Tumgik
#polisomnografi testi
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
Uyurken Beynimiz Sesleri Nasıl Algılıyor?
Uyurken Beynimiz Sesleri Nasıl Algılıyor?
Uyurken Beynimiz Sesleri Nasıl Algılıyor? Uyurken Bile Öğreniyoruz! Beyin, uyku sırasında bile çevresel uyaranlara seçici olarak yanıt vermeye devam eder. Bununla birlikte, bu tür tepkilerin işlevsel rolü ve bilgi işlemeyi mi yoksa daha çok duyusal engellemeyi mi yansıttıkları tam olarak bilinmemektedir. Uyurken Beynimiz Sesleri Nasıl Algılıyor? Avusturya’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dayemedikal · 3 years
Photo
Tumblr media
Uyku apnesi testi olan Polisomnografi, uyku sırasında beyin dalgaları, göz hareketleri, ağız ve burundan hava akımı, horlama, kalp hızı, bacak hareketleri ve oksijen seviyelerinin ölçümü esasına dayanır. Uyku apnesi testini yaptırabilmek için hastaların bir gece uyku odasında kalmaları gerekir. Test sırasında vücudun çeşitli noktalarına bağlanan kablolarla alınan sinyaller odanın dışındaki bilgisayara aktarılır. Sabaha kadar alınan bu kayıtların incelenmesiyle, uyku süresince solunumun kaç defa durduğu, ne kadar süre ile durduğu, durduğunda oksijen değerlerinin ve kalp hızının nasıl etkilendiği ve derin uykuya dalınıp dalınmadığı gibi birçok parametreye bakılabilir. #uykuapnesi #uykuapnesitedavisi #papcihazları #uykuapnesicihazı #solunum #sağlık #solunumcihazı #apnetesti #uykuapnesitesti #apnebelirtileri #polisomnografi #uykuçekimi https://www.instagram.com/p/CR9KhjYoSoI/?utm_medium=tumblr
0 notes
kocaalihaber · 5 years
Text
0 notes
dizi-ozeti · 5 years
Text
Yedikule gögüs hastaliklari hastanesi randevu Alma
Tumblr media
istanbul Zeytinburnu'nda Bulunan Yedikule Göğüs Hastalıkları Ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Randevu Alma Sistemini Sizlere Yayınlamış Olduğumuz Makalede Nasıl Gideceğinizi Ve Nasıl Randevu Alacağınızı Bildireceğiz
Tumblr media
Adresi: Kazlıçeşme Mh Belgrat Kapı yolu Cad, D:1, 34020 Zeytinburnu/ Avrupa Yakası, İstanbul Websitesi: yedikulegogus.saglik.gov.tr İrtibat Tel : (0212) 409 02 00 Şu anda açık:  24 saat açık Yukarıda Belirtmiş Olduğumuz Adresi Direk Hastanenin Yol Tarifidir Şimdiden Acil Şifalar Dileriz Neyi Nasıl Yaparım? HASTANEYE GELMEDEN ÖNCE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR *Randevu saatinden 30 dakika önce muayene olacağınız yerde olmanız yeterlidir. *Muayene için gerekli evraklarınızın(Nüfus Cüzdanı, Ehliyet, Pasaport vb.) tam olmasına özen gösteriniz. *Hamileyseniz veya bu konuda şüpheniz varsa işlemlere başlamadan önce mutlaka bildiriniz. *Kullanmakta olduğunuz ilaçlarınız varsa bildiriniz. *Daha önce yapılmış test ve tetkik sonuçlarınızı lütfen yanınıza getiriniz. Sizi muayene eden hekim tetkik isteminde bulunabileceğinden randevu gününde mümkünse aç geliniz. *Doktorunuzun önerilerine uyunuz ve sağlık ekibi ile işbirliği içinde olunuz. POLİKLİNİĞE MÜRACAAT Poliklinik Hizmetleri Hastanenin Ana Bina ve Ek Hizmet Binalarında 08:00-12:00 ve 13:00-16:30 saatleri arasında verilmektedir. EK HİZMET BİNASI POLİKLİNİKLERİ Dahiliye, Çocuk, Nöroloji, Psikiyatri, Psikolog, Genel Cerrahi, Göğüs Cerrahisi, Kardiyoloji, Göz, Anestezi, Nütrisyon, Ağrı (Algoloji), Kulak Burun Boğaz, Kalp Damar Cerrahisi, Üroloji, Enfeksiyon Hastalıkları Poliklinikleri, Göğüs Hastalıkları Poliklinikleri, Kemoterapi Polikliniği, Sigara Bırakma Polikliniği, Alerji Polikliniği, KOAH Polikliniği BAHÇE BİNALARINDA BULUNAN POLİKLİNİKLER Uyku Polikliniği, TBC Polikliniği, Pulmoner Rehabilitasyon Polikliniği A-) RANDEVU ALMAK *Hastanemiz polikliniklerine MHRS sistemi üzerinden www.mhrs.gow.tr. Veya alo 182 nolu telefon numarasından randevu alabilirsiniz. *Alerji polikliniğine hafta içi her gün saat 08.00-08:30 arası 0212 409 02 00 telefon numaralı hastanemiz telefonundan dahili 2373 numaradan arayarak randevu alabilirsiniz. *Uyku Polikliniğine randevu alabilmeniz için hastanemiz  Uzm. Dr. Cengiz ÖZDEMİR ‘e MHRS üzerinden Göğüs Polikliniğine randevu oluşturup muayene sonrasında doktor tarafından yönlendirme yapılmaktadır. *İnternet veya 182 üzerinden aldığınız randevu saatini, ilgili Polikliniğin Hasta Kayıt Görevlisine en az 30 dakika önce kimliğinizle gelerek onaylatmanız gerekmektedir. *Muayene olunacak Uzman Hekimin monitöründe adınız, soyadınız ve muayene saatiniz yazılı olacaktır. Sistem buna göre düzenlenmiş olup, verilen saatten önce muayene olabilmeniz mümkün değildir. *Bekleme süresinde, gerektiğinde Uzman Hekimden ziyade Hasta Kayıt ve yönlendirme Görevlisi ile iletişim sağlamanız gerekmektedir. B-) MUAYENE OLMAK *  Muayene olmak için MHRS’ den randevu almanız gerekmektedir. *  Sabah Muayeneleri 08:00, Öğleden sonra Muayeneleri 13:00’ da başlamaktadır. *  Hasta Kayıt Görevlisi 07.15’da muayene sırası için kayıt hizmeti vermeye başlamaktadır. * Hasta kayıt Görevlisine hasta kimliğiyle başvurulması zorunludur. Hasta kimliği olmadan işlem yapılamamaktadır. * Uzman Hekim, muayene sonrası gerekli tetkik ve tahliller için sizi yönlendirecektir. C-)TAHLİL VE TETKİK BİRİMLERİ *Kan Tahlili, İdrar Tahlili ve Solunum Fonksiyon Testi: Zemin Kat C Kapısı giriş koridorunda yapılmaktadır. *EKG, EKO: Zemin Kat B kapısı giriş koridorunda yapılmaktadır. *Röntgen, Tomografi, MR, Ultrason, TTİA: -1. Kat D Kapısı girişi koridorunda bulunmaktadır.  Hastanemizde yapılmayan tetkikler için (PET CT, DOPPLER, SİNTİGRAFİ, MAMOGRAFİ, GASTROSKOPİ, KOLONOSKOPİ ); müracaat edilen bölümdeki kayıt görevlisi sevk işlemleriniz için size yardımcı olacaktır. *Kan Merkezi, Biyokimya ve Mikrobiyoloji Laboratuvarları: -1 Kat D Kapısı girişi koridorunda bulunmaktadır. * Patoloji Laboratuarı: Hastane Ana Girişi devamında bahçedeki Lacivert Bina’da bulunmaktadır. *EEG, EMG ve Polisomnografi: Hastane Ana girişi devamında Uyku Laboratuvarında (Yeşil Bina) yapılmaktadır. *Bronkoskopi Ünitesi: -2.katta bulunmaktadır. Laboratuar sonuçları ve Görüntüleme Tetkikin görüntüsü, Otomasyon sistemi üzerinden muayene olduğunuz hekimin sisteminde görüntülenecektir.  Tetkik ve tahlillerinizin yazılı sonuçlarını hastanemiz web sitesi, ana sayfasında yer alan Laboratuvar Sonuçları kısmından, T.C Kimlik Numaranızı ve Barkod Numaranızı girerek öğrenebilirsiniz D-) İLAÇ RAPORU  Muayenenizi gerçekleştiren hekim tarafından ilaç raporunuz düzenlenecektir. E) KONTROL MUAYENESİ * Kontrol Muayenesi, Uzman Hekim tarafından istenen tetkik ve tahlillerin sonuçlarının yine kendisi tarafından değerlendirilerek ileri tedavinizin planlanması sürecidir. * Muayene olunan bölüme 10 gün içerisinde müracaat edilmesi halinde yeniden randevu almaya gerek yoktur. Hasta kayıt sekreterinden alacağınız kontrol barkodu ile kontrol muayeneniz sağlanacaktır. * Kontrol Muayenesi olunması için de yine muayene olunacak bölümdeki Hasta Kayıt Görevlisine müracaat ederek barkod (üzerinde muayene sıra numarası, muayene olunacak Uzman Hekim, muayene olacak hasta adı, soyadı ve hastanın Hastane İşletim Sistemi (HİS) numarası bulunan) çıkarılması gerekmektedir. * Bekleme süresinde gerektiğinde Uzman Hekimden ziyade ilgili bölümdeki Hasta Kayıt ve yönlendirme Görevlisi ile iletişim sağlamanız gerekmektedir. SAĞLIK VE ESENLİKLER DİLERİZ. Read the full article
0 notes
mehmetkali · 6 years
Text
UYKU UZMANI BİLİM İNSANLARI İSTANBUL’DA BULUŞUYOR https://ift.tt/2O2oauZ
UYKU, 26-30 EYLÜL TARİHLERİ ARASINDA TÜM YÖNLERİYLE MASAYA YATIRILACAK
TÜRK UYKU TIBBI DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. ÖZGEN: “NÜFUSUN YARISI BİR UYKU RAHATSIZLIĞINDAN MUSTARİP, TÜM HASTALIKLARDA UYKU BOZUKLUKLARI DİKKATE ALINMALI”
İnsan hayatının yaklaşık üçte biri uykuda geçiyor. Bu uykunun kalitesi yaşamın tümünü, fiziksel ve psikolojik sağlığı doğrudan etkiliyor. Yaklaşık 100 yıldır bilim insanları uykuyu bugünkü bilimsel anlamında ele alırken, uykuyla ilgili meraksa insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. Son yıllarda hızla değişen çalışma ve yaşam biçimleri, yeme içme alışkanlıkları, teknolojinin insan hayatındaki yeri ve öneminin artması, nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar konusundaki farkındalık, uykuyu her zamankinden daha dikkatle incelenmesi gereken bir olgu haline getiriyor.
Türk Uyku Tıbbı Derneği’nin her yıl düzenleyerek, uyku ve uyku bozuklukları konusunda alandaki yeni araştırmaları, tanı ve tedavi yöntemlerini masaya yatırdığı Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi’nin 19’uncusu, 26-30 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. 5 gün sürecek, Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katılacağı kongrede uyku, bilimsel veriler ve deneyimler ışığında tüm yönleriyle mercek altına alınacak.
Türk Uyku Tıbbı Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Özgen “Uyku bozuklukları gün içinde işlevsellikte bozulmaya, birçok fiziksel ve ruhsal hastalığın artışına veya tedavi süreçlerinin aksamasına yol açıyor. Nüfusumuzun yarısı bir uyku rahatsızlığından mustarip. Bu nedenle tıbbın her alanında uyku bozukluklarının da dikkate alınması ve değerlendirilmesi son derece önemli. Tüm ilgilileri, uyku konusundaki toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamasını umut ettiğimiz kongremize bekliyoruz” diye konuştu.
100’E YAKIN UYKU BOZUKLUĞU KONUŞULACAK
19’uncu Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi’nde 100’ye yakın uyku bozukluğunun güncel tanı kriterleri, klinik özellikleri ve tedavi yöntemlerinin ele alınacağını belirten Özgen şunları söyledi:
“Uyku, insanın, yoksunluğu karşısında en dayanaksız olduğu, kaçınılmaz ve önlenemez biçimde yerine konması gereken bir durum. Beynin istirahat ettiği basit bir süreç değil; aktif, kompleks ve dinamik bir süreç. Gerçek işlevi hala bilinmemesine rağmen, yemek ve içmek gibi yaşam için gerekli fizyolojik bir ihtiyaç olduğu tartışılmaz. Uykunun beynin birçok kısmı tarafından kontrol edilen çeşitli uykuya dalış, hafif, derin ve rüya uykusu evreleri gece boyunca tekrar eder ve her evrenin farklı fonksiyonları vardır. Sağlıklı bir uyku ancak tüm bu evrelerin yeterli sürelerde görülmesiyle sağlanabilir.”
UYKU HAKKINDA HER ŞEY
Uyku laboratuvarlarıyla ilgili son gelişmeler, tekniker ve teknisyenlerin mesleki sorunlarının tartışılacağı 6’ncı Türk Uyku Tıbbı Teknisyenliği Kongresi’yle eşzamanlı düzenlenecek Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi bu yıl da ajandasındaki konularla dikkat çekiyor. Şişli Radisson Blu Otel’de düzenlenecek 19’uncu Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi’nin temel konuları arasında uykunun işlevleri, uykuda solunum ve hareket bozuklukları, çok uyuma ve uykusuzluk, havacılık tıbbında, çocuklarda, duygu durumdeğişimlerinde uyku bozuklukları, tanı ve tedavi yöntemleri ve akılcı ilaç kullanımı yer alıyor. Kongrede bilimsel programın yanı sıra, Polisomnografi (Uyku Testi), Uyku Hastalıkları Tanı ve Tedavi Kursu düzenlenecek; Uyku Tıbbı Yeterlilik Sınavı yapılacak. Kongreye nöroloji, göğüs hastalıkları, psikiyatri ve kulak-burun-boğaz anabilim dallarının uzman hekimleri, tekniker ve teknisyenlerinden oluşan yaklaşık 200 sağlık çalışanı katılacak. Bilim insanları uyku konusundaki bilgi, deneyim, uygulama ve araştırmalarıyla kongreye katkı sunacak.
UYKUSUZLUK KADER DEĞİL
Türk Uyku Tıbbı Derneği uzmanlarına göre Türkiye’de halkın yaklaşık yüzde 50’si uykusuzluktan yakınıyor ve bir uyku rahatsızlığından şikayetçi. Ülke nüfusunun yüzde 10’u ise kronik diye bilinen uzun süreli yaşamını ileri derecede etkileyen uykusuzluk sorunu yaşıyor. Uykusuzluk vakalarında her geçen yıl artış gözleniyor. Ancak son 20 yılda uyku tıbbı teknolojisindeki gelişmeler kalitesiz ve az uykunun kader olmadığını gösteriyor. Davranışsal, tıbbi, medikal tanı ve tedavi yöntemleriyle uykusuzluk sorununa çözüm bulmak mümkün.
UYKUDA SOLUNUM VE HAREKET BOZUKLUKLARI
Uykuda solunum bozuklukları da çocuklardan yaşlılara kadar toplumun büyük kesiminin yaşam kalitesini ileri derecede olumsuz etkiliyor. Uyku apnesinin genel nüfusta görülme oranı yüzde 3 ile 4 iken çalışan nüfusta bu oran daha yüksek. Uyku apnesi hipertansiyon, kalp krizi ve felç gibi birçok hastalıkta artışa neden olabiliyor. Günümüzde kamu ve özel hastanelerde sayıları hızla artan uyku laboratuvarlarında gerçekleştirilen polisomnografi çalışmalarıyla her yıl çok sayıda uyku bozukluğu olan hastaya tanı konulup gerekli müdahaleyle sağlıklı uykuya kavuşmalarına yardımcı olunuyor. Genel nüfusun yüzde 3’ünü ileri derecede olumsuz etkileyen huzursuz bacaklar sendromu, ritmik hareket bozuklukları, bacak krampları ve periyodik bacak hareketleri gibi uykuyla ilişkili kinetik bozukluklar da Türk Uyku Tıbbı Derneği’nin geleneksel kongresinde değerlendirilecek.
JET LAG, SHIFT LAG, VERTİGO…
Kongrenin önemli konu başlıklarından biri de Havacılık Tıbbında Uyku Bozuklukları olacak. Uçuş güvenliğini ve havacılık personelini ilgilendiren tıbbi konular düzenlenecek oturumda, ‘Havacılık Tıbbında Uyku Apnesi Sendromu’, ‘Havacılık Tıbbında Sirkadyen Ritm Bozuklukları’, ‘Havacılık Tıbbında İnsomni’ ve ‘Havacılık Tıbbında Gündüz Aşırı Uykululuk, Yorgunluk ve Sonuçları’ başlıklı bildirilerle tartışılacak.
ABD’DE UYKUSUZLUĞUN MALİYETİ MİLYONLARCA DOLAR
İnsomnianın yol açtığı veya artışına neden olduğu belirtiler arasında yaygın kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, gündüz uyku hali, hafıza sorunları, iş performansında düşüş, gerginlik, tepkisellik, dikkat eksikliği, sakarlık, konuşmada dil sürçmesi, baş ağrısı, gözlerde kızarıklık, ellerde titreme, şeker hastalığı riskinde artış, kan basıncında yükselme gibi sağlık sorunları yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl uykusuzluğa bağlı iş gücü kayıpları, kazalar ve tedavi amacıyla kullanılan ilaçların yıllık maliyeti milyar dolarlarla ifade ediliyor.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Q15jO9 via IFTTT
0 notes
ol0jhy-blog · 10 years
Text
Uyku apnesi hastalığa davetiye çıkarıyor
Canlıların vazgeçilmez ihtiyacı olan uyku, beyin hücrelerinin vücut sisteminin düzenli çalışmasını sağlayabilmesi için gerekli olan yaşamsal bir fazdır. İyi bir uykunun başlıca ölçüsü kişinin sabah dinç uyanması ve kendisini gün içinde zinde hissetmesidir.  Uyku bozukluklarının toplumda çok fazla görüldüğünü belirten Liv HOSPITAL Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Ferah Ece uyku bozukluklarının solunum düzensizliklerine yol açtığını, bu düzensizliklerin de kişinin gece boyunca bazen kısmi bazen de tamamen uyanmasına sebep olduğunu söylüyor. Ece, “Bu yarı ya da tam uyanıklık durumları hastanın derin ve kesintisiz uyku uyumasını engeller ve uykunun kalitesini bozar. Uyku apnesi sendromunda ise uyku sırasında solunum belli süre durur. Tedavi edilmezse yüksek tansiyon, kalp krizi, inme, depresyona neden olur” diyor. Uyku-apne sendromu nedir? Horlamanın solunum durmaları ile birlikte olduğu klinik tabloya obstrüktif uyku-apne sendromu denir. Uyku sırasında üst solunum yolunu açık tutan ve kapatan kaslarda gevşeme olur. Bu gevşeme hava yollarında uyku sırasında hafif bir daralmaya sebep olur ve hafif bir horlama meydana gelir ki genellikle bunun bir önemi yoktur. Uyku apne sendromlu hastalarda uykuya bağlı bu kas gevşemesi çok fazla olur ve nefes almak güçleşir. Beyin nefes almaktaki bu güçlüğü fark eder ve solunum çabasını artırır. Artan solunum çabası beyni hafifçe uyandırır ve hava yolu açılır. Uyandıktan sonra hava yolu tamamen açılır. Solunum çabası normale döner ve yeniden uykuya dalınır, havayolu yine daralır, solunum çabası yeniden artar, yeniden uykudan uyanma olur ve bu olaylar gece boyunca tekrarlar. Buna genellikle kan oksijen düzeyindeki düşmeler eşlik eder. Hava yolu çeşitli seviyelerde tıkanır. Tıkayan faktörler üst solunum yolunu çevreleyen dokulardaki şişkinlikler, büyük bademcikler, büyük dil ve uykuda gevşeyen üst solunum yolu kaslarıdır. Diğer bir tıkanma noktası burun olabilir. Çenenin küçük olması ve üst solunum yolunun yapısı da tıkanma yapabilir. Ayrıca bazı hastalarda tıkanma olmaksızın solunum tembelliğine bağlı santral apne de görülür. Obstruktif Uyku Apne Sendromu’nda uyku sırasında solunum belli süre durur. Obstruktif Uyku Apne Sendromu tedavi edilmezse yüksek tansiyon, kalp krizi, inme, depresyona neden olur. Uyku apne sendromunun belirtileri *Çok gürültülü horlama *Uykudan boğulma hissi ile uyanma *Yorgunluk *Uygunsuz yerlerde uykuya dalma (İşte, sinema-tiyatroda ya da araba kullanırken) *Konsantrasyonda güçlük *Unutkanlık *Sabah görülen baş ağrısı ve bulantı *Sinirlilik *Depresyon *Cinsel istekte azalma *Erkeklerde impotans (iktidarsızlık), kadınlarda adet düzensizlikleri *Gece boyunca sık idrara çıkma ya da yatağı ıslatma gibi şikayetler ile kendini belli edebilir. Siz uyurken tanı konuluyor Polisomnografi denen tüm gece boyunca devam eden uyku testi ile tanı konur. Bu test süresince hasta evinde uyuduğu gibi tüm gece uyku laboratuvarında uyur. İnceleme sabah sonlandırılır ve hasta evine ya da işine gidebilir. Beynimizin farklı bölümleri uykuyu kontrol eder ve uykuya dalış, yüzeysel uyku, derin uyku ve rüya uykusu (REM uykusu) gibi değişik uyku evrelerinin oluşmasını sağlar. Beyin ve vücudun değişik aktivitelerini ölçerek kişilerin hangi uyku evresinde uyumakta olduğunu saptamak mümkündür. Uyku testi süresince vücutta uykuda devam eden aktiviteler (beyin dalgaları, kas hareketleri, göz hareketleri, ağız ve burundan solunum, horlama, kalp hızı ve bacak hareketleri) elektrot denilen, cilde yapıştırılan küçük metal diskler ile kaydedilir. Göğüs duvarına ve karnın etrafına takılan kemerler solunum çabası hakkında bilgi verir. Kandaki oksijen düzeyi parmağa takılan bir alıcı ile sürekli ölçülür, bir video kamera aracılığı ile de uyku süresince görüntü kaydedilir. Uyku testinden sonra göğüs hastalıkları doktoru kayıtları inceleyerek ve yorumlayarak herhangi bir hastalığın var olup olmadığını raporlar. Önerilere uyun, rahat uyuyun Kilo verin: Kilo verince uyku sırasındaki solunum düzelecek ve uyku daha dinlendirici olacak, gündüz uykululuk hali azalacaktır. • Alkol ve uyku ilaçlarından kaçının: Yatmadan en az dört saat önce alkol alımı kesilmelidir. Alkol solunumu baskılar ve uykuda solunum durmalarının sıklığını ve ağırlığını artırır. Alkol ve uyku ilaçları, kas gevşetici, anksiyete önleyici, ağrı kesici gibi ilaçlar, üst solunum yolu kaslarında gevşemeye yol açıp hava yolu tıkanmasına neden olabilirler. • Sigarayı bırakın: Sigaranın neden olduğu tahrişin, horlama ve apne ağırlığını arttırdığı düşünülür. Sigaranın bırakılması uykuda solunumun düzelmesinde çok yardımcıdır. • Sırt üstü yatmayın: Sırt üstü yatma boyun ve boğazdaki yumuşak dokuların arkaya doğru kaymasına ve bunun sonucu olarak hava yolunun daralmasına ya da tam tıkanmasına yol açar. Hastanın sırtına yerleştirilecek yastıkçıklar ya da pijamasının arkasına dikilecek bir cebe yerleştirilen tenis topu hastanın sırt üstü yatmasını engelleyebilir. Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Tedavisi Devamlı Pozitif Hava Yolu Basıncı (CPAP) : Ağız ve burun etrafına silikondan yapılmış bir maske yerleştiriliyor. CPAP cihazından çıkan basınçlı hava, uyku sırasında burundan boğaza doğru iletiliyor. Böylece üst solunum yolu uyku boyunca açık kalıyor. Cerrahi Müdahale: Uvulopalatofaringoplasti (UPPP) olarak bilinen cerrahi teknikle, boğaz arkasındaki hava yolunu tıkayan fazla yapılar blok halinde çıkarılıyor. Radyofrekans: Bu yolla yapılan operasyonlar, yeni bir teknik kullanılarak boğaz ve dil kökü yumuşak dokularına alterne elektrik uygulanarak gerçekleştiriliyor. Ağız İçi Cihazlar: Dili ya da alt çeneyi öne çeken cihazlarla uyku apne sendromlu hastalarda hava yolunun açık tutulması sağlanıyor. Kadınlarda menopozdan sonra horlama görülebilir Horlama, uykuda başlıca nefes alımı sırasında yumuşak damak ve dil kökü kaynaklı titreşimler sonucunda oluşan sestir. Her 100 kişiden 42’si horlar. Yaş ilerledikçe horlamanın görülme sıklığı da artar. Ortalama 60 yaşındaki erkeklerin yüzde 60’i, kadınların ise yüzde 40’ında horlama görülür. Erkeklerde yağlanmanın boyun ve karında yoğunlaşması nedeniyle horlama kadınlara göre daha fazla görülür. Ancak menopoz dönemi sonrasında kadınlar, hormonal dengelerin değişmesi sonucu, özellikle kas yapılarının erkeklerinkine benzemesi ile erkeklere benzer şekil ve sıklıkta horlamaya başlarlar. Uyku testi yapılmalı Nefes durmasının eşlik etmediği düzenli horlamanın, hastaya herhangi bir zarar vermediği düşünülür. Bu tür horlama sadece hastanın çevresini ve özellikle de eşini rahatsız eder. Horlama hastaları öncelikle beraberinde uyku apne sendromu varlığı açısından dikkatlice araştırılmalı ve gerekiyorsa hasta uyku testinden geçirilmelidir. Hastada uyku apne sendromu saptanmazsa horlama genellikle Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından uygulanan bazı cerrahi girişimler, radyofrekans gibi yöntemler ve diş hekimleri tarafından uygulanan ağız içi aparatlar ile tedavi edilebilirler.
0 notes
hakkindabilgi-blog · 8 years
Text
Uyku Apnesi Belirtileri
Tumblr media
Memorial Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü uzmanları, uyku bozuklukları ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi. Uyku Apnesi Nedir? Horlamanın neden olduğu en önemli rahatsızlıklardan biridir ve uykuda solunum durması olarak açıklanabilir. Uyku apnesi sırasında, boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesi, yumuşak damağın, aşırı büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucu en az 10 saniye nefes alamama durumunu ortaya çıkarmaktadır. Bu durum gece boyunca tekrarlayabilir. Solunumu durana kadar horlayan kişi, gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes almaya ve horlamaya devam eder. Bu sendrom olan kişilerde horlama 3-4 kat daha gürültülü ve kaba şekilde gerçekleşir. İnsan ömrünün ortalama üçte birini oluşturan uykunun önemi bu sendrom bulunan kişilerde; Kalitesiz uyku, gündüz sürekli uyur halde dolaşma, konsantrasyon eksikliği gibi şikâyetlere yol açarken; yüksek tansiyon, kalpte ritim bozuklukları, felç veya ani gece ölümlerine neden olabiliyor. Uyku Apnesi Belirtileri Uyku apnesinin belirtilerinden en önemlisi uykuda solunumun durmasıdır. Diğer belirtileri ise; • Uykuda sırasında huzursuzluk • Horlama • Sık sık idrara kalkma • Terleme • Ağız kuruluğu • Reflü • Tanıklı olarak solunum durmaları Ayrıca baş ağrısı, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, sabah dinç uyanamama ve aşırı derecede uykulu olmak ve yorgunluk hali ise uyku apnesinin gündüz gözlenebilen belirtileri arasındadır. Uyku Apnesi Nasıl Önlenir? Alınabilecek basit önlemler sayesinde bu hastalığı atlatmak mümkündür. Hastalığa neden olan en önemli faktör obezitedir. Kilo verilerek bu durum %50 oranında azaltılabilir. Bunun yanında alkol ve sigara kullanmamak, uyku ilacından kaçınmak ve sırt üstü yatmamak rahatsızlığı azaltır. Burun açıcı spreyler ve bantlar uyku apnesi tedavisi için yeterli değildir. Uyku Apnesi Tanısı Ve Tedavisi "Polisomnografi" denilen uyku apnesi testi ile tüm gece boyunca beyin aktivitesini ve solunumsal olaylar kayıt ederek kişide bu hastalığın varlığı doğrulanır. Bu test için hastanın 1 gece uyku odasında kalması gerekir. Vücudun çeşitli noktalarına bağlanan kablolarla alınan sinyaller odanın dışındaki bilgisayara gece boyunca aktarılarak solunumun kaç defa durduğu, ne kadar süre ile durduğu, durduğunda oksijen değerlerinin ve kalp hızının nasıl etkilendiği ve derin uykuya dalınıp dalınmadığı gibi birçok parametreye bakılabilir. Uyku apnesinin tedavisi, hava yolunu devamlı açık tutacak şekilde basınçlı hava veren cihazların (PAP) kullanımıyla sağlanmaktadır. PAP Cihazları; gece boyunca yüze sıkıca oturan silikon bir maskeyle basınçlı hava verir. Sabah dinlenmiş ve uykusunu almış olarak uyanan hastalar cihazı kolaylıkla kabul etmektedir. Hastaya hangi cihazın uygun olduğunu tespit etmek ve apnelerin yok olduğu veya minimum sayıya indiğini görmek için ikinci bir gecenin uyku laboratuvarında geçirilmesi gerekmektedir. CPAP (pozitif hava basıncı) Tedavisi; İleri derecede uyku apnesinin tedavisinde kullanılır. Tedavi etkisine ve hastanın tercihine göre otomatik ayarlarda düzenleme yapılarak ya da sabit basınçlı cihaza geçilerek hasta takibe alınmalıdır. Bunun yanı sıra eğer üst solunum yollarında belirgin anatomik darlıklar var ise hastanın Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından cerrahi girişim yönünden değerlendirilmesi gerekir.
0 notes
Text
Dinç uyanamamanın sebebi uyku apnesi olabilir
Kişilerin gece yaşadığı kan oksijen doygunluğundaki düşmeler ve uyku açlığı gün içerisinde kendini göstererek özellikle fazla efor harcanmayan durağan zamanlarda uykuya meyilli olmalarına ve konsantrasyon azlığına yol açıyor. Oysa sıklıkla horlamayla birlikte görülen uyku apnesi, kalitesiz uykuya neden olarak sabahları baş ağrısı ile uyanmalara, gündüzleri direksiyon başında uyuklamalara ve ölümcül trafik kazalarına sebep olabiliyor.
Çeşitli hastalıklarla ilişkili olabilir
Horlama ve uyku apnesi hakkında konuşan Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Bınar, “Horlama tek başına uyku apnesi olmadan da görülebileceği gibi, hastaların önemli bir kısmında horlamayla uyku apnesi birliktelik gösterir. Horlama, uyku esnasında üst solunum yollarındaki basınç değişiklilerine bağlı olarak gelişen, hareket edebilen anatomik yapıların titreşiminden kaynaklanan bir sestir.
Tıkayıcı uyku apnesi ise, uyku esnasında üst solunum yollarında tekrarlayıcı kısmi veya tam tıkanıklıklar sonucu gelişen, kandaki oksijen doygunluğunda düşmelerin ve uyku bölünmelerinin olduğu, hastalarda çoğunlukla horlama, gün içinde uykululuk hali, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü gibi yakınmalarının bulunduğu bir sağlık sorunudur.” dedi.
Hasta farkında olmuyor
Uyku apneli hastalar, gece yeterli bir süre uyusalar dahi kaliteli bir uyku alamadıkları için sabah kalktıklarında uyku açlığı, dinç uyanamama, baş ağrısı gibi problemler yaşarlar. Tıkayıcı uyku apnesi hipertansiyon, koroner arter hastalıkları, inme, kalp krizi, kalp ritim bozuklukları, ani ölüm, metabolik sendrom, akciğer hastalıkları, insülin direnci, cinsel sağlık problemleri başta olmak üzere çeşitli sistemik hastalıklarla ilişkili olabilir. Tıkayıcı uyku apnesi belirtilerinin büyük çoğunluğu uyku esnasında hasta farkında olmadan geliştiğinden, hastanın değerlendirilmesinde eşinden, oda arkadaşından veya yakınında bulunanlardan alınan hikaye oldukça önemlidir.
Uyku testi yaptırılmalı
Polisomnografi testi için hasta bir gece hastanedeki uyku merkezinde misafir ediliyor. Vücudunun çeşitli yerlerine hastaya zarar vermeyen ve herhangi bir acı veya ağrı yaratmayan çok sayıda elektrot ve burundan geçen hava akımını ölçen sensörler yerleştiriliyor. Hasta bu şekilde hastanede uyuyor ve sabah uyandığında test tamamlanmış oluyor. Gece uykuda yaşanan solunum yavaşlamaları, oksijen doygunluğundaki azalmalar ve solunum durmalarına yönelik tüm hadiseler bu testte ortaya konulabilir. Horlama ve uyku apnesinin tedavi aşamasında öncelikle alınması gereken bazı tedbirler bulunuyor.
Tedavi, hastanın yaşam tarzı değişikliklerinden başlıyor. Kilo verilmesi, diyet alışkanlıklarının değiştirilmesi, sigara ve alkol kullanımının azaltılması, eşlik eden sistemik hastalıklar varsa bunların tedavisi önemlidir. Uyku apnesinin tedavi yönteminde, pozitif havayolu basıncı sağlayan ve üst hava yolunun uykuda kapanmasını engelleyen bir maske veya kanülden hava verme prensibiyle çalışan PAP cihazları kullanılır. PAP tedavisinin başarı oranı yüksektir ve hasta cihazı kullanabildiği takdirde horlama ve uyku apnesi tedavi edilir.
Ameliyat her hasta için uygun değil
Ameliyat her hasta için uygun olmayabilir. Uyku apnesinde ameliyat kararı, hastanın muayene bulguları, anatomik yapısı, uyku apnesinin derecesi, yaşı, kilosu, PAP cihazı kullanıp kullanamaması, diğer hastalıkları, ameliyat olma arzusu gibi pek çok koşula bağlı olarak verilen ve üzerinde hassasiyetle durularak alınan bir karardır. Bazı hastaların değerlendirilmesinde radyolojik görüntüleme yöntemlerine de başvurulması gerekebilir. Hastaların uyanık durumda ve uyku esnasında üst hava yollarındaki tıkanıklık özellikleri farklı olabileceğinden, ameliyat için karar vermeden önce hastalara uyku endoskopisi yapılması önerilebilir. Ameliyat kararı verilen hastalarda da farklı ameliyat teknikleri uygulanabilir.
Bir hastada burun ve damak ameliyatı gerekliyken, başka bir hastada dil kökü ameliyatı gerekli olabilir. Hafif düzeyde uyku apnesi olan seçilmiş bazı hastalarda ağız içi aparatlar hastaya yarar sağlayabilir. PAP tedavisini kullanamayan çok ağır derecede uyku apnesi olan bir hastada hem üst hem de alt çenenin ameliyatla öne alınması en uygun tedavi yaklaşımı olabilir. Hastanın ihtiyacına göre birden fazla sayıda ameliyat yönteminin aynı seansta veya farklı seanslarda uygulanması gerekebilir.
Dinç uyanamamanın sebebi uyku apnesi olabilir
0 notes
yutaly · 5 years
Text
UYKU İLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN 9 YANLIŞ
Yatmadan ilkin ne kadar yorulursam, o denli kolay uyurum… Gece uyuyamadım, uykumu alabilmem için gündüz uyumam koşul… Gece geç yatarsam sabah geç kalkmalıyım… Cemiyet içinde sıkça konuşulan ve doğru olduğu sanılan bu bilgiler sebebiyle meydana getirilen hataların neticeleri ağır olabiliyor; mesela her 100 kişiden 20’sinde görülen uykusuzluk probleminin gelişmesi benzer biçimde!
Kaliteli bir uyku bizi güne hazırlayan bir yenilenme periyodu olmasının ötesinde, beynimizin ve bedenimizin uyanıkken yapamadığı işlevleri yerine getirmesini de sağlıyor. Uykunun kafi ve kaliteli olması hem daha sıhhatli olmamız, hem de gündüz kendimizi daha iyi hissetmemiz için oldukca mühim. Sadece toplumda uyku ile ilgili doğru sanılan hatalı bilgiler sebebiyle meydana getirilen hatalar, uykusuzluk ve gündüz aşırı uyku benzer biçimde birçok uyku bozukluğuna yol açarken, hem de tanı ile tedavinin de gecikmesine niçin olabiliyor. Peki fakat uyku ile ilgili doğru bulunduğunu düşündüğümüz hatalı bilgiler neler?
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu toplumda senelerdir kulaktan kulağa yayılan ve doğru sanılan yanlış detayları söyledi, mühim önerilerde bulunmuş oldu.
Yanlış: Sıhhatli uyku minimum 8 saat olmalı
Doğrusu: Toplumda en oldukca inanılan hatalı bilgilerden biri, sıhhatli uykunun minimum 8 saat olması gerektiği. Sanılanın aksine, sıhhatli uyku süresi kişiden kişiye değişiyor. Bu sürenin genlerimizde belirlenmiş olduğuna işaret eden Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Bu süreyi değiştirmemiz oldukca mümkün değil. Bununla beraber, eğer gece uykusu sağlıksızsa, mesela sık bölünüyorsa, kuşkusuz yatakta geçirilen toplam süre uzayacaktır. Bu da bir uyku bozukluğunun emaresidir.”
Yanlış: “Akşam içeceğim bir fincan kahve uykumu bozmaz”
Doğrusu: Kahve ve çayda bulunan maddeler uykuyu başlatan beyin hücrelerinde negatif tesir oluşturuyor ve uykuya geçişimizi zorlaştırıyorlar. Bu durum kişisel farklılık gösterse de genel olarak, kahve, çay, enerji içecekleri ve kafein içeren öteki maddelerin uykuyu bozan tesirleri 6 saate kadar uzayabiliyor. Şu demek oluyor ki öğleden sonrasında içilen koyu kahve yada çay, gece uykuya dalmayı zorlaştırabiliyor.
Yanlış: Azca uyumak daha iyidir
Doğrusu: Azca uyumak, beynimizin yalnız uykuda yapabildiği bazı işlevleri gerçekleştirmesini engelliyor. Mesela bazı öğrenme ve hafıza fonksiyonları için uyku koşul. Azca uyumak bu hafıza işlevlerinin yerine getirilmesini önlüyor. Bunun sonucunda da daha zor öğrenir ve kavrar hale geliniyor. Gene bunun benzer biçimde bazı metabolik faaliyetlerin ve iştah düzenlemesinin sağlanması için de sıhhatli bir uyku-uyanıklık döngüsü oldukca mühim. İşte tam da bundan dolayı yetersiz uyumak kilo alımıyla sonuçlanıyor.
Yanlış: Uyku Apne Sendromu aşırı şişman kişilerin hastalığıdır
Doğrusu: Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu toplumdaki yaygın inanışın aksine Uyku Apne Sendromu’nun aslına bakarsak her yaşta ve her kiloda görülebildiğini belirterek, “İlerlemiş Uyku Apne Sendromu’nda hastalar çoğunlukla şişman oluyorlar fakat bu hastalığın bir sonucudur. Şu demek oluyor ki şişman oldukları için hasta değillerdir; aksine hasta oldukları için kilo almış oluyorlar” diyor.
Yanlış: Her uyku hastalığının tanısı için uyku testi koşul
Doğrusu: Uyku testi de denilen polisomnografi uyku hastalıklarının tanısında en sık kullanılan bir laboratuvar yöntemi. “Sadece bu kontrol, her uyku hastalığının tanısı için koşul değildir” açıklamasında bulunan Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Uyku hastalıklarının tanısı, tüm öteki hastalıklarda olduğu benzer biçimde hastanın şikayetlerinin anlaşılması, muayene edilmesi ve lüzumlu durumlarda uyku testi ile öteki laboratuvar tetkiklerinin yapılmasıyla konuyor. Şu demek oluyor ki uyku testi, mühim bir tanı yöntemidir fakat her uyku hastalığının tanısı için lüzumlu bir kontrol değildir.”
Yanlış: Gece uyuyamadığım için gündüz uyumalıyım
Doğrusu: Bu kesinlikle yanlış bir informasyon. Aslına bakarsak insan beyni gece uyku, gündüz uyanıklık için hazırdır. Gece uyuyamayan bir kişinin, gündüz uyuması bir sonraki geceyi gene uykulu geçirmesine niçin oluyor.
Yanlış: Gece geç yatarsam sabah geç kalkmalıyım
Doğrusu: Sıhhatli uyku için en mühim şartlardan biri, kalkma saatini mümkün olduğunca sabitlemek. Dolayısıyla gece kaçta yatılırsa yatılsın sabah aynı saatte kalkmalı. Hatta hafta sonu-hafta içi, iş günü-tatil günü fark etmeksizin sabahları aynı saatte yataktan kalkmak, sonraki gece, uykunun sıhhatli olması için en mühim kuralı oluşturuyor.
Yanlış: Yatmadan ilkin ne kadar yorulursam, o denli kolay uyurum
Doğrusu: Sanılanın aksine yatağa ne kadar bitkin girersek uykuya dalmamız o denli zorlaşıyor. Bundan dolayı, yatma saatinden birkaç saat öncesine kadar olan dönemde, ağır fizyolojik aktivite gerektiren işleri yapmamalı, bu saatlerde spordan ve öteki fizyolojik aktivitelerden uzak durmalı. Yatağa dinlenmiş olarak girmek uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır.
Yanlış: Yatakta kitap okumak, tv seyretmek uykuya dalmayı kolaylaştırır
Doğrusu: Yatakta kitap okumak, tv seyretmek, telefon yada bilgisayarda vakit geçirmek sanılanın tam aksine uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Bu tür aktiviteleri, yatak haricinde, hatta mümkünse başka bir odada gerçekleştirmek ve yatağı uyku için kullanmak gerekiyor. Aslına bakarsak bunun tam tersi de geçerli. Şu demek oluyor ki yatak haricinde uyumak, uyuklamak da sıhhatli uykuyu bozan bir unsur.
0 notes
urfaobjektif-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
Sağlıklı nefes alıp verebiliyor muyuz?
Harran Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Kliniği hocalarından Dr.Şerif Kurtuluş yaptıkları çalışmalar hakkında bize bilgi verdi. İki yıl önce Harran ilçesi ve köylerini “ilaçlama-pestisid etkileri” yönünden taradıkları çalışmayla Ulusal kongrede sözlü bildiri ödülünü, geçen yıl ise Ceylanpınar ilçesi ve köylerini “gebe kadınlarda depresyon ve sigara kullanımı” üzerine yaptıkları saha çalışmasında poster birincilik ödülünü Urfa’ya getirdiklerini belirten Dr.Kurtuluş klinik işleyişi hakkında bilgi verdi. Solunum terapisi ( Neurofeedback ) ile nefes analizi kliniğimizde yapılmaktadır. Önce hastanın solunum ve nefes alma ile ilgili durumu saptanır. Sonrasında geliştirme egzersizleri planlanır. Böylelikle nefes alıp verme konusunda bir farkındalık oluşur. Solunum terapisi ile kişide endişe durumu azalır. Endobronşial Ultrasonografi Yani EBUS İşlemi Bölgemizde Yapan Tek Merkez Konumundayız Bazen hastalarımız şikayetleri doğrultusunda lenf bezlerinde büyüme yapan kanser, lenfoma, sarkoidoz, tüberküloz, pnömoni enfeksiyon hastalıkları gibi birçok hastalığın tanısında Bronkoskopi ( FOB ) ve Endobronşial ultrasonografi (EBUS) kullanılmaktadır. Eskiden ameliyat gerektiren bazı hastalar için kullanılmakta. Hem hasta için konforlu ve daha az risk barındırmakta, hem de erken taburculuk ile iş-güç kaybının önüne geçilebilmektedir. Bronkoskopi işleminde havayollarına kamera ile bakılmaktadır. Havayollarını bir koridora benzetirsek varsa kitle görülmekte ve biyopsi yapılmaktadır. Koridor içinde sıkıntı yoksa ve kitlenin koridor dışında olduğunu düşünüyorsak endobronşiyal ultrason devreye giriyor. Ultrasonu koridor duvarına yapıştırıp duvar arkasında varsa kitle ya da lenf bezesi ultrasonografik dalgalarla yeri tespit edilerek iğne gönderiliyor ve örnekleme yapılabiliyor. Bu işlem esnasında hasta tam uyutulmadığı için kendi akciğerinin içini görebilmektedir. Tanısal veya örnekleme yani biyopsi gerekli ( mikrobiyoloji, patoloji gibi ) bölümlere gönderilerek tanı konulabilmektedir. Endobronşial ultrasonografi yani EBUS işlemi bölgemizde yapan tek merkez konumundayız. Altı ay önce aylık 8 vaka ile başladığımız EBUS süreci aylık 37 vakaya ulaştı. Bronkoskopi ile birlikte son 6 aydaki vaka sayısı ise 686’dır. Bu rakam bölgemiz insanının büyük şehirlere gidişine gerek kalmadan tanı ve tedavi sürecini tamamlayabilmesi yönünden önem arz etmektedir. Uyku Kalitesinden Emin Misiniz? Günümüzde az bilinen-sinsi bir hastalık olan Uyku apnesi yani uykuda boğulma hastalığı için tanı tedavi süreci kliniğimiz uyku laboratuvarında başarılı bir şekilde kesintisiz olarak yedi yıldır uygulanmaktadır. Etrafınızda uykudayken nefes durması, horlama, sabah uyandığında güne yorgun başlama, rüya görememe veya kabus görme, gün içinde uyuklama, hatta trafikte kırmızı ışıkta uyuyakalma şikayeti olan varsa mutlaka uyku laboratuvarına (polisomnografi denilen cihaz ile) uyku kalitesini ölçmek amacıyla başvurmalıdır. Halk arasında uykudayken rahmete gitti ya da uykusundan uyanamadı dedikleri hastalıktır aslında uyku apnesidir. “Sigara bıraktıran ilaç yoktur. Sigara bırakmaya yardımcı olan ilaç vardır.” Eskiden şairin-yazarın şiirinde – kitabında veya şarkı sözlerinde yer alan hatta kapak fotoğrafı olarak kullandığı sigara, artık tüm hastalıkların nedeni olduğu gerçeği herkes tarafınca farkına varılmış durumdadır. Tütün endüstrisinin hedefi artık 7-9 yaş grubu çocuklar haline geldiği bir dönemde sigara ile mücadele hepimizin görevi olmalıdır. Daha ötesinde sigarayı bırakmaya çalışan ama zorlanan hastalara sigara bırakma polikliniğimiz ile hizmet vermekteyiz. Psikosoyal düzeyde transaksiyonel yaklaşım ile sigara bırakma desteği sunmaktayız. Sağlık Bakanlığı’nın verdiği ücretsiz ilaçları sigara bırakma polikliniğimizde yazabilmekteyiz. Unutulmaması gereken bir husus “sigara bıraktıran ilaç yoktur.” Sigara bırakma kararı vermiş hastalar için ilaç desteği ile bırakma süreci kolaylaşmaktadır. Sigara bırakmayla birlikte ilk saatlerde vücutta olumlu değişimler başlamaktadır. Bırakmayla birlikte vücudunuz korumanın yanı sıra etrafa olan sorumluluğumuzu da hatırlamış olacağız. Siverek ilçesi ve çevresinde önemli bir halk sağlığı sorunu olan asbest maruziyeti ve mezotelyoma takibi, tarım, hayvancılığın yaygın olması ve sanayileşme yolunda olan Urfamız’da çevresel ve mesleki hastalıklarda tanı, tedavi ve takipleri yapılmaktadır. Diğer Hizmetlerimiz Kliniğimizde solunum fonksiyon laboratuvarı bulunmaktadır. Laboratuvarımızda akım volüm eğrisi, statik akciğer volümleri, difüzyon kapasitesi ve alerji-deri testi yapılabilmektedir. Yoğun bakımda veya serviste yatan hastalara torasentez, noninvaziv mekanik ventilasyon da uygulanabilmektedir. Başhekim Prof.Dr. Mehmet Akif ALTAY: “Biz Buradayız Ve Sizler İçin Varız” Harran Üniversitesi Göğüs Hastalıkları olarak ileri merkezlerde yapılan işlemler kliniğimizde de başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Üniversitemiz üst yönetimi ve Bölüm başkanımız Dr.Zafer SAK, Öğretim Üyelerimiz Dr. Şerif KURTULUŞ, Dr. İclal HOCANLI’nın da destekleriyle birlikte biz buradayız ve sizler için varız diyoruz. Bölgemiz insanına, Urfa insanına en iyisi, en öncüsü olma konusunda emin adımlarla gittiğimizi de belirtiyoruz.
Sağlıklı nefes alıp verebiliyor muyuz?
0 notes
haberci90-blog · 6 years
Text
Uyku ile ilgili doğru bilinen 9 yanlış
New Post has been published on https://www.haberci90.com/uyku-ile-ilgili-dogru-bilinen-9-yanlis-9468h.html
Uyku ile ilgili doğru bilinen 9 yanlış
Toplum arasında sıkça konuşulan ve doğru olduğu sanılan bu bilgiler nedeniyle yapılan hataların sonuçları ağır olabiliyor; örneğin her 100 kişiden 20’sinde görülen uykusuzluk probleminin gelişmesi gibi!
Kaliteli bir uyku bizi güne hazırlayan bir yenilenme dönemi olmasının ötesinde, beynimizin ve bedenimizin uyanıkken yapamadığı işlevleri yerine getirmesini de sağlıyor. Uykunun yeterli ve kaliteli olması hem daha sağlıklı olmamız, hem de gündüz kendimizi daha iyi hissetmemiz için çok önemli. Ancak toplumda uyku ile ilgili doğru sanılan hatalı bilgiler nedeniyle yapılan yanlışlar, uykusuzluk ve gündüz aşırı uyku gibi birçok uyku bozukluğuna yol açarken, aynı zamanda tanı ile tedavinin de gecikmesine neden olabiliyor. Peki ama uyku ile ilgili doğru olduğunu düşündüğümüz hatalı bilgiler neler? 
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu toplumda yıllardır kulaktan kulağa yayılan ve doğru sanılan yanlış bilgileri anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Yanlış: Sağlıklı uyku en az 8 saat olmalı
Doğrusu: Toplumda en çok inanılan hatalı bilgilerden biri, sağlıklı uykunun en az 8 saat olması gerektiği. Sanılanın aksine, sağlıklı uyku süresi kişiden kişiye değişiyor. Bu sürenin genlerimizde belirlenmiş olduğuna işaret eden Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu süreyi değiştirmemiz çok mümkün değil. Bununla birlikte, eğer gece uykusu sağlıksızsa, örneğin sık bölünüyorsa, kuşkusuz yatakta geçirilen toplam süre uzayacaktır. Bu da bir uyku bozukluğunun belirtisidir.”
Yanlış: “Akşam içeceğim bir fincan kahve uykumu bozmaz”
Doğrusu: Kahve ve çayda bulunan maddeler uykuyu başlatan beyin hücrelerinde olumsuz etki oluşturuyor ve uykuya geçişimizi zorlaştırıyorlar. Bu durum kişisel farklılık gösterse de genel olarak, kahve, çay, enerji içecekleri ve kafein içeren diğer maddelerin uykuyu bozan etkileri 6 saate kadar uzayabiliyor. Yani öğleden sonra içilen koyu kahve veya çay, gece uykuya dalmayı zorlaştırabiliyor. 
Yanlış: Az uyumak daha iyidir
Doğrusu: Az uyumak, beynimizin sadece uykuda yapabildiği bazı işlevleri gerçekleştirmesini engelliyor. Örneğin bazı öğrenme ve bellek fonksiyonları için uyku şart. Az uyumak bu bellek işlevlerinin yerine getirilmesini önlüyor. Bunun sonucunda da daha zor öğrenir ve kavrar hale geliniyor. Yine bunun gibi bazı metabolik faaliyetlerin ve iştah düzenlemesinin sağlanması için de sağlıklı bir uyku-uyanıklık döngüsü çok önemli. İşte tam da bu nedenle yetersiz uyumak kilo alımıyla sonuçlanıyor.
Yanlış: Uyku Apne Sendromu aşırı kilolu kişilerin hastalığıdır
Doğrusu: Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu toplumdaki yaygın inanışın aksine Uyku Apne Sendromu’nun aslında her yaşta ve her kiloda görülebildiğini belirterek, “İlerlemiş Uyku Apne Sendromu’nda hastalar çoğunlukla kilolu oluyorlar ama bu hastalığın bir sonucudur. Yani kilolu oldukları için hasta değillerdir; aksine hasta oldukları için kilo almış oluyorlar” diyor.
Yanlış: Her uyku hastalığının tanısı için uyku testi şart
Doğrusu: Uyku testi de denilen polisomnografi uyku hastalıklarının tanısında en sık kullanılan bir laboratuvar yöntemi. “Ancak bu test, her uyku hastalığının tanısı için şart değildir” açıklamasında bulunan Prof. Dr. Murat Aksu sözlerine şöyle devam ediyor: “Uyku hastalıklarının tanısı, tüm diğer hastalıklarda olduğu gibi hastanın şikayetlerinin anlaşılması, muayene edilmesi ve gerekli durumlarda uyku testi ile diğer laboratuvar tetkiklerinin yapılmasıyla konuyor. Yani uyku testi, önemli bir tanı yöntemidir ama her uyku hastalığının tanısı için gerekli bir test değildir.”
Yanlış: Gece uyuyamadığım için gündüz uyumalıyım
Doğrusu: Bu kesinlikle yanlış bir bilgi. Aslında insan beyni gece uyku, gündüz uyanıklık için hazırdır. Gece uyuyamayan bir kişinin, gündüz uyuması bir sonraki geceyi yine uykulu geçirmesine neden oluyor. 
Yanlış: Gece geç yatarsam sabah geç kalkmalıyım
Doğrusu: Sağlıklı uyku için en önemli şartlardan biri, kalkma saatini mümkün olduğunca sabitlemek. Dolayısıyla gece kaçta yatılırsa yatılsın sabah aynı saatte kalkmalı. Hatta hafta sonu-hafta içi, iş günü-tatil günü fark etmeksizin sabahları aynı saatte yataktan kalkmak, sonraki gece, uykunun sağlıklı olması için en önemli kuralı oluşturuyor. 
Yanlış: Yatmadan önce ne kadar yorulursam, o kadar kolay uyurum
Doğrusu: Sanılanın aksine yatağa ne kadar yorgun girersek uykuya dalmamız o kadar zorlaşıyor. Bu nedenle, yatma saatinden birkaç saat öncesine kadar olan dönemde, ağır fiziksel aktivite gerektiren işleri yapmamalı, bu saatlerde spordan ve diğer fiziksel aktivitelerden uzak durmalı. Yatağa dinlenmiş olarak girmek uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır.
Yanlış: Yatakta kitap okumak, televizyon seyretmek uykuya dalmayı kolaylaştırır
Doğrusu: Yatakta kitap okumak, televizyon seyretmek, telefon veya bilgisayarda zaman geçirmek sanılanın tam aksine uykuya dalmayı zorlaştırıyor. Bu tür aktiviteleri, yatak dışında, hatta mümkünse başka bir odada gerçekleştirmek ve yatağı uyku için kullanmak gerekiyor. Aslında bunun tam tersi de geçerli. Yani yatak dışında uyumak, uyuklamak da sağlıklı uykuyu bozan bir faktör. 
0 notes
ersagnurhan864865 · 7 years
Photo
Tumblr media
#HuzursuzBacakSendromu Nedir? Tedavisi Nasıl Yapılır. Huzursuz bacak sendromu, hastanın bacaklarında hissettiği uyuşma, karıncalanma, kramp, iğnelenme, yanma benzeri rahatsızlık verici hislere denir. Temel özelliği bacaklardaki bu rahatsızlığın hareketle geçmesi, istirahatle başlamasıdır. Özellikle akşam başlar ve uykuya dalmayı güçleştirir. Ayrıca uzun yolculuklar, toplantılar gibi sürekli oturma getiren durumlarda sıkıntı yaratır. Hasta kalkmak dolaşmak, bacaklarını germek ihtiyacı hisseder. İstirahat halinde hissedilen bu garip hissi hastalar tam anlatamazlar. Hastalar bu histen ancak bacaklarını hareket ettirerek kurtulurlar. Hareket sonrasında bir müddet rahatlayan hasta, en fazla birkaç dakika sonra tekrar aynı hissi yaşar. Uyuma güçlüğü yarattığı için gece boyunca tam uyku sağlanamaz. Böylece gün içinde uykulu hal, dikkat ve konsantrasyon azlığına sebep olabilir. Huzursuz bacak sendromu ile %80 oranında beraber olan durum ise Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Sendromudur. Bu hastalarda uykuda sürekli bacaklarda atmalar, hareketler olur. Bu hastaların uyku laboratuvarında yapılan uyku testi (polisomnografi) kayıtlarında sürekli bio-elektriksel olarak uyanmaya sebep olacak şekilde uykuyu engelledikleri görülmektedir. Daha çok kadınlarda görülür. Yaş ilerledikçe artar. Çocuklarda da görülebilir. Çocuklarda çoğunlukla “büyüme ağrısıdır” diye geçiştirilir. Çoğunlukla tanısı konulmaz. Doktorların çok bilmediği bir sendromdur. Çoğu kişi kendisinde huzursuz bacak olabileceğinin de farkında değildir. #Kansızlıkta, #vitamin eksikliğinde, #şekerhastası ile kronik böbrek yetmezliği olanlarda daha fazla görülür. Psikiyatride kullanılan ilaçlarla, bazı tansiyon ilaçları ve antihistaminik içeren nezle-alerji ilaçları ile huzursuz bacak semptomlarında artış görülür. Klasik tıp yaklaşımında nedeni bilinmeyen hastalıklar içinde yer almaktadır. Huzursuz Bacak Sendromu Tedavisi: Huzursuz bacak sendromunda ilaçlar şikâyetleri baskılar, uykuyu sürdürebilmeyi sağlar. Neden yönelik olan Gökmen Yaklaşımı’nda nedeni tam olarak tespit edilebilmektedi
0 notes
kocaalihaber · 5 years
Text
Dikkat! Uyku bozukluğu, beyni hızlı yaşlandırıyor!
(16-22 MART DÜNYA BEYİN FARKINDALIĞI HAFTASI)
SAĞLIKLI UYKU, ALZHEİMER HASTALIĞINA KARŞI KORUYOR! Yani uyku bozukluğu, bu iki önemli hastalığın riskini artırabildiği gibi, Alzheimer ve Parkinson hastalığının ilk bulgularından biri de olabiliyor! Acıbadem Taksim Hastanesi Nöroloji Uzmanı ve Acıbadem Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Seçkin kalitesiz ve düzensiz uykunun, beyni hızla yaşlandırdığını, bu nedenle sağlıklı beyin yaşlanması için, doğru uyku alışkanlığı edinmenin sanılandan çok daha önemli olduğunu vurguluyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin, 16-22 Mart Dünya Beyin Farkındalığı Haftası kapsamında sağlıklı uykunun beyin sağlığındaki önemini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Her ne kadar yaşamımızı kolaylaştıran altın kurallar olsa da, bunlar ancak uygulandıklarında değerli oluyor, amacına ulaşıyor. Günümüzde ortalama yaşam süresinin uzamasıyla, sağlıklı yaşlanma bugün tüm dünyada oldukça önemli konuma gelmiş olup, özellikle Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi çağın korkutucu hastalıklarının başı çektiği nörodejenetarif hastalıklara karşı genç yaşlardan itibaren bazı kurallara uymayı ihmal etmemek gerekiyor. Beyin sağlığına dikkat çekmek amacıyla her yıl Mart ayının üçüncü haftası Dünya Beyin Farkındalığı Haftası olarak kutlanıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Nöroloji Uzmanı ve Acıbadem Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Seçkin, son yıllarda yapılan bilimsel çalışmaların, Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi çağın korkulu nörodejeneratif hastalıkları ile uyku arasında iki yönlü ilişki bulunduğunu ortaya koyduğunu belirterek “Yani uyku bozukluğu, bu iki önemli hastalığın riskini artırabildiği gibi, Alzheimer ve Parkinson hastalığının ilk bulgularından biri de olabiliyor. Alzheimer hastalarındaki unutkanlık, isimlendirme güçlüğü gibi bilişsel bozukluklar veya Parkinson hastalığındaki el titremesi, hareketlerde yavaşlama gibi motor bulgular başlamadan 10-20 yıl önce kişide uyku bozuklukları ilk bulgular olarak başlayabiliyor. Yapılan bilimsel çalışmalar; özellikle REM uykusu davranış bozukluğu adı verilen, uyku sırasında kişinin rüyasını yaşıyormuşçasına kollarını, bacaklarını aşırı hareket ettirdiği, bazen bağırma şeklinde sesler çıkarabildiği spesifik bir uyku bozukluğunun nörodejeneratif hastalıkların yıkıcı yansımaları ile direk ilişkili olduğunu ortaya koyuyor” diyor.
Beyni toksik maddelerden temizliyor! Sağlıklı bir uykunun amiloid denilen ve Alzheimer oluşumunda önemli bir yere sahip olan toksik özellikteki proteinin beyinden temizlenerek atılmasına katkıda bulunduğunu vurgulayan Dr. Mustafa Seçkin şöyle konuşuyor: “Henüz bu yılın başında yayınlanan bir çalışmada sağlıklı genç bireylerin, bir gece uykusuz bırakıldıktan sonra beyinlerindeki amiloid ve tau proteinlerinin miktarlarının arttığı gösterilmiştir. Alzheimer hastalığında beyin fonksiyonlarının bozulmasına, zamanla hücre ölümüne ve beyin hacminin küçülmesine yol açan patolojinin sorumlusu olarak kabul edilen anormal yapıdaki amiloid ve tau proteinleri uyku sırasında beyinden doğal olarak temizlenip uzaklaştırılır. Dolayısıyla kaliteli ve düzenli uyku Alzheimer hastalığı açısından risk taşıyan bireylerde patolojik süreci yavaşlatan, hastalığın başlama yaşını geciktiren ve tanı almış hastalarda hastalığın ilerleme hızını yavaşlatan en önemli ve doğal etkenlerden biridir. Bu nedenle genç yaşlardan itibaren doğru uyku alışkanlığı edinmek sağlıklı beyin yaşlanması için büyük önem taşımaktadır.”
Stres, sinirlilik, kaygı ve depresyona yol açabiliyor! Uyku kalitesi her şeyden önce kişinin duygudurumu üzerinde doğrudan etkiye sahip olup, kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlarken; uyku bozuklukları ise depresyon, sosyal izolasyon, stres, kaygı, sinirlilik gibi duygudurum bozukluklarına yol açabiliyor. Pek çok hastada bu gibi duygudurum bozukluklarının, uyku bozukluğunun düzeltilmesi ile ortadan kalkabildiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin “Ayrıca uyku bozukluklarının beyin damar hastalıkları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle Obstrüktif (tıkayıcı) Uyku Apne Sendromu olan hastalarda inme geçirme riski artmaktadır. Uyku kalitesinin bozuk olması migren ve diğer baş ağrıları için en önemli tetikleyicilerden birisidir. Öğrenme ve uyku arasında da direkt bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Uyku, gün içinde öğrendiğimiz yeni bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılmasını sağlar. Ayrıca yeni hobiler edinebilmek ve fiziksel beceriler geliştirebilmek için de uyku kalitesi büyük önem taşır” diyor.
Uykunun süresi değil kalitesi önemli! Uyku kalitesi iyi olmadığında uzun süre uyumanın bir faydası olmadığını, ideal uyku süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte, ortalama 7-8 saatlik uykunun yeterli olacağını belirten Dr. Mustafa Seçkin şöyle konuşuyor: “Uyku ve genetik ilişkisinin incelendiği çalışmalarda, ADRB1 veya DEC2 genlerindeki mutasyona sahip kişilerin, 4-6 saatlik uyku ile oldukça dinlenmiş olarak uyanabildikleri gösterilmiştir. Uyku alanındaki bu gelişmeler sonucunda son yıllarda uyku süresinden ziyade “uyku kalitesi” kavramı üzerinde durulmaktadır. Buna karşın çok geç saatlerde uyuyup öğlen saatlerinde uyanmanın aynı oranda dinlendirici olmadığı bilinmektedir.”
Kaliteli bir uykunun 6 kuralı! •    30 dakikadan kısa sürede uykuya dalmak •    Bir defadan fazla uyanmamak •    Gece uyanma durumunda 20 dakika içerisinde uykuya yeniden dönebilmek •    Yataktaki sürenin en az yüzde 85’ini uyuyarak geçirmek •    Derin uykunun yeterli miktarda olması •    Özellikle beyinde melatonin düzeylerinin yüksek olduğu gece 23:00 – sabah 06:00 saatleri arasında uykuda olmak xxxxxxxxxxx Kutu xxxxxxxxxxxx
Uyku ilaçlarını gelişigüzel kullanmayın! Acıbadem Taksim Hastanesi Nöroloji Uzmanı ve Acıbadem Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Seçkin, uyku ilaçlarının yaşlı bireyleri gençlerden çok daha fazla etkileyebildiğini ve ciddi yan etkilere neden olabildiğini belirterek “Bu nedenle uyku yapan (sedatif) ancak aşırı sersemlik ve unutkanlığa neden olan ilaçlardan kaçınılmalıdır. Yeni ilaç başlamadan önce (varsa) uyku kalitesini bozan diğer ilaçları kesmek veya saat/doz ayarlaması yapmak gerekir.Uyku için kullanılan bazı ilaçlar Parkinson hastalığı benzeri yan etkiler yapabilirler. Bu nedenle nöroloji uzmanına danışmadan uyku ilacı kullanmamak gerekir” uyarısında bulunuyor. Uyku bozukluklarının, kolayca tanı konulabilir ve tedavi edilebilir nörolojik hastalıklar arasında yer aldığını söyleyen Dr. Mustafa Seçkin, uyku bozukluklarının tedavisinin ek nörolojik ve sistemik problemlerin de önlenmesi için büyük önem taşıdığını vurgulayarak şöyle konuşuyor: “Uyku laboratuvarlarında geçirilen bir gecelik süre içerisinde yapılan uyku testi (polisomnografi) ile hastaların uyku derinliği, solunum paternleri, kas tonusundaki değişiklikler ve kol-bacak hareketleri ölçülerek kaydedilmektedir. Uyku bozukluğunun tipine göre ilaç ve ilaç dışı tedavilerle hastaların yaşam kaliteleri artırılmakta, dolayısıyla uyku bozukluklarının beyin sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri önlenebilmektedir.”  
source https://www.kocaali.com/saglik/dikkat-uyku-bozuklugu-beyni-hizli-yaslandiriyor-h15545.html
0 notes
haberdex · 7 years
Photo
Tumblr media
Uyku apnesi olanlar ehliyet almasın!: Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hikmet Fırat, “Tedavi edilmemiş uyku apnesi olanların ehliyetleri alınmalı” dedi. 2016’da yürürlüğe giren sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık koşullarıyla ilgili yönetmeliğe göre, vücut kitle indeksi 33 kg/m2 ve üzerinde olanlardan şikayetine bakılmaksızın tüm gece polisomnografi (uyku testi) isteniyor. Tanıklı apne (solunum durması)ve gündüz uyuklama hali olan kişilerin de vücut kitle indeksine bakmaksızın aynı testi yaptırması gerekiyor. https://www.haberdex.com/turkiye/Uyku-apnesi-olanlar-ehliyet-almasin-/483069?utm_source=Tumblr&utm_campaign=483069&utm_medium=sosyal
0 notes
Text
Beyin ve Kalp Hastalıklarına Yol Açabiliyor
Tumblr media
Sabahları baş ağrısı, ağız kuruluğu ve yorgunlukla uyanıyorsanız uyku apnesi ile karşı karşıya olabilirsiniz. Sık görülen bir uyku bozukluğu nedeni olan uyku apnesi, tedavi edilmediği takdirde, kalp ve beyin hastalıklarına kadar birçok sağlık sorununa neden olabiliyor.  Memorial Ataşehir Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uz. Dr. Hayal Ergin Toktaş, uyku apnesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Sabah dinç uyanmak için kaliteli uyku şart Bedenin kendini yenilediği süreç olan uyku, sağlıklı yaşam bir için çok önemlidir. Kaliteli bir uyku, kişinin sabah zinde bir şekilde uyanmasına ve günü sağlıklı geçirmesine olanak sağlar. Uyku kalitesinin sağlanamadığı durumlarda kişi kendini gün boyu yorgun ve bitkin hissedecektir. Bu durumda gün içerisinde dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon eksikliği de kaçınılmaz olmaktadır. Uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişse de, ortalama olarak 7-8 saatlik kaliteli bir uyku sağlıklı yaşam için gereklidir. Kalp damar ve beyin hastalıkları riskinizi azaltın Horlama, uykuda nefes durması, gündüz aşırı uyku hali, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, cinsel isteksizlik, hipertansiyon, insülin direnci gibi problemler uyku apnesini işaret edebilir. Tedavi edilmeyen uyku apne hastalığı, ilerleyen dönemlerde kalp damar ve beyin damar hastalıkları riskinde de artışa yol açabilmektedir. Gece çok terliyor ve sık tuvalete kalkıyorsanız… Erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla görülebilen uyku apnesinden şüphelenilmesi gereken bir durum da gece özellikle baş ve boyun bölgesinde terlemede artış yaşanması ve gece sık sık idrara kalkılmasıdır. Sabah yorgun, baş ağrısı ve ağız kuruluğu ile uyanılması da uyku apne sendromunun belirtileri arasındadır. Solunum düzensizliği ve nefesin durmasına dikkat! Uyku apnesi gece uykusunda solunum düzensizliğine ve çok gürültülü horlamalara neden olmaktadır. Bu tip horlamalar daha çok sırtüstü uyuma ile gerçekleşen horlama durumlarından farklıdır. Çünkü uyku apnesine bağlı horlamalar, her türlü uyuma pozisyonda gerçekleşmektedir. Uyku apnesi hastalığında, solunum düzensizliğine ek olarak sık sık ve uzun süreli olarak nefes durma problemi de yaşanmaktadır. Uyku boyunca birçok kez 10 saniyeden bir dakikaya kadar ulaşan solunum durmaları görülmektedir. Bu tür nefes durmaları, oksijen ve uyku yetersizliği yaşanmasına neden olmaktadır. 3 soruda uyku apneniz olup olmadığını belirleyebilirsiniz Uyku apnesinin belirtilerinin hasta tarafından fark edilmesi zordur. Bu konuda kişinin uyku durumunu bilen eşi, ebeveynleri, çocukları ya da yakınları tarafından doğru bilgi sağlanmalıdır. Uyku apnesinin varlığından söz edebilmek için 3 önemli soruyu cevaplandırmak çok önemlidir. Horlama, uykuda nefes durması ve gündüz artmış uyku hali var mı? Bu 3 soruya "evet" yanıtı veriliyorsa, bu durum uyku apnesi ile karşı karşıya olunduğu anlamına gelecektir. Bunun için en kısa sürede bir uzman doktora başvurulmalıdır. Özel bir uyku testi ile tanı konulabiliyor Uyku apnesinin tanısı ve derecesi "polisomnografi testi" ile belirlenmektedir. Bu testin sonucuna göre tedavi de şekillenmektedir. Polisomnografi testi ile; elektroensefalografi (EEG), elektrookülografi (EOG), elektrokardiyografi (EKG), elektromiyografi (EMG), göğüs ve karın hareketleri kaydını içeren solunum eforu, burun ve ağızdan hava akımı kaydı, oksijen satürasyonu, vücut pozisyonu gibi 8 parametrenin gece boyunca 7 saat süre ile takibi sağlanmaktadır. Kişinin bir geceyi uyku laboratuvarında geçirmesi ile uyku apnesi teşhisi konulabilmektedir. Kilo vermek ve sigarayı bırakmak gerekiyor Test sonucuna göre uyku apnesinin derecesi belirlenmekte ve tedavi planı belirlenmektedir. Kişinin uyku apne derecesine bağlı olarak "Pozitif Hava Basıncı-PAP" cihazları ile ya da gibi kulak burun boğaz doktorları tarafından uygulanan cerrahi yöntemler ile tedavi sağlanabilmektedir. Tüm hastalara genel olarak kilo verilmesi, sigara ve alkolün bırakılması önerilmektedir. Diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, obezite gibi hastalıklar açısından riski yüksek olan kişilerde uyku apne sendromunun teşhis ve tedavisi büyük önem taşımaktadır.
0 notes
cpaptc · 11 years
Link
Aradığınız pek çok bilgi ve daha fazlası.
0 notes