma yalar gibi yalamaya başladım. Pek tadı yoktu, sadece hafif ekşiydi ve üstündeki ıslaklık yüzünden dilimin üstünde yapışkanlık hissediyordum. Amcam ağzımı iyice açmamı ve dişlerimi saklamamı söyledi. Dediğini yaptım ve yarağını o şekilde ağzıma aldım. O da kafamı tutmuş hafifçe git-gel yapıyordu. Fakat çok dayanamadı ve ağzımdan çıkartıp bir anda boşaldı. Döllerinin çok azı çeneme geldi, çoğu da yere döküldü. "Kağıt mendil gibi bir şey var mı?" diye sorunca, çekmecemde ıslak mendil olduğunu söyledim. Islak mendillerle yüzümü, yarağını ve yeri sildi.
Beni kaldırıp tekrar yatağa koydu ve memelerimi okşayarak, beni öpüp koklamaya başladı. Bana, "Seni sikmemi ister misin?" diye sorunca, ben aldığım zevkten sadece, "Hı hı!" deyip başımla onayladım. Tam o sırada koridorun diğer ucundan babamın, "Hadi ara verin artık, Şevket, yorma kızımı!" demesiyle kendimize geldik. Kapının kilidini sessizce açıp, kapıdan sadece kafamı uzatıp, "Geliyoruz baba, ders bitmek üzere!" diye seslendim. Hemen toparlandık. Ben çekmeceden yeni şort alıp giydim, ıslanmış şortu da yatağın altına attım. Ama halen yatakta amımdan akan zevk sularımın ıslaklığı vardı. Amcam, "Kurur birazdan, olmadı su döküldü dersin!" dedi.
Saçımızı başımız da düzeltip salona geçtik. Amcam babama, "Merak etme ona gerekli herşeyi öğretiyorum!" derken, bense halen azgın bir halde amcamın yarağını kesiyordum. Amcam babama, "Akşama bir ders daha yaparız, yarım kaldı herşey!" deyince içim bir hoş olmuştu. Babam da, "Akşam hep birlikte yemeğe çıkarız diye düşünmüştük!" dedi. Amcam hemen, "Siz yengemle gidin, Merve çok geri kalmış, yemeğe her zaman gideriz, ders daha önemli, ben yiğenime pizza ısmarlarım!" deyince, ben de, "Eevet baba! Hem annemle uzun süredir birlikte çıkmıyorsunuz!" dedim. Babam anneme, "Ne dersin? diye sorunca, annem de, "Olur peki!" dedi. Artık zaman geçmek bilmiyor, bir türlü akşam olmuyordu. Nihayet akşam saat 7 çivarı bizimkiler hazırlandı. Kapıda onları uğurlarken, babam, "Kızım, amcamdan öğreneceklerini öğren, böyle bir fırsat ele geçmez!" diye nasihat etti. Ben de, "Haklısın!" dedim.
Kapıyı kapatır kapatmaz amcam arkama yapışmış, bir yandan eliyle tişörtümün içinden memelerimi okşuyor, bir yandan yüzümü kendine çevirmiş, dudaklarımı, yüzümü, boynumu, boğazımı öpüyordu. Beni kucağına aldı ve odama geçtik. Ne olur ne olmaz diye odamın kapısını kilitledik ve soyunduk. Hiç konuşmuyorduk. Amcam beni kendine çekti ve dudaklarıma yumuldu. Okadar güçlü şekilde yapıyordu ki, ben öpücüklerine karşılık verebilmek için ayak parmak uçlarımda duruyordum. Beni bir anda kaldırdı ve yatağa yatırıp üstüme çıktı. Deliler gibi öpüyordu beni. Sonra meme uçlarımı hafifçe ısırmaya, yalayıp, öpmeye ve emmeye başladı. Ben de ellerimi sırtına koymuş, amcamın altında kıvranarak o anın zevkini çıkarıyordum. Amcam yine, "Seni sikmemi ister misin?" diye sorunca, kararlı bir tonla, "Evet!" dedim. Ve sikini tutup amıma sürtmeye başladım. O an bakire olmam önemli değildi!
Bana, "Bakiresin değil mi? İstersen başka yolu da var, götünden sikebilirim!" dedi. Ben de, "Önemli değil amca, Mert bozacağına sen boz, yabancı değilsin, hem daha sonra istersen götümden de sikebilirsin!" dedim. O bu sözlerim üzerine beni daha büyük aşkla öpmeye başlamıştı. Ben ise dayanamaz halde, "Hadi amca sik beni, boz beni, karın yap!" diye yalvarıyordum. O da, "Hayatım, aşkım, seni çok pis sikeceğim, karım yapacağım!" diyordu. Amcam dayanamadı ve sikini amıma yavaş yavaş sokmaya başladı. Bana, "Biraz acıyacak, sonra rahatlayacaksın!" deyip birden hepsini soktu. O an beynimde şimşekler çakmış ve çığlık atmıştım. Amcama, "Çıkarrr!" diye bağırdım. Amcam üstü kanlı yarağını amımdan çıkardı ve ıslak mendille temizledi. Amımın üstü, bacak aram ve çarşaf kan olmuştu. Amımın üzerini ve bacak aramı iyice sildi. Sonra amıma yarağını bu sefer yavaş yavaş soktu...
Artık amcam beni tam anlamıyla sikmeye başlamıştı. Bir yandan da boynumu emiyor, arada dudaklarımı öpüyordu. Bense amcamın altında zevkten inliyordum. Bir ara durdu ve "Şu anda sana ne yapıyorum?" diye sordu. Ben de, "Sikiyorsun!" diye cevap verdim. Amcam, "Durayım mı?" diye sorunca, "Durmaaa!" diye bağırdım. İçimden çıkmasını hiç istemiyordum. Bir süre o pozisyonda siktikten sonra beni domalttı ve arkadan tekrar amıma girdi. Arada götüme tokat atıyordu. Amıma okadar seri giriyordu ki, yatağın çıkardığı ses ile, beni sikmesinden çıkan 'Şak, şak, şak!' sesleri ve benim inlemelerim duvarlarda yankılanıyordu. Amcam tekrar beni sırt üstü yatırdı ve ayaklarımı tutup göğsüne yerleştirip o pozisyonda sikmeye devam etti. Ben de amcama, "Hergün sik beni, gitme Bursa'ya lütfen!" deyip, orgazm üstüne orgazm oluyordum. Amcam bacaklarımı indirip ayırdı, ben de bacaklarımı beline doladım ve seri şekilde amımı sikmeye devam etti. Sonra ayağa kalktı ve kucağında beni hoplatmaya başladı. Bir süre sonra da amımdan çıktı ve hırıldayarak boşaldı!
Yanyana yatağa uzandık. Eli halen bacaklarımda ve götümde dolanıyor, ben de onun dudaklarına öpücükler konduruyordum. Amcam sürekli bana teşekkür ediyordu. Tabi 43 yaşında adam bulmuş 16'lık çıtırı, herkes bu kadar şanslı değil. Hemen çarşafı değiştirdim ve kanlı çarşafı kanlı mendillerle birlikte çöp poşetine kodum, sonra dışarıdaki çöpe atacaktım. Yatağa da eskisiyle aynı renk çarşaf serdiğimden annem durumu fark etmeyecekti. Sonra birlikte duşa girdik ve tekrar yarağını ağzıma verdi. Bu sefer daha büyük bir iştahla yalıyordum. Bana, "Hadi domal bakalım, bu sefer götünü sikeceğim!" dedi. Duşa kabinden çıktık ve banyodaki peluş halının üzerinde dörtayak domaldım. Amcam da biraz sabun yardımıyla götüme girmeye çalışıyordu, ama canım çok acıyor, sürekli götümü çekiyordum. Amcama, "Götümü sonra sikersin artık!" dedim ve sikini tutup amıma götürdüm. Beni o şekilde bir posta daha sikti.
Pazar günü yine kahvaltı sonrası ders çalışmak için odama geçtik. Çok ses çıkarmamaya çalışarak (amcam sürekli ağzımı eliyle kapatarak) iki posta daha sikti beni. Pazar akşam amcam Bursa'ya dönmek üzere evden ayrılmış, ama bizimkilerden habersiz bir otele geçmişti. Bizimkiler beni etütde diye biliyorken, amcam beni okuldan alıp otelde sikmeye devam etti. Otelde götümü de sikti. Ve bu yüzden 3 gün götümün üzerine oturamaz olmuştum. Otelde beni liseli kıyafetlerimle görünce daha çok azıyordu. Otelde iki gün kalıp döndü Bursa'ya.
Aradan 4 yıl geçti ve ben şuan Bursa'da üniversite 2. sınıf öğrencisiyim. Yani amcamla sikişmelerimiz 4 yıldır hızını kesmeden devam ediyor!
[Merve]
240 notes · View notes
Text
127 notes · View notes
Text
Kendimi Zorla Üvey Abime Siktirdim! (İrem 18 Y., Adana)
Merhaba, ben İrem, 18 yaşındayım. 1.68 boyunda, siyah saçlı ve beyaz tenliyim. Herkes bana çok güzel olduğumu söyler, hatta beni Merve isimli sanatçıya çok benzetirler. Annemi hiç tanımıyordum, ben daha bebek iken trafik kazasında kaybetmişiz. Babam da benimle kala kalmış, bir süre sonra başkasıyla tekrar evlenmişti. Üvey annem Selda aslında tek tanıdığım annemdi. Onu da hiç üvey olarak görmezdim, bana anne sevgisini yaşatmıştı. Babamla evlendiklerinde bir oğlu vardı, adı Kerem. Benden 10 yaş büyüktür kendileri. Kerem abimle çok yakınız ve o benim ilk aşkım. Bana hep 'prensesim' diye seslenirdi ve bu benim çok hoşuma giderdi.
Yaşım 16 olduğunda cinsel yönden de isteklerim artmaya başlamış ve üvey abime karşı artık farklı duydular beslemeye başlamıştım. Abimle ne zaman yanyana gelsek, ne bileyim film izlemek olur, yada şakalaşmak olur, şakadan dalaşmak olur, birbirimizi gıdıklamak olur, sürekli ellerini bacaklarımda hissederdim. Arada sırada durduk yere gelip beni yanaklarımdan öperdi. Belki bilerek yada bilmeyerek beni sever ve okşardı. Bizimkiler de bu kadar yakın olmamızı normal olarak karşılardı, çünkü normal abi-kardeş gibi büyümüştük. Beni azdıran da abimle yaşadığım bu olaylardı.
Sınıf ve aynı zamanda en yakın arkadaşım Didem, okuldan biriyle çıkmaya başlamıştı. Bana sürekli aralarında geçen ilişkinden bahseder, "Bugün öpüştük..." yada, "Amımı ellettim!" gibi özelini anlatırdı. Ben de ona bir ara, dershaneden biriyle çıkarken birkaç kez onunla öpüşüp, sakso çektiğimden bahsetmiştim. Didem bir gün beni kenara çekip, "Onunla yattım!" dedi. Ben, "Anlamadım, nasıl yattın? deyince, "Kızım anla işte, götümü verdim!" dedi. Ben de, "Hemen anlat!" deyince, en ince detayına kadar herşeyi anlattı. Önce çok ağrılar çektiğini, ama sonra çok zevk aldığını söyledi. Sonra bana, "Sen de denemelisin, pişman olmayacaksın!" dedi. O gün aklıma koydum ve götümü biricik üvey abim Kerem'e verecektim. Üvey abim 26 yaşında, üniversiteden yeni mezun ve yaşıtları gibi işsizler tayfasına mensup biriydi ve halen bizimle yaşıyordu. Ama eve gidip direkt abime, "Götümü sik!" diyemeceğimden, sürekli planlar yapmaya başladım. Önce onu iyice azdırırıp kıvama getirmem gerekliydi.
Eve gittim. Kerem abim evde tek başına TV izliyordu. Sırt çantamı yere attım, eteğimi yukarı doğru katladım ve direk üstüne atlayıp, "Canım abicimmm!" deyip onu gıdıklamaya başladım. Eteğim sürekli açılıyor ve külodum ortaya çıkıyordu. Kerem abim beni yere düşürüp üstüme çıktı ve tek zayıf noktam olan göbeğimi gıdıklayarak beni güldürmeye çalışıyordu. Ben de bacaklarımı iyice açtım, artık tamamen altında kalmıştım. Abim durumu farketmişti, "Yeter, yoruldum!" deyip geri çekildi. Eteğim tamamen açık şekilde halen yerde uzanıyordum. Bana, "Hadi kalk üstünü değiştir, herşeyin ortada!" diye kızdı. Koltuğa otururken sikini düzeltirken yakaladım kendisini. İlk adımı atmıştım.
İçeri gittim ve en kısa şortumu giydim ve geri döndüm. Yanına uzanıp bacaklarımı kucağına attım. Aslında bunu sürekli yapardım, yeni birşey değildi, o da arasıra ellerini ayaklarıma koyar okşardı. Bu sefer hiç kıpırdamıyor, gözlerini TV'den ayırmıyordu. Ama ben nedenini biliyordum, bacaklarımın altında sürekli hareketlenen yarağını hissediyordum. Bana, "Hadi abine su getir bakayım!" diyerek bacaklarımı yere attı. "Peki!" dedim ve mutfağa su almaya gittim. Geldiğimde odada yoktu. "Abiii, suuu!" diye seslendim. O da banyodan, "Bırak oraya, birazdan gelir içerim!" diye seslendi. Hemen yavaş ve sesiz adımlarla banyonun önüne gidip kulağımı dayadım (Bizim banyonun kapısı baya eskiydi, gerçi evdeki bütün kapılar öyle, hiç birinin kilidi bile yoktu!) ve dinlemeye başladım. Kerem abim telefonundan pørnø açmış olacak ki, az da olsa kadın inleme seslerini duyar gibiydim. Sanırım içeride otuzbir çekiyordu.
Ben hemen odama geçtim. Kendi kendime (Aferin kız sana, bu gidişle çok beklemeden götünü siktireceksin!) diyordum. Acaba onu daha fazla azdırmak için başka ne yapabilirim diye düşünürken, dış kapı açıldı ve annem eve geldi. Normalde annemle babam akşam 7 gibi evde olur, ben de 4-5 arası evde olurdum. Kerem abimse sürekli evde zaten. Hayallerim yıkılmıştı. Anneme, "Hayırdır, erkencisin?" dedim. O da, "Bugün öyle oldu, işim erken bitti!" diye cevap verdi. O akşam öyle geçmişti.
Ertesi gün okuldan sonra koşarak eve gittim. Evden içeri girdim. Kerem abimi bulamayınca çok üzülmüştüm. O sırada banyodan gelen su sesini duyunca, içerde duş aldığını fark ettim. Hemen banyo kapısını açtım. Kerem abim, "Oha, kim o?" deyince, "Abi benim, çok sıkıştım, altıma işeyeceğim!" diyerek içeri girdim. Külodumu ayak bileklerime indirip, eteğimi yukarı sıyırdım ve klozete oturdum. Kerem abimin duşa kabinin içinde sadece omuzlarından yukarısı gözüküyordu, aşağısı buzlu camdı. Zaten o da, "Çabuk ol!" dedi ve sırtını döndü.
İçimden (Ne yapabilirim?) diye düşünürken aklıma bir fikir geldi. Ayak bileklerimde duran külodumu tamamen çıkardım, yerde bırakıp çıktım ve kapının önünde beklemeye başladım. Amacım, duştan çıkarken külodumu yerde görmesini sağlamaktı, ben de hemen girip (Külodumu unutmuşum!) diyerek yerden alacaktım. Suyun sesi kesildi ve duşa kabinin kapısının açıldığını duydum. İçimden 10'a kadar sayıp içeri daldım. Ama içeride gördüğüm manzara karşınında donup kaldım, Kerem abim donumu yerden almış ve kokluyordu. Beni görünce hemen indirdi elini ve "Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdı. Ben parmağımla halen elinde duran külotumu işaret edince, külotu bana doğru fırtlattı ve "Hemen çık!" dedi.
Benimse çıkmaya hiç niyetim yoktu. Ona doğru birkaç adım attım ve "Külodumu mu kokluyordun sen?" dedim. Utancından kızardı ve "Sana çık dedim!" diye bağırdı. Artık çok azmıştım, amım ıslanmaya başlamıştı ve ayaklarım geri adım atmıyordu. Ona iyice yaklaştım ve "Sorun değil, hatta çok sevindim!" diyerek eline külodumu tutuşturdum. Hemen sonra da diğer elini tutup eteğimin altından amıma götürüp, "İstersen bunu kokla!" dedim. Her şey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki, günlerce plan yapsam bu kadar olmazdı. Parmakları amıma değince amım iyice sulanmıştı. Fakat hemen elini çekip, "Ne yapıyorsun sen? Delirdin mi?" dedi. Ben de, "Evet, delirdim. Senin için deliriyorum, anlasana be, kaç gündür yapmadığım şey kalmadı! (Elimi havludan belli olan kalkık yarağına götürerek) Hem sen de istiyorsun, biliyorum!" dedim.
Kerem abim, "Olmaz, biz kardeşiz!" deyince, "Üveyyy!" dedim hemen. O da, "Üvey müvey, birlikte büyüdük!" dedi. Ben de, "Tabi tabi! Peki o beni okşamalar, öpmeler neydi? Hatta beni koklayarak öpüyordun beee! Hadi saklama, beni istiyorsun, ben de seni çok istiyorum!" dedim ve elini zorla amıma götürdüm. O bu sefer sesiz kaldı ve elini amımdan çekmedi. Ben de belindeki havlusunu indirdim ve onun muhteşem yarağıyla göz göze geldim. Kocamandı. Elimi attım ve ilk defa bir yarağı elleyip okşamaya başladım. Bir yandanda dudaklarını öpmeye başladım. İlk başta öpücüklerime karşılık vermiyordu, ama sonradan dayanamadı ve çılgınca öpüşmeye başladık. Hemen kucağına atlayıp, ayaklarımı belime doladım. Yarağı amıma değiyordu ve bu durum beni çıldırtmıştı.
Kucağında beni öperek odama götürdü. Beni yatağa uzatıp, bir çırpıda okul gömleğimin önünü düğmelerini kopartarak açtı. Sütyenimin üstünden taşan memelerimi öpmeye başladı. Sonra yavaş yavaş aşağılara inip, göbeğimi, bacaklarımı ve ayaklarımı öpmeye başladı. Ben de hemen gömleğimi ve sütyenimi çıkardım. Kerem abim bacaklarımdan yukarıya yönelmiş, eteğimin altından amımı öpmeye ve yalamaya başlamıştı. Aldığım zevk inanılmazdı. Çok geçmeden inleye inleye orgazm oldum. Onun da yüzü benim zevk sularımla sırılsıklam olmuştu. Gömleğimi alıp ağzını yüzünü silerken, ben de o ara eteğimi çıkarıp kenara attım.
Rahatça yalaması için bacaklarımı ayırıp amımı ona sunduğumda, Kerem abim, "Bu yaptığımız yanlış, durmalıyız!" dedi. Ama benim durmaya hiç niyetim yoktu, hiç birşey söylemeden yataktan imdim ve önüne çömelip yarağını ağzıma alıp saksoya başladım. Sakso konusunda tecrübeliydim ve ona hayatının en iyi saksosunu çekiyordum. Aslında götümü siktirecektim, ama o kadar zevk alıyordum ki, acı çekmek istemedim. Bu nedenle ona bakireliğimi bozdurmaya karar verdim. Kendi isteğiyle yapmazdı, bunu biliyordum. O yüzden onu göğsünden itip onu yatağa yatırdım. Üstüne çıkıp, amımı yarağına sürtmeye başlayınca, "Bakire değil misin?" diye sordu. Ben cevap vermeden, yarağını elimle amımın girişine yerleştirip üstüne orturdum. Aman Tanrım! Gözlerimin önü kararmış, canım çok acımış ve çığlık atmıştım. Kerem abim beni üzerinden kaldırıp yana attı ve yarağını kanlar içinde görünce, "Ne yaptın sen!?!" dedi. Ben de, "Artık karın oldum!" dedim.
Amımdan bacaklarıma kan süzülüyordu. Çekmecemden ıslak mendil aldım ve sildim kan olan yerleri. Kerem abim hala yatakta buz keşmiş duruyordu. Onun yarağındaki kanı da ıslak mendille temizledim ve "Olan oldu, artık seninim!" deyip tekrar üzerine çıkıp, dudaklarına yapıştım. Kerem abim de artık hiç birşeyi umursamıyor, beni delice öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra beni altına aldı ve yarağını amıma yavaşca sokup beni sikmeye başladı. Artık istediğimi almıştım ve üvey abimin altında inleye inleye kendimi ona siktiriyordum. Beni sadece o pozisyonda yaklaşık 10 dakika sikip göbeğime boşaldı. Biraz dinlendikten sonra tekrar öpüşmeye başladık. Ben ona, "Artık senin sevgilinim, beni sürekli sikmeni istiyorum aşkım!" dedim. O da, "Tamam aşkım!" diyerek heryerimi öpüyordu. Beni domaltarak, amımı bir posta daha sikti. Sonra sırayla duşa girdik. Ben duştan çıktığımda annem de gelmişti...
Son iki senedir neredeyse her gün beni sikti ve halen sikmeye devam ediyor!
[İrem]
150 notes · View notes
Text
NASIL BAŞLADI 1
Takipçi mizden gelen devamı olan bir hikaye
Ben 19, sevgilim 17 yaşındaydı, yaklaşık 1 yıla yakındır sevgiliydik, rahat buluşacağımız ortamlar pek olmuyordu, geceleri parklarda veya piknik yerlerinde tenhalarda sevişiyorduk, bakire değildi, ben de sormamıştım nasıl oldu diye, o konuda sorun yoktu ama yer sorunu vardı.
Bir akşam bir mekânda bira içerken bizden en az 10 yaş kadar büyük birisi sevgilim Derya'ya selam verdi, kısaca hatır sordu, o arada samimi bir şekilde bana da selam verdi, izin isteyip uzaklaştı. Derya'nın bir ara kısa süre sevgilisiymiş, aynı zamanda dershaneden de öğretmeni, çok hoşsohbet kültürlü iyi birisi olduğunu söyledi Derya, ben de "adama ayıp oldu davet etseydin masaya keşke" dedim. Derya "Biz gidelim masasına istersen, çok misafirperverdir" deyince biralarımızı alıp masasına gittik, ayağa kalktı “hoş geldiniz ne iyi ettiniz dedi, gerçekten hoşsohbetmiş devamlı ilginç şeyler anlattı, sorular sordu. Güzel bir sohbet oldu, derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık, o arada kaç bira içtiğimizi sayamadık, Derya'nın da benim de kafalarımız çok iyi olmuştu, masada otururken hafif sallanmaya başlamıştık.
“Çocuklar isterseniz benim eve gidelim, hemen iki sokak arkada evim, orada devam ederiz, isterseniz size kahve konyak ikram ederim, burası az sonra kapanacak” dedi
Derya “aa hocam taşındınız mı? eski evin dekoru çok güzeldi ama dedi,
Hoca Timur Bey, "Buranın dekoru daha da güzel, hadi kalkın" deyince kalktık, bu arada Derya'nın eski eve gittiğini de öğrenmiş oldum, daha o zamanlar, küçük yaşta hocasının evine gidiyormuş yani.
Biz hafif sallanarak iki sokak arkada Timur hocanın evine gittik, ev küçük ama çok iyi, modern dekore edilmiş bir evdi, evin içi ayna doluydu, konyaklarımızı içerken Hoca müzik açtı, ben iyice kafayı bulmuştum bu arada, gözlerim yarı açık durumdaydı. Hoca birden ayağa kalktı Derya'nın elinden tuttu, bana dönüp, "dans için izin var mı" diye sordu, ben ağzımı zor açıp yarım yamalak "aa tabii ne demek buyurun hocam" diye geveledim, konuşacak halim kalmamıştı.Birbirlerine sarılıp dans etmeye başladılar, dans ilerledikçe birbirlerine daha sıkı sarıldılar, Derya’nın kolları hocanın boynuna dolanmıştı, hocanın elleri önce Derya’nın beline dolanmıştı, sonra hocanın elleri Derya’nın kalçalarında doğru kaydı mı? Yoksa ben sarhoşum diye bana mı öyle geliyordu derken, dikkatli bakınca hocanın Derya’nın etekliğini kalçalarını okşayarak yukarı doğru yavaşça sıyırdığını fark ettim. Derya'nın arkası bana dönüktü, etek iyice yukarı sıyrılmış, kalçalarının arasına giren siyah tangası ve yuvarlak iri kalçaları ortaya çıkmıştı.
O kadar sarhoştum ki sadece seyrediyordum, o arada bu manzarayı görünce çok sarhoş olmama rağmen aletimin sertleştiğini fark ettim, hem bir şey diyemeyecek kadar sarhoştum hem de tahrik olduğum için ses etmemiştim.
Benim ses etmeden izlediğimi görünce sanırım cesaret aldılar, ben kalçalara bakarken o arada öpüştüklerini fark ettim, dans ederek yavaş yavaş dönüyorlardı. Derya’nın dudakları hocanın ağzının içindeydi, sarmaş dolaştılar. Nasıl oldu tam fark edemedim, Derya’nın tanga külotu iri kalçalarından aşağı sıyrıldı, Derya bacaklarını hareket ettirerek külotunu ayaklarına kadar indirdi, ayak bileğini sallayarak külotu önce tek ayağından çıkarttı sonra diğer ayağından fırlatıp attı.
Artık bu dans değil, seks şov haline gelmişti ve ben de bu şovu ağzımın suyu akarak izliyordum, onlar da bana aldırış etmeden devam ediyorlardı.
Karşımdaki kanepeye geçtiler hoca oturup pantolonunu aşağı sıyırdı, ne zaman kemerini açmıştı fark etmemiştim, Derya etekliğinin fermuarını çözüp aşağı yere bırakıp tekmeledi etekliğini, sonra yüzün bana dönüp ama beni görmezden gelerek bacaklarını açtı, Derya’nın bacaklarının arasından hocanın kocaman sikini gördüm, dimdik kazık gibi duruyordu
Derya hocanın kucağına ata biner gibi otururken ustaca bir hareketle hocanın sikini amının dudaklarının arasına yerleştirdi, sanırım çoktan sırılsıklam olmuş amını gömdü sikin üzerine yavaşça oturarak. Üzerindeki tişörtü çabucak çıkarttı attı memelerini de sutyenin dışına çıkartıp avuçlayıp uçlarını sıkmaya başladı, bir yandan da sikin üzerine hafif hafif oturup kalkıyordu
Ben ise gelmek üzereydim, sevgilimi canlı porno film gibi izliyordum. Gözleri kısık bir şekilde bana doğru bakıyordu ama sanırım içkiden ve zevkten beni fark etmiyordu bile, beni fark edemeyecek kadar kendisini kaptırmıştı, belki de fark ediyor, aldırış etmiyordu.
İkisi de inlemeye başlamıştı, hocanın eski öğrencisini sevgilisine izlettirerek sikmesi ikisine de çok zevk veriyor olmalıydı. O anda ben de kendimi tutamadım, elim sikimdeydi ve boşaldım, gelmem uzun sürdü. Giyiniktim, pantolonumun altında külotuma boşaldım tabii.
Boşaldıktan sonra bir rehavet çöktü, gözlerim kapandı, sızarken her ikisinin de inleyerek “geliyorum geliyorum, ben de geliyorum” seslerini duyduğumu hatırlıyorum.
Sabah uyandığımda kalkıp baktım, hoca mutfakta kahvaltı hazırlıyordu eve şöyle bir baktım, Derya hocanın yatağında çırılçıplak uyuyordu ben kanepede sızdığım yerde uyumuşum.
Sabah uyandığımda ilk işim tuvaleti girmek oldu, elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım, o arada Derya uyanıp giyinmişti, hiç bir şey olmamış gibi hocanın hazırladığı kahvaltı çok az konuşarak yaptık ve çıktık, Derya dışarı çıkınca anlattı Hoca 14 yaşından beri ara sıra evine atıp sikiyormuş Derya’yı, kızlığını da hoca bozmuş, sevişirken parmaklayarak bozmuş, hafif bir kan sızmış, sonra da “pardon kaza oldu kasıt yok, parmağım kaydı” filan demiş, biraz teselli edip Derya sakinleşince de devam etmişler sevişmeye. o olaydan birkaç ay sonra da ayrıldık” diye kısaca anlatmıştı. O olaydan hiç bahsetmedik, taa ki Derya bir ay sonra kadar “Timur Hoca’nın takıldığı mekâna gidelim mi?” sorana kadar, önceden böyle bir şey soracağını bilseydim büyük ihtimalle yok derdim ama o anda nasıl oldu bilmiyorum ağzımdan “olabilir” çıkıverdi.
140 notes · View notes
Text
Nigar Muharrem - omuzumda ağlayan bir sen
youtube
10 notes · View notes
Text
Yengemi Arabada Sikilecek Kıvama Getirdim! (Ahmet 30 Y., Erzurum)
Yengem (amca oğlumun karısı) kendimi bildim bileli hastası olduğum ve her görüşümden sonra mutlaka 31 çekerek rahatladığım biri. Yengem 46 yaşında olmasına rağmen, hele de o götü yok mu, onun o götünü görüp te dayanabilecek erkek tanımam. Yengemlerin askerden yeni gelen oğlu, komşu ilçeden kız kaçırınca, ortalığa aniden düğün bayram havası yerleşti. Bu en çok benim işime yaradı, çünkü yengemle ne kadar çok aynı ortamda bulunursam, onu o kadar çok elleme fırsatı buluyordum. Yengemi defalarca elledim. Kocasının, ya da oğlunun, ya da kardeşlerinin, ya da kayınlarının yanında ellenmedik yer bırakmazdım. Amı hariç! Oraya ellememe her seferinde bir şekilde engel olurdu. Yengemi bir türlü anlayamazdım, çünkü bazen ellememe izin vermesine rağmen, bir türlü ileriye gitmezdi...
Artık ilk fırsatta, bedeli ne olursa olsun yengemi sikme kararı aldığım bir dönemde, işlerimin ters gitmesi canımı epey sıkmıştı. O gün evlerinin önünden geçerken, pencereden yengemin seslenişiyle irkildim ve kafamı kaldırdığımda yengem beni çay içmeye çağırdı. Gittiğimde evde hiç kimsenin olmaması beni heyecanlandırdığı gibi ateşledi de. Biraz sohbet ve moralden sonra, yengem mutfağa çayları tazelemeye gidince, ben de birşeyler atıştırmak bahanesiyle arkasından gittim. Yengem çay doldururken etrafından geçme bahanesiyle hafif elledim. Tepki gelmeyince arkasına geçip götünü avuçladım. Yengem aniden irkildi ve döndüğü gibi tokadı yapıştırdı. Bunu hiç beklemediğim için sersemledim ne yapacağımı şaşırdım, utanarak evi terk ettim. Bu olayın üzerine birkaç ay evlerine gitmeyince, amca oğlunun dikkatini çekmişti. Ama her davetinde bir bahaneyle atlattım. Ta ki oğlu kız kaçırıncaya kadar...
Bu durumda mecbur ilgilenmek zorunda kaldım ve mahkemeydi, dava, düğün derken epey yoruldum. Bu yorgunluğuma karşılık, amca oğlum, "Erzurum'a gidilecek, alış-verişe..." diyerek beni de davet edince kabul ettim. Beni almaya geldiklerinde taksinin önünde her iki amca oğlum oturuyordu, arkada ise kız kaçıran yeğenim ve yengem vardı. Yengemi görünce utanmama rağmen tepki gösteremedim. "Hadi çabuk bin!" dedikleri için direk yengemin yanına oturdum. Yolda amca oğullarının sohbeti git gide hararetlenince, farkında olmadan yengemle bacaklarımızın yapışık olduğunu hissettim. Yengemi daha önce böyle yakaladığımda, birçok kez mutlaka ellememe rağmen, şimdi bir türlü cesaret edemiyordum. Ama ikimizin de terlediğinin farkına varınca, tekrar şansımı denemek istedim. Ve yavaşça elimi yengemin bacaklarında gezdirmeye başladım. Hem bir taraftan milleti daha hararetli tartışmaları için kışkırtırken, bir taraftan da yengemi iyice ellemeye başladım. Ama tam ısınınca Erzurum'a vardık...
Erken dönüp, düğün grubuna yetişmek isterken, alış-veriş, gezme, yemek derken epey geç döndük. Karanlık daha çok işime yarayacaktı. Ama ya yengem yanıma oturmazsa hiçbir işime yaramazdı. Korktuğum olmadı ve en son binen benim yanıma yengem düştü. Yeni aldığım eşya poşetlerini bacaklarını kapatacak şekilde yengemin kucağına koydum, ki rahat çalışayım diye. Ve Erzurum'dan itibaren yengemi ellemeye başladım, çünkü kaybedecek hiçbir saniyem yoktu. Yengemin bacaklarında ve götünde elim gezerek, elimi amına doğru hareket ettirdim. Elim yengemin amının kıllarını hissederken, yengem koluyla engel olmak istedi. Kocası, oğlu ve kaynı varken ses çıkartamaması beni daha çok heyecanlandırıyordu. Bu esnada elimi yengemin karnında ve meme ucunda gezdirince, yengemin kendini serbest bırakmaya başlaması beni hemen aşağıya, yani amına yönlendirdi. Ve okşaya okşaya amına geldim ve amını herkesin içinde parmaklayıp okşamaya başladım...
Acayip tahrik oldum. Yengeme bakınca ise, gözlerini kısmış, dudağını ısırmakla meşguldü. Bunu fırsat bilerek amını iyice parmakladım ve inanılmayacak kadar kısa bir süreçte ıslanınca, orgazm olduğunu anladım ve parmaklarımı geri çektim. Ve yarağımı dışarı çıkararak yengemin eline verdim. Yengemin eli değer değmez eline boşaldım. Yengem temiz eliyle çantasından kağıt medil çıkardı. Ben sikimi temizlerken yengem de elini temizlendi. Sonra ikimiz de yolculuğun kalanını dinlenerek geçirdik...
Eve vardığımızda millet toplanmış, davul zurna çalıyordu. Kalabalığa hoşgeldiniz dedikten sonra yengeme yanaştım ve kulağına fısıldayarak, "Hoşuna gitti mi?" diye sordum. Yengemin cevabı beni epey şaşırttı, "Hayır! Çünkü ben yarağını amıma istiyorum!" dedi. Bunun üzerine plan yapmaya başladım. Damadın malzemelerinin olduğu odanın anahtarı sadece bende olduğu için, bilinçli olarak odanın ampulünü gevşettim ve yengeme yardımcı olmasını, orada üstümü değiştireceğimi söyledim. Yengem ampülü değiştirmek için benden anahtarı aldığında, yengeme sessizce, "Külodunu çıkartıp orada beni bekle!" dedim. Yengemden birkaç dakika sonra da ben, "Üstümü değiştirip geleceğim..." diyerek kalabalıktan ayrılıp peşinden gittim. Yengem karanlık odada beni bekliyordu...
Yengeme sarıldığımda, yengem biri görecek diye korkuyor, "Yapmayalım!" diyordu. Eteğini kaldırıp bacaklarını elleyince, yengemin hazırlanıp külotsuz beklemesi, dudaklarına yapışmama sebep oldu. Sonra bacaklarını aralayıp, hafif kıllı amına yumuldum. Her dil darbemle yengem başımı daha çok sıkıyor, daha çok inliyordu. Yakalanma riskimiz olduğundan hemen yarağımı amına sokmalıydım, daha sonra geniş zamanda her türlü zevki yaşatacağıma dair söz verdikten sonra, yengemi sırtüstü damadın yatağına uzatıp, bacaklarını açtım. Yarağımı amının dudaklarında gezdirince, içine sokmam için yalvardı. Yarağımı hafif hafif amına sokup çıkarınca, gözleri döndü. Ve beklemediği bir anda aniden yarağımı tamamen amına kökledim. Ve amını kökleye kökleye siktikten sonra içine boşaldım...
Yengem tam kalkıp külodunu giymek için domalınca, arkasına geçip yarağımı götüne sürttüm. "Ordan olmaz, hiç yapmadım!" demesine rağmen götünü sikmek için ikna ettim ve hem yarağımı hem de göt deliğini iyice tükürükledim. Yengemin yaşına rağmen çok dar bir göt deliği vardı, ama bu o götü sikmeme engel olmayacaktı. Hayalimdeki kadını köpek duruşuna getirerek, yavaş yavaş yarağımı götüne soktum. Ve sikmeye başladım Çok dar olmasından dolayı acayip bir zevkleniyordum. Kısa bir hırpalamadan sonra götünün içine boşaldım. Ayak seslerini duyunca toparlandık. Yengem kıçına külodunu giyip, odadan çıkamadan dudağımı öperek, "Devamını isterim!" dedi. "Ben de isterim yenge!" deyip gönderdim yengemi. Sonra ben de hazırlandım ve çıktığımda kalabalıkta yengem hiçbir şey olmamış gibi gülerek karşıladı beni...
Gecenin ilerleyen saatlerinde gülerek koluma girdi ve "Götüm çok acıyor, ama umurumda değil, müsait bir anda o yarağı tekrar istiyorum!" dedi. Dört gün geçti ve ben müsait anı sabırsızlıkla bekliyorum. Yengem, seni seviyorum, senin amını ve götünü :)
[Ahmet]
186 notes · View notes
Text
Kocamla Fantazilerimiz! (Sinem 38 Y., İstanbul)
Merhabalar, ben Sinem. 12 senelik evliyiz. 4 yaşında oğlumuz ile güzel bir aile hayatımız var. Mehmet ile birbirimizi severek evlendik. Kendimden bahsedecek olursam, 38 yaşında, açık kumral, hoş bir bayanım. Kocam Mehmet 39 yaşında, 1.85 boyunda, koyu kumral ve çekici bir erkek. Ben bekaretimi kocamda kaybettim. Mehmet'ten önce hiç seks hayatım yoktu. Kocam Mehmet ile seks hayatımız da aslında güzeldi, fakat her evlilikte olduğu gibi biraz monotonlaştı. Biz de biraz eğlence ve heyecan katması için Mehmet ile boş vakitlerimizde internet sitelerinde araştırma yapıp kendimize uygun fantaziler arıyorduk.
Herşey bundan bir sene önce başladı. Mehmet sosyal medayada çift hesabı açtı, ben pek istekli değildim aslında. Ben hayatımda hiç, Swinger, eş değiştirme, üçlü ilişki, grup seks, Cuckold gibi kavramları dahi bilmiyordum. Mehmet ile beraber profilimizi oluşturduk. Mehmet bana, burdan evli çiftleri takip ederek, fotoğraf ve videoları izleyeceğimizi, bunun monotonlaşmış seks hayatımıza heyecan katacağını söyledi. Ben de kabul ettim. Seks yapmadan önce sosyal medyayı açıp önce videoları izliyorduk, sonra da orda gördüklerimizi uygulayarak ateşli anlar geçiriyorduk.
Aradan iki ay gibi bir süre geçtikten sonra artık sadece video izlemek ikimize de yetmiyordu. Mehmet'e, "Biz de sayfamıza güzel fotoğraf çekip koyalım!" diye teklif ettim. Sanırım o da bunu teklif etmemi bekliyordu ki, hemen kabul etti. Hoş bir bayan olduğum için, beğeniler çok, yorumlar da çok sert oluyordu. Her paylaştığımız fotoğrafın altına gelen yorumları okumaktan çok büyük bir zevk alıyorduk. Yorum yapan erkeklerin beni arzulayıp sikmek istemeleri Mehmet'i ayrıca delirtiyordu. O sert yorumları okuduktan sonra Mehmet beni daha ateşli ve istekli sikmeye başladı. Her seksten önce de bana, "Fantezilerinin arasında 3'lü seks, yada eş değiştirme var mı?" diye soruyordu. Ben de her defasında ondan başkası ile olamayacağımı söylüyordum. Ama her kadın gibi başkaları tarafından beğenilmek hoşuma gidiyordu.
Açtığımız sosyal medya hesabımızı ortak kullanıyorduk ve bize özel mesaj atanları ben de takip ediyordum. Birgün Mehmet bir çiftin erkeği ile DM'den konuştuktan sonra mesajı silmeyi unutmuş. Ben de girdiğimde mesajları bir açtım ki, okuduğum şeyler karşısında küçük dilimi yuttum. Karşı çiftin isimleri Cem ve Bahar, bizim gibi İstanbul'da yaşıyorlar. Yaşlarımız aynı sayılır, onlar da evli ve çocuklu bir çift. Profillerine baktığımda, ikisi de kültürlü bakımlı insanlardı. Mesajıın birinde, Mehmet bizim eş değiştirme yapmadığımızı, benim istemediğimi, ama kendisinin çok istediğinden bahsetmiş. Bahar Mehmet'ten çok etkilenmiş. Cem de beni sikmeyi çok istediğini yazmış. Mehmet de Cemin beni sikmesini ve bizi izlemeyi çok istermiş. Cem, Bahar'la birlikte plan yaparak beni ikna edebileceklerini yazmış. Yazılanları okurken ben de çok heyecanlandım. Birisinin beni arzulaması çok hoşuma gitmişti. Ben hiç birşey bilmiyormuş gibi mesajdan çıktım ve beni nasıl ikna edeceklerini beklemeye başladım.
Birgün gündüz Mehmet aradı. Akşama iş yerinden bir arkadaşının eşi ile yemeğe geleceğini söyledi. Ben arkadaşlarının isimlerini sorunca, tahmin ettiğim gibi "Cem ve Bahar!" dedi. Ben de, "Tamam gelsinler, ben güzel bir sofra hazırlarım!" dedim. Mehmet beni başkasına siktirmeyi kafasına koymuştu. Onların planı varsa benim de planım vardı. Ben yemek hazırlıklarımı yaptıktan sonra süslenmeye başladım. Güzelce kuaföre gidip, ağda, saç baş, manikür pedikür işlerimi hallettim. Sonra derin göğüs dekolteli, siyah mini bir elbisem vardı onu giydim. Göğüslerim karşıdakinin ağzına girecek gibi dimdik ve ortadaydı...
Akşam kapı çaldı ve misafirler ile Mehmet geldi. Beni öyle görünce Mehmet'in ağzı yere doğru düştü. Gelen misafirler de ağızları biraz açıktı tabi. Bahar da benim gibi göğüs dekolteli bir bluz ile, mini etek giymiş. Cem de çok yakışıklıydı. Kot pantolonundan kabarık aleti belli oluyordu. İçeride tanışma faslı başladı. Bahar ve Cem beni uzunca süzüyordu. Bütün yemek boyunca Cem beni izledi. Bir an önce beni sikmek için sabırsızlandığından emindim.
Yemek bitince salona geçtik. Ben sofrayı kaldırırken Bahar mutfağa yanıma geldi. Benimle samimi olmaya çalışıyordu. Ben de buna izin veriyordum tabi. Bahar bana yardım ederken mutfağa Cem girdi. Birkaç tabak getirmişti. Mutfak çok büyük olmadığı için zor sığıyorduk. Tabakları bırakırken Cem arkamdan birkaç kere bana abanmıştı. Üzerimizde kıyafetler olsa da, ilk defa Mehmet'tinkinden başka bir alet bana dokunuyordu. Çok heyecanlanmıştım. Herşey baharın önünde oluyordu. Ben Mehmet'in yalnız kaldığını, salona gideceğimi söyleyince, Bahar hemen, "Ben giderim!" dedi. Ben, "Olmaz..." falan dedim, ama Bahar gitti, Cem benim yanımda kaldı. Bana yardım ederken göğüslerimi dikizliyor, fırsat buldukça da bana arkadan sürtünüyordu.
Mutfakta işimiz bitince Cem'le salona geçtik. Baktım ki Mehmet ile Bahar kocaman salonda dib dibe oturmuş muhabbet ediyorlardı. Mehmet'in bakışları Bahar'ın dolgun göğüslerine kilitlenmişti. Ben Mehmet'in yanına oturdum, Cem de Bahar'ın yanına. Sohbetimiz koyulaşmıştı. Cem'le Bahar cinsellik üzerine, seks hayatları ile ilgili konuşmaya başlamışlardı. Ortam iyice yumuşamıştı. Sonra birden Bahar Cem'in fermuarını açıtı, aletini çıkarıp ağzına aldı ve saksoya başladı. Gözlerimi kırpmadan izliyordum. Profilinde yazdığı gibi iri bir aleti vardı. Hem kalın hem uzundu. Profilinde 19 cm yazıyordu. Mehmet'in aleti inceydi ve çok büyük değildi. Ben ölçmedim ama kendi söylemesine göre 15 cm idi.
İlk defa kocamınki harici canlı bir alet görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti. Bunu farketen Mehmet bana seslendi, "Gözlerini alamadın Sinem, sen de katıl onlara istersen!" dedi. Ben, "Saçmalama Mehmet!" deyip, onlara da, "Arkadaşlar ne yapıyorsunuz?" dedim. Bahar ile Cem tecrübeli oldukları için çok rahatlardı. Bahar, "Utanma Sinem, gel hadi, böyle bir fırsat herzaman karşına çıkmaz!" dedi. Sonra kalkıp benim yanıma geldiler. Ben oturuyordum, Cem ayakta karşımdaydı, aleti ile burun buruna gelmiştim. Yalan yok, çok güzel ve iri bir aletti. Ama utancımdan donup kalmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum. Kafamı yana çevirdiğimde, Bahar Mehmet'in aletini ağzına almıştı bile. Tam ğzımı açıp birşey söylecektim ki, Cem hızlı bir hamle ile aletini ağzıma sokuverdi ve "Artık konuşma zamanı bitti, şimdi eğlence zamanı!" dedi.
Artık iş çığrından çıkmıştı, ağzımdaki aleti yalayıp emmeye başladım. Hatta okadar iştahlı yalıyordum ki, bir an içimden kendime kızdım, Mehmet'in aletini hiç yalamamıştım. Sonra, acaba ben de bir sorun mu var, Mehmet fantazilere dalmakta haklımıydı yoksa diye kendime sordum. Mehmet kocam olmasına rağmen ve onu çok sevmeme rağmen, Cem'in aletini yalamak çok hoşuma gitmişti. Artık Bahar ile Mehmet'e hiç bakmıyordum. Cem'in aleti taş gibi olmuş, ağzıma sığmıyordu. Ben aletini yalamayı bırakınca, bu sefer Cem beni yatırıp külodumu çıkardı ve amımı yalamaya başladı. Mehmet te ara sıra amımı yalardı, ama bu kadar çok zevk aldığımı hiç hatırlamıyorum...
Sonra Cem yavaş yavaş içime girmeye başladı. Aleti okadar büyüktü ki, içime girerken ikimiz de zorlanmıştık. Biraz içimde bekledikten sonra sikmeye başladı. Aynı oda içinde, kocamın gözü önünde başkası ile sex yapmak inanılmaz bir duyguydu. Cem beni pozisyondan pozisyona sokarak yarım saatten fazla sikerken, ben kaç kere orgazm olduğumu sayamadım bile. En son Cem altta ben ben üstte iken Mehmet te arkadan götüme girmiş, beni tost yapmışlardı. Mehmet'in yıllardır beni götten sikmesine alışıktım, ama hem amdan, hem götten aynı anda sikilmek inanılmaz birşeydi. Ben içimden Mehmet'e teşekkür ediyor ve bu zevkli anların keyfini çıkarıyordum.
Gece geç vakte kadar sikiştik. Her sikişte orgazm oluyor, boşalıyorduk, ama biraz dinlenip tekrardan başlıyorduk. Bahar ile Mehmet'in de keyfi yerindeydi. Aynı bana yaptıkları gibi Bahar'ı da bir kere tost yapmışlardı. Hepimizin pili bitince gitmek istediler, ama misafir yatak odamızın müsait olduğunu söyledik, onlar da kabul etti. Odalarımıza çekildiğimizde, Mehmet ile yatakta konuşurken, Mehmet'e, "Çok haklıymışsın, keşke eş değiştirme fantazisini daha önce yapsaydık!" diye itirafta bulundum. Yatağımızda bile halen azgındık, bir posta da Mehmet sikti beni. İlk defa Mehmet ile bukadar ateşli bir sikiş yaşamıştım...
Sabah olduğunda hep beraber dışarda güzel bir kahvaltı yaptık ve tekrar görüşmek üzere sözleştik.
240 notes · View notes
Text
Üvey Ablamı Tanga Külotla Görünce Dayanamadım! (2) (Gökay 26 Y., İstanbul)
Sabah uyandığımda Serpil çoktan gitmişti. Dün gece yaptıklarım aklıma geldikçe hem utanıyor hem de çekiniyordum. Üvey de olsa Serpil benim ablamdı. Evin tek erkeği olduğum için ailem ablamı bana emanet etmişti. Gerçi korunmaya ihtiyacı yoktu, ama yine de bana emanet etmişlerdi. Serpil güçlü bir kişiliğe sahipti, giyim kuşamına dikkat eder, dedikodudan sakınır, her hangi bir olumsuz şeye zemin hazırlamazdı. Başı örtülü sokağa çıkarken topuklarına inen bir pardesü giyer, ahlakından ödün vermezdi. İşte böyle biriydi Serpil. Ama ne olduysa nişanlandıktan sonra olmuştu...
Kahvehanede otururken, sokaklarda dolaşırken, aklım hep Serpil'deydi. Onu götten sikmiş, üstelik içine boşalmıştım. Boşalırken hiç bitmeycek gibi doluydum, döllerim nerdeyse kahve fincanını doldurabilecek kadar çoktu. Kadınlar tarafından anlaşılıp anlaşılmadığı konusunda hiç bir fikrim de yoktu. Doğrusu tedirgindim. Bundan dolayı hep 'Acaba?' sorusuna takılıyordum. Bir yandan da umarım farkında değildir diye kendimi teselli ediyordum. O gün akşam olduğunda tedirginliğim daha da artmış, eve gitsem mi gitmesem mi, ne yapsam, karar veremiyordum.
Vakit epey geç olmuştu, sonunda cesaretimi toplayıp saat 24:00 gibi evin yolunu tuttum. Kapıyı açıp içeri girdiğimde ışıklar sönüktü. Serpil ortalarda görünmüyordu. Odasının kapısı da kapalıydı. Bu durum beni biraz olsun rahatlatmıştı. Kendime mutfakta bir sandviç hazırladım. Yedikten sonra salona geçip TV'nin karşısına oturdum. Daha önce hiçbir kadınla ilişkiye girmemiştim. Hatta fiziki bir dokunmuşluğum dahi olmamıştı. Kadın vücudunu pørnø filmlerden öğrenmiş biriydim. Canlı şekilde ilk kez Serpil'in amını götünü görmüştüm. Siktiğim ilk kadın Serpil olmuştu, üstelik bu sikiş götten olmuştu. Bu durum aklımdan hiç çıkmıyordu. Sikişin bu kadar zevk vereceğini tahmin bile edemezdim. Siktiğim ilk kadının üvey ablam olması beni ayrıca heyecanlandırıyordu. O anı hatırladıkça yarrağım kalkıyor, iyice sertleşiyordu...
Bir ara sehpanın üzerinde duran telefona gözüm takıldı. Bu Serpil'in telefonuydu ve asla yanından ayırmazdı, belli ki unutmuştu. Telefonu aldım ve kurcalamaya başladım. Giriş şifresini biliyordum, doğum yılı idi. Önce resimlere, sonra da mesajlar bölümüne baktım. Mesajların silinmediğini farkettim. Ferit'le yaptığı mesajlaşmalar halen duruyordu.
Yazışmanın bir kısmı şöyleydi:
Serpil: "Yaptığın doğru değildi, canım çok yandı!"
Ferit: "Özür dilerim aşkım, ilk kez olduğu için acımıştır!"
Serpil: "Üstelik büzüğümü de sıkamıyorum, sürekli osuruyorum!
Ferit: "Evlenene kadar idare et işte!"
Serpil: "Ne yani, evlenene kadar hep götten mi sikeceksin?"
Ferit: "Merak etme aşkım, bir gün o güzel amcığını da yarağa doyuracağım!"
Serpil: "Hmmm, amcığım gerçekten güzel mi?"
Ferit: "Güzel de ne demek, lokum, lokum!"
Serpil: "Beğenmeyeceksin diye çok korkuyordum!"
Ferit: "Dedim ya, lokum, lokum! Peki sen yarağımı beğendin mi?"
Serpil: "Beğendim aşkım, fakat çok büyük :)"
Ferit: "Yok be aşkım, sana öyle gelmiştir :)"
Serpil: "Yok yok, çok büyük. Üstelik çok da kalın! Götüme sokmak için yarım saat uğraştığını unutma!"
Ferit: "Ne yapayım aşkım, delik küçücük olunca gevşetmem lazımdı :)"
Serpil: "O küçücük deliğe acımadın ama :)"
Ferit: "Yerim ben senin o küçücük deliğini! Biliyor musun aşkım, çok güzeldi, harika zevk aldım!"
Serpil: "Senin için öyleydi, ama bir de bana sor!"
Ferit: "Çarşamba akşam yine buluşalım mı kız?"
Serpil: "Aklından ne geçiyor bilmiyorum, ama büzüğüm bu haldeyken götten verecek durumda değilim!"
Ferit: "Ne alakası var aşkım, sana bir sürprizim olacak :)"
Serpil: "Ne sürprizi?"
Ferit: "Söyleyemem, sürpriz :)"
Mesajlar bu şekilde devam ederken Serpil buluşmaya razı olmuş, işten sonra buluşma yerini kararlaştırmışlar. Sonra birbirlerine yolladıkları öpücüklerle mesajlaşmayı bitirmişler.
Telefonunu salonda unutması Serpil hakkında bilmediklerimi öğrenmemi sağlamıştı. Mesajlardan anladığım kadarıyla Ferit'le yaşananlar Serpil için de bir ilkti. Ve devamı da bana nasip olmuştu. Büzüğünün hali Ferit'in gücünü gösteriyordu. Serpil'in göt deliği pørnø yıldızlarınki gibi büyümüştü. İlkinde bu hale geldiğine göre Ferit'in yarağı oldukça kalın olmalıydı. Zaten mesajlarda Serpil de bunu itiraf etmişti. Benim rahat bir şekilde içine girmem de bunun bir kanıtıydı. Bira içtiğimiz ilk gece, kılların arasındaki delik anlaşılmıyordu bile. Oysa dün akşam farklı bir görüntüye bürünmüş, kılsız hali göt deliğini daha da belirginleştirmişti. Bunda Ferit'in payı büyüktü. Mesajlara göre bu akşam da buluşmuş olmalılardı. Eve geç geldiğimden Serpil'in geldiği saati bilmiyordum.
Serpil telefonun alarmıyla uyandığı için işe geç kalmasını istemiyordum. Telefonunu vermek için odasına yöneldim. Kapısını açıp ışığı yaktığımda Serpil uyandı, esneyerek yataktan doğruldu. Uykulu hali çok sexy görünüyordu. Elbiseleriyle yatmıştı, başındaki türbanı bile halen duruyordu. Telefonunu içerde unuttuğunu söyleyerek kendisine uzattım. Serpil, "Saat kaç?" diye sorup telefonunu aldı. "01:00'e geliyor!" dedim. "Yemek yedin mi?" diye sordu. Yediğim halde, hazırlayacaksa yiyebileceğimi söyledim. Yataktan kalkıp, "Hazırlayım. Üzerimi değiştirip geliyorum hemen!" dedi. "Tamam!" diyerek salona geçtim. Birkaç dakika sonra odasından çıktı, önce lavaboya, sonra da mutfağa geçti. Bir müddet sonra, "Yemek hazır!" diye seslendi. Kalkıp mutfağa geçtim.
Yemek yerken göz ucuyla Serpil'i kesiyordum. Dalgın bir hali vardı, devamlı masa örtüsündeki motife bakıyordu. Ona yaptıklarımı bilse bu durumda olmazdı. Böyle bir şeyi benden beklemezdi. "Hayırdır kız, hasta falan mısın?" diye sordum. Başını kaldırıp kocaman gözleriyle bana baktı. Kocaman iri gözleri içimi eritiyordu. "Bugün iş bayağı yoğundu, biraz yorulmuşum..." dedi. Havadan sudan sohbete başladık. Konuyu evliliğe getirdim ve "Düğün hazırlıkları nasıl gidiyor? Bu konuda Ferit'le konuşuyor musun?" dedim. Bu soruya gerilmişti, derin bir nefes alıp, "Ferit'in ne yapmak istediğini doğrusu ben de bilmiyorum! Herhalde büyüklerimiz gelince düğün tarihini belirleyeceğiz!" dedi. Kafasında soru işaretleri olduğunu hisettim, "Aranızda bir sorun mu var?" diye sordum. "Yooo, sorun falan yok! Bu gün işyerine geldi, biraz konuştuk, sonra da gitti!" dedi. Eminim söylediği gibi değildi, "Sanki canın sıkkın gibi? Aranızda bir şey mi geçti?" diye sordum. Serpil, "Yaa beni boş ver, sen bu akşam eve niye geç geldin?" dedi. Konuyu değiştirmek istediğini farkettim.
Arkadaşlarla takıldığımı söylediğimde, "İçtiniz mi?" diye sordu. "Para mı var ki kızım!" dedim. Böyle söylemem hoşuna gitmiş olacak ki kahkahayı bastı ve "Beni arasaydın ya, ben sana verirdim!" dedi. Bu tatlı kahkahaya ben de tebessümle karşılık verdim ve "Ne bileyim kızım, aklıma gelmedin ki! Ama şimdi buz gibi bira olsa ne güzel giderdi valla!" dedim. Amacım kendisini denemekti. Serpil tebessüm ederek, "Şansına küs, bu saatte her yer kapalıdır!" dedi. Ben de, "Sen paradan bahset, ben açık yer bulurum!" dedim. "Bu saatte açık yer var mıdır ki?" diye sordu. Balık oltaya takılmıştı. Sabaha kadar açık büfelerin olduğunu söyledim. "İyi madem, para getireyim de git al!" dedi. "Kız yoksa sen de mi içmek istiyorsun?" diye takıldım. "Yaa ne bileyim, içsem mi ki?" dedi. İstemem yan cebime koy edasıyla kararı bana bırakıyordu.
"Biliyor musun, içtiğinde çok komik oluyorsun!" dediğimde, Serpil şımarık bir edayla eliyle elime vurdu ve "Manyaksın sen ya, asıl sen çok komik oluyorsun!" dedi. Neşeli bir ortam oluşmuştu. "Hadi para ver de gidip alayım!" dedim. Kalkıp içeri gitti, cüzdanını alıp geldi, para verdi. "Ben kendime 4 kutu alacağım, sana kaç kutu alayım?" diye sordum. Çekingen bir üslüpla, "Ne bileyim, bana da iki tane falan al işte!" dedi. "Birkaç dakika sonra evdeyim!" diyerek dışarı çıktım. Ve açık büfe aramaya başladım. Kapalı birkaç büfeden sonra açık bir yer bulabildim. Biraların yanında meze olarak da biraz kuruyemiş aldım. Bir kutu da enerji içeceği aldım ve hemen oracıkta içtim. Enerjiye ihtiyacım olabilirdi. Bu düşünce bile yarrağımı hareketlendirmişti. Serpil'in bu gün de Ferit'le buluşmuş olması beni daha da heyecanlandırıyordu. O şerefsizin Serpil'i rahat bırakmadığından emindim, kesin bu gün de götünü sikmişti...
Eve geldiğimde yarrağım halen inmemişti, inmesinini bekleyip zile bastım. Serpil kapıyı açtığında burnuma gelen koku harikaydı. Banyo yapmıştı. "Çok güzel kokuyorsun kız!" dedim. Tebessüm ederek, "Teşekkür ederim! Hava çok sıcak, bir duş alayım dedim!" dedi. Elimdekileri aldı ve salona geçtik. Üzerindeki pembe eşofman vücuduna yapışmış gibiydi. Arkası dönük olduğu için götüne bakıyordum. İçim gidiyordu, ama elimden bir şey gelmezdi. Poşettekileri çıkarıp sehpaya koyarken beli biraz açılınca tangası göründü. Bu manzara bile yarrağımı sertleştirmeye yetmişti. Poşeti boşaltıp bana doğru döndü, bana bir kutu bira verdi. Koca göğüsleri penyenin altında sıkışıp kalmıştı. Gözlerim göğüs çatalına takılınca, bunu farketti ve bir eliyle penyenin yakasını kapattı. Sonra da kendisi için bir kutu bira açtı. TV'de bir müzik kanalı ayarladıktan sonra karşılıklı içmeye başladık...
Aradan yarım saat falan geçtiğinde alkolün etkisi yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Serpil TV'de çalan müziğe eşlik ederken ağzından kelimeler yarım yamalak çıkıyordu. Bir ara çıkan 'Geceler' şarkısı Serpil'i iyice etkilemişti. Duygulandığını farkettiğimde kanalı değiştirmek istedim. Fakat Serpil, "Değiştirmeee!" diye itiraz edince, değiştirmedim... İkinci biralar içilirken, Serpil'in ağzından dökülen cümleler de gittikçe dengesizleşmeye başlamıştı. Ben Ferit'i çekiştirmek istesem de, Serpil o konuda konuşmak istemiyordu...
İkinci biralar bitmek üzereyken Serpil yerinden kalktı. Bir an sendeledi, neredeyse üzerime düşüyordu. "Hayırdır kız, nereye?" diye sordum. Cevap vermeyince, "Yanlış bir şey mi söyledim kız?" diye sordum. "Bir yere gittiğim yok be! İşeyeceğim!" dediğinde, "Yardım ister misin?" deyip güldüm. Serpil kahkaha atıp, "Hee, sen mi işeteceksin beni? Tövbe tövbe!" dedi ve salondan çıkıp tuvalete gitti... Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme ve osuruk sesi salona kadar geliyordu. Tuvalette olmasını fırsat bilip, Serpil'in bitmek üzere olan birasını tarafıma çektim, dolu olanı önüne koydum. Ona 3-4 kutu bira içirip iyice sarhoş etmek istiyordum...
Serpil gelmeden neşeli, hareketli, oryantal danslı kliplerin olduğu bir müzik kanalı buldum. Serpil tuvaletten gelip klipteki dans eden kızları görünce, "Bu ne be? Müzik mi şimdi bu? Akılları sıra oryantal mı yapıyor bu karılar? Ben bu orospulardan daha iyi oynarım!" diyerek salonun ortasında oryantal yapmaya başladı. Götünü sağa sola sallarken ne yapmak istediğini kestiremiyordum. Götüyle daireler çizerken belini ileri geri hareket ettiriyordu. Memeleri ve götü löpür löpür sallanırken sanki Erotik Dans yapıyordu. O sırada başındaki örtüsü sıyrılıp yere düştü. Serpil'i hiç böyle görmemiştim. Kahverengi gür saçları beline kadar iniyordu. Götüyle 360 derecelik daireler çizerken azgın orospular gibiydi. Şarkı bitince, "Nasılım ama?" deyip gülerek yerine oturdu, birasını yudumladı. "Tek kelimeyle süpersin!" diyebildim.
Serpil, "Doğru düzgün bir müzik kanalı yok mu?" deyip kumandayı aldı. Kanalları karıştırırken, benim şifre koyduğum bir kanalı buldu ve "Bu kanala niye şifre koydun? Ne var ki bu kanalda? Açsana şunun şifresini!" dedi. Dediği kanal da uydudan 24 saat Softcøre seks filmleri oynatan bir kanaldı. "Olmaz, o kanalda ayıp filmler var!" dedim. Serpil, "Aç hadiii, açç şunu!" diye şifreyi açmam için ısrar ediyordu. Kafası iyiden iyiye bulutlanmış, ne dediğini bilmez hale gelmişti. Sonunda ısrarlarına dayanamayıp şifreyi açtım ve oynamakta olan Softcøre filmi izlemeye başladık...
Hem içiyor, hem seyrediyorduk. Film Softcøre da olsa, üvey ablamla izlemek oldukça heyecan vericiydi. Kalbim küt küt atıyordu. Göz ucuyla onu izliyordum, birasını hızlı hızlı yudumluyordu. Böyle devam ederse çabucak sarhoş olması işten bile değildi. Benimse bedenimi saran sıcaklık gittikçe yükselirken, kazık gibi olmuş yarrağımı gizlemeye çalışıyordum. Serpil film hakkında yorum yaparken içinde var olan sırlar yavaş yavaş ortaya çıkıyordu, alkolün etkisi kendisine cesaret vermişti. Filmde adam kızı domaltmış sikerken (Softcøre olduğu için herşey görünmüyordu), Serpil adamın yakışıklılığından bahsediyordu. Güldüğüm için, "Ne gülüyorsun? Yakışıklı işte!" dedi. Ben de, "Sadece yakışıklı mı?" diye takıldım. Serpil, "Şeeyy yanii... o işi de iyi yapıyor!" dedi. Ben de, "Hangi işi?" dedim. Serpil eliyle 'Pompalama' hareketi yaparak, "Anla işte, o işi!" deyince ikimiz de gülme kirizine kapıldık...
"İlk kez mi böyle bir şey seyrediyorsun?" diye sorduğumda, Serpil yutkunarak, "Evet!" dedi. Gözünü kırpmadan filmi seyrederken oturduğu yerde kıvrandığını farkettim. Bir elini bacaklarının arasına sıkıştırmış, belli beliriz bacaklarını oynatıyordu. Tüm cesaretimi toplayıp, "Şu anda izlediğimiz film Softcøre, bunların birde Hardcøre olanları var!" dedim. Serpil, "Hardcøre ne?" diye sorunca, "Hardcøre'un ne olduğunu bilmiyor musun yani?" dedim. Serpil, "Hadi amaaaa, oyun bozanlık yapma, Hardcøre ne? Söyle!" diye ısrar etti. "Söyleyeceğim, ama kızmak yok!" dedim. "Söyle, valla kızmaycağım, hadi söyle!" deyince ben de açık açık anlattım, "Gerçek sikişli, am, göt, yarak, giriş çıkış, boşalma, en ufak detayına kadar herşey belli!" diye. Serpil pür dikkat beni dinlerken gözlerini bana dikmişti. Sonra, "Cidden öyle filmler de var mı?" diye sordu. "Elbette var!" dedim. Birasını bir kez daha yudumlayıp, "Sen hiç seyrettin mi?" diye sordu. "Tabii seyrettim!" dediğimde, "Sen ne uyanıksın yaa! Kendin seyrediyorsun, ama ben seyretmeyeyim diye kanallara şifre koyuyorsun, öyle mi?" diyerek gülmeye başladı, sonra da, "Bana ne, bana ne, ben de seyretmek istiyorum!" dedi.
"Kızım o filmler bunun gibi masum değil, her şey açık açık gösteriliyor, senin seyretmen uygun olmaz!" dediysem de işe yaramadı. "Sen seyrediyorsun ama! Öyle ya, siz erkeksiniz, siz her şeyi seyredersiniz!" diyerek bana sitem etti. Ben de, "Yaa beni yanlış anladın, benimle seyretmen uygun olmaz demek istedim..." dediğimde, "Üff yaa, çok uzattın! Bak açmıyorsan ben yatmaya gidiyorum!" deyip kalktı. Suratı asık bir şekilde önümden geçerken Hardcøre kanallarından birini açtım. Filmden gelen, "Yess, yess! Ahhhh, Ohhh, Mmmmhh! Yess, yess!" sesleriyle birden dönüp TV'ye baktı ve "O ne öyleee?" diyerek elini ağzına kapattı. Ayakta dikilip kaldı, gördüklerine çok şaşırmıştı. Biraz seyrettikten sonra, yutkunarak, "Bunlar gerçek mi?" diye sordu. Sadece, "Gerçek!" diyebildim...
Filmdeki sahne inanılmaz güzeldi. Genç ve güzel bir kız amına girip çıkan kocaman bir yarrakla sikilirken zevkten kuduruyordu. Bu güzel görüntü tüm ihtişamıyla devam ederken Serpil donup kalmıştı. "Otursana kız!" dedim. Geri geri yürüyerek koltuğa oturdu. Film devam ederken hiç konuşmuyorduk... Son biralar da suyunu çekmişti. Dört kutu birayı içen Serpil iyice sarhoş olmuştu. Ayık olsa ne tepki verirdi bilemiyordum, ama şimdi oturmuş birlikte pørnø film seyrediyorduk...
Yaklaşık bir saattir izlediğimiz filmde her türlü pozisyonu ve her türlü sikişi görmüş, küloduma boşalmamak için kendimi zor tutmuştum. Amdan, götten, ağızdan, tekli, çiftli, gruplu, zencili v.s. hemen hemen her tür sikişi seyretmiştik. Eminim daha önce bu tür şeyleri bilmeyen Serpil'in amı da sırıl sıklamdı, zaten seyrederken kıvranıp durmuştu. Ben olmasaydım belki de mastürbasyon yapıp birkaç kez orgazm olacaktı. Film bittiğinde birbirimizin yüzüne bakamıyorduk. Serpil kalktı ve sadece, "İyi geceler!" diyerek yalpalaya yalpalaya önce tuvalete, sonra da odasına gitti...
Ben de kalktım ve ortalığı toparladım. Serpil'in odasının önünden geçerken içerden inleme sesleri geliyordu. Anahtar deliğinden baktığımda gördüğüm manzara inanılmazdı. Eşofmanını ve tangasını çıkarmış, amını okşuyordu. Amını sıvazlayan eli de inlemeleri gibi gittikçe hızlanıyordu. Sonunda orgazm oldu ve birkaç saniye boyunca sağa sola kıvrandı durdu. Sonra da büzülmüş bir halde hareketsiz kaldı. Serpil'in orgazm anını görmek beni iyice kudurtmuştu.
Birkaç dakika boyunca evin içinde dolaştım durdum. Ne yapacağımı bilemiyordum. Gidip tekrar anahtar deliğinden baktığımda, Serpil halen deminki pozisyonda hareketsiz yatıyordu. Uyumuş olmalıydı. Kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim, "Serpiil! Serpill!" diye seslendim. Yanıt vermiyordu. Heyecandan kalbim duracak gibiydi. Dört kutu bira içmiş ve orgazmın da verdiği rahatlamayla sızıp uyumuştu. Kolay kolay uyanmayacağından emindim. Belden aşağısı çırılçıplaktı. Eşofmanı ve tangası yatağın üzerinde duruyordu. Büzülmüş halde yatarken götü geriye doğru çıkmıştı. Arkasına geçerek götüne bakıyordum. Bacaklarının arasına sıkışan amı bir çizgi halinde görünürken, akan sular çarşafı ıslatmıştı. Küçük dudakların arasında beyazımsı bir sıvı vardı. Az önce orgazm olmuştu ve bu orgazm suyu olmalıydı.
Sonra göt deliğini merak ettim. Yavaşça götünün yanaklarını araladım. Gördüğüm manzara aklımdan geçeni doğruluyordu. Ferit yavşağı bu akşam da Serpil'in götünü boş geçmemişti. Deliğin etrafı iyice morarmıştı ve göt deliği halen gevşek duruyordu. Zaten bekleyecek gücüm de yoktu, bir an önce içine girmek için sabırsızlanıyordum. Daha önce Serpil'in götünü bir kez sikmiştim ve bu da ikincisi olacaktı. Bacaklarından tutup sırtüstü çevirdim. Serpil'de ses seda yoktu. Sanki ölü gibi hareketsiz yatıyordu. Amcığı tüm ihtişamıyla meydandaydı. Amını gördüğümde tüm bedenim ürpermişti. Bu güzel amcığa saatlerce bakabilirdim, ama dayanacak gücüm kalmamıştı. Filmdeki pozisyonu denemek istiyordum.
Kendi eşofmanımı ve donumu çıkardım. Bacaklarının arasına eğildiğimde amından burnuma gelen koku iştahımı kabartmıştı. Kılsız pürüzsüz amcığı kaymak gibiydi ve bu kaymaktan tatmak, öpmek, yalamak istiyordum. Yalamaya başladığımda amının tadı tuzluydu, ama yine de müthiş zevk veriyordu. Ağzımdan çıkan tükrük, amının sıvısıyla bütünleşiyor sonrada süzülüp çarşafa akıyordu... Bacaklarını kucağıma alarak aralarına girdim. Baldırlarının altından tutup göğsüne doğru büktüm. Bir bacağını sağ omuzuma, diğer bacağını da sol omuzuma doğru kaldırdım. Yukarı kalkan bacaklar götünün yanaklarını iyice germiş, göt deliğini ortaya çıkarmıştı.
Amının sıvılarını göt deliğine yedirerek yarağımın başını göt deliğine dayadım ve yüklendim. Önce kafasını, ardından gövdesini soktum. Artık içindeydim. Tanrım ne harika duyguydu bu! Büzük kasları yarrağımı lastik eldiven gibi sarıp sarmalmıştı. Kilitlenmiş gibi birleşmiştik. Bir süre öyle kaldıktan sonra git gel yapmaya başladım. İçine girip çıkmak harika bir haz veriyordu. Zaman zaman Serpil'in ağzından çıkan mırıltılar eşliğinde götünü sikmeye devam ediyordum. Acaba siktiğimin farkında mıydı? Emin değildim, ama çok geçmeden am suyu yarrağıma doğru sızıp, kayganlık vazifesi yapmaya başlamıştı. Yarrağım şimdi daha rahat hareket ediyordu. Götten sikmenin zevkini tadarken, penyesini sıyırdım. Sütyenin altında sıkışan kocaman memeler kurtulmak ister gibiydi. Memelerini sütyenden kurtardığımda harika bir manzarayla karşılaştım. Kocaman göğüsler oldukça diriydi. Ucları şişmiş, dimdikti. Üzerine abanarak, önce yalamaya, sonra da emmeye başladım. Serpil yine mırıldanıyordu. Ama o anda uyansa bile umrumda değildi, bu zevkten beni hiç kimse mahrum bırakamazdı. Memelerini yalayıp emerken, yarrağımı götüne köklemiştim. Sonra hareket ettirmeye başladım. Hem götünü sikiyor, hemde memelerini yalayıp emiyordum...
Bacakları omuzumda olduğu halde belinden tutup kendime çekerek hızla sikiyordum götünü. 10-15 dakikadır devam eden bu git geller neticesinde deliğini iyice gevşetmiştim, şimdi daha sert hareket ediyor, hızlı bir şekilde sikiyordum götünü. Zevkten çıldıracak gibiydim, bedenimi saran sıcaklık yarağıma doğru yöneliyordu. Aniden kasılmaya ve boşalmaya başladım. Şiddetli bir şekilde boşalırken götüne pompalamaya da devam ettim. Boşalmam bitince rahatlamıştım. Terden sırılsıklam haldeydim.
Yarrağımı çekmemle birlikte Serpil'in götünden osuruklar gelmeye başladı. Bacaklarını indirmeden götüne baktım, delik kapanmamış, kırmızımsı içini döllerim doldurmuştu. Osurmalarıyla döller dışarı çıkmaya başladı. Donumu aldım ve donumla götünün deliğini iyice temizledim. Sonra da sütyenini düzelttim. Odadan çıkarken Serpil halen osurmaya devam ediyordu :)
[Gökay]
124 notes · View notes
Text
Üvey Ablamı Tanga Külotla Görünce Dayanamadım! (1) (Gökay 26 Y., İstanbul)
İşsiz güçsüz bir delikanlıydım. Daha doğrusu, kendime göre bir iş bulamadığım için çalışmıyordum. Her zaman para sorunu yaşardım. Para sorunumu halletmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir şekilde babamı ikna edip aldığı parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. Üvey annemin bir de kızı vardı Serpil adında. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı olduğu için aldığı paradan bana zırnık bile koklatmıyordu. Beyaz eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.
Serpil'in nişanlısı Ferit adında, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil'den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil'in odasından çıkmazdı. Bu duruma karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla beraber geçirirken eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz yaş vardı. Ferit'in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası sayesinde idare ediyordu. Son model arabası vardı, bununla ne bok yediği belli değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, bütün bu düşünceler içimi kemiriyordu.
Daha önceki yıllarda ailece her yaz köye gider birkaç ay tatil yapardık. Fakat o yaz, Serpil çalıştığı için zorunlu olarak ben de yanında kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde beraber kaldığımız süre içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 gibi dönüyordu. Son zamanlarda geç kalsa da kafama takmıyordum. Daha önce ben Serpil'in eşofman giymesine karşı çıkarken artık birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan dolgun yuvarlak götü ve giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. İlk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga götünü ikiye bölüyordu. Durumu dikkat çektiği halde yanımda oldukça rahattı. Serpil'e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.
Yazın çok sıcak olan evimiz geceleri uyku uyutmuyordu. Serpil'in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak nedeniyle uyuyamadığını, uykusuz yorgun halde işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta zorluk çekiyordu. Uyandırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için odasına girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaştım. Serpil sadece külot ve sütyenle yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga götünün arasında kaybolmuş, sadece üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, götünü de geriye doğru çıkarmıştı. Bembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Beyaz götünün yanakları kabak gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Manzara karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
O günden sonra Serpil'e bakışlarım daha da değişmişti. İzin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söyleyip, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bana, "Merak etme Gökay, bu konuda bana sonuna kadar güvenebilirsin!" diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha samimi olmuştuk.
Bir akşam eve gelirken 6 şişe bira getirmiştim. Babamlar evde olmadığından içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu konuda ağzını bile açmamıştı. Ona, "Sen de içsene kız!" dedim. Serpil, "Tövbe tövbe, deli misin sen yaa!" diyor, içmek istemiyordu. Ben de, "İç şunu kız, birşey olmaz!" diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, "İçerim, ama sarhoş olursam sorumlusu sensin!" dedi. Hem müzik dinliyor, hem de içiyorduk.
Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Serpil, "Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm?" derken kahkalara boğuluyordu. Alışkın olduğum için bir iki bira beni etkilemiyordu, ama Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve elleşmelerin dışında henüz cinsel ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.
Vakit ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, iyice sarhoş oluyordu. Daha fazla dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonra da sızdı ve uykuya daldı. Öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, tişörtün içine sıkışan göğüsleri yanyana dikilmiş iki piramit gibi duruyordu. Birkaç kez, "Serpiill! Serpiill!" diye seslendiğim halde ölü gibi yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır gibi değildi. Açılan bacaklarından dolayı eşofmanın içindeki am ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yarrağım bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı.
Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üzerinden amını koklamaya başladım. Amını koklarken neredeyse boşalacaktım. İnanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, ama cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki istek ve arzu büyüdükçe kendimi frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an resmen zevkten titredim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken şeklini şemalini iyice öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi zevkli oluyordu. Amını görmek için eşofmanı biraz indirdim. Minik külotu amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmından daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için külotu da indirmem gerekiyordu. Salonda indirsem ve o anda uyansa söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, "Kalk kız burda uyuma, yatağına git yat!" diye seslendiğimde, sadece anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir nefes alarak eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi altında tangası kalmıştı. Amını bile kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük ama diriydi.
İncelemeye devam ederken yarrağım iyice kalkmış ve zonkluyordu. Çıplak götü kocaman görünüyordu. Daha sonra ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Götü kabak gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı yüzüme vururken sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku en kaliteli parfümden bile daha etkiliydi. Tüm cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına rağmen hoşuma gitmişti.
Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki düşünce nedeniyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı, bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. İlerki günlerde 31 çekmek için harika bir yatırımdı. O ana kadar boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil'in amına bakarken çeşitli fantaziler hayal etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu mümkün değildi. Mecburen 31'e talim ederken hayal bile olsa sikiyor gibiydim. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir zevk beynimi sararken daha fazla dayanamadım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. Ama bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Önce tangas��nı, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi kağıt havlu getirip temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk var mı diye etrafa baktım. Sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak olduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım...
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00'ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını kontrol ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamış mıdır diye doğrusu çok merak ediyordum...
Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, "Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!" diye sitem etmesi bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. "Özür dilerim kız, açlıktan ölmeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!" dedim. Serpil, "Sen özür diler miydin Gökay?" diye takıldı. Ben de, "Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim kız!" dedim. Bu lafıma teşekkür etti.
Sonra konuyu önceki akşama getirdi, "Akşam ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Çok mu sarhoş oldum?" diye sordu. Ben de, "İki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın kız!" diye takılınca, Serpil, "Saçmalama, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok mu?" dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle böyle söylemiştim. Şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik...
Sonraki günler normal şekilde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar bazen geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu farkettim. "Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!" diye takıldım. "Yok birşey!" dedi, ama bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve "Bana da doldursana, içmek istiyorum!" dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı gibi bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, "Hop hoop! Biraz yavaş iç!" dedim. Aslında içmesi benim işime geliyordu, geçenki gibi sarhoş olmasını istiyordum. İkinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonra tekrar yudumlamaya başladı. Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı, kızgınlığı yüzünden okunuyordu.
Biraları su gibi götürürken bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üzerinde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar pürüzsüz ve tertemizdi. Ağda veya epilasyon yapmış olmalıydı.
Dördüncü bardağı yudumlarken kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken kendi kendine gülüyordu. Bu sefer geçenkinden daha fazla içmiş ve kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken yapışık bacakları zaman zaman açılıyor, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. Kalp atışlarım da hızlanmıştı.
Sonra Serpil, "Lavobaya gitmem lazım!" diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, 'Zoorrt!' diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. İçtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hem de arada bir osuruyordu.
Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği halde Serpil'den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Götüne kadar açılmış olan etek süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan çıkık götü çok güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim ve "Serpiil! Serpiil!" diye seslendim. Herhangi bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.
Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Götünü örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. Şimdi önümde harika bir manzara vardı. Götünün arasına sıkışan külot iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu çok sexy idi. Götündeki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde gördüklerime inanamadım. Götündeki morarmalar parmak izlerine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, ama bunları düşünmenin sırası değildi.
Daha önce kıllı olan yerler şimdi tertemiz ve kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle önce bacaklarını, ardından götünü okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil'de halen hareket yoktu. Götü tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı...
Gördüğüm manzara olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan amı kabak gibi parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi şimdi daha net görünüyordu. Göt yanaklarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzattıp amını yoklarken çizginin arasında sıkışan küçük dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafif hafif okşuyordum. Bir müddet okşadıktan sonra amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Am deliğine bakarken içim gitmişti. Bakire olduğu her halinden belli oluyordu. Küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde amının dudakları diri ve sert olduğundan anında kapanmıştı.
Bir yandan Serpil'i incelerken bir yandan da yarrağımı okşuyordum. Daha önce kıllı olan arka deliği de eminim şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek götüne yöneldim. İki yandan tutarak göt yanaklarını gerdiğimde gördüğüm manzara beni ürkütmüştü. Kendi kendime (Bu ne böyle?) diye söylenirken gördüğüme inanamıyordum. Daha önce küçücük olan göt deliği büyümüş, şişenin ağzı gibi açılmış, içi görünüyordu. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Belli ki Serpil'i götten sikmişti. Daha birkaç saat önce siktiği için de deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha fazla dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalıp külotumu berbat etmiştim.
Banyoya giderek berbat olan külotumu çıkardım. Serpil'in akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. İyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Cesaretimi toparlayıp ikinci kez götünün yanaklarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak rahat bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. İçinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça götünün deliği halen kabul ediyordu, büzük açıldıkça açılıyordu. Bir müddet üç parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde büzük anında kapanmıştı. Götünün deliğini 5 dakika boyunca parmaklarımla sikerken Serpil'den gık bile çıkmamıştı.
Bu sırada yarrağım yeniden kalkmış, demir gibi sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir şans bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Bunu mutlaka denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Az da olsa domalma pozisyonuna getirdim. Bacakların arasına yerleştim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarrağımı da tükürükle kayganlaştırdıktan sonra artık engel kalmamıştı. Yarrağımı büzüğüne dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alarak yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik inanılmaz zevkliydi. İleri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu böyle! İlk kez birini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.
Daha da derinlere sokmaya çalışırken zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında geri çekilerek tükrüğümle tekrar kayganlaştırıyordum. Sonra tekrar sokuyordum. Birkaç dakikadır daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil'in götünü sikerken kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken taşaklarım amına değiyordu. Götünün yumuşaklığı harikaydı. Dakikalardır sikerken şimdi daha rahat hareket ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. Ama yine de müthiş zevk alıyordum...
İkinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha fazla dayanacağımı düşünüyordum. Ama zevk dalgası tüm bedenimi sararken boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi hızlı hızlı sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üzerinden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum. Mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle götünü silerken gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda amının sulandığnı farkettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Önce külotunu ayaklarından geçrip giydirdim, sonra eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.
Banyoya girip güzel bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım...
[Gökay]
120 notes · View notes
Text
Köylü Yengeme Uygulamalı Orgazm Dersi Verdim! (Ahmet 25 Y., Yalova)
Selamlar. Dayım, köyden birisiyle evlenmişti. Yengem çıtı pıtı, güzel sayılabilecek, küçük göğüslü, iri götlü, minyon tipli, ama çok oynak bir kadındır. Evlendikten birkaç sene sonra pek anlaşamadılar. Yengem de nedense boşanmak yerine, evliliğini devam ettiriyordu. Herhalde çocukları olduğundan boşanmak istemiyordu. Ben askerden geldiğimde, yengemle daha sık konuşuyor, dertleşiyorduk. Yengem bana karşı çok açık konuşur, çekinmezdi. Ben de ona kız arkadaşlarımla olan ilişkilerimi anlatırdım.
Yine bir gün kız arkadaşlarım hakkında konuşurken, yengem, "Merak ettiğim birşeyi soracağım, ama gülmeyeceksin!" dedi. "Tamam yenge, sor!" dedim. Yengem, "Kadınlar da boşalıyormuş, doğru mu?" deyince, ben birden dondum kaldım. Şaşkınlığımı atınca, "Evet doğru, kadınlar da boşalır, yani orgazm olurlar. Sen orgazm olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyor musun?" dedim. "Hayır, bilmiyorum!" dedi. Bu duruma ne diyeceğimi bilmiyordum doğrusu. Birkaç saniye düşünüp, "Peki, siz dayımla hiç ön sevişme yapmıyor musunuz?" diye sordum. Yengem, "O ne ki?" dedi. "Yani asıl işi yapmadan önce, öpüşüp koklaşıp, birbirinizi yalamıyor musunuz?" dedim. Yengem, "Yooo, hayır, dayın genelde üstüme çıkar, bir iki dakikada işini görür yatar!" dedi. Konuşmalarımız çok heycanlı yerlere gidiyordu ki, annem çağırınca, o gün öylece kapandı konu.
İnanamıyordum, demek ki bu kadının ateşi bundan dolayı dışına vuruyordu. Çünkü yengem öyle şakalar yapıyordu ki, hemen oracıkta altıma yatırmamak için kendimi zor tuttuğum zaman çok olmuştur. Ama bazen de çok ilginçtir ki, yengem benden uzak duruyordu. Sanırım evdekilerden çekiniyordu veya korkuyordu.
Yengem bir gün yine sabahtan bize gelmişti. Annem mutfakta çay demlerken, biz yengemle içerde şakalaşıyorduk. Ben kanepede uzanmıştım, yengem ayakta, bana şakalar yapıyordu. Birden şakayla elinden tutarak kendime çekmemle beraber, yengem bilerek kucağıma doğru oturdu. Götünün altında kalkmış yarağımı hissedince, "Ne oluyor?" diyerek kucağımdan kalkmaya çalıştı. Ben de, "Seni istiyor!" dedim ve kalkmasına izin vermedim. Yengem, "Saçmalama, ben senin yengenim!" diyerek tekrar kalkmak için teşebbüste bulundu. Ama ben, "Ne var bunda ki yenge? Hem sana orgazm olmayı öğretirim!" dedim. Yengem, "Annen gelecek, kapatalım konuyu!" deyince, "Tamam, ama bu burada kalmaz, seni istiyorum yenge!" diyerek kucağımdan kalkmasına izin verdim.
Yengem kalkıp yandaki kanepeye oturunca, "Ne kadar istiyorsun göreceğiz!" dedi. Yengemin bu lafından daha da tahrik olmuştum. Ama o da biliyordu ki, o anda birşey yapamazdım, ortam müsait değildi. Yengeme, "Ben seni uygun zamanda yakalarım!" dedim. Yengem, "Zor yakalarsın! Göreceğiz!" dedi. Tam o sırada annem çaylarla içeri girince, doğal olarak konuyu değiştirdik. Yengem bir çay içip, evde işim var diyerek kalktı. Ben yerimde duramıyordum, yengemle sevişmek için çıldırıyordum. Yengem o iri kalçalarını oynatarak bizim evden ayrıldı. Aklım yengemin kalçalarında kalmıştı, onları ilk defa kucağımda hissetmenin hazzıyla hemen banyoya koştum, 31 çekmeye. Banyoda yarağımı elime alır almaz boşaldım.
Aradan bir hafta kadar geçti, yengemlere oturmaya gidecektim. Ama hazırlıklı olmalıydım, onun için gitmeden önce duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, (Bu iş tamam, evde yengemden başka kimse yoksa bu iş olur!) dedim. Kalbimin atışları artmıştı. Yarağım bile bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden (Ne olur evde başka kimse olmasın!) diyerek zile bastım. Yengem, "Kim o?" deyince, "Benim yenge, aç!" dedim. Yegem, "Hıı, bir dakika!" dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. "Gel buyur..." deyince, "Ne oldu yenge, neyin var?" dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kaynanasıyla anlaşamıyorlarmış. İçimden (Ne hayallerle geldik, ne bulduk!) diye geçirerek, "Üzülme yenge, boşver, takma kafana!" falan diyerek yengemi teselli etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, "Başıma ağrılar girdi, çok kötüyüm!" dedi.
Kolonya şişesi TV'nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovalamaya. 10 dakika kadar ovaladıktan sonra, yengem, "Çok iyi geldi, biraz rahatladım, ellerin dert görmesin, sana da zahmet oldu!" dedi. "Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!" dedim. Ben arkadan başını ovalamaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, "Omuzlarım da ağrıyor!" dedi. "Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!" dedim, başladım omuzlarını ovalamaya. Derken farkettim ki, sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arkasından omuzlarını biraz ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları belli oluyordu. Çıldırmaya başlamıştım bile. Göğüs uçları sanki (Yala beni, ısır beni!) dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o küçük göğüsler irileşmiş, harika duruyordu.
Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından aşağıya göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu denemeliydim, yoksa öğrenemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi tuttu. Ama ben, "Sakin ol yenge, omuzlarına ulaşamıyorum böyle!" deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, "Yapma, çocuklar dışarda!" dese de, ben, "Kendini bana bırak, sana kadınlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!" diyordum. Yengem, "Ne olur ileri gitme!" deyip dururken, ben, "Tamam!" diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım bile. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu yengem de biliyordu, ama, "Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, her an gelebilirler!" diyebiliyordu sadece.
Gömleğinin bütün düğmelerini açtım, o irileşmiş göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen dayanamıyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, "Yapma, morartacaksın!" dedikçe, ben daha da çıldırıyordum. Elimi yavaşça şalvarına attım. Yengem, "Yapma, şimdi olmaz!" dese de, aslında acele etmemi istiyordu. Hızlı bir şekilde şalvarını ayağından çekerek çıkartmamla, sadece külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi kanepeye doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya. Ama daha önce hiç amı yalanmadığı için, utangaç biçimde bacaklarını tam açmıyordu zilli. Adeta yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Bir an önce amına girmeliydim, ama önce yengemin orgazm olduğundan emin olmalıydım.
15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla kasıla orgazm oldu. Orgazm olurken şekilden şekile girmişti. Yengeme, "Şimdi anladın mı orgazmın ne olduğunu?" deyince, yengem dudaklarını ısırarak sadece kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, "Ohhh!" diye inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem sara nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yeniden orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, "İçine boşalayım mı?" dedim. Yengem inleyerek, "Boşal!" dedi sadece. Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine...
Yengeme orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, acele etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o götüne de girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik, WC'ye falan gittik. Banyoya girip, belden aşağımızı yıkadık çıktık.
Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve "Daha işimiz bitmedi, götten de sikeceğim!" dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, "Ordan olmaz, daha dayın bile ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!" demeye başladı. "Sen bana bırak aşkım!" diyerek, yengemi zorla domaltıp arkasına geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok hoşuna gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekrar kalkmıştı. Biraz da parmaklayarak göt deliğini alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, "Yapma, olmuyor işte!" diyordu.
Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekrar domaltarak, önce amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık olmuştu yine. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç denemeden sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, "Ihhh!" diye bir ses gelmişti. Ama dinler miyim hiç, bir daha yüklenmemle birlikte kalanını da kökledim. Yengem, "Uffff! Yanıyor! Çıkart! Öldüm!" dedikçe, ben, "Geçer şimdi aşkım!" diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Biliyordum, acı çekiyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat bırakacaktım yengemi, ama bir türlü gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti.
Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne. Yengem de artık sadece uzun uzun ıhılıyordu. Bir müddet sonra geleceğimi hissedince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, bilse başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da anladı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, çünkü kadınlığını sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu.
Gitme vaktim geldiğinde, yengem, "Cenabet gitme, duş al öyle çık!" dedi. "Tamam!" dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta zor duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.
Zilli yengem benim, hastayım senin o iri götüne :)
[Ahmet]
145 notes · View notes
Text
Karımla Yapamadığım Grupseks! (Güney 31 Y., Kastamonu)
Selam seks hikayesi sevenler, ben Güney. 31 yaşındayım. Seks'e hep çok düşkün olmuşumdur. En büyük hayalim ise grupsex yapmaktı, özellikle de karımla, yani karımı başka bir erkekle birlikte sikmekti. Karımla bu konuda çok konuşmamıza ve fantazi yapmamıza rağmen, karım reelde buna yanaşmadı.
Sosyal medyada farklı isimde bir hesap açıp, internette insanlarla sohbet etmeye başladım. Benim gibi, karısı grup istemeyen bir sürü erkek olduğunu gördüm. Genelde tek seferlik sohbetler oldu, ama birisiyle uzun zaman sohbetimiz devam etti. Adı Burak idi. İstanbul'dan. Önce evli olduğunu söylemişti. Zamanla sohbetimiz ilerleyince, karısından boşandığını, ama benim yaşadığım şehir olan Kastamonu'da evli bir kadınla ilişkisinin olduğunu, onunla evli bir çiftle grupsex yapmak istediğini söyledi. Karımın bu sohbetlere katılmadığını bildiği için, sadece fantazi ve resim paylaşımlı sohbetler ettik. Birkaç ay sonra, Burak, Kastamonu'daki sevgilisi (Yasemin) ile görüştüğünü, ben istersem 3'lü grup yapabileceğimizi söyledi.
Ben Yasemin'i hiç görmemiştim. Sadece Burağın anlattıklarından, kadının çok isterik ve azgın olduğunu biliyordum. Yasemin, her türlü fantaziye açık, kocasıyla sex konusunda sıkıntısı olan, 27 yaşında, türbanlı bir bayanmış. Küçük memeli ve küçük götlü, 1.68 boyunda, 50 kiloda, kumral bir kadınmış. Burak, Yasemin'le sosyal medyadan tanıştıklarını, yaklaşık iki yıldır görüştüklerini, bir kez Burağın ortağıyla Yasemin'e 3'lü yaptıklarını söylemişti. Hiç görmemiş olmama rağmen, Burağın anlattıkları Yasemin'i çok istememe sebep olmuştu. Yasemin'in sert sikilmekten hoşlandığını, sexte herşeye açık olduğunu, götten sikilmeyi ve oral sex yapmayı çok sevdiğini öğrenmiştim. Bunu okuyan her erkek, böyle bir orospuyu ben gibi arzulamıştır eminim.
Burak'la, karımın şehir dışındaki annesinde olduğu bir Pazar gününe anlaştık. Burak Kastamonu'ya geldi, buluştuk. Yasemin'i de anlaştığımız yerden arabaya alıp, evime geçtik. Yasemin türbanlı, zayıf ve hoş bir bayandı. Evde birkaç dakika havadan sudan sohbet ettik. Sonra ben odadan çıkınca Yasemin peşimden geldi ve koridorda dudaklarıma yapıştı. Bana tecavüz edercesine öpüyordu. Ben de karşılık verdim ve hemen bir elimi götüne, bir elimi memelerine attım. Elbiselerinin üstünden sertçe okşayarak öpüşüyorduk. O da boş durmuyor, pantolonumun üstünden yarağımı okşuyordu. Benim heyecanım tarif edilemezdi. Hem daha 10 dakika önce tanıştığım evli bir bayanla sevişiyordum, hem de ilk kez grup yapacaktım.
Koridorda Yasemin'le ayakta birbirimizi soyarken Burak yanımıza geldi. O da arkadan Yasemin'in kalçalarını okşamaya başladı. Sonra da Yasemin benle sevişirken Yasemin'i soymaya başladı. Yasemin pantolonumu indirip yarağımı ağzına aldı. Hiç yarak görmemiş gibi sakso çekiyordu, bu kadar isterik ve azgın bir kadını ilk kez görüyordum. Burak onu soyunca, Burak'la öpüşmeye başladı ve bana arkasını döndü. Ben de hemen küçük götünü avuçladım ve alttan amına yarağımı bir iki sürttükten sonra amına girdim. Amı oldukça sulanmıştı ve kolayca aldı yarağımı. Yasemin bir taraftan da Burağın pantolonunu indirip ona sakso çekmeye başladı. O sırada biz Burak'la göz göze geldik. Aramızda mükemmel bir orospu vardı ve ikimiz de uçmuştuk. Sexte bu kadar rahat, azgın ve hiçbir şeye hayır demeyen, tabusuz, sınırsız bir kadın var deseler inanmazdım.
Koridorda ayakta domalan Yasemin Burağın sikini yalarken bir süre amından siktim. Burak daha önce Yasemin'in götten sikilmeyi çok sevdiğini ve girerken rahat olmamı, canı yansa da devam etmemi söylemişti. İlk boşalmam bu heyecanlı ortamdan dolayı kısa sürecekti. Götünde boşalmak istiyordum. Amından çıkarıp göt deliğine yerleştirdim yarağımı ve yavaş yavaş yüklendim. Yasemin acıyla, "Ahhh! Offff!" diye inliyordu, ama hiç dur falan demedi. Ben de yüklenmeye devam ettim ve yarağımı götüne tamamen soktum. O yine Burak'la öpüşüyor ve arada da eğilip Burağın yarağını yalıyordu. Birkaç dakika götünden büyük bir zevkle siktim ve götüne boşaldım. Sonra Burak'la yer değiştirdik, Yasemin benimle öpüşürken Burak arkadan amını sikti ve boşaldı. Ayakta yorulduğumuz için sevişmeyi orda kestik. Ama gün uzundu, birer duş alıp, giyinmeden havlularla kahvaltı yapıp, biraz sohbet ederek dinlendik.
Sonra salona geçip koltukta yine öpüşmeye başladık. Yasemin iki erkeğin arasında çok rahat çok istekli idi. Böyle isterik bir kadın olamazdı. 10 kişi sikse zevkten kudurur ama itiraz etmezdi. Bu sefer koltukta Yasemin yarağımı yalarken, Burak götünü sikmeye başladı. Götündeki yarağın zevkiyle kuduran Yasemin, gözüme bakarak, beni ağzıyla uçuruyordu. Bu pozisyon karımla en çok yaşamak istediğim pozisyondu. Ben karımın ağzına verirken, bir başka erkeğin de karımı sikmesiydi. Bunu karımla yapamamıştım, ama Yasemin'le harika bir grup yapıyorduk.
Sonra Yasemin, ben yatarken yarağımı amına alarak üstüne oturdu, Burak ta sırtını öperek götüne girmeye başladı. Tost yapmıştık Yasemin'i. Orospu o kadar zevk alıyordu ki, inlemelerini ve bağırmalarını komşular duymasın diye dudaklarını öpmeyi bırakamıyordum. Memeleri de ufak olmasına rağmen uçları fındık gibi ve sertti. Memelerini avuçluyor ve uçlarını parmaklarımın arasında sıkarak canını yakıyordum. Bu onu daha da kudurtuyordu. Biraz sonra Burak Yasemin'in götüne boşaldı. Ben de amından sikmeye devam ederken, Yasemin gözüme bakarak sanki delirmiş gibi sarsılarak ve inleyerek orgazm oldu.
O ince çıtı pıtı kadının böyle değişebilemesi beni çok şaşırttı. Orgazm olurken resmen gözleri kaymış, kendini kaybetmişti. Ben de birkaç dakika sonra amına patladım. Korunduğunu bildiğim için amına büyük bir zevkle boşaldım. Burak yol yorgunu olduğu için dinlendi. Biz Yasemin'le banyoya gittik. Onu kendi ellerimle her yerini okşayarak yıkadım. Dudaklarını da kemiriyodum resmen, tabii kaltak ta benimkini. Önümde çöktürüp suyun altında verdim ağzına. Beni yalayarak boşaltacaktı. Tam boşalırken ağzından çıkarıp, ilk kez bir kadının suratına 31 çekerek boşaldım. Üçüncü kez boşalmama rağmen bayağı bir sperm fışkırmış, yüzüne gözüne saçlarına dağılmıştı. Yasemin'in çok zevk aldığı belliydi.
Dinlenirken sohbet ettik gün boyu. Kocasının seks yapmayı sevmediğini, hiç sikmese aklına gelmediğini anlattı. Ama o çok azgındı. Zaten kocası yeterince sikse bile, ben onun tek erkekle doyabilceğini düşünmüyordum.
Sabah 8:00'de buluşmuştuk ve Yasemin eve akşam 17:00'de dönmek zorundaydı. O saate kadar evde çıplak dolaştık. Mutfakta, banyoda, salonda... dinlendikçe oynaştık, seviştik ve sikiştik. Burak'la beraber tost yapmadık bir daha, ama üçümüz beraber girdiğimiz duşta da tek tek sikiştik. Hayatımda hiç bu kadar azgın olduğumu hatırlamıyorum. Yasemin'in her deliğini defalarca siktim, 6 defa boşaldım. Onlar gittiğinde de yorgun ve mutlu bir şekilde, yaşadığım rüya gibi günü düşünerek ve bir gün karımı da Tost yapabilmeyi hayalleyerek uyudum :)
[Güney]
180 notes · View notes