Tumgik
#monokl yayınları
pdfekitaparsivi · 6 years
Photo
Tumblr media
Mark Z. Danielewski – Yapraklar Evi
0 notes
sizekitap · 4 years
Text
Hırsıza Her Gün Bayram
Hırsıza Her Gün Bayram Teju Cole MonoKL Yayınları
Hırsıza Her Gün Bayram komik hüzünlü ve iğneleyici dönemeçler oluşturarak Nijerya daki manzarayı çiziyor. Yazar ülkesine duyduğu bağlılık sayesinde, ama kalbinin derinliklerinde kendi kendine inancını yitirmiş bir sevgiyle, Nijerya da kol gezen öfkeyi ki öfke orada ku-rulmuş olan ve çoğunlukla acınacak haldeki vaziyete verilen en sıradan tepkidir adeta sustu-ruyor ve görmezden geliyor….TejuCole kendi jenerasyonunun en yetenekli yazarlarından biri-si. Salman Rushdie “Hırsıza Her Gün Bayram bir romancık, bir seyahatname ve hırsızlık yöntemlerinin uzun bir listesi. Nijerya’nın sosyal normlarının tetkiki, bir yabancının ağıtı, bir fotoğraf albümü. Cole’un böyle bir şeyi başarması bile tek başına övgüye değer. Bu kitabın bir ilk kitap olması ise yalnızca olağanüstü.” The A.V. Club “[Teju] Cole, Baudelaire’in izinden giderek yürüyüşçü kent gezginleri geleneğini sürdürüyor. AlfredKazin, Joseph Mitchell, J. M. Coetzee ve sıklıkla karşılaştırıldığı W. G. Sebald gibi Cole da edebiyata zamanın ruhuna uygun kendi has üslubunu katmakta.” The Boston Globe “Canlı, etkileyici… Cole parçalı bir anlatı, bir tefrika dizisi kuruyor ve yankılanmaya bırakı-yor.” The New York Times BookReview “[Hırsıza Her Gün Bayram]’ın basılması sayesinde [TejuCole]’un hayata, sevgiye, sanata dair araya sıkıştırdığı incelikli gözlemler, kitabı bitirdiğinizde kendinizi daha zengin ve kendi ger-çekliğinizle daha uyumlu hissetmenizi sağlıyor.” DinawMengestu, TheAtlantic “Cole’u okumak, bir kelime ustasının diliyle kendini kaybetmek demek. Hırsıza Her Gün Bayram’da, PEN/Hemingway ödüllü yazar bu büyük yeteneğini bir göçmen karakterine, New York City’de yaşayan, kısa bir ziyaret için Lagos’a dönmüş olan Nijeryalı genç bir tıp öğren-cisine hayat vermek için kullanıyor. Şehirde dolaşırken başına gelenler, onu anavatanı Nijerya ve bir yabancı olarak kendisi hakkında düşüncelere itiyor. Bu eser ilk olarak ‘de, Cole’un Open City romanının yayımlanmasından dört yıl önce Nijerya’da basılmıştı, ancak şu ana kadar ona ABD’de erişmemek mümkün olmamıştı. Nijeryalı olmayan okurlar da Cole’un ilk romanıyla tanışacağı için hayli memnunuz.” TheRoot “Bir TejuCole romanı, çok az çağdaş yazarın sunabileceği bir okuma deneyimidir.” Flavorwire “Doğrudan ve yenileyici. Afrika’yı romantikleştirmeye çalışanlara inen açık ve sert bir yum-ruk.” TheTelegraph UK “Hırsıza Her Gün Bayram bir daha eve dönemeyeceğiniz gerçeğinin capcanlı ve kesintili bir şekilde anımsatılması demek. Fakat bu, deneyemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Doğduğu Nijerya’ya dönüşü, Cole’un çekici anlatıcısını hem sevimli bir yakınlık, hem de korkutucu bir yabancılık hissi veren bir yerde kaos, çelişki ve hısımlık fırtınasına daldırıyor. Sonuç mu: hem kendine bağlayan hem de rahatsız eden incelikli bir öykü.” BillyCollins “Zengin hayal gücü ve keskin bir düz yazı… Afrika’nın yakın geçmişteki en iyi kurgusal tas-virlerinden biri.” The New Yorker “Hırsıza Her Gün Bayram, Nijerya’nın ilham gücünden doğan kutsal bir kitap.”VanityFair “Mükemmel bir örgü… Nijerya’nın geleceğine dair iyimserlik, Hırsıza Her Gün Bay-ram sayesinde yeniden ve yeniden beliriyor.” TheHuffington Post Hırsıza Her Gün Bayram müthiş bir karışım. Hayalperest, orijinal, deneysel ve duyarlı. Bu kitap anlatının yönü has bir tarz ve incelikle nasıl yeniden örülür onu gösteriyor. Chris Abani “W. G. Sebald, J. M. Coetzee ve V. S. Naipaul gibi romanın nasıl olması gerektiğiyle oyna-mayı seven yazarlardan esinlenen Cole, muğlaklıktan hoşlanıyor… Kitaplarının pek açıkgöz avarelerinde AlfredKazin ve Joseph Mitchell’in, New York City’deki en gözlemci iki gezginin üslubu kendini hissettiriyor.” New York Observer “İçinde her şey var, büyüleyici… anlatıcıya eşlik ediyor olmak ise başlı başına bir zevk.” Minneapolis Star Tribune
Kitabın Adı:Hırsıza Her Gün Bayram Kitabın Yazarı: Teju Cole Yayınevi: MonoKL Yayınları Kodu: 9786055159504 Sayfa Sayısı: Basım Tarihi:
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
0
devamı burada => https://sizekitap.com/kitaplar/edebiyat/hirsiza-her-gun-bayram/
0 notes
erkankarakiraz · 5 years
Video
İnanç Avadit, "Canavarın Kalbi", Monokl Yayınları, 1. Basım: İstanbul, Ekim 2019, 70 sayfa, şiir. ▪ ...'ın Kalbi Yaşayan yerlerim acıyor Kimsenin Kemeraltı'na gitmediği bir saatte Hayalî bir arkadaştan öte Yani kendim. Anlıyor musun? Anlamak için değil Bakıp çıkmak belki biraz görünmek belki temaşanın ayyuka çıktığı bir zamanda Anlatmanın kendisiyle ilgili olmadığı bir Biraz endorfin serotonin ve dopamin Motivasyonun çok önemli olduğu ve biraz şivenin Irkçı şakaların Bir türlü anlatılamayanın ve istenmediği de tam bunun Yani anlıyor musun İmkânsız bir çağdan ki ben de biliyorum da mı yaşıyorum (sayfa 39) ▪ @inancavadit #inancavadit #monokl ▪ https://www.instagram.com/p/B5V4W24jznesk7CLdZmCQn3NfFTLv4k5DPbsjs0/?igshid=15ltpykyj31ye
0 notes
birparagraf · 11 years
Text
Direnişi Düşünmek - 2013 Taksim Gezi Olayları
Türkiye’yi sarsan 15 gün! Gezi Direnişi ilerleyen yıllarda böyle anılacak! Futbol maçlarında tribünlere kulağınızı verdiğinizde dipten gelen dalgayı hissedersiniz! Bu da sarsıntının etkisini göstermek için kafi olacaktır. Hakkında milyonlarca tweet atılan, yüzlerce sayfa yazılan, daha hadiseler sıcakken bile kitapları yayımlanan Gezi Direnişi için, gelecek zaman kim bilir nelere gebe. Çok şey söylenecek üstüne ve şimdiden söylenmeye başlandı bile. Ama tuhaf bir çelişkiyi de içinde barındırıyor bu durum. Demek istediğim, yayımlanan kitapların sayısı onu aşalı çok oldu, ama bunların büyük kısmı ‘ağaç katli’nden öteye geçebilmiş değil. Şıpınişi bir araya getirilmiş kitaplar, çözünürlüğü kötü ve kimin çektiği belirtilmemiş (nedense anonimleşmiş) fotoğraflar, twitterdan alınmış cümleler, çizimler vesaireden oluşuyor. Haliyle Gezi Direnişi’ne dair hiçbir şey söylemedikleri gibi, ‘ruha’ aykırı bir şekilde hareket ediyorlar! Neyse ki, arada insanı umutlandıran, en önemlisi zihin açan yayınlar da var. Bunların başında MonoKL 0 sayısı geliyor. Volkan Çelebi ve Ahmet Soysal, daha direniş sırasında ‘Uluslararası İmza Kampanyası’ başlatmış ve polis şiddetine karşı bir çağrıda bulunmuştu. Dünyaca ünlü filozoflar buna imzayla destek olmuş ve görüşlerini de bildirmişlerdi... Bu kolektif yayında tekrar bir araya gelerek Gezi Direnişi’nin düşünsel, sosyolojik arkaplanını sorguluyorlar. Geçmiş örneklerle ve Türkiye’deki dinamiklerle birlikte direnişi, gençleri, destan yazan kahraman polisin temsil ettiklerini, iktidarı ve konuyla ilgili her şeli masaya yatırıyorlar. Alain Badiou, “yaşasın gelecek politikanın dünyadaki yeni yurdunun yaradılışı!” diyerek selam verirken, Zizek, yüzeyin altındaki derin huzursuzluğun ne olduğunu irdeliyor ve küresel bir protestonun habercisi olabilme ihtimalini düşünmek gerektiğini sorguluyor. Sadece onlar mı? Volkan Çelebi, Ahmet Soysal, Işık Ergüden, Jean-Luc Nancy, Bernard Stiegler, Gökbörü Sarp Tanyıldız, Gökhan Kodalak, Jacob Rogozinski gibi akademisyen ve felsefeciler de birbirinden önemli yazı ve tespitleriyle meselenin sadece ‘ağaç’tan ibaret olmadığını ispatlıyorlar!
[Direnişi Düşünmek - 2013 Taksim Gezi Olayları / Kolektif / MonoKL Yayınları / Felsefe / Siyaset]
11 notes · View notes
pdfekitaparsivi · 7 years
Photo
Tumblr media
Knut Hamsun – Gizemler
0 notes
pdfekitaparsivi · 7 years
Photo
Tumblr media
Slavoj Zizek – Bedensiz Organlar
0 notes
birparagraf · 11 years
Text
Benim Öğrettiklerim
Şüphesiz konuştuğu seminer/konferanslarda, bunların kitap haline gelmesinden sonra da kolay kolay anlaşılmayan isimlerden birisidir Jacques Lacan. Dolambaçlı söz oyunları, anlaşılması ve yorumlanması okuru zorlayıcı göndermeler ve eğretilemeler Lacan’ın metinlerine biraz dikkatli yaklaşmamıza sebep olur. Çünkü kendisinin de ifade ettiği gibi, konuşmuştur daha çok! İşin içine jestler, mimikler gibi teatral vurgular da girmiştir yani. ‘Benim Öğrettiklerim’ kitabı da bu özellikleri başından sonuna barındırıyor yine. Öğretim’imin Yeri Kökeni ve Ereği-Sonu / Öğretim’im, Doğası ve Erekleri / Öyleyse Lacan’ı Duymuş Olacaksınız başlıklı üç bölümden oluşuyor kitap. Lacan’ın tamamen doğaçlamaya dayalı konferans metinleri. Kendi yapısalcı psikanaliz yaklaşımı içinde, ‘bilinçdışı’nı, ‘dil’i, ‘cinsellik’ ile birlikte ele aldığı diğer kavramları ve elbette Freud’u ‘kendi meşrebince’ anlatıyor Lacan. Kendi meşrebince dememizin sebebi ortada. Lacan’a alışkınsanız sorun yok. Lâkin ilk tecrübeniz olacaksa, bombardımana hazır olun. Yer yer alaycı, kavgacı, bırakın Freud ve diğer psikalanistleri, kendisini hattâ dinleyicilerini bile hızardan geçirmekten çekinmeyen bir üslup içinde Lacan’ın doktrinine giriş yapacaksınız. “Bize ağır gelir, almayalım” diyenlere belirtelim, sırf üslubu için bile okunmalı.
[Benim Öğrettiklerim / Jacques Lacan / Çev.: Murat Erşen / Monokl Yayınları / Psikanaliz]
8 notes · View notes
birparagraf · 12 years
Text
Platon Günlükleri
38. yüzyıl Londra’sını hayal etmeye çalışın. Zaman kavramının artık hiçbir önem taşımadığı, deyim yerindeyse, insanın zaman mefhumunu ortadan kaldırdığı bir çağ bu. Bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz bir atmosferden ziyade, antik çağı andıran ve zamandan bağımsız şehir insanlarının olduğu bir dünya. Tarihsel çağların Orfeus Çağı, Havariler Çağı, Köstebek Çağı, Nüktebüyü Çağı olarak adlandırıldığı bu dünyanın filozofunun da Platon olduğunu söylersek, ortalık iyice şenlenecektir. Peter Ackroyd’un eğlenceli felsefe romanı ‘Platon Günlükleri’ böyle bir dünyada geçiyor. Platon’un öğretisindeki temel unsurları, biraz daha ironik bir dille, ele alan Ackroyd hem büyük fulozofun öğretisinin bir pratiğini yapıyor, hem de mizah dozu oldukça yüksek bir romana imza atıyor. Ackroyd’un “diyaloglar” şeklinde kurguladığı romanda Platon, yine meşhur kavramları üzerine kafa açıyor. Platonun meşhur mağara metaforunu Ackroyd, “Köstebek Çağı” vesilesiyle 20. yüzyıl insanına atfederek, 38. asrın Platon’una kendi felsefesini yeniden açıklatıyor. En sonunda Sokrates gibi “gençlere kötü örnek olmak”tan suçlu bulununca, hocası gibi dillere destan bir savunma yapıyor! Alfred Hitchcock, Freud, Poe gibi isimlerin de arz-ı endam ettiği romanda Platon’un Sokrates’i anımsatan ‘ruh’la olan diyalogları sayesinde eğlence ve felsefe had safhada.
[Platon Günlükleri / Peter Ackroyd / Çev.: Bilgesu Şişman / Monokl Yayınları / Roman]
9 notes · View notes
birparagraf · 12 years
Text
Tavşan Deliğinde Fiesta
Başka kitaplardan söz ederken kurmadan edemediğim bir cümledir: çocukları asla küçümsemeyin. Kimsenin aklına gelmeyecek kadar zalim olabilirler ve hiçbir yetişkinin baş edemeyeceği derinlikte bir hayal gücüne sahiptirler. “Dehşetengiz” bir durumdur bu. Kullandıkları kelimeler ve kurdukları cümleler bize basit gelse de “pirüpak” bir ifade gücüne sahiptirler. Zaman zaman bizleri “patetik” bir duruma sokmalarının sebebi de bu olsa gerek. Tıpkı Tochtli ve onun anlattıkları gibi. Meksika’nın en büyük uyuşturucu baronunun oğlu olan Tochtli’nin ağzından babasının yeraltı imparatorluğu hakkında her şeyi okuyoruz. Hükümetle olan bağlantılarını, çevirdikleri pis işleri ve kurdukları korku imparatorluğunu... Ama öyle mafya filmlerindeki gibi korkutucu cümlelerle değil, aksine son derece sevimli ifadelerle anlatıyor tüm bunları Tochtli. Örneğin; “ceset yapmanın bir sürü yolu var, ama en yaygın olanı kurşun deliği açmak. Kurşun deliği kanın dışarı çıkması için insanlarda açtığınız oyuktur,” gibi son derece basit bir şekilde anlatıyor her şeyi. Hayatında toru topu 15 kişiyi tanıyan ve çevresindeki insanlara göre dehşetengiz, patetik, pirüpak gibi kelimeleri kullandığı için “ileri zekâlı” Tochtli’yi ve anlattıklarını çok seveceksiniz. Tavşan Deliğinde Fiesta oldukça lezzetli, sıradışı ve kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken bir ilk roman. Çağdaş Meksika edebiyatının yıldızı parlak isimlerindenVillalobos'un romanını ihmal etmeyin...
[Tavşan Deliğinde Fiesta / Juan Pablo Villalobos / Çev.: Çiğdem Öztürk / Monokl Yayınları / Roman]
15 notes · View notes