Tumgik
#paraşüt kitap
gunseli · 25 days
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
I like loosely sketching small moments from the book, mostly without an eraser, during the first reading. It helps me get into the universe of the characters. These are from the first draft, before I started working on the illustrations for Zeynep Alpaslan’s new book, 'Albatros - Büyümek Denen O Tuhaf Şey'. The book will be out soon and it’s so exciting to count the days until the hard copy arrives. 
19 notes · View notes
rebmeetpes · 1 year
Text
"But, he can't be a man 'cause he doesn't smoke
The same cigarettes as me"
Yine belki de üzerine düşünülmemiş, dinlemekten azıcık bile keyif almadığım bir şarkı ve yine ufaktan felsefi anlam sezdiğim için saatlerdir dinleyen ben.
Rolling Stones'i arkadaşım bana yazılı bi'tişörtünü hediye ettiği için dinlemeye başlamıştım. Aslında müzik grubu isimleri yazılı kıyafetler hiç benlik değildir. Nostaljik bir hava verseler de neden adını üstüme kazımak isteyeyim? Çaresizce diğer insanlarla bir ortak yönünü bulmak ve gözlerine sokmak isteyen kişiler için ideal tabii... Şükürler olsun, sevdiğim grupların adlarını kumaş parçası yerine aklımda tutabiliyorum.
Bu kadar yorum yaptığıma bakma. Sadece birilerini aşağılamaya ihtiyaç duyduğum bir andayım. Giyim tarzlarına göre insanları eleştiremeyecek kadar zevksiz giyinen biriyim aslında.
Her neyse. Bol olduğu ve rahat hissettirdiği için hediye tişörtü çok kez giydim, muhtemelen benim gibi işi olmadığı için kendi kendine insanlar hakkında saçma sapan yorumlar yapan birinin kurbanıyımdır. Eh, arkamdan kötü konuşulmasını umursuyor olsam da söylediğim gibi şu an kurban değilim. Tersine dünyadaki her şeyi hor görecek potansiyele sahibim. Beni durduracak bir şey yok.
O bir adam değil. O benim gibi sigara içmiyor. Bu nasıl bir yalınlık, nasıl da realist ve kolay bir şekilde insani sorunlara parmak basıyor! Hayır, hayır, hayır... Ben lanet time dergisi değilim. Okuması en kolay, amaçsız kitapların kapağına "Bu kitap hayatınızı değiştirecek!" gibi yorumlarım yazılmayacak.
Bakış açıları çok... Tatlı. Birinin adamlığını sigara içmek üzerinden yargılayarak ne kadar saçmaladığımızı göstermelerinden dolayı. Gerçek adam gibi adamların böyle konuları umursayacaklarını sanmam. Ama ben ne bilirim ki. Diğer erkekler gibi gelişmemiş maymun taklidi yapmayan erkekleri kafeslere tıktığımızda söz veriyorum bu şarkı hakkında kötü bir şey söylemeyeceğim.
Erkekler... Tamamen mantıksız, çocuk muamelesi gösterilmesi gereken salaklar. Aralarındaki bazı iyi olanları da içine katıyorum çünkü genelleme yapmayı çok severim. Sen, bunu okuyan kişi. Eğer erkeksen bir canavarsın ve bunu sorun ediyorsan en yakın çöp kutusuna şikayet dilekçeni atabilirsin.
Onlardan nefret etmek beni toksik yapıyor anladığım kadarıyla? En azından Instagram reelslerindeki stres topu olarak kullanılan yorumlarda buna benzer bir şeyler okumuştum. Hayatımda toksik olarak anılacağım için hiç bu kadar mutlu olmamıştım öyleyse.
Son saatlerimi "Rick ve Morty" izleyerek geçirdim. Bu yüzden kurduğum cümlelerin mantık çerçevesine oturması bile bir başarı bence. Her yerde bu dizinin baskısının yapıldığı kıyafetler görüyordum. Dün dedim ki "Pekala. Şu popüler kültür kölesi şeyinden ben de olmak istiyorum." İlk olarak Rick ve morty'den başlamak biraz ironikti çünkü tanrı aşkına MÜKEMMELDİ. İnsanların paraşüt pantolonları moda haline getirmelerinden daha iyisinin olamayacağını düşünüyordum ama bu dizi yemin ederim ki bir devrim.
Cinsel şakaları seviyorum. Komik olmak için üstüne düşünmen gereken sınırlı konulardan biri. Her dakika başı aşırı komik bir şaka yapıyorlar ve birkaç haftadır dikkat bozukluğu yaşayan ben bile rahatça odaklanıyorum.
Biliyor musun, yarın şehirler hakkında konuşmam gereken bi'sunumum var ama ben 5. sezonu izlemeye gidiyorum. İyi geceler.
0 notes
keremtosun · 6 years
Photo
Tumblr media
Bir ekonomistin çok sevdiğim bir sözü. Her zaman kullanabilmek ümidiyle.... #beyin #gelişim #paraşüt #Uçak #kitap #sosyal #aktivite #icraat #hareket #ekonomi (Istanbul Province) https://www.instagram.com/p/BsnAAnxhW5s/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=54o1pm8k9kc6
0 notes
serrose · 5 years
Photo
Tumblr media
“Başkaları seni bu kadar kolayca kızdırabiliyorsa, kendini daha zor kızdırılabilir hale getirmelisin. 「Dünyada kontrol edebileceğin tek bir şey var: Kendin! Yalnızca kendini ve başkalarına nasıl yanıt verebileceğini kontrol edebilirsin」 bugün yanıma aldığım kitaptan payıma bu satırlar düştü. Hiç unutmamak dileğiyle! Kitap: Ev Yapımı Bir Paraşüt #berrakyurdakul #evyapımıbirparaşüt #okuyanus #instajapan #inthepark #happy (Aichi Prefecture) https://www.instagram.com/p/Bx4hpW4Hc6e/?igshid=xzno0dd4aupf
1 note · View note
azicikyasliyimama · 6 years
Photo
Tumblr media
“Kızıl Azize: Bir Ütopyanın Peşinde” (Grafik Roman) / desen yayınları
Senaryo Mary Talbot, desenler Bryan Talbot
Okurunu Paris Komünü’ne, Komün’ün yenilgisine, Yeni Kaledonya’ya ve 1905 Rus Devrimi’ne götüren kitap yaşadığımız çağın ümitsizliği ve karamsarlığı yaymayı kendine bir görev edinen kültür sanat işlerine “bir dakika, müsaadenizle” diyor ve hatırlatıyor: “Şimdi mükemmel bir dünya inşa edebiliriz.”
Kitap ; Paris Komünü kahramanlarından Louise Michel’in hayatını, mücadelesini, Komün’ü, Komün’ün yenilgisini, komündarların sürgününü, Yeni Kaledonya’daki yaşamını, buradaki mücadeleyi, Paris’e dönüşü ve ölümünü anlatırken tarihte bir yolculuk yaparak , “uçan makine”nin peşine düşen başka bir kahramanın, Reichelt’in trajik ölümüyle sonuçlanıyor. 
Ev yapımı paraşüt giysisi ile 4 Şubat 1912 günü Eyfel Kulesi’nden atlayan Reichelt yere çakılıyor. İlgilisi için bu trajik atlayışın bir video görüntüsü var. Reichelt paraşüt giysisi ile Eyfel Kulesi’nde birkaç dakika düşünüyor, kendini hazır hissettiğinde atlıyor. Sonuç tahmin ettiği gibi olmasa da Reichelt’in yanılgısı tarihe geçiyor ve sonraki çabalar için bir ders oluyor. 
Yazarın neden Reichelt’in bu atlayışını konu edindiği ortada Paris Komün’ü yenilgisinden, Yeni Kalendonya yerlilerinin mücadelesine oradan da beklenen 1905 Rus Devrimi’ne, kitapta yer almasa da biz söyleyelim, 1917 Bolşevik Devrimi’ne, İspanya İç Savaşı’na… Hiç şüphe yok ki Talbot’lar bir yere işaret ediyor; yenilgilerin kıymetine…
İlk baskısı İngiltere’de 2016 yılında yapılan bu eser tesadüf ki Türkçe’de, Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’a ve onun politikalarına karşı sokağa çıkan “sarı yelek”lilerin Paris eylemlerinin başladığı Kasım ayına denk geldi.
 “Kızıl Azize” okuyucusuna umudu tam da burada veriyor, hareketin renkleri, imgeleri değişse de eşit bir dünya için mücadele devam ediyor. Eşit bir dünyaya giden yol biraz da Reichelt’in hayallerinden yani ütopyalardan geçiyor.
Benim adıma bugünün ütopyası sınıfların ve sınırların olmadığı, cinsiyet hapishanesinin yıkıldığı, tüm türlerin ve doğanın sömürüsünden uzak bir hayali kurmayı gerektiriyor. Üstelik bu hayalin tarihte ilk kez bu kadar imkânlı olduğunu, paraşütün bu defa mutlaka açılacağını bilerek…
kaynak
3 notes · View notes
fezaneverd · 7 years
Text
hangi mevsim ellerinde ki'
göğsüme düşürdüğüm ve kimseye söyleyemediğim ağır sözler için paraşüt yapmam gerek judia. ve senin söylemediğin o güzel kelimeler için de hava balonları. böylece onların göğsümün içine düşüp sol tarafımı parçalayışını engelleyebilirim. sanırım judia benim en sevdiğim cümleler senin asla kurmayacakların. ayrıca judia gök kubbeye kolayca ulaşabilmek için yeşil merdivenler de yapmalıyım. bu sayede hayalinle birlikte gözlerimde ki bulutlarda değil, gök kubbenin adımıza ayrılmış kısmında yaşayabiliriz. karnımız acıktığında bir parça aydan ve susadığımızda da bir demet yağmurdan. ama sanırım sen bunu sevmezdin judia. soğuk olur gecesi baharın bile. içim kış; ayın parçaları midemde. göğüs kafesimde ışıksız yıldızlardan kolyeler. sanırım, sen bu yüzden sevmiyorsun beni. sanırım, ben bu yüzden seviyorum seni. seni sadece bir kuytuda bir kuyuda yahut evimin benden nefret eden kısmında sevmiyorum seni. seni gidemediğim yerlerin bile yollarına adını kazıyacak kadar ve oldukça aklım başındayken seviyorum. belki de çoğu insan gibi mutlu anılarımdan bahsetmem gerekirdi ataerkil şiirlerimde. lâkin ben hiç yorulmadan saçlarından, parmak uçlarından, gözlerinden, hatta kirpiklerinden bahsettim. âh o kurşunun incelik şeklini sahiplenen güzel kirpiklerinden. ben kendi kendime yeni bir kutsal kitap yazmış gibiyim. ve avuç içlerin; en kutsal tanrım sevgilim. belki de çoğu insan gibi göklerde gizlenen o muhteşem tanrıya tapmam gerekirdi. lâkin ben hüzünlü gözlerimi gök yüzüne doğru her dikişimde yüreğinin silüetini gördüm. sen bilmesen de gök yüzümsün benim. sen bilmesen de gök yüzlümsün benim. ben senin gök yüzün olamadım ama seni her görüşümde kuşlar uçtu yüreğimde. ve kıyametler koptu ve katliamlar. korktum, yandım hatta hatta kırıldım ama sakınmadım bahar saçlarına bakmaktan. belki de çoğu insan gibi kurşunlamam gerekirdi beynimi yahut penceresiz bir apartmanın dokuzuncu katından aşağıya atmalıydım kendimi. daha kolay ve acısız olurdu. lâkin ben ölümlerini gözlerimi âh bu çirkin gözlerimi göğe dikerek gerçekleştirdim. nasıl bu kadar çok öldüm biliyor musun sevgilim? ellerimi tutuşunu her hatırlayışımda yeniden dirildim. âh bu körpe ellerimi!
7 notes · View notes
melkeontheroad · 4 years
Video
youtube
Kitap Tavsiyeleri│Ev Yapımı Bir Paraşüt - Berrak Yurdakul Youtube kanalıma "kitap tavsiyeleri" bölümü de eklemeye karar verdim. Bu bölümde, çok etkilendiğim, bana ilham olan ve hayata farklı açılardan bakmamı sağlayan kitapları sizinle de paylaşacağım. İlk tavsiyem de Berrak Yurdakul'un Ev Yapımı Bir Paraşüt kitabı. "Mutluluğu ayağına getirmek isteyenleri" videoya beklerim. <3 
1 note · View note
olumsuzsozler · 8 years
Photo
Tumblr media
ANLAR  (Arjantin-1985) Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,   İkincisinde, daha çok hata yapardım.   Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.   Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,   Çok az şeyi   Ciddiyetle yapardım.   Temizlik sorun bile olmazdı asla.   Daha çok riske girerdim.   Seyahat ederdim daha fazla.   Daha çok güneş doğuşu izler,   Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.   Görmediğim bir çok yere giderdim.   Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.   Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.   Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.   Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.   Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.   Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.   Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,   Gitmeyen insanlardandım ben.   Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.   Eğer yeniden başlayabilseydim,   İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.   Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.   Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,   Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.   Ama işte 85'indeyim ve biliyorum…   ÖLÜYORUM…    
Jorge Luis Borges
╚►Sözler Gif Linki:
Tumblr media
Jorge Luis Borges Sözleri:   (1899-1986) Kimse yok senin yanında. Jorge Luis Borges   Bana, kendim olmak yetiyor. Jorge Luis Borges En büyük intikam kayıtsızlıktır.  Jorge Luis Borges Hayatın kendisi özlü bir sözdür.  Jorge Luis Borges Yankıyım, unutuşum, hiçliğim ben.  Jorge Luis Borges Konuşmak, bir şey söylemek değildir.  Jorge Luis Borges Ben de zaten bir düşüm, gelip geçici... Jorge Luis Borges   Dünün insanı, bugünün insanı değildir.  Jorge Luis Borges Yapayalnız bir güneşin de anısıyım ben. Jorge Luis Borges   Nesneler, insanlardan daha çok yaşarlar. Jorge Luis Borges Uyumak, dünyadan çekip almaktır kendini. Jorge Luis Borges Bir şeyi görebilmek için onu anlamak gerekir. Jorge Luis Borges Üstümüzde bir yerde büyümekte gaddar tarih. Jorge Luis Borges Cennet bana hep bir kütüphane gibi gelmiştir.  Jorge Luis Borges Önemli olan okumak değil, yeniden okumaktır.  Jorge Luis Borges Yaşam öylesine zavallı ki ölümsüz olmaya değmez. Jorge Luis Borges İnsan, ölülerle konuşurken, ölü olduğunu unutuyor.  Jorge Luis Borges Ve zaman büküyor ikimizi de, Biz farkında olmadan... Jorge Luis Borges Devlet nesnel, her türlü kişisellikten uzak bir kavram. Jorge Luis Borges Gerçekler hayal değildir, ama hayaller gerçek olabilir. Jorge Luis Borges   Kör ve yalnız bir adam yazmaktan başka ne yapabilir ki?  Jorge Luis Borges Hayatının sahibi olan insan, ölümüne de sahip çıkmalıdır. Jorge Luis Borges   Doğaüstü olan bir şey iki kez yinelenirse korkunçluğunu yitirir. Jorge Luis Borges Aşık olmak, hata yapabilen bir tanrı'sı olan bir din yaratmaktır.  Jorge Luis Borges Zamana direnebilenler yalnızca zaman içinde yer almayanlardır. Jorge Luis Borges Bir din için ölmek, onun için yaşamaktan kesinlikle daha kolaydır. Jorge Luis Borges Yeryüzündeki bütün aynaları gördüm; hiçbiri, beni yansıtmıyordu. Jorge Luis Borges Önemli değil mutluluğum ya da mutsuzluğum benim. Ben ozanım... Jorge Luis Borges Ne arar insan tavanarasında dağınıklığı artırıcak bir şeyden başka?  Jorge Luis Borges Cennetin bir çeşit kütüphane olacağını her zaman hayal etmişimdir.  Jorge Luis Borges   Sessiz sözcükler söyleyerek dua eden biri değil de, düşünen biri gibi. Jorge Luis Borges Evrensel tarih belki de birkaç metaforun değişik vurgularının tarihidir. Jorge Luis Borges Ne zaman aynadaki yüze baksam, bilmiyorum hangi yüz bana bakıyor. Jorge Luis Borges   En parlak başarılar sözcüklerle perçinlenmezse ışıltılarını kaybederler.  Jorge Luis Borges Tek bir insanın yaptığı, sanki bütün insanlar tarafından yapılmış gibidir. Jorge Luis Borges Bazıları, yazdıklarıyla övünebilir, bense okuduklarımla gurur duyuyorum. Jorge Luis Borges   Okumak, yazmaktan öte bir iştir; daha uysal, daha uygar, daha entelektüeldir... Jorge Luis Borges   Son yaklaştıkça, anımsanan birtakım imgeler kalmaz artık yalnızca sözcükler kalır.   Jorge Luis Borges Eğer evrenin gerçek bir görüntüsüne sahip olabilseydik, belki de onu anlayabilirdik.  Jorge Luis Borges Bazı gerçeklikler zihne o denli yakın ve açıktırlar ki onları görmek için bakmak yeterlidir.  Jorge Luis Borges İnsan belleğinin ulaşamadığı Düşler ülkesine. Aklımın almayacağı parçalar kaldı bende...  Jorge Luis Borges Kendi ölümümü düşünüyorum, kusursuz ölümümü, gömülecek kül kasesi ve gözyaşı olmayan.  Jorge Luis Borges Diktatörlük rejimleri, baskı, biat ve gaddarlık doğurur. Ama en kötüsü, aptallığı yaygınlaştırmasıdır. Jorge Luis Borges Cennet ve cehennem bana oldukça aşırı geliyor. İnsanların yaptıkları bu kadarını hak ediyor olamaz. Jorge Luis Borges Yalnızlık bana acı vermiyor: insanın kendisini ve kendi davranışlarını hoşgörmesi zaten yeterince zor. Jorge Luis Borges Ölümsüzlük anlamsızdır; insan dışında bütün yaratıklar ölümsüzdürler, çünkü ölümden habersizdirler. Jorge Luis Borges   Belki çağdaşlarımız -her zaman- bize fazlasıyla benzerler, yenilik arayacaksak eskilerde daha kolay buluruz. Jorge Luis Borges Tanıdığım bir kitabı tekrar okumanın bana, yeni bir kitap okumaktan daha fazlasını kazandırdığına inanıyorum. Jorge Luis Borges Edebiyat iletişimdir. İletişim ise hakkaniyeti gerektirir. Edebiyat, en nihayetinde kavuşulan çocukluğun ta kendisidir?  Jorge Luis Borges Ne kadar uzun ve karmaşık olursa olsun, her hayat esasen tek bir andan ibarettir – kişinin kim olduğunu öğrendiği an.  Jorge Luis Borges Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer, oturup saymazdım eski yanlışlarımı. Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi. Jorge Luis Borges Edebiyat karşınıza ilginizi çekebilecek ya da bugün ilgi duymasanız da yarın okuyabileceğiniz başka bir yazar çıkaracak kadar zengindir.  Jorge Luis Borges Eğer uzay sonsuzsa biz de uzayın herhangi bir noktasındayız demektir. Eğer zaman sonsuzsa biz de zamanın herhangi bir noktasındayız. Jorge Luis Borges Okur önemli çünkü kitap açılıp okunana kadar ölüdür. Ben kitapları yazıyorum fakat eğer anlaşılmazsa o kitap ölü olmaya devam edecektir. Jorge Luis Borges Zaten önemli olan okumak değil, yeniden okumaktır. Şimdi batmış olan basımevleri insanoğluna en büyük kötülüğü yaptı, ve gereksiz metinleri başdöndürücü bir hızla çoğalttı. Jorge Luis Borges ANLAR (Arjantin-1985) Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,   İkincisinde, daha çok hata yapardım.   Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.   Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,   Çok az şeyi   Ciddiyetle yapardım.   Temizlik sorun bile olmazdı asla.   Daha çok riske girerdim.   Seyahat ederdim daha fazla.   Daha çok güneş doğuşu izler,   Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.   Görmediğim bir çok yere giderdim.   Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.   Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.   Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.   Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.   Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.   Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.   Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,   Gitmeyen insanlardandım ben.   Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.   Eğer yeniden başlayabilseydim,   İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.   Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.   Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,   Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.   Ama işte 85'indeyim ve biliyorum…   ÖLÜYORUM…      Jorge Luis Borges
youtube
.............................................. ╚►Facebook: https://www.facebook.com/Pusulasoz ╚►Tumblr: http://pusulasozler.tumblr.com/ ╚►Twitter: https://twitter.com/pusula1sozler ╚►Twitter: https://twitter.com/SozlerOlumsuz ╚►Pinterest: https://tr.pinterest.com/szler/ ╚►Site arşiv: https://pusulasozler.tr.gg/ ╚► https://www.youtube.com/channel/UCAX5hFduX25sE6MAETi9raw ╚►Sözler Gif: https://i.hizliresim.com/qdkQOD.gif ..............................................
2 notes · View notes
ameliefontainenews · 6 years
Photo
Tumblr media
Les Contes de la terre Mère en turc, aux éditions Paraşüt Kitap!
0 notes
Text
İlklerin Kitabı (Cep Boy)
İlklerin Kitabı (Cep Boy) A’DAN Z’YE KADAR HER ŞEYİN ÇIKIŞ NOKTASINI KEŞFEDİN Giydiğimiz giysilerin, yediğimiz gıdaların, tanıdığımız insanların, konuştuğumuz dillerin ve kullandığımız her şeyin ilginç çıkış noktalarını keşfedin. Bu kitap tarih boyunca olan her şeyin ilk kez nasıl ve ne zaman meydana geldiğinin izini sürüyor. İlk elektromanyetik telgraftan Mors alfabesinin keşfine, denizin altına ilk telgraf kablosu döşenmesinden ilk gökdelenin yapılmasına kadar tarih içinde önemli pek çok olgunun çıkış noktaları anlatılıyor. En basit icattan (kurşunkalem) en ölümcül olanına (atom bombası) kadar pek çok şeyin ilk kez olarak hangi koşularda yapıldığını bu kitap aracılığıyla öğreneceksiniz. Eğer gizli kalmış sırları açığa vuran kitaplarla ilgileniyorsanız, bu tam size göre bir kitap! İlk e-mail, ilk gazete, ilk televizyon, ilk radyo, ilk borsa, ilk banka, ilk çek, ilk gözlük, konuşulan ilk dil, ilk yemek pişirme, ilk uçak, ilk asansör, İlk tank, ilk atom bombası, ilk futbol maçı, ilk seks-pornografi, ilk viagra ve aklınıza gelebilecek her şeyin ilk çıkış noktası bu kitapta….. Acaba ilk bilgisayar ne zaman kullanıldı? İlk cep telefonu kim tarafından ve hangi marka adı altında kullanılmıştır? İlk alfabe ne zaman ve nerede kullanılmıştır? İlk gökdelen ne zaman yapılmıştır? Ya da Amerika’yı aslında ilk kim keşfetti? İlk paraşüt kim tarafından keşfedilmiştir? İlk güneş sistemi rasathanesini bir taş devri adamının inşa ettiğini biliyor musunuz? En eski olimpiyat şampiyonu kimdi? Radyoyu icat eden kişinin Marconi olmadığını söylersek, şaşırır mısınız? İlk fotoğraf makinesi ne zaman kullanılmıştır? İlk ölüm cezası ne zaman ve nerede uygulanmıştır?
İlklerin Kitabı (Cep Boy)
0 notes
sizekitap · 7 years
Text
Tom McCarthy Seti - 2 Kitap
Tom McCarthy Seti – 2 Kitap
Saten Ada
İngiliz edebiyatının bugünkü doruklarından.
Saten Ada gece kulüpleri, petrol sızıntıları, paraşüt kazaları, kanser, protesto gösterileri gibi ilgisiz görünse de tarihi saran şeffaf bir ağla birbirine bağlanan, çok sayıda verinin yüküyle ağırlaşmış dünyanın âdeta on dört bölümlük bir dökümü.
S. ile Torino Havalimanı’nda tanışacaksınız. Torino Kefeni’nden yola çıkıp dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan, birbirinden bağımsız görünen olaylara tanıklık edecek, bunları “şimdi”de değerlendirip Büyük Rapor’da toplamaya çalışan bir antropoloğun gözünden göreceksiniz.
Türkçede C ve Kalan romanlarıyla, Tenten ve Edebiyatın Gizemi adlı inceleme kitabıyla tanınan Tom McCarthy’nin Perec, Calvino ve Joyce’un meşalesini devraldığı düşünülüyor. Son romanı Saten Ada aynı zamanda bir inceleme, makale, rapor, bir manifesto ve itiraf.
C
Tom McCarthy’nin C ile Perec, Calvino ve Joyce’un meşalesini devraldığı düşünülüyor.
Serge Carrefax hem gürültünün hem sessizliğin sarmaladığı bir dünyaya açıyor gözlerini. Babası kablosuz iletişim üstüne deneyler yapıyor. Sağır olan annesi aile işi olan ipek üretimini sürdürüyor. Serge ve ablası Sophie de telgraf cihazları ve böcekler arasında büyüyor.
Serge’le birlikte biz de Versoie’deki huzurlu yaşamından gözlemci pilot olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı’na, savaş sonrası Londrası’ndan sahte mezar odalarıyla dolu Mısır’a uzanan bir serüvenin içinde buluyoruz kendimizi.
McCarthy’nin tanımlamasıyla Serge: “Ulysses’teki Bloom gibi, dünyayı sünger gibi emip süzüyor: adeta bir prizma. Gravity’s Rainbow’daki Slothrop gibi. Tristram Shandy gibi. Candide gibi. Etraflarında ne varsa yankılayan seslendirme kutuları onlar.”
2010 Man Booker Ödülü’ne aday gösterilen C İngiliz yazar Tom McCarthy’nin üçüncü romanı. McCarthy (1969) Londra’da yaşıyor. Remainder, Men in Space ve Satin Island romanlarının yanında Tintin and the Secret of Literature adlı bir inceleme kitabı bulunuyor.
devamı burada => https://goo.gl/2NN82D
0 notes
sabahcikahvesifb · 7 years
Video
Muhtesem. #yaz #доброеутро #aşk #sevgi #sevmek #mutluluk #dugun #wedding #kitap #antalya #kahve #edebiyat #şiirsokakta #coffee #book #love #kiss #istanbul #ankara #izmir #Стамбул #sıcak #deniz #pazar #tbt #tatil #اسطنبول #likya #fethiye #jollytur (Fethiye Ölüdeniz Yamaç Paraşüt)
0 notes
okuryazartv · 7 years
Photo
Tumblr media
Geçmiş zamanı dillendirirken günümüze kaşık çalmaktan geri durmayan Salâh Birsel’in us tasına bu kez hafiyeler düşüyor.Külliyatının en havai eserlerinden Hafiyeler Önde Gider’de Birsel, II. Abdülhamit döneminin gedikli hafiyelerine ve jurnalcilerine bir selam çakarak, dünya yazın tarihine damga vurmuş yazarların metinlerinin peşinde hafiyelik yapıyor. Aklının çengeline takılan kavramları boylu boyunca tezgâha yatırıyor; Batı’yla Doğu’yu ayıran keskin çizgileri bulanıklaştırıyor; tarihsel anekdotlarda tüy misali salınırken, kıvrak üslubuyla dünyayı hallaç pamuğu gibi atıyor. “Şimdi de gelsin mi Salâh Birsel’in paraşüt oturtması: Hafiyeler önde gider. Hafiye olmayan hiç kimseyi de önde yürütmezler.” #okuryazartv #okumaparçası #kitaptanbirbölüm #okuryazarinsan #okuryazar #kitap #kitapkurdu #kitapaşkı #kitapönerileri #kitaplar #kitaplariyikivar #kitapkokusu #kitapsever #kitapsevgisi #kitapokuyorum #kitapyorumu #okur #okuryorum #okuma #okumak #okumavakti #okumakeyfi #edebiyat #edebiyatkulübü #kitapilesohbet #salahbirsel
0 notes
serrose · 5 years
Photo
Tumblr media
Zihnin istek ve beğenilerine aykırı olan en küçük şey keyfinizin kaçmasına, huzursuz ve mutsuz olmanıza yol açar. Mutlu olabilmek için zihninizin beğenilerinin dışına çıkabilmeniz gerekiyor. Sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler konusunda esnek olabilmeniz gerekiyor. /// ne kadar basit görünse de uygulaması zor gibi. Hele benim gibi negatife hemen çekilen biriyseniz... bu burada dursun! Ben dönüp dönüp bakayım. Kitap adı: ev yapımı bir paraşüt #evyapımıbirparaşüt #berrakyurdakul #okuyanus #japonya #inthepark (Nagoya Castle) https://www.instagram.com/p/B572sioHNpL/?igshid=1mwq2nk1225ua
0 notes
kitapindiroku · 7 years
Text
Fayrap Edebiyat Dergisi Haziran 2016 Sayı:85 Kitabı pdf indir pdf indir
Fayrap Edebiyat Dergisi Haziran 2016 Sayı:85 İçindekiler: İslamcılık, modernlik, şiir (başyazı) | Hakan Arslanbenzer Fiziki şartlar (şiir) | Elyesa Koytak 97 kışı (şiir) | Hakan Kalkan Mümtehine (şiir) | Murat Güzel Barda (şiir) | Cevdet Karal Hüsnü komser ölürken (hikaye) | Yavuz Ahmet Paraşüt (hikaye) | Hamza Bilgü İkbal’in şiiri: Tasavvuftan süzülen İttihad-ı İslam | Murat Küçükçifci Arif Sağlam: “İnsanlık bir yolda olma hali, varış değil” | Söyleşen: Ömer Yalçınova Anlatıldıkça uslanan yara: Fatma Akdağ’ın hikayeleri | Ömer Yalçınova Berhava Öykü’nün güz ve kış sayıları | Hamza Bilgü Entelektüel hurafeler: Hilmi Yavuz örneği | Selman Seyyar Mustafa Nezihi Pesen: “Halvet der encümen olmak lazım” | Söyleşen: Merve Bayram Şeriatsız bir bâtınilik bizi nereye götürür? | Mustafa Nezihi Pesen Susuz Yaz: Sen toprağın kanısın | Ceylan Öztürk Osmanlı ve çağdaşı İslam ülkelerinde kitap atölyeleri | İkbal Zeynep Dursunoğlu Efkarlanan biz Türkler (şiir) | Ahmet Sefa Dinleyici Güzel bir soru (şiir) | Muhammed Emin Metin Öf bile deme (şiir) | Ceyhun Öz Harpı kaçırma vakti (şiir) | Erdem Başhan Yağmura doğru bir çocuk (şiir) | Fatma Nur Ölke Zamanda zamanla (şiir) | Ebubekir Çağlar
Fayrap Edebiyat Dergisi Haziran 2016 Sayı:85 Kitabı pdf indir pdf indir oku
0 notes
webciyiznet-blog · 8 years
Photo
Tumblr media
Just Cause 3 İnceleme
2009 yılında Eidos’u bünyesine katmış olan Tokyo merkezli Square Enix denildiğinde artık aklımıza Tomb Raider, Hitman, Deus Ex, Thief ve elbette Just Cause gibi efsaneleşmiş oyun serileri geliyor. Bu sene içinde Life is Strange, Final Fantasy XIV ve Rise of the Tomb Raider başta olmak üzere çeşitli oyunları sunan firma, merakla beklenen bombalardan biri olan Just Cause 3’i sene sonuna yetiştirdi. Hatırlanacağı üzere Just Cause serisi bundan yaklaşık 10 sene önce 2006 yılındaki ilk oyunla başladı. O dönemde Avalanche Studios tarafından geliştirilen oyunu Eidos Interactive dağıtıma sunmuştu. Serinin ilk oyununda geniş bir açık dünyada gerçekleşen aksiyon ve macera odaklı görevleri tamamlamamız gerekiyordu. Araç sürme ve adam öldürme odaklı görevler epey ilgi gördü ve özellikle de havada/karada/suda gerçekleşen aksiyonlar sayesinde akıllara yer etti. İlk oyun bir milyondan fazla satınca Avalanche Studios bir kez daha kolları sıvadı ve 2008’de sunulması planlansa da iki sene gecikmeyle 2010’da Just Cause 2 geldi. Avalanche Engine 2.0 oyun motoruna geçişle yeni oyunda grafik kalitesi epey arttı. İkinci bölüm daha da başarılı olup 6 milyondan fazla satınca üçüncü bölüm için onay geldi.
  Just Cause serisi dışında Renegade Ops ve The Hunter oyunlarını da geliştiren İsveç merkezli Avalanche Studios bu sene içinde asıl bombayı son derece başarılı olan Mad Max (2015) filmini oyuna uyarlayarak patlattı. Firmanın JC serisi dışındaki ilk AAA oyunu olan Mad Max çok beğenilince JC3 ile ilgili beklentiler iyice arttı. Elbette Just Cause 3 ile serinin açık dünya ve aksiyon-macera odaklı görevler yapısı devam ediyor. Oyuna yönelik ilk duyuru geçen sene sonunda gelmişti. 2012’den beri Avalanche Studios’un 75 kişilik New York ekibi tarafından geliştirilen son bölüm elbette PC dışında PS4 ve Xbox One konsolları için de hazırlandı. Bu bölümde araç kontrollerinin daha iyi bir seviyeye taşınabilmesi adına Burnout ve NFC oyunlarından bazılarına imza atmış olan Criterion Games ekibinden destek alındı. Oyun çıkmadan Mart ayında Collector’s Edition içeriğinin ne olması gerektiğine dair bir anket başlatıldı. Elde edilen sonuçlara bakılarak PDF kitap, poster, silahlı araç paketi ve kanca dahil edildi. Oyunun Xbox One sürümünü alanlara geriye dönük uyumlu JC2 Xbox 360 sürümünün hediye edileceği duyuruldu. 1 Aralık 2015 tarihinde satışa sunulan oyunun Steam fiyatı ülkemiz için 89 TL. 128 TL olan XL sürümü alırsanız Hava, Kara, Deniz eklentilerini içeren DLC hediye ediliyor. Arabirim, seslendirme ve hatta altyazı olarak Türkçe desteği yok. Xbox One sürümü 900p kalitesinde, PS4 sürümüyse 1080p kalitesinde oyun deneyimi vaat ediyor.
  Sistem gereksinimlerine baktığımızda 64-bit işletim sistemi, Core i5 2500 işlemci, 6 GB RAM, 2 GB bellekli Radeon HD 7870 ya da GeForce GTC 670 ekran kartı ve 54 GB boş sabit disk alanı gibi yüksek talepler görüyoruz. Önerilen donanımlarsa daha yüksek ve Core i7 3770 işlemci, 8 GB RAM, GeForce GTX 780 ya da Radeon R9 290 gibi epey iddialı bileşenler. Aksine oyuncuların büyük kısmı AMD ekran kartlarıyla ilgili sorunlardan şikayetçi. En çokda aniden düşen FPS değerinden şikayet ediliyor. Oyunculardan gelen yorumlar eşliğinde oyunun güncellemeden geçeceğine ve rastlanan sorunların aşılacağına eminiz. Ancak yine de uzun süre bu oyun için beklemiş olanlar açısından istenmeyen bir durum denebilir. Burada dikkat çeken bir durum, Square Enix’in oyundaki ilerleme durumunu kaydetmek üzere oyuncuların online kalmasını şart koşması. Yüksek ilgiden ötürü sunucular erişilmez olabiliyor ve bu durumda oyun kilitlenerek beklemeye geçiyor. Bu sorunla karşılaşanlar şimdilik Steam’i offline yapıp ya da güvenlik duvarı kuralı girip offline çalışmaya zorlayabilir. Zaten gerekli güncellemenin geleceğine dair resmi açıklama geldi. Şimdilik Mac ve Linux/SteamOS kullanıcılarına destek verilmiyor ve planlanmıyor. Online bağlantı liderler listesi için kullanılıyor yani oyunda çoklu oyuncu ya da co-op modları bulunmuyor. Önceki oyunlarda da çoklu oyuncu yoktu ama fanatikler tarafından JC2 Multiplayer modu hazırlanmış, ücretsiz olarak Steam ortamına eklenmişti.
  Bu bölümde oyun tasarımı için Monaco ve Güney Akdeniz bölgesi esas alınmış. Oyunda sunulan yaklaşık 1000 km2’lik alan JC2 ile benzerlik gösterse de yapılan açıklamaya göre içerik yoğunluğu daha yüksek. İkinci oyundaki olaylardan sonra Medici adlı hayali Akdeniz adasına geri dönen Rico Rodriguez adlı ana karakter bir kez daha bizlerle. Oyunun hikayesiyle ilgili bilgiler vererek heyecanın dozunu düşürmek gibi bir planımız yok ama en azından 15 saat eğlenceli vakit geçireceksiniz. Zengin bir dokuya sahip olan Medici adasında keşfedilecek çok sayıda nokta var. Örneğin köprüleri birden farklı yöntemle imha edebiliyorsunuz. JC2’nin unutulmaz özelliklerinden biri olan kanca ve paraşüt bu kez de bizlerle ve üstelik daha da iyileştirilmiş mekaniklerle. Kanatlar sunan giysi sürekli olarak kullanılabiliyor ve ulaşım kolaylaşıyor. Roketatar gibi ağır silahlar, savaş uçakları, tanklar, gemiler ve pahalı arabalar kullanılabiliyor. Araçları modifiye etmek, kanca atıp birbirine bağlamak ve saldırılarda silah olarak kullanmak mümkün. Yapay zeka artık daha zorlayıcı ve gerçekleştirdiğiniz saldırıda kullandığınız silah ve araca bağlı olarak daha adil bir cevap verebiliyor. Rebel Drop adlı yenilikle oyunu durdurup ekipman, silah ya da araç temin edilmesi istenebiliyor. Oyundaki ana görevlere ek olarak yan görevler söz konusu ve bunları gerçekleştirmezseniz yeni görevler aktifleşmiyor.
Just Cause 3, serinin önceki oyunları gibi eğlenceyi ve çılgın görevleri bizlere iletiyor. Bir kez daha kendinizi süper kahramanların yerine koyabilirsiniz. Egzotik ortamlarda gerçekleşen çoğu durumda yıkma odaklı görevlerde bolca görsel efekt karşımıza çıkıyor. Karakter ve nesne modellemeleri başarılı. Animasyonlar ve gösterilen videolar beğenimizi kazandı. Patlama efektlerinin en başarılı olduğu oyunlardan biri diyebiliriz. Karakter seslendirmeleri ve ses efektleri sorunsuz. Oyun müzikleriyse uyum sağlıyor. Aksiyona doymak istiyorsanız Just Cause 3 sizi bekliyor.
0 notes